30 Nisan 2014 Çarşamba

11 MAYIS DA YENİDOĞAN BEBEK BAKIM VE BEBEK İÇİN ALIŞ VERİŞ SEMİNERİMİZE BEKLERİZ!!!

11 Mayıs'da Doğum Sonrası bebek eğitimim var. Tüm bebek bakımı, bebek alış verişi ve bebeğinizde ilk günlerde rutin oluşturma için ipuçlarını anlatıyorum.



Bu eğitim programın da 

*Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
 -Göbek bakımı,
-Yeni doğan sarılığı,
-Bebeğin altının değiştirilmesi,
 -Bebeği tutuma ve taşıma,
 -Bebeği giydirme,
 -Yenidoğan refleksleri,
 -Bebeğin yıkanması,
 -Bebeğin gazının çıkarılması,
-Bebek için rahatlatma masajı,
 -Bebeğin aşıları,
-Bebeğin uyku düzeni,
-Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları ,
-Bebek için alış veriş tüyoları
-bebekle ilk günlerde rutin oluşturma ana başlıkları altında olacaktır.

 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız.İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..
Eğitim tarihi: 11Mayıs 2014 saat 10:30-12:30
Eğitim yerimiz: Caferağa Mh. Arayıcıbaşı Sk. N:3/4 Çınar Apt. 34710 Kadıköy, İstanbul
Ücreti: 100 TL..

Eğitim sonunda birçok üründe indirim ve minik hediyelerimizden oluşan bir paket sizlere hediye verilecektir.

Kaydınız yapmam için bana iletişim numaranızı vermeniz yeterli olacaktır.


Sizi ve eşinizi aramızda görmekten mutluluk duyarım.

Sevgilerimle:)



28 Nisan 2014 Pazartesi

ANNELER GÜNÜMÜZ:))



Mayıs ayı başladığında hemen ilk gelen şey , Anneler günü..

Benim için 4 yıldır anneler günü pek bir özel. Minik sevgili oğluşum var benim de, ben de anneyim:))
Çocukluğumdan beri Anneler gün öncesinde kardeşlerimle annemize nasıl bir süpriz yapsak da onu mutlu etsek diye,düşünürdük.Esasında annemizi öpüp,sarılmak bile yeterliydi ama biz daha da mutlu etmek isterdik onu..Çoğunlukla kız kardeşimle bildiğimiz yemekleri yapmaya çalışır ve annemle babama güzel bir sofra hazırlardır. Bunun dışında kız ve erkek kardeşimle bir program hazırlardık. Öğrendiğimiz şiir ve şarkılardan oluşan bir program. O kadar net hatırlıyorum ki,evde gizli gizli prova yapardık. Bir de babamın da desteğiyle güzel bir hediye alırdık.Annem hem çok sevinir,sonunda ağlardı..
Benim oğlumda bana geçen sene çicek toplamış getirdi. Babasıyla birlikte aldıkları hediyenin yanında o topladığı çicekler hayatımda aldığım en güzel hediyeydi.

Annemize kardeşlerimle ortaklaşa bir hediye alırız yine ve o güne özel bir program.Anneler gün olduğu için birçok kampanya vardır.Şanslıyız:))Biz de kardeşler olarak  bize uygun Anneler günü hediyesi seçip, annemizi sevindireceğiz. Akşam kutlaması da eşim ve oğlumla bana özel olur..

Bu senede heyecanla Anneler gününü bekliyorum:)) Ya siz?:))

CHICCO URBAN TRAVEL SISTEM BEBEK ARABASI



Genç ve modern ebeveynler için tasarlanan Chicco Urban çift yönlü bebek arabası çok amaçlı çözümler sunuyor.
Chicco Urban puset, doğumdan itibaren kullanılabilen ve dışarıdaki ilk yürüyüşleri keyifli hale getirebilen farklı aksesuar kitleriyle birlikte çocuklu ailelerin hayatını kolaylaştırıyor.
Çift yönlü kullanılabilen oturma yeri, birkaç basit hareketle konforlu bir bebek arabası gövdesine dönüştürülebiliyor. Bu sayede sokakta, parkta, plajda her yerde bebeklerin kaliteli uyku uyumasını sağlayarak uyku saati aksamadan büyümesine yardımcı oluyor. 
Maksimum konfor için dört farklı kullanım pozisyonu ve ana kucaklarıyla uyum desteği sayesinde günlük yaşamı ve sosyal hayatı daha keyifli hale getiren Chicco Urban Çift Yönlü Bebek Arabası’nın kırmızı, antresit, bej, zümrüt ve vişne olmak üzere beş farklı renk alternatifi bulunuyor.

Ürüne dahil olan aksesuarlar: Yağmurluk + Portbebe iç kılıfı


Chicco Urban Çift Yönlü Bebek Arabasının Özellikleri

Alüminyum şase
Maksimum konfor için 4 pozisyon ayarına sahip tutma yeri
Çıkarılabilir destekli ön bar
Tek elle yatabilen sırt desteği 
Sallanan oturma bölümü ve ayarlanabilir bacak desteği sayesinde maksimum konfor 
Pratik adaptörü sayesinde Keyfit, Auto-Fix Fest, 0+ grup oto koltuklarıyla uyumlu
Aynı zamanda Auto-Fix ana kucaklarıyla da uyum
Oturma yerinin kolayca konforlu bir portbebeye dönüşebilme özelliği
Her türlü zeminde maksimum konfor için ön ve arka amortisörler

Geniş ve konforlu oturma yeri
Kapalıyken süper kompakt yapıda olan katlanmış puseti taşımak için pratik bir tutma 

Chicco Urban Çift Yönlü Bebek Arabası Fiyatı: 759 TL (siyah)
Renk paketi: 95 TL . (Kırmızı dalga, Antresit, Bej, Zümrüt, Vişne)

Hayalinizdeki parti, Bebek Partileri ile gerçek olsun!




Son zamanların yükselen trendi Baby Shower Partileri, çocuğunuz için birbirinden farklı ve eğlenceli konseptlerle hazırlanmış Doğum Günü Partileri, en heyecan verici anlarınızı dostlarınızla kusursuz bir şekilde paylaşmanızı sağlayacak olan Diş Buğdayı Partileri ve Doğum Odası Süslemeleri, bundan böyle Bebek Partileri ile çok daha renkli, çok daha heyecanlı!


Partini seç, harekete geç!

Doğuma sayılı haftalar kala, anneye moral verme ve bebeğin gelişini kutlama amacıyla düzenlenen Baby Shower Partileri hayatımıza gireli çok olmadı ama çok sevdik ve çabuk benimsedik. Bebek Partileri; özel bir konsept dahilinde hazırlanan süslemeler, cupcake’ler, pastalar, misafirlerinize dağıtacağınız aksesuarlar ve çeşitli sürprizleri içeren renkli mi renkli, sevimli mi sevimli detaylar ile bu özel partileri unutulmaz birer anıya çeviriyor.
Bebeğinize “Hayatımıza hoş geldin” diyeceğiniz gün, özel bir hazırlık gerektiriyor. Bu hazırlığı sizin yerinize en ince ayrıntılarına kadar düşünerek hazırlayan Bebek Partileri, mutluluğunuzu paylaşmaya gelen tüm misafirleri Doğum Odası Süsleme hizmeti ile evinizde ağırlar gibi ağırlamanızı sağlıyor. Sizin için özel olarak tasarlanmış çikolatalar, kurabiyeler, minik su şişeleri, süslemeler, loğusa terlikleri, anı defteri ve daha bir çok sürprizle bu günü renkli bir şölene çeviriyor. Bugüne ait fotoğraflarla bebeğinize ömrünün sonuna kadar saklayacağı hatıralar bırakmış olacaksınız.


0-12 yaş arası çocuğunuz için evinizde ya da seçtiğiniz herhangi bir mekanda hayatının en eğlenceli Doğum Günü Partisi’ni vermeye hazır mısınız? Bebek Partileri; Yarış Arabaları, Spiderman, Peri Masalı, Hello Kitty, Arı Konsepti, Mickey Mouse konseptleri arasından seçeceğiniz herhangi biri ile hazırlayacağı partiyi hem siz hem çocuğunuz hem de misafirleriniz için unutulmaz kılacak.

Bebeğiniz büyüyor! İşte ilk dişi çıktı bile… Ülkemizde yıllardır kutlanan en güzel geleneklerden biri olan Diş Buğdayı, Bebek Partileri’nin hazırladığı özel etkinliklerle zamanın ritmine ayak uyduran eğlenceli ve modern partilere dönüşüyor. Sizin için özel olarak tasarlanmış süslemeler, kurabiyeler, pastalar ve aksesuarlarla bugünü sevdiklerinizle birlikte çok özel bir şekilde geçirebilirsiniz. Siz hayalinizi anlatın, Bebek Partileri onu gerçeğe dönüştürsün.

Bir Atalante Organizasyon hizmeti olan ve 23 Nisan günü gerçekleştirilen  ilk partisiyle birlikte organizasyonlarına başlayan Bebek Partileri’ne https://www.facebook.com/bebekpartileri veya www.bebekpartileri.com adresinden ulaşabilirsiniz. 


24 Nisan 2014 Perşembe

BEBEĞİN KENDİ KENDİNE YEMEK YEMESİ

Bebeğin verdiği ipuçlarını takip ederek onun kendi kendine yiyebildiğini gösterdiğinde katı gıdalara başlanır ve bebeğin temposuna göre ilerletilir.Bu şekilde bebek içgüdülerini dinleyerek anne babasını, kardeşlerini taklit eder ve bir yandan öğrenirken bir yandan da doğal ve eğlenceli bir yolla beslenme becerilerini geliştirir.

Eğer fırsat verilirse bebekler sütten başka besinlerle de beslene bileceklerini ellerine bir parça yiyecek alarak ya da onları ağızlarına götürerek gösterebilirler. bebekler sütten katı gıdaya geçmesinin ne zaman olması gerektiğine karar vermek için anne babalarına ihtiyaç duymazlar. Kaşıkla beslenmeye de ihtiyaçları yoktur bunu kendi kendilerine yapabilirler.



Bebeğin kendi kendine yemesi şu şekildedir;
-Bebek yemek vaktinde aile ile birlikte oturur ve hazır olduğunda yemeğe dahil olur.
-İlgisini çeken bir yiyecek yerine bebeğin rahatlıkla tutabileceği boyut ve şekillerde yiyecekler verilir.
-Lapa yapılmış ya da ezilmiş yiyecekler yerine bebeğin rahatlıkla tutabileceği boyut ve şekillerde yiyecekler verilir.
-Bebek baştan itibaren biri tarafından kaşıkla beslenmek yerine kendi kendine yer.
-Ne kadar yiyeceğine ve  sevdiği yiyecek sayısının ne kadar zaman da artacağını bebek kendisi belirler.
-Bebek ne zaman isterse anne sütü ya da mamayla beslenmeye devam eder. Bu besinlerin ne zaman azaltılacağına hazır olduğunda kendisi karara verir.





İlk katı gıda yeme deneyimleri bebeğin sonraki yıllarda yemek vakti ile ilgili hissedeceklerine etki eder bu yüzden bu vaktin eğlenceli hale getirilmesi önemlidir.Geleneksel olarak her bebek kaşıkla beslenmekten hoşlanmaz diye bir şey yoktur fakat birçok bebek kaşıkla beslenmekten gerçekten zevk almaz. Kendi kendilerine ve aileleriyle aynı vakitte yemek yemelerine izin verilen bebekler ise yemek vakitlerini severler.

***Eğer sizin de bebeğiniz ek gıda serüveninin başındaysaMayıs ayında babay Sensory Ataşehir'de bu konu hakkında sohbet edelim ister misiniz?
Detaylar için ertugrul.esra@gmail.com e-mail atabilirsiniz.!!!!

Nestlé bilim insanları, çocukların ebeveynleri ile yemek hazırlarken daha fazla sebze tükettiğini saptadı


Nestlé bilim insanları, anne ve babaları ile birlikte kendi yemeklerinin hazırlanmasına yardımcı olan çocukların, yemek yapma işlemine katılmayan çocuklara oranla daha fazla sebze tükettikleri sonucuna ulaştı.

Merkezi Lozan’da bulunan Nestlé Araştırma Merkezi’nde çalışan bilim insanlarının, çocukların beslenme alışkanlıkları üzerine yaptığı kapsamlı araştırmadan çarpıcı sonuçlar elde edildi. Appetite Dergisi’nde yayınlanan araştırma haberine göre; ebeveynleri ile birlikte yemek hazırlama sürecine dahil olan çocukların daha yüksek oranda sebze tükettiği sonucuna ulaşıldı.

47 ebeveynin katıldığı araştırmada, ebeveynlerden 6 ila 10 yaş aralığındaki oğulları veya kızları ile birlikte tavuk pane, salata, karnabahar ve makarna dahil çeşitli malzemelerden yemek hazırlaması istendi. Deneye katılan çocukların yarısı hem salata malzemelerini birleştirdi hem de ebeveynlerinin tavuk parçalarını kaplamasına yardımcı oldu. Diğer yarısı ise anne ve babaları yemek hazırlarken ayrı bir yerde oyun oynadı.
Araştırma sonuçlarına göre; ebeveynleri ile birlikte yemek yapan çocuklar neredeyse %76 oranında daha fazla salata ile %27 oranında daha fazla tavuk tüketti. Ortalama sonuçlara göre yemek pişirmeye eşlik eden çocukların etmeyen çocuklara göre %25 oranında daha fazla kalori aldığı belirlendi.
Sağlıklı beslenme alışkanlıkları mutfakta belirleniyor
Araştırmayı yürüten ekibin lideri beslenme uzmanı Dr. Klazine van der Horst araştırma sonuçlarını şu şekilde değerlendirdi: “Mutfakta ebeveynleri ile yemek yapan çocukların genel olarak yemeklerinin daha büyük bir bölümünü bitirdiğini ve daha fazla miktarda sebze yediğini gördük. Yaptığımız araştırma, çocukları yemek hazırlama sürecine dahil etmenin, onların sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmelerine olumlu katkı sağladığını ortaya koydu”.
Bu araştırmanın ışığında beslenme uzmanları, gelecekte çocukların beslenme düzenlerini ve yemek seçimlerini nasıl şekillendireceğini görmek üzere uzun soluklu çalışmalara devam edeceğinin mesajını veriyor.
Farklı malzemelerin kullanılması salata tüketimini arttırıyor
Araştırma sonuçlarına bakıldığında özellikle salata tüketiminde artış gözlemleniyor. Bilim insanlarına göre bunun en önemli sebebi çocukların bağımsız bir şekilde salatanın farklı malzemelerinin seçimini daha kolay yapması.
Aile ile mutfakta vakit geçirmek çocukların psikolojisine de olumlu katkı sağlıyor
Araştırmaya katılan beslenme uzmanları, ebeveynler ve çocukların birlikte yemek yapmasının sadece gıda alımı üzerindeki olumlu etkilerinden değil, aynı zamanda ebeveynler ve çocukların birlikte iyi vakit geçirmesinden dolayı da faydalı olabileceğini belirtiyor. Çocukların, aile için yemek yaptıklarında kendilerini daha bağımsız ve gururlu hissettikleri ifade ediliyor.
Ayrıca mutfakta vakit geçiren çocukların masada daha uzun süre kalması ve yemekten daha fazla keyif alması, yemeği hazırlarken harcanan toplam süre ile yemeği yerken harcanan süre arasında da bir ilişki olduğu ortaya koyuluyor.
Okul çağı çocuklarına sebze çeşidi sunmak onlara sağlıklı beslenme alışkanlığı kazandırıyor
Zürih ETH Üniversitesi ve Nestlé tarafından yürütülen ve “Public Health Nutrition” Dergisi’nde yayınlanan başka bir araştırmaya göre ise; okul çağındaki çocuklara sebzede çeşitlilik sunmak çocukların sebze ağırlıklı seçimler yapmasını sağlıyor.
Nestlé Araştırma Merkezi her yıl 200’ün üzerinde bilimsel araştırma yayınlıyor
Bu araştırma Nestle’nin dünya üzerinde 34 Araştırma ve Geliştirme ve Ürün Teknolojisi Merkezleri’nden biri olan (NRC) yapıldı. Nestlé Araştırma Merkezi’nde yapılan çalışmalar, her yıl yayınlanan 200’ün üzerinde bilimsel araştırma ile gıda sektörünün geleceğinin şekillenmesine yardımcı oluyor.
 Nestlé Türkiye, Almanya, Tayland, Venezüella ve Hindistan gibi ülkeler de dâhil olmak üzere dünya genelinde aşçılık okulları ve eğitim programları ile ebeveynlerin ve çocukların daha sağlıklı tercihler yapmasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

22 Nisan 2014 Salı

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramimiz Kutlu Olsun



Kinder Surprise'ini geri vermek için ne istersin?



40 yıldır hem annelerin hem de çocukların Kinder Surprise'ı çok sevmesinin birçok nedeni var.

İlki çocukların lezzetine doyamadığı sütlü dolgulu çikolatası. O çikolatanın içinden bir de binlerce farklı oyuncak çeşidi çıkınca, çocuklar hem oyunlarına yaratıcılık katıyor, hem de her Kinder Surprise'da yeni bir heyecan yaşıyor. Anneler de çocuklarının bu heyecanını görmekten ve yaratıcılıklarının gelişimini izlemekten çok mutlu oluyor. Çünkü Kinder Surprise'ın oyunlarına kattığı yaratıcılığı, mutluluğu kendi çocukluklarından biliyorlar.

İşte Kinder Surprise'ın yeni kampanyasında anneler Kinder Surprise'ın çocukları için ne kadar değerli olduğunu anlamak için çocuklarına Kinder Surprise verip sonra da geri istiyorlar. Çocuklar da bu duruma çok eğlenceli tepkiler veriyor. Belli ki çocuklardan Kinder Surprise'ı geri almak hiç de kolay değil.

Kampanyanın Facebook ayağında da Kinder Surpise anneleri, çocuklarına Kinder Surprise verip geri istedikleri videoları paylaşabilecekleri bir uygulama yapmış. Anneler çocuklarının videolarını paylaşarak sürpriz hediyeler kazanabiliyorlar. Facebook uygulamasına da bu linkten ulaşılıyor.


Bir boomads advertorial içeriğidir.

17 Nisan 2014 Perşembe

Hamilelik Öncesinde Dikkat Edilecekler:





Anne ya da baba olmak, hayatın akışını değiştirecek büyük bir olaydır. İyi bir hayat kurmak, sağlam bir aile yapısına sahip olmak, bebek için iyi bir başlangıç yapmak için, sağlıklı bir gebelik geçirmek ve olabilecek en sağlıklı bebeği dünyaya getirebilmek önemlidir. Dolayısıyla, hamile kalmadan önce anne ve babanın yapması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

*Anne ve baba adayları öncelikle bir kadın doğumcuya giderek neler yapmaları gerektiği konusunda bilgi almalı ve doktorun önerdiği testleri yaptırmalıdır. 
*Anne adayları hamilelik boyunca dişleriyle ilgili bir problem yaşamamaları için diş hekimine kontrole gitmelidir. 
*Anne ve baba adayları alkol ve sigara kullanmamalıdır. Annenin sigara ya da alkol kullanması bebekte ağır hasarlara yol açarken babanın kullanması sperm kalitesini etkilemektedir. 
*Bebek planlayan bütün anne baba adayları, AIDS hastalığının etkeni olan HIV için test edilmelidir. 
*Hamilelik süresince az problem yaşamak ve doğum sonrasında eski kiloya daha çabuk dönmek için, hamile kalmadan önce annenin kilosu normal sınırlarda olmalıdır. 
*Anne ve baba adayları bebekle ilgili herhangi bir şüphe ya da endişe hissediyorlarsa uzmanlara danışmaktan çekinmemelidir. 
*Hamilelik öncesi dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, tek yönlü beslenmeden kaçınılmalı, diyet yapılmamalı ve bol su içilmelidir. 
*Doktor önerisi olmadan hiç bir ilaç ya da madde kullanılmamalıdır. 
*Anne adayı kahve içmemeli, eğer çok içiyorsa ve bırakamıyorsa mümkün olduğunca azaltmalıdır. 
*Anne adayında eğer kansızlık (anemi) varsa hamile kalmadan önce tedavi edilmelidir. Hamilelik sırasında demir açığı daha da artabileceği için kansızlık daha da derinleşebilir. 
*Doktorun da tavsiyesi doğrultusunda gebelik öncesi 3 ay folik asit kullanılmalıdır. Folik asit vitamini omurilik ile ilgili doğumsal sakatlıklara engel olmaktadır. 
*Hamilelik öncesinde anne adayının yüksek tansiyon problemi varsa kontrol altına alınmalıdır. Yüksek tansiyonun hamilelikte pek çok olumsuz etkisi olduğundan bu tür hastalar hamilelik boyunca yakından takip edilmelidir. 
*Evcil hayvan besleniyorsa onların aşıları ve bakımları yaptırılmalıdır. 
*Anne ve baba adayının işinde radyasyon, kimyasallar, kurşun ya da anestetik maddelere maruz kalma söz konusu ise bu hem hamile kalma şansını azaltır hem de bebeği riske sokmaktadır. 
*Anne adayı mutlaka düzenli olarak egzersiz yapmaya gayret etmelidir. 
*Hamilelik öncesinde ve hamilelik döneminde suni tatlandırıcılar ve bunları içeren gıda maddelerinin kullanımı sakıncalıdır. 
*Günde en az birkaç bardak süt içerek (aynı ölçülerde yoğurt/peynir gibi diğer süt ürünlerinden tüketerek) anne adayı kalsiyum eksikliğini giderebilir. Böylece yeteri oranda kalsiyum depolanmış olur. 
*Kızamıkçık (rubella) hastalığı bebeğin iç organlarında bozukluklara neden olduğundan, anne adayı hamilelik öncesi bu hastalığa karşı bağışıklığı olup olmadığını bir kan testi ile öğrenmelidir. Kan testi hamilelikten en az 3 ay önce yaptırılmalıdır. 
*Hamilelik öncesinde çiftlerin stresten mümkün olduğu kadar uzak kalması ve yeterince dinlenmesi gerekir. 
*Şekeri yüksek olduğu sırada hamile kalan kadınların çocuklarında doğumsal sakatlık riski önemli ölçüde artar. Bu yüzden hamile kalmayı planlayan şeker hastası anne, doktor kontrolünde ilaçlarına devam etmelidir. 
*Anne adayı aşırı kiloluysa hem hamile kalması zorlaşır hem de hamilelik sırasında çeşitli komplikasyonlara neden olur. Bu nedenle hamilelik öncesi, doktorla uygun bir diyet uygulamak gereklidir. 

Anne adayı hamile kalmadan önce herhangi bir kronik hastalığı varsa ya da uzun süreli bir tedavi gerektiren bir durumdaysa doktora danışmalıdır. Diyabet, astım, sara, epilepsi ve tiroid, kalp, böbrek ve ciğer hastalıkları hamilelik süresince düzenli olarak sağlık kontrolünde olmayı gerektiren durumlardır. 
*Bebek planlayan bütün anne baba adayları alkol almamalıdır. Aşırı alkol tüketimi, üreme yetisine zarar vermektedir.
*Hamilelik öncesi, sarılık etkenlerinden biri olan Hepatit virüsü taşıyan anne adaylarının tespiti de önemlidir. Zira doğum sonrası bu annelerin bebeklerinin aşılanması hastalığın geçişini önleyecektir. 
*Anne ve baba adayının hamilelik öncesinde kan gruplarının bilinmesi, eğer bir kan uyuşmazlığı söz konusu ise hamileliğin özel olarak takip edilmesi, anneye doğumdan önce gerekli aşının yapılması bir sonraki hamilelikte tehlikeyi önlemektedir. 
*Hamilelik öncesinde anne ve babada olabilecek kalıtımsal hastalıkların tespiti, doğacak çocukta da bu hastalığın görülme olasılığını tespit etme açısından çok önemlidir

MAYIS AYINDA OLACAK DOĞUM SONRASI ANNE- BEBEK TOPLANTILARIMIZA KATILMAK İSTER MİSİNİZ?

Bebeimgeliyor Hamile kursumuzun çercevesinde yaptığımız anne- bebek toplantısını artık, kurstan bağımsız yapıyoruz. Yani bebeğiniz doğdu ve 2. ayını tamamladıktan sonra beraber toplanabiliriz. 

Anne olmak bir yandan coşturucu, neşelendirici, keyifli, güçlendirici bir süreçtir bir yandan da yorucu, zorlayıcı ve karmaşıktır. Her annenin bebek dünyaya geldikten sonra karşılaştığı pratik sorunlarla ilgili desteğe ihtiyacı olur. 
Yaptığımızbu toplantılarda annelerin bu deneyimi yaşarken kendilerini yalnız hissetmemeleri amacıyla oluşturulmuştur.

Bebeimgeliyor da devam eden Doğum Sonrası Buluşmalarına, anneler bebekleriyle birlikte katılıyor ve diğer anne-bebek çiftleriyle bir araya geliyor. Gruplarda en fazla 5 anne-bebek çifti bulunuyor. 



Sıcak ve keyifli ortamımızda gerçekleşen Doğum Sonrası Buluşmaları'nda yeni annelere bebek bakımı ve annelik ile ilgili her türlü konuda destek veriyoruz.Bu toplantılarda;

* Annelik,
• Emzirme ile ilgili destek verme, emzirme danışmanlığı,

* Bebeğinizi ağlarken sakinleştirmek , uyuku düzüeni oluşturmak gibi bakım süreçlerinde annelere destek vermek,

• Anne ve bebek arasında gelişen bağlanma,

*Yeni annenin kendi ebeveynleri ve diğer aile bireyleri ile olan ilişkilerin değerlendirmesi,

• Annenin iş hayatına yeniden geçişi ve bebeğin buna hazırlanması,

*Bakıcı seçiminde dikkat edilecekler, gibi konular konuşuluyor.

Bebeimgeliyor  doğum sonrası buluşmalar sayesinde;

* Kendi annelik deneyiminizi daha iyi anlama
• Diğer annelerin deneyimlerinden öğrenme 
*Bebeğinizi daha iyi anlama,

• Uzman görüş ve tavsiyelerinden faydalanma imkanı buluyorsunuz.

Ve en önemlisi;

• Bebeğinizle birlikte katılabildiğiniz bu keyifli buluşmalar sayesinde bebeğinizle aranızda bağ gelişiyor.
Doğum Sonrası Buluşmalarımızda rahat, keyifli ve bebeğiniz için gerekli her şeyin düşünüldüğü ortamımızda gerektiği zaman bebeğinizin ihtiyaçlarını kolaylıkla giderebilirsiniz. Siz bebeğinizin ihtiyacını giderirken hem size yardımcı olur hem de toplantımıza keyifle devam ederiz.

Haydi anneler sizleri aramızda görmek istiyoruz..


Detaylı bilgi için ; ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz....

GEBELİK AYLARINA GÖRE ANNE VÜCUDUNUN GELİŞİMİ

GEBELİKTE 1. AY
Gebeliğin İlk Ayları
Gebeliğin İlk Belirtileri
Gebelikle birliklte hormonlarınızdaki değişikliklerin sonucunda aşağıdakilerin bir ya da daha fazlası görülebilir:Bunlar 12. haftadan sonra azalır.
*Adet gecikmesi
*göğüslerde büyüme , gerginlik, hassaiyet
*Bulantı
*Kusma, ağızda metalik tat ve yiyeceklere karşı ilgisizlik
*Bazı besinlerden iğrenme ya da aşırı isteme
*Yorgunluk, halsizlik
Vajen akıntısında artış,
*Sık idrara gitme
*Duygusallaşma

GEBELİĞİN 2. AYI
Doğum zamanının hesaplanması

Son adetin ilk gününe 280 eklenerek bulunur. Gebelik süresi 40 hafta kabul edilirse de , 38 ile  42 haftalar arasında normal sayılır.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Sigara , alkol ve doktora danışılmadan alınan ilaçlar gebelik boyunca, özellikle de bebeğin organlarının geliştiği ilk 3 ayda zararlıdır.Kedi, köpek dışkısaı ve çiğ etle temas edilmemelidir.Bunlar bebeğe zararlı olabilecek toksoplazma denen parazit taşıyabilir.

GEBELİKTE 3. AY
Gebeliğe Alışma

Gebeliğin başlarında görülen bulantı, kusmalar vesık idrarra çıkma bu  dönemden itibaren azalır. Bağırsak hareketleri yavaşladığından kabızlık görülebilr.Aşırı kusmanız olmamışsa bu dönemde 1-52 kg almanız beklenir.Bütün gebelikte alınan kilonun%10'una karşılık gelir.Hormonel değişikliklerinden dolayı bu dönemde aşırı duygusal olabilirsiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kontroller için doktora başvurun. Taze yiyeceklerle ve dengeli beslenin.Kabızlığa karşı bol bol su için ve yeşil sebze gibi bol lifli yiyecekler yiyin. Göğüslei destekleyecek uygun bir sütyen kullanın. Dişlerinizi kontrol ettirin.

GEBELİKTE 4. AY
Gebelik artık belli oluyor;

Kendinizi daha enerjik hissetmeye başlarsınız.Gebe olduğunuz dışarıdan belli olmaya başlar.Cildiniz koyulaşabilir.Beliniz kalınlaşmaya başlar.Karnınızın üstünde koyu bir çizgi görülebilir.Doğumdan kısa bir süre sonar bu çizgi kaybolur.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Bu dönemde iştahınız artmaya başladığından,sağlıklı beslenetre kilonuza dikkat etmelisiniz.Bol ve rahat giysiler tercih etmelisiniz. Gebelik sürecinde artan demir ihityacına bağlı olarak doktorunun vereceği demir preparatlarını kullanmaya baslamalısınız.


GEBELİKTE 5. AY
Gebelik ilerliyor;
Memelerde ilk süt gelebilri.Bu süt sadec silinmeli,  mem sıkılmamalıdır.
Cilt koyulaşması artabilir.Bunun kalıcı olmaması için dışarı çıktığınızda güneş koruıyucu krem kullanabilirisiniz.
Sırt ağrısı, kasıklarda gerilme, vajen akınıtısı, diş eti kanaması gib yakınmalara sık rastalnır.Bebeğinizn hızlı büyüdüğünü ve s,izinde hızlı kilo alacağınız bir döneme girdiğinizden sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmelisiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kendinize özen göstermelisiniz.Rahat giysi ve ayakkabılar güymelisiniz.Bebek eşye ve giysileeri düşünmeye başlayabilirisiniz.

GEBELİKTE 6. AY
Gebebliğğn en iyi zamanları;
Bu dönemde kendiniz daha iyi ve zined hissedeceksiniz. Kilo alımı hızlı olabilr. Dikkat!!
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Her fırsatta ayaklarınız yukarı kaldırarak dinlendirmelisiniz. Belinizi ve bacaklarınızı sıkan giysilerden kaçının.Sıcağa duyarlılığınız artacağınadn bol bol su içmelisiniz.

GEBELİKTE 7.AY
Gebelik ilerlemey devam ediyor;
Sindirim güçlüğü ve kramplar görülebilir.Karında çatlaklar oluşabilir. Bunu önlemek ya da daha az olmasını sağlamak için karın bölgesi sık sık nemlendiricili bir krem ya da yağ ile yumuşatılmalıdır.UYku bozukluklarıolabilir.
Bu dönemde dikkat edilemsi, gerekenler:
Doktor kontrollerini sıklaştırabilrisniz.Gün içinde sık sık dinlenmeli, geceleri mümkün oldukça erken yatmaya çalışmalısınız.Her fırsatta ayaklarınızı yukarı kaldırarak , dinlenmalısiniz.

GEBELİKTE 8.AY
Bebek her an gelebilir;
Kendinizi ağır ve hantal hissedebilirsiniz.Rahat uyuyamayabilrsiniz. BUnun çin bol bol yastıkla vücut boşluklarınız doldurarak en rahat pozisyonu sağlayarak , daha uzun uyuyabilirisiniz.
Neler oluyor?
Büyüyen bebek iç organlarınıza baskı yaparak solunum güçlüğüne, sık idrara çıkmaya neden olabilir.Koşarken, gülerken ya da öksürürken idrar kaçırabilirsiniz.Olabildiğince dinlenmeye çalışmalısınzı.Kilo alışınız fazla ise karbonhidratları azaltmalısınız.
Gebelikte alınan ortalama kilonuz 10-12 kg arasında değişmesi idealdir.Bebeğinize gereken temel malzemeleri şimdiden alabilirsiniz


GEBELİKTE 9. AY
Tatlı Heyecan;
Çalışıyorsanız doğum iznine çıkmış, doğum hazırlıklarını bitirmiş olmalısınız.Bu dönem gelecek bebek için çok heyecanlı olmalısınız.
Neler Oluyor?
Bu dönemde bebeğin başının, leğen kemiğinin boşluğuna girmesiyle mide yanması, sindirim, solunum güçlüğü yakınmaları azalır.Bebeğin başı idrar torbasına baskı yaptığından idrara çıkma sıklığı artabilir.Bu dönemde kendiniz daha enerjik hissedebilrsiniz. Bundan yararlanarak kendiniz yormayın. Doğujm esnasında ve sonrasında  enerjiye ihtiyacınız olacaktır.

GEBELİKTE 10. AY 
Artık bebek geliyor
Doğum heyecanı başlar, bir an önce doğum gerçekleşsin isyteyebilirsiniz.
Neler oluyor?
Doğum ağrılarınız düzenli ve sık olacaktır. Doğum belirtilerini tek tek kontrol edin. Ve doktorunuzla iletişim halinde olun.
Doğum
Hazırlık ve beklemeyle geçen onca aylardan sonra artık bebeğiniz kucağınıza alabilrisiniz.Giderek onu dah iyi anlayacak ve hergün yeni bir şeye tanık olacaksınız..

16 Nisan 2014 Çarşamba

Otizm Dostları Derneği ve Anneysen.com ile “Otizmi fark et, yaşamı paylaş”



Sizi “yaşamı paylaşmak için” Birsen Başar'la otizmin bilinmeyen iç dünyasına farklı bir yolculuğa davet ediyoruz!

Hayatı boyunca yaşadığı iletişim ve davranış sorunlarının nedenlerini 21 yaşında otizm teşhisi aldıktan sonra keşfeden Birsen Başar, hayatı ve insanları algılayışındaki farklılıkları anlatabilecek beceriye sahip, yüksek işlevli bir otizmli.

Otizm farkındalığı için Hollanda ve Türkiye'de seminerler veren Birsen Başar'ın kendi hayatından kesitler anlattığı iki kitabı ile Hollanda'da çekilen bir belgeseli bulunuyor.

Söyleşimiz ücretsizdir. Kontenjan sınırımız nedeniyle kayıt yaptırmanızı rica ederiz.

Otizmin iç sesi: Birsen Başar
18 Nisan 2014, Cuma 12:00-14:00
Yer: Yaşam Atölyesi
İstiklal Cad.
Mısır Apt. No: 163 Kat: 3
Daire: 12  Beyoğlu

#otizmifarketyasamipaylas

Kayıt: otizmdostlari@gmail.com

15 Nisan 2014 Salı

ÇEK BİR #LOVEFIE



Türkiye’nin ilk online fotokitap servisi Afillikitap 1 yaşını #lovefie ile kutluyor

En mutlu, en özel günleri, eğlenceli kareleri, çok sevilenleri, hayatın dönüm noktası olan anları ölümsüzleştiren Afillikitap 1.yaşını çok neşeli bir instagram yarışması ile kutluyor.

Türkiye’nin ilk on-line fotokitap servisi olan Afillikitap, 14 Nisan – 15 Mayıs tarihleri arasında düzenlenecek “Çek bir #lovefie” yarışması en beğenilen 10  fotografı seçecek. Afillikitap, #lovefie ve #afillikitap hastagleri ile paylaşılan fotoğraflar arasından en çok beğenilen 10 lovefie’nin sahiplerine, en sevdikleri kareleri fotokitaba dönüştürerek ölümüzleştirme şansını hediye edecek. Çek bir #lovefie yarışmasının birincisi ise fotoğrafçı ve blogger Yeşim Mutlu ile çok özel bir çekimin yıldızı olma fırsatını yakalayacak.

Afillikitap’ın ilk yaşına özel hediyeleri “Çek bir #lovefie” ile sınırlı değil! Telefon, hard disk yada bilgisayarlardaki değerli fotoğrafları saklamanın en güvenli yolu olan Afillikitap, birinci yaşı nedeniyle fotokitap hizmeti alan ilk 1000 kullanıcısına da Afilli Mini Yatay’ı hediye ediyor.

Afillikitap uygulaması ile internet üzerinden, istenilen tema seçildikten sonra fotoğraflar çok kısa sürede siteye yükleniyor ve siparişe hazır hale geliyor. Instagram, Facebook ya da Flickr fotoğraflarıyla bir fotokitap oluşturarak sipariş vermek,  oto editör ile yüzlerce renk ve tema içerisinden seçilen tamamen kişiye özel hazırlanacak fotokitaba 7 gün içerisinde sahip olmak için yalnızca 10 dakika gerekiyor.

www.afillikitap.com 

14 Nisan 2014 Pazartesi

Anne Sütünün Antibiyotik Kullanımı Gerektiren Hastalıkları Azalttığını Biliyor Muydunuz?



Sevgili anneler, anne sütü mucizedir, bebeğiniz ilk doğduğu andan itibaren büyüme ve gelişme için gerekli olan tüm sıvı, enerji ve besin ögelerini içerir. Eşsiz içeriği ile bağışıklık sistemi gelişimini destekler, antibiyotik kullanımı gerektiren hastalıkları azaltır.

Bebeğinizin bağışıklığını guclendirmek için onu 2 yaşına kadar anne sütü ile besleyin. Anne sütü alımı azaldığındaysa bebeğinizin bağışıklığını Aptamil ile desteklemeye devam edebilirsiniz.

Detaylı bilgi için tıklayınız.
Bir boomads advertorial içeriğidir.

GERÇEK KARDA BENZERSİZ EĞLENCEYE GİTMEK İSTER MİSİNİZ?


Dört mevsim kış sporlarının yapılmasına ve kar oyunlarının oynanmasına olanak sağlayan Türkiye’nin ilk snowparkı “Torium Snowpark” ise çocuklara ve ailelerine
gerçek kar üzerinde alternatif bir eğlence fırsatı sunuyor.
Torium Alışveriş Merkezi içerisindeki Türkiye’nin ilk ve tek kapalı kar eğlence merkezi “Torium Snowpark”ın, kar kalitesi ve atmosferi ile Uludağ ve Kartalkaya gibi önemli kayak merkezlerini aratmayan eğlence alanında kar yarışmalarından kızakla kaymaya, kartopundan kardan adam yapmaya kadar birçok eğlenceli kış oyununu oynayabilecek, herkes kış atmosferinin tadını doyasıya çıkaracak.


Yanısıra uzman eğitmenler tarafından hazırlanan programlarla Snowpark, 100 metre uzunluğundaki 6 sıçrama rampalı snowboard ve kayak eğitim parkurlarıyla kış sporuna ilgi duyanlara haftanın 7 günü hizmet veriyor. Ziyaretçiler, eğlence alanında bulunan 9 adet Snowtubing parkurunda gönüllerince kayabiliyorlar. 130 kişi, kayak ve snowboard pistlerinden ise 70 kişinin aynı anda yararlanabildiği Snowpark’ta, misafirler kıyafet dahil her türlü kayak malzemesini yanlarında taşımaya gerek duymadan tesisten temin edebiliyor.


Eğer sizde bu eğlenceyi deneyimlemek istiyorsanız size bir hediyem var;
Bu yazıyı sosyal medya hesaplarınızdan paylaşın ve beni takip etmeniz, çekiliş için yeterli..ertugrul.esra@gmail.com bana iletşim bilgilerinizle birlikte e-mail atarak çekilişe katılabilirsiniz.
20 Nisan'a başvuranlar arasından bir talihliye bu eğlenceyi hediye edeceğim.

·         Biletler 3 kişiliktir
·         5 nisan – 31 mayıs 2014 tarihleri arasında geçerlidir
·         (resmi tatiller ve hafta sonları hariç )

BABYLAND.COM İLE BEBEKLERDE RUTİN OLUŞTURMA SEMİNERİ!!






Bebek doğduktan sonra ona nasıl bakacağınız hakkında pek çok sorularınız olacaktır. Bu eğitimde annelerimizin aklına en sık gelen sorulara yanıtlar vermeye çalışacağım .

Emzirme düzeni :
 Ilk haftalarda emzirme düzensizdir ve bebek her istediğinde emzirilmelidir.Acaba sütüm yeterli mi?,Bebeğimi doğru emziriyorum? Emzirme düzeninizi oluştururken ipuçları nelerdir?Emzirme döneminde hangi malzemeler gerekir? Süt sağma pompasını nasıl seçmeliyim?Sütüm yetersizse nasıl arttırabilirim? Nasıl beslenmeliyim?
Alt değiştirme :
Nasıl yapacağım?Bebeğime uygun bezi nasıl seçebilirim?Islak mendil/ pamuk ne kullanmalıyım?

Göbek bakımı :
Göbek bakımını nasıl yapacağım?Göbek bakımı yaparken bebeğimin canı yanar mı?
Bebek banyosu :
Bebeğimi nasıl tek başıma yıkayabilirim?Bebeğime günlük rutin oluştururken bebek banyosunu nasıl ayarlamalıyım?Bebek yıkarken hangi malzemeler gerekir?
Bebek yıkadıktan sonra bebeğime nasıl masaj yapmalıyım?Hangi bebek yağı/ losyonunu seçmeliyim?

Bebeğim cildine ne kullanmalıyım? Cilt bakımı neden önemli?

Hapşırık ve hıçkırıklar :
Bebekler ilk doğduklarından sonra çok fazla hapşırabilşir veya hıçkırık
tutabilir.Acaba bu normal mi? Ne yapmalıyım?

Yatma pozisyonu :
Bebeğimi nasıl yatırmalıyım?Bebeğin yatağını nasıl seçmeliyim?Yastık kullanmalımıyım?Yorgan mı uyku tulmumu kullanmalıyım?

Kundak:
Bebeğime kundak yapmalı mıyım?Kundağın yararı var mı?Nasıl kundak yapmalıyım?

Oda ısısı :
Odasının ısısı nasıl olmalı?Havalandırmak önemli mi?

İlk günlerde bize gerekecek malzemeler, kozmetik veya tekstil ürünleri

Bu ve daha pek çok sorunun cevabı için Sizi Bebeğe İlk Günlerde Rutin Oluşturmaeğitimine davet ediyorum.

Eğitim Yeri:. Caferağa Mh. Arayıcıbaşı Sk. N:3/4 Çınar Apt. 34710 Kadıköy, İstanbul

Eğitim Ücreti:100TL

Eğitim Tarihi: 27 Nisan Pazar günü 11:30-13:00 arasında olacaktır.

Bu eğitime eşlerinizle gelebilirsiniz. Yeni doğum yaptıysanız bebeklerinizle de gelebilirsiniz.

Eğitim sonunda birçok üründe indirim ve minik hediyelerimizden oluşan bir paket sizlere hediye verilecektir.

13 Nisan 2014 Pazar

KLİNİK PSİKOLOG GONCA ŞENSÖZEN'LE SOHBETİMİZ






   Merhaba. 2000 senesinde Boğaziçi Üniveristesi’nde klinik psikoloji yüksek lisansımı tamamladım. O zamandan beri psikoterapist olarak çalışıyorum. 2004-2010 yıllarında İstanbul Cerrahi Hastanesi Tüp Bebek Servisi’nde uzman psikolog olarak görev yaptım. Türkiye’nin dört bir yanından gelen hastalarla hem bireysel terapi hem de grup destek çalışmaları yaptım. O süreçte “Tüp Bebeği Beklerken” isimli söyleşi kitabımı yayınladım. Halen özel bir merkezde terapi çalışmalarımı sürdürmekteyim.   Zaman zaman hamile eğitimlerinde sürecin psikolojik etkileri hakkında bilgiler vermekte, çiftleri doğum sonrası lohusalık dönemi ve bebeğe alışmak ve bağlanmak konusunda bilgilendirmekteyim. Aynı zamanda üniversitedeki çalışmalarıma devam ediyorum.
    Çiftin tedavi sürecine hazır olması gerekir mi?

Tüp bebek tedavisinin zamanlaması çok önemli. Zamanlama konusunda “tarihsel zamanlama” ve “kadının psikolojik zamanlaması”nı ayrı ayrı dikkate almak gerekiyor.

Bir yıldır denediği halde çocuk sahibi olamayan çiftlerin, en kısa zamanda bir kadın doğum uzmanına başvurmaları gerekir. Buna tarihsel zamanlama diyebiliriz. Ne olup bittiğini anlamak konusunda vakit kaybetmemek, doğal yolla çocuk sahibi olmak konusunda bir engelin olup olmadığını anlamak ve bunun ne olduğu ortaya çıkarmak, sonra da tedavi seçeneklerini belirlemek.

Bir de “kadının psikolojik zamanlaması” var. Çift, özellikle de kadın, varolan durumu, yani doğal yolla çocuk sahibi olmanın güçlüğünü ve tedavinin gerekliliğini henüz kabullenememiş ise kendi içinde bir karmaşa yaşıyor. Bir tarafı bu tedavinin gereksiz olduğunu düşünürken, diğer tarafı bu tedavinin zorunlulukları altına giriyor. Bunu aynı anda hem evet hem de hayır demeye benzetebiliriz. Böyle bir durumda ortaya nasıl bir cevap çıkar? Kadın tedaviyi kabullenmediğinde yaşanan durum tam olarak böyle oluyor. Bu şartlarda kadın tedaviye tam adapte olamıyor ve bu durum tedavinin gidişatını olumsuz etkileyebiliyor.

Kısaca doğru zamanlama, maddi şartları bir kenara bırakacak olursak, çiftin ama özellikle de kadının bu tedaviye ne kadar hazır olup olmadığı ile çok ilgili.

Neden özellikle kadının hazır olması önemli diye soracak olursan ise çok basit. Çünkü doğal yolla çocuk sahibi olamama sebebi sperm ile ilgili olsa bile tüm tedavi kadının vücuduna uygulanıyor. Bu yüzden kadın çok daha birebir yaşıyor tedavinin gereklerini ve tabi ki de bu süreçten çok daha fazla etkileniyor.
Yani erkek son derece istekli ve hazır hissederken, kadın böyle hissetmeyebilir. Bu noktada kadını zorlamak yerine, onun bu tedavi ile ilgili çekincelerine değinmek ve kadına zaman tanımak yerinde olur. Bu konuda psikologların çok yardımı oluyor. Tedavi başlamadan birkaç ay önce başlayan psikoterapi seanslarında, kadınlar tedaviye bedenen ve zihnen daha iyi hazırlanıyorlar.

      Kadın ve erkek farklı duygular yaşayabilir bu süreçte. Neler hissederler?
Geleneksel anlamda annelik tanımı ile kadınlık; babalık tanımı ile erkeklik çok içiçe girmiş durumda. Infertilite problemi ortaya çıkmadan önce geleneksel kadın-erkek rollerine bürünmemiş olan çiftlerde bile, problemin teşhis edilmesi ile birlikte beliren bir konu “kadın olmak”, “yeterince kadın olmak” ya da “yeterince erkek olmak”. Çünkü toplumda kadın ya da erkek olmak üreyebilmek ile yakından bağdaştırılıyor. Bir kadının üreme kapasitesi ile ilgili sorun yaşanıyor ise, o kadın, kendini yeterince kadın hissetmediğini söylemeye başlayabiliyor.
İlginçtir ki çiftin tüp bebek tedavisinin sebebi erkeğe (sperme) bağlı bir faktör olsa dahi, kadınların bu tedavi içerisinde, kendi kadınlıkları ile ilgili yetersizlik duyguları yaşayabildiğini gözlemliyoruz. (“Sorunun spermden kaynaklandığını bilsem de hamile kalamayan ve doğuramayan ben olduğum için tam bir kadın gibi hissedemiyorum” diyen çok hastam oldu.)
Erkek için ise durum farklı seyrediyor. Yani eğer tüp bebek tedavisi kadının üreme sistemindeki bir faktörden kaynaklanıyor ise, erkek, kendi erkekliği ile ilgili yetersizlik duyguları yaşamıyor. Yaşadığı şey daha çok çaresizlik oluyor. Karısına yardımcı olamadığı, yaşanan krizi ortadan kaldıramadığı için.
Erkekler sadece kendileri ile ilgili bir faktörden dolayı kısırlık tedavisi görüldüğünde, erkekliklerini ya da güçlerini sorguluyor oluyorlar. Yani eşini hamile bırakamamak bir erkeğin kendi erkeklik gücünü şiddetli şekilde sorgulamasına sebep oluyor.
Kısırlık probleminin yaşattığı sıkıntı elbette çiftten çifte değişse de genel olarak şunu söyleyebiliriz: Erkekler de kadınlar gibi bir şok ve inkar dönemi geçiriyorlar. Burada kadınlardan farklı olarak erkekler duygularını ortaya koymak yerine kendi içlerine dönmeyi tercih ediyorlar. Kadınlar bu durumu kendi arkadaşları ya da aileleri ile konuşma eğiliminde olurken, erkekler bu konudan daha az bahsediyor. Hatta genelde bir problem olduğunu ve artık bir doktora gitmek gerektiğini savunan önce kadın oluyor. Benim görüştüğüm çiftlerin bazılarında kadınlar bunun için erkekleri ikna etmek zorunda kalmışlar ve bu konuda eşleriyle çatışma yaşamışlardı. Tüp bebek tedavisi gerektiğini öğrenince daha az aceleci davranan taraf genelde erkekler oluyor yine. Kadınlar bu durumu “bir kriz var” olarak yaşamaya başladıklarında, yani bir problemin varlığını kabul ettiklerinde, erkekler henüz “daha oraya gelmemiş” olabiliyorlar. Erkeklerin daha ağırdan alan ve durumun varlığını inkara yakın tavırları kadınlara kızgınlık yaşatıyor, tedavi sürecini zorlaştırıyor ve çiftin ilişkisinde çatışmalara yol açabiliyor.
     Tedavi süreci çiftin ilişkisine nasıl yansıyor?
Genel olarak şöyle bir tablodan bahsetmek mümkün: Eşler, kısırlık problemine yönelik kendi içlerinde hissettikleri olumsuz duygulardan birbirlerini korumak adına, iletişimlerini azaltma yoluna gidebiliyor, içlerine dönebiliyorlar. Ama maalesef iletişim kesilince destek alışverişi ve problem çözme imkanı da azalıyor.

Buna ek olarak eşlerin tedaviye adapte olma hızları da birbirlerinden farklı olabiliyor. Örneğin, başarısız bir tedavi karşısında eşlerden biri yas tutarken, diğer eş buna hazır olmayabiliyor ve iki ayrı zeminde bulunan çift iletişim konusunda bir senkronizasyon sorunu yaşıyor.
Eşleri ile kısırlık sorununu ve tedavi sürecini konuşabilen kadınlar rahatlamış hissediyorlar. Fakat erkekler çoğu zaman bu tip krizleri konuşunca daha kötü hissettiklerinden ve eşlerinin de böyle hissedeceğini düşündüklerinden, sessiz kalmayı tercih ediyorlar. Sessizliğin, stresli durumdan kendilerini koruyacağını umuyorlar. Bu durumun kadınlar tarafından anlaşılmasının güç olması, kadınları eşleri ile ilgili yanlış düşüncelere sevkediyor. Yani, eşlerinin çocuk istemediğine ya da kendileri kadar bu konuya önem vermediğine inanmaya eğilimli oluyorlar.
Tedaviler gebelik ile sonuçlanmadığında dahi, erkeklerin aynı tavrı sürdürmesi, kadınların reddedilmiş ya da eşleri tarafından desteklenmiyor oldukları fikrini doğuruyor.
Bazı erkekler, adet dönemi ve üreme ile ilgili konuları sadece kadın dünyasına ait buldukları için de kısırlık hakkında konuşmaktan çekiniyorlar.
Bunun yanında, tabi ki paralel duygular yaşayan ve eşzamanlı hareket eden çiftler de var. Böyle bir durumda çiftler birbiri ile bir çatışma yaşamadan tedavi sürecine başlamış oluyorlar. Daha rahat bir başlangıç bu.
      Peki cinsel yaşam nasıl etkileniyor?
Kısırlık problemi cinsel hayat üzerinde olumsuz etkiye sahip. Cinsellik sonucunda gebelik gerçekleşmedikçe, cinsellik başarısızlık hissi ile bağdaştırılıyor ve kaçınılan bir eylem halini alıyor. Ayrıca hamile kalmak amacıyla yapılan seks ayın belli günlerine sıkıştırıldığından, seks yaşamı keyifli halini kaybediyor. Mekanik ve tutkusuz bir hale dönüşüyor. Yani tüp bebek ya da her türlü kısırlık tedavisi cinsel hayatı bir dönemliğine bile olsa olumsuz etkiliyor. Bunun her zaman böyle devam etmediğini, bunun içinden geçilme ihtimali olan bir süreç olduğunu hatırlatmak isterim tabi. Cinsel hayatları tekrardan canlanan birçok çift var.
6)   Tedavi sırasında akupunktur, yoga ve nefes çalışmalarını önerir misiniz?
Tedavi sırasında önerdiğim kadar tedaviye başlamadan önce böyle bir yaşam şekline adapte olmalarını öneririm hastalara. Nedir bu yaşam şekli? İnsanın kendini merkeze koyduğu bir yaşam. Nefes, canlılığımızın sebebidir. Nefesimiz bitince hayat da bitiyor. Nefesimizi farketmek ve onu merkezde tutmak, canımızı da merkezde tutmak demek. Bu tedavide odak o kadar çok bir şeyi yapmaya yöneliyor ki, hastalar neredeyse kendi bedenlerini ve canlarını arka plana atıyorlar. Oysa ki bebek, canlılığı olan bir varlıktan gelecektir. Bu sebeple bize canlılığımızı, yaşam sevincimizi, hayatımızda ne olırsa olsun bu yaşama kök salmış olan tarafımızı hatırlatan her türlü çalışmayı, ki nefes, yoga, meditasyon vb. kesinlikle önermekteyim. Bu tip çalışmaları merak edenler www.artofliving.org adresinden araştırma yapıp, Türkiye’deki kurslar hakkında bilgi alabilirler.
       Tedavi süreci bitti. 10-12 günlük bekleme süreci var. Bu dönemde neler yaşanabilir?
Benim bütün hastalarımın en çok zorlandığı kısım burası. Buraya kadar bütün çaba sarfedilmiş, sık sık doktora gidilmiş, ilaçlar ve iğneler zamanı geçirilmeden alınmış, yumurtalar güzel güzel büyümüş, hatta döllenme olmuş ve transfer edilmiş. Yani neredeyse işlem tamam. Engelli koşunun tüm engelleri bir bir atlanmış. Finish çizgisi orada görünüyor ama gerçekten o çizgiye gelindiğinde çifti ne bekliyor olacak? Çift zaten bu kadar koşup, atlamaktan yorgun. Bir de tatsız bir haber alınırsa o çizgide? İşte el-kol bağlı o 12 günü beklemek çok zor oluyor herkes için.
Herkese uyan tek bir reçete yok tabi ama farklı tipte insanlara farklı şeyler öneririm: Kimisi kendini meşgul tutmayı sever stres ve belirsizlik anlarında. Mesela böyle insanlara “asla işe ara vermeyin” diyorum. Kendinizi meşgul kılacak ne varsa yapın. Bazıları da diyor ki “evde dinlenmek ve gebelik şansın arttırmak istiyorum”. Aslında evde dinlenmek ile gebelik şansının artması arasında bilimsel bir bağlantı yok ama hasta psikolojik olarak daha iyi hissedecekse, buna engel olan bir yorum yapmıyorum. Sadece dinlenmenin tanımını soruyorum kendisine. Çünkü bütün gün yatakta yatmak aslında zihinzel olarak yorucu bir eylem. Yani kafanın içinde hep aynı şarkı dönünce, dünyanın en güzel şarkısı bile çekilmez hale gelir. Bütün gün yatmak da insanın kafasının içinde hep aynı konunun dönmesine sebep olup, boğucu bir his yaratır. O yüzden dinlenmenin çeşitlerinden bahsediyoruz: Sevdiğimiz bir dizinin ard arda 4 sezonunu izlemek de bir dinlenme şekli, ziyaret edemediğimiz arkadaşlarımızla sırayla buluşup hasret gidermek de. Hangisinin iyi geleceğini kişinin bulmasını istiyorum. Soru şu olmalı? “Bu kaçınılmaz 12 günü nasıl daha rahat ve kolay geçirebilirim? Bana ne iyi gelir?”

   Tüp bebekle hamile kalan kadınların, normal yolla hamile kalan kadınlardan bir farkı var mı? Hamilelik süreci daha endişeli mi yaşanıyor?
Altıncı hafta ile birlikte bebeğin kalp atışı göründükten sonra belirgin bir fark gözlemlemedim. Sadece tüp bebek tedavisinde ikiz ihtimali daha yüksek olduğu için ikiz gebeliklerin seyri biraz daha farklı oluyor. Onun dışında bir hamileliğin nasıl geçeceğini belirleyen şey kadının kişilik yapısı ve kaygı üretmeye yatkın olup olmadığı. Çoğu tüp bebek hastasının meselesi “hamile kalmak”tır. Yani kaygı “doğum” üzerine değildir. Hamile kalma aşaması atlatıldıktan sonra, kaygı seviyesi genel olarak normal bir düzeye iniyor. İyi haber, değil mi? J


   İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmış “99 Sayfada Tüp Bebeği Beklerken” isimli kitabınızdan bahseder misiniz?
Nur Onur’un benle yaptığı bir söyleşiden oluşmuş bir cep kitabı aslında. Nur beni birkaç kere kendi TV programına davet etmişti. Sonra onun fikri ile bu kitap oluştu. Amacı tüp bebek tedavisi gören ve maddi/manevi canı yanan çiftlere rehberlik etmek. Elinize aldığınızda iki saat içinde okuyup bitirebilirsiniz. Soru-cevap halinde olduğu için okuması çok rahat. Tedavideki insanlar neler yaşıyor, süreç nasıl daha kolay hale gelir ve kendinize / eşinize nasıl destek olabilirsiniz gibi başlıklara ışık tutuyor. Kitabı internetten ısmarlayabilirsiniz.
Bana ulaşmak isteyenler ise tupbebegibeklerken@gmail.com adresine mail atabilir ya da “tüp bebeği beklerken” isimli facebook hesabımda benimle arkadaş olabilirler.

Söyleşi için çok teşekkür eder, herkese kendi yolculuğunda kolaylıklar dilerim.

Gonca Şensözen