10 Haziran 2014 Salı

DOĞUM ÖNCESİ EĞİTİMİN ÖNEMİ



Hamilelik anne ve babanın, bebeğin anne karnındaki ve sonrasındaki fiziksel ve zihinsel gelişimi konusunda bilinçlenmesi gereken en önemli dönemdir. Hamilelik esnasında annenin ve bebeğin ruhsal ve bedensel anlamda sağlıklı bir hamilelik dönemi yaşayabilmesi için, bu dönemin pek çok uygulama ile desteklenmesi gerekmektedir
Doğum öncesi kurslar gerek anne gerekse baba açısında doğuma hazırlıkta büyük yarar sağlamaktadır. Anne psikolojik ve fiziksel olarak doğuma hazırlanırken baba da onun yanında olarak kendini bu serüvene hazırlar.
Hamilelik dönemi bayanların fiziksel ve psikolojik değişimler yaşadıkları zor bir dönemdir. Anne adaylarının gerek kendisi ve gerekse bebekle ilgili kaygıları,doğum ve sonrasında yetersizlik korkusu bazen hamilelik döneminin endişe ve sıkıntılarla dolu geçmesine neden olmaktadır. 
Doğuma Hazırlık Kursu’nun amacı,hamilelik süreci, doğum ve bebek bakımı gibi konularda katılımcıları bilinçlendirerek kaygılardan uzak mutlu bir hamilelik ve sağlıklı bir doğum dönemi geçirmelerini sağlamaktır.
Doğuma Hazırlık Kursu’nda hamileliğin oluşumundan, hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken hususlara, gebelikte vücudunuzda oluşacak değişiklikler doğum sürecine ve hamilelik sonrası anne-bebek sağlığına kadar bilinmesi gereken tüm konular, anlatılır.
Doğuma iyi hazırlanmış bir anne adayı bebeğini genelde daha kolay dünyaya getirir. Bu yüzden doğum hazırlık kurslarının sunduğu avantajlardan siz de mutlaka faydalanın. Bir doğum hazırlık kursu sizi hem bedenen hem zihnen doğuma hazırlayacaktır. Böyle bir kurs sizi yeni ‘‘mesleğinize’’, anneliğe yaklaştıracak. Bu kurslarda emzirmeyi ve bebek bakımını öğrenebilirsiniz; ayrıca eni hayatınızdaki değişiklikler de sürpriz olmaktan çıkacaktır. 

BEBEİMGELİYOR'' DOĞUMA ve DOĞUM SONRASINA HAZIRLIK KURSU



Bebek bekliyorsunuz,sizi kutluyoruz….. 
Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındasınız!!!!!!Mutlaka merak ettiğiniz ve endişelendiğiniz çok şey var. Biz bunların cevabını bulmanızda size yardım etmek ,destek olmak istiyoruz…. 
Bu kurs ile daha bilinçli ve keyifli bir hamilelik dönemi geçirmenize yardımcı olmak, kontrollü ve kolay bir doğum yaşamınıza yardımcı olmak ve güvenli ve sağlıklı bir doğum ve sonrası için bu programı hazırladık… 
Anneler kadar babalar da bu macerada heyecanlılar..Babaların da heyecanını paylaşmak,eşlerini anlamalarını sağlamak ve annelere destek olmanın yollarını bulmaları konusunda yönlendirmek ve anne-baba adaylarının arasındaki ilişkiyi güçlendirmek başlıca hedeflerimizdir……
Her doğum çok özel bir durumdur ve nasıl gelişeceği önceden bilinemez. Ama doğuma çok iyi hazırlanmak mümkündür. Tavsiyemiz: Annelik Yolunda Hamile Kursumuza katılmanız!
Doğuma iyi hazırlanmış bir anne adayı bebeğini genelde daha kolay dünyaya getirir. Bu yüzden doğuma hazırlık kursumuzun sunduğu avantajlardan siz de mutlaka faydalanın. “Annelik Yolunda” sizi hem bedenen hem zihnen doğuma hazırlayacaktır. Böyle bir kurs sizleri yeni ‘‘mesleğinize’’, anneliğe ve babalığa yaklaştıracak. Bu kursta emzirmeyi ve bebek bakımını öğrenebilirsiniz; ayrıca hayatınızdaki değişiklikler de sürpriz olmaktan çıkacaktır.
Hamilelik kursları gerek anne gerekse baba açısından doğuma hazırlıkta büyük yarar sağlamaktadır. Anne psikolojik ve fiziksel olarak doğuma hazırlanırken baba da onun yanında olarak kendini bu serüvene hazırlar.

Oyuncaklar Çocukların Mesleklerini Belirliyor

Hemen hemen her erkek çocuğun rüyasında kırmızı bir araba, her kız çocuğunun da düşlerinde kocaman bir bebek yok mudur?
Çıngıraklar, bez bebekler, uzaktan kumandalı arabalar…Zaman zaman anne babalar için gereksiz görünebilen bu oyuncakların herbirinin çocuk gelişiminde ayrı bir yeri ve önemi var.
Oyuncak, çocukta merak uyandırmalı, kasları çalıştırmalı, girişimciliği ve hayal gücünü arttırmalı. Daha da önemlisi çocuğu problem çözmeye yönlendirmelidir. Bu nedenle çocuk için en iyi oyuncak tekrar tekrar oynamak istediği ve her defasında daha fazla haz aldığı oyuncaktır. Evde bulunan kaplar, makaralar, hamurların tümü çocuğa istediği gibi şekillendireceği bir oyun ortamı sağlar. Oyun çocuğa yaşam deneyimi sağlayarak, kendini farklı durumlara uyarlamasına da yardımcı olur.
Oyuncaklar Çocukların Meslek Seçimlerinde Dahi Etkendir
Oyuncak, çocukların kişilik ve yetenek gelişimini sağlayarak, yetişkin dünyasına hazırlanmasına yardımcı olmaktadır, doğru seçilen oyuncağın çocukların psikolojik gelişimi kadar, kültürel gelişimine ve hatta ileride meslek seçimine de fayda sağlamaktadır. Örneğin arabalara merakı çok yoğun olan bir çocuğun ileride yarış sporlarına ilgisi olması, lego ya da el hamurlarına ilgisi olan bir çocuğun da mimar ya da mühendis olması olasıdır. Oyuncaklara olan ilgi çocukların içinden gelmektedir ve çocuğu zorla başka bir oyuncağa yönlendirmek imkansızdır. Önemli olan çok küçükken yeteneğini keşfetmek ve ona göre çocuğu yönlendirmektir. Bu nedenle yaş grubuna göre çocuğa uygun oyuncağı almak ve sıkı gözlemci olmak gerekmektedir.
Hayal Kahramanları Çocuğu Travmaya Götürebilir
Hayal kahramanları, tabanca, tüfek gibi oyuncakların çocukların ruhsal gelişimine olumsuz etkileri bulunmaktadır. Onlar çocuğu şiddete meğilli hale getiriyor ve bu durum travmaya neden olabiliyor. Çocuğun özellikle 5 yaşına kadar soyut somut kavramı gelişmediği için gerçek hayatla hayal dünyasını karıştırabiliyor. Ailelerin bu konuda dikkatli olması ve çocukları ne kadar isterse istesin bu oyuncaklardan edinmemeleri gerekmektedir.
Ay Ay Oyuncaklar ve Faydaları
0-3 Ay Arası Oyuncaklar:
Hareketli, özellikle müzikli parlak renkli ve basit biçimli olanları seçin. Bebeğin dikkatini
toplamasına ve şekil tanımasına yardım eder.
Plastik Halka: El denetimi ve eşgüdümü geliştirir.
Çıngırak: El denetimini ve el göz uyumunu geliştirir; bebeğe bedenin bittiği oyuncağın başladığı yeri öğretir.
4-6 Ay Arası Oyuncaklar:
Bez bebekler ve diğer yumuşak oyuncaklar: Düşsel oyuna teşvik eden, avutucu nesneler.
Yumuşak top: El-göz uyumunu geliştirir.
Ayna: Benlik kavramını besler
Parlak renklerde ve farklı şekillerde yumuşak bloklar: Renk ve şekilleri tanımaya yardımcı olur.
Oyun minderi- oyun merkezi: Etki tepkiyi öğretir.
Diş çıkarma halkaları: Rahatsız dişetlerini yatıştırır.
Kumaş kitaplar: Dokunma deneyimi kazandırır; kitap sevgisini besler.
6-9 Ay Arası Oyuncaklar:
Bloklar: Boyut algısını güçlendirir, renk ve şekil tanımayı sağlar.
Toplar: El göz uyumunu ve dengeyi sağlar.
Ayna: Benlik duygusunu geliştirir.
Tahta kitaplar: Eğlenceli, sözcük dağarcığını çoğaltır.
Telefon: Yaratıcı oyun sunar, iletişim becerilerini arttırır.
Kutudaki yaylı kuklalar: Nesne kalıcılığını öğretir.
9-12 Ay Arası Oyuncaklar:
Kaplar: Nesne kalıcılığını öğretir.
Üstüste yığılan oyuncaklar: Boyut algısını güçlendirir.
Delikli herhangi bir şey: Nesne kalıcılığını öğretir.
Banyo oyuncakları( Duş,kepçe,kova) : Ölçme ve tartmaya yardım eder, yeni ortamları keşfetmeye
cesaretlendirir; güvenli özgür oyunla tanıştırır.
Direksiyon: Düşsel oyun sunar.
13-15 Ay Arası Oyuncaklar:
Şekil sıralama: Şekiller arasındaki ilişkiyi öğrenmesini sağlar.
Oyuncak kamyon ya da yürüteç: Denge kurmayı sağlar ve yürümeyi pekiştirir.
Üsüste yığılan halkalar: Sıralama becerisini kazandırır.
Basit yapbozlar: Kas becerisini geliştirir, okuma öncesi beceriler kazandırır.
Ayıcık halkaları: El becerisine yardım eder.
Eşleme oyuncakları: Eşleme ilk matematik becerisidir.
Sıralama çantası: Sıralamayı teşvik eder, ilk matematik becerisi.
Şekil yerleştirici: Sıralama becerilerine yardım eder, boyut algısını güçlendirir.
16-18 Ay Arası Oyuncaklar:
Bebekler ya da doldurulmuş hayvanlar : Hayal gücünü geliştirici oyun sunar.
Oyuncak at: Fiziksel becerileri teşvik eder.
Kalın pastel boyalar: Çizim ve el becerisini geliştirir.
Sabundan balonlar yapan oyuncak: İlk bilimsel kavramları öğretir. Bazı maddeler biçim değiştirir.
2-3 Yaş Arasında Doğal Oyuncaklar Yaratıcılıklarını Arttırır
Bu aylar arasında çocuklar hayal gücüne dayalı oyunlar geliştirir. Bu nedenle çocuğu kendi kendine yeni birşeyler oluşturacağı malzemeleri tercih edin. Oyun hamurları, kum, su , gazete kağıdı, tahta ya da plastik çekiç, tornavida, keskin olmayan makas, boyalar, kağıtlar, basit tahmin oyunları(hayvanları tanıma gibi) , boyama kitaplarını tercih edebilirsiniz. Bu dönem ve sonrasında çocuğunuza sunulan oyuncakların doğal malzemeler olması hem yaratıcılığını arttıracak hem de kendini ifade etmesine daha fazla fırsat verecektir.
Üç tekerlekli bisiklet çocukların en çok sevdiği oyuncaklardan biridir. Bisikletle bacaklarını , el ve ayakları ile birlikte kullanmayı öğrenirler ve yön duyguları oluşur. Oyun parklarıysa sosyalleşmeye başlamasını sağlar.
Doktor korkusu olan bu yaş grubu çocuklara, doktor seti alarak bununla oynaması sağlanmalı. Böylece zamanla doktor korkusunu aşmasına yardımcı olunabiliR.

ALTUĞ'UNUN İLK ODASI


Hamilelik Döneminde Bakım ve Güzellik

Bedeninize gösterdiğiniz ilgi, sağlıklı bir anne olmanız dışında vücudunuzun eski haline daha çabuk dönmesini sağlar. Bu yüzden hamilelik döneminizde, vücut temizliğinize ve bakımınıza gerekli ilgiyi göstermelisiniz. Fakat kozmetik ürünleri kullanırken, bebeğinizin fiziksel ya da zihinsel gelişimini engellememek için çok hassas davranmalısınız.
Duş Almak
Hamilelik döneminde ter bezleri normalden fazla çalışır. Bu yüzden bazı detaylar konusunda hassas davranarak her gün duş almanızda yarar var.
• Banyoda 15 dakikadan daha uzun süre kalmayın.
• Suyun ılık olmasına dikkat edin! Fazla sıcaklık zararlı olabilir.
• Banyo camınızı aralayın ki içeriye temiz hava girsin.
• Güvenli olması için banyo kapınızı kilitlemeyin.
• Küvetinize kaymayı önleyici paspas serin ki dengeniz bozulursa kaymayın.
• Doğal sabunlar kullanın! Saçınızı bile doğal zeytinyağlı sabunla yıkayın.
• Banyodan sonra çatlakları önlemek için karın ve göğüs bölgenize bebe yağı sürün.
Göğüs Bakımı
Bu dönemde en çok özen göstermeniz gereken bölge göğüsleriniz. Göğüsleriniz şiştiği için çatlak oluşmasını engellemelisiniz.
• Çatlakların oluşmasını engellemek için ılık bir duştan sonra nemlendirici kremle göğüslerinize masaj yapmalısınız.
• Sarkmalarını engellemek için, göğüslerinizi günde iki defa soğuk suyla yıkamalısınız.
Saç Bakımı ve Makyaj
Hamilelik döneminizdeki ilk üç ay, bebeğinizin gelişimindeki en önemli zamanlardır. Bu dönemdeki zararlar, diğer aylara nazaran daha fazladır. O yüzden kısa bir süre için biraz daha dikkatli olmak hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için faydalı olur.
• Saçlarınız parlaklıklığını ve canlılığını yitirdiğinden, istediğiniz şekli vermeniz her zamankinden daha zor olabilir. Saçlarınızı sık sık yıkamanız iyi gelecektir.
• Saç boyalarındaki kimyasal maddeler üzerine yapılan araştırmalara göre, bebeğinize zarar verecek etkiler görülmemiş olmasına rağmen, doğum sonrasına kadar saçlarınızı boyatmamanız tedbir açısından daha uygun olur.
• Değişiklik yapmak, beyazlarınızı gizlemek veya dip boya yaptırmak istiyorsanız, gebeliğin ilk üç ayından sonra bitkisel saç boyaları kullanabilirsiniz.
• Saç düzeltici jöleler, kimyasal oluşumları nedeniyle tavsiye edilmez.
• Perma yaptırırken kullanılan kimyasal maddeler, saç derisinden emilerek kana karışabilir. Bu yüzden doğum sonrasına kadar saçlarınızın doğal kalmasında fayda var.
• Makyaj yapmak bebeğe zarar vermez. Yine de hamilelik boyunca cildinize değecek tüm malzemelerin doğal olmasına dikkat etmeniz önerilmektedir.
Bitkisel Maskelerle Cilt Bakımı
Özellikle bu dönemde cilt problemleri artar ve cildin nefes alması önem kazanır. Bu yüzden yatmadan önce cildinizi temizlemeli ve yüzünüze besleyici kremler sürmelisiniz. Ayrıca uygulayabileceğiniz bazı doğal maskeler de var.
• Bir limonu kabuklarıyla birlikte robottan geçirerek püre yapın. İçine biraz su ekleyerek yüzünüze sürdükten sonra 5 dakika bekleyin ve temizleyin. Böylece gözenekleriniz temizlenerek, cildiniz canlanır.
• Cildinizi temizlemek için bir yumurta sarısı, bir çorba kaşığı susam yağı ve 3 – 4 damla limon suyunu iyice karıştırıp, yüzünüze sürdükten sonra 10 dakika bekleyin.
• Cildinizin çok çabuk kuruyorsa 5 – 6 tane çileği ezerek sütle karıştırdıktan sonra yüzünüzde 10 dakika bekletin ve bol suyla yıkayın.
• Cildinizi tazelemek için 1 ölçek bal, 3 – 4 damla limon suyu ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağını karıştırıp yüzünüze sürdükten sonra 20 dakika bekleyin ve bol suyla yıkayın.
• Ferahlık ve arınma hissi için 1 elmayı sütte pişirin ve ezerek püre yapın. Yüzünüzde 20 dakika bekletin ve bol suyla yıkayın.
• Yağlı ciltler için arındırıcı etkiye sahip salatalık idealdir. Yarım avokado, yarım salatalık, 1 yumurta beyazı ve çok az sütü blender’dan geçirin. Buzdolabında biraz soğuttuktan sonra maskeyi yüzünüzde 30 dakika bekletin ve ılık suyla yıkayın.
• 1 adet muzu biraz sütle püre yaparak yüzünüze sürdüğünüzde, yumuşacık bir teniniz olacaktır.
• Cildiniz için en ideal koruyucu baldır. 1 limonun suyuna, 3 çorba kaşığı bal ve biraz da gliserin ekleyin. Yüzünüzde 15 dakika bekledikten sonra yıkadığınızda, cildinizi sağlıklı bir şekilde nemlendirmiş olursunuz. Diğer maskeleri haftada bir, bu maskeyi ise ayda bir kez uygulayabilirsiniz.
El ve Ayak Bakımı
Tırnaklarınız bu dönemde donuk bir renk alır ve çok çabuk kırılır. Tırnaklarınızın katmanlara ayrılmaması için besleyici ve parlatıcılar kullanabilirsiniz.
Tırnaklarınızı üç günde bir havalandırmalısınız. Çünkü bu dönemde oje sürmek tırnağın kurumasına neden olur.
Diş ve Dudak Bakımı
Hamile kadınların tükürüklerinde bulunan ve diş minelerini etkileyen maddeler, bu dönemde diş çürümelerine sebep olur.
Ayrıca dişlerin sağlamlaştıran ‘fluor’ maddesi de azalır. Bu nedenle hiç bir ağrınız olmasa bile düzenli olarak diş doktorunuza gidin. Diş muayenesini aksatmamanız, vücudunuzda enfeksiyon çıkmasını ve bunun bebeğinizin sağlığını etkilemesini de önleyecektir.
Arasıra dişlerinizi bir antiseptikle çalkalamanız, mikropların dişlerinizde yuvalanmasını önler.
Çatlamış dudaklarınız için 50 gram bal mumunu bir kaba koyarak, ocakta eritin ve üzerine 200 gram susam yağı ekleyin. Bu karşımı her gün dudaklarınıza sürün

BEBEĞİNİZLE İLK 40 GÜN




Bir anne olarak bebeğinizle hastaneden yuvanıza döndüğünüz ilk gün, hayatınızın en heyecan verici anlarından biri olacak. 
Artık sizin ve aileniz için yepyeni bir dönem başlıyor; yorgunluklar ve endişelerin yanı sıra, taşıyacağınız sorumluluk da sinirli olmanıza sebep olabilir. Üstelik lohusalık dönemi hormonların da etkisiyle pek çok anne için psikolojik olarak zorlayıcıdır. 
Bebeğinizin bakımı ve anneliğin ilk günlerinde kendinizle ilgili almanız gereken tedbirleri ise şu şekilde sıralamak mümkün;
Annenin Bakımı
Doğumu takip eden 40 günlük dönem Lohusalık dönemi olarak adlandırılır ve bu süre içinde vücunuduz kendisini toparlar. Bu dönemde yaşanan hormonal ve ruhsal değişimler, östrojen hormonunun düşmesi, lohusada depresif ruh halinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Alıngan, kolay ağlayan, çabuk yorulan ve isteksiz bir hale gelebilirsiniz. Bu durumda doktorunuza danışarak 2 ay kadar demir takviyesi ve multivitaminler kullanmalı, düzenli uyku ve beslenme ile vücudunuzun boşalan kaynaklarını doldurmalısınız. Emzirme sürecinde doktor önerisi dışında kesinlikle sakinleştirici vb. ilaç almayın. 
Bünyeniz, hamilelik döneminde vücudunuzda biriken fazla suyu, doğumu izleyen birkaç gün içerisinde atacaktır. Doktorunuza danışarak karın kaslarını güçlendirici yer egzersizlerine başlayabilir ve düzenli olarak bu hareketleri yapmaya devam edebilirsiniz. Bebeğinizle sürekli olarak ilişkide olduğunuzdan doğum sonrası vücut temizliğinize olağanüstü özen gösterin. Emzirme sürecinde göğüs bakımınızı ihmal etmeyin. Doğumdan sonra doktorunuza gidip doğum sonrası muayenenizi yaptırın. Doktorunuz, doğum sonrası, rahmin normal durumunu alıp almadığını saptayacak ve doğum öncesindeki sağlığınıza kavuşmanızı sağlayacaktır.
Bebeğinizin Bakımı
Doğumu takip eden ilk 72 saat, sarı renkli Klostrum sütünüz gelir. Bu sütün bileşimi farklıdır ve bebeğin bağışıklığına yaptığı destek ile bebeğinizin ilk aşısı gibidir. Bebeğinizi hastaneden çıkmadan emzirin. 
Göbek bağı anne karnında bebeğin anneden besin ve oksijen almasını sağlar. Aynı zamanda anneden bebeğe bağışıklık sistemi ni güçlendirici antikorların geçişi de bu kordon sayesinde olur. Bebek doğduğunda bu bağın steril şartlarda ve belli bir uzaklıktan kesilmesi gerekir. Göbek yoluyla bebeğin vücuduna birçok mikrop girebileceği için, göbeğin temiz tutulması ve pansumanı son derece önemlidir.
Bebeğiniz doğduğunda Vernix Caseosa denilen kremsi bir tabaka ile kaplıdır ve bu tabakanın bebeğin ısısının korunmasına ve enfeksiyonlardan korunmasına yararı vardır. Bebeğinizi 2. günden sonra, göbek kordonuna dikkat etmek kaydıyla hergün yıkayabilirsiniz.
İlk aylarda pek çok bebekte gaz sorunları görülmekte ve bu bebeğin uykusunu da etkilemektedir.
Bebeğiniz ilk ayının çok büyük bölümünü uyuyarak geçirecek ve 2- 3 saatlik aralıklarla beslenmek için uyanacaktır.
Yenidoğan bebeğiniz çok hassas bir cilde sahiptir ve bu sebeple bezini sık sık değiştirmeniz gerekir. Temizlemede su, özel temizleyici sıvılar veya alkolsüz hassas alt değiştirme bezleri kullanabilirsiniz. Bebeğinizin altının uzun süre havasız kalmasını engellemeli ve temizlikten sonra bebekler için özel pişik kremleri uygulamalısınız.
Bebeğinizin hareket etmesi, kollarını bacaklarını oynatması, kaslarının güçlenmesi, kemiklerinin düzgün gelişmesi için önemlidir. Doktorunuz farklı bir öneride bulunmadığı takdirde bebeğinizi kundaklamaktan kaçınınız. Soğuk havalarda bebeğe başlık ve kat kat pamuklu kıyafetler giydirin ama bebeğin çok terlemesine izin vermeyin.

ALTUĞ İLE İŞE BAŞLADIĞIM İLK GÜNLER

Eski yazımdır...13 NİSAN 2010

Ay başından beri işe gidiyorum. İlk günler epey zor geçti. Lakin şu aralar düzene girdik. Bakıcı teyzemiz Necla Hanım ile Altuğ’un arası gerçekten iyi..  Ben ilk günlerde işten çıkıp, taksi ile koşarak eve gidip, oğluma sarılıp, bir saat ağladım durdum. Şimdi daha iyiyim..
 İşten 14:30 da çıkıyorum. En geç 15:30 da evdeyim. Altuğ 3 kere beslenmiş, 4. beslenmede evde oluyorum. 2 kere mama  1 kerede anne sütü alıyor, Altuğ.Daha sonra emziriyorum. Gece 1 kerede mama veriyorum.
İşe başlamadan önce sütümü sağdığımda çıkan süt miktarı , şimdi sağdığım miktardan azdı. Süt miktarım arttı. Herhalde yaşadığım stres miktarı azaldı. Bu nedenle de sütüm arttıyor. Tabii ki çalıştığım arkadaşlarım sağdıkları milktardan daha az ama biz mutluyuz…
Sütümü sağıp, işten eve taşımak için Aventin termal çantalarından aldım.Gerçekten kullanımı çok kolay ve çok şıklar..Sütümü de  eve yine Aventin saklama kaplarıyla getiriyoruz.Herkese tavsiye ederim..
Altuğcuğum yavaş yavaş tepki vermeye, gülmeye başladı. Özellikle uykudan uyandığında görmelisiniZ , çok tatlı…
Evde uyumadığı veya yemek yemediği zamanlarda kendileri zamanını Fisherprice Yağmur ormanları ana kucağınada geçiriyor. Müzik çalması ve özellikle de titreşiminin olması , Altuğ’u çok rahatlatıyor. Uykuya geçmesini kolaylaştıryor.

Doğumdan Sonra ( Lohusalıkta ) Saç Dökülmesi Nedir? Niye Olur?



Birçok kadın hamileliğin ardından saçlarının döküldüğünü farkedecektir. Hamilelik sırasında artan hormonlar deride ve vücudun birçok yerinde değişikliklere yol açmaktadır. Artan hormonlar, saçın, yaşam döngüsünde büyüme aşamasına girmesini sağlarlar. Birçok kadın hamileliği sırasında saçlarının gürleştiğini farkedecektir. Bebeğin doğumundan sonra,saç tellerinin çoğu büyümez ve iki ya da üç ay sürecek olan bir dinlenme aşamasına girer. Saçın yaşam döngüsü yeniden başladığında, saçlar büyüme aşamasına girecek ve eski saçlar hemen dökülecektir. Dökülen saç miktarı, bazılarında az, bazılarında çok olmak üzere kadından kadına farklılık göstermektedir. Eğer, kadında bu konuda kalıtsal bir yatkınlık varsa, doğumdan sonra saçları çok daha fazla dökülebilir.
Ayrıca gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu ifade eden uzmanlar, doğum sonrasında saçların, saç büyüme döngüsünün dinlenme fazına geçtiklerini, 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini, bu sürecin 1-6 ay kadar sürebildiğini ve çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına ulaştıklarını bildirmektedirler.
Loğusalık Ve Doğum Sonrasında Olan Saçlardaki Dökülme Kalıcı Mıdır?
Doğum sonrası olan saç dökülmesi , genellikle iki ila üç ay sürer ve daha sonra saçlar yeniden çıkmaya başlar. Birçok kadında saçlar hemilelik öncesi durumuna geri döner.
Saçlarda Olan Dökülme (Alopesi) Nasıl Tedavi Edilir?
Doğumdan sonra olan bu saç dökülmesi için herhangi bir tedavi uygulanması gerekmez. Bu, hamilelik sırasında hormonal değişiklikler nedeniyle saçın yaşam döngüsünde oluşan geçici bir durumdur. Saçları aşırı fırçalama, kolaylıkla dökülmesini sağlayacak ve normalde iki ya da üç ay sürebilen dökülme sürecini hızlandıracaktır. Bu durum saçlara hiçbir şekilde zarar vermez. Vitamin almanın ya da baş derisini özel ilaçlarla ovmanın hiç bir yararı olmayacaktır.
Önemli Noktalar !!
• Doğum sonrası saç dökülmesi kalıcı bir dökülme değildir.
• Saç derisinde normal olarak yaklaşık 100 bin saç teli büyür ve hergün genellikle 50 ila 200 saç teli dökülür
• Hamilelik sırasında hormon düzeylerindeki artış saçların normalden daha fazla büyümesine yol açar
• Doğum yaptıktan sonra hormon düzeyleri normale döner ve iki üç ay sonra, üç ila altı ay boyunca aşırı saç dökülmsi olur
• Saçların büyümesi, dökülmeye başladıktan sonra üç ila altı ay arasında normale dönecektir
•Doğum sonrası saç dökülmesi her hamilelikte olabilmektedir

Bebeğinizin gülme aşamaları


Gülmek bebeklerimizin ilk sosyal davranışıdır. Onun bize vereceği o ilk gülücüğü bir an önce görmek için sabırsızlıkla bekleriz. O yavaş yavaş büyümeye devam ederken her sabah size gülümsemeden evden ayrılamaz, ya da güne kötü başlasanız bile onun ufacık bir tebessümü yaşadıklarınızı saniyeler içinde unutturmaya yeter.
İlk günden itibaren uykusunda bile gülümsemeye başlayan miniklerimizin o güzel tebessümleri nasıl da hoşumuza gider. Saatlerce yerimizden kıpırdamadan seyredebiliriz onları. 
Bebeklerin insan sesine ve yüzüne karşı gösterdikleri ilgi, onların sosyal ve duygusal gelişimlerinin bir göstergesidir. Sizin ilginizi çekmek istediklerinde el ve kollarını kullanarak isteklerini belli ederler. Dikkat çekmek için, siz eğer başka bir şeyle meşgulseniz sesler çıkarıp mırıldanarak dikkatinizi ona vermenizi isterler. İlerleyen aylarda ses tonlarının kime ait olduğunu da ayırt etmeye başlarlar.
Bebeklerinizle elinizden geldiğince sık ve kaliteli vakit geçirmeye çalışın. Size anlamayacak yaşta olsa bile onunla konuşun. Bebeklerle kurulacak ilişki, onların ileride diğer insanlarla kuracağı ilişkinin temelini oluşturuyor. 
Günden güne büyüyen ve gelişen bebeğinizin gülme gelişimi de sürekli değişim gösterir.
İşte bebeğinizin gülme aşamaları:
Reflekslere bağlı gülme: (0-6 hafta)
Bazen bebelerimizin, özellikle de yeni doğmuş bebeklerin uykularında bile güldüklerini gözlemlemişinizdir. Bu dönemde bebekler gülse bile bunun, uykusunda irkildiğinde aniden ayak ve kollarını oynatması gibi fiziksel reflekslerinden kaynaklandığını bilin. Çünkü bu dönemde henüz duyguları tam olarak gelişmemiştir.
Duyarlı gülme: (6-8 hafta)
Bu dönemde reflekslerin yerini istemli hareketler alır. Gün geçtikçe büyüyen bebeğiniz gördüğü, dokunduğu objelere ve ona zevk veren şeylere gülmeye başlar.(gıdıklamak, sesler, yüzler vb.) Ona sizin ve eşinizin yüzünü incelemek için fırsat verin ve onunla yumuşak bir ses tonuyla konuşun. Hatta onun yüz ifadelerini taklit ettiğinizde o da sizin ifadelerinizi taklit etmeye başladığınızı göreceksiniz.
Sosyal gülme: (2-3 ay):
Bebeğiniz sizi gördüğünde ya da komik sesler çıkardığınızda gülerek tepki verebilir. Zamanla onun size gülücük verdiğinde sizden de tepki geleceğini tecrübeleri ile anlar. Homurdanarak, uğultu çıkararak kendini ifade etmeye çalışır. Onunla oynadığınızda size kahkahalarla gülebilir. Ayrıca kol ve bacaklarını oynattığınızda da bu çok hoşuna gidecektir.
Farkında olunan gülme(6 ay)
Gülme davranışları tamamen belirgin bir hal alır. Beşinci aydan itibaren annenin ve sık gördükleri yetişkinlerin yüzlerini yabancıların yüzlerinden ayırt edebilen bebekler, ilgi görmek istediklerinde el ve kollarını kullanarak isteklerini belli ederler.
Dikkat çekmek için, başkaları konuşurken sesler çıkartarak ilgiyi kendilerine çekmek isterler. Altıncı aylarında ise ses tonlarını da ayırt edebilirler.
Seçici gülme: (9 ay)
Bu dönem sizi tanımaya ve diğer insanlardan ayırmaya başladığı bir dönemdir. Eskiden cana yakın güler yüzlü bebeğiniz yabancılara gülmeyi kesebilir aniden. Endişelenmeyin.
Mizah anlayışı: (12 ay)
Bebeğin dil gelişimi başladığında mizah anlayışı da ona paralel olarak gelişmeye başlar. Eğer anlamsız sesler çıkarırsanız bu onların çok hoşuna gider ve dakikalarca gülebilirler.
Yere aniden bir şeyler düşürün ya da komik yüz ifadeleri yapın. Ona bu çok komik gelecektir. Ya da onu dizlerinizin üstüne koyun, şarkı söylemeye başlayın ve yavaşça dizlerinizden biraz aşağıya kaymasını sağlayın.
Bu eğlenceli oyunun avantajlarını bebeğinizle birlikte yaşayın. Her gün sizin dünyanın en komik insanıymışsınız gibi hissetmenizi sağlayan başka bir kişi var mı hayatınızda?
Bebeğiniz kendi düzenini geliştirirken birinci yılına doğru gülme konusunda uzmanlaşmış olacaktır. Bazen ne yaptığınızın hiçbir önemi yoktur size kocaman bir gülücük vermesi için. Ayrıca sadece size değil etrafınızdaki diğer insanları gördüğünde de tepkiler verir.
Artık gülücükleri daha anlamlı olmaya başlamıştır. Sizi gördüğündeki gülümsemesi artık onun yanınızda olduğundan dolayı duyduğu mutluluğa verdiği bir tepkidir.
Bebekleri nelere gülerler?
*Saçma sapan sesler duymak
*Komik hikayeler dinlemek
*Onun haricinde herkese tuhaf gelecek taklitleriniz (hayvan taklitleri ve sesleri vb.)
*Kendi yüzünüzü bir örtüyle saklayıp sonra da aniden ortaya çıkmak.
*Ayak ve kollarıyla oynamanız
*Gıdıklanmak

ESRA ERTUGRUL İLE DOĞUMA HAZIRLIK EĞİTİMİ


ALTUĞ:))


HAMİLELİKTE KİLONUN DAĞILIMI


Rahat Bir Hamilelik İçin Nefes Egzersizinin Önemi..





Rahmin büyümesiyle birlikte karın ve göğüs boşluklarını ayıran diyafram kası yukarıya doğru itilir ve göğüs boşluğu sıkışır.

Nefes darlığı yaşayan, otururken dahi nefes nefese kalabilen anne adayları için nefes egzersizlerinin gerekliliği de bu noktada ortaya çıkar.

ANNE ADAYLARI GEVŞEMEYİ ÖĞRENİYOR
Solunum egzersizleri doğumun ikinci döneminde ağrılar esnasında anne adayının nefesini kontrollü kullanarak, etkili bir biçimde ıkınmasını sağlar. Gevşeme egzersizleri; doğumun ağrısız döneminde, anne adayına nasıl gevşeyeceğini öğreterek bebeğin doğumu için gerekli enerji birikimini sağlar ve gücünü yararlı olarak kullanmasına yardımcı olur.

Gebelikte; uterusun büyümesi ve vücut ağırlığının artmasına bağlı olarak vücudun duruşu değişir. Vücut duruşundaki değişiklik bel, sırt ağrılarına neden olur. Bu nedenle;


Gebelikte ortaya çıkan duruş bozukluklarını gidermek,

Sırt ağrılarını azaltmak,
Doğum sırasında gerekli soluma ve gevşemeyi öğretmek,
Karın ve perine kaslarının elastikiyet ve kuvvetini artırmak,
Anne adayını ruhsal olarak doğuma hazırlamak,
Anne adayının bilinçli olarak doğuma yardımını sağlamak ve doğumu kolaylaştırmak amacıyla, gebelikte egzersiz yapılmalıdır.

HAMİLELİĞİN 3. AYINDAN İTİBAREN BAŞLANMALI

İlk üç aydan sonra egzersiz programına başlanmalıdır. Uygulama günde bir kez 5'er tekrar şeklinde olmalı ve doğuma kadar devam edilmelidir. Her kadın psikolojik ve fiziksel açıdan farklıdır. Bu nedenle her gebe bir fizyoterapist tarafından değerlendirilmeli ve egzersiz programı planlanmalıdır.

DOĞUM ÖNCESİ YAPILAN EGZERSİZLERSolunum Egzersizleri

Derin karın solunumu
Derin göğüs solunumu





Kegel egzersizleri

İdrar kesesi, rahim ve kalın bağırsağın son bölümünü destekleyen kas grubunu çalıştıran egzersizlerdir. Pelvik taban kasları dediğimiz bu kas grubunuz yeteri kadar kuvvetli değilse doğum sonrasında ve bazen gebelik sırasında öksürmekle, hapşırmakla oluşabilen idrar kaçakları olabilmektedir. Kegel egzersizleri pelvik taban kaslarını hissettikten sonra her yerde yapabilecek egzersizlerdir.

DOĞUM SANCILARI EN AZA İNDİRGENİR

Solunum egzersizleri ve gevşeme teknikleri özellikle doğum süreci başladığında annenin sakin kalarak kendisinin ve bebeğinin strese girmeden süreci tamamlamasına yardımcı olur. Doğum sancılarının gelmeye başladığı birinci dönemde gevşeme teknikleri ile anne enerjisini aktif doğum sürecine saklar. Yine ilk dönemde solunum teknikleri ile anne ağrıyı daha az hisseder. Bu egzersizlerin hamilelik süresince öğrenilmesi daha rahat bir doğum geçirilmesine yardımcı olacaktır.

HAMİLELİKTE EMZİRMEYE HAZIRLANMAK




Göğüs ve meme uçlarının emzirmeye dışarıdan bir hazırlığa ihtiyacı yoktur. Meme uçlarında yara oluşmasını önüne geçmek açısınmdan, daha sonrasında doğru emzirme tekniği çok önemlidir.


Teninizin hava ile temas etmesi göğsünüze iyi gelir.Göğüslerinizi sadece su ile yıkmalısınız, sabun ya da krem benzer maddeler kullanmaktan kaçınmalısınız. Krem sürmeyi seviyorsanız, meme ucu ve çevresini krem sürülebn bölgelerden hariç tutun.Bir sütyen takıp takmayacağınıza kendiniz karar vermelisiniz. Ancak takacaksanız tam oturmalıdır.
Emzirme doğal bir olaydır. Ancak bazı küçük etkiler onu sekteye uğratabilir.Bu yüzden, doğum yapacağınız yeri seçerken , doğum ile ilgili ölçütlerin yanı sıra , sonrasında emzirmeye başlangıçta en iyi şekilde desteklenip desteklenmeyeceğini de dikkate almalısınız.Emzirme konusunda iyi uygulamalara sahip hastane ve doğum evlerine, UNICEF ve WHO tarafından ''bebek dostu''unvanı verilir.Bu unvana sahip olan hastaneler emzirmede 10 adıma uymayı tahahüt ederler:
1-Anneler daha gebeliten itibaren emzirmeye hazırlanır.
2-Yenidoğan doğumdan hemen sonra annenin karnı üstüne yatırırlı ve oradan rahatsız edilmeden en az 1-2 saaat kalabilmelidri.Bu süre içinde emzirebilmelidir.
3-Rooming-in ( aynı odada kalma)sistemi garanti edilir,yani anne ile çocuk günün 24 saati birlikte kalabilmeli.
4-Çay, su ya da suni besinler bebeğe rutin de verilmez.
5-Mümkün oldukça biberon ve emzik kullanılmaz. Anne sütü eşdeğeri ürünlerin reklamına izin verilmez.
6-Emzirme çocuğun rutine göre ayarlanmalıdır.
7-Anneye bir süreliğine çocuktan ayrılacak olursa, anne sütünü nasıl pompalaya nasıl başlayacağaı gösterilir.
8-Ana babaya, hastaneden çıktıktan sonra da emzirmeyle ilgili sorunlarda ya da ortaya çıkan problemlerde nereye başvurabilecekleri hakkında bilgi verilmelidir.
9-Anne ve çocuğun bakımında görev alan tüm personele emzirmeyi teşvik etme konusunda yazılı yönerge verilir.
10-Personel, bu yönergeleri uygulayabilmek

Doğum yöntemine nasıl karar vermeli?




Doğum zamanı yaklaştıkça, verilmesi gereken en önemli kararlardan biri de doğum için hangi tekniğin doğru olacağıdır. Bünyeniz kadar psikolojiinizi de yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili doğum bilgileri edinmeli ve en doğru kararı verebilmek için iyi değerlendirmelisiniz. Genellikle 18 - 36 yaş aralığında olan ve ilk doğumunu yapacak annelerin normal doğum yapabilme ihtimali yüksektir. Ama daha genç ya da daha ileri yaşlarda olan anneler için bu seçenek risklidir. 

İçinizdeki sesi dinlemenin yanı sıra doktorunuza da danışarak, en ideal doğum yöntemini belirlemelisiniz.

Normal doğum nedir, nasıldır?

• Gerekli şartlar yerine geldiğinde doğumun vajinal yolla ve normal koşullarda gerçekleşmesine denir. 
• Zamanı geldiğinde gerçek doğum kasılmaları başlar. Önceleri seyrek olsalar da düzenli aralıklarla gelen ağrılar, giderek daha sık, daha uzun süreli ve daha şiddetli olmaya başlar. 

• Belli bir standartı olmasa da, saatte bir gelen ve 15 - 20 saniye kadar süren düzenli ağrılar başladığında doktorunuzla temasa geçmeniz gerekir. 

• Normal doğumlar kendiliğinden olabildiği gibi, vakum veya forseps gibi müdahaleler de gerektirebilir. 

• Doğumun birinci evresinde, ağrıların başlamasından hemen sonra serviks açılır. Açılma uzunluğu 10 cm'e kadar çıkar. 

• Doğumun ikinci evresinin başlaması için serviksin tam olarak açılması gerekir. Bebeğin dışarı çıkmasına kadar süren bu 2. evrede, şiddetli ve düzenli kasılmalarla itilen bebek, incelen serviksten kolaylıkla geçer ve vajinaya ulaşır. 

• Doğumun üçüncü ve son evresi, bebeğin dışarı çıkmasıyla başlar ve plasentanın dışarı çıkmasıyla son bulur. Bebek tamamen dışarı alındığında, plasenta ile bağlantı sağlayan göbek kordonu kesilerek anneden ayrılır.

• Genel olarak doğum ortalama 14 - 15 saat sürer ama daha kısa sürmesi de mümkündür.

Suni Sancı Nedir ?

• Zamanı geldiğinde başlaması gereken sancılar her şeyin uygun olmasına rağmen başlamadığında ya da var olan kasılmaları desteklemek gerektiğinde kullanılır.

• Anneye serumla ‘oksitosin’ hormonu verilir. Bu hormon annede suni kasılmalar başlatır. 

• Oksitosin, normal şartlarda beynin ‘hipofiz’ denilen bölgesinden salgılanır ve rahimde kasılmalar yaratmak dışında, sütün memeden dışarı atılmasını sağlar.

• Suni sancı ile oluşan kasılmalar, doğal kasılmalardan daha sık, daha düzenli ve daha şiddetli olur. 

• Uygulanan bu tekniğe rağmen yine de doğum ilerlemezse sezaryene geçilir.

Epiyozlu doğum nedir, nasıldır?

• Normal doğum sırasında bebeğin doğumunu kolaylaştırmak ve doğumda oluşabilecek yırtıkları önlemek için çıkış bölgesinin kesilmesidir.

• Doğumda bölgeyi genişletmek için kesilir ve doğum sonrasında yeniden dikilir. 

• Bu kesiğe epizyotomi denir ve bebeğin çok daha kolay çıkabilmesini sağlar. 

• Gerekmediği sürece yapılmaz ama bölgenin anatomik yapısının bozulma riski varsa bölgeyi korumak amacıyla uygulanır. 

• Operasyon sırasında lokal anestezi uygulandığı için ağrı duyulmaz. 

Forsepsle veya vakumla doğum nedir, nasıldır?

• Bebeğin kulak çevresinden geçerek başını tamamen kavrayan, metal alete 'forseps' denir. 

• Çan şeklindeki metal başlığı bebeğin başına yaslayarak, vakumla dışarı doğru çekilmesine ise vakumla doğum denir. 

• Normal doğumların %10'unda doktorlar, doğuma yardımcı olması için forseps veya vakum kullanmayı tercih edebilir. 

• Bebeğiniz sıkıntı belirtileri gösteriyorsa veya doğum kanalında sıkışırsa ya da siz yeterince hızlı itemiyorsanız, bu aletler bebeğinizin hayatını kurtarmaya yardımcı olur. 

• Bu tür sıkıntılı durumlarda eğer sezaryen olmak istemiyorsanız, bu teknikler normal doğum yapabilmenizi sağlar. 

• Genel olarak anne için vakum daha az travmatik olurken, bebek içinse forseps daha az risklidir. 

• Bebek açısından kalıcı ve tehlikeli riskler taşımaması için, her iki yöntem de usulüne göre uygulanmalıdır. 

Sezaryen nedir, nasıldır ?

• Sezaryen bir operasyon olduğu için, operasyona ilişkin genel riskleri de taşır. Bu yüzden prensip olarak ilk seçeneğin normal doğum olması gerekir. 

• Bebeğin rahim içindeki durumu önemlidir. Anne veya bebeği tehdit eden ve beklenmeyen herhangi bir durumda sezaryen gerekli olabilir. 

• Günümüzde çoğunlukla ilk doğumlarda ya da bebeğin baş bölgesinden gelmemesi gibi pozisyonlarda sezaryen tercih edilir. 

• Tıbbi gereklilikler yüzünden, zorunlu olarak sezaryenin seçilmesi de söz konusu olabilir. Bu gereklilikler hamileliğin son dönemlerine doğru netleşir ve sezaryen planlı bir şekilde gerçekleştirilir.

• Seyrek olarak, normal doğum sırasında gelişebilecek acil durumlarda da sezaryene geçilebilir. 

• Sezaryene başlamadan önce hazırlıklar konusunda anne bilgilendirilmelidir. 

• Tüm hazırlıklar tamamlandıktan sonra epidural anestezi ya da Spinal anestezi ile anne acıya karşı duyarsızlaştırılır ve karın bölgesinin alt kısmından yaklaşık 8 - 9 cm’lik, yatay bir kesi yapılır. 

• Karın duvarı açılır ve kesik derinleştirilerek tüm karın katları açıldıktan sonra rahim duvarına gelinir.

• Ardından bebeği anne karnında besleyen ‘plasenta’ rahmin içinden çıkartılır ve bebek uygun şekilde kesikten dışarı alınır. 

• Normal doğumda olduğu gibi sezaryende de göbek kordonu kesilir. Plasenta rahmin içinden alınır. 

• Annenin karın içi temizlenir, kanayan yerler kontrol edilir, varsa müdahale edilir ve karın duvarı tekrar anatomisine uygun olarak dikilir. 

• Son olarak cilde estetik dikiş yapılır. Ameliyat ortalama 30 - 35 dakika sürer. Ardından anne 10 - 15 dakikalık gözlemin ardından doğum servisine gönderilir. 

Suda doğum nedir?

• Annenin 35 - 37 derecede sıcak suyla dolu bir havuzda gerçekleştiği alternatif bir doğum tekniğidir. 

• Doğum sırasında sıcak suyun gevşetici etkisinden yararlanılır. Sıcak su, doğal sancılanma sürecinin başlamasına yardımcı olur ve anneye herhangi bir ilaç, ağrı kesici veya suni sancı verilmez. 

• Su, vücudu rahatlatan endorfin hormonunun salgılanmasını kolaylaştırarak doğum gerilimini azaltır. 

• Doğum başladıktan sonra bebeğin kalp atışları ve annenin tansiyon ölçümleri yapılır. 

• Bebek, anne rahminde de suda olduğu için bir su ortamından başka bir su ortamına rahatlıkla geçer ve şoka uğramaz. 

• Doğum gerçekleştikten sonra anne normal doğum masasına alınır ve kanama kontrolü yapılır. 

• İlk kez doğum yapan annelere ve riskli gebelik grubundakilere önerilmez. Ayrıca HIV, hepatit ve aktif genital enfeksiyonu olan anneler, daha önce sezaryenle doğum yapan veya çok kilolu olan anneler, bebeğin ters gelmesi, çoğul gebelik, bebeğin 4 kilonun üstünde olması, erken doğum, annenin; astım, kalp, şeker veya yüksek tansiyon gibi hastalıklarının olması, su kesesinde sorun olması gibi durumlarda suda doğum yapılamaz.

HAFTA HAFTA HAMİLELİK


amileliğinizi öğrendiğinizde yaklaşık olarak 4-5 haftalık olmak üzeredir. Adetimiz geçtiğinde biz bunu farkederiz. Bu zamana kadar anne adayında hiçbir değişiklik ,fiziksel ve ruhsal olarak, olmamıştır.Hemen bir kadın doğum doktoruna giderek hamileliğinizi tespit ettirin. 5. haftada erken gebelik belirtilerini hissedeceksiniz. nedir bunlar? memelerde dolgunluk ve hassasiyet,sürekli uyku hali ve halsizlik.Uterusunuz büyüdüğü için mesane kapasiteniz azalacak. O nedenle sık tuvalete gitme ihtiyacınız olacaktır.Doktorunuz vajinal ultrasonla gebelik kesesini uterus içinde size gösterecektir.6.haftada hala fazla bir belirti yok diye endişelenebilirsiniz. Ama üzülmeyin içeride bir fabrika var ve hayal bile edemeeceğiniz kadar hızlı çalışıyor. Bu haftalarda çoğu kadında sabah mide bulantıları olabilir. Yemek kokularına tahammülünüz hiç olmayabilir.Eşinizin çok sevdiğiniz parfümü bile siz iğrenç gelebilir.Bunun sebebi gebelik hormonları beyininizde bulantı merkezini uyarmasıdır. Sabah bulantınız varsa yataktan kalkmadan evvel kraker, kızarmış ekmek yiyebilirsiniz. Bu sizi rahatlatacaktır.
 Gebeliğinizin 10. haftasında bebeğinizin organ gelişimi tamamlanmıştır.Gebeliğinizin geri kalanında organların olgunlaşması olacaktır.Bu dönemde anne adaylarında duygu dalgalanmaları olacaktır. Bu çok normal bir durumdur.Hem gelişen bebeğinizin hem de kendi dişleriniz şiçin yeterli flor aldığınızdan emin olunuz.
Gebeliğinizin 13.haftasında artık 1.trimester bittiği haftadır. Düşük ihtimali büyük ölçüde azalmıştır. Gebeliğinizin erken bulguları hemen hemen azalmıştır.BU DÖNEMDE FAZLA YORULMAMAK VE MÜMKÜN OLDUĞUNCA DİNLENMEK GEREKİR.RAHİM BÜYÜDÜKÇE GERİLİR VE ETRAFINI ÇEVRELEYEN VE KENDİSİNİ YERİNDE TUTAN ZARLARI DA GERER.Bu hafif kasık ağrısı şeklinde algılanailir.Round ligaman ağrısı olarak dlandırılan bu durum gelip geçicidir.Herşeyi etkileyen hormonlar cilttede değişikliklere neden olabilir.Özellikle yüz ve boyunda lekelenmeler olabilir.buna gebelik maskesi ya da chloas adı verilir. Bu geçicibir durumdur. Bu zaman içerisinde dışarıya özellikle de güneşin olduğu zamanlarda koruyucu içeren nemlendiriciler kullanılmalıdır.Artık karnınız büyümeye başlamıştır. Eski kıyafetleriniz dar geliyordur. Şimdi kendiniz için alıverişin zamanı.....
 Gebeliğinizin en rahat zamanı olan ikinci trimestere girdiniz. Artık bebeğiniz tamamen insan görünümündedir. Ultrasonla bakıldığında size el salladığını göreceksiniz. Evet bebğiniz size el sallayacak. Gerçi bu tamamen bir refleks...Size ilk defa merhaba demesi hoş değilmi?Bebeğinizin artık herkesten farklı olan parmak izi var....Şu an kendisi 25 gram ve 10 santimetre .Bu arada artık dışarıdan bakıldığında sizin gebe olduğunuz belli....Pekçok kadında bulantı hissi ortadan kalktığı için daha enerjik hissedebilirler ...Gebeliğinizin bu döneminde ortadan kalkan cinsel dürtüleriniz eski haline gelir. Doktorunuz size özel bir şey demediyse gebelikte cinsellik yasak değil....
Gebeliğin 15.haftasında bebeğinizin saçı çıkıyor.İkinci önemli haberde bebeğinğiniz parmağını emmmeye başladı.16.haftada bebeğiniz hıçkırmaya başlıyor. Bu bebeğinizin solunumuna başladığının işaretidir. Ayrıca bebğiniz ışığa tepki verebilir. Bu hafta her açıdan önemlidir. Anne-babanın en çok merak ettiği bebeğinin cinsiyei bu hafta belli oluyor.Yine bu hafta down tarama testinin yapıldığı zamandır.Bu test için 16-20 en ideal haftadır. Tecrübeli anne adayları bebeğinin ilk hareketini de bu hafta hissedebilirler. Ama ilk gebelikse o zaman 20. haftaya civarında bunu hissedebilirler.18.hafta 36 yaşının üstündeki annelerde amniyosentezin yapıldığı zamandır.
0. hafta.Tebrik ederiz siz gebeliğinizin artık yatrısı bitti....Bu hafta da bebeğin koku,tat,işitme ,görme ve dokunma duyuları iyice aktif olmaya başlar. fETUS SIK SIK GÖZ KIRPAR. kALP ATIMLARI HIZLANIR.Bebeğinizin hareketlerini rahatça hissedebilirsiniz,artık. Saatte en az 2 kere hareket etmelidir.Ancak bu sayı gerçekte çok fazladır. Fakat anne adyları güçlü olanları hissedebilir.21.haftada bebeğinizin kalbi,kanı çok daha etkili pompalamaya başlamıştır. Bu da sizin dolaşımınızdaki kan miktarını arttırmış olup, bu nedenle tüm gün ayakta olan gebelerde ayaklarda ve ayak bileklerinde akşama doğru ödem oluşur. Bu çok normal bir durum olup,gün içerisninde kendinizi dinlendirmeniz iyi olacaktır.Bu nedenle bu dönemde bol bol su içmek çk yararlı olacaktır.hafta da bir kere tansiyonunuzu ölçtürmekte fayda vardır.KARIN BOŞLUĞU İÇERİNDE BÜYÜYEN UTERUS DİĞER ORGANLARLA BERABER DİYAFRAGMANIZI DA SIKIŞTIRACAĞI İÇİN NEFES NEFESE KALMA SORUNU YAŞAYABİLİRSİNİZ.Bu hatadan sonra doktorunuz size demir başlayacaktır.22.haftada bebeğinizle konuşabilir.Ona müzik dinletebilirsiniz..Karnınızın büyümesine bağlı olarak bel kavisiniz de içeri doğru genişlediğinden vücudunuzun denge merkezi değişmiştir.Bünyeniz bu hıza uyumunda zorlanabilirsiniz. Bu nedenle evde tek başınayken duş almamalısınız.Denge sorunundan dolayı artık bu haftadan itibaren topuklu ayakkabılarınıza veda ediniz.Daha çok ortopedik ayakkabılar giyiniz.Bu haftalarda bacak kramplarınız olabilir. Bunedenle de kalsiyum ve magnezyum almanızı isteyebilir doktorunuz.Kramp girdiğinde eşinizden size masaj yapmasını isteyebilirisniz.Bu haftalarda en güzel şey de bebeğinizin hareketlerini eşinizin de hissedecek olmasıdır.Hatta bu hareketler dışarıdan bakıldığında da görülebilinir.bunun sebebi amniyon sıvısının fazla olması yani bebeğinizin hareket etmesi için bol bol yeri olduğudur. 24.haftada gebelik diyabetinin varlığını tespit etmel için 50 gram şeker yükleme testi yapılır. Sonucuna göre diyet verilir.25. haftada büyüyen rahimin bası yapması ve dolaşımınızın bozulması nedeniyle her yeriniz ağrıyabilir.Bu gibi durumlarda soğuk tatbik iyi gelebilir.Hala bebeğinize isim bulamadıysanız artık tam vakti....26. haftada birden bire karnınızda durup duruken karnınızda bir sertleşme hissedebilirsiniz.Bunlar normal olup Braxton-Hicks olarak adlandırılan kasılmalardır.ERKEN DOĞUMDA BU KASILMALAR SÜREKLİ VE BELİRGİN ARALIKLLARDADIR. Eşiniz,elinin ayasını uterusunuzun tam tepe noktasına yerleştirerek beklemeli.Bu haftada uterusun tepe noktası göbek deliğinin yklaşık 5 santimetre yukarıdsıdır.Eşiniz 20 dakika bu şekilde bekleyerek bu kasılmalrın varlığını ve sıklığını değerlendirebilir. Bu işlemi sizde yapabilirisniz fakat objektif olmaz.27.haftada bebeğiniz yaklaşık 25 santimetre ve 1000 gramdır. Bu dönemde sizin uyku prolbleminiz olabilir.Özellikle yattığınız zaman nefes darlığı problemi yaşayabilirsiniz.Daha rahat olabilmek için yastık sayısını arttırabilirsiniz.Bu haftalarda kan basıncınıza dikkat etmelisiniz. Bnun için her hafta bir kere düzenli tansiyonunuzu almalısınız.
Artık gebeliğinizin 3.trimesterine giriyorsunuz. Rahiminizin büyüklüğü neredeyse kaburgalarınıza kadar gelecek.Buhaftalarda bacaklarınızdaki varisler artacak ve şişmeler olacaktır.Yine hemoroid probleminiz varsa o artacaktır.Kan uyuşmazlığı varsa bu doktorunuza mutlaka bildirilmelidir.Bu haftada bebeğinizle rahatça konuşabilirsiniz, o artık sizin sesinizi tanıyor....31.haftada bebeğiniz hızla büyümeye devam ediyor.Özellikle de kemikleri. O nedenle bu haftalarda herzamankinden çok kalsiyuma ihtiyacınız olacaktır.. Bu nedenle süt ve ürünlerini oldukça çok tüketmelisiniz.Bebeğiniz iyica büyüdüğü için alan artık daralmıştır. o nedenle bebğinizin tüm hareketlerini hissedecksiniz.32. haftadan sonra doktorunuz sizi atık 2 haftada bir görmek isteyecektir.Bu artık doğumun yaklaştığını gösterir. Erken doğumla ilgili belirtileri mulaka öğrenmelisiniz.Sindirm sistemiyele ilgili sorunlarınız iyice artar. Bunun için lifli yiyecekleri sık sık ve azar azar yemelisiniz. Sıvı alımını arttırmalısınız.
Gebeliğinizin 35.haftasında halsizlik ve yorgunluk hissi pek çok hamile kadının şikayetidir. Uyuma güçlüğü, kilo artışı ve buna bağlı olarak hareket yeteneğinde azalma sorun yaşama nıza neden olacaktır. Bu dönemde cinsel isteksizlikte yaşayabilirsiniz. Eşinizin sizi daha anşayışla karşılaması gerekmektedir. Ayrıca bu dönemde doğum ve ona ait korkulardır. Eşinizin ve doktorunuzun yaklaşımı son derece önemlidir.Dünyada binlerce kadın doğum yaptığını ve bunların sadece az bir kısmında sorun yaşadığını aklınızdan çıkarmayın.
Gebelğinizin 37.haftası, mutlu sona sadece4 hafta kaldı(eğer sezeyan ile doğaracaksanız 2 hafta)Bbebk ise hemen hemen hazır. Doğum kanalına girmesi an meselesi.Hamilelğinizn başında gördüğünüz o ufacık canlı artık tam anlamıyla yakalşık 2750 gram ağırlığında bir insan yavrusu.Bu haftalarda kilo alışınız şçok hızlı olabilir. Doktorunuz vajinadan kültür alıp grup B Strepkok enfeksiyonu taşıyıp taşımadığınıza bakabilir.Bu haftalarda karnınızın üst kısmında bir boşluk rahatlama hissedebiklirsiniz.Bu bebeğin doğum kanalına girdiğini belirtir veangajman olarak adlandırılır. MİDENİZ RAHATLAR,İŞTAHINIZ AÇILABİLİR. BENZER ŞEKİLDE AKCİĞERLERİNİZDE BASKI OLMADIĞINDAN SOLUK ALIP VERMENİZ KOLAYALŞIR.iDRARA ÇIKMANIZ ANGAJMANDAN SONRA DAHA DA SIKLAŞIR, AYNI HAMİLELİĞİNİZİN BAŞINDAKİ GİBİ.
Hamileliğinizin 38. haftasında artık gebeliğinizin ve bebğinizin miadını doldurmuş olarak kabul edeilir.Bu haftaya kadar rahim ağzınız ve onun rahim içine bğlayan kanal sümüksü bir tıkaçla doldurulmaktaydı.Bu mukus tıkacın amacı rahminizin ve bebeğinizi vajinadan gelecek mikrop ve enfeksiyonlara karşı korumaktır.Bu mukusun vajinadan gelmesidoğumun belirtilerinden biridir. ve haşk arasında '' nişan gelmesi'' olarak adlandırılır. Nişan doğumdan birkaç hafta önnce gelebileceği gibi b irkaç saat öncede gelebilir.
Gebeliğinizin 39. haftası:Eğer planlı sezeryan olacaksanız bu hafta güvenli bir şekilde doğumunuzu yapabilirsiniz.Bazı durumlarda normal doğum planlanan gebelerde doktorunuz suni sancı vererek doğumunuzu gerçekleştirebili. bu haftada bacaklarınıza elektrik çarpıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Bunun nedeni bebğiniz hareket ederken ve pelvis içinde yerleşirken rahimin etrafındaki sinirlere dokunmasıdır.Eşiniz sizinle doğuma girmeyecekse onu ikne etmeye çalışın. 40.haftada bebğinize oksijen taşıyan ve besin maddesi taşıyan göbek kordonunun uzunluğu yaklaşık 50 kalınlığı ise 1,3 santmetredir. Bebeğiniz 3000 gramın üzerindedir ve rahimin büyük bir kısmını dolduru.Son haftada amniyon zarı her an açılabilir ve sularınız gelebilir. Bazen bardaktan boşalırcasına bazen de çok yavaşolabilir. MİKTARI NE OLURSA OLSUN MUTLAKA DOKTORUNUZU ARAMALI VE HASTANEYE GİTMELİSİNİZ.
41.HAFTADA HALEN DOĞUM YAPMADIYSANIZ artık iyice sıkılmaya ve sabırsızlanmaya başalmışsınızdır.Siz herhangi bir ağrı hissetmeseniz de rahim ağzındaki açıklık ve incelme artmaya başlar.Açıklık 10 santimetre olduğunda doğumun ilk evresi başlamıştır.Daha sonra ikinci evre başalr ve bebeğiniz dünyaya ve size merhaba der. Vajinal doğumda kafa doğduktan hemen sonra doktorunuz bebğinizin ağzını siler ve ilk ağlaması odada yankılanmaya başlar.Bu aşamada daha göbek kordonu kesilmeden bebeğinizin kucağına verilmesi ilk temasın daha sıcak yaşanmasını sağlar