10 Ağustos 2012 Cuma

Siz Hiç LSV Dükkan Çikolatası Tattınız mı?

LSV Dükkan yani Lösev Dükkan’ında lösemili çocuklarımızın anneleri kendi elleriyle hazırladıkları organik kurabiyeler ve birbirinden renkli el emeği, göz nuru el işlerini sizlere sunuyor. LSV Dükkan bundan tam 12 sene önce LÖSEV Ankara’da, küçücük bir atölyede 5 anne ile başlayan bir çalışmayken bugün yüzlerce annenin ekmek parasını kazandığı meslek atölyeleri haline geldi.                                       

Beslenme ile kanser arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekmek için kurulan bu minicik atölye, seneler içerisinde azim, sevgi ve inançla büyüdü.
Giderek büyüyen ve insanın içini ısıtan bu başarı öyküsü, LSV Dükkan markasını yaratmaya kadar uzandı.
Lösemili çocuklarımızın annelerinin umutlarını, hayallerini işlediği, sevgiyle yoğurduğu her bir LSV Dükkan ürünü sevgili çocuklarımızı hayata bağlayacak.

Tüm renkleri ve lezzetleri ile Türkiye’nin her yerinden LSV Dükkan’a www.lsvdukkan.com üzerinden ulaşabilir ve sipariş verebilirsiniz.

Lösev’i Twitter’da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile  paylaşımlarınızla destekleyebilirsiniz.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Gebelikte Beslenme


beslenmeGebe olduğunu öğrenen bir kadının aklına gelen ilk sorulardan biri de bebeğinin sağlıklı olabilmesi için neler yemesi gerektiğidir. Bazı yanlış inanışlar ve bunun sonucunda edinilen alışkanlıklar nedeniyle gebeliklerde hatalı diyetler görmekteyiz. Öncelikle birkaç yanlış inanıştan bahsetmemiz gerekmektedir. Gebelik döneminde bebeğin gelişmeyeceği ve aç kalınacağına inanarak yapılacak aşırı beslenmenin size gereksiz ağırlık artışı olarak geri döneceği bilinmelidir. Aşerme gebeliğin uyum döneminde bazı psikolojik ve hormonal nedenlere bağlı olarak görülebilen farklı yiyecek türlerine duyulan istektir. Aşerme sonucunda istenilen yiyeceğin yenmesinin zararı olmadığı gibi sanılan aksine bir yararı da yoktur. Hatta bazı yörelerde yanlış inanışlara yol açarak istenilen yiyeceğin yenmemesi durumunda bebekte sakatlık ve cildinde lekeler olacağı söylenmektedir.
Gebelik öncesi dönemine göre gebelik döneminde almanız gereken ekstra sadece 300 kaloridir. Bu küçük bir farktır. Gebeliğin erken dönemlerinde izlenen kusmalarda işler biraz değişebilmektedir. Bu dönemdeki yoğun kusmalar bebeğin gelişiminden çok anne sağlığını tehlike altına atmaktadır. Yoğun kusma şikayeti olan gebe bebeği için aşırı kaygılanmamalıdır. Genelde “ben beslenemiyorum bebeğim aç kalacak gelişemeyecek” düşüncesi çiftlerde gereksiz bir kaygı yaratmaktadır. Bebek annenin beslenmesinden bağımsız olarak annenin mevcut depolarından gerektiği kadar besin almaktadır. Bu yüzden amacımız annenin sağlığını hızlıca düzeltmektir. Hafif bulantı kusma yaşayan kadınların beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemek yerinde olacaktır. İlk önerimiz sık sık, ama az yenen öğünlerdir. Buradaki amaç mideyi bir anda doldurmamaktır. Günde 7-8 öğün baharatsız, yağsız besinler bulantı ve kusma şikayetlerinde hafifleme sağlar. Et ve yumurta gibi proteinden zengin gıdalar midede uzun süre kaldıklarında bulantıya neden olabilmektedirler. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme tercih edilmelidir. Bulantılar özellikle sabahları yataktan kalkarken yoğun olarak gözlendiğinden yataktan kalkmadan yenecek bir iki adet krakerin ciddi yararı olmaktadır. Aynı şekilde leblebi, patlamış mısır gibi mide sıvısını emen besinler de bulantıyı azaltabilir. Çok ciddi bulantı ve kusması olan, kilo kaybı görülen gebelerin tedavisi hastanede yapılmalıdır.
Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bulantı kusmalar geçeceğinden öğün sayısı günde 4-5 olacak şekilde azaltılabilir. Bu dönemde diyette bir kısıtlama yoktur. Gebeliğin son dönemlerine doğru büyüyen rahmin mideye baskısı sonucu görülen yanma ve gaz şikayetleri nedeniyle öğün sayısı arttırılabilir.
Gebelik döneminde bazı nadir hastalıklara sahip gebeler ve şeker hastaları dışında diyet önermemekteyiz. Gebelik öncesi dönemde rahatça tüketebildiğiniz besinleri yemek yeterlidir. Midenizde problem yaratacak besinleri yemeniz gerekli değildir.
Kısaca birkaç besin maddesi hakkında önerilerde bulunmakta yarar vardır. Gebelik esnasında haftada 1-2 kez balık tüketimi önemlidir. Balık omega yağ asitleri açısında zengin besin türüdür. Omega yağ asitleri bebeğinizin beyin ve sinir gelişimi için oldukça faydalıdır. Bunun dışında omega yağ asidi kullanımının çocukların okul yaşamında da etkili olduğunu bildiren çalışmalar yayınlanmıştır. Bizim tavsiyemiz mümkünse derin denizlerde yaşayan somon gibi balıkların tüketilmesidir. Bu balıklar omega yağ asitleri açısından oldukça zengindir.
Bebeğinizin kemik gelişimi açısından kalsiyum ihtiyacınızı süt, peynir ve yoğurttan karşılayabilirsiniz. Bu besin maddelerini tüketemeyen kadınlar için kalsiyum içeren ilaçlar kullanılmaktadır.
Gebelik dengeli ve düzenli beslenmek önemlidir. Bebeğin gelişimi açısından karbonhidrat ve protein alımı da gereklidir. Su içmeye önem verilmelidir. Günde 2-3 litre su içilmesi önerilmektedir. Özellikle hayvansal gıdalar yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Beslenme programınızı doktorunuz ile gebeliğin başından konuşarak kendi beslenme alışkanlıklarınıza göre ayarlamalar yapmanız uygun olacaktır.
Gebelikte ek olarak alınması gereken vitamin ve mineraller sadece demir ve folik asittir. Bunun dışındaki hiçbir vitaminin, normal beslenen bir gebede yararı kanıtlanmamıştır. Özellikle kan yapsın diye tüketilen pekmez gibi besinler fazla kalori, dolayısı ile kilo alımından başka bir işe yaramazlar. Aynı şey kuruyemişler için de geçerlidir, gereğinden fazla tüketilen kuruyemişlerin bebeğe de, anneye de hiçbir yararı yoktur.
Gebelikte kilo alımı
Normal kilodaki bir gebenin, gebelik boyunca alması gereken ideal kilo 12-13 kg.dır. Başlangıç kilosu daha az olan gebeler bunun üzerinde, daha fazla olanlar ise bunun altında kilo almalıdır. Gebeliğin ilk 20 haftasında ayda 1 kg, gebeliğin ikinci yarısında ise ayda 2 kg kadar alınması önerilir. Bulantı ve mide şikayetleri nedeniyle ilk 3 ayda kilo alınmaması, hatta 1-2 kg kayıp normal karşılanmalıdır.