31 Mayıs 2011 Salı


Bu set içinde, üç ana renk ; üç ara renk ; üç şekilde (Daire-Kare-Üçgen) 18 Kart ile çeşitli mandallar bulunmaktadır.Yaşamımızda üç parmak ( baş, işaret ve orta parmak ) çok önemlidir. Bu parmakların uygun, düzgün ve güçlü kullanımı bireyin yaşamını kolaylaştırır. Baş parmağını, diğer parmaklara birleştirme ve çeşitli yönlerde kullanabilme yetisi ödüllendirilmiş tek canlı, insandır.Bireyler, yaptıkları alıştırma oranında,bir beceride ustalık kazanırlar.
 Üç Parmak Seti, adı üzerinde, üç parmağı kullanmada ustalık kazanma ; el-göz koordinasyonu sağlama; dikkatini belirli bir süre bir etkinlik üzerinde toplama kazanımlarına yönelik, çok özel ve yeni ürünlerden...
Alamk isterseniz:http://www.vanilyaokuloncesi.com/urun_detay.asp?proGroupID=2&proGroupSubID=11&kategori=1&proGroupSubName=%DC%E7%20Parmak%20Seti

tıklamanız yeterli olacaktır. Ben de en kısa zamanda Altuğ'a bu seti almak istiyorum..O nedenle de blogda paylaşmak istedim...

ÇOCUĞUMUZA NE ZAMAN VE NASIL KİTAP OKUMALIYIZ?

Sesli okumak için sadece 3 şeye ihtiyacınız vardır: Siz, bebeğiniz ve okuyacağınız bir kitap. Her seferinde birkaç dakika okuyun ve bunu sık sık yapın. Tüm kitabı bitirmeye çalışmayın, sadece hoşuna giden bölümler üzerinde durmanız ilk etapta yeterlidir. Ilgisinin daha sonra arttığını göreceksiniz.

Her gün bunun için zaman ayırın, büyük ihtimalle gün içindeki uyku veya akşam uykusundan onceki zamanı seçebilirsiniz. Ayrıca bebeğinizle uykusundan once sarılmak bu rutini de kolaylaştırır. Bu bebeğinizi yatıştırır ve uyku zamanının geldiğini hatırlatır.

Günün başka zamanlarında da okumak yararlıdır. Altının kuru, tok ve dinlenmiş olduğu zamanları tercih edin. Kitaplar ayrıca doktorun muayenehanesinde veya alışveriş kuyruğunda beklemeye takıldığınız anlarda da hayat kurtarıcıdır.

Sizlere ek ipuçları:

•Okurken sarılmak bebeğinizin güvende, sıcak ve size bağlı hissetmesini sağlar.

•Gerekli yerlerde farklı karakterleri değişik ve seslerle gerektiği noktada farklı duygularla okuyun.

• Kitapta yazılı olanları okumaya uğraşmayın. Arada bir durun ve resimler ve yazılar hakkında sorular sorun. (‘Kedi nerede, Bak burdaymış, ne tatlı bir kedi.’) Çocuğunuz cevap vermese de bunun daha sonra cevap verebilmesini sağlar.

•Kitap okurken, basit şarkılar söyleyin, komik hayvan sesleri çıkartın veya dizinizin üzerinde zıplayın. Tüm bunların kitap okumanın keyifli olduğunu gösterir.

•Bebekler tekrarı çok severler ve tekrardan öğrenirler. Bu yüzden aynı şeyleri durmadan okumaktan çekinmeyin. Bunu yaptığınız zaman, bezer bir şarkıyı okuduğunuz gibi, her seferinde aynı yere vurgu yapın.

•Bebeğiniz büyüdükçe kumaş kitapları ve sert sayfalı kitapları tutmasına yardımcı oun. Ağzına götürmesine yardım etmeyin ama bu sayede onların öğrendiklerini de unutmayın. Anlayacaktır ki bu kitaplar yenmez!


Küçük bebekler için kitaplar basit, yazıların tekrarlandığı bir şekilde olmalı ve karışık olmayan basit resimleri içermelidir.

İlk aylarında sadece sesleri duyduğu için ritim içeren herşeyi okuyabilirsiniz. Biraz daha büyüdüğü zaman şekillere bakabilecektir ve bu yüzden basit resimleri ve mümkünse hiç fonu olmayan (veya tek renk olan) olan seçmelisiniz.

Bebeğiniz kitapları tutabilmeye başladığı zaman, içinde yüz şekilleri ve parlak renkleri olan kumaş kitapları tercih edin. Kitapların içinde neler olduğuna tepki göstermeye başladığı zaman kalın kitapları tercih edin. Konuşmaya başladıktan sonra kelimeleri veya bazı söyleyişleri tekrar etmelerini gerektiren kitaplar tercih edin.

Ayna içeren, dokun hisset tarzındaki kitaplar veya kapaklı sayfaları olan kitaplar da bu yaş grubu için yararlıdır. Kalın sayfaları kitaplar kolay çevrilir ve kolay tutulur. Bu yaştaki bebekler ayrıca tanıdıklarının resimlerini görmeye de bayılırlar.

Büyüyen bebeğinizin okuması için evde kitapların çevrede yaygın olması gerekidir. İleride oyuncak sepeti oluştuğunda içinde kitap olmasına da özen gösterin. Unutmayın, çocuğunuza sınırsız alabileceğiniz ve O’nu şımartmayacak tek şey kitaptır.

Ayrıca bunları yaparken kendiniz de okumayı ihmal etmeyin. Keyif için okumanız bebeğiniz için de iyi bir model olacaktır.

http://www.mikadoyayinlari.com/cocuk-kitaplari.php?kategori=0 - 24 Ay Çocuk 




Buradan da oğluşum Altuğ'a kitaplar seçeceğim..Siz de göz atın, isterseniz!!!

30 Mayıs 2011 Pazartesi

HAYDİ ANNE-BEBEK FESTİVALİNE!!!!!



İki gün sürecek olan Meydan AlışVeriş Merkezinde olacak,  anne bebek festivalinde hediyeli yarışmalar, doktorlarla söyleşiler olacak. Bunun yanı sıra Blogcu Anne Elif, Yeşim Mutlu, Anneysen.com‘un kurucularından Pınar Şimşek, SlingoMOM  ve bendeniz blogger anneler olarak söyleşi yapacağız. 5 Haziran saat 15:00′te sizleri de aramızda görmekten çok mutlu oluruz... 







“KAHVALTININ YILDIZI” NUTELLA’DAN




“Kahvaltının Yıldızı” Nutella® için Türkiye’nin Profesyonel Aşçılık Okulu MSA’dan sofraları şenlendirecek yepyeni lezzetler!

İlk kez 1942 yılında tüketicileriyle buluşan Nutella®, uluslararası geçerliliğe sahip diploma veren Profesyonel Aşçılık Okulu Mutfak Sanatları Akademisi (MSA) ile yepyeni bir projeye imza attı. Nutella'nın ekmeğe sürülerek tüketilen bir besin olmasının yanısıra, farklı alternatiflerle de keyifle tüketilebileceğini deneyimlediğimiz projede, MSA tarafından çok özel tarifler yaratıldı.

Yapılan araştırmalar ve yüzlerce tadım sonucunda yaratılan ‘Nutella ile Lezzetli Kahvaltı Tarifleri’nde; Nutella’lı krepten waffle’a, Nutella’lı açmadan donut’a, Nutella’lı biroche’dan pita’ya kadar birçok özel tarif bulunuyor. Hem geleneksel kahvaltıyı farklılaştıran, hem de yepyeni kahvaltı alternatifleri oluşturan Nutella®, günün ilk öğününde aileniz ve sevdikleriniz için hazırlayabileceğiniz şaşırtıcı ve lezzetli seçenekler yaratıyor.

Evde de kolayca hazırlanabilecek şekilde, özel olarak yaratılan “Nutella ile Lezzetli Kahvaltı Tarifleri” hem Nutella® severlerin, hem de Nutella® ile yeni tanışacakların beğenisini kazanacak. MSA tarafından hazırlanan tarifler çok yakında Nutella tüketicileriyle paylaşılacak.

  Geçenlerde email adresime Pelin Hanım'dan gelen , çok merak ettiğim MSA de yapılacak olan Nutella'nın bir aktivetsiyle ilgili bir email geldi..Çok heyecanlamnmıştım. Lakin işyerimde işler o kadar yoğundu ki.. İzin almam imkansızdı.. gerçekten üzüldüm.. takip ettiğim bir kaç blogda etk,nliğe katılmış ve yazı yazmıslar. Onları okuyunca daha da üzüldüm doğrusu.. ne yapalım sağlık olsun derken , bugün Nutella ile yapılacak lezzetli tariflerin de olduğu yeni bir email gelince çok memnun olduım. Hayatta vazgeçilmezlerimin başınada olan  Nutella ile yapılacak olan  tarifleri en kısa zamanda deneyip, buradan paylaşacağım..




27 Mayıs 2011 Cuma

ÇOCUĞUNUZUN AİLE SOFRASINA GEÇİŞİ

Çocuğunuz birinci yaşını doldururken onu artık aile sofrasına, sizin düzen ve saatlerinize alıştırmaya başlayabilirsiniz. Aile sorfasında yemeğe başlamak, hem onun sosyal davranışlar ve beceriler kazanmasını sağlayacak, hem de ailenin diğer bireylerin de yemek yiyor olması, çocuğunuzun kendisine verilen besinleri reddetmemesi için özendirici bir faktör olacaktır.
Çocuğunuzun sizinle beraber sofraya oturması, siz yetişkinler için evde pişirdiğiniz yemeklerden yiyebileceği anlamına gelmez. Çocuğunuzun yemekleri, az tuzlu ve az şekerli hazırlanmalıdır. 3 yaşını doldurana kadar çocuğunuzu ona uygun besinlerle beslemeli, ihtiyacı olan gıda miktarlarını günlük olarak alıp almadığını kontrol etmelisiniz.  Yine bebeğinize özel lezzetli mama tariflerini hazırlayarak, ona hem sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırmış, hem de onu dengeli ve sağlıklı beslemiş olursunuz.

Aile sofrasına oturan bebekleri beslerken en sık yapılan hatalardan biri, çocuğu yemek suyu ile beslemektir. Sizin için hazırlanan yemeklerin suyunun bebek için beslenme değeri çok düşüktür. Bunun yanı sıra, çocuklara çay, kahve veya kola verilmesi, içerdikleri uyarıcı maddeler nedeni ile onları aşırı sinirli yapar. En doğrusu bu içecekleri çocuğa hiç tattırmamaktır.
Çoğu bebek ilk yaşından itibaren genel alerjilere sahip olabilir. Eğer alerjiler konusunda endişeleniyorsanız, uzmanlar yumurta beyazının 2 yaşına kadar, kabuklu deniz ürünlerinin ise 3 yaşına kadar verilmemesini önermektedir. Her çeşit şeker de, çocuklara sık verilmemesi gereken yiyeceklerdendir. Yemek aralarında çocuğa şeker vermek, iştahı kapatarak yetersiz beslenmesine yol açtığı gibi ilerde görülen diş çürüklerinin de önde gelen nedenidir.

Yavaş yavaş aile sofrasına alışan çocuğunuzu beslerken şu noktalara dikkat etmelisiniz;

•Çocuğunuzu yemeye zorlamayın. Beslenmeye biraz ara verip, sonra tekrar yemek vererek tam doyması sağlayın.

•Besinleri çocuğa değişik tat, kıvam, renk ve çeşitlilikte sunmaya çalışın.

•Beslenmede ödül yöntemi uygulamayın, yemek yerken babasına veya büyük kardeşlerine özendirmeyi deneyin.

•Sofraya onun rahat kullanabileceği, uygun boyutta kaşık- çatal vb. gereçler sağlayın.

•Çocuğunuz seçici davranıyorsa, besinleri karıştırarak yedirmeyi deneyin. (sebzeleri, sevdiği çorbanın içine doğrayarak, karışık pürler halinde vb.)

•Çocuğunuzun aşırı acıkıp sinirlenmesine fırsat yaratmayın.

•Çocuğunuzu uykulu iken beslemeyin.

•Sizin için hazırlanmış yemeklerin suları, çocuğunuzun beslenme ihtiyaçlarını karşılmaz. Fazla yağlı ve tuzlu yiyeceklerin çocuğa verilmemesi gerekir.

ALTUĞ artık 16 aylık ve mama sandalyesine oturmaya başladığından beri bizimle masada beraber oturyor. Masa ile aynı seviyede olabildiği için ikeanın mama asandelyesini kullanıyoruz. halbuki çok özenerek chihconunkini almıştık..
Altuğ , şu sıralar bzim evde cola içmemeizden dolayı colaya karşı bir ilgisi var. O nedenle dün akşam Altan'la da konuşarak Altuğ'a zarar vercek her türlü zararlı ve sağlıksız besinden bizde uzak duracağız. Çocuk çünkü bizde ne görürse, onu istiyor. Çikolata ve krakerler içinde aynı şey geçerli..
Bizimle beraber aynı masada oturmaktan , biz ne yersek , karnı tok bile olsa tatmaktan çok mutlu oluyor. Biz her sabah Altuğ'a özel yemekler yapıyoruz. bazen bir kısır döngüye dönmüş gib hissetsem de bu ay pilavı yemeye başladı. Normalde sadece tadarken , şimdi yanında köfte ile yemeyi seviyor. etli kabak dolmasını seviyor..Mercimek çorbasının her türünüde severek yiyor. Necla teyzesi ; Altuğ'a hafta da 2 kere yoğurt mayalıyor. Severek de yiyor.Devam sütünü uyanıkken asla içmiyor. Bizde Altuğ uyurken, biberonla veriyoruz. Bazen çok güzel içerken bazen de içmiyor..
Hemen hemen herşeyi sevrek yiyor. sadece balığı kuru buluyor,sadec tadıyor. O nedenle balık yağ içeren bir vitamin veriyoruz, hafta da iki kere..
Buynun dışında çok da büyük sıkıntımız yok. Diş çıkarma ve hastalık dönemleri dışında...
KAYNAK: http://www.milupa.com.tr/cocugunuzun-beslenmesi/aile-sofrasina-gecis

Sağlıklı Beslenme Davranışı Kazandırma Prensipleri

Sağlıklı beslenme davranışının gelişmesi için şu noktalara dikkat edilmelidir:

- Yemek zamanları düzenli ve aynı zamanda olmalı

- Çocukların yemek kapları ayrı olmalı ve ne kadar yedikleri kontrol edilmeli

- Çocuk yemek yemeye ara verince biraz bekleyip, tekrar verilerek tam doyması sağlanmalı

- Besinler çocuğa değişik tat, kıvam, renk ve çeşitlilikte sunulmalı

- Çocukla birlikte yemek yenmeli, kendini beslemesine izin verilmeli, ancak yeterli miktarda beslenmesi için de yardım edilmeli

- Çocuğun masada rahat oturabilmesi için uygun boyutta iskemle, rahat kullanabilmesi için de uygun boyutta kaşık-çatal vb. gereçler sağlanmalı

- Yemek için yeterli zaman verilmeli, ama bu süre yarım saatten fazla uzamamalı

- Ana ve ara öğün araları iyi ayarlanmalı, ana öğün öncesinde 2 saatlik bir boşluk olmalı

- Çocuk seçici davranıyorsa besinler karıştırılarak verilmeli

- Çocuğun aşırı acıkıp sinirlenmesine fırsat verilmemeli

- Çocuk uykuluyken beslenmemeli

- Çocuk zorla beslenmemeli ve yemek zamanları stresten uzak, rahat ortamlar olmalı

- Çocuk susuz bırakılmamalı, ancak yemekten önce ya da sırasında çok su verilmemeli

- Bebeğiniz karışmış yiyecekleri sevmeyebilir, yoğurt ile meyveyi ayrı olarak yemeyi tercih edebilir. Bebeğinize farklı tercihler sunarken acele etmenizde fayda var, yeni bir yiyecekle beraber, ona benzer başka bir yiyeceği de verebilirsiniz. Bebeğiniz yeni bir yiyeceği denediğinde onu çiğnedikten sonra ağzından çıkarıyorsa, cesaretini kırmayın, belli bir süre sonra aynı yiyeceği tekrar vermeyi deneyin. Bebeğinizin yemek saatlerinde size katılmasına izin verin ve yemek yerken nasıl zevk aldığınızı gösterin. Böylece sizi taklit etmeye çalışacak ve yemek saatlerinden hoşlanmaya başlayacaktır.



- Çocuklar düzenli ve öğün atlamadan beslenmelidir. Öğünler dışında abur cubur tabir edilen bisküvi, simit, kola, çikolata gibi besinlerin yenmesine izin vermemek gibi önlemlerle çocuğu düzenli bir beslenme programına alıştırmaya çalışılmalıdır. Çocuğun gelişimi için kendi kendine yemek yeme alışkanlığı kazandırılmalıdır. Ayrıca nikotin içerdiği için bu aylarda bebeklere bakla ve patlıcan verilmemesi gerekmektedir



- Yiyecekleri tabağına gereksinmesinden fazla konulmamalıdır

- Çocuğun gerek sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanması, gerekse büyüme ve gelişmesini tamamlayabilmesi için, kendisine tüm besin gruplarından, besinlerin uygun pişirme yöntemleri ile sunulması ve öğün atlanmadan beslenmesi, çocuğun sağlıklı bir birey olmasının ön koşuludur.

kaynak: http://www.milupa.com.tr/

Gününüz bir Shay günü olsun!

Ne yapardiniz? Karari siz verin. Komik bir cümle beklemeyin, çünkü yok.
Okuma ve öğrenme zorluğu çeken çocuklara özel eğitim veren bir okul icin bağıs toplama yemeğinde, çocuklardan birisinin babası katılımcılar tarafından asla unutulmayacak bir konuşma yaptı. Okula kendini adamış öğretmenleri kutladıktan sonra şöyle bir soru sordu: 'Dışardaki etkenler tarafından etkilenmedikçe doğa herşeyi mükemmel bir şekil ve sırada yapıyor. Ama yine de oğlum Shay, diğer çocukların öğrendikleri gibi öğrenemiyor. Diğer çocukların anlayabildikleri gibi anlayamıyor. Oğlumda doğal olması gereken şeyler nerede?'

Bu soru karşısında dinleyiciler sessiz kaldılar.

Baba devam etti. 'Ben inanıyorum ki, dünyaya fiziksel ve zeka engelli Shay gibi bir çocuk geldiğinde, gerçek insan doğası kendini gösterme fırsatını buluyor ve bu da insanların o çocuğa davranış şekillerinde kendini gösteriyor.'

Ve sonra aşağıdaki hikayeyi anlatmaya başladı:

Shay ve babası bir gün parkta Shayin tanıdığı birkaç çocuğun baseball oynadıklarını gördüler.

Shay sordu, 'Acaba oynamama izin verirler mi?'

Shay'in babası çoğu çocuğun Shay gibi bir çocuğun takımlarında oynamasını istemeyeceklerini ama aynı zamanda eğer oğluna izin verirlerse oğlunun o çok ihtiyacını duyduğu, engellerine rağmen başkaları tarafından kabul edilmenin özgüveni ve sahiplenme duygusunu vereceğini de biliyordu.

Shay'in babası çocuklardan birinin yanına yaklaştı ve (fazla birşey beklemeyerek) Shay in oynayıp oynayamayacağını sordu. Çocuk şöyle danışabileceği birilerine baktı ve sonra 'Şu anda 6 sayı gerideyiz ve oyun sekizinci turunda. Herhalde takıma girebilir ben de onu dokuzuncu turda vurucu olarak sokmaya çalışırım' dedi.

Shay büyük bir gayretle takımın yanına gitti ve yüzünde kocaman bir gülümseme ile takım t-shirtini giydi. Babası gözünde yaş, kalbi sıcak duygularla dolu onu izledi. Çocuklar oğlunun kabul edilmesinden dolayı babanın mutluluğunu gördüler. Sekizinci turun sonunda Shay'in takımı birkaç puan kazandı ama hala 3 sayı gerideydi. Dokuzuncu turun başında Shay eldiveni eline geçirdi ve sağ açık sahaya çıktı. Ona doğru hiç top isabet etmemesine rağmen oyunda olmaktan son derece mutluydu ve babasının ona tribünlerden el salladığını gördüğünde yüzünde kocaman bir gülümseme vardı.

Dokuzuncu turun sonunda Shay'in takımı yine puan kazandı. Şimdi bütün kaleler doluydu, oyunu kazanma şansı ortaya çıkmıştı ve topa vurma sırası Shay'e gelmişti.
Bu noktada Shay'in vurucu olmasına izin vererek oyunu kaybetme riskini mi almalıydılar? Şaşırtıcı bir hamleyle Shay'e sopayı verdiler. Herkes topa isabet ettirme şansının sıfır olduğunu biliyorlardı çünkü bırakın topa vurmayı Shay sopayı bile elinde tutmasını bilmiyordu.
Ama Shay sahaya çıktığında top atıcı, diğer takımın kazanma şanslarını bir kenara bırakarak Shay'e bu fırsatı tanıdıklarını görünce birkaç adım öne giderek yumuşak bir şekilde topu Shay'e doğru fırlattı. İlk topa Shay zorlukla sopayı savurdu ama ıskaladı. Atıcı tekrar birkaç adım öne doğru geldi ve topu yine yumuşak bir şekilde Shay'e doğru attı. Shay sopayı savurdu ve hafifçe topa dokunarak yere atıcıya doğru vurdu.

Oyun şimdi bitecekti. Atıcı topu yerden aldı ve ilk kaledeki adamına kolaylıkla atabilecek ve Shay'i sobeleyerek oyunu bitirebilecekti.Ama atıcı topu aldı ve ilk kaledeki adamının başının üzerinden diğer takım arkadaşlarının erişemeyeceği yere fırlattı. tribünlerdeki herkes ve iki takımda bağırmaya başladılar, 'Shay, ilk kaleye koş, ilk kaleye koş!' Shay hayatında hiç bu kadar uzağa koşmamıştı ama ilk kaleye gidebildi. Şaskınlıktan büyümüş gözleriyle yere çöktü.
Herkes bağırmaya devam etti, 'İkinci kaleye koş, ikinci kaleye koş' Nefes nefese Shay zorlukla ikinci kaleye koşabildi. Shay ikinci kaleye geldiği sırada açık sahada diğer takımdan biri topu almıştı ... takımın en küçüğü olan bu çocuk kahraman olma şansını elinde tutuyordu. Topu ikinci kaledeki adamına atabilirdi ama top atıcısının niyetini anladığından o da kasıtlı olarak topu üçüncü kaledeki arkadaşının başının üzerinden attı.
Herkes bağırıyordu, 'Shay, Shay, Shay, bütün yolu koş Shay'

Karşı takımdan birinin yardım ederek onu üçüncü kaleye doğru döndürmesiyle Shay üçüncü kaleye koşabildi, 'Üçüncüye koş! Shay, üçüncüye koş!'

Shay üçüncüye gelirken diğer takımdakı çocuklar ve seyirciler ayağa kalkmışlardı ve bağırıyorlardı, 'Shay, hepsini koş! Hepsini koş!' Shay hepsini koştu ve oyunu takımı için kazanan bir kahraman olarak herkes tarafından alkışlandı.
'O gün', dedi babası, gözlerinden yaşlar aşağıya doğru süzülerek, 'iki takımdaki çocuklar da dünyaya bir parça sevgi ve insanlık getirmeyi başardılar'.
Shay bir sonraki yaza yetişemedi. O kış öldü. Bir kahraman olduğunu ve babasını mutlu ettiğini ve eve geldiğinde annesinin de gözyaşları içinde onu kucakladığını asla unutmadı.

Bilgin bir adam bir zamanlar demişki: Her toplum, kendilerinden daha az şanslı olanlara nasıl davrandığıyla değerlendirilir.

DİKKAT SİNEMADAN BEBEK ÇIKABİLİR!!!

Forum İstanbul AFM Sinemalarına artık bebeklerde gidebiliyor.




Forum İstanbul AFM Sinemalarında aileler için başlatılan bu çok özel hizmetle yeni doğmuş bebeği olan ebeveynler kendilerine özel seanslarda bebekleri ile birlikte sinemaya gidip, sevdikleri filmleri düşük ses düzeni ve ışık seviyesinde izleyebiliyorlar. “Dikkat! Sinemada Bebek Var” uygulaması her hafta salı günleri, belirlenen bir filmin öğle seansında gerçekleştiriliyor. Sinemada o seans için geçerli bilet fiyatı uygulanıyor ve sadece ebeveynden ücret alınıyor. 1 yaşından küçük bebek izleyiciler AFM’nin konuğu olarak ağırlanıyor.

25 Mayıs 2011 Çarşamba

BURCU HANIM İLE BAHAR TEMİZLİĞİ ...

Geçen haftalarda Onur Bey 'in bana gelen emailinden sonra işten kesinlikle izin alıp, bu etkinliğe katılmalıyım diye düşünmüştüm. Fakat her zaman mümkün olamıyordu benim,işten izin almam. Gerçekten çok yoğunuz ,çünkü.. Şansıma dün gerçekten çok rahat olduğumuz bir gündü ve ben saat 11 de İstinye Park da Hilside'dım..
Oraya giderken hangi blogcular olacak ? , gerçekten merak ediyordum ki.. Sanal olarak tanıdığım ve bloglarını takip ettiğim blogger arkadaşlarımla da oradaydı..
Yeşim Mutlublogcuanne ElifAnneysen.com PınarEvaDevletşah,    önceanneyim.com ÖzgeAvent annesi Müge ..

(fotoğraf yeşimmutlu.com dan alıntıdır. teşekkürler:)))

Philphs Avent , çok güzel bir etkinlik hazırlamıştı. Mekan olarak seçilen yer ve misafirperverliklerine diyecek yok.. Herşey çok özenle hazırlanmıştı. Zaten eğitimlerimde ve oğlum Altuğ için seçtiğim Avent ürünlerinden memnun olmam ve markaya kendimi yakın hissetmem bu etkinliğe gelmem de çok etkiliydi. Ben uzun zamandır, neredeyse doğumdan beri kendim tek başına birsey yapmadığımı anladım, burada..


Avent Pazarlama Müdürü Ayşen Hanım çok içten ve samimi bir başlangıç yaptı. İlk gösterdikleri slayt nefisti. Çok güzel bebekler seçmişler ve özellikle anne ile ilgili olan iki slaytta bayıldım, doğrusu..
Sonra hiç sıkmadan ürünlerden bahsedildi. Bizlerede soru sorma imkanı verdi. Ve anneler çok güzel sorular sordular. Ayşen Hanım ayrıca başlattıkları bir yarışmadan bahsetti.''Anneler Tavsiye Ediyor''   Sizde Avent ürünlerinden kullnıyor ve memnunsanız buradan tavsiye edebilrisiniz..





Özellkile pompadan bahsedildi.Ve pompanın , diğer Avent via kaplarıyla ,biberonlarıyla  ve bardaklarıyla nasıl uyumlu olduğu , hepsinin birbirine bağlantısı olduğu bahsedildi. Bu da çok önemli bir konu.. Aldığınız bir ürün diğer ürünlerinizle uyumlu olması çok güzel:))

Avent'in  Satış sonrası hizmetlere verdiği önemden konuşuldu. Bu benim de deneyimlediğim ve memnun kaldığım bir hizmetti..


Ayşen hanımdan sonra benim çok yararlandığım, Burcu Yalman ile Bahar Temizliği çalışması yapıldı.Bu çalışmanın sonunda hergün yaptığımız to do list 'lerden ,olmuş olanları takdir etmeyi hep kaçırdığımı öğrendim. Herzaman to do listim vardır benim.. Ama gerçekten bu listeler de gerçekleştirdiklerim  için kendimi ne kadar takdir ediyordum??

Burcu Hanım, çok tatlı ve zarif bir bayan.. Bizlere tüm kimliklerimiz kapının dışında bırakarak orada olmamızı rica ederek başladı. Sonra yakalarımız isimlerimiz ve ismimizin baş harfiyle kendimizi tanıtan bir kelime yazmamızı istedi. Ben de aklıma ilk gelen Enerji kelimesini yazdım.Çabucak yorulamdığım, sürekli enerjimin yüksekte olmasından dolayı bu kelime beni tarif edebiliyordu.
Sonra herkes birbiriyle eşleşti. Ben Burcu hanımla eş oldum. Hayatta bizi en mutlu eden olayı anlatarak , karşılıklı notlar tuttuk.  Burcu Hanımın benim için yazdıklarından İnançlı, yaşam sevinci olan ve duygusalı seçtim. Bu 3 özellik gerçekten de beni tarif ediyordu.
Sonra ise hayatta ruh halimize göre hep yapmak ile ilgili planlarımızın olduğunu ve bunları yaşamdaki deneyimlerimiz, bulunduğumuz ortamın .. bunu etkilediğini söyledi. Esasında olmak olayını hep atladığımız anlattı, Burcu Hanım . verdiği örnek çok hoşuma gitti. Bir bebeği düşünün yürümek için nasıl çaba sarfettiğini,düşsede kalkıp tekrar yürümek için çaba sarfediyor. İşte bizler büyüdükçe, deneyimlerimiz , yaşadıklarımız arttıkça yapmayı öğreniyor ve olmayı es geçiyoruz. Bunun için de güzel bir çalışma yaptık. Sonunda resimler çizdik..Ve ben kendime zaman ayırmam gerektiğini, dönem dönem özüme dönmeye , kendime dönmeye ihitiyacım olduğunun farkına vardım..

Etkinliğimiz bittiğinde çok güzel bir hediye ile de bizleri uğurladılar. Dün gerçekten çok şeyler öğrendiğim, farkındalığımın arttığı ve çok eğlendiğim bir gün oldu. O nedenle beni davet ettikleri için Philpihs Avent' tekrar teşekkür ederim:)))

20 Mayıs 2011 Cuma

Daylong ile güneşe karşı görünmez olun!



İsviçreli bilim adamlarının lipozom teknolojisi kullanarak geliştirdiği, suya ve terlemeye karşı dayanıklılığı kanıtlanan Daylong Güneş Serisi, yaza özel avantaj paketiyle gün boyunca cildinizi güneşin zararlı etkilerinden korurken, güneş sonrasında da bakımını sağlıyor. Yaz ayları için özel olarak oluşturulan bu pakette Daylong Extreme Lotion 50 SPF satın alındığında güneş sonrası bakım kremi Daylong Night Repair hediye ediliyor.

Eczacıbaşı İlaç Pazarlama güvencesiyle İsviçre’den ithal edilen ve lipozom teknolojisiyle geliştirilen Daylong Güneş Serisi, içerdiği geniş spektrumlu filtreler Tinosorb M ve Tinosorb S sayesinde UVA ve UVB ışınlarına karşı etkili koruma sağlıyor, görünmezliğinizi koruyor.


Bir kez kullanıldığında etkisi tüm gün devam eden güneş serisi ürünleri, yaza özel oluşturulan avantaj paketiyle gün boyunca ve güneş sonrasında korunmanızı sağlıyor.

*Daylong Extreme Lotion 50 SPF alındığında 40 TL değerinde Daylong Night Repair’ın da hediye edildiği paketler tüm eczanelerde 75 TL’den satışa sunuluyor.

Ben bu ürünü bu yaz deneyeceğim. Uzun etkili olması ve suda çıkmaması çok büyük avantaj.. Özellikle de çocuklar için:)))

17 Mayıs 2011 Salı

ALTUĞ KENDİ RESMİNİ ÇEKTİ:)))


ÇİRKİN ŞEY...

Huggies’den Organik Pamuklu Bez Devrimi

Türkiye’nin organik pamuklu ilk ve tek bebek bezini üreten Huggies, tüm bebekleri en yumuşak bezle tanıştırabilmek için iddialı bir kampanyaya imza atıyor. 17 Mayıs-09 Haziran tarihleri arasında bebek bezi ambalajını kampanya noktalarına getirenler, organik pamuklu “Huggies Yumuşak ve Rahat”a ücretsiz sahip oluyor…


Bez devrimi ile ilgili ayrıntılara http://www.huggies.com.tr/ ’den ulaşılabiliyor.


Kağıt ve kişisel hijyen ürünlerinde dünya lideri Kimberly-Clark’ın bebek bezi markası Huggies, Türkiye’de organik pamuklu bez devrimini başlatıyor. Bebeklerin her türlü ihtiyacını düşünen Huggies, Organik Pamuklu ailesinden “Huggies Yumuşak ve Rahat”ı herkesin kolaylıkla deneyebilmesi için müthiş bir kampanyaya imza atıyor. Markası ne olursa olsun eski bebek bezi ambalajını kampanya noktalarına getiren herkes, Türkiye’de devrim yaratan “Huggies Organik Pamuklu” ailesinden “Yumuşak ve Rahat” ile “Saf ve Doğal” ürünlerinden birine hiçbir ücret ödemeden sahip oluyor.

Türkiye’nin organik pamuklu ilk ve tek bebek bezi “Huggies Yumuşak ve Rahat” nefes alan dış yüzeyi sayesinde, bebeklerin ciltlerinde pişik ve tahriş oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor. Bebek vücuduna uyumlu kesimi sayesinde bebeklerin rahat hareket etmesini sağlayan ürün, yumuşacık iç yüzeyi ile hassas ciltlerine nazik bir dokunuş sağlıyor.

 
Huggies, 17Mayıs-09 Haziran tarihleri arasında Bursa, İzmir, Antalya, Mersin, Kayseri, Ankara, İstanbul’da gerçekleştireceği etkinlik süresince binlerce organik pamuklu bebek bezini anne ve bebeklerle buluşturmayı hedefliyor. Ayrıntılı program ve en yakın Huggies kampanya noktasına, Facebook/Huggiesturkiye ve http://www.huggies.com.tr/ ’den ulaşılabiliyor.

16 Mayıs 2011 Pazartesi

Başarılı bir emzirme için doğum kliniklerinde Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve UNICEF tarafından önerilen "10 adım" uygulama...

1. Bütün sağlık çalışanlarının rahatlıkla görebileceği yerlere yazılı bir emzirme politikası asılmalıdır.

2. Bu politikayı öğrenmeleri için bütün sağlık personelinin eğitim görmeleri sağlanmalıdır.

3. Bütün hamileler, emzirmenin yararları ve yöntemleri konusunda bilgilendirilmelidir.

4. Doğumu takiben ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamaları için, annelere yardımcı olunmalıdır.

5. Annelere nasıl emzirecekleri ve bebeklerinden ayrı kalmaları durumunda laktasyonu nasıl devam ettirecekleri öğretilmelidir.

6. Tıbbi olarak gerekli olmadıkça yeni doğan bebeklere anne sütü dışında başka sıvı veya gıdalar verilmemelidir.

7. Günün 24 saati anne ile bebeğin aynı odada kalmasını sağlayacak bir uygulama benimsenmelidir.

8. Bebek her istediğinde emzirilmelidir.

9. Emzirilen bebeklere biberon, yalancı meme ve emzik türünden bir şey verilmemelidir.

10. Anne sütü destek grupları oluşturulmalı ve anneler hastaneden taburcu edilirken bu gruplara katılmaları için yönlendirilmelidir. Bu gruplardan biri de emziren annelerin google' daki grubu:

emziren-anneler@googlegroups.com

anneysen.com BAHAR TOPLANTISI...

Geçtiğimiz pazar günü anneysen.com da yazyan blogcularla bir toplantı gerçekleşti. ÇOk güzel paylaşımlar oldu.



Geçen hafta Pınar Hanımdan bana gelen bir e-mail üstüne pazar günü 14-16 saatlerimi ayraladım. Altuğ ve babası birlikte , bensiz 2 saatlik bir zaman geçireceklerdi. Hoş her cumartesi ben işteyken beraberler.

Diğer blog yazan annelerle buluşacaktık.Beraber olmak beni gerçekten çok heyecanladırmıştı.
Bir de toplantı hep merak ettiğim Hamarat Diva da olacaktı.


Pazar saat 14 :00 olduğunda ben çok merak ettiğim HAmarat Diva 'nın şirin sahibesi Ensar'ın atölyesindeydim. Diğer blogcular sevgili Limonlu Kek, Bir Annenin Buldukları, Tırtıl Kids Kitabevi,
Anne Baba Okulum, First Steps of Ela, 0 km Bızdıklar, Fit Anne  gelmişlerdi. Herkes önce kendi hikayesini anlattı. Çok enteresandı. Sıra bana gelince biraz sanki heyecanlandım. fakat ortam o kadar sıcaktı ki.. Yazılarını okuyup, takip ettiğim anneler karşımdaydı..

Çok güzel hazırlanmış, Pınar ve Aylin hanımlar. Çok güzel resimler çekip, anneysen.com 'a eklemişler. Teşekkürler bunun içinde. Sizde görmek isterseniz: http://www.anneysen.com/Media/Home.aspx bakabilirsiniz.

ÇOk güzel bir zaman geçirdim. Tekrarı inşallah olur diyerek, yaklaşık 1,5 saat sonunda Altuğ uyanıp, ağladığı için oradan ayrıldım..Ayrılırken çok güzel paketlenmiş çikolatamı da aldım..Eşimle buluştuğumda Altuğ uyanmış ve beni bekliyordu. Elimdeki paketi görünce o kadar sevindi ki.. ana-oğul çikolatayı da bir güzel yedik..


Emeği geçen herkese çok teşekkür ederim....

GEBELİKTE KEGEL EGZERSİZLERİ (HAMİLELİKTE PELVİK TABAN EGZERSİZLERİ

Normal doğum sırasında ıkınırken bebeğin daha güçlü itilmesini sağlar. Idrar kaçırmayı önler.
Bebeğin başı dış dünyaya çıkarken bu kaslar çok fazla zorlanır ve gerilirler.   Bu aşama da yapılacak olan epizyotomi adı verilen perine kesisi, gerekli durumlarda da bu gerginliği azaltmak ve yırtıkları önlemek için çok etkilidir.perine kasları çok güçlü olan bir anne adayında ilk doğumda bile epizyotomi olmaksızın gerçekleşebilir veya çok küçük kesi ile halloolabilir..

Önce idrar sırasında birkaç kez idrarı tutun, birkaç saniye sonra salın. Bu şekilde kasların farkına varırsınız. Ayrıca makat çevresindeki kasları kasarak çıkışı kapatın. Vajenin etrafında bir kas varmış gibi düşünün. Sık sık pratik yapın. Her yerde her pozisyonda yapılabilir. Hiç olmazsa saatte 4 kez yapılmalıdır. Eşinizle ilişkide iken eşinizin cinsel organını sıkmaya çalışarak yine bu kasları tanır ve çalıştırabilirsiniz.

Pelvik kasları asansör gibi farzedip çok yavaş ve konsantre olmuş bir şekilde, kademe kademe yükseltmeye çalışın. Sonra yine yavaş yavaş gevşetmeye ve itmeye çalışın. Her seferinde daha çok ilerleterek ve daha çok tutularak yapmaya çalışın.

Doğumdan sonra da bu hareketler yapılmalıdır. Doğum sonrası sarkmalarından korunma da ve ağrıların azalmasında çok yararlı bir harekettir..

Hamilelikte kramp nasıl önlenir?Hamileliğin özellikle ikinci ve üçüncü periyodunda yaşanan kramplar neden olur, nasıl önlenir ve geçirilir?

Hamilelik döneminde hemen her anne adayının şikayetidir kramplar… Hamile olmasak da rahatsız edici bir istemdışı kas hareketi olan kramplar, özellikle bu dönemde bizi uykumuzdan uyandırmaya bile varan güce sahiptir.



Hamileliğin özellikle ikinci ve üçüncü aylık periyotlarında (özellikle 24’üncü haftadan itibaren) hissedilen bu kramplar zaman zaman kısa süreli olurken, zaman zaman da 10 dakikaya kadar varabiliyor.

Krampların nedeni

Kalsiyum, magnezyum ve potasyum gibi mineraller dolaşımın ve kasların düzgün çalışması için gereklidir. Eksikliğinde de ani kas rahatsızlıkları; kramplar devreye girer. Dolayısıyla hamilelik döneminde mineraller bebeğin anne karnındaki gelişimine harcandığı için eksiklik doğar. Kramplar bu nedenle oluşur.

Kramp özellikle bacaklarda, kalçada, bel ve karın kaslarında oluşur. Özellikle yatar pozisyondayken kramp girer. Ayrıca geceleri kan dolaşımı daha yavaş olduğundan kaslara daha az oksijen ulaşır ve dolayısıyla kramp girme ihtimali artar.

Hamileliğin ileri dönemlerinde de bacaklarımıza binen yük artar; büyümekte olan uterusun toplardamar sistemine yarattığı baskı de artmış olur. Bu durum da yine dolaşım problemlerine ve dolayısıyla kramplara neden olur.

Tüm bunların yanı sıra eskisi gibi fazla hareket etmemek (kas yorgunluğu), soğuk havalar (kas kasılmaları), sıcak havalar (az sıvı alınması), aşırı kilo alımı ve varisler gibi etkenler de krampın nedenleri arasında sayılır.

Krampları önlemek için ne yapmalı?

•Bol su tüketin.

•Yürüyüş yapmaya ve hareket etmeye özen gösterin. Çok fazla hareketsiz kalmamaya dikkat!

•Uzun süre ayakta kalmamaya da dikkat etmek gerek.

•Uyumadan önce 10 dakikalık bacak egzersizleri yapın.

•Uyumadan önce ılık duş almak da önemli.

•Uyurken sola yan yatış pozisyonunda olun. Konuyla ilgili yazımızı buradan okuyun.

•Otururken ayağınızın altına yükseklik koyun.

•Ayaklarınıza ve baldırlarınıza masaj yapın.

•Beslenmenizde kalsiyuma ağırlık verin. Nasıl mı? Yazımızı mutlaka okuyun…

•Mineralden zengin yiyecekler tüketin (balık, kırmızı et, beyaz et, vs)

•Varis varsa mutlaka varis çorabı kullanın.

Kramp nasıl geçirilir?

Eğer kramp bacak ve ayak bölgenizde ise kaslarınızı hafifçe germe hareketleri yapın. Bacağınızı yukarı doğru kaldırın ve ayak parmaklarınızı yukarı doğru hafifçe gerin.

Ilık bir ıslak havluyu ağrılı bölgenize sarın ve bu şekilde kasınızı dinlendirin.

Şiddetli ağrı durumunda mutlaka doktora gözükün.

9 Mayıs 2011 Pazartesi

Bebekler nasıl beslenmeli?

Bebeğiniz için en önemli ve uygun besin anne sütüdür.

.Özellikle ilk 6 ay anne sütü bebeğin tüm besin ihtiyacını karşılar. Normal şartlar devam ettiği sürece başka hiçbir ek bir besine ihtiyaç duyulmaz. Ek gıdalara 6. aydan sonra başlanmalıdır. Bebeğinize yalnızca anne sütüyle beslendiği dönemde su vermenize gerek yoktur. İshal gibi mutlaka su verilmesi gereken bir durum olursa verdiğiniz su öncesinde kaynatılmış olmalıdır.

Elma ve/veya şeftali püresi, pirinç unu ile hazırlanmış muhallebi, yoğurt, sebze püresi ilk başlanacak ek besinlerdir.

Sebze püresini başlangıçta havuç, patates, pirinç ve yağ ekleyerek hazırlamalısınız. Zaman içinde maydanoz, kabak, ıspanak, kereviz, karnabahar gibi sebzeler ekleyebilirsiniz. Pırasa ve taze fasulye gibi sebzeler, püre haline getirilmeleri zor olduğu için erken dönemde sebze püresinde kullanılmayabilir. Bekletilme süresine bağlı olarak sebzelerde vitamin kaybı olduğu için sebze püresini günlük hazırlamanız ve tüketmeniz önemlidir. Patlıcan vitamin ve mineral içermediğinden bebeğiniz için uygun bir besin değildir.

Sağlıklı bebek gelişimi için bebeğin demir gereksiniminin düzgün karşılanması gerekir.6-12 aylar arasında bebeğinizin demir gereksinimi artar. Bu nedenle ek besinlerin içeriğinin demirden zengin olmasına dikkat etmelisiniz. Demirden zengin ve demir yararlanımı yüksek besinler karaciğer, kırmızı et, tavuk etinin beyaz olmayan kısımları ile demirden zenginleştirilmiş tahıllı bebek mamalarıdır. Yumurta sarısı, kuru baklagiller demirden zengindir ancak emilimi düşüktür. Bunlarda var olan demirden yararlanmak için, C vitamininden zengin domates, turunçgiller, sivri biber gibi besinlerle birlikte hazırlanmalıdır. Yeşil yapraklı sebzeler de iyi demir kaynaklarıdır.


İlk 6 ay sadece anne sütü

6. ayı dolunca:

Anne sütü

Yoğurt (ilk başlanacak ek gıda)

Meyve püresi

Pirinç unu



7. ayı dolunca:

Anne sütü

Yumurta sarısı (Azdan başlayıp bir hafta içinde tama çıkılır.)

Meyve püresi

Yoğurt

Et (tavuk eti, dana eti)

Sebze püresi veya sebze çorba

Pekmez


8. ayı dolunca:

Anne sütü

Kıymalı, sebzeli hafif ezilmiş ev yemekleri

Kahvaltıda tam yumurta veya pastörize peynir (tuzu alınmış)

Kurubaklagil (Kuru fasülye, nohut, mercimek) çorbaları veya ezmeleri

Meyve suyu veya meyve püresi

Pekmez

Yoğurt


9. ayı dolunca:

Artık aile sofrasına, çocuğa uygun kaşık, çatal kullanarak oturabilir. Ancak günlük menüsünde aşağıdakiler mutlaka olmalıdır.

Anne sütü

Ev yemekleri

Tarhana, mercimek çorbası, unlu ve yoğurtlu çorbalar

Yoğurt

Pastörize peynir

Yumurta - Etler (tavuk eti, balık eti, dana eti)

Taze meyve veya meyve suyu

ÇOCUKLARDA 6. HASTALIK

Roseola İnfantum (6. HASTALIK)


Anne babaların altıncı hastalık adıyla tanıdığı Roseola, herpes ailesinden bir virüsün yol açtığı döküntülü bir hastalıktır.
Ateş nedeniyle hastaneye götürülen bebeklerde sık görülen bir enfeksiyondur. En sık 6-18 aylar arasında, bazen diş çıkarma ile birlikte görülür.

Bulaşma yolu solunum yolu salgıları ya da dışkı iledir.Kuluçka dönemi 5-15 gündür.Önce, bebekte 40 dereceye varabilen bir ateş görülür.( Diş çıkarma tek başına asla bu kadar yüksek ateş yapmaz ) Ateşin bu kadar yüksek olması, anne babayı endişelendirir. Bu endişe oldukça haklıdır, çünkü ateşe hassas bebeklerde ateşli havaleler görülebilir. Ateş düşürücü alınca, bebeğin biraz daha keyifli olduğu görülür. Bu yüksek ateşli dönem, 3-4 gün sürebilir. Bu sırada bebekte yapılan muayenede, tanı koydurucu belirgin bir bulgu saptanmaz.
Ateşli dönemin ardından, aniden ateş kaybolur ve özellikle gövde, boyun ve kollarda soluk kırmızı döküntü ortaya çıkar. İşte artık ateşin nedeni ve hastalığının adı belli olmuştur. Bağışıklık sistemi normal olan çocuklarda, herhangi bir komplikasyona yol açmaz.

Geçen hafat Altuğ birden ateşlenmeye başaldı. Azılarını da çıkardığı için , ben dişten dolayı ateşi çıktığını düşündük. Hata dr. ile de konuşarak ateş düşürücüleri ekledik. Fakat 3. günün sonunda ateşi ateş düşürücelerine rağmen düşmeyince , dr. ile tekrara konuşarak muayenehanesine gittik. Meğerse oğluşum üst solunum yollu enfeksiyonu ve otit başlangıcından dolayı ateşlenmiş.. Antibiyotik ve ateş düşürücülerle tedavisini düzenledi doktoru.
Antibiyotik ve ateş düşürücüleri kullanmaya başladıktan 2 gün sonra Altuğ hafif hafif yüzünde ve boynunda başlayan işilik benzeri döküntüler dökmeye başladı. Ben ilk başta antibiyotiğe bağlı alerji diye düşünmeye başldım. Hatta dr.ile de konuşup, antibiyotiği bile değiştirdik.Ve alerji şurubu verdim hemencik..

Bir sonraki gün üstünü değiştirirken karnında ve sırtına da bu döküntülerden olduğunu görünce,  bunun 6. hastalık olduğunu düşündüm. Bakalım bu gün Altuğ'unun doktor kontrolü var. O zaman anlayacağız, 6. hastalık mı, alerji mi???

7 MAYIS GÖZTEPE PARKI EMZİRME REFORMU, EMZİREN ANNELER BULUŞMASINDAN GÖRÜNTÜLER

7 Mayıs sabahı Altuğ'unun hastalığının hafiflemiş olmasını ve havanın da iyi olmasını istiyordum, nitekim de öyle oldu. Bir önceki günle hiç alakası yoktu. Hava nefis, Altuğ da fena değildi.

Ben işten gelir- gelmez Altuğ'uyu hazırladım ve Göztepe parkına babamızla beraber gittik. Göztepe parkında bir sürü anne ve baba çocukalrıyla etkinliğimize katılmışlardı. Çok güzel bir ortam vardı. Sanal ortamda konuştuğum birçok arkadaşımla yüzyüze tanışma fırsatı bulduk. Çekiliş de süperdi. Emzirmeye devam eden anneler için verilen lansinoh numuneleri, emzirme yastıkları,Aisha hediyelikleri....hepsi çok güzeldi.

Malesef Altuğ'unun hastalığından dolayı biz fazla o ortamda kalamadık. Ama yine de kısmen de olsa orada olmak beni çok heyecanlandırdı ::))
Latife ve Alev'in çektiği fotoğraflar ise muhteşemdi.
http://www.facebook.com/media/set/?set=a.215012671850502.60497.154569637894806 buradan Latife'nin çektiklerini görebilirsiniz.
İnşallah bundan sonra ki etkinliklerimiz de bu canlılıkda geçer..Etkinlikte emeği geçen herkese çok teşekkürler..

4 Mayıs 2011 Çarşamba

8 MAYIS ANNELER GÜNÜNDE İSTANBUL MODERN DE ETKİNLİK

Anneler günüde değişik bir etkinlik yapömak istermisşiniz?
Size bir alternatif!!!

Bu özel günde İstanbul Modern’e ücretsiz giriş yapabilir, mağazadan yapacağınız alışverişlerde % 15 indirimden yararlanabilir, ücretsiz rehberli turlarla (Özel sergi turları 13.00 ve 16.00’da düzenlenecektir. Turlara katılabilmek için lütfen belirtilen saatlerde danışmalardan bilgi almalısınz.) Sergileri gezebilir ve molalarınızı gün boyu süren kahve ikramları ile tatlandırabilirsiniz.

Kaçırılmayacak bir etkinlik , değil mi???
Detayları: www.istanbulmodern.org

3 Mayıs 2011 Salı

Huggies’den Türkiye’nin ilk organik pamuklu bebek bezi!

Organik pamuklu yeni bebek bezleriyle doğallığa yepyeni bir boyut getiren Huggies’den organik pamuklu yepyeni bir aile: “Huggies Yumuşak&Rahat” Bebek bezi ve yenidoğanlara özel “Huggies Saf&Doğal”.

Bebeklerin ihtiyaçlarını düşünen Huggies’den organik pamuklu yumuşacık bir yenilik… Yumuşacık iç yüzeye, esnek yan bantlara ve benzersiz cep sistemine sahip organik pamuklu “Huggies Saf ve Doğal”, yenidoğanlara rahatlığın en doğal halini sunarken; “Yumuşak ve Rahat” pamuksu dış yüzeyi ile yenidoğan dönemi sonrasında da bebeklerin ciltlerine nefes aldırıyor.

Kağıt ve kişisel hijyen ürünlerinde dünya lideri Kimberly-Clark’ın bebek bezi markası Huggies, Türkiye’nin “organik pamuklu” ilk ve tek bebek bezini yenidoğanların da ihtiyaçlarına uygun şekilde üretti. Yeni doğum yapmış annelerin, anne adaylarının ve bebeklerin ihtiyaçlarını en iyi şekilde anlayarak en doğru ve yenilikçi çözümleri sunan Huggies’in iki yeni ürünü ile bebekler de anneler de daha mutlu…

Yenidoğanlar için Huggies ‘Saf ve Doğal’

Türkiye’nin organik pamuklu ilk ve tek yenidoğan bebek bezi “Huggies Saf ve Doğal”, bebeklerinin hassas cildi için en doğalını isteyen annelerin tercihi oluyor.
Yenidoğan dönemi sonrası için, Huggies ‘Yumuşak ve Rahat’…
Türkiye’nin organik pamuklu tek bebek bezi “Huggies Yumuşak ve Rahat”, nefes alan dış yüzeyi sayesinde, bebeklerin ciltlerinde pişik ve tahriş oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor. Bebek vücuduna uyumlu kesimi sayesinde bebeğinizin rahat hareket etmesini sağlayan“Huggies Yumuşak ve Rahat”, yumuşacık iç yüzeyi ile bebeklerin hassas ciltlerine nazik bir dokunuş sağlıyor.

Kimberly – Clark Türkiye

1872 yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde kurulan Kimberly-Clark bugün dünya çapında 60.000 çalışanı ile 38 ülkede üretim ve 150 ülkede satış faaliyetlerini yürütmektedir. Rekabet ettiği pazarlarda 8 tüketici ürün kategorisinden 5’inin yaratıcısı olan Kimberly-Clark markaları her gün 1,3 milyar insana ulaşmaktadır. Türkiye faaliyetlerine 2005 yılında başlayan Kimberly-Clark Türk tüketicilerine, Huggies, Huggies Little Swimmers, Huggies Dry Nites, Huggies Islak Havlu, Kotex ve Depend markaları ile hizmet vermektedir. Ayrıca Türkiye’de ürettiği ürünlerini Rusya, Ukrayna, Orta Doğu ve Güney Afrika’nın da aralarında bulunduğu 22 ülkeye ihraç etmektedir. Kutadgu kurumsal itibar yönetimi ve Kimberly Clark bünyesindeki tüm markalara pazarlama iletişimi hizmeti vermektedir.

Daha fazla bilgi için

ilknur Akgül Ardıç
 ilknur.ardic@kutadgu.com.tr

Zeynep Melis Altıok
zeynep.altiok@kutadgu.com.tr

2 Mayıs 2011 Pazartesi

7 MAYIS EMZİREN ANNELER BULUŞMASI!!!

Geçtiğimiz günlerde Bursa da düzenlenen Emziren Annelerin Buluşması , bu sefere İstanbul da , anneler günüden bir gün önce Göztepe Parkın'ında olacak..Önce Saat 14:00 da Bağdat Caddesi Erenköy de Lacoste'un önünde toplanılıp ,Göztepe Parkına doğru yürüyeceğiz. Saat 15:00 da Göztepe Parkında da toplanılacak..



Partaki buluştuğumuzda birbirimizle tanışıp,çok güzel zaman geçirebiliriz. Emziren bir anne iseniz, Toplu Emzirme Etkinliğine de katılabilirsiniz..

Ufak bir çekilişle katılımcılarımıza hediyeler dağıtacağız, günün anısına.
Hediyelerimiz;
*Anne-Bebek dergisi üyeliği,
*LeiLeo’dan hediyeler ve indirim çekleri,
*Doğum fotoğrafçıları Latife Tunç ve Alev Durmuşoğlu’ndan etkinliğin olduğu Göztepe Parkı’nda fotoğraf çekimi ve sonrasında çekilen fotoğrafların olduğu mini albümler,
*MyCey emzirme ürünleri,
*Çeşitli alışveriş sitelerinden indirim çekleri ......

Tanışmak, Emzirme Reformu hareketi destekelemek, arkasındaki gönüllüleri tanımak ve “İlk altı ay sadece anne sütü için altı ay ücretli izin” destekelemek için 7 Mayıs Cumartesi günü Bağdat Caddesi’nde buluşalım.
Sizlerde etrafınızdaki annelere ve anne adaylarına bu etkinliğimizden bahsedin, hep beraber olalım:))

1 Mayıs 2011 Pazar

30 NİSAN DA YAPILAN BURSA' DAKİ KORUPARK AVM EMZİRME ETKİNLİĞİ

Bursa'da toplu emzirme etkinliği düzenlendi..




Bursa  ilginç bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Emzirme Reformu farkındalık hareketi, Etkinlik Cumartesi günü saat 14.00'te gerçekleşti. Korupark Alışveriş Merkezi'nde toplu emzirme etkinliği düzenlendi.
Anne sütü ve emzirmenin önemi hakkında bilinç oluşturmak için geçtiğimiz sene çalışmalarına başlayan Emzirme Reformu farkındalık hareketi, bu kez Bursa’da emziren anneleri bir araya getirdi. En iyi gıdanın anne sütü olduğuna dikkat çekmeyi amaçlayan etkinlik destekleyen tüm annelere ve AVM yöneticilerine çok teşekkürler..
İstanbul da süper ve koordineli olarak hazırlanan arkadaşlarıma tesekkürler..


http://www.facebook.com/media/set/fbx/?set=a.213008345384268.59685.154569637894806#!/media/set/fbx/?set=a.213008345384268.59685.154569637894806&closeTheater=1


Yukarıdaki linkten fotografları da görebilirsiniz..
Herşey çok güzel olmuş. Keşek Altuğ biraz daha huzurlu olsa ve anem de bana eşlik edebilseydi, Bursa da olmak çok isterdim. İnşallah bir dah ki etkinliğe..