28 Mart 2009 Cumartesi

DİŞ BUĞDAYI



DİŞ BUĞDAYI, DİŞ BULGURU, DİŞ AŞI

Eski Türklerden günümüze kadar uzanan bu geleneğin önemi; Dişin yiyeceklerin öğütülmesinde, ezilmesinde, parçalanmasında birinci derecede rolü olması dolayısıyla tören ve eğlence yapılmasıdır.

Bebeğin ilk diş çıkışını kutlarken, buğday kaynatılmasının nedeni; Bebeğin dişlerinin buğday gibi düzgün, sağlıklı ve sağlam olmasını ve çabuk büyümesini dilemektir. Ayrıca Buğday bereketi sembolize ettiğinden, bu özel günde Allah’tan çocuğun rızkını ve bereketini arttırmasını istemektir.

Yine bu özel günde bebeğe Diş Teyzesi refakat eder. Seçilen Diş Teyzesinin dişleri sağlıklı ve düzgün olması gerekir.

Diş Buğdayı Törenine davet edilen yakın akraba, komşu ve arkadaşlara hazırlanan Diş Buğdayı yemeği ikram edilerek yiyecek kutsanır, şükredilir, bebek için dua ve dileklere geçilir.

Bebeğin ilk dişini gören kişinin bebeğe hediye alması adettir.

Diş Buğdayı Partisi (Töreni) için misafirlerinizi ister telefonla ister Diş buğdayı davetiyeleri ile davet edebilirsiniz.

Veya bu işi tamamen ZZencefil Organizasyona verebilir, siz de heyecanla parti gününü beklersiniz. Öncelikle DİŞ BUĞDAYI PARTİSİ için bir tarih belirlemelisiniz. Eğer misafirleri davetiye ile çağıracaksanız da size yardımcı oluyoruz.

DİŞ BUĞDAYI
Malzemeler: ( 25 kişi için )
750 gr Buğday
250 gr Nohut
1 kase Pudra Şekeri (veya Hindistan Cevizi)
1 tabak dövülmüş Ceviz ( veya Şan fıstığı, Fındık, Badem ilave edilebilir)
Kuru Üzüm (veya ufak parçalara ayrılmış Kuru Kayısı ilave edilebilir)

Yapılışı:
Bir gece öncesinden buğday ve nohut ayrı tencerelerde ıslatılır. Diş Buğdayı Parti günü yine ayrı tencerelerde kaynatılmak sureti ile pişirilir.
Servis yapılacak kaselere 2 çorba kaşığı buğday, 1 çorba kaşığı nohut,üzerine Şan fıstığı veya ceviz, isteğe göre kuru üzüm ve son olarak da pudra şekeri konularak misafirlere ikram edilir.

DİŞ BUĞDAYI KUTLAMASI:Diş buğdayının konulduğu kaselerden birinin içine görünmeyecek şekilde çeyrek altın konulur. İçinde altın bulunan kase her kime çıkarsa, altını ev sahibinin hediyesi olarak kabul eder. Buna karşılık bebeği baştan aşağı giydirmekle sorumludur.

Daha sonra misafirlerin ortasına yere meslekleri belirleyecek ufak malzemeler yerleştirilir. ortasın da bebeğiniz konulur. Ve bebeğiniz bunlardan birini seçerse ilerideki mesleğinin o olacağına inanılır.
Gerçekten çok eğlenceli bir kutlamadır. Bu tip bir organizasyonda bizden de yardım alabilirsiniz.e-maille bize ulaşabilirsiniz.....

KIRK UÇURMA

''KIRK UÇURMAK SEREMONİSİ'' ( BEBEĞİN İLK ZİYARETİ )

Eski Türklerde; 40 Banyosu yaptırılan ve yeni giysileri giydirilen bebeğin, aynı şekilde40 Banyosu yapan ve dua eden annesi ile birlikte yapacakları ilk ziyaret çok önemliymiş.
Bebeğin, Babaanne ve Anneannesine yaptığı kısa el öpme ziyaretlerinden sonra, aile büyüklerini de alarak, hep birlikte 'Kırk Uçurma Evine' ( Ziyaret Evine) gidilirmiş.
Seçilen Ziyaret Evi, yükseklerde veya yüksek katta, havadar, ferah, aydınlık ve geniş olmalıymış.
Ziyaretine gidilen ev halkı sağlıklı, mutlu, huzurlu, maddi ve mevki olarak da yüksek düzeyde olmalıymış. Bebeğe iyi şansları geçmesi açısından bu değerler önemliymiş.
Yeni Anneye, ziyaretine gittiği yerlerde sütünün bol olması dilenerek su ikram edilir, anne de bu suyu içermiş.
Seçilen evin sahibi, Bebeğin ‘Kırklama Annesi’ olacağı için Seremoniyi üstlenirmiş.
Salonda orta sehpa üzerine temiz ve şık bir örtü serermiş. Örtünün üzerine, içinde su bulunan şık bir Sürahi ile şık bir kase koyarmış.

Kırklama Annesi, bebeğin ilk ziyareti şerefine hazırladığı

UN (Ömrü uzun olsun),
ŞEKER (Ağzı tatlı olsun),
TUZ (Evin tadı tuzu gibi ömrü iyi olsun),
PİRİNÇ (Bereket getirsin, ziyaret evinin bereketi geçsin),
YUMURTA (Sağlıklı olsun),
PAMUK (Ak saçı,sakalı uzasın),
metal bozuk PARA (Bol kazançlı olsun) gibi, gıda ve materyalleri

Nazar boncuk , Şık bir mendil , havlu, tabak, çanak kısaca şık bir sunum içerisinde sehpa üzerine bebeğe giderken vermek üzere hazır tutarmış.

Kırklama Annesi önce abdest alır, başına beyaz başörtüsünü bağlar, 'Seremoni Sehpası'nın başına geçermiş. Sürahi içindeki sudan bir miktar doldururmuş. Önceden bebek için almış olduğu altını, su dolu tasa atar, bebeğin annesinin alyansını da içine attıktan sonra bebeği eline alırmış.
Kırklama Annesi, dualar okuduktan sonra içi altın dolu sudan 3 defa bebeğin başını ıslatır, yüksek sesle bebeğe iyi temennilerde bulunurmuş. Daha sonra suyun içerisindeki altını alır bebeğe takar ve iyi dileklerle annesine verirmiş.
Seremoni sonrası yiyecek ikramına geçilirmiş.
çok ilginç değilmi?bu seromoni hikayesini bir arkadaşımdan öğrendim...sizlerle de paylaşmak istedim...
EMZİREN ANNELERE İŞE BAŞLARKEN ÖNERİLER:
• İyi emen bir makine edinilmelidir.
• Eğer annenin sütü çoksa, işe başlamadan önce günde en az bir kez süt sağılarak, ufak bir depo oluşturmalıdır.
• İşyerinde süt sağmak için uygun bir ortam sağlanmalıdır. Bu konu için gerekli izinler alınmalıdır.
• 3-4 saatte bir sağılan süt, buzdolabında saklanmalı; eve götürülürken, buz kalıpları arasında özel soğutuculu bir çantada taşınmalıdır.
• Elde edilen sütler, saklama poşetleri içinde buzdolabında 24 saat, iki kapılı buzdolabının buzluğunda 3 ay, derin dondurucuda 6 ay saklanabilir. Süt saklama poşeti içinde bulunan sütler, bebeğe verilmeden önce ılık su dolu bir kap içerisinde ısıtılabilir.
• Isıtılan süt; kaşıkla, bu amaçla üretilen küçük plastik kadehlerle bebeğe verilmelidir. Bebek sütü bu şekilde almıyorsa, biberon da kullanılabilir.
• Yakınlık hissi için anneler, bebeğin fotoğrafını veya bir giysisini işyerine götürülebilir.
• Anneler, evden çıkarken ve işten döner dönmez bebeğini emzirmelidir

ÇALIŞAN ANNENİN EMZİRME REHBERİ

ÇALIŞAN ANNELER İÇİN EMZİRME REHBERİ
Her anne bebeğini emzirebilir. Tabii ki, çalışan anneler de İşte, size iş hayatına başladığınızda da bebeğinizi emzirebilmenin püf noktaları…
Emzirme, anne ile bebeğin baş başa kalabildiği, gözleri ile konuşabildiği çok özel bir süreçtir. Bebek ile en yakın temas, emzirme ile sağlanabilmektedir. Mükemmel ve eşsiz bir besin içeriğine sahip olan anne sütü, aynı zamanda bebeğin mikrobik hastalıklardan korunmasında önemli rol oynar. Son yıllarda yapılan çalışmalar, emzirmenin bebeğin beyin gelişimini desteklediğini; obezite, diyabet gibi hastalık risklerini de azalttığını göstermektedir.
Emziren annelerde doğum sonrası kanamalar daha az olmakta; meme ve yumurtalık kanseri, kemik erimesi gibi hastalıklar da daha az oranda görülmektedir. Başarılı bir emzirme süreci için doğru bir başlangıç yapılması çok önemlidir. Bebeğini besleyebilme içgüdüsü, bazen annelerde yoğun bir kaygıyı da beraberinde getirir. Bu dönemde anneye güven telkin etmek, olumsuz düşüncelerden uzaklaştırmak ve destek olmak çok önemlidir.

BAŞARILI BİR EMZİRME İÇİN:
• Anneler, kendilerini psikolojik olarak emzirmeye hazırlamalı, emzirmenin bir sabır işi olduğunu bilmelidir.
• Sütün gelmesini beklemeden, bebek doğar doğmaz ilk yarım saat içerisinde emzirmeye başlanmalıdır. Bu sürede bebeğe kesinlikle şekerli su verilmemelidir.
• Doğumdan itibaren her ağlama ya da süt isteme durumunda, saat sınırlaması olmaksızın bebekler emzirilmelidir. İlk haftalarda 3 saatten fazla uyuyan bebekler, uyandırılarak da olsa, emzirilmelidir.
• Bebeğin memeye doğru şekilde yerleştiğinden emin olmalıdır. Bunun için bebek ağzını tam olarak açmalı ve meme ucu çevresindeki kahve renkli bölgeyi tamamen ağzına almalıdır. Bebeğin çenesi memeye gömük, alt dudak hafif dışa kıvrılmış pozisyonda olmalıdır.
• Emzirmeden önce veya sonra bebeğe mama, şekerli su ve diğer besinleri vermekten kaçınılmalıdır.
• Emzirme döneminde bebeğe biberon verilmemeli ve hatta ilk haftalarda emme şaşkınlığını önlemek için emzik bile kullanılmamalıdır.
• Hamilelik döneminde olduğu gibi anneler kendilerine özen göstermeli, dengeli beslenmeli, günde 2-3 litre sıvı tüketmelidir. Anneler, ayrıca yeterince dinlenmeli, moralini yüksek tutmak için eşinden ve çevresinden yarım almalıdır.