29 Kasım 2010 Pazartesi

Türkiye’de ilklerin markası Vernel, 2010 Superbrands (Süper Marka) Ödülü’nün sahibi oldu.

Benim de kullanıcısı olduğum yumuşatıcı markası olan Vernel'in aldığı ödülü sizlerle paylaşmak istedim. Zaten güvenerek kullandığım bir ürün ödül alınca, ben de isabetli karar verdiğimden dolayı mutlu oluyorum.
Teşekkürler, Henkel'e...

Tüketiciler Vernel dedi, Superbrands Ödülü Vernel’e geldi...

Türkiye’nin ilk yumuşatıcı markası Vernel; gıdadan finansal hizmetlere, temizlik ve kişisel bakım ürünlerinden teknoloji ürünlerine, hizmet sektöründen iletişime kadar birçok alanda yılın en iyi markalarına verilen 2010 Superbrands (Süper Marka) Ödülü’nün sahibi oldu.
Dünyaca ünlü Henkel firması tarafından üretilen ve ilk kez 1976 yılında raflardaki yerini alan Türkiye’nin ilk yumuşatıcı markası Vernel, 86 ülkede faaliyet gösteren Superbrands jürisi ve AC Nielsen'in tüketiciler üzerinde gerçekleştirmiş olduğu araştırma sonucunda 2010 yılının yumuşatıcı kategorisindeki Superbrands'i oldu.

Süper Marka nedir?

Tüketicilerin, (bilinçli veya bilinçaltı) arzuladıkları, tanıdıkları ve bir ücret ödeyerek sahip olmak istedikleri, duygusal ve/veya fiziksel avantajları, diğer markalara göre çok daha yüksek oranda sunan markaya “Süper Marka” deniyor.
Süperbrands Ödülü’nün kriterleri arasında yaratıcılık, şirketin büyüklüğü, teknolojisi, yatırımları, iş gücü kalitesi, markalaşmaya yaptığı yatırım ve marka devamlılığı, sosyal sorumluluk projelerine katkısı, çevreye duyarlılığı, etik değerlere uyması ve vergi sıralamasındaki yeri gibi maddeler de bulunuyor.

Türkiye’de ilklerin markası Vernel...

Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de evlerin yüzde 66'sında yumuşatıcı kullanılıyor. Türkiye yumuşatıcı pazarının ilk temsilcisi olma özelliğini taşıyan Vernel, pazara girdiği 1976'dan beri yenilikçi yaklaşımı, güçlü teknolojik alt yapısı ile yeniliklere öncülük ederek pazar liderliğini koruyor. Vernel’in bir özelliği de Türkiye’nin ilk yumuşatıcı markası olmasından dolayı, pazara ismini vermiş olması... Böylece Vernel, Türkiye’de yumuşatıcının genel adı oldu ve yumuşatma işlemi dilimize “Vernellemek” olarak yerleşti. Vernel Türkiye’de kısa zamanda %100 marka bilinirliğine ulaştı. Vernel markası, Türkiye yumuşatıcı pazarını birçok ilkle tanıştıran marka olarak da biliniyor. Türkiye’ye aromaterapi yumuşatıcı, 4 kat konsantre yumuşatıcı ve parfüm incileri adı verilen mikrokapsül teknolojisini tanıştıran ilk marka Vernel oldu.
Yılda 3,5 milyon ton çamaşır Vernel ile yıkanıyor.
Vernel markası pazardaki lider konumunu, sürekli yenilikler üreterek, tüketicilerin değişen ve artan beklentilerini en üst düzeyde karşılayarak korumayı başarıyor. Kalıcı ve devamlı çeşitlenen kokuları ile tüketicilerin hafızalarında yer eden Vernel, sağladığı yüksek kalite ile de tüketici tercihlerinde daima ilk sıralarda yer alıyor. Bugün Vernel ürünleri, Türkiye’nin dört bir yanında, milyonlarca tüketici tarafından kullanılıyor. Türkiye’de saatte ortalama 3 bin 800 adet Vernel satılıyor. Vernel ürünleri ile yılda 3,5 milyon ton çamaşır yıkanıyor.
Vernel, çevre ve sosyal sorumluluk bilinci yüksek markalar arasında...
Vernel çevreye karşı sorumluluğunu da üst düzeyde yerine getiriyor. Ürünlerini daha çevre dostu hale getirmek amacıyla ar-ge çalışmalarını kesintisiz olarak sürdüren Vernel, konsantre ürünleri ile bu alanda önemli adımlar atıyor. Vernel’in daha az su ve ambalaj kullanılmasını sağlayan, böylelikle doğal çevrenin korunmasına önemli katkıda bulunan konsantre ürünleri, markanın çevreci kimliğinin daha da güçlenmesini sağlıyor. Vernel, sürdürülebilir sosyal sorumluluk projeleri ile toplumsal gelişime de destek sağlıyor.

27 Kasım 2010 Cumartesi

CANIM OĞLUM ALTUĞ: OĞLUŞUMUN BESLENME DÜZENİ

CANIM OĞLUM ALTUĞ: OĞLUŞUMUN BESLENME DÜZENİ: "Altuğ şimdiye kadar; Sabah 06-06:30 : 100-150cc devam sütü Kahvaltı10:10:30: 100 cc devam sütü ile 7-8 bebe bisküvisi,2 labne paynir, 1 ça..."

ANNELİK YOLUNDA HAMİLE KURSU EMZİRME EĞİTİMİ

Emzirme Eğitim programı


1- Anne sütü ve evreleri


2-Emzirme nasıl olur? ( bu konu anlatılırken tüm annelere bebekle beraber uygulamalı olarak ders anlatılacak)

3- Emzirmeye engel olduğu düşünülen durumlar.

4-Anne sütünün sağılması, saklanması ve bebeğe verilmesi

Bunların yanı sıra ,

* Prematür bebeklerede emzirme

* Mastit

* Anne sütütnün yetersiz olduğu zaman?

* Anne sütünün fazla olması

* Çalışan anneler, işe dönme

* Hangi tıbbi nedenlerle Anne sütünün verilmesine ara verilmeli?

* Bebeğin memeyi emmeyi redetmesi?

*Anne sütü alan bebeğin ek gıdaya geçişi nasıl olmalı?

* Emziren annenin psikolojisi ( Klinik psikolog Gonca Şensözen tarafından anlatılmaktadır.)
 
*Emziren annenin rahatlamasına yardımcı nefes teknikleri (Klinik psikolog Gonca Şensözen tarafından anlatılmaktadır.)
 
* Emzirmeye yardımcı malzemelerin tanıtımı
 
*Emziren annelerin en çok sordukları sorular
 
Bu konuların dışında sizlerin merak ettiklerinizi de anlatıyoruz. Tek günlük bir programdır. İster hamileyken , ister bebeğiniz doğduktan sonra eğitimize katılabilirsiniz. Yanınızda eşiniz de olabilir.Kurs zamanı haftasonları olup, katılımcılara göre netleşmektedir. 
Eğer bu kursla ilgili daha fazla bilgi almak ve ya katılmak isterseniz ertugrul.esra@gmail.com adresine e-mail atarak bize ulaşabilirsiniz.

26 Kasım 2010 Cuma

Organik bebek kavanoz bebek mamaları hakkında beslenme uzmanının görüşü:

Organik tarımla üretilmiş sebze, meyve ve tahıllardan bebekler için özel olarak hazırlanan kavanoz mamaları da annelerin bebekleri için tercih edebileeği sağlıklı seçeneklerdir.


Kavanoz Mamalarının hazırlanmasında, organik tarımla işlenen ürünler besin değerleri açısından en uygun zamanda toplanır, hijyenik koşullarda besleyiciliğini kaybetmeden derhal işlenir. Bebekler için besin değerlerini kaybetmeyecek sürelerde ve şekillerde pişirilen bu ürünler özel cam kavanozlarda özel bir vakumlama sistemi ile vakumlanır ve tüketiciye sunulur. Kavanoz Mamaları, bu özel vakumlama sistemi sayesinde besin değerlerini kaybetmeden 3 yıl raf ömrüne sahiptirler.

Organik tarımla yetiştirilmiş BIO sebze, meyve ve tahıllardan oluşan Kavanoz Mamaları, evde hazırlanan sebze ve meyve pürelerinden çok daha sağlıklıdır. Evde hazırlanan püreler için kullanılan sebze, meyve ve tahılların hangi koşullarda yetiştirildiği, hormon ya da kimyasal ilaç kullanılıp kullanılmadığı; erken toplanıp toplanmadığı konusunda annenin kontrolü ve bilgisi genelde yoktur. Anne onu evde pişirirken de bazı besin değerleri kaybolur. Bazı annelere bu püreleri kendi damak zevklerine göre hazırlarlar ki bu şekilde hazırlanan püreler genelde bebeklerin sindirim sistemlerine ağır gelir.

Bu Kavanoz Mamaları bebeklerin sağlıklı, doğal ve dengeli beslenmesini sağlar. İçindeki besin değerleri bebeğin sağlıklı gelişimini sürdürmesini destekler ve bebeği yetersiz beslenme riskinden korur. Bir ara ya da ana öğün olarak yedirilebilen Kavanoz Mamalarını bebeklerine yediren anneler bebeklerinin gerekli besin, vitamin ve mineralleri aldığına emin olur ve bebeklerini hormonsuz, tamamen doğal besinlerle beslemenin güvenini hisseder.

Beslenme Uzmanı Işıl Telkes

10-12 ay bebeğin beslenmesi

9-12.aylarda; artık bebeğinize verebileceğiniz gıdalar oldukça çeşitlenmiştir. Beslenme programına ek olarak haftada 1 kez ciğer ve 1-2 kez haşlanmış veya ızgara taze balık verilmeye başlanabilir. Ayrıca baharatsız ve soğansız ızgara köfte verilebilir. Baklagiller besin değeri yüksek gıdalar olduğu için tercih edilmelidir,haşlayıp tel süzgeçten geçirilerek bebeğin çorbalarına ilave edilebilir. 11-12.aylarda bebeğe çok yağlı ve tuzlu olmamak şartıyla ev yemeklerinden iyice ezerek vermeye başlayabilirsiniz.


8-10 AY:
Anne sütü veya devam maması (en az 300 ml.)


Saat 07.00: Kahvaltı
Saat 10.00: Kavanoz maması veya meyve püresi
Saat 13.00: Sebze çorbası veya diğer unlu çorbalar (Tarhana, yayla, şehriye çorbasına et, tavuk, kıyma ilave edilebilir.)
Saat 16.00: Yoğurt veya meyve püresi + tahıllı mama
Saat 19.00: İnce çekilmiş kıymadan yapılan köfte veya herhangi bir çorba
Saat 20.00-21.00: Anne sütü veya devam maması

Altuğ ise şimdiye kadar;

Sabah 06-06:30 : 100-150cc devam sütü
Kahvaltı10:10:30: 100 cc devam sütü ile 7-8 bebe bisküvisi,2 labne paynir, 1 çay kaşığı pekmez arada yumurta ( yumurtadan pek hoşlanmadığı ve kustuğu için hergün yoğurt yedirerek acığı kapamaya çalışıyoruz.)
Öğle: 13:00-13:30: yoğurt ve sebze çorbası( sebze, yoğurtlu pirinç, tarhana gib çorbalar, etli ve tavuklu)
ara: 17:00: meyve püresi
Akşam: 21:00:150cc devam maması( aptamil irmikli , ballı- sütlü pirinçli)
Eğer 150cc devam maması yerse gece sütü içmiyor. Devam maması yerine sebze çorbası yerse gece 24:00-24:30: 150cc devam sütü içiyor.

Hafta sonları dışarıdaysak biraz dağılıyoruz. sebze çorbası yerime bazen Bebelac veya Milupanın sütlaçlarından, muzlu muhallebilerinden yiyebiliyor.  Dışarıdayken şu zamana kadar evden birşeyler getirip yedirmektense hazır kavanoz mamalarından kullandık.Bundan böyle artık dışarıda da çorba alıp, yoğurtla onu yedireceğim.

Ekmeği pek fazla kullanmıyoruz. Bu ayki Dr. kontrolünde bunu da soracağım,  sanki Altuğ bu ay az kilo aldı gibi. Yarın kontrolümüz var,  aylık gelişimimizi göreceğiz.  Bu ay yavaş yavaş balık yedirmeye , tattırmaya çalış demişti doktorumuz. Biz de dediğini yaptık. hatta dün gece çinekop ızgara balığının yarısının 3/4 ünü yedi, hem de severek.  Azıcık ekmek ve minicik domates ile beraber.  Bizimle beraber sofraya oturup, tok bile olsa birşey tırtıklamaya bayılıyor. Oğluşum artık büyüdü.  Biberonda süt içmekten nefret ediyor. sadece ve sadece uyurken biberonla devam sütü içiyor. Anne sütünü kendi kendine kestiği gibi, biberonu da süt içmeyide aynı şekilde kesti.  Suyu biberonda içiyor.  Biberonla pek derdi yok.  Ama sütten hiç hoşlanmıyor.
Su içmeyi, bizim kola ve meyve sularımızdan  bardakta içmeye bayılıyor. Ama içtiği su miktarını biraz sanırım arttırmamaız gerek..

Bu hafta sonu muayene sonucunda  kaç kilo olduğunu ve boyununu ne kadar uzadığını gerçekten çok merak ediyoruz.





10-12 AY :
 Anne sütü veya devam maması günlük en az 300 ml. olmalıdır. Evde hazırlanan yemeklere yavaş yavaş geçilebilir.Yemeklerin sadece suyu değil kendisi ezilerek verilmelidir. Haftada 1-2 öğün haşlanmış veya ızgara taze balık ve haşlanıp ezilmiş karaciğer verilmeye başlanabilir.


Saat 07.00-09.00: Kahvaltı (150 ml. devam maması + yumurta + peynir + bir dilim ekmek + 1 tatlı kaşığı reçel)
Saat 12.00-13.00: Evde pişmiş etli sebze yemeği veya sebze püresi + meyve suyu
Saat 15.00-16.00: Yoğurt veya devam maması
Saat 19.00-20.00: Çorba + köfte veya balık

Bebeğinizi beslerken dikkat edilecekler:

•Biberonun deliğinin uygun büyüklükte olduğundan emin olun.


•Bebeğinizin ağzında biberon varken uyumamasına dikkat edin, bu aynı zamanda diş çürümesine ve kulak enfeksiyonlarına yol açabilir.

•Kullanma tarihi geçmiş mamaları kesinlikle kullanmayın.

•Hazırlanmış mamayı buzdolabı dışında bir yerde 1 saatten fazla tutmayın.

•Her beslenmeden sonra kalan mamayı atın. Buzdolabında olsa bile şişe içinde bakteri üreyebilir.

•Sırt üstü yattığında bebeği beslemeyin.

•Çevrenin çok aydınlık ve gürültülü olmamasına özen gösterin.

•Bebeğiniz çok acıkmadan onu besleyin.

•Mamayı veya sütü mikrodalga fırında ısıtmayın. Mamanın içinde çok sıcak noktalar olabilir.

•Her zaman mamayı taze hazırlayın.

•İlk yıl içinde şunları vermeyin: çay, inek sütü, kolalı içecekler.

•Hiçbir zaman emziği çocuğun boynuna asmak için, boynuna dolanacak ip vs. kullanmayın.

21 Kasım 2010 Pazar

EMZİRME REFORMU SABAH GAZETESİNDE..

İki annenin kurduğu "emzirmereformu" adlı site kısa sürede 700 kadını harekete geçirdi. "Emzirme Reformu Manifestosu" hazırlayan anneler, doğum izninin 16'dan 24 haftaya çıkarılmasını da istiyor.

İstanbul'da iki annenin başlattığı "emzirme reformu" çalışması, kısa sürede birbirini tanımayan 700 kadını harekete geçirip "Emzirme Reformu Manifestosu"na dönüştü. Kurdukları http://www.emzirmereformu.com/ adlı site aracılığıyla haberleşen anneler, emziren kadınların günde 7.5 saatten fazla çalıştırılmamasını istiyor. Onlar, kısa süre öncesine kadar Türkiye'nin önde gelen şirketlerinde etkin pozisyonlarda çalışan, ancak doğum sonrası kariyerlerine veda etmek zorunda kalmış iyi eğitimli genç anneler. Çoğu, henüz 30'lu yaşlarının başında. İşyerlerinin yeni doğum yapmış annelere uygun hale getirilmesini sağlayıp, anne sütü ve emzirmenin önemine dikkat çekmek için 4 ay önce sanal ortamda bir araya geldi. Bu annelerin en büyük hedefleri, Sağlık Bakanlığı'nın "ilk 6 ay sadece anne sütü" görüşünü uygulanabilir hale getirmek. Bunun için doğum izninin 16'dan 24 haftaya çıkarılması, süt izninin işyerlerinde gereği gibi kullanılması, emziren kadının 7.5 saatten fazla çalıştırılmaması için kamuoyu yaratmaya çalışıyorlar. Tüm taleplerini, kendi yazdıkları "Emzirme Reformu Manifestosu" ile dile getiriyorlar. Manifestoda, aile çevresinden anneye yapılan "sütün yetmiyor" baskılarının kalkması, emzirme hakkında bilgilendirme ve destek projeleri yaratılması gibi konulara da dikkat çekiyorlar.

ANNELERE ULAŞTI

Hareketin fikri, iki çocuk annesi 34 yaşındaki Elif Doğan'ın çabalarıyla ortaya çıktı. ABD'de işletme eğitimi alıp 10 yıl çalışan Doğan, ikinci çocuğunun doğumuyla Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. Çalışan annelerin iş hayatındaki sıkıntılarını bizzat yaşayan Doğan, bu alanda bir reforma ihtiyaç olduğunu düşündü. İnternet üzerinden yeni doğum yapmış kadınlara ulaşarak çözüm yolları aramaya başladı. Emzirme reformunu, ulaştığı annelerden Simge Alhan'ın desteğiyle başlatan Doğan, sayılarının kısa sürede arttığını vurgulayarak şunları söyledi: "Meğer sıkıntı yaşayan ne çok kadın varmış. En temel isteğimiz, işyeri koşullarının çalışan anneye uygun hale getirilmesi." Henüz 4.5 aylık bir oğlu olan medya ve halkla ilişkiler uzmanı Tuğçe Erdemli Fişek de hareketin öncülerinden. İş hayatına dönmek istediğini söylese de, "Tabii koşulları uygun bir işyeri bulursam" diye de şart koşuyor. Reformun gerekliliğine vurgu yapan Fişek, "İlk 6 ay sadece anne sütü yaklaşımının uygulanmasında ve annelerin bebeklerini istedikleri gibi emzirmeleri konusunda gerek iş hayatında, gerekse toplumsal hayatta sorunlar yaşanıyor. Mesela isteyen anne, parkta, sokakta ya da alışveriş merkezinde bebeğini emzirebilmeli. Ortalıkta emzirdiği için ayıp, yasak ya da kötü bir şey yapıyormuş izlenimi verilmemeli" diyor.

http://sabah.com.tr/Yasam/2010/11/21/anneler_emzirme_hakkini_manifestoya_donusturdu

20 Kasım 2010 Cumartesi

Bebeğinizin gelişimi (10.ay)

On aylık bebeğiniz neler yapabiliyor diye merak ediyorsanız bu yazıyı okumalısınız. Merak ettiğiniz tüm konular bu yazıda…

BEBEĞİNİZ BU AYDA NELER YAPIYOR OLABİLİR?

Bu ayın sonunda bebeğiniz şunları yapabilir:

• Birisine yada bir şeye tutunarak ayakta durabilir.

• Oturur durumdayken kalkabilir.

• Bir oyuncağını almaya çalıştığınızda karşı koyar.

• Rastgele anne-baba diyebilir.

• Yüzüstü yatarken oturur duruma geçer.

• Oyun için el çırpabilir ve el sallayabilir.

• Küçük objeleri baş parmak ve diğer parmakları kullanarak kaldırabilir.

• Eşyalara tutunarak yürüyebilir.

• “hayır” kelimesini anlayabilir fakat buna nadiren uyar.

• Bir an için destek almadan ayakta durabilir.

• Anne ve baba kelimelerini bilinçli olarak söyleyebilir.

• İsteklerini ağlamadan da belli edebilir.

• Bir fincandan tek başına su içebilir.

• Anlaşılmaz garip bir dil kullanarak konuşabilir.

• Bir iki adım atabilir ve hatta biraz erkenci davranıp yürüyebilir.

Altuğ yukarıda sayılanların hepsini yapıyor... Anne demiyor.. Bilinçsiz olarak ba ba , de de  diyor. Kendince oluşturduğu bir dil olduğu kesin... Özellikle sesini duydukça heyecanlanması çok şeker..Çocukları görünce o kadar mutlu oluyor ki.. Onu bir oyun grubuna yazdırmanın zamanı geldi, sanırım.. Bu arada kendileri hiç emeklemedi. Zorda kalırsa emekliyor. Fakat ellerinden tutulduğunda hzlı hgızlı yürüyor. Henüz sıralamıyor. Oturduğu ya da yattığı yerden kalkıp, ayağa kalkıyor.Özellikle bir haftadır, acayip hsreketlendi. Yerinde duramıyor. Ona bisiklet aldık. Kargo ile gelecek. e-bebekte denedik, çok sevdi. Tüm e-bebeği onunla dolaştık. durduğumuzda , tepki veriyor. Bebeğin artık büyüdü. Sanırım artık o bir küçük çocuk..!!!!

Bu ayki doktor kontrolünüz

Bir çok doktor sağlam çocuk kontrollerinde bu ayı izleme takvimine dahil etmezler.Eğer bir sonraki kontrole kadar bekleyemeyecek bir durum olursa doktorunuza danışın.

Biz önümüzdeki hafta Dr. Zernime Hanıma gideceğiz. Bakalım ne kadar büyüdük??


Bebeğinizin bu ayki beslenmesi


Kötü yemek yeme alışkanlıkları

10 aylık bir bebekle yemek yemek, hemen hemen herkesin iştahını kaçırabilecek bir olaydır. Bu yaştaki yemeğin içinde oyun daha ağır basar. Dolayısıyla bebeğin midesine giden yemekten fazlası üstünde başında kalır.Yemek saatleri artık bebeğiniz için sadece besin almak değil aynı zamanda keşfetmek ve yeni şeyleri öğrenmek demektir.Yemek bebeğin dokunma hissi, sıcaklık hissi, sebep sonuç ilişkisi geliştirmesini sağlar. Patatesleri masada ezmek, yoğurdu avuçlamak, muzu üzerine sürmek sizin için ne kadar iğrenç olursa olsun yeni deneyimler demektir.Bebeğiniz yemeklerin cazip fiziksel özelliklerini öğrenene değin kağıt havlu ve elinizde bezlerle gezmeye hazırlıklı olun.Ancak bu sadece durup güleceğiniz bir durum değildir ve hiç bir şey yapmayacağınız anlamına gelmez.ileride uyacağı sofra kurallarına onu hazırlayabilirsiniz. İşte dikkat etmeniz gereken noktalar:

örtü kullanmak: mümkün olan tüm korunma yöntemlerini kullanın. Örneğin yemek yenen yerin altına gazete serin, sonra atarsınız. Bebeğinize önlük giydirin, yalnız kendini rahat hissedeceği bir önlük olmalı. Kollarını dirseklerine kadar sıyırın.

İstenmeyen hareketlere engel olmak. Bebeğinizin kendince yaptığı denemelere engel olmak istemezsiniz, ama onun etrafı pisletmesine de içiniz elvermez. Dökmeleri en aza indirmek için onun yemeğini derin bir kasenin içinden verin. Bebeğinize verdiğiniz bardağın içini az doldurun ve içmediği anlarda bardağı ondan uzak tutun. Bir defa da birden fazla çeşit vermeye çok meraklı olmayın çünkü bebekler çok fazla seçenekten bunalabilir ve bunu yemek yeme yerine yemeklerle oyun oynayarak gösterebilir. Bebeğinize yemek verdiğiniz tüm malzemeleri kırılmaz materyallerden seçin.

Sakin davranın. Çoktan öğrendiğiniz gibi bebekler doğuştan oyuncudurlar, çünkü onlar oynayarak öğrenirler. Eğer masada yaptıklarına gülerseniz, onu daha fazlasını yapmaya cesaretlendirirsiniz. Aynı zamanda eleştiriyide pek sevmezler. “dur, yapma” gibi sözler onların hareketlerini kontrol etmeye pek yaramaz, hatta arttırmalarına sebep olur. En iyi politika bu gibi durumlarda yorum yapmamaktır. Tabi eğer bebeğiniz kaşık ile bir kaç düzgün lokma alırsa onu cesaretlendirin. Böyle düzgün hareketlerin işe yaradığını bilmesini sağlayın.

Kaşığa alıştırmak. Havada sallamaktan başka bir şey yapmasa da, yemek yemek için diğer elini kullansa da, sürekli olarak kaşığı eline verin.

Sakın düşmanca bir tavır almayın. Umutsuz anneler bazı umutsuz davranışlara başvururlar. Yemek yeme ve oyun oynama yetkisini tamamen bebeklerin elinden alırlar. Bu hareket daha temiz yemekleri sağlar. Fakat aynı zamanda bebeğinizin kendini beslemesini öğrenmesini ve sofra kurallarını öğrenmesini geciktirir. Ayrıca sürekli her şeyde kontrolün annenin elinde olması kendine güvensiz çocukların temelinde yatan nedendir.

İyi bir örnek olun. Bebeğinize doğru hareketleri öğreten ne dersler ne de uyarılardır. Bunun en iyi yolu sizi izlemesidir. Eğer siz masada elinizle yer, ağzınız dolu iken konuşur ve ağzınız açık olarak çiğnerseniz bebeğiniz sizin umduğunuzdan çok farklı alışkanlıklar kazanır.

Ne zaman ateşkes ilan edeceğinizi bilmelisiniz. Bebeğin yemekle oynamaya harcadığı vakit yemeği yemeği harcadığı vakti geçiyorsa,yemeği bitirmenin vakti gelmiştir. Masayı temizleyin ve bebeği masadan kaldırın. Eğer bebek bu durumu protesto ederse bir oyuncak yada oyunla dikkatini dağıtın.

Onuncu aya geldiğinizde evde yenen hemen herşeyi bebeğinizde yiyebilir. Yalnız pişirirken yemeklerin tuzsuz olmasına dikkatedin. Yine haşlanmış ve ayıklanmış sebzeleri gevelemesi için eline verebilirsiniz.Et ve balıkları deri ve yağından ayırdıktan sonra küçük lokmalara ayırarak servis edin.Bebeğinize yağlı, tuzlu, baharatlı yiyecekler vermekten kaçınmalısınız.

10 Kasım 2010 Çarşamba

10 aylık bebeğin gelişimi

10 aylık dönemde oyun dönemi diyebiliriz. Bebeğiniz için önemli olan tek şey oynayacağı oyunlardır ve istediği her şeyi oyun olarak kullanabileceğini düşünür.Bu nedenle evinizdeki güven ortamını sağlamalısınız.Böylece yaşanabilecek olası tatsız kazalara önlem almış olursunuz.Fakat siz her ne kadar kapıları kilitleseniz de,eşyaları sabitleseniz de evinizde ihtiyacınız olan bazı şeyler yine kazalara sebebiyet verebilir.Bu nedenle bebeğiniz için her şeyin önlemini almaktansa bazı yasaklar koymanız ve bu yasaklara onu alıştırmanız daha verimli sonuçlar almanızı sağlayacaktır.Mesela girmemesi gereken bir odaya bu dönemde bebeğinizin girmemesi gerektiğini ona anlatabilirsiniz ve öğretebilirsiniz.

Fakat her ne kadar alıştırmaya çalışsanız da bebeğiniz hayır demenizden anlamak için daha küçüktür.Hayır diye tepki verseniz de onu alıştırmaya çalışsanızda o yinede yasak bölgelerde gezmekten hoşlanacak ve her ne kadar hoşunuza gitmesede klozetinizi bir oyuncak gibi görecek ve onun için oyuncaklar atacaktır.Bebeğinizin hayır demenizden anlam çıkarması için önünüzde daha birkaç ayınız var.

Bebek için bu dönemde yapabileceğiniz en güzel şeylerden birisi ona karşı sabırlı davranmanızdır.Böyle davranarak bebeğinizin kendisinin yapması gereken işlerde başarılı olmasını sağlayabilirsiniz.Bu dönemde bebekler gün içerisinde bir saat gece ise on bir saat uyurlar.Bu size her ne kadar az gibi gözüksede ertesi gün bebeğinizin sahip olduğu enerjiyi gördüğünüzde yanıldığınızın farkına varacaksınız.Bu kadar uyku bu dönemdeki bebekler için yeterlidir.

Bebek bu dönemlerde uykuya dalmakta problem yaşayabilir.Bu kendi kendisine aşabileceği bir problem değildir.Bu konuda yardımınıza ihtiyaç duyar.Onu uykudan önce kucağınıza alıp,masal anlatarak veya ninni söyleyerek rahatlamasını sağlayabilirsiniz.

Bebeğiniz bu dönemde çevresinde gördüğü insanların yüz mimiklerini ve ses tonlarını taklit etmeye çalışır.Suyla oynamaktan çok hoşlanır.alıştığı ortamlardan farklı ortamlar onun korkmasına nende olur.Ayrıca bu dönemde uyku problemi yaşaması normaldir.Kas sisteminin gelişmesinin getirdiği bir özellikle siz bir eşyayı yerine yerleştirirken o da size yardımcı olmaya çalışır.Söylediğiniz bazı komutları anlar ve yerine getirmeye çalışır.Nesneleri yerlerinden kaldırıp elinde tutabilir fakat geri bırakırken çekinir.Ayrıca çekmeceleri karıştırmak gibi yeni bir alışkanlık kazanmıştır.

9 ay bebeğimn gelişimi

Beslenme:

Bebek 1 yaşına kadar inek sütü almayacağı için, halen anne sütü veya mama almaya devam etmelidir. Artık, mama veya meyve suyu verirken, biberondan fincan ve bardağa geçmeyi denemelisiniz.
Bebeğin kendini besleme denemeleri yapmasına - her zaman başaramasa da - izin verin. Bebek, kendisini beslenme olayının bir parçası olarak hissederse, bu onun için daha zevkli olacaktır.
Eğer bebeğin dişleri çıkmışsa, beslenme sonrası ve yatmadan önce temiz bir gazlı bezle dişleri silin.

Gelişim:

Bebekler bu ayda kendilerini çekerek ayağa kalkabilirler. Cisimleri birbirine vurup ses çıkarmayı severler. Henüz bilinçsizce de olsa; anne, baba demeye başlayabilirler.
Artk bebeğiniz hayır kelimesinin ne anlama geldiğini bilmektedir, ama tabii ki bu onu durdurmaya yetmez! Eğer, oynamasını istemediğiniz birşeyle oynuyorsa, sakin fakat kararlıca ' Hayır ' deyin, o cismi elinden alın veya bebeği başka bir ortama götürün.
Oynayabileceği seçenekler sunun, oyun sırasında bol bol konuşun, öpücük ve sarılmaları ihmal etmeyin.

Bebek neler yapabilir?

Yardım almadan oturur pozisyondan yatmaya geçebilir.
Kendini çekerek ayağa kaldırabilir.

Mobilyaya tutunup ayakta durabilir.

Ayakta tutulduğunda adımlamaya çalışabilir.

Merdivenleri emekleyerek tırmanabilir.

Elinden tutulunca yürümeye başlayabilir.

Sesini yükseltip alçaltarak erişkinlerin konuşmalarını taklit eder.

Konuşma seslerini taklit eder, ancak henüz anlamaz.

Duygusal Gelişim:

Sizin itirazınıza rağmen yapmakta olduğuna devam etmekte ısrarcıdır.

Erişkinlerin davranışlarını taklit etmeyi sever.

Odayı terkettiğinizde arkanızdan ağlayabilir.

Bezinin bağlanmasına direnebilir.

Bebek gelişimini nasıl destekleyebilirsiniz?

Bebeğe gelişiminde destek olmanın en iyi yolu 'OYUN'dur.
Ona parlak renkli oyuncaklar ve hareket eden araba gibi oyuncaklar verin.

Ses çıkaran oyuncaklar da ilgisini çeker.

Küplerle kule yapmasına yardım edin.

İçiçe geçebilen değişik büyüklükte kaplarla oynamasını sağlayın.

Birlikte şarkı söyleyin, kitaplar okuyun.

Vücut bölümlerinin adlarını öğretin.

Taklit edeceği sesler çıkarın.

Kitaplarda hayvan resimlerini gösterip o hayvanın sesini taklit edin.

Uyku:

Düzenli bir yatma saati ve yatma öncesi alışkanlıkları olmalıdır. Bebek, uyumadan önce resimli kitaplara bakabilir. Kendini güvende hissetmesi için, sevdiği bir oyuncak veya battaniye yanına verilebilir.

Güvenlik:

Bebeğin boğazına kaçabilecek kuruyemiş, patlamış mısır, şeker tarzı gıdalardan kaçının.

Gıdaları öğütebileceği küçük parçalar halinde verin.

Prizleri kapatın, elektrik kablolarını, sıcak cihazları uzak tutun.
Banyoda elektrikli cihaz kullanmayın.

Bebek yanınızdayken bir şeyler pişirmeyin.

Asla bebeği banyoda yalnız bırakmayın.
Su içeren herhangi birşeyin yanında ( örneğin klozet, su dolu kovalar ) bebeği yalnız bırakmayın. Bebekler su dolu bir kovada bile boğulabilirler!
Pencerelerin kapalı olduğundan ve bebek tarafından açılamayacağından emin olun.

Yürüteç kullanmayın.
Bebeğin tırmanma kapasitesini gözardı etmeyin.Yukarıya kaldırıp güvende olduğunu düşündüğünüz birşey belki de o kadar güvende değildir!

Bütün ilaçları, temizlik malzemelerini, kozmetik maddeleri kilit altında tutun.

Mobilyaların keskin köşelerini yumuşak malzemeyle kapatın.

Kesici aletleri bebeğin ulaşamayacağı yerde bulundurun.

5 Kasım 2010 Cuma

BEBEĞİMİZLE İLETİŞİM KURMANIN YOLLARI:

Bebek ile iletişim kurmanın yolları sınırsızdır,hepimiz farklı yöntemler deneyebiliriz; bu yöntemlerin birkaçı:

Bebeği Alıştırma Seansları: Bebeğin etrafında bulunurken ona yaptığınız şeyleri sözcüklerle anlatın. “Şimdi bezini değiştiriyorum…., T-shirt’ünü başından geçirelim…., Tulumunun düğmelerini ilikleyelim…..” gibi açıklamalar yapın. Banyoda sabunlama ve durulamadan bahsedin, şampuanın saçları temiz ve parlak yaptığını anlatın. O bunların anlamını bilmeyebilir, ama sizin anlatmanız ve onun dinlemesi ona anlama yolunu açmış olur.

Ona Sorular Sorun: Soru sormaya başlamak için bebeğin size yanıt vermesini beklemeyin. Sorularınızı sorun ve cevap için bir süre bekleyin ( birgün bebeğiniz cevap vererek sizi şaşırtabilir) ve kendiniz yüksek sesle cevap verin.


Bebeğinize Bir Şans Tanıyın : Çalışmalar onlara yönelik konuşmak yerine anne-babaları onlarla konuşan bebeklerin daha erken konuştuklarını gösteriyor. Bebeğe sorular sorarken ona ses çıkarması için fırsat tanıyın.

Zamirleri Kullanmayın: Kendinizden bahsederken anne kelimesini kullanın, çünkü bebeğiniz sen, ben, o kelimelerini anlamayacaktır.

Sesinizi Tizleştirin: Çoğu bebek tiz sesleri tercih eder ve belki de bu yüzden kadınların ses tonu erkeklerinkinden daha tizdir. Bebekle konuşurken tiz sesle konuşun ve tepkisini gözetleyin.


Şimdi ve Burada : Bu sözcüklere sadık kalmaya dikkat edin. İlk başta bebeğinize herşeyi anlatsanızda sizi anlamayacaktır. Anlamaya başladıkça bebeğinizin doğrudan görebildiği veya o anda yaşadığı şeyleri anlatmak daha uygun olacaktır.


Taklit Edin: Bebeğin seslerini taklit edin ve bunu bir eğlence haline getirin. Bu, onun dil gelişimine zemin hazırlar.


Müziği Kullanın: İyi bir şarkıcı olmasanızda bebekler sizin ne söylediğinizi umursamazlar. Müziğe jestlerle eşlik ederek bebeğin keyif almasını sağlayın. Eğer ortam şarkı söylemeye uygun değilse ninniler mırıldanıp ellerinizle eşlik edin; bu bebeğinizin neşesini arttıracaktır.

Yüksek Sesle Okuyun: Bebek dilinde konuşmak istemiyorsanız ona ciddi birşeyler okuyun.

Bebekten İpucu Alın: Kesintisiz okumalar veya şarkılar herkesi olduğu gibi bebeğinizi de yorabilir. Bebeğiniz artık sıkılmışsa ona dinlenme fırsatı verin.
http://www.bebegimneyesin.com/