26 Aralık 2013 Perşembe

40 Yaş Gebeliği





Fertilite uzmanı James Goldfarb 30 yıllık iş hayatında 46 yaş üzeri kendi yumurtası ile gebe kalan kadın görmediğini belirtiyor ve “Bu piyango bileti almak gibidir , Evet bazıları birden herşeyi kazanır fakat ama buna bel bağlamamalısınız” der.
35 yaş üzeri IVF başarısı düşer. Oysa donor oosit ile gebelik şansı artar ve gebelik komplikasyonları, genetik hastalıklar, düşükler vb azalır.
40 yaş öncesi ile 40 yaş sonrası arasında fertilite oranları açısından büyük fark vardır. Hatta fertilite uzmanlarına göre 41 yaşında gebelik şansı 43 yaşındakinden çok daha yüksektir. Bunu destekleyen çalışmalar var. Araştırmacılar 40 yaşında kendi yumurtası ile kadının gebelik şansı %25 iken, 43 yaşında oran %10 olur. 44 yaşında oran artık %1.6 olmuştur. Düşük yapma oranları da bu oranlar gibi dramatik değişiklik gösterir. 40 yaşında düşük oranı %24 , 43 yaşında %38 ve 44 yaşında %54 düşük oranı görülür.
Yaş ile artan bir diğer riskte genetik hastalıklardır. Örneğin 40 yaşında bebeğin Down Sendromu olma ihtimali 1/100 iken 45 yaşında oran 1/30 olur. Bu nedenle ileri anne yaşında invaziv tanı testleri ( amniosentez, kordosentez , CVS gibi ) daha çok uygulanır.
İleri anne yaşında bir diğer sorun da gebelik komplikasyonlarındaki artıştır. 40 Yaş Gebeliği ile birlikte gelen yüksek tansiyon, gebelik diabeti, plasental komplikasyonlar, doğum komplikasyonları 40 yaş öncesine göre daha fazladır. Ayrıca düşük doğum tartısı, erken doğum da daha sık görülür. İleri anne yaşı bebeklerinde Tip 1 Diabet ve hipertansiyon riski çocukta arttığını gösteren yayınlarda var.
40 yaş üstü gebeliklerde doğum komplikasyonları nedeniyle sezeryan ile doğum oranı %48 iken bu oran 20′li yaş gebeliklerinde %30 ‘dur.
Aile ve evlilik uzmanı Susan Heitler’e göre ideal annelik yaşı 20 ‘li yaşların sonu ve 30 ‘lu yaşların başı. Ancak 40 ‘lı yaşlarda annelerin çocuklarına daha iyi odaklandığını da belirtiyor. Daha deneyimli, sabırlı annelik yaşandığını belirtiyor.
İleri anne yaşı gebeliklerinde en büyük avantajlardan biri annenin çocuğuna daha çok ve verimli vakit ayırabilmesidir. Genellikle finansal konularda ve kariyerleri konusunda daha rahat olurlar.Ailelerini genişletmek konusunda daha kesin kararlı olurlar.
Genellikle ileri yaşdaki gebelerin genç annelere göre daha iyi bir eğitim seviyesi taşıdığı görülmüştür. Bu da aile kararlarında dah etkin ve doğru karar veren bir anneyi sağlar. Daha çok annesütü verme kararı alıyorlar ve daha doğru besleniyorlar.
Hangi yaşta gebe kaldığınız önemli değil; önemli olan önemli olan düşündüğünüz zamanın avantaj ve dezavantajının olduğunu bilmenizdir.

5 Yıl İçinde Gebelik Planlıyorsanız:

  1. Doktorunuza görünün: Gebeliğe engel bir durum var mı diye kontrol olmalısınız .Örneğin Diabet, Polikistik Over Sendromu veya endometriosis . Doktor muayenesi esnasında cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kanser taramaları ve en önemlisi yumurtalık kapasitesi ve üreme organlarının yeterliliği konularını görüşmelisiniz. Sağlıklı yaşam, beslenme ve egzersiz programlamalısınız. Yumurtalık kapasite testleri çok önemlidir ama gebelik sorusunun değil yumurta üretiminin devamı ile ilgili sorunu cevabıdır.
  2. Diş fırçalayın ve diş ipi kullanın: Bu gerçekten fertiliteye etkili midir ? Belki. Ağız içi bakımının üreme başarısına etkisi olduğu düşünülüyor. Her gün diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak ve 6 ayda bir profesyonel temizlik, sigara kullanmamak, şekerli gıda ve sıvıları kullanmamak fertiliteyi koruyor.
  3. Güvenli sex hayatı: Prezervatif kullanımı gebelikten korumak yanında bulaşıcı genital sistem hastalıklarından da korur. Geçirilebilecek bir gonore, klamidya enfeksiyonu kalıcı bir kısırlık sebebi olabilir. Öyleyse düzenli jinekolojik muayene – siz ve partneriniz için- çok önemlidir.
  4. Sigara kullanmayın: Sigara yumurta bozulmasını doğal yıkımdan daha hızlı yapar. Düşük ihtimalini arttırır. Dış gebelik sigara kullananlarda daha sık olur. İleriye dönük olarak erken menapoz nedenidir. Sigara kullanaalarda menapoz yaklaşık 4 yıl daha erken olur. Şayet IVF yapılacaksa başarının sigara kullananlarda %34 daha az olduğu bilinmelidir. Hatta kendisi sigara kullanmasada yanında içilenlerde de (günde 6 veya daha fazla saat maruz kalanlar ) başarı aynı oranda düşüktür. Sigara bırakılınca fertilite oranı 1 yılda normal seviyeye ulaşır.
  5. Vitamin kullanın: Üreme çağındaki kadınlar gebelik için aktif çalışamasalar bile folik asit (400 mikrogram ) içeren multivitamin kullanmanın iyi olacağı tespit edilmiştir. Gebelik planı yapanlarda da fertilitenin artacağı ve yumurtlamanın uyarılacağı ve embryonun daha olacağı biliniyor. Ayrıca fertilite problemleri oalnlarda demir desteğininde gerekli olduğu (40 mg) bulunmuştur.

2 Yıl İçinde Gebelik Planlıyorsanız:

(Yukarıdaki maddelere ek olarak..)
Market alışveriş listenizi gözden geçirin. 18. 000 gebelik için uğraşan kadında yapılan çalışmaya göre beslenme ve fertilite arasında bir ilişki var. 4 bebek dostu beslenme önerisi :
  1. Yavaş sindirilen karbonhidratları (sebze ve tam tahıl) tercih edin beyaz ekmek ve beyaz pirinç tüketimini azaltın.
  2. Transyağ içeren yiyecekleri tercih etmeyin.
  3. Doymamış yağları tercih edin.
  4. Hayvansal protein yerine bitkisel protein tercih edin.
Düşük glisemil indeksli beslenmek kan şekerini düşük tutar, ayrıca Diabet ve Kalp Damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kan şekeri artarsa kanda insulin de artar. İnsulin artarsa dolaşan testosteron artar bu da yumurtlama mekanizmasını bozar. Dolayısıyla yapabildiğiniz kadar meyve – sebze yemeli; balığı kırmızı ete tercih etmeli; yumurta, kurubaklagil, fındık gibi bitkisel proteinleri yemeklerinizden eksik etmemelisiniz.
  1. Sağlıklı kilonuzda kalın. Vücut kitle indeksiniz 20 ile 24 arasında ise fertilite zonundasınız. Düşük veya yüksek indeks fertilte potansiyelinizi, adet düzeninizi ve yumurtlama düzeninizi bozar.
  2. Kalçanızı hareket ettirin. Chavarro’ya göre haftanın çoğu günü yapılan enerjik egzersizler infertilite için daha düşük risk sağlar. Daha fazlasına ihtiyacı olan kadınlar buna ek olarak karma güç egzersizi, aerobik egzersizler, bisiklete, yüzme, yürüyüş yapmalıdır.
  3. BPA (Bisfenol) içeren su şişesi kullanmayın. BPA östojene benzer kimyasal reaksiyonlar yapar. Dolayısıyla vücudun hormon dengesaini bozar. Bu nedenle plastik ürünler yerine paslanmaz çelik kullanılmalıdır.

1 yıl içinde gebelik planlıyorsanız:

(Yukarıdaki maddelere ek olarak..)
  1. Korunma yönteminizi gözden geçirin. Eğer bariyer yöntemi ile ( prezervatif, diyafram ) korunuyorsanız kullanmayı bırakmanız gebelik için yeterlidir. Eğer rahim içi araç ( Spiral) ile korunuyorsanız doktorunuzun spirali çekmesi ile gebelik oluşabilir. Eğer Doğum Kontrol Hapları kullanıyorsanız ister 1 yıl ister 20 yıldır kullanıyor olun tüm söylenenlerin tersine ilacı bıraktığınızda yaşınıza uygun fertilite oranına kavauşursunuz. Hapın bırakılmasını takiben hemen gebe kalınabileceği gibi birkaç ay da sürebilir. Hapı bırakan kadınlarda 1. adet hafif bir düzensizlik gösterse de yumurtlama 2 hafta içinde oluşabilir. Aylık korunma iğneleri de aynı doğum kontrol hapalrı gibidir. Eğer 3 aylık korunma iğnesi kullanıyorsanız fertilite geri dönüşü 10 ayı bulabilir!
  2. Alkol ve kafein alımını sınırlandırın. Bazı araştırmalar haftada 1- 5 alkol alımının gebelik şansını azalttığını göstermiştir. Bazı çalışmalarda ise orta düzeyde alkol alımının fertilite ile zayıf bir ilişkisi olduğunu gösterir. Kafein konusunda tam bir konsensus olmasa da günde 300 mg kafein alınması halinde endometriosis ve Fallop tüpü hastalıklarını (ki bu durumlarda gebelik zordur) arttığını gösteren birkaç çalışma vardır.
  3. Stresi azaltın. Stres beyin yumurtalık aksını bozarak fertilite üzerinde etkili olabilir. Strese çözüm olarak başka olaylara odaklanmak, heergün 3 tane sizi mutlu eden şeyi yazmanız etkili olabilir. Ayrıca meditasyon, yoga, akupunktur; rahatlatıcı müzikleri dinlemek yararlı olur.

Daha Çok Emzirmek Daha Çok Süt Demektir:



Emme sıklığı konusunda kesin bir rakam verebilmek zordur. Özellikle yeni doğan bebekler her açlık belirtisinde meme ile buluşmalıdır. Böylece süt verimliliği artacaktır. Bebek ne kadar fazla emer ise süt o kadar fazla gelir. Birçok anne bebeklerinin alabileceklerinden daha fazla, ikiz bebeklerine de yetecek kadar süt üretebilir.

Yeni doğmuş bir bebeğin midesi çok küçük olur ve anne sütü de çok kolay sindirildiği için ilk haftalarda 1-2 saatte boşalır. Bu nedenle bebek sık sık emzirilmelidir. Bu şekilde bebeğin kilo alması ve süt yapımı devam edecektir. Bunlara dayanarak yeni doğmuş bir bebek günde en az 8-12 kez, her açlık belirtisinde  emzirilmelidir. Emmenin süresine ve sıklığına bebek kendi karar verir. Bebek büyüdükçe midesi de büyüyecek her emzirmede daha fazla süt tutacak böylece bebek daha seyrek emecektir. Emzirme sırasında anne memesinde kalma süresi bebekten bebeğe değişir. Genelde yeni doğmuş bebek en az 15 dakika emer. Emzirme süresinin sınırlandırılması memelerin şişmesine, sütün azalmasına neden olacağından bebeğin uzun süre memede kalmasına izin verilir. Ancak emzirme bir saatten fazla sürüyor, annenin meme uçları sızlıyor ise sağlık profesyoneli veya emzirme danışmanından yardım alınmalıdır .


Emzirme Öğrenilen Bir Yetenektir:





Emzirme, öğrenilen bir yetenektir fakat sadece önemli bilgilerin bilinmesi ve doğru araçlar yoluyla bu yetenek kolayca geliştirilebilir. Bir kez süt üretimini düzene koyup ilk 4 ila 5 hafta boyunca rahatlıkla emzirdikten sonra süt sağımı, annenin rutin işleri arasında yerini alır.
Emzirmenin doğumdan hemen sonra başlatılması ile anne sütünün temeli doğru olarak atılmış olur. Bir emzirmenin ne kadar sürede tamamlanması gerektiğine ait kesin bir kural yoktur. Bebeğin ihtiyacına göre bir süre ayarlanmalıdır.


Unutulmamalıdır ki bebek sadece süt ihtiyacını gidermek üzere emmeyecektir. Emmek, bir tür haz duygusunun tatmin yoludur. İyi bir emmenin ardından bebek hala memeyi bırakmıyorsa meme bebeğin ağzından çekip alınabilir. Memenin uzunca süre emilmesi ağrıya yol açmaz. Ağrıya neden olan yanlış kavrama ve yanlış emzirme teknikleridir. Bu nedenle emzirme süresi bebeğin keyfine bırakılmalıdır.


Bebeğin düşük doğum ağırlığı, dudak damak problemleri, annenin meme başı yetersizlikleri veya herhangi bir sebep ile bebek çok kısa emme yapar, memeyi yetersiz emer ise emzirmenin başlatılması ve devamlılığı için sütün sağılması yararlı ve önemlidir.


ANNE SÜTÜNÜN ve EMZİRMENİN ÜSTÜNLÜKLERİ



*Anne sütünü hazırlamak gerekmez, ekonomik yük getirmez.

Mikropsuzudur, her zaman sterildir.
Isı derecesi idealdir.
Anne sütü sindirimi kolay olan küçük moleküllü proteinler yönünden zengindir. Sindirime yardımcı aktif enzimler (yağ sindirimi için lipaz) içerir.
Anne sütünün protein içeriği bebeğin ihtiyaç duyduğu niteliktedir.
Anne sütü büyümeyi düzenleyen faktörler (taurin) yönünden zengindir.
İnek sütünde bulunan beta - laktoglobulin anne sütünde bulunmaz. Bu nedenle anne sütü allerjenik değildir.
Anne sütü bebeğin gelişiminde ayrı bir önemi olan esansiyel yağ asitleri ve doymamış yağ asitleri yönünden zengindir.
Anne sütünün yağ içeriği bir anneden diğerine hatta aynı annede gün içerisinde farklılıklar gösterebilir.
Emzirme esnasında yağ konsantrasyonu artar ve bebekte doygunluk sağlanır.
Anne sütü laktoz açısından zengindir.
Annenin diyetindeki değişiklik ve kan şekeri düzeyleri sütteki laktoz oranını etkilemez.
Anne sütünün mineral içeriği bebeğe çok uygundur. Oysa inek sütü böbrek konsantrasyon yeteneği kısıtlı olan yenidoğan bebekler ve küçük süt çocukları için böbrek yükü oluşturur.
Beslenmesi yeterli ve dengeli olan annelerin sütünde yağda eriyen vitaminler yeterli miktarda mevcuttur.
Anne sütü immunolojik özellikleri ile enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Enfeksiyonu önleyen İg'ler (İgA, İgG ve İgM) içerir.
Anne sütü bakteri ve virüse karşı doğal bağışıklık sağlar.
Anne sütüyle beslenen çocuklarda pişik, grip, faranjit, otit vb. enfeksiyonlara ve kabızlığa daha az rastlanır.
Solunum yolu ve gastrointestinal enfeksiyonları daha az görülür.
Orta kulak iltihabı riskini azaltır.
Bebeği çene ve diş anomalilerinden, ileri yaşlarda görülebilecek damar sertliği, tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklardan korur.
Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır (Tip 1 diyabet, çölyak hastalığı gibi).
Emzirmenin anne için fizyolojik yararları:
Annenin sağlığını korur: Göğüs kanseri, over kanseri, osteoporozis riski azalır. Rahim eski haline daha çabuk döner.
Emziren anneler uykusuz kalmaktan daha az yakınırlar.

LOHUSALIKTA NASIL BESLENİLMELİ?


 

* Her şeyden önce; annenin vücudunun toparlanması ve bebeğin sağlığı için 30 ile 40 gün arası süre tanınmalıdır. Doğum sonrası programı; hem anne hem de bebek için, 40'ıncı günden sonra, yani lohusalık dönemi sonrasında ayarlanmalı.

* Süt salgısının artması için günde üç-üç buçuk litre su içilmeli.

* Hamilelik sonrası süt salgısının artması için iyi bir beslenme programının düzenlenmesi gerekir. Bu programın içinde en önemli madde iyi bir kahvaltıdır. Kahvaltıda; laktozsuz süt ve meyve olmalıdır. Ara öğünlerde ise üç kase komposto ve gaz yapmayan meyveleri, özellikle de elma, kivi ve armut yenmesini öneririm. Meyvelerin kabukları da soyulmuş olmalıdır.
 


ÇORBA İYİDİR
* Ana öğünlerde ise mönü; gaz yapmayan bol soğanlı kabak, ıspanak, fasulye ve pazı gibi sebzelerden oluşmalı.

* Yine ana öğünlerde sütün artması için çorba içilmesi çok önemli. Çorba için de; domates, şehriye, yayla ve soğan çorbasını öneririm.

* Proteini eksik bırakmamak içinse balık, tavuk ve et dengeli bir şekilde tüketilmeli. Ayrıca süt salgısının düzenlenmesi için, gün aşırı sütlü tatlı yenmeli.

* Doğum sonrası ilk ayda vücut toparlanırken, 10-11 kilo verilmelidir. Bunun için hamilelikte beslenmenin de çok iyi bir şekilde ayarlanması gerekiyor. İlk beş kilo; emzirme döneminde yavaş bir şekilde, süt salgısı korunarak verilmeli.

* Ben bu programa diyet olarak değil, anne sütünü dengeleyecek beslenme programının düzenlenmesi olarak bakıyorum. Yani bu programla; annenin süt salgısını iyi düzeyde tutarak hem zayıflaması, hem de kilo vermesi sağlanmış olur.
 

DİYET SÜTÜ KESER
* Genellikle ilk aylarda bazı anneler 'sütüm artsın' düşüncesi ile fazla yemek yerler. Bu da annenin fazla kilo almasına sebep olur. Diğer taraftan anne doğumdan sonra hızlı bir şekilde kilo verme isteğine girerse, süt salgısını da azaltmış olacaktır.

* Anne eğer hızlı kilo verme sürecine girerse; vücutta vitamin ve mineral eksikliklerine neden olur. Bu sebeple metabolizma hızı yavaşlar, dolayısıyla kilo vermesi zorlaşır.

* Annenin regli olup olmamasının, süt salgısı ve kilo verimi üzerine direkt etkisi vardır. Anne regli olmuşsa süt salgısı azalır. Kilo verimi hızlanır. Anne regli olmamışsa süt verme süreci uzar, kilo verimi de yavaş olur.

* Bebek emziren anneler; bol su ve komposto içmeli, gün aşırı sütlü tatlı, bol meyve ve bol soğanlı sebzeler yemelidir. Bu süreçte sıvı gıdaların artırılması da şarttır. Komposto ile havuç, mandalina ve portakaldan oluşan taze sıkılmış karışık meyve suyu içilmelidir.

* Vitamin açısından zengin olan nar, anne sütünün artmasını da sağlar.
 


Ayda iki kilodan fazla vermeyin
 

Lohusalık döneminde kilo vermek için kendinize hedef koyun ve bu hedefi ayda iki kilo verecek şekilde belirleyin. İlk kilolar atıldıktan sonra kilo yavaş yavaş verilmelidir. Verdiğiniz kiloların kalıcı olması da ayrı bir önem taşır. Bu nedenle bu dönemde annelerin haftada bir düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Beslenme programı, bir diyetisyen tarafından, kilo verimine göre düzenlenmelidir. Örneğin annenin süt salgısı azalmışsa, diyetin karbonhidrat miktarı artırılmalıdır. Yani daha bol makarna ve meyve yemesi, meyve suyu ve komposto içmesi gerekir. Diyeti ayarlarken proteini de unutmamak lazım. Süt salgısının artması için en iyi protein kaynağı balıktır.
 


Emziren annenin mönüsünde kivi, elma ve komposto olmalı
 

SABAH:
* 50 gr. peynir
* İki dilim ekmek (tam buğday)
* Haftada iki defa bir adet yumurta
* Domates (kabuğu soyulmuş)
 VEYA
*
 
Bir bardak süt
* Sekiz kaşık mısır gevreği
* Bir adet elma
 


ARA ÖĞÜN:
* İki elma veya iki kivi veya iki armut + Komposto
 

ÖĞLE:
* Bir kase çorba
* Bir tabak sebze yemeği (ıspanak, fasulye, kabak)
* Bir kase yoğurt
* Bir dilim ekmek
* Domates
 

ARA ÖĞÜN
 (15.00):
*
 Bir kase komposto (kurutulmuş meyvelerden yapın. Komposto yaparken şeker koymayın. Yapılan kompostonun kurutulmuş meyve tanelerini de yiyin.) 


ARA ÖĞÜN
 (17.00):
*
 
İki elma veya iki armut (kabukları soyulmuş)
* 1 kase komposto
 

AKŞAM:
* Bir kase çorba
* 350 gr. balık veya bir tavuk göğsü
 
VEYA
*
 Bir tavuk butu veya beş köfte
* Bir dilim ekmek
* Salata
 

ARA:
* İki elma veya iki kivi
* 1 kase meyve kompostosu









HAMİLEYKEN RAHAT UYUYABİLMEK İÇİN;


Uyku gebelik döneminizde çok önemlidir. İlk haftalarda uykuya eğilim artar. 16. haftadan sonra uykusuzluk sorununuz başlayabilir.

Rahat uyumak için;

  • Her gün aynı saatlerde uyumak ve aynı saatler de uyunmak
  • Gece uyumadan birkaç saat öncesinde sıvı tüketimini azaltmak. Böylelikle geceleri sık sık tuvalet ihtiyacınız için kalkmak zorunda kalmazsınız.
  • Uyuduğunuz odanın ısısı da çok önemli. Ortalama 21 derece olması en idealidir.
  • Akşamları kafeinli içecekleri içmemek
  • Mümkün oldukça sol tarafınıza yatarak uykuya dalmaya çalışın.
  • Yatmadan önce ılık duş almak, ılık süt içmekte uykuya dalmaya yarar.

Doğumdan önce yapmamız gereken 10 şey:



Telaşımız büyük, doğuma az kaldı. Şimdiii… Doğum öncesi yapmanız gerekenleri bir kenara bırakın. Küçük ama önemli hatırlatmalarımızı dikkate alın ve kendinizi şımartın.

Hamilesiniz ve yapmanız gereken çok şey var. Satın alınacaklar listesi, yapılacaklar listesi, bu ara biraz dalgın olduğunuz için hatırlatma listesi… Fakat atladığınız bir liste daha var! Sadece bebeğiniz için değil kendiniz için yapmanız gereken bir liste. Acele etseniz iyi olur çünkü doğuma az kaldı, vaktiniz daralıyor.

1 Beyaz bir bluz giyin.
Bebeğiniz dünyaya gelmeden önce beyaz bluzlar giymenin keyfini çıkarın çünkü bebişinizin kusmuklarından bir süre beyaza hasret kalabilirsiniz. Bluzunuzun üstü bebek maması, biberondan akan süt lekeleri ile dolup taşacak. Günde birkaç tişört bile değiştirdiğiniz olacak. Biz de bu yüzden, insana huzur veren bir renk olan beyazı bugünlerinizde tercih edin deriz.

2 Sabah erken kalkın.
Biliyoruz “Çocuğum dünyaya geldiğinde zaten uyku uyuyamayacağım ne diye erken kalkayım ki” diyorsunuz. Ama bebeğiniz gelmeden önce arkadaşlarınızla dışarıda yapacağınız son bir sabah kahvaltısı size iyi gelecektir çünkü doğum sonrası bu tarz etkinliklere hemen fırsat bulamayabilirsiniz. Bizden söylemesi!

3 Alışveriş yapın.
Geliriniz ve masraflarınızın hepsi dengeli. Ama yakında bu denge bebeğinizin masrafları ile değişebilir. İyisi mi siz yine kendinizi şımartın ve kendiniz için de bir şeyler alın. Kilo vereceğinizi de düşünerek olduğunuzdan daha küçük beden giysiler alın. Hem sizin için moral, hem de kilo vermeniz için bir motivasyon olur.

4 Temizlik yaptınız, ortalık düzenli, bu durumun keyfini çıkarın!
İlk başlarda olmasa bile bebeğiniz yürümeye başlar başlamaz evdeki bazı eşyaların yer değiştirdiğine ve ortalığın bir anda darmadağın olduğuna şahit olacaksınız. Siz toplayacaksınız, ardından ortalık hemen yine dağılacak. Ama dert etmeyin her çocuklu evde bu tarz şeyler olur. Dediğimiz gibi iyisi mi siz derli toplu günlerinizin keyfini sürün.

5 Evinizin sessiz bir köşesine çekilin ve sadece bebeğinizi dinleyin.
Hamileliğinizin son günlerinde bebeğiniz karnınızdayken onu sessiz bir ortamda dinlemek sizi heyecanlandıracaktır. Siz de hala karnınızdayken onu içinizde hissetmenin tadını çıkarın. Ayrıca doğuma iyice yaklaştığınız için onun tekmelemelerini dışarıdan eşiniz bile fark edecektir.

6 Eşinizle birlikte kanepenizde keyifli saatler geçirin, beraber patlamış mısır yiyin, beğendiğiniz filmleri izleyin.
Doğumdan sonra film izleyemeyeceksiniz diye bir şey yok tabii. Ama şu bir gerçek ki vaktiniz film için de sınırlı. Üstelik çocuklar biraz büyüdüğünde evde çalışan elektronik aletler sağlam kalmıyor malum hepsi bozulmaya başlıyor. İyisi mi siz eşinizle birlikte teknolojinin nimetlerinden faydalanın.

7 Arkadaşlarınızla beraber farklı konularda uzun uzadıya sohbetler edin.
Miniğiniz doğar doğmaz sohbet konularınız uzun süre çocuk bakımı ve yaptığınız doğum üzerine olacak. Bu yüzden hazır ufaklık ortalarda yokken arkadaşlarınızla başka şeylerden konuşun.

8 Bencil olun.
Elbette ki size, sevdiklerinizi düşünmeyin “Hep ben” diyin demiyoruz. Kendinize moral vermek için biraz kendinizi düşünmekte fayda var. Sağlıklı yiyecekler yiyin, eğlenceli aktivitelere katılın ya da boş verip tembelliğin tadını çıkarın. Nasılsa bebeğiniz doğduktan sonra tembellik yapmaya pek fırsatınız olmayacak.

9 Tatile çıkın.
Doğum öncesi son bir tatil yapma imkanınız varsa bu fikir hem size hem de eşinize iyi gelecektir. Ayrıca doğum stresini de üstünüzden atma fırsatını yakalayacaksınız. Ancak şehirden bir iki saatlik uzaklıktaki yerlere gitmeyi tercih edin. Ne de olsa doğuma az kaldı, bebeğiniz sürpriz yapıp gününden önce size merhaba diyebilir!

10 Fotoğraf çektirin.
Karnınız burnunuzda diye fotoğraf çektirmek istemiyor olabilirisiniz. Ama bu sizin fazla kilonuz değil ki. O karnın içinde bir bebek olduğunu herkes anlayabiliyor. Belki de bir daha hiç bu halde olmayacaksınız ya da kardeş düşünüyorsanız bile bebeğinizi doğmadan önce görüntülemek hoş olmaz mı? Çocuğunuz büyüdüğünde hamileliğinizde çektirdiğiniz fotoğraflar onun ilgisini çekecektir. Bu yüzden bol bol fotoğraf çektirin
.

***BU YAZIYI BİR YERDEN KENDİME KAYDETMİŞİM. AMA LÜTFEN SAHİBİ KIZMASIN. LİNKİ BULAMIYORUM:((