30 Temmuz 2012 Pazartesi


GEBELİK AYLARINA GÖRE ANNE VÜCUDUNUN GELİŞİMİ

GEBELİKTE 1. AY
Gebeliğin İlk Ayları
Gebeliğin İlk Belirtileri
Gebelikle birliklte hormonlarınızdaki değişikliklerin sonucunda aşağıdakilerin bir ya da daha fazlası görülebilir:Bunlar 12. haftadan sonra azalır.
*Adet gecikmesi
*göğüslerde büyüme , gerginlik, hassaiyet
*Bulantı
*Kusma, ağızda metalik tat ve yiyeceklere karşı ilgisizlik
*Bazı besinlerden iğrenme ya da aşırı isteme
*Yorgunluk, halsizlik
Vajen akıntısında artış,
*Sık idrara gitme
*Duygusallaşma

GEBELİĞİN 2. AYI
Doğum zamanının hesaplanması

Son adetin ilk gününe 280 eklenerek bulunur. Gebelik süresi 40 hafta kabul edilirse de , 38 ile  42 haftalar arasında normal sayılır.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Sigara , alkol ve doktora danışılmadan alınan ilaçlar gebelik boyunca, özellikle de bebeğin organlarının geliştiği ilk 3 ayda zararlıdır.Kedi, köpek dışkısaı ve çiğ etle temas edilmemelidir.Bunlar bebeğe zararlı olabilecek toksoplazma denen parazit taşıyabilir.

GEBELİKTE 3. AY
Gebeliğe Alışma

Gebeliğin başlarında görülen bulantı, kusmalar vesık idrarra çıkma bu  dönemden itibaren azalır. Bağırsak hareketleri yavaşladığından kabızlık görülebilr.Aşırı kusmanız olmamışsa bu dönemde 1-52 kg almanız beklenir.Bütün gebelikte alınan kilonun%10'una karşılık gelir.Hormonel değişikliklerinden dolayı bu dönemde aşırı duygusal olabilirsiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kontroller için doktora başvurun. Taze yiyeceklerle ve dengeli beslenin.Kabızlığa karşı bol bol su için ve yeşil sebze gibi bol lifli yiyecekler yiyin. Göğüslei destekleyecek uygun bir sütyen kullanın. Dişlerinizi kontrol ettirin.

GEBELİKTE 4. AY
Gebelik artık belli oluyor;

Kendinizi daha enerjik hissetmeye başlarsınız.Gebe olduğunuz dışarıdan belli olmaya başlar.Cildiniz koyulaşabilir.Beliniz kalınlaşmaya başlar.Karnınızın üstünde koyu bir çizgi görülebilir.Doğumdan kısa bir süre sonar bu çizgi kaybolur.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Bu dönemde iştahınız artmaya başladığından,sağlıklı beslenetre kilonuza dikkat etmelisiniz.Bol ve rahat giysiler tercih etmelisiniz. Gebelik sürecinde artan demir ihityacına bağlı olarak doktorunun vereceği demir preparatlarını kullanmaya baslamalısınız.

GEBELİKTE 5. AY
Gebelik ilerliyor;
Memelerde ilk süt gelebilri.Bu süt sadec silinmeli,  mem sıkılmamalıdır.
Cilt koyulaşması artabilir.Bunun kalıcı olmaması için dışarı çıktığınızda güneş koruıyucu krem kullanabilirisiniz.
Sırt ağrısı, kasıklarda gerilme, vajen akınıtısı, diş eti kanaması gib yakınmalara sık rastalnır.Bebeğinizn hızlı büyüdüğünü ve s,izinde hızlı kilo alacağınız bir döneme girdiğinizden sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmelisiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kendinize özen göstermelisiniz.Rahat giysi ve ayakkabılar güymelisiniz.Bebek eşye ve giysileeri düşünmeye başlayabilirisiniz.

GEBELİKTE 6. AY
Gebebliğğn en iyi zamanları;
Bu dönemde kendiniz daha iyi ve zined hissedeceksiniz. Kilo alımı hızlı olabilr. Dikkat!!
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Her fırsatta ayaklarınız yukarı kaldırarak dinlendirmelisiniz. Belinizi ve bacaklarınızı sıkan giysilerden kaçının.Sıcağa duyarlılığınız artacağınadn bol bol su içmelisiniz.

GEBELİKTE 7.AY
Gebelik ilerlemey devam ediyor;
Sindirim güçlüğü ve kramplar görülebilir.Karında çatlaklar oluşabilir. Bunu önlemek ya da daha az olmasını sağlamak için karın bölgesi sık sık nemlendiricili bir krem ya da yağ ile yumuşatılmalıdır.UYku bozuklukları olabilir.
Bu dönemde dikkat edilemsi, gerekenler:
Doktor kontrollerini sıklaştırabilrisniz.Gün içinde sık sık dinlenmeli, geceleri mümkün oldukça erken yatmaya çalışmalısınız.Her fırsatta ayaklarınızı yukarı kaldırarak , dinlenmalısiniz.

GEBELİKTE 8.AY
Bebek her an gelebilir;
Kendinizi ağır ve hantal hissedebilirsiniz.Rahat uyuyamayabilrsiniz. BUnun çin bol bol yastıkla vücut boşluklarınız doldurarak en rahat pozisyonu sağlayarak , daha uzun uyuyabilirisiniz.
Neler oluyor?
Büyüyen bebek iç organlarınıza baskı yaparak solunum güçlüğüne, sık idrara çıkmaya neden olabilir.Koşarken, gülerken ya da öksürürken idrar kaçırabilirsiniz.Olabildiğince dinlenmeye çalışmalısınzı.Kilo alışınız fazla ise karbonhidratları azaltmalısınız.
Gebelikte alınan ortalama kilonuz 10-12 kg arasında değişmesi idealdir.Bebeğinize gereken temel malzemeleri şimdiden alabilirsiniz

GEBELİKTE 9. AY
Tatlı Heyecan;
Çalışıyorsanız doğum iznine çıkmış, doğum hazırlıklarını bitirmiş olmalısınız.Bu dönem gelecek bebek için çok heyecanlı olmalısınız.
Neler Oluyor?
Bu dönemde bebeğin başının, leğen kemiğinin boşluğuna girmesiyle mide yanması, sindirim, solunum güçlüğü yakınmaları azalır.Bebeğin başı idrar torbasına baskı yaptığından idrara çıkma sıklığı artabilir.Bu dönemde kendiniz daha enerjik hissedebilrsiniz. Bundan yararlanarak kendiniz yormayın. Doğujm esnasında ve sonrasında  enerjiye ihtiyacınız olacaktır.

GEBELİKTE 10. AY 
Artık bebek geliyor
Doğum heyecanı başlar, bir an önce doğum gerçekleşsin isyteyebilirsiniz.
Neler oluyor?
Doğum ağrılarınız düzenli ve sık olacaktır. Doğum belirtilerini tek tek kontrol edin. Ve doktorunuzla iletişim halinde olun.
Doğum
Hazırlık ve beklemeyle geçen onca aylardan sonra artık bebeğiniz kucağınıza alabilrisiniz.Giderek onu dah iyi anlayacak ve hergün yeni bir şeye tanık olacaksınız..

Doğum yöntemine nasıl karar vermeli?



Doğum zamanı yaklaştıkça, verilmesi gereken en önemli kararlardan biri de doğum için hangi tekniğin doğru olacağıdır. Bünyeniz kadar psikolojiinizi de yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili doğum bilgileri edinmeli ve en doğru kararı verebilmek için iyi değerlendirmelisiniz. Genellikle 18 - 36 yaş aralığında olan ve ilk doğumunu yapacak annelerin normal doğum yapabilme ihtimali yüksektir. Ama daha genç ya da daha ileri yaşlarda olan anneler için bu seçenek risklidir. 

İçinizdeki sesi dinlemenin yanı sıra doktorunuza da danışarak, en ideal doğum yöntemini belirlemelisiniz.

Normal doğum nedir, nasıldır?

• Gerekli şartlar yerine geldiğinde doğumun vajinal yolla ve normal koşullarda gerçekleşmesine denir. 

• Zamanı geldiğinde gerçek doğum kasılmaları başlar. Önceleri seyrek olsalar da düzenli aralıklarla gelen ağrılar, giderek daha sık, daha uzun süreli ve daha şiddetli olmaya başlar. 

• Belli bir standartı olmasa da, saatte bir gelen ve 15 - 20 saniye kadar süren düzenli ağrılar başladığında doktorunuzla temasa geçmeniz gerekir. 

• Normal doğumlar kendiliğinden olabildiği gibi, vakum veya forseps gibi müdahaleler de gerektirebilir. 

• Doğumun birinci evresinde, ağrıların başlamasından hemen sonra serviks açılır. Açılma uzunluğu 10 cm'e kadar çıkar. 

• Doğumun ikinci evresinin başlaması için serviksin tam olarak açılması gerekir. Bebeğin dışarı çıkmasına kadar süren bu 2. evrede, şiddetli ve düzenli kasılmalarla itilen bebek, incelen serviksten kolaylıkla geçer ve vajinaya ulaşır. 

• Doğumun üçüncü ve son evresi, bebeğin dışarı çıkmasıyla başlar ve plasentanın dışarı çıkmasıyla son bulur. Bebek tamamen dışarı alındığında, plasenta ile bağlantı sağlayan göbek kordonu kesilerek anneden ayrılır.

• Genel olarak doğum ortalama 14 - 15 saat sürer ama daha kısa sürmesi de mümkündür.

Suni Sancı Nedir ?

• Zamanı geldiğinde başlaması gereken sancılar her şeyin uygun olmasına rağmen başlamadığında ya da var olan kasılmaları desteklemek gerektiğinde kullanılır.

• Anneye serumla ‘oksitosin’ hormonu verilir. Bu hormon annede suni kasılmalar başlatır. 

• Oksitosin, normal şartlarda beynin ‘hipofiz’ denilen bölgesinden salgılanır ve rahimde kasılmalar yaratmak dışında, sütün memeden dışarı atılmasını sağlar.

• Suni sancı ile oluşan kasılmalar, doğal kasılmalardan daha sık, daha düzenli ve daha şiddetli olur. 

• Uygulanan bu tekniğe rağmen yine de doğum ilerlemezse sezaryene geçilir.

Epiyozlu doğum nedir, nasıldır?

• Normal doğum sırasında bebeğin doğumunu kolaylaştırmak ve doğumda oluşabilecek yırtıkları önlemek için çıkış bölgesinin kesilmesidir.

• Doğumda bölgeyi genişletmek için kesilir ve doğum sonrasında yeniden dikilir. 

• Bu kesiğe epizyotomi denir ve bebeğin çok daha kolay çıkabilmesini sağlar. 

• Gerekmediği sürece yapılmaz ama bölgenin anatomik yapısının bozulma riski varsa bölgeyi korumak amacıyla uygulanır. 

• Operasyon sırasında lokal anestezi uygulandığı için ağrı duyulmaz. 

Forsepsle veya vakumla doğum nedir, nasıldır?

• Bebeğin kulak çevresinden geçerek başını tamamen kavrayan, metal alete 'forseps' denir. 

• Çan şeklindeki metal başlığı bebeğin başına yaslayarak, vakumla dışarı doğru çekilmesine ise vakumla doğum denir. 

• Normal doğumların %10'unda doktorlar, doğuma yardımcı olması için forseps veya vakum kullanmayı tercih edebilir. 

• Bebeğiniz sıkıntı belirtileri gösteriyorsa veya doğum kanalında sıkışırsa ya da siz yeterince hızlı itemiyorsanız, bu aletler bebeğinizin hayatını kurtarmaya yardımcı olur. 

• Bu tür sıkıntılı durumlarda eğer sezaryen olmak istemiyorsanız, bu teknikler normal doğum yapabilmenizi sağlar. 

• Genel olarak anne için vakum daha az travmatik olurken, bebek içinse forseps daha az risklidir. 

• Bebek açısından kalıcı ve tehlikeli riskler taşımaması için, her iki yöntem de usulüne göre uygulanmalıdır. 

Sezaryen nedir, nasıldır ?

• Sezaryen bir operasyon olduğu için, operasyona ilişkin genel riskleri de taşır. Bu yüzden prensip olarak ilk seçeneğin normal doğum olması gerekir. 

• Bebeğin rahim içindeki durumu önemlidir. Anne veya bebeği tehdit eden ve beklenmeyen herhangi bir durumda sezaryen gerekli olabilir. 

• Günümüzde çoğunlukla ilk doğumlarda ya da bebeğin baş bölgesinden gelmemesi gibi pozisyonlarda sezaryen tercih edilir. 

• Tıbbi gereklilikler yüzünden, zorunlu olarak sezaryenin seçilmesi de söz konusu olabilir. Bu gereklilikler hamileliğin son dönemlerine doğru netleşir ve sezaryen planlı bir şekilde gerçekleştirilir.

• Seyrek olarak, normal doğum sırasında gelişebilecek acil durumlarda da sezaryene geçilebilir. 

• Sezaryene başlamadan önce hazırlıklar konusunda anne bilgilendirilmelidir. 

• Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra epidural anestezi ya da Spinal anestezi ile anne acıya karşı duyarsızlaştırılır ve karın bölgesinin alt kısmından yaklaşık 8 - 9 cm’lik, yatay bir kesi yapılır. 

• Karın duvarı açılır ve kesik derinleştirilerek tüm karın katları açıldıktan sonra rahim duvarına gelinir.

• Ardından bebeği anne karnında besleyen ‘plasenta’ rahmin içinden çıkartılır ve bebek uygun şekilde kesikten dışarı alınır. 

• Normal doğumda olduğu gibi sezaryende de göbek kordonu kesilir. Plasenta rahmin içinden alınır. 

• Annenin karın içi temizlenir, kanayan yerler kontrol edilir, varsa müdahale edilir ve karın duvarı tekrar anatomisine uygun olarak dikilir. 

• Son olarak cilde estetik dikiş yapılır. Ameliyat ortalama 30 - 35 dakika sürer. Ardından anne 10 - 15 dakikalık gözlemin ardından doğum servisine gönderilir. 

Suda doğum nedir?

• Annenin 35 - 37 derecede sıcak suyla dolu bir havuzda gerçekleştiği alternatif bir doğum tekniğidir. 

• Doğum sırasında sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır. Sıcak su, doğal sancılanma sürecinin başlamasına yardımcı olur ve anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmez. 

• Su, vücudu rahatlatan endorfin hormonunun salgılanmasını kolaylaştırarak doğum gerilimini azaltır. 

• Doğum başladıktan sonra bebeğin kalp atışları ve annenin tansiyon ölçümleri yapılır. 

• Bebek, anne rahminde de suda olduğu için bir su ortamından başka bir su ortamına rahatlıkla geçer ve şoka uğramaz. 

• Doğum gerçekleştikten sonra anne normal doğum masasına alınır ve kanama kontrolü yapılır. 

• İlk kez doğum yapan annelere ve riskli gebelik grubundakilere önerilmez. Ayrıca HIV, hepatit ve aktif genital enfeksiyonu olan anneler, daha önce sezaryenle doğum yapan veya çok kilolu olan anneler, bebeğin ters gelmesi, çoğul gebelik, bebeğin 4 kilonun üstünde olması, erken doğum, annenin; astım, kalp, şeker veya yüksek tansiyon gibi hastalıklarının olması, su kesesinde sorun olması gibi durumlarda suda doğum yapılamaz.

BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK EĞİTİMİ




Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler
olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının
hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek
vermeye çalışıyoruz..
Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize
 yardımcı olabilmektir.
Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk
günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.


Bu eğitim programın da ;

***Anne sütü ve Emzirme,

***Bebek Bakımı

-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,-bebeğin altının değiştirilmesi,
 -bebeği  tutuma ve taşıma,
-bebeği  giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-bebeğin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları

***Lohusalık 

ana başlıkları altında olacaktır.
Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?,
Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? 
Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız.
Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız..

Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com  email atabilirsiniz.

www.bebekesya.com hakkında detaylı bilgi için tıklamanız yeterli...

Eğitim yerimiz: Kabataş ‘dadır.
Adresi: Ömer Avni Mah. İnebolu Sok. No: 37
34427 Kabataş - Beyoğlu / İstanbul Ücreti: 50 TL..

26 Temmuz 2012 Perşembe

BEBEKLERİMİZİN HAYATINDAKİ ÖNEMLİ BİR DEĞİŞİKLİK:BEBEKLERDE KATI GIDAYA GEÇİŞ...

Bebeğimiz ilk 4-6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslerken katı-ek gıdaya geçerken tüm anneleri bir telaş sarıyor. Kimi bu duruma çok hevesli, kimi ise çok endişeli olabiliyor. Böyle hissetmek de çok normal.
İlk 6 ay boyunca sadece anne sütü alan bebeğe birden tabak tabak yemek , meyve püresi verilmeyecek tabii ki.İlk bir kaç ayda bebeğimizi yeni besinlerle tanıştırmak, tattırmak, allerji yapıp-yapmadığını anlamalıyız. Yine ana besin anne sütü almalı. Bu geçiş döneminde en önemli şey hangi ayda hangi besini vereceğinizi bilmek ve bebeğinizi asla zorlamamak önemli.
Erken ek gıdaya geçildiğinde; bebeğimizin sindirim sistemini zorlamış oluruz. Bu da bağışıklık sistemini direkt etkileyecektir. Geç başlandığında da,bebeğin ek gıdaya geçişi çok zor olacaktır.Bu da yetersiz beslenmesine neden olacaktır. O nedenle bu geçişin çocuk doktorunun tavsiye ettiği zamanda olmasına dikkat etmekte fayda vardır.

Ek Gıdaya Geçerken bir kaç noktaya dikkat etmekte fayda vardır.




*ek gıdalar mutlaka aç iken denenmelidir.O güne kadar sadece anne sütüyle beslenmiş olan bebeğin,başlanan yeni gıdanın lezzetini benimseyip alabilmesi için aç olması gerekir. Tok iken yeni bir besin maddesini denemek doğru değildir.
*Verilecek ek gıdanın miktarının az olması önemli. İlk vereceğiniz besinin 1 tatlı kaşıktan fazla olmamasına dikkat edin. Her gecen gün minik minik miktarını arttırabilirsiniz.
*Verilen besin tek çeşit olmalı. Her gün yeni bir besine başlayın.Çünkü eğer allerji gibi bir durum olursa neyin dokunduğunu bilmeniz zor olacaktır.Eğer allerji yapan bir besin olursa ara verin. Bunun dışında bebeğiniz verdiğiniz besinden hoşlanmadıysa, 3 gün ara verin ve sonra tekrar teklif edin.,
*Verilen besin ayına uygun olmasına dikkat edin.Aceleci davranmayın. Ayına uygun olması bebeğinizin sindirim sistemi açısından çok önemlidir.
*Bebeğinizin ek gıdaya geçtikten sonra dışkısını da kontrol edin. Farklılık gördüğünüzde verdiğiniz besine ara verip, doktorunuzla iletişime geçebilirsiniz.
*Ek gıdaya geçerken bazı doktorlar meyveden bazıları da sebzeden başlatabilir. Bebeğinizin reflü gibi sıkıntısı varsa 8-9. ayda yoğurt başlanabilir.
Ama unutulmamalıdır ki anne sütü ana besinimizdir. İlk yıl anne sütü eşliğinde ek gıdalar tanıştırılmalıdır. 
*Tüm besinler kaşık ile verilmelidir.Bebeğe verilecek yiyecekler doğal ve taze ürünler kullanılarak hazırlanmalıdır.Konserve  ve dondurulmuş yiyeceklerle katkı maddeli hazır besinler bebeğe verilmemelidir.

Çocuklarla güvenli seyahat için 10 altın kural



Seyahatlerde çocukların güvenliği ve rahatı her şeyden önce gelmeli. Çünkü, yolculuk esnasında rahat edemeyen çocuk, büyük tehlike nedeni! 

Goodyear, bu yaz çocuklarla mutlu bir seyahat etmek için 10 altın kural hazırladı. Çocuklarla seyahat etmek, bu kurallar uygulandığı takdirde keyifli olacaktır. 10 altın kuralın temeli ise otomobilinizde seyahat öncesi çocuklarınızın rahat edeceği bir ortam hazırlamak.


1-    Çocuğunuzu, çocuk koltuğuna oturtun ve kemerini bağlayın.

Haziran 2010’dan bu yana ülkemizde de geçerli olan kurallara göre boyu 1.50 metreden kısa çocukların uygunluğu onaylanmış çocuk koltuğunda seyahat etmesi gerekiyor.

13 kg’dan hafif çocuklar: bebek koltuğu
9 ila 18 kg arasındaki çocuklar: çocuk araç koltuğu
15 kg’dan ağır çocuklar: araç içi yükseltici koltuk

Çocuğunuzun, her seyahat esnasında güvenli bir şekilde bağlanmış olduğunu kontrol edin. Çocuk koltuğunda oturmasının ne kadar önemli olduğunu anlamasına yardımcı olun. Siz araba kullanırken onların bunu yapmayacaklarından emin olamayacağınız için, çocuğunuza, emniyet kemerini açıp kapatmayı mümkün olduğunca geç öğretin. Yolculuk esnasında arabanın içinde gezinen çocuk ciddi tehlike yaratır.

2-    Çocuğunuzun uyku saatinde yola çıkın.

Çocuklarınızın akşam uykusuna yatacağı vakit yola çıkarsanız eğer, çocuğuz yolculuğun çoğunda uyumuş olacağından dolayı siz rahat seyahat edersiniz. Çocuğunuzun düzenli bir uykusu yoksa eğer yemek yedirdikten 1 saat sonra yola çıkın. Mola yapacağınız yerleri önceden belirleyin. Çocuklu bir ailenin ihtiyaçlarını karşılayacak yer seçin.

3-    Camlara güneşlik takın.

Aracın camlarında güneşlik yoksa yaz ayları bunları almanız için doğru zamandır. Çocuklarınızın sizinle beraber geliyor olması durumunda onların rahatını sağlayarak araç içerisinde kaliteli zaman geçirmelerine ve güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunmalarına yardımcı olun.


4-    Seyahat esnasında herkesin yeterli şekilde sıvı tükettiğinden emin olun.

Sıvı tüketimi yeterince alınmadığında baygınlığa kadar giden tehlikelere yol açar. Sıvı tüketiminin düzenli alınmasına dikkat edin.


5-    Güneş ışığının yaratacağı tehlikelere karşı önlem alın.

Güneşli günlerde araç içi sıcaklığının dışarıdaki ısıdan çok daha fazla olduğunu düşünerek ısınan metal aksamlardan dolayı çocuğunuzun cildinin yanmasını önlemek amacı ile park halinde iken çocuk koltuğunun üzerini örtmeyi unutmayın.

6-    Uzun seyahatlerde çocuklara rahat ve hava geçiren giysiler giydirin.

İçeriğinde yüzde 100 pamuk olan kıyafetleri tercih edin. Kıyafetin lastikleri varsa gevşek olmasını sağlayın.

 7-    Çocuklarınızı eğlendirin.

Çocuklarınızın seyahat esnasında eğlenceli aktiviteler ile meşgul olması uzun yolculukların tüm aile fertleri için daha sakin geçmesini sağlar. Goodyear’ın 2011’de yaptığı “Yazın Yol Güvenliği” 2 araştırması sonucunda araç içindeki “bağrışmanın” sürücüler için en önemli dikkat dağıtıcı faktör olduğu ortaya çıktı.

Çocuklarınıza oyalanabilecekleri oyuncaklar verin, ancak yumuşak olanları tercih edin. Ağır veya keskin oyuncakları seyahat esnasında araç içerisinde bulundurmayın. Özel çocuk CD ve DVD'leri ve çocuk kitapları da uzun yolda çocukların sıkılmasını önleyecektir.

8-    Çocuklarınızın yanına yetişkin birini oturdun.

Seyahat esnasında çocuklar arka koltukta ne yaparsa yapsın sürücü için yola tam olarak yoğunlaşmak öncelikli olmalıdır. Çocukların yanında onlarla ilgilenecek yetişkin birinin olması önemlidir. Arkaya dönmek veya dikiz aynasından çocukları izlemek, sürücünün trafik üzerindeki dikkatini dağıtacak ve kaza yapma riskini artıracaktır. 100 km/saat hızla giden bir araç saniyede 30 metre yol almaktadır. Çocuklara bakmak için arka koltuğa dönerek kaybedilecek 3 saniyelik bir zaman dilimi 100 metrelik bir yolun sürücü tarafından görülemeyeceği anlamına gelir.

9-    Eşyalarınızı önem sırasına göre son girenin ilk çıkacağını düşünerek yerleştirin.

Çocuklarla seyahatte eşyaları yerleştirdiğiniz yer önemlidir. Acil ihtiyacınız olacak eşyaları en son yerleştirin. ‘Son giren ilk çıkar’ mantığıyla hareket edin. “Olmazsa olmaz”ların ne olduğunu iyi düşünün. Yiyecek, içecek, mendil, çocuk bezi, ilaç, çocuk oyuncakları ve diğer temel eşyaları varış yerine kadar rahatça erişebilmeniz için aracınıza en son yerleştirin.

10- Aracın dışında da çocuklarınızın güvenliğini sağlayın.

Aracın arızalanması stres yaratan bir durumdur ve herkesin her an başına gelebilir. Böyle bir durumda çocuklarınızı kontrol altında tutun.Araştırma[1], sönük lastikle sürüş yapan Avrupalı araç sürücülerinin %85’inin en çok endişeli olduğu durumların çocukların araç içerisinde oldukları zamanlar olduğunu göstermektedir.

Goodyear RunOnFlat lastiklerinin takılması ile bu gibi durumlar önlenebilir. RunOnFlat (Patlasa Da Giden) Teknolojisi sayesinde sürücüler, artık lastik değiştirmek için tehlikeli yol kenarlarında durmaya gerek duymaz.

24 Temmuz 2012 Salı

HASTA BEBEĞİ BESLEMEK

Hastalık döneminde genellikle iştah kaybı görülür.Bazen, sindirim sistemi bozukluklarında olduğu gibi, bu istenen bir şeydir çünkü yemek yememesi iyileşme sürecinde mide ve bağırsakların dinlenmesini sağlar.Bazen de , ateş varlığında olduğu gibi, bu iyi bir şey değildir çünkü enfeksiyonla mücadele ateş oluşumuna yardımcı olacak ekstra kaloriler alınamamaktadır.


Hastalandığı zaman bir kaç şeye dikkat etmek önemlidir.


*Sıvı alımını arttırın: bebeğinizin ateşi varsa , solunum yolu enfeksiyonu geçiriyorsa ya da ishalin eşlik ettiği bir sindirim sistemi hastalığı mevcutsa dehidratasyonu önlemek için katı yiyecekler yerine sıvı yiyecekler ve su miktarı yüksek yiyecekleri( meyve suları, sulu meyveler, çorbalar) veya rehidratasyon sıvılarını verin.Bebeğiniz bunlardan sadece bir yudum bile alsa gün içinde sık sık verebilirsiniz.

Altuğ da ateşli bir hastalık ya da viral bir enfeksiyondan dolayı hastalandığında ilk değişen iştahı oluyor. İlk hastalıklarında bu durumu anlayamıyordum. Neden , diye çok üzüldüğüm oluyordu. Halen de hastalandığında ve oluşturduğum yemek düzeninin bozulmasından dolayı üzülüyorum. Ama artık bu dönemlerde daha fazla sıvı vermeye çalışıyorum. Bol bol taze sıkılmış meyve sıuları ve kakaolu süt bizizm hayatımızı kurtaıyor. Öyle ki tüm gün sadece meyve suyu ve sütle geçtiğini bilirim.


*Kaliteyi Arttırın: Bebeğinizin istediği her şeyi yemesine izin verme eğiliminiz bulunsa bile yapmayın.kaloriden başka bir şeyden zengin olmayan yiyecekler çocuğunuzun yemesi gereken yiyeceklere karşı iştahını kapatacaktır.Bir çocuk bağışıklık sistemini güçlendirmek için bolca vitamin ve minerale gereksinim duyar , bu yüzden bebeğinizin besleyici özelliği olan şeyler yediğinden emin olun.


Hastalandığında şeker vb. şeyleri vermiyorum. Normal zamanda minik minik versem de hastalandığında azıcık iştahını onlarla kesmemeye çalışıyorum.


*Sevdiği yiyecekleri verin: Hasta çocuğunuzun abur -cubur yemesini istememeniz son derece doğal , bebeğinizin iştah iyi değilse ve diyet kısıtlaması yoksa ancak sağlıklı yiyeceklerden istediklerini yemesine izin verin.Bu dört gün arka arkaya sadece mama veya anne sütü ve muz olsa bile...
Daha büyük çocuğun iştahı açmak için görünüşleri kadar tatlarının da çekici olması önemlidir.Örneğin yüzü olan krepler buna bir örnektir.

Simit, yoğurtlu pilav bizim hayat kurtarıcı yemeklerimiz. Altuğ normal zamanda da sebze yemeyen bir çocuk. onun için hastayken de sebze yemesini beklemiyorum. Son hastalandığında kiraz ve domatese düştü. yarım domates, 6-7 kiraz:))


*Çocuğunuz zorlamayın: Bebeğiniz son 24 saat içinde ağzına bir lokma koymamış olsa bile onu yemeye zorlamayın.Bebeğinizi zorladığınız taktirde hastalığı düzelse bile yeme konusunda oluşabilecek problemler düzelmeye biri.Bir kaç günlük yarı açlık döneminden sonra bebeğiniz çok zayıflamış görülebilir fakat bu konuda endişe etmeyin, çünkü bir hastalık döneminden sonar kaybettiği kilolarını yerine koyana kadar bebeğiniz gayretli bir şekilde yemek yiyecektir.Doktorunuz iştah kaybı konusunda mutlaka bilgilendirin.

Zorlama işini ben Altuğ 18 aylıkken yaptım. O kadar da kötü yaptım ki.. Çocuk her şeyi yerken şimdi malesef çok seçici. Kendi yemek yemeyi sevdiği için porsiyonlarımız küçük bizim. Gün içinde az yese de ona yarayacak yiyecek ve içecekleri vermeye çalışıyorum. Ama bazen uzun açlık döneminden sonra ben , gerçekten, çok yıpranıyorum. Oğlumun son hastalığında onunla beraber resmen bende kilo verdim.Israrcı olmak gerçekten çocuk için çok zararlı. iyileşseler de o zorlanın izlerini silmek gerçekten neredeyse imkansız oluyor.

23 Temmuz 2012 Pazartesi

BEBEĞİM UYGUN BESİNİ ALIYOR MU?

'Bir yaşında bir çocuğun ara sıra ve telaşla yediği yemeğin onun ihtiyacını karşılayamayacak gibi görünmesi mümkündür,fakat ihtiyaçları o kadar ufaktır ki, karşılanır.İhtiyaçları sadece besinlerle değil, çeşitli besinlerle alabilir.
Protein: Bebeğiniz hiç et, balık veya tavuk tatmadan da yeterli proteini alabilir.Süzme peynir, sert peynir, yoğurt, yumurta, tam tahıllı ekmek, kuru fasulye ve bezelye bunu sağlayabilir.Bir yaşında çocuğun ihtiyaçları,2+2/3 bardak süt  ve 2 dilim ekmek, 2 bardak süt ve 30 gr peynir, 1 bardak yoğurt,1/4 bardak süzme peyniri ile karşılanabilir.
Eğer bebeğiniz proteinli besinleri sevmiyorsa, ona örneğin minik krepler yapabilirsiniz. Böylelikle yumurta ve süt almış olur.
*Sebze : Vitaminlerin çoğunu farklı sebzeler hazırlayarak verebilirsiniz.. daha az sevilen yeşil sebzelerdeki vitaminlerin tümü sarı şeftali, mango ve tatlı patates ile sağlayabilirsiniz.
Ve bebeğiniz beslerken;
Bebeğin iştahının yol göstermesine izin verin. Açken bol yemesine ve tokken az yemesine izin verin. Sakın zorlamayın. Fakat aralarda yemesine engel olarak asıl öğünlerde acıkmasını sağlayın.
Abur cuburu engelleyin.Çok ufak bir gereksiz besin onun doyup hiçbir faydalı besin almadan yemeğini bitirmesine neden olabilir.
Pes Etmeyin.bugun etini, balığını veya ıspanağını yememesi yarın da yemeyeceği anlamına gelmez. Zorlamadan bunları ona uygun hale getirmeye çalışın.Bir gün tabağını silip süpürerek sizi şaşırtabilir.
Bir gün boyunca sadece meyve suyu, muz, süt, kek ve vitamin şuruplarıyla bile idare etse bile, günlük ihtiyacını aldığını bilin ve rahat olun..