7 Nisan 2014 Pazartesi

KOLEKTİF KADIN MEKTUPLARI SERİSİ NOKTAYI KOYUYOR:“İMZA: BEN”



Kadınlara son bir söz söyleme fırsatı sunulursa…

Babalara yazılan mektuplardan oluşan “İmza: Kızın”la başlayan serüven, geçen sene bu zamanlar kocalara, eski eşlere, hayali prenslere yazılan mektuplardan oluşan “İmza: Karın” ile devam etmişti. Seri, kadınların “İmza Ben” diyerek imzaladıkları ve “son bir söz” söylemek istedikleri kişilere yazdıkları mektuplarla sona eriyor. Canan Tan, Cemre Birand, Çiçek Dilligil, Derya Baykal, Ece Vahapoğlu, Esra Harmanda, Nazlıcan Özkan, Sevinç Erbulak, Şafak Pavey, Yonca Tokbaş  gibi 154 kadının geçmişleriyle, gelecekleriyle, kendileriyle, sevdikleriyle, sevmedikleriyle hesaplaştıkları mektupların  bir araya gelmesiyle ortaya çıkan “İmza: Ben”, kitapseverler ile buluşuyor.
Kitapta mektuplarına yer verilen kadınlar, serinin ilk kitabı “İmza: Kızın” derken hayatlarındaki ilk erkek olan babalarına mektuplar yazmışlardı. Yanlarında olan, olmayan veya bir kez dahi göremedikleri babalarına. Kimi teşekkür etti, kimi kırgınca “Sana ihtiyacım vardı. Neredeydin?”dedi. Kimi erkenden göçüp gidenlerin arkasından gözyaşı dökerken, bir baba gölgesi bile hissetmeyenler “Kulağıma küpe olacak bir sözünüz bile gelmiyor” diye hesap sordu. 
Sonra kız çocukları büyüdü, hayatın içinde kadın olarak durmayı öğrendi. Bu sefer “İmza: Karın”’da sözümüz “o adama”ydı. “Ruh eşim” deyip aşkla dolu olandan “Mezarına gelip bu mektubu okuyacağım” deyip nefretini kusana kadar geniş bir yelpazede mektuplar yazıldı. 
154 kadın, noktayı İmza: Ben diye imzalayarak koyuyorlar. Kime, ne diyecekleri varsa onu diyerek. İmza : Ben’de sevgi bulacaksınız. İmza : Ben’de öfke bulacaksınız. İmza: Ben’de şükür, azim, korku bulacaksınız. İmza: Ben’de hayatın ta kendisini bulacaksınız.
Yazarlarının en saklı hayallerini okuyacağınız kitabın geliri, serinin diğer iki kitabı gibi yine çok güzel bir amaca hizmet için ayrılıyor.  “İmza: Ben” kitabının telif geliri, görmeyenlerin dünyasında da minik de olsa bir ışık yakabilmek hedefiyle, bu yıl 10. Yılını kutlayan Türkiye Görme Özürlüler Kütüphanesi’ne (TÜRGÖK) bağışlanıyor. Kitabın ayrıca sesli kitap versiyonu da görme engelliler için TÜRGÖK tarafından oluşturuldu.
Yaşama bir kez daha kadın gözünden bakmak, yüreğinden geçenleri anlamak isterseniz “İmza: Ben” size eşsiz bir fırsat sunuyor.

20 Nisan da Baby Sensory de Emzirme Seminerime Gelmek İster Miisniz?


EMZİRME;HAYATA SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ!!!
Bir çocuk bekliyorsunuz. Gebelik, doğum ve emzirme dönemi,hayatınızın yepyeni bir kesitini oluşturur. Kadın olmayı belki de çok yoğun yaşayacağınız bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz.
Bu kursumuzdaki amaç size, emzirmenin gayet doğal olduğu güvenini vermektir.
Vücudunuz daha şimdiden kendiliğinden buna hazırlanmaktadır.Emzirmek kolay öğrenilir, ancak bazı küçük şeyler yüzünden çok zahmetli bir hal alabilir. Güçlüklerden kaçınmanız amacıyla,
emzirmeyle ilgili en önemli şeyleri bu eğitimde toparladım.
Emzirme yoluyla çocuğa sıcaklık, korunma duygusu, huzur, koruma ve güvenlik vereceksiniz. Çocuğunuza hayat için mümkün en iyi başlangıcı sağlayacaksınız.


Kursumuzun İçeriği:

-Anne sütünün oluşumu ve üstünlükleri, 
Anne sütüne nasıl başlamalıyım?
-Anne sütünün gelişimi
-Sütüm bebeğe yetiyor mu?
-Memeye yerleştirme ve emzirme pozisyonları
-Emzirme sorunları
-Anne sütünü Arttırmak için yapılabilecekler
-Emziren Annenin Beslenmesi
-Emzirme ve Baba
-Prematüre ve Düşük Ağırlıklı Bebeklerde Emzirme
-Çalışan annenin Emzirmesi ve İşe Adaptasyonu
-Biberon ve Emzik
-Emzirme Döneminde kullanabileceğiniz  yardımcı malzemeler

Bu kursumuza ister hamileyken ister bebeğiniz yeni doğduğunda katılabilirsiniz. Bebeklerde size eşlik edebilir. Uygulamalı olarak ders anlatılacaktır.

EĞİTİM YERİ: ATAŞEHİR BABY SENSORY   www.babysensory.com.tr mekan hakkında bilgi edinebilirsiniz.
EĞİTİM TARİHİ:20 Nisan 2014 saat 11:30-13:00
EĞİTİM ÜCRETİ: 100 TL

Katılmak isterseniz ertugrul.esra@gmail.com e-mail atarak kayıt yaptırabilisiniz.

ÇOCUKLAR İÇİN YARATICI DİL ÖĞRENME ÖNERİLERİ




Artık çocuklar için ikinci bir dil öğrenmek sanıldığı kadar geç yaşlarda başlamıyor. Anaokullarında, sosyal gruplarda İngilizce dersleri en az oyun dersleri kadar popüler oldu. Yetişkinler için kolay, hızlı ve doğru dil öğrenmeyi sağlayan Lingusta Metodu’nun kurucu ortağı İpek Özer Yılmaz, çocukların İngilizceyi sevmesi ve ileride iyi bir seviyede konuşabilmesi için pratik ve yaratıcı önerilerde bulundu. 4 dili ana dil seviyesinde bilen ve dil öğrenme teknikleri ile ilgili uzun yıllardır araştırma yapan İpek Özer Yılmaz ile çocuklara ikinci bir dil öğretmek için ebeveynlerin onlara nasıl yardımcı olabileceğini konuştuk.
İngilizce eğitim kaç yaşında başlamalı?
Yabancı dil eğitimi 3 yaşından önce başlamalı. Genellikle bir dilin etkin bir şekilde kullanımı 4 yaşı itibariyle mümkün oluyor ancak 3 yaş öncesi çocuklar bir yabancı dile ne kadar fazla maruz kalırlarsa bu dili konuşmaları o kadar kolay oluyor. 0-3 yaş arasındaki bebekler bile ana dili dışında bir yabancı dile maruz kalırsa “aynı anda öğrenme” denilen yöntem ile her iki dili de öğrenebiliyor. Dolayısı ile doğumdan itibaren yabancı dil eğitimi, en azından bebeği öğretilmek istenen dile maruz bırakarak, onunla konuşarak ve müzik dinleterek başlatılabiliyor. Bebeklere söylenebilecek ya da dinletilecek İngilizce ninni bile onların bu dili hafızalarına kaydetmelerini sağlıyor.
İngilizce eğitime bu yaşlarda başlanmadı ise de geç kalınmış sayılmaz. Dil öğrenme yetkinliği ilerleyen yaşlarda da devam ediyor. Örneğin, 5 yaşındaki çocuk yabancı dil konuşulan bir anaokuluna gönderilirse, daha önce dil öğrenmeye başlayan çocuklarla arasındaki farkı hızla kapatabiliyor.

Bu süreçte aileler çocuklarına nasıl yardımcı olabilir?  

1.      Yaşlara göre şöyle farklı teknikler kullanılabilir; henüz konuşamayan bir bebeğe İngilizce konuşarak, müzik dinleterek ve ninni söyleyerek eğitime başlanabilir.

2.      Kelimeleri söyleyen bir çocuğa ise her gün İngilizce bir kelime öğretin. Çocuğun yaşına göre geliştirdiği yetkinliklere göre seviye, eğlenceli yollarla arttırılabilir.


3.      Çocuğun İngilizceye maruz kalacağı rahat bir ortam yaratın. Televizyonda çocuğunuza uygun İngilizce bir şov bulup dinlemesini sağlayın. Sesler, kelimeler yavaş yavaş çocuğunuzun kalıcı hafızasına yerleşecek. Önereceğim programlar arasında: Disney Channel, Jojo, Cartoon Network kanallarındaki programlar var.

4.      İngilizce eğitim seti edinin. Lingusta Metodu tamamen kolay İngilizce öğrenme tekniği geliştiren bir settir. Arabada, evde nerde olursanız olun seti açarak çocuğunuzun İngilizce kelimeleri sizinle birlikte tekrar etmesini sağlayın.

5.      İngilizce şarkılar dinletin. http://www.cocuksarkilari.org/ adresinde çok keyifli çocuk şarkıları var, mutlaka bir göz atın. http://cocuklarimizaingilizce.com/ da çeşitli şarkılar bulabileceğiniz bir web sitesidir.

6.      Yabancı dil bilen bir bakıcınız varsa, ondan çocuğunuzla yalnızca ve yalnızca yabancı dilde konuşmasını isteyin. 2-3 yaşındaki çocuklar duydukları sesleri taklit etmeye bayılırlar ve göreceksiniz kısa zaman içinde o kelimeler söylemeye başlayacaklar.

7.      Çocuğunuzun her yeni kelimeyi öğrenişinde, o kelimenin İngilizcesini de söyleyin. Örneğin çocuğunuz o gün ''elma'' kelimesini öğrendi, ona aynı gün ''apple'' kelimesini de öğretin.

8.      Basit şeylerden başlayın. Alfabe, hayvanlar, renkler, eşyalar, hitaplar gibi. Bunu yaparken Google'dan faydalanmanızı tavsiye ederim. http://translate.google.com.tr/ adresinde Türkçe bir kelime yazın, İngilizce karşılığını sesli olarak birkaç kez tekrar edin. Örneğin ''köpek'' kelimesini yazın, İngilizceye çevrilmiş halini sesli olarak üst üste birkaç kez çocuğunuza dinletin.

9.      Yeni bir kelime öğretirken tüm duyularını kullanabilirsiniz. Bu, öğrenilen kelimenin çok daha kısa sürede öğrenilmesini ve çok daha kalıcı olmasını sağlar. Örneğin çocuğunuza yoğurt yediriyorsunuz, o an ''yogurt'' kelimesini öğretin. Ya da ''aslan'' kelimesini öğretiyorsunuz, bir oyuncak aslan, ya da Google görsellerden bir aslan resmi gösterin, yağmurlu bir günde ''yağmur'' kelimesini öğretin ve bu kelimeyi tekrarlarken yağmur sesine dikkat çekin.

10. Çocuğun dil öğreniminde tekrarlar çok çok önemlidir. Bir çocuğun ana dilini öğrenmesini düşünün; başka her hangi bir dil bilmediği için duyduğu sesleri gördüğü durumlarla ilişkilendirerek hangi durumda ne söylendiğini anlar ve bunun zaman alması doğaldır. ''Gel'' kelimesi ile ''gelmek'' eylemi arasındaki bağlantıyı kurması için bu kelime ve durumla defalarca karşılaşmış olması gerekir örneğin. Henüz anadilini dahi konuşamayan bir çocuğun bir yabancı dili öğrenirken de durumu aynıdır. Bir kelimeyi öğrettiğiniz zaman bunu defalarca tekrarlayın. Bir gün önce http://translate.google.com.tr/ ile öğrettiğiniz 2-3 yeni kelimeyi, bir sonraki gün tekrar hatırlatın, sonra yeni kelimelere geçin.

11. Kelime oyunları oynayın. Örneğin, daha önce İngilizcesini öğrettiğiniz hayvan oyuncakları odanın çeşitli yerlerine koyun ve sırasıyla İngilizcesini söyleyerek size getirmesini isteyin. Oyun oynayarak öğrenmek çocukların en keyif aldığı şeydir.

12. Sosyalleşmek dil öğrenirken oldukça önemli. Dil öğrenen başka çocuklar ve aileleriyle çocuklarınızın öğrendiklerini paylaşabilecekleri sosyal ortamlarda görüşün ya da bu şekilde sosyal ortamlar yaratın.

13. Çocuğunuz yeni kelimeleri öğrendikçe ufak kalıplara ve daha sonra da cümlelere geçin. Unutmayın bu zaman alacak, hızlı bir sonuç beklemeyin.

11. Sabırlı olun.

12. Her şeyden önce, beklentilerinizi makul tutun. Her gün İngilizce bir şov programı izleyerek, İngilizce müzik dinleyerek ya da bir İngilizce kelime öğrenerek çocuğunuz İngilizce konuşmaya başlamayacak. Ancak ne kadar erken yaşta İngilizceye maruz kalırsa o kadar kolay bir şekilde ve güzel bir aksan ile zamanı geldiğinde İngilizce konuşmaya başlayacaktır.

13. Peki, siz çocuğunuza öğretmek istediğiniz yabancı dili bilmiyorsanız, bu öğretemeyeceğiniz anlamına mı gelir? Kesinlikle hayır. Yukarıdaki öneriler arasında o dili bilmenizi gerektirmeyecek olanları rahatlıkla uygulamaya başlayabilirsiniz.


Lingusta Hakkında;
Lingusta Metodu, yabancı dile ve kişisel gelişime büyük ilgi duyan İpek Özer Yılmaz, Mesut Karakaş ve Serkan Yüksel’in girişimciliğe olan tutkularını ve ana dil seviyesinde bildikleri yabancı diller ile ilgili ortak meraklarını paylaşarak, yabancı dil öğretim yöntem ve teknikleri konusunda uzman kişileri bir araya getirmesi ile geliştirildi. İngilizce, İspanyolca, İtalyanca ve Almanca olmak üzere 4 dil bilen İpek Özer Yılmaz, İstek Vakfı Özel Uluğbey Lisesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Groningen Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra hızlı tüketim sektöründe 9 yıl çalıştı. Özel Ahmet Şimşek Koleji ve Anadolu Üniversitesi İşletme mezunu, İngilizce ve Almanca bilen Mesut Karakaş’ın ailesine ait tekstil sektöründe geçirdiği 10 yıllık deneyimi bulunuyor. Özel Ahmet Şimşek Koleji ve Kocaeli Üniversitesi mezunu Makine Mühendisi Serkan Yüksel ise İngilizce ve Almanca olmak üzere 2 dil biliyor. Toplumu daha ileriye taşımak ve dil öğreniminde farklı bir yaklaşım geliştirmek isteyen 3 girişimci, Lingusta Metodu’nu İspanyolca, Arapça, Almanca, Fransızca ve İtalyanca olarak bu dillerin meraklıları ile buluşturmak üzere çalışmalarına devam ediyorlar.
İpek Özer Yılmaz Hakkında;
İngilizce, İspanyolca, İtalyanca ve Almanca olmak üzere 4 yabancı dili anadili seviyesinde bilen İpek Özer Yılmaz, Boğaziçi Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra, Groningen Üniversitesi’nde yüksek lisansını tamamladı ve daha sonra hızlı tüketim sektöründe 9 yıl çalıştı. Yabancı dile ve kişisel gelişime büyük ilgi duyan Yılmaz, iki ortağı ile birlikte yabancı dil eğitim ve öğretimi konusunda uzmanları bir araya getirerek Lingusta Metodunu geliştirdi.