31 Ocak 2012 Salı

BLOĞUMUN İLK HEDİYESİ SAHİBİNİ BULDU!!

Merhabalar,



Bloğum da Anne sütü ve Emzirme kursum için bana mesaj bırakan arkadaşlardan Emel Hanıma ve diğer mesaj bırakan arkladaşlarıma çok teşekkür ederim.12 Şubatta olacak sınıfımda Emel hanımı aramızda görmekten çok mutlu olacağım..


Hava muhalefeti nedeniyle 5 Şubat 2012 pazar günü yapılacak kursumuz  12 Şubat 2012 pazar gününe ertelenmiştir.İlgilenen anne adayları başvurmak için 10 şubata kadar ertugrul.esra@gmail.com emaille başvurabilirsiniz.

Bundan böyle her ay yaptığım eğitimlerden bir kişiye hediye vereceğim. İlgilenenlere duyururlu:))))

27 Ocak 2012 Cuma

Meme uçlarında yaralar ve Alınacak Önlemler


Meme uçlarında yaralar ya da çatlaklar, ilk haftalarda sık görülen bir problemdir ve maalesef sıklıkla, erken memeden kesme nedenidir. İlk günlerde meme uçlarının hassas olması normaldir, ancak ağrılar ve uzun süreli yaralar değildir. En sık görülen –ve kolaylıkla giderilebilecek– neden, çocuğu emzirirken doğru tutmamaktır. Kimi zaman da bebeğin dil altındaki dokunun (frenulum lingae) kısa olması ya da sizin meme ucunuzun yassı ya da içe gömülü olması bunun nedeni olabilir.

Meme ucu yaralarında alınacak tedbirler:


• Emzirmeye devam edin.

• Emzirme pozisyonunuzu bir uzman ile birlikte kontrol edin.

• Sık sık, ama daha kısa süreli emzirin.

• Çocuğunuza daha ilk açlık işaretinde meme verin, açlıktan huzursuzlanıp kıpırdanmasına ve ağlamasına meydan vermeyin.

• Çocuğa meme verirken oluşan ağrıların azalması için, süt bırakma refleksini emzirmeden önce masaj yaparak harekete geçirmeniz avantaj sağlayabilir.

• Meme uçlarınızı zorlanmaktan korumak için ara sıra emzirme pozisyonunu değiştirmelisiniz (beşik pozisyonu, yan pozisyon, yatarken).

• Çocuğu göğsünüzden almak istediğiniz zaman daima, parmağınızla meme ile dudak arasındaki hava boşluğunu açın.

• Emzirdikten sonra biraz anne sütünü meme ucunuzun üstünde kurumaya bırakın.

• Emzirme pedlerini yalnızca çok gerekli olduğunda kullanın ve bunları sık sık değiştirin.

• Meme ucuna sabun değmesinden kaçının.

• Fazla şiddetli ağrılar haline 24 saat süreyle sütü el ile sağabilir ya da pompalayabilirsiniz, mümkünse pompa setinin üzerinde yumuşak bir destek parçası kullanın.

• Göğüs koruyucular yalnızca istisnai hallerde tavsiye edilir.

Bu tip bir sorununz olduğunda ertugrul.esra@gmail.com adlı email adresinden bana email atabilirsiniz. Bu drumlarda size destek olmaktan memnuniyet duyarım..

Göğüste fazla süt birikimi oluştuğunda ilk yardım:





• Emzirmeden önce sıcak kompresler faydalıdır.

• Mümkün olduğu kadar sık emzirin.

• Göğüslerinize emzirme öncesinde yumuşak masaj yapabilirsiniz

• Yeni doğan bebeğiniz göğsünüzün şişmesi nedeniyle meme ucunu kavramakta güçlük çekiyorsa, çocuğun kavraması gereken bölüm yumuşayana kadar masaj yaparak biraz süt çıkarın.

• Emzirme sonrasında soğuk bezler rahatlatıcı etki yapar.

26 Ocak 2012 Perşembe

ANNE SÜTÜNÜN ve EMZİRMENİN ÜSTÜNLÜKLERİ


Anne sütünü hazırlamak gerekmez, ekonomik yük getirmez.

Mikropsuzudur, her zaman sterildir.

Isı derecesi idealdir.

Anne sütü sindirimi kolay olan küçük moleküllü proteinler yönünden zengindir. Sindirime yardımcı aktif enzimler (yağ sindirimi için lipaz) içerir.

Anne sütünün protein içeriği bebeğin ihtiyaç duyduğu niteliktedir.

Anne sütü büyümeyi düzenleyen faktörler (taurin) yönünden zengindir.

İnek sütünde bulunan beta - laktoglobulin anne sütünde bulunmaz. Bu nedenle anne sütü allerjenik değildir.

Anne sütü bebeğin gelişiminde ayrı bir önemi olan esansiyel yağ asitleri ve doymamış yağ asitleri yönünden zengindir.

Anne sütünün yağ içeriği bir anneden diğerine hatta aynı annede gün içerisinde farklılıklar gösterebilir.

Emzirme esnasında yağ konsantrasyonu artar ve bebekte doygunluk sağlanır.

Anne sütü laktoz açısından zengindir.

Annenin diyetindeki değişiklik ve kan şekeri düzeyleri sütteki laktoz oranını etkilemez.

Anne sütünün mineral içeriği bebeğe çok uygundur. Oysa inek sütü böbrek konsantrasyon yeteneği kısıtlı olan yenidoğan bebekler ve küçük süt çocukları için böbrek yükü oluşturur.

Beslenmesi yeterli ve dengeli olan annelerin sütünde yağda eriyen vitaminler yeterli miktarda mevcuttur.

Anne sütü immunolojik özellikleri ile enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Enfeksiyonu önleyen İg'ler (İgA, İgG ve İgM) içerir.

Anne sütü bakteri ve virüse karşı doğal bağışıklık sağlar.

Anne sütüyle beslenen çocuklarda pişik, grip, faranjit, otit vb. enfeksiyonlara ve kabızlığa daha az rastlanır.

Solunum yolu ve gastrointestinal enfeksiyonları daha az görülür.

Orta kulak iltihabı riskini azaltır.

Bebeği çene ve diş anomalilerinden, ileri yaşlarda görülebilecek damar sertliği, tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklardan korur.

Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır (Tip 1 diyabet, çölyak hastalığı gibi).

25 Ocak 2012 Çarşamba

EMZİRME ÖĞRENİLEN BİR YETENEKTİR:



Emzirme, öğrenilen bir yetenektir fakat sadece önemli bilgilerin bilinmesi ve doğru araçlar yoluyla bu yetenek kolayca geliştirilebilir. Bir kez süt üretimini düzene koyup ilk 4 ila 5 hafta boyunca rahatlıkla emzirdikten sonra süt sağımı, annenin rutin işleri arasında yerini alır.

Emzirmenin doğumdan hemen sonra başlatılması ile anne sütünün temeli doğru olarak atılmış olur. Bir emzirmenin ne kadar sürede tamamlanması gerektiğine ait kesin bir kural yoktur. Bebeğin ihtiyacına göre bir süre ayarlanmalıdır.

Unutulmamalıdır ki bebek sadece süt ihtiyacını gidermek üzere emmeyecektir. Emmek, bir tür haz duygusunun tatmin yoludur. İyi bir emmenin ardından bebek hala memeyi bırakmıyorsa meme bebeğin ağzından çekip alınabilir.


Memenin uzunca süre emilmesi ağrıya yol açmaz. Ağrıya neden olan yanlış kavrama ve yanlış emzirme teknikleridir. Bu nedenle emzirme süresi bebeğin keyfine bırakılmalıdır.


Bebeğin düşük doğum ağırlığı, dudak damak problemleri, annenin meme başı yetersizlikleri veya herhangi bir sebep ile bebek çok kısa emme yapar, memeyi yetersiz emer ise emzirmenin başlatılması ve devamlılığı için sütün sağılması yararlı ve önemlidir.

Emzirmeyi öğrenmek veya evdeki ilk günleri daha rahat geçirebilmek için hamileyken Emzirmeyle ilgili kurslara katılmak, doğum yaptığınız hastanenein bebek hemşirelerinden eğitim almanız işinizi daha da kolaylaştıracaktır. Bu dönem de eşinizin size destek olması da önemli bir konudur.Siz emzirdikten sonra , babası da gazını çıkartabilir..

23 Ocak 2012 Pazartesi

BLOĞUMUN İLK HEDİYESİ:ANNE SÜTÜ VE EMZİRME KURSU

Şimdiye kadar takip ettiğim bloglar arasında çoğu çok güzel hediyeler veriyorlardı. Hatta 2 kere de kazandım..



Ben de ara verdiğim eğitimlerime tekrar başlıyorum. Eğer siz de 05 Şubat pazar günü saat 11:00-13:00 arasında yapacağım Anne sütü ve Emzirme kursuma katılmak isterseniz, bu yayının altına yorum bırakmanız yeterli olacaktır. İsminizi ve email adresinizi yazmanız yeterli..
Herkese bol şanslar:))


18 Ocak 2012 Çarşamba

ANNE SÜTÜ VE EMZİRME EĞİTİMİM BAŞLIYOR!!!

Merhbalar, Buyuk bir heyecanla sizlere artık duyurmaya başlıyorum.Daha önceki eğitimler gibi interaktif olacak. Maksimum 5 kişilik küçük gruplar haline olacak. Aşağıda detaylarını ;

EMZİRME;HAYATA SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ!!!


Bir çocuk bekliyorsunuz. Gebelik, doğum ve emzirme dönemi, hayatınızın yepyeni bir kesitini oluşturur. Kadın olmayı belki de çok yoğun yaşayacağınız bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz.

Bu kursumuzdaki amaç size, emzirmenin gayet doğal olduğu güvenini vermektir.

Vücudunuz daha şimdiden kendiliğinden buna hazırlanmaktadır. Emzirmek kolay öğrenilir, ancak bazı küçük şeyler yüzünden çok zahmetli bir hal alabilir. Güçlüklerden kaçınmanız amacıyla, emzirmeyle ilgili en önemli şeyleri bu eğitimde toparladım.



Emzirme yoluyla çocuğa sıcaklık, korunma duygusu, huzur, koruma ve güvenlik vereceksiniz. Çocuğunuza hayat için mümkün en iyi başlangıcı sağlayacaksınız.



Kursumuzun İçeriği:



-Anne sütünün oluşumu ve üstünlükleri,

Anne sütüne nasıl başlamalıyım?

-Anne sütünün gelişimi

-Sütüm bebeğe yetiyor mu?

-Memeye yerleştirme ve emzirme pozisyonları

-Emzirme sorunları

-Anne sütünü Arttırmak için yapılabilecekler

-Emziren Annenin Beslenmesi

-Emzirme ve Baba

-Prematüre ve Düşük Ağırlıklı Bebeklerde Emzirme

-Çalışan annenin Emzirmesi ve İşe Adaptasyonu

-Biberon ve Emzik

-Emzirme Döneminde kullanabileceğiniz yardımcı malzemeler



Bu kursumuza ister hamileyken ister bebeğiniz yeni doğduğunda katılabilirsiniz. Babalarda size eşlik edebilir. Uygulamalı olarak ders anlatılacaktır.

Dersimiz 2 saat sürecektir. Pazar günleri 11:00-13:00 arasında olacaktır.İlk toplantımız 05 Şubat 2012 tarihinde olacaktır.
Adres: Dr. Zeki Zeren sok. no: 15 Palmiye apt. D /1  Göztepe
Göztepe Oyuncak Müzesi yanı..
Ücreti: 75 Tl+KDV

Ayrıca bu kursa katılan  herkese Doğum Fotoğrafçısı Burçin Çobanoğlu hamile ve ya bebek çekimlerin de % 25 indirim yapacak.. http://www.burcincobanoglu.com/

Katılmaya karar verirseniz 27 Ocak 2012 tarihine kadar bana email atabilirsiniz.
Detayları öğrenmek için ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz.

16 Ocak 2012 Pazartesi

24 Aylık Bebek: 2 yaş ve Bisiklet

2 yaşındaki bir çocuk hayatı pedallayabilir! Gelişen el, ayak ve denge yetileri 2 yaş çocuğunun en belirgin fiziksel gelişimini gösterir. 2.Doğum gününde ona bir bisiklet hediye etmek iyi bir fikir olabilir. Bisiklette, bu yaştaki bir çocuğun dengesini sağlamak için yardımcı olacak mekanizmalar vardır. Sizin de desteğinizle öğreneceği bisiklet kullanmayla çocuğunuzun enerjisini atabileceği ve özgürce gezebileceği bir aracı olacaktır. Bisiklet sürmeyi öğrenmek hayatı öğrenmek gibidir aslında. Her ikisinde de dengeyi bulmak ve hep ileriye bakmak gerekir!

Altuğ 1 yaşından beri pedalsız bisikletini çok severek kullanıyor. Onun üstünde yaptığı hareketleri görseniz, inanamazsınız. Evdeki koridor boyunca hızla kullanıyor bisikletiniz.. Minik ve katalanbilen bir bisiklet olduğu için Alışveriş merkezine giderken de yanımızda götürüyoruz. Dilediğince biniyor orada..
şimdi buyudu ve 2 yaşa uygun olan bir bisiklet almak istiyorum.Yine pedalsız alacağım. Daha sonra pedallıya geçeceğiz. Zaten küçükken aldığımız Smart trike bisiklet var. Onu da kullanabilir. Pedalsız olarak ben Tay Tya marka tahta olanlarını çok beğeniyordum. fakat internette yapğtığım araşy-tırma sı-onucunda Punky marka Türkiye de bukalabileceğim bir bisiklet buldum. Bugun sipariş vereceğim, bakalım.. Beğenecek mi Altuğ Pasa:))


Fiziksel Gelişim :

2 yaş çocuğu

■Karton kağıt üzerine daireler ve farklı şekiller çizebilir. Onunla birlikte resimler çizmeyi deneyebilirsiniz. Fiziksel gelişimin kabul etmeyeceği zorluklar yaşatmayın ona; ama birlikte aktiviteler yapın. Ve bazen de yalnız bırakın. Kendi kendine bir şeyler yapmanın zevkini yaşasın. Vereceğiniz bir kalem ve kağıt bu amaca yönelik harika aletlerdir.

Altuğ'unun en çok zevk aldığı şey.. Kalemler, defter ve kitaplar.. Kalemlerle sadece defter ve kitaplarını değil, duvarlara da sanayt eserleri yapmayı çok seviyor. O nedenle silinebilen kalemler alıyoruz. Böyle olunca duvarları boyasa da ne o ne de ben üzülmüyorum. Ama salon ve mutfak duvarlarında tükenmez kalemle yapılmı ve malesef çıkaramadığımız sanat eserleri mevcut. İşten eve geldiğimde babası gelinceye kadar olan zamanda sadece Altuğ ile ne istiyorsa yapıyoruz. Resim yapmak, oyun hamurları yada sevdiği kitabı okumak olabiliyor bu...


■Kıyafetlerini tek başına çıkarmaya başlayabilir,

Bu işi de çok severek yapıyor. soyunmayı çok seviyoruz. Giyinme işi tam bir kargaşa... Kendi kendine pantalonlarını giymeye çalışıyor. Ayakkabı özellikle de kendisine ait olmayamnları ayağana geçirmek de üstüne yok:))
■Topa vurmaktan hoşlanabilir,

■Oyuncak bebeğini besleyebilir,

■”İşte, okulda, yukarıda, aşağıda,nerede” gibi kelimeler artık onun için daha anlamlı olacaktır. 2 Yaşındaki bir bebekte mesafe ve yer kavramı gelişmiştir.

■”Neden” sorusunu çok daha fazla kullanabilir. Her şeyi öğrenmek isteyen ‘’iletişimci’’, bir gazeteci edasıyla sürekli ‘’Neden’’diye soracaktır. Bu sorulara, belki de çoğu zaman aynılarına, cevap vermek sizi yorabilir. Ama şunu bilin ki her cevabınızla onun merak etme ve hayatı kurcalama güdüsünü teşvik ediyorsunuz.Onun edilgen değil, araştırmacı ve her şeyi sorgulayan bir birey olmasını istersiniz değil mi?

■Zıtlıkları anlayabilir. Büyük, küçük; sıcak, soğuk, tatlı, acı gibi….

2 Yaş Sendromu :

Çocuğunuzun yapmak istedikleriyle yapabildikleri arasındaki uçurum onu öfke krizlerine sokabilir. Bu nedenle iki yaş civarında çocuklar çok sinirli görünürler. En ufak bir sıkıntıda patlamaya hazır bir volkana dönüşürler. Onu anlamaya ve sorununu birlikte çözmeye çalışın. Ama bebeğinizin patlamasını engellemeyin. Bırakın kendini ifade etsin. Çocuk hayatın düz bir yol olmadığını da öğrenmek zorundadır. Zorluklarla başa çıkmak için bazen öfke duyarız hayatta değil mi? Öfke de hayatın bir gerçeği. Ancak kafasını bir yerlere vurmak boyutuna geliyorsa mutlaka doktorunuzdan yardım alın.

Onun öfkeli anında siz de öfkelenmeyin. Sakin bir tavırla ”Çok kızgın olduğunu anlıyorum, anneye parka gitmediği için kızıyorsun” deyin. Çocuklar tam bir ayna gibi yansıtıcıdır. Eğer sizden sakinleşme işareti alırsa sakinleşir, öfkelendiğinizi görürse daha da öfkelenir. ”Sinirlenme, kızma!” gibi emirlerin hiçbir işe yaramadığını göreceksiniz.

Altuğ çok sinirlendiğinde, ben ve babası kendimzi frenlemeye çalışıyoruz. bazen kendine zarar verecek o kadar çok şey yapıyor ki... Özellikle kablolarla oynamak ve onalrı prize takma işine bayılıyor. O nedenle prizlerimiz güvenlikli.. fakat yine de evin şeklini prizlere göre düzenledik.
Çok istediği fakat bizim istemediğimiz birşey olduğunda ilgisini oan farkettirmeden başka tarafa çekiyoruz. Böylelikle bu gibi zamanlarla başediyoruz. Bazen gerçketen zor olsa da .. Sanki şu günlerde sıkıntımız biraz azaldı..


2-3 Kelimeli Cümleler :

2 yaş çocuğu üç kelimeyi yan yana getiren cümleler kurabilir. ”Anne çiş var’” gibi bir cümle duymak eminim sizi havalara uçuracaktır. Çünkü bu hem üç kelimeyi bir arada kullandığının hem de tuvalete gitmek istediğinin göstergesidir.3 kelimeli cümleleri bu ay kullanmadıysa birkaç içinde kullanacağından emin olabilirsiniz. ”Minik konferansçınızın” kullanabildiği kelime sayısı 50 civarındadır. Anladığı ise çok daha fazladır. Her çocuğun gelişim eğrisinin farklı olabileceğini ve çocuğunuzun 24 ayda iki kelimeli cümlelerle de idare edebileceğini unutmuyorsunuz değil mi? Bu nedenle karşılaştırma yapmayın! Arkadaşınız Pınar’ın oğlu daha az ya da çok konuşabilir. Bu sizin çocuğunuzun hiç umrunda değildir.
Konuşma veya duymasıyla ilgili bir problemi olduğunu düşünüyorsanız, bunu çocuk doktorunuzla paylaşın. Doktorunuz yapacağı bazı testlerle olası sorunu saptayabilir. Erken teşhis ve tedavi konuşma ve duyma problemlerinin çözümünde son derece etkili olmaktadır.

Altuğ geç konuşan bir çocuk olacak. Herşeyi anlıyor. fakat tek tek birçok kelimeyi de söyluyor. Bazen de ilk duyduklarının ilk hecesini söyluyor. tam olarak iki kelimeden oluşan cümle kurmuyoruz. Konuşmasını hızlandırmak için herşeyi tekrarlanmamızın yanı sıra bol bol kitap okuyoruz. Kitaptakileri gerek hareketleriyle gerek de kelimelerle bana anlatıyor. Eğer sizin de çocuğunuzun konuşmasıyla ilgili sıkıntınız varsa ilgi alanını kapsayan konularda kitaplar okumak ve ona bunu anlatması için yureklendirmek çok işe yarıyor.

”Özel Zaman” :

İşten geldiğinizde hemen ev işlerine girişmeyin! Çocuğunuz bir gün boyunca sizi bekledi ve siz gelir gelmez ”çok işim var” mantığıyla çocuğunuza sadece merhaba diyerek mutfağa giriyorsanız yanlış yapıyorsunuz. ”Anne geldi!!” cümlesi bu aralar onun en çok hoşlandığı cümlelerdir. İşten gelince 10-15 dakika hiçbir şey yapmadan çocuğunuzla oynayın. Ona gününüzü anlatın, o da size kendi yaptıklarını anlatsın. Onu kucaklayın ve dokunulma ihtiyacını giderin. Çocuğunuz bilsin ki bu 10 dakika sadece ona ait ve kimse sizi engelleyemez. Bu süre içinde telefon görüşmesi yapmayın,televizyon izlemeyin. Sadece siz ve küçük insanınız olsun.

Bu tür ”özel zaman” ları çocuğunuzla kaliteli zamanlar geçirebileceğiniz aktivetelere ayırın. Çocukla 24 saat bir arada olmanız zor olacaktır; ama inanın 10-15 dakikaya dünyalar sığdırabilirsiniz onun için.

Bu konuya çok dikkat ediyorum.Özellikle işten geldikten hemen sonra ve yatmadan önce kitap okuma zamnalrımızda televizyonsuz bir ortamda baş başa zaman geçiriyoruz.Altuğ eğer benle başbnaşa olmak istediğinde istediği oyuncağı ya da kitabı alarak odasına ya da yatak oa-dasına beni yöneldiriyor.
Sizin Hayatınız:

”Acaba yaptığım yanlışlar mı bu çocuğu öfkeli yapıyor” diye düşünüyorsunuz değil mi? Öfke sendromlarını sadece sizin yaşamadığınızı bilmek sizi rahatlatmalıdır. Bu ve bunun gibi yazıları okuyarak bilinçli bir anne olmak istediğinize göre siz de sorun yok !! Bu aylarda çocuğunuzun size karşı gösterdiği olumsuz hiçbir tavrın aslında direkt sizinle ilgisi yok. Çocuğunuz gelişim aşamalarında bu tür sert dönemler olacaktır. Uzmanlar bu döneme ”erken ergenlik” dönemi diyorlar. Dolayısıyla çocuğunuz aniden size kötü davranıp yarım saat sonra ise kollarınıza atılabilir. Öfkeli davranışlarını kişisel algılamayın. Ona bu kucağı ve ihtiyacı olan şefkati verin. Annelik biraz da karşılıksız bir sevgidir unutmayın bunu! (Emin olun o sizi çok seviyor-on yıl sonra yemeklerinize olan hayranlığını,sizin onun hayatındaki öneminizi arkadaşlarına anlatırken siz mest olacaksınız!)


Bilgi Hapı:

Öfke ve acılar da hayatın parçasıdır. Çocuğunuzun hayatı dolu dolu yaşaması gerekir.Onu camdan bir fanus içine hapsetmeyin.

Gerçeği öğrendim bir gün…

Ve gerçeğin acı olduğunu…

Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da

“lezzet” kattığını öğrendim.

Can Dündar (Gazeteci – Yazar-Bir çocuk Babası)

13 Ocak 2012 Cuma

PRİMA PREMİUM CARE'İN KATKISIYLA HEİDİ MURKOFF İLE BLOGGERLAR TOPLANDI!!!

Geçen haftalarda gelen bir email üstüne çok sevindim. Yine bir blogger toplantısı var ve saati bana  uygun. Daha sonraPrima Premium'un katkısıyla gelen Heidi Murkoff'un da o toplantıda olacağını öğrendiğimde heycanla perşembe gününü bekledim.
Prima Premium Care  oğlum için kullandığım , 5 yıldızlı bir bezdi. Sıvı kakayı içine alarak, bebeğin kuru almasını sağlıyor. Özellikle hastalandığı veya ishal oldukalrında çok yararını gördüm, ben bu bezin. Sizlere de gerçekten tavsiye ederim..

Heidi Murkoff  da benim hayalim olan şeyi yapmış; hamilelik süreci ve bebek ile ilgili kitaplar yazmıştı. Dünyadaki çoğu anne onu tanıyor. Öyle ki Time dergisi 2011 yılının en etkili kişileri arasında göstermiş, Heidi Murkoff'u..
What to Except?

Benim verdiğim eğitimlerde yardım almak için başvurduğum kitapları ve sitesiyle Heidi Murkoff benim idolumdu, zaten.. Onunla tanışmak, kitabını imzalatabilmek ,  hayalimdi ;fakat gerçek oldu:))))Nasıl bir heyecanla o toplantıya gittim, anlatamam..
Prima Premium yetkilileri o kadar güzel karşıladılar ki, daha girerken herşeyin çok güzel olacağı belliydi. Kapıda ismimle karşılanmak inanın hem çok şaşırttı hem de mutlu:))
İçeriye girdiğimde çok sevdiğim blogger arkadaşlarım ve sevgili Heidi Murkoff  oradaydı. O kadar sıcak bir kadın ki, oturur oturmaz yerinden kalktı ve sıcacık kucaklayıverdi, beni:)))


Sohbet etmeye başladığımızda gözlerinin içi gülüyor, sıcak ve olabildiğince pozitifti, verdiği bilgiler de çok yararlı ve etkili...
Dünyanın  her yerinde anne olmanın aynı olduğunu , onun anlatımlarıyla kafamda netleştirdim.. Benim çalıştığım hastanede olsun verdiğim doğuma hazırlık derslerinde olsun annelerin sorunları aynı..Süreçler aynı.. Ama deneyimler o kadar değerli ki.. Yazdığı kitaplarda o nedenle çok önemli...(Sitesinden çok yararlanan biri olarak ) Heidi Murkoff hem sitesinde hem de facebook ve twitter da annelerin sorularını cevapladığı anlattı.
Çok güzel başlangıç hikayesi var. Evlendikten çok kısa süre içinde hamile kalmış. Ve bu süreçte yararlanabileceği , ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir kitap bulamamış. Neden bunu ben yazmıyorum diye işe başlamış,bebeği doğduğunda kitabı da doğmuş..Aynı anda iki bebek:)) Ne güzel değil mi?
Blogger arkadaşlarımın sorduğu tüm sorulara çok içten cevaplar verdi.





Benim bu güzel toplantıda en çok aklımda kalanları paylaşmak isterim:
*Hamileliğe de bebeğe de eğlenerek yaklaşamamızı önerdi.Gerçekten de öyle.. Siz tüm bu süreç esnasında ne kadar pozitifseniz herşey o kadar yolunda gidiyor.
*Hamilelik ve bebeğimizi büyütme sürecinde babanın rolünden bahsetti. Aramızda baba olarak çocuğunun gelişimi ile ilgili blog tutan Cesur 'a söz verdi. O da kendi sürecinden bahsetti. Heidi de kendi eşinden ve aileisnden bahsetti. gerçekten de dediği gibi babalar emzirme dışında herşey de anneye yardımcı olabilirler. Aman aman diyerek belki de babaları biz uzaklaştıryoruz, buna dikkat etmek de fayda var.
*Hataların tekrarlanabileceğini, ama çocuklarımıza bize rahat açılabilen bireyler olmasını sağlamamızı söyledi. Annelerimizle olan ilişkileriniz nasıl diye sorarak , kızıyla olan ilişkisinden bahsetti.. İnşallah ben de oğlumla böyle bir ilişkiye sahip olurum.
*Benimde oğlumu yetiştirirken dikkat ettiğim onu rahat büyütmek, konusunda da hem fikir olmamıza çok sevindim. Olmazsa olmazlarımız olmalı , anne -baba hep aynı kuralları çocuğa uygulamalı dedi. Bir iyi biri kötü polis  anne- baba- çocuk ilişkisinde çocuğun kafasının  karışmasına neden olacağını söyledi. Mutlaka eşler birbiriyle sürekli diyolog halinde olmalı, dedi..
Olmazsa olmazları;
Sınırlar belli olmalı,Çocuğunuz sevildiğini bilmeli, kendini güvende hissetmeli, sağlıklı beslenmeli ve MUTLU bir çocuk olmalı, dedi..Benim de en çok hoşuma giden; kocaman kalbi olan mutlu bir birey olmalı sözüdü.Ben de oğlum için bunu istiyordum.Tutkuları olan, ne istediğini bilen, iyi ve kocaman kalbi olan mutlu bir çocUK:.)))
Bu arada yakında Amekida çıkmış yakında da Türkçeye çevrilecek olan Bebeğinizin İkinci Yılında siz Neler Bekler? kitabını da dört gözle bekliyorum.İnanıyorum ki ilk kitabı gibi bu kitapta da oğlumu büyütürken epey bir yararlanacağım..
Bu arada bizim le Mayıs da oynayacak olan What To Except When you Excepting adli filminden bahsetti. 5 ayrı çiftin hikayesi olacakmış.Hepimizin yakından tanıdığı ünlülerin oynayacağı bir film olacakmış. Sanırsam anneler gününde izleyebileceğiz.
Verdiği ipuçları için gerçekten Heidi Murkoff'a ve onunla bizleri bir araya getiren Prima Primeum Care yetkililerine çok ama çok teşekkur ederim.




Toplantının sonunda Prima Premium Care yetkililerinin hediye verdiği kitapları Heide Murkoff'a imzalattık, sarıldık, resimler çektirerek oradan ayrıldık.


Gün sonunda eve mutlu olarak döndüm.. Emeği katkısı olan herkese çok ama çok teşekkür ederim:))

Bebek Gelişimi Alanının 5 Yıldızlı Uzmanı Heidi Murkoff’tan Bloggerlara 5 Yıldızlı Tavsiyeler!

TIME Dergisi’nin seçtiği 2011 yılının En Etkili ismi arasında yer alan Heidi Murkoff, yeni Prima Premium Care’in blogger etkinliğinde sağlıklı bebek gelişimi konusunda önemli ipuçları verdi.

Prima, son 25 yıldaki en yenilikçi ürünü olan ve bebeklere 5 yıldızlı cilt koruması sağlayan yeni Prima Premium Care’i, 2011 yılının En Etkili 100 İsmi arasında yer alan ve tüm dünyada hamilelik ve çocuk gelişiminin altın kitabı olarak gösterilen "What to Expect” kitap serisinin yazarı Heidi Murkoff’un katıldığı özel bir etkinlikle tanıttı.

Prima Premium Care’in konuğu olarak Türkiye’ye ilk kez gelen Heidi Murkoff, bloggerlara bebek gelişimi ve bakımında cilt hassasiyetinin önemine ilişkin 5 yıldızlı önerilerde bulundu.

“Bebeğiniz ile iletişim, bebeğinizin doğumundan önce başlar.”


Gerçekleşen tanıtım toplantısında bebek gelişimi konusunda önemli bilgiler veren Heidi Murkoff, bebek ile iletişimin doğumdan önce başladığını belirtti. Murkoff; “Bebeklerin duyu organları hamilelik esnasında geliştiği için annenin hamileliği esnasında bebeğiyle konuşması önemlidir. Babalar da annenin karnına yakınlaşıp bebekleriyle konuşursa, bebek doğduğunda anne ve babasının sesini ayırt edebilir. Hatta hamileliğiniz sırasında ona söylediğiniz şarkıları daha sonra tekrarladığınızda bu melodiler bebeğinize tanıdık gelecek ve onu sakinleştirecektir. Bu yüzden bebeğinizle hamileliğiniz döneminden başlayarak konuşun, şarkı söyleyin. En önemli duyulardan biri de dokunma duyusudur. Bebekler hamileyken annelerinin karnına dokunuşlarını hissederler. Bebeğiniz doğduktan sonra da bebeğinize dokunun, bebeğinize banyo yaptırırken ya da bezini değiştirirken, bebeğinize yumuşak dokunuşlarla dokunmak çok önemlidir. Bazı bebekler kuvvetli dokunuşlardan hoşlanmaz, bebeğinizin nasıl sevilmek istediğini onun tepkilerini dinleyerek ölçebilirsiniz” dedi.


“Bebeğinize uyku rutini oluşturun.”

Bebeklerin sağlıklı gelişimi için uykunun çok önemli olduğunu vurgulayan Murkoff, bebekleri uykuya hazırlamak için 5 yıldızlı önerilerde bulundu:

Bebeğinize “uyku rutini” oluşturun. Ilık bir banyo ardından rahatlatıcı bir masaj ve bebeğinizi gece boyunca kuru tutacak kaliteli ve yumuşak bir bebek bezi, rahat pijamalar, alıştığı bir şarkı, ufak bir hikaye bebeğinizi sakinleştirecektir.

Bebeğinizin ”uyku sinyallerini” iyi takip edin. Bebeğinizin yorulmaya başladığı zamanı geçirmemek önemlidir. Bebeğiniz alışık olduğu zamandan sonra uyursa çok yorgun olduğu için uyuyamayacaktır.

Kısa öğle uykularını atlamayın. Gündüz uyku düzeni olan bebekler, geceleri daha rahat uyur. Gece uykusuna çok yakın bebeğinizi uyutmayın.

Bebeğinizi uykuya yatırırken kat kat giydirmeyin. Aşırı sıcak oda ve kıyafetler bebeğinizin uyku düzenini bozabilir. Unutmayın, küçük bebekler için sizin giydiğinizden bir kat daha kalın, daha büyük çocuklar ise sizinle aynı kalınlıkta giyinmelidir. Bebeğinizin üşüyüp, üşümediğini anlamak için elleri ve ayaklarını kontrol etmeyin, bebeklerin elleri ve ayakları biraz daha soğuk olabilir, bu sizi yanıltabilir. Bunun yerine, bebeğin ensesi veya sırtını kontrol edin. Soğuksa bir kat daha giydirebilirsiniz.

Bebeklerinizi uyurken ‘sırt üstü’, oynarken ‘karın üstü’ pozisyonda yatırın”

Ebeveynlerin bebekleri için hem en önemli öğretmen, hem de ilk oyun arkadaşı olduğunu belirten Heidi Murkoff; “Birlikte oynayacağınız ufak oyunlar birçok oyuncaktan daha eğlenceli ve daha öğretici olabilir” dedi. Annelerin bebeklerini uyurken “sırt üstü”, oynarken “karın üstü” pozisyonda yatırmaları altın kuralını unutmamaları gerektiğini vurgulayan Heidi Murkoff, gece boyunca sırt üstü yatan bebeğin gün içinde oyun oynarken karın üstü pozisyonda kalmasının kaslarının gelişmesi açısında çok önemli olduğunu belirtti.


“İşlerinizi yaparken bebeğinizin size ‘eşlik etmesine’ izin verin.”


Heidi Murkoff çalışan anneler için de 5 yıldızlı önerilerde bulundu. Her annenin bebeğine ayırdığı vakti yeterli bulmadığını belirten Murkoff, bebekler için ise annelerinin kendilerine ayırdığı her dakikanın çok kıymetli olduğunu ve o yüzden endişelenmemeleri gerektiğini belirtti.

Annelerin bir yandan işlerini yaparken bir yandan bebekleri için de vakit ayırabileceklerini söyleyen Murkoff’un önerileri şöyle:

Temiz çamaşırları asarken bebeğinizin eline oynaması için bir çift çorap verin ve bir yandan da şarkı söyleyin. Bebeğiniz sizin yanınızda olduğu müddetçe bu vakit değerlidir.

Bebeğinizle beraber market alışverişine çıkarken de kaliteli vakit geçirebilirsiniz. Alışveriş yaparken de bebeğinizle konuşun ona sorular sorun, torbanıza meyveleri onun koymasına izin verin. Sizin için iş gibi görünse de bu zamanlar bebeğiniz için kaliteli vakittir.

İşlerinizi yaparken bebeğinizin size “eşlik etmesine” izin verin. Yeter ki işlerinizi yaparken onunla ilgilenin.

“Babalar emzirmek dışında annelerin yaptığı her şeyi yapabilir.”

Heidi Murkoff babalar için de önemli önerilerde bulundu. Baba figürünün bebeklerin ve çocukların yaşamında çok önemli bir rolü olduğunu belirten Murkoff, babalara seslenerek; “Her ne kadar hamile kaldıktan sonra ağır işi anneler üstlenip 9 ay boyunca bebekleri karınlarında taşısalar da babanın gebe kalmaktaki rolü anneninki kadar önemli! Bu nedenle anne kadar baba da sağlığına, yaşam stiline, kilosuna, hatta yediklerine dikkat etmeli. Bebek doğduktan sonra babaların bebek bakımındaki rolü tartışılamaz. Babalar emzirmek dışında annelerin yaptığı her şeyi yapabilir ve bu sürece eşit şekilde dahil olabilirler. Bebeklerinizle oynayın, onları kucaklayın, onlara şarkı söyleyin, bezini değiştirin, gece ağladığında yanında olun. Bebekler annelerine olduğu kadar babalarına da ihtiyaç duyarlar” dedi

Prima Premium Care’in tanıtım toplantısında bir konuşma yapan ve Prima’nın Türkiye’nin ilk hazır bebek bezini anneler ve bebekler ile buluşturduğu 1986 yılından bu yana, bebeklerin farklı gelişim aşamalarına yönelik farklı ürünler geliştirdiğini ve her zaman ilklere imza attığını belirten P&G Pazarlama Direktörü Oya Canbaş; “Bebeklerimizin doğduğu günden itibaren ciltlerinin ne kadar değerli olduğunu biliyoruz. Bebeklerin özellikle bez bölgesindeki cildi yoğun korumaya ihtiyaç duyuyor. Bununla birlikte elde edilen bulgular bebeklerin dokunma duyusunun yetişkinlerinkinden çok daha kuvvetli olduğunu gösteriyor. Bu nedenle özellikle cilt bölgesinde yaşanan küçük sorunlar bile bebekler için büyük önem taşıyor. Prima olarak, tüm bu veriler ışığında bebeklere en iyi korumayı sağlamak için Prima Premium Care’i geliştirdik. Prima’nın son 25 yıldaki en yenilikçi ürünü olan Prima Premium Care, ailemizin yıldızları olan bebeklerimize 5 yıldızlı Prima korumasını sunuyor” dedi.


Prima Premium Care ile Bebeklere 5 yıldızlı Cilt Koruması

Yeni Prima Premium Care, benzersiz 5 özelliği ile bebeklere 5 yıldızlı cilt koruması sunuyor:

Ultra Kuruluk: Yeni Prima Premium Care, benzersiz Dry Max teknolojisi ile Prima’nın en kuru ve en ince bezi ve bebeklerimizin cildini 12 saate kadar kuru tutuyor.

Ultra Koruma: Sadece Prima Premium Care’de bulunan eşsiz bal peteği tabakası sıvı kakayı emerek, bebeğin kendisini rahat hissetmesini sağlıyor. Ayrıca, nefes alan dış yüzeyi sayesinde cildin hava ile temas etmesini sağlayarak pişiği önlemeye de yardımcı oluyor.

Ultra Uyum: Bebeklerin rahatlıkla oynayabilmesi için yumuşak ve esnek yan bantlara sahip olan Prima Premium Care, ciltte oluşan kızarıkları en aza indiriyor ve sızıntıları engelliyor. Losyonlu yapısı da üstün bir cilt koruması sağlıyor.

Ultra Rahatlık: Her bebek yumuşak bir dokunuşu sever. Bu yüzden Prima Premium Care kapitone arka yüzeye sahiptir. Pamuksu yumuşaklıkta malzemeden üretilmiştir.

Ultra İncelik: Prima Premium Care doluyken şişkin ve sarkık bir hal almaz, bebeğiniz dilediği gibi hareket eder.

Bebeklerin narin cildini en yumuşak şekilde koruyan Prima Premium Care’in; Yenidoğan, Mini, Midi, Maxi ve Junior olmak üzere 5 farklı bedeni bulunuyor.
Prima kuruluğu, mükemmel cilt bakımı, esnek bantları, nefes alan pamuksu dış yüzeyi ve anatomik şekliyle yıllardır annelerin ve bebeklerin ilk tercihi… Prima Dünyası, Yeni Bebek, Aktif Bebek, İlk Adım, Uyu Oyna, Premium Care bebek bezleri ve Islak Mendilleri ile geniş ürün gamıyla tüm beklentileri karşılıyor. (daha fazla bilgi için http://www.prima.com.tr/)

12 Ocak 2012 Perşembe

DEVLETŞAH HİSAR OKULLARINDA

ÇOK SEVDİĞİM ARKADAŞIM DEVLETŞAH HİSAR OKULLARINDA ÇOCUKLARLA KURABİYE YAPMIŞ:))

Hisar Okulları’nda öğrenciler Devletşah Özcan ile kurabiye yaparak hem eğlendiler hem de el becerilerini geliştirdiler.






Hisar Okulları Yemek Klübüne geçtiğimiz hafta yemekleriyle ünlü blogger Devletşah Özcan konuk oldu. Devletşah ve Hisar Okulları yemek klübü öğrencileri birlikte “Dön Dön Kurabiye” ve değişik şekillerde zencefilli kurabiyeler yaptılar. Bu eğlenceli aktiviteyle malzemeleri birleştirerek bütün elde etmeyi ve ekip çalışması yapmayı öğrenen öğrenciler etkinlik sonunda hep birlikte yaptıkları kurabiyeleri zevkle yediler.

MUTLU ANNELER MUTLU LOHUSALAR:)) TAZE ANNE'DE

''Taze Anne, bebekleri, çocukları çok seven ve kadınları çok önemseyen bir yer. Çünkü kendisi de bir anne.
Taze Anne, aynı mutlulukları, benzer hüzün ve sıkıntıları yaşamış annelere ve bütün kadınlara merhaba diyor.''








Twitter da her zaman ki gibi dolaşırken, Yeşim'in Taze anne adlı sitedeki yazsıyla karşılaştım. Yazı da her zaman ki pozitifliğiyle mutklu bir lohusalık geçirdiğini anlatıyordu, Yeşimcim. Ondan da depresif bir yazı beklemezdim zaten. Bu yazının akabinde Taze anne sitesini incelemeye başladım. Çok güzel ve ferah bir site..
Siteyi hazırlayan Perizat'ı da zaten twitterdan takip ediyordum..
Kadına ait her dönemi kapsıyor. Hamileyseniz de , bebeğiniz varken de ve lohusayken de ilginizi çekecek yazılar var okuyabileceğiniz.
Ben çok kötü bir doğum ve berbat bir lohusalık geçirdiğim için Mutlu LOhusa bölümü çok ilgimi çekti. Etrafımda kardeşim ve yakın kız arkadaşlarımın hepsi mutlu lohusalardı. Ben içlerinde bir numune çıktım.
Gerçekten hamilelik bir kadın için kendini en özel hissettiği bir dönem, ben öyle hissetmiştim. Lohusalığım ise bebeğe zarar vereceğim korku ve kaygısıyla çok fena geçti. Eşim ve annem sağ olsun.. Her kaprisimi çekip, işlerimi kolaylaştırdılar.Ama yine zorlandım:((
O nedenle ben lohusalık hikayelerinin hep güzel olmasını ve böyle de bilinmesini istiyorum. Eşin biraz desteği ve birazcık kendine zaman ayırdığında bu dönem çok zor geçmeyecektir.
Taze anne de de bloglarını yakından takip ettiğim kişilerin güzel hikayelerini okuduğumda  çok sevindim, daha da artmasını temenni ediyorum..
Hamile bölümünde ise Sebla Hanım yazılarını paylaşmış. O yazılarda klasik  hamileleikle ilgili yazılar değil..Gerçekten çok güzel:))

İyi ki varsın Taze Anne :))

http://www.tazeanne.com/

6 Ocak 2012 Cuma

ALTUĞ İÇİN ALDIĞIMIZ ANAOKULU DERGİ SETİ

Altuğ'unun kitaplara ve kalemlere olan ilgisi için ona birşeyler almak istiyordum. Evde kendi kendimize aktiviteler yapıyoruz. Onu pekiştirmek ve daha da ileriye götürmek istiyorum. Cumartesi  günü olan Iraz'ın oyun grubuna kayıt ettirmek, beraber güzel vakit geçirmek ve birşeyler de öğrenmesi adına çok istiyordum. Fakat ben kayıt yaptırana kadar sınıflar dolunca çok üzüldüm. Artık bahar dönemine diyerek , dün beni arayan Boyut Yayıncılıktan arayan arkadaşın ikna edici konuşmaları sonunda Anaokulu dergi setini almaya karar verdim.Altuğ için güzel bir doğum günü hediyesi olarak düşündüm. Dün sipariş verdim, 3 iş gününde bize ulaşacakmış. Şimdi heyecanla bekliyorum..


Sizde bilgi edinmek isterseniz bıradan ulaşabilirsiniz:
http://www.anaokuludergisi.com/

ÖKSÜRÜK ÇAYI

ÖKSÜRÜK ÇAYI

2-4 kişilik
Malzemeler

1 adet elma

■Ceviz büyüklüğünde taze zencefil

■1 adet çubuk tarçın

■1 tatlı kaşığı top karabiber

■2 yemek kaşığı kakule

■3 su bardağı su

■2 yemek kaşığı yeşil çay

■1 adet limon

■1 yemek kaşığı bal veya dut pekmezi (servis ederken, her bardak için)

Yapılışı

Elmayı önce ortadan ikiye, sonra her yarısını enlemesine ve boylamasına üçe keserek, koçanı ve çekirdekleri dahil olmak üzere büyük boy bir tencereye aktarın.

2.Üzerine kabuğunu soyup ince ince dilimlediğiniz taze zencefili, çubuk tarçını, karabiber toplarını, kakuleleri ve suyu ekleyip kapağını kapatın ve yüksek ateşin üzerine oturtup kaynama noktasına getirin. Ardından altını kısıp, orta ateşte 15 dakika boyunca kapağı kapalı olarak pişirmeye bırakın.

3.Tencereyi ateşin üzerinden alın, kapağını açıp limonun suyunu üzerine sıkın, yeşil çayı da ekleyip karıştırın ve kapağını kapatıp 10 dakika demlenmeye bırakın. Eğer yeşil çay yerine ıhlamur kullanacaksanız bütün malzemelerle en başta ekleyebilirsiniz.

4.Çay demlenince ince telli bir süzgeçten geçirerek bir çaydanlığa aktarın. Bardak başına birer yemek kaşığı bal (veya dut pekmezi) ilavesi yaparak servis edin.

KAYNAK:
http://cafefernando.com/turkce/oksuruk-cayi/?utm_source=feedburner&utm_medium=email&utm_campaign=Feed%3A+cafefernandotr+%28Cafe+Fernando+-+T%C3%BCrk%C3%A7e%29
 
Çok sevdiğim bloglardan Cafe Fernando bugun kü yazısında gördüm bu tarifi. Gerçekten şu günlerde herkes grip, herkes hasta. Bu tarif çok işe yarayacak. Unutmamak adına ve çok beğendiğim için buradan paylaşmak istedim.
Bu arada Cafe Fernando adlı bloğa da bir abkın derim:)))

5 Ocak 2012 Perşembe

Hamileyken Doktorumuzu Ne Zaman Aramalıyız?

Hamileliğinizi sonuna geldiğinize heyecanlanmaız ve endişelerinizin artması çok normaldir.Bazı belirtiler işinizi kolaylaştıracaktır.Bunlar:

*Kanamanız olduğunda,
*Yüzünüz, elleirnizde ve ayaklarınızda aniden şişerse,
*Eğer ateşiniz çıkarsa,
*uzun süren başağrısı ve özellikle de şiddeti gittikçe artıyorsa,
*Görmenizde sorunalr olursa,
*Doğumunuza vakit oldğu halde kasılmalarınız olmaya başladıysa, suyunuz geldiyse,sümüksü bir tabaka geldiyse,
Bebeğinizin hareketlerinde farklılasma hissettiğiniz zaman,
İdrarada yanma olursa mutlaka Kadın- Doğum doktorunuzula iletişime geçiniz!!!

Okulların en lezzetlisi tatilde MSA’ da açılıyor!




Geleceğin şeflerini yarıyıl tatilinde bambaşka bir okul bekliyor. Mutfak Sanatları Akademisi’nin, “Tatilin Okulu” programı 30 Ocak 2012’de başlıyor.
Dönem boyunca kalem tutan, yazı yazıp, matematik yapan, minik eller, MSA’daki Tatilin Okulu’nda bıçak tutmayı öğreniyor, mutfağı keşfediyor, yemek yapmanın büyülü dünyası ile tanışıyor. Tatilin Okulu’nda küçük gurmeler, önce mutfak terminolojisi, hijyen, güvenlik, sofra adabı ile tanışıyor, en sevdikleri yemekleri elleriyle hazırlıyor, küçük yaşta mutfağı tanımayı, sevmeyi ve kendine yetmeyi öğreniyorlar.
Tatilin Okulu ebeveynler ile birlikte katılım alan 5-9 yaş ve miniklerin tek başına katılım sağladığı 10-14 yaş aralığındaki çocuklar için iki farklı programdan oluşuyor.

Tatilin Okulu’nda küçük gurmeler; dünya mutfaklarından çeşitli yemekler pişirme fırsatı bulurken; mutfakta güvenlik, hijyen, mutfak ekipmanları, ülkelerin yeme alışkanlıkları, masa düzeni, tabak sunumu ve sofra adabı gibi pek çok bilgiyi lezzetli ve keyifli bir ortamda öğreniyorlar.

Programlarla ilgili ayrıntılı bilgiler http://www.msa.com.tr/ ; http://www.facebook.com//mutfaksanatlariakademisi adresinden veya 0212 290 35 50 / 444 9 MSA numaralı telefondan temin edilebilir

4 Ocak 2012 Çarşamba

PİŞİK DEYİP GEÇMEYİN!!

Bebeklerde en sık görülen cilt problemi pişik ile ilgili bilgi veren Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Dr. Ahmet İncioğlu, ilerlemesi halinde ciddi enfeksiyonlara dönüşebilecek pişiğin önemsenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Pişik, bebeklerin vücudunun idrar ve dışkıyla temas eden tek bölgesi olan bezli bölgede cilt tahrişi olarak başlar. Pişiğin en sık gözlemlendiği yaş aralığı 0-18 ay arasıdır. Özellikle 6 ay sonrası tamamlayıcı beslenme dönemine başlandığında pişik daha fazla ortaya çıkar. Pişik oluşan cilt; kuru, kabuklu, kızarık veya kanayan görüntüde olabilir. Oluştuktan sonra iyileşme süresi
1 ila 10 gün arasında değişebilmektedir. Bu süre zarfında bebekte pişikli bölgenin acıması ve sızlamasından kaynaklı huzursuzluk ve alt temizliği esnasında rahatsızlık gözlemlenir.

Pişiği önemsemek gereklidir.

Bazı bebekler pişiğe diğerlerine oranla daha eğilimlidirler.

Bebek derisinin yetişkin derisinden daha ince olması, ayrıca bezli bölgenin kapalı ve nemli olması cildin iltihaplanmaya ve bölgesel enfeksiyonlara açık olma riskini ortaya çıkartır.
Pişik, bebeğin duyduğu acının ve huzursuzluğun yanı sıra ilerlemesi ve üzerine mantar gibi başka enfeksiyonların eklenmesi ile daha ciddi bir hale gelebilir.

Pişiği nasıl azaltabilir veya iyileştirebilirsiniz?

Bebeğin altı kirlenir kirlenmez hemen değiştirilmelidir. Bu bölgedeki cildin temizliğinde dışkı atıklarını tam olarak temizleyebilmek için sadece su dışında yağsı atıkları da temizlemek için losyon içeren bir ıslak mendil ile bölge temizlenebilir.

Özellikle oluşmuş pişiklerin iyileşmesini sağlamak için o bölgeye cilt onarımını hızlandırıcı maddeler sürülmelidir. Çinko Oksit cilt epitelizasyonu yani cildin yeniden yapılandırılmasını sağladığı kanıtlanmış bir maddedir. Pişik için %40 oranında Çinko Oksit içeren maksimum güçlü bir pişik önleyici krem her alt değişiminde uygulanmalıdır.

Pişik önleyici krem, cildin üzerinde koruyucu bir bariyer görevi görmesini sağlayacak ve idrar ile dışkının cilde zarar vermesini önleyecektir. Ayrıca tahriş olmuş bölgede cildin yeniden yapılanmasını sağlamak için yine bazı pişik önleyici kremlerde bulunan Cod Liver Oil (morino balığı karaciğer yağı) içeriği faydalı olacaktır.

Pişiği hiç oluşmadan nasıl önleyebilirsiniz?

Pişiği önlemenin en önemli yolu bebeğin cildini mümkün olduğunca kuru ve temiz tutmaktır.

Bebeğin bezini sık sık değiştirin ve süper emici bezler kullanın.

Bebeğin altını temizlerken cildi tahriş etmeyecek, alkolsüz ve yumuşak ürünler kullanın.

Her alt değişiminde bariyer özelliği yüksek; çinko oksit, cod liver oil veya vazelin içeren pişik önleyici krem kullanın.

Bebeğin mümkün olduğunca bezsiz gezmesine, böylece cildin havalanmasına özen gösterin.

Doğru ölçülerde bebek bezi kullanın ve bezi çok sıkı bağlamayın.

Önlemlere rağmen devam eden veya ağırlaşan durumlarda doktorunuza başvurun.

GEBELİKTE 3 AYLIK PERİYOTLARDA BEBEK GELİŞİMİ


1. TRİMESTERDE..

Bebeğin kalbi ilk 20 günde oluşup, 21. veya 22. günlerde atmaya başlar.
8. haftanın sonunda bebek, çenesini açabilir, dilini oynatabilir, hıçkırabilir, avcunu kısmen kapatabilir ve ayak parmaklarını esnetebilir.8. haftanın sonunda tüm organlar oluşmuş veyerlerine yerleşmiş olur.
9. haftanın sonunda bebeğin cinsiyeti bariz bir şekilede belli olur.
Emmek , yutmak , nefes almak gibi daha ileri düzey hareketler 10. ve 12. haftalar arasında gerçekleşir ve bu dönemde bebeğin ağzında minik dişler çıkar.
Dördüncü ayın üçüncü haftasında eller tamamen oluşmuş ve tutma kabiliyetini geliştirmiş olur.Ayaklar tekme atabilir.
Bebek 7,5-8 cm uzunluğa ve 28 gr ağırlığına erişir. Ses telleri tamamne gelişmiş olduğu için ''sessizce'' ağlayabilir.

2. TRİMESTERDE:

13. haftanın sonunda bebek , baş parmağını ağzına götürebilir.
Ağız, bacaklar, dizler ve dirsekler devamlı hareket halindedir.
Kalp gelişimini tamamlar ve dakikada 140 kere çarpmaya başlar.
16. haftanın sonunda 14 cm uzuznluğunda ve 170 gr ağırlığına erişen bebeğin kaşları, kirpikleri ve ince ince saçları oluşmaya başlar.
Bu noktadan itibaren bebek, saatte 50 kere ya da daha fazla hareket eder.
16 haftanın sonunda bebeğin el tırnakları oluşmuştur.
20. haftanın sonunda bebek, annenin sesini duymaya ve ayırt etmeye başlar.
22. haftanın sonunda ciğerleri görevlerini yerine getirebilecek duruma gelen bebek nefes alabilir.Bu dönemde bebekler, ultarsonda görüntülendiklerinde parmaklarını emiyor olabilir.

3. TRİMESTER:

27. haftanın sonunda bebeğin gözleri açılmaya başlar.Bu dönemde bebek, saatte 10 kere hareket etmektedir.
30.haftanın  sonunda normal olarak bebeğin büyümesi duru ve baş, doğuma hazır olamk üzere aşağı iner.
31. haftanın sonunda bebeğin akciğerleri ve sindirim  sisitemi yeterince gelişmiş olur.
Bebeğin cildindeki kızarıklıkalr ve kırışıklıklar azalır, kemikleri sertleşir.
35. haftada bebeğin duyma kabiliyeti tamamen gelişmiş olur.Son üç  aylık dönemin sonunda bebek 3,5 kgr ağırlığına erişir.Artık pek çok bebeğin kafası 2,5 cm kadar uzuznlukta saçlara kaplı olacaktır.

kaynak: Prima Düntyası Annelik Rehberim

ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİNİZLE İLETİŞİM KURMAK

Bebeğiniz doğmadan önce , anne karnındayken siz  farkında olmadan bebeğiniz hareket etmeye başladığında karnınızı okşuyor ve onunla konuşuyorsunuz. Sizi duyduğunu varsayıyorsunuz.Ama inanaın o sizi ve hissettikleriniz anlıyor.Sizin sesinizi duyduğu gibi etraftaki seslerin hatta yüksek voltajtaki ışığı farkedebiliyor.


32. haftadan sonra duyduğu sesleri hafızasına kaydetmekte. Bu sesleri duyduğunda sizin ne hissettiğinize bağlı olarak da doğduğunda tepki verecektir.

Onun için doğmadan önce anne - babanın bebekle konuşması, müzik dinletmesi bebeğiniz dünyaya geldiğinde bebeğin kendini güvende hissetmesine neden olacaktır. Tanımadığı bir dünyada bildiği bir ses olacaktır. O da bebeğinizin rahatlamasını ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.

Slingin Uzmanı SlingoMom

Rengarenk kozmetik sektöründe çalışırken bir gün ‘Bebek İstiyorum’ cümlesiyle uyananirem Erdilek tüm hayatının birdenvire değiştiğini ifade ediyor. Oğlu Koray'ın dünyaya gelişiyle birlikte uzmanlık alanı sadece çocuklar olan Erdilek; bebekli hayata dair her şei araştırdıktan sonta bir süre de “Bebek nerede ve nasıl taşınmalı?” sorusuna kafa yormuş.


Bu sorunun cevabını ararken bir annenin zamanının neden çok değerli olduğunu ve her dakikasını hem kendisi hem de bebeği için en verimli ve keyifli şekilde kullanması gerektiğini de öğrendiğini söyleyen İrem Erdilek; kendi markası SLINGO'nun kuruluş aşamasında şuna ikna olmuş; “Bebek, mümkün olduğunca anneye yakın ve güvenli şekilde taşınmalı. Üstelik anne bebeğini bu şekilde tam kalbinin üzerinde taşırken günlük işlerinin bir kısmını da yapabilmeli”

Bebeğini kucağından indirmeyen, doğduğu gün sling içine koyan, onunla koyun koyuna yaşayan, sling kullanıcılarının sayısının azlığını ve sling satılmadığını fark eden İrem Erdilek, kendi markasını yaratmış: SLINGO.

Babyslingo.com sitesinde sling satışı yaparken bir de blog açayım demiş ki kişisel bir marka haline gelen SlingoMOM ortaya çıkmış. Türkiye’nin en çok okulan aile bloglarından biri olan Slingomom.com’da annelik, bebek ve çocuklara dair bilgiler ve ürün yorumları paylaşan İrem Erdilek'in kendi tasarımı olan slingler hakkında geniş bilgi de bulunabiliyor..