30 Temmuz 2013 Salı

Türkiye’nin “İlk” tam kapsamlı Hamile Rehberi “Kırk Hafta” çıktı!



“Kırk Hafta” akıllı telefon ve tabletlerde indirilebilen, hamilelerin elinin altındaki ilk “dinamik” rehber; Chicco’dan 10TL hediye ile geliyor!


Hamilelerin hayatını kolaylaştıran, Türkiye’nin ilk tam kapsamlı mobil hamilelik rehberi, “Kırk Hafta” iPhone ve android akıllı telefonlar ve tabletler üzerinden kullanıcılara sunuldu. Rehber, kırk haftalık kritik hamilelik boyunca anne adaylarına hem para kazandırıyor hem zaman kazandırıyor hem de hamileliklerini kolaylaştırıyor.

Sağlık, alışveriş, planlama ve takip ana başlıkları altında 500’den fazla konu başlığında, kendi içinde arama motoru sunan “Kırk Hafta” hamilelere özel indirimleri haber veriyor, bütçeleri tutuyor, özel kampanyaları sunuyor ve, tüm kullanıcılara verdiği Chicco’dan 10TL hediye ile ilk günden tasarruf ettirmeye başlıyor.

“Kırk Hafta”, çok farklı alanlarda birçok kritik bilgiyi öğrenip karşılaştırmak için yeterince vakti olmayan hamilelere hazır çözümler sunarak zaman kazandırıyor. Hiç bir yerde bulunmayan tam kapsamlı hamile alışveriş listesi rehberle yüklü olarak geliyor.

Hamilelerin henüz bilmediklerinizi onlar sormadan haber veren “Kırk Hafta”da, araştırma ekibinin sunduğu bilgilerle birlikte, her konu başlığı altında diğer hamilelerin de deneyimlerini paylaşıyor. SGK’ya ne bildirimi yapılması gerektiğinden, biberon seçiminin bebeğinizin nasıl gaz sancısı çekmesine sebep olacağına kadar yüzlerce detayı kullanıcılarına sunan rehber, burçlardan, ünlü hamilelerden de haberler vererek, hamileliği keyifli hale getiriyor.

Hamileler için bebek tekme sayacı, foto arşivleme, kilo takip gibi Türkiye’de ilk kez sunulan uygulamaların da yer aldığı rehber, Karina Teknoloji tarafından “Kırk Hafta” ismiyle Apple Store ve Google Play Store’dan lansmana özel %50 fiyat avantajıyla 5.49 TL karşılığında indirilebiliyor.

29 Temmuz 2013 Pazartesi

Bebeklerde hıçkırık neden olur ? Hıçkırık nasıl geçer ?


Yenidoğan hıçkırığı olarak da bilinen bebekte hıçkırık, bebeklerde sık görülen ve anneleri endişelendiren durumlardan biridir. Bebeklerin hıçkırması ebeveynleri endişeye sürüklese de aslında bebekler için iyiye işarettir ve özellikle sindirim sistemine ait organların fonksiyonlarını düzgün yerine getirdiğine ve işlediğine işaret eder. Yenidoğan bebeklerde hıçkırıkların en çok arttığı vakit ise sindirim sonrasıdır. Bunun sebebi mide dolduktan sonra diyaframda bulunan sinirlerin uyarılması ve bu şekilde ortaya çıkan bebeğin gösterdiği reflekstir.
Bebeklerde Hıçkırık Sebepleri

Eğer beslenme sonrası hıçkırmışsa bu bebeğin yeterince doyduğunun bir göstergesidir.
Bebeğin özellikle mide gelişiminin de bebeklerde ara ara hıçkırık görülür. Bu midesinin büyüdüğünün bir göstergesidir.
Bebeğin kalp ve akciğerinin gelişminin bir göstergesidir.

Bebek Hıçkırığı Nasıl Geçer?

Bebeklerde hıçkırık bebek emdikten sonra görülebileceği gibi aniden de tutabilir. Bu durumlarda ikisinde de endişeye gerek yoktur. Bebeğin hıçkırığının geçmesi için bebeğe herhangi bir şey vermek çok doğru değildir. Çünkü verdiğiniz şey soluk borusuna kaçma riski taşır.
Bu sebeple eğer bebek uzun süre hıçkırırsa yapabileceğiniz en iyi şey bebeği bir miktar emzirmek olabilir.
Bunun yanında, hıçkırığın geçmesi için bebeğin yutkunma yapması faydalı olabilir. 1 tatlı kaşığı anne sütü  içirilince hıçkırık geçer.
Bununla beraber, çok çabuk yemek yiyen bebekleri daha sık hıçkırık tutar, üstelik böyleleri bir hayli de hava yutarlar. Hıçkırığını geçirmek için bebeği dik tutup sırtını sıvazlamak yararlı olur.
Yüzükoyun yatık durumda tutuyorsanız, sırtını okşayarak hafifçe sallamak hemen her zaman etkili olur.
Özet olarakbebeğin hıçkırması endişe edilecek bir durum değil aksine olumlu bir durumdur. Herhangi bir müdahele gerekmez.

Çocuğun ateşi nasıl ölçülür?




Çocuğunuzun ateşinin yüksek olup olmadığını anlayabilmek için doğru ölçüm yapmalısınız. Bunun için popodan, ağızdan, koltuk altından ve kulaktan ateş ölçümünün nasıl yapıldığını bilmeli ve termometreyi doğru okumayı öğrenmelisiniz.
Çocuğunuzun ateşi olup olmadığını anlamanın en kolay ve hızlı yolu, dudaklarınızla ya da elinizin tersiyle alnına ya da ensesine dokumaktır. Eğer çocuğunuz normalden sıcaksa daha kesin sonuç için bir termometre kullanın.
Vücutta sıcaklığı tam olarak yansıtan dört kısım; ağız, rektum (kalın bağırsağın son bölümü), koltuk altı ve kulak kanalıdır.
Çocuk en az dört ya da beş yaşına gelene ve termometreyi dilinin altında ısırmadan tutabilene kadar ağzından termometreyle ölçüm yapmayı doktorlar önermiyorlar. Geriye kalan seçenekler rektal (popodan) ya da koltuk altı yolu oluyor. Ya da hemen kulak içinden vücut sıcaklığını ölçen timpanik ya da kızılötesi işitme kanalı termometrelerden edinebilirsiniz.
Çocuğunuzu ateşini ölçmek için nasıl hazırlamalısınız?
Şiddetli aktivite ya da ağlama bir çocuğun ateşini artırabileceği için, çocuğunuzun ateşini 30 dakikalık dinlenme ya da sakin bir şekilde oynama döneminden sonra ölçmeye çalışın.
Ağızdan ölçümün sıcak ya da soğuk içecekler ve yiyecekler alındıktan sonraki yarım saat içinde yapılmaması gerekliyse de bu önlem rektal ya da koltuk altı ateş ölçümleri için gerekli değildir.
Ama bu ölçümler, oda ya da hava sıcaklığı gibi faktörlerden etkilenebilir. Dolayısıyla çocuğunuz aşırı sıcak bir evde oynuyorsa camı açın, yakın zamanda sıcak bir banyodan çıkmışsa ya da soğuktan geliyorsa biraz bekleyin

Termometreyi nasıl hazırlamalısınız?


Cam termometre üzerindeki cıvayı kontrol edin. Eğer 35,6 derecenin üzerindeyse, cıvanın bulunmadığı taraftaki ucunu baş parmağınızın ve işaret parmağınızın arasında sıkıca tutarak dikkatlice sallayın ve bilekten hareketlerle tekrar tekrar sallayın. Soğuk sabunlu suyla yıkayın (ılık ya da sıcak su, cıvanın termometreyi çatlatacak kadar genişlemesine neden  olabilir), durulayın ve daha sonra alkole batırılmış emici bir pamukla silin. Üzerinde alkol kalmaması için oral bir termometreyi kullanmadan önce iyice durulayın. Rektal termometreyi yerleştirmeden önce, ampul şeklindeki ucunu vazelinle yağlayın.
Rektal(popodan) ateş nasıl ölçülür?
Oturun ve çocuğunuzun poposunu açarak kucağınıza yüzükoyun yatırın. Çocuğunuzun başını destekleyecek bir yastık onu rahat ettirebilir. Alternatif olarak, kalçalarının altına yastık ya da havlu koyup yükselterek ve karnını bez değiştirme masasının üzerine koyarak termometrenin daha kolay yerleşmesini sağlayabilirsiniz. Onunla güven verici bir tonda konuşun, ilgisini başka yöne kaydırmaya ve onu eğlendirmeye çalışın.Termometrenin ucunu iki santimetre kadar rektuma sokun, direnişle karşılaşırsanız devam etmeyin. Termometreyi işaret ve orta parmaklarınız arasında tutun ve termometrenin kayıp düşmemesi için diğer parmaklarınızla kalçaları birbirine yaklaştırın. Cam termometreyi 2 dakika, elektronik termometreyi bip sesi çıkarana kadar orada tutun.
Ender olarak cam termometre rektuma girdiği anda kırılabilir. Başınıza bu gelirse ve tüm kırık parçaları çıkaramazsanız doktora haber verin ve panik yapmayın. En fazla küçük bir yırtık olacaktır ve cıva zehirli değildir (termometrelerde kullanılan cıvalar metalik cıvalardır ve emilebilir cıva iyonları yayacak kadar kısa sürede okside olmaz). Rektumun yırtılmasını önlemek için, her ölçümde termometreyi rektuma yerleştirmeden önce etrafına bu iş için üretilmiş ve eczanelerden temin edebileceğiniz tek kullanımlık kağıtlardan sarabilirsiniz; bu okumayı engellemez.
Koltuk altından ateş nasıl ölçülür?
Çocuğunuz rektal ölçüm için rahat durmuyorsa veya ishali varsa veya rektal termometre bulamıyorsanız koltuk altı ölçümü yapın. Oral, rektal veya elektronik termometre ile ölçüm yapabilirsiniz. Çocuğunuzun tişörtünü sıyırarak termometre ile deri arasında bir şey olmamasını ve koltuk altının kuru olmasını sağlayın.
Termometrenin cıvalı ucunu koltuk altına iyice yerleştirin ve çocuğun dirseğini vücuduna doğru yaslayın. Cam termometre kullanıyorsanız bu pozisyonda en az 4-5 dakika kalın (8 dakika daha iyidir). Çocuğun kolunu elektronik termometre yerleştirmeden önce 5 dakika kadar kendi vücuduna yaslanmış vaziyette tutun; bu sayede daha doğru ölçüm elde edersiniz. Ateş yeni yükselmeye başlamışsa koltuk altı ölçümü doğru sonuç vermeyebilir.
Timpanik termometre ile (kulaktan) ölçüm nasıl yapılır?
İdeal olarak hemşire veya doktora danışarak tekniği size göstermesini isteyin. Temelde bu işlem, kulak kanalının içine aleti doğru yerleştirme meselesidir. Bir saniye içinde doğru bir ölçüm yapabilirsiniz. Bu ölçümün koltuk altı ölçümünden daha doğru sonuç verdiği düşünülür.
Ağızdan ateş ölçümü nasıl yapılır?
Ağızdan ölçüm dört veya beş yaşındaki çocuklara yapılabilir, daha küçük çocuklara yapılamaz. Termometre dudaklar kapalı haldeyken ve dilin altında dururken yapılır. Çocuğa termometreyi ısırmaması söylenmelidir. İyi bir sonuç almak için termometre dilin altına iyi bir şekilde yerleştirilmeli ve 2-4 dakika bekletilmelidir. (Çocuğunuzun burnu tıkalıysa ve ağızdan soluyorsa 4 dakika bekletmek gerekir). Soğuk veya sıcak yiyecek ya da içeceklerden sonra ağzın içindeki ısının normalde dönmesi için 15 dakika bekledikten sonra ölçüm yapın.

Termometre nasıl okunur?
En güvenilir sonucu popodan ölçümün verdiği düşünülür. Çünkü vücudun iç sıcaklığını yansıtır. Ancak günümüzde oral ısı standart sayılır. Rektal yolla (popodan) ölçülen ısılar, oral yolla alınandan yarım veya bir derece daha yüksektir, koltuk altından okumlar bir derece daha düşüktür ancak ateş başlangıcında daha yüksek değerler de çıkabilir. Genelde ağızdan ölçümde 37 derece, popodan ölçümde 37,6 derece, koltuk altından ölçümde ise 36,5 derece normal kabul edilir. Son çalışmalar, bu normalin kişiden kişiye çok değişkenlik gösterdiğini ortaya koyuyor. 39 derece rektal (popodan) ateş, ağızdan alınan 38,4 derece ateşe, koltuk altından alınan 37,9 derece ateşe eşittir. Timpanik termometre rektal veya oral ölçüme yakın olacak şekilde ayarlanabilir.
Cam cıvalı termometreyle dereceği okumak için ışığa tutun ve cıvanın içinde bulunduğu gümüş kolonu görmeye çalışın. Her derece hizasında ve dereceler arasında onda ikilik aralıklarla kalibrasyon vardır. Cıva kolonunun bittiği yer dereceyi gösterir. dereceyi bir kenara kaydedin ve saat kaçta ölçüldüğünü de mutlaka not edin.
Cam termometre her kullanımdan sonra sabunlu suyla temizlenmeli ve alkolle silinmelidir. Termometreyi radyatör, şömine, fırın güneşli pencereden uzakta tutun.

kaynak:http://www.pudra.com/anne-cocuk/bebek-bakimi/cocugun-atesi-nasil-olculur-13614.htm

28 Temmuz 2013 Pazar

KEYİFLİ DOĞUM ÜNİTELERİ AÇILDI!!!






Geçtiğimiz günlerde CnnTürk'ün internet sitesinde okuduğum haberi sizlerle paylaşacağım. 

http://www.cnnturk.com/2013/saglik/07/25/keyifli.dogum.uniteleri.geliyor/717010.0/index.html 
buradan habere ulaşabilirsiniz.

Konuyla ilgili video için de;
http://video.cnnturk.com/2013/saglik/7/26/keyifli-dogum-uniteleri-geliyor


Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları hastanesinde Keyifli Doğum ünitesi açılmış. Pilot hastane seçilmiş. Bu hizmet burada gözlenip, daha sonra yaygınlaştırılacakmış. Bu keyifli doğum ünitesinde doğum yapabilmenin tek şartı hastanenin gebe eğitim programına katılmak. Buna gerçekten çok sevindim.
Ben İ.Ü.Florence Nightingale Hemşirelik okulundan mezunum Kadın-doğum stajımızın büyük bir çoğunluğunu Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları hastanesinde yaptım. Oradan aklımda kalanlar;ağrı odası denilen yerde bir yatakta 2 kadının paylaştığı, doğumhanenin de acayip yoğun ve bir sürü kadın aralarında sadece bir perdeyle ayrıldığı kocaman bir doğumhanede doğum yapıyorlardı. Tabii stajımla şimdi arasında uzun bir zamana geçse de değişikliklerin çok fazla olduğunu sanmıyorum. Fakat bu gelişmeyle büyük bir değişikliğin adımının atıldığını umuyorum.
Keyifli doğum ünitesinin yanı sıra Anne adaylarına Gebe Eğitimi verilmeye de başlamışlar. Bir de en hoşuma gideni eğitime katılan annelere bileklik veriyorlarmış. Doğum anında bilekliği olan anneleri doktorlar görünce bu annenin eğitim aldığını, doğum sürecini bilen anne olduğunu anlıyormuş.

Yani sizler Doğuma Hazırlık Eğitimleri aldığınızda özellikle normal doğum yapacaksanız doktorunuzun işi daha kolay olacak, sizin bebeğinize kavuşmanız daha keyifli olacak..


26 Temmuz 2013 Cuma

HAFTA HAFTA HAMİLELİK SÜRECİ



  


Hamileliğinizi öğrendiğinizde yaklaşık olarak 4-5 haftalık olmak üzeredir. Âdetimiz geçtiğinde biz bunu fark ederiz. Bu zamana kadar anne adayında hiçbir değişiklik, fiziksel ve ruhsal olarak, olmamıştır. Hemen bir kadın doğum doktoruna giderek hamileliğinizi tespit ettirin.

5. haftada erken gebelik belirtilerini hissedeceksiniz.
 Nedir bunlar?
 Memelerde dolgunluk ve hassasiyet, sürekli uyku hali ve halsizlik.  Uterusunuz büyüdüğü için mesane kapasiteniz azalacak. O nedenle sık tuvalete gitme ihtiyacınız olacaktır. Doktorunuz vajinal ultrasonla gebelik kesesini uterus içinde size gösterecektir.6.haftada hala fazla bir belirti yok diye endişelenebilirsiniz. Ama üzülmeyin içeride bir fabrika var ve hayal bile edemeyeceğiniz kadar hızlı çalışıyor. Bu haftalarda çoğu kadında sabah mide bulantıları olabilir. Yemek kokularına tahammülünüz hiç olmayabilir. Eşinizin çok sevdiğiniz parfümü bile siz iğrenç gelebilir. Bunun sebebi gebelik hormonları beyniniz de bulantı merkezini uyarmasıdır. Sabah bulantınız varsa yataktan kalkmadan evvel kraker, kızarmış ekmek yiyebilirsiniz. Bu sizi rahatlatacaktır.

Hamileliğinizin 10. haftasında bebeğinizin organ gelişimi tamamlanmıştır. Gebeliğinizin geri kalanında organların olgunlaşması olacaktır. Bu dönemde anne adaylarında duygu dalgalanmaları olacaktır. Bu çok normal bir durumdur. Hem gelişen bebeğinizin hem de kendi dişleriniz için yeterli flor aldığınızdan emin olunuz.

Hamileliğinizin 13.haftasında artık 1.trimester bittiği haftadır. Düşük ihtimali büyük ölçüde azalmıştır. Gebeliğinizin erken bulguları hemen hemen azalmıştır. BU DÖNEMDE FAZLA YORULMAMAK VE MÜMKÜN OLDUĞUNCA DİNLENMEK GEREKİR. RAHİM BÜYÜDÜKÇE GERİLİR VE ETRAFINI ÇEVRELEYEN VE KENDİSİNİ YERİNDE TUTAN ZARLARI DA GERER. Bu hafif kasık ağrısı şeklinde algılanabilir. Round ligaman ağrısı olarak adlandırılan bu durum gelip geçicidir. Her şeyi etkileyen hormonlar cilttede değişikliklere neden olabilir. Özellikle yüz ve boyunda lekelenmeler olabilir. Buna gebelik maskesi ya da chloas adı verilir. Bu geçici bir durumdur. Bu zaman içerisinde dışarıya özellikle de güneşin olduğu zamanlarda koruyucu içeren nemlendiriciler kullanılmalıdır. Artık karnınız büyümeye başlamıştır. Eski kıyafetleriniz dar geliyordur.

Şimdi kendiniz için alışverişin zamanı.....



Gebeliğinizin en rahat zamanı olan ikinci trimestere girdiniz. Artık bebeğiniz tamamen insan görünümündedir. Ultrasonla bakıldığında size el salladığını göreceksiniz. Evet,  bebeğiniz size el sallayacak. Gerçi bu tamamen bir refleks...Size ilk defa merhaba demesi hoş değil mi? Bebeğinizin artık herkesten farklı olan parmak izi var....Şu an kendisi 25 gram ve 10 santimetre .Bu arada artık dışarıdan bakıldığında sizin gebe olduğunuz belli....Pek çok kadında bulantı hissi ortadan kalktığı için daha enerjik hissedebilirler ...Gebeliğinizin bu döneminde ortadan kalkan cinsel dürtüleriniz eski haline gelir. Doktorunuz size özel bir şey demediyse gebelikte cinsellik yasak değil....

Hamileleiğin 15.haftasında bebeğinizin saçı çıkıyor. İkinci önemli haberde bebeğininiz parmağını emmeye başladı.16.haftadabebeğiniz hıçkırmaya başlıyor. Bu bebeğinizin solunumuna başladığının işaretidir. Ayrıca bebeğiniz ışığa tepki verebilir. Bu hafta her açıdan önemlidir. Anne-babanın en çok merak ettiği bebeğinin cinsiyeti bu hafta belli oluyor. Yine bu hafta down tarama testinin yapıldığı zamandır. Bu test için 16–20 en ideal haftadır. Tecrübeli anne adayları bebeğinin ilk hareketini de bu hafta hissedebilirler. Ama ilk gebelikse o zaman 20. haftaya civarında bunu hissedebilirler.18.hafta 36 yaşının üstündeki annelerde amniyosentezin yapıldığı zamandır.

 20. hafta. Tebrik ederiz siz gebeliğinizin artık yarısı bitti....Bu hafta da bebeğin koku, tat, işitme ,görme ve dokunma duyuları iyice aktif olmaya başlar. FETUS SIK SIK GÖZ KIRPAR. KALP ATIMLARI HIZLANIR. Bebeğinizin hareketlerini rahatça hissedebilirsiniz, artık. Saatte en az 2 kere hareket etmelidir. Ancak bu sayı gerçekte çok fazladır. Fakat anne adayları güçlü olanları hissedebilir.
21.haftadabebeğinizin kalbi, kanı çok daha etkili pompalamaya başlamıştır. Bu da sizin dolaşımınızdaki kan miktarını arttırmış olup, bu nedenle tüm gün ayakta olan gebelerde ayaklarda ve ayak bileklerinde akşama doğru ödem oluşur. Bu çok normal bir durum olup, gün içerisinde kendinizi dinlendirmeniz iyi olacaktır. Bu nedenle bu dönemde bol bol su içmek çok yararlı olacaktır. Hafta da bir kere tansiyonunuzu ölçtürmekte fayda vardır. KARIN BOŞLUĞU İÇERİNDE BÜYÜYEN UTERUS DİĞER ORGANLARLA BERABER DİYAFRAGMANIZI DA SIKIŞTIRACAĞI İÇİN NEFES NEFESE KALMA SORUNU YAŞAYABİLİRSİNİZ. Bu hatadan sonra doktorunuz size demir başlayacaktır.


22.haftadabebeğinizle konuşabilir. Ona müzik dinletebilirsiniz.. Karnınızın büyümesine bağlı olarak bel kavisiniz de içeri doğru genişlediğinden vücudunuzun denge merkezi değişmiştir. Bünyeniz bu hıza uyumunda zorlanabilirsiniz. Bu nedenle evde tek başınayken duş almamalısınız. Denge sorunundan dolayı artık bu haftadan itibaren topuklu ayakkabılarınıza veda ediniz. Daha çok ortopedik ayakkabılar giyiniz. Bu haftalarda bacak kramplarınız olabilir. Bu nedenle de kalsiyum ve magnezyum almanızı isteyebilir doktorunuz. Kramp girdiğinde eşinizden size masaj yapmasını isteyebilirsiniz. Bu haftalarda en güzel şey de bebeğinizin hareketlerini eşinizin de hissedecek olmasıdır. Hatta bu hareketler dışarıdan bakıldığında da görülebilinir. Bunun sebebi amniyon sıvısının fazla olması yani bebeğinizin hareket etmesi için bol bol yeri olduğudur.
24.haftadagebelik diyabetinin varlığını tespit etmek için 50 gram şeker yükleme testi yapılır. Sonucuna göre diyet verilir.
25. haftadabüyüyen rahimin bası yapması ve dolaşımınızın bozulması nedeniyle her yeriniz ağrıyabilir. Bu gibi durumlarda soğuk tatbik iyi gelebilir. Hala bebeğinize isim bulamadıysanız artık tam vakti....

26. haftadabirden bire karnınızda durup dururken karnınızda bir sertleşme hissedebilirsiniz. Bunlar normal olup Braxton-Hicks olarak adlandırılan kasılmalardır. ERKEN DOĞUMDA BU KASILMALAR SÜREKLİ VE BELİRGİN ARALIKLLARDADIR.  Eşiniz, elinin ayasını uterusunuzun tam tepe noktasına yerleştirerek beklemeli. Bu haftada uterusun tepe noktası göbek deliğinin yaklaşık 5 santimetre yukarısındadır. Eşiniz 20 dakika bu şekilde bekleyerek bu kasılmaların varlığını ve sıklığını değerlendirebilir. Bu işlemi sizde yapabilirsiniz fakat objektif olmaz.

27.haftadabebeğiniz yaklaşık 25 santimetre ve 1000 gramdır. Bu dönemde sizin uyku probleminiz olabilir. Özellikle yattığınız zaman nefes darlığı problemi yaşayabilirsiniz. Daha rahat olabilmek için yastık sayısını arttırabilirsiniz. Bu haftalarda kan basıncınıza dikkat etmelisiniz. Bunun için her hafta bir kere düzenli tansiyonunuzu almalısınız.

 Artık gebeliğinizin 3.trimesterine giriyorsunuz. Rahiminizin büyüklüğü neredeyse kaburgalarınıza kadar gelecek. Bu haftalarda bacaklarınızdaki varisler artacak ve şişmeler olacaktır. Yine hemoroid probleminiz varsa o artacaktır. Kan uyuşmazlığı varsa bu doktorunuza mutlaka bildirilmelidir. Bu haftada bebeğinizle rahatça konuşabilirsiniz, o artık sizin sesinizi tanıyor....

31.haftadabebeğiniz hızla büyümeye devam ediyor. Özellikle de kemikleri. O nedenle bu haftalarda her zamankinden çok kalsiyuma ihtiyacınız olacaktır.. Bu nedenle süt ve ürünlerini oldukça çok tüketmelisiniz. Bebeğiniz iyice büyüdüğü için alan artık daralmıştır. o nedenle bebeğinizin tüm hareketlerini hissedeceksiniz.

 32. haftadan sonra doktorunuz sizi atık 2 haftada bir görmek isteyecektir. Bu artık doğumun yaklaştığını gösterir. Erken doğumla ilgili belirtileri mutlaka öğrenmelisiniz. Sindirim sistemiyle ilgili sorunlarınız iyice artar. Bunun için lifli yiyecekleri sık sık ve azar azar yemelisiniz. Sıvı alımını arttırmalısınız.

Hamileliğinizin 35.haftasındahalsizlik ve yorgunluk hissi pek çok hamile kadının şikâyetidir. Uyuma güçlüğü, kilo artışı ve buna bağlı olarak hareket yeteneğinde azalma sorun yaşamanıza neden olacaktır. Bu dönemde cinsel isteksizlikte yaşayabilirsiniz. Eşinizin sizi daha anlayışla karşılaması gerekmektedir. Ayrıca bu dönemde doğum ve ona ait korkulardır. Eşinizin ve doktorunuzun yaklaşımı son derece önemlidir. Dünyada binlerce kadın doğum yaptığını ve bunların sadece az bir kısmında sorun yaşadığını aklınızdan çıkarmayı
Hamileliğinizin 37.haftası,mutlu sona sadece 4 hafta kaldı (eğer sezeyan ile doğaracaksanız 2 hafta)Bebek ise hemen hemen hazır. Doğum kanalına girmesi an meselesi. Hamileliğinizin başında gördüğünüz o ufacık canlı artık tam anlamıyla yaklaşık 2750 gram ağırlığında bir insan yavrusu. Bu haftalarda kilo alışınız çok hızlı olabilir. Doktorunuz vajinadan kültür alıp grup B Strepkok  enfeksiyonu taşıyıp- taşımadığınıza bakabilir. Bu haftalarda karnınızın üst kısmında bir boşluk rahatlama hissedebilirsiniz. Bu bebeğin doğum kanalına girdiğini belirtir ve angajman olarak adlandırılır.
MİDENİZ RAHATLAR, İŞTAHINIZ AÇILABİLİR. BENZER ŞEKİLDE AKCİĞERLERİNİZDE BASKI OLMADIĞINDAN SOLUK ALIP VERMENİZ KOLAYLAŞIR. iDRARA ÇIKMANIZ ANGAJMANDAN SONRA DAHA DA SIKLAŞIR, AYNI HAMİLELİĞİNİZİN BAŞINDAKİ GİBİ.

Hamileliğinizin 38. haftasında artık gebeliğinizin ve bebeğinizin miadını doldurmuş olarak kabul edilir. Bu haftaya kadar rahim ağzınız ve onun rahim içine bağlayan kanal sümüksü bir tıkaçla doldurulmaktadır. Bu mukus tıkacın amacı rahminizin ve bebeğinizi vajinadan gelecek mikrop ve enfeksiyonlara karşı korumaktır. Bu mukusun vajinadan gelmesi doğumun belirtilerinden biridir. ve halk arasında '' nişan gelmesi'' olarak adlandırılır. Nişan doğumdan birkaç hafta önce gelebileceği gibi birkaç saat öncede gelebilir.

Hamileliğinizin 39. haftası: Eğer planlı sezeryan olacaksanız bu hafta güvenli bir şekilde doğumunuzu yapabilirsiniz. Bazı durumlarda normal doğum planlanan gebelerde doktorunuz suni sancı vererek doğumunuzu gerçekleştirebilir. bu haftada bacaklarınıza elektrik çarpıyormuş gibi hissedebilirsiniz. Bunun nedeni bebeğiniz hareket ederken ve pelvis içinde yerleşirken rahimin etrafındaki sinirlere dokunmasıdır. Eşiniz sizinle doğuma girmeyecekse onu ikne etmeye çalışın. 40.haftada bebeğinize oksijen taşıyan ve besin maddesi taşıyan göbek kordonunun uzunluğu yaklaşık 50 kalınlığı ise 1,3 santimetredir. Bebeğiniz 3000 gramın üzerindedir ve rahimin büyük bir kısmını doldurur. Son haftada amniyon zarı her an açılabilir ve sularınız gelebilir. Bazen bardaktan boşalırcasına bazen de çok yavaş olabilir. MİKTARI NE OLURSA OLSUN MUTLAKA DOKTORUNUZU ARAMALI VE HASTANEYE GİTMELİSİNİZ.

 41.HAFTADA HALEN DOĞUM YAPMADIYSANIZ artık iyice sıkılmaya ve sabırsızlanmaya başlamışsınızdır. Siz herhangi bir ağrı hissetmesenizde rahim ağzındaki açıklık ve incelme artmaya başlar. Açıklık 10 santimetre olduğunda doğumun ilk evresi başlamıştır. Daha sonra ikinci evre başlar ve bebeğiniz dünyaya ve size merhaba der. Vajinal doğumda kafa doğduktan hemen sonra doktorunuz bebeğinizin ağzını siler ve ilk ağlaması odada yankılanmaya başlar. Bu aşamada daha göbek kordonu kesilmeden bebeğinizin kucağına verilmesi ilk temasın daha sıcak yaşanmasını sağlar.

25 Temmuz 2013 Perşembe

LISTERINE® STAY WHITE İLE GÜLÜŞÜNÜZ BEMBEYAZ KALSIN


100 yılın üzerindeki geçmişi ile Dünya’da ve Türkiye’de en çok tercih edilen ağız bakım ürünü LISTERINE®, dişlerin daha beyaz kalmasını sağlayan çeşidi LISTERINE® STAY WHITE ile artık Türkiye’de tüm marketlerde...


Ağız ve diş bakımının tam yapılmadığı durumlarda diş çevresinde biriken yiyecek artıkları bakteri plağı oluşumuna neden olur.  Ağızda temizlenmemiş plak, tükürük ile birleşerek tartar (diş taşı) oluşturur ve zaman içinde dişlerin sararmasına neden olur. Dişi fırçalama sonrasında kalan ve plak oluşumuna neden olan bakterilere karşı koruyan LISTERINE® STAY WHITE, formülündeki özel içeriği ile dişlerin daha beyaz kalmasını sağlar


LISTERINE® STAY WHITE, diğer Listerine® çeşitlerinde olduğu gibi plak oluşumunu engelleyerek dişlerin iltihaplanmasını önleyen etkisinin yanı sıra anti- tartar etkiyi kuvvetlediren özel bir içeriğe sahiptir. Leke oluşumunu önlemek için plak ve tartar birikimini azalttığı klinik olarak kanıtlanmış olan LISTERINE®STAY WHITE, dişlerin daha temiz ve parlak olmasını sağlarken doğal beyazlığını korur. Fırçalama ile ulaşılamayan alanlara ulaşan  LISTERINE®STAY WHITE günde 2 kez kullanıldığında plak oluşumuna karşı 24 saat koruma sağlar ve nefesi tazeler.

Günlük ağız bakımına özen göstermek diş lekelerini daha oluşmadan engellemeye yardımcı olur.  Diş ipi ve diş fırçası ile sadece sınırlı bir ağız temizliği sağlanır.  Komple ağız hijyeni için bunların yanı sıra günde iki kez, sabah ve akşam Ağız Bakım Ürünü kullanmak gerekir. LISTERINE®  Ağız Bakım Ürünlerinin ulaşılması güç alanlara ulaşarak diş eti hastalıkları ve ağız kokusunun ana nedeni olan bakteri plağını azalttığı klinik olarak kanıtlanmıştır.




EK GIDAYA BAŞLAYAN ÇOCUĞUNUZUN ELİYLE KENDİ KENDİNE YENİLEBİLEN YİYECEKLER HAKKINDA!!




NE ZAMAN?
Bebeğiniz 8 veya 9 aylıkken veya kendi kendine sandalyede oturmaya başladığında

NASIL?
Başlangıçta vermeyi düşündüğünüz besinleri mama sandalyesinin önündeki tepsiye yerleştirin.Bunları ezmeye veya etrafa bulaştırmaya çalışabilir.Bunda bir sorun yok, yaptıkları öğrenme sürecinin bir parçasıdır. Yemekleri onun yerine ağzına vermeyin.Bu, amacı hedeften uzaklaştıracaktır. Bunun yerine birazını siz yiyin. Bebekler bizi taklit ederler.Özellikle ağzının tadına uygun bir yiyecek bulduğunda, o da aynı şeyi yapmaya çalışacaktır.Her yemek vakti, ona öncelikle eliyle yiyebileceği yiyeceklerden verin.Eğer bunları yemezse kaygılanmayın. Her öğünün başlangıcında önüne koymaya devam edin, eninde sonunda yemeye başlayacaktır.
NE?
Elle yiyebileceği yiyecekleri ( finger foods) tam olarak ne olduğu hakkında şüpheleriniz varsa , önce kendi kendinize bir deneme yapın. Yiyecekler ağzınızda kolayca yumuşamalı ve bebeğinizin boğazına takılacak pütürlü parçalar ve kırıntı içermemelidir.Dişiniz yokmuş gibi davranın ve yiyeceği dilinizle alıp  damağınıza götürmeye ve küçük dil hareketleri ile onu ezmeye çalışın.Yaratıcı olun.Ortalığın batmasıyla ilgili tahammül sınırınıza göre, yulaf ezmesini,patates püresini veya kaşar peynirini elle yenilebilir besinler listenize alabilirsiniz.Olgun meyveler da güzel bir seçenektir ama bunların çocuğunuzun elinden kaymaması için iri iri dilimler halinde kesilmesi uygun olacaktır. Restorana giderken evde yiyecekleriniz yanınıza getirin ama sizin yediklerinize heyecanla bakarsa denemesine izin verin.Bebeğinizin ne kadar çok kendi kendine yemesine izin verirseniz, o kadar çabuk kendi kendine yemek yemesini öğrenmesine ve bundan zevk almasına yardımcı olursunuz.

22 Temmuz 2013 Pazartesi

DOĞUMA HAZIRLIK KURSLARI



Doğum yapma ve anne-baba olma insan yaşamının en önemli olaylarından biridir. Özellikle ilk defa anne ve baba olacak çiftlerin gebelik, doğum ve doğum sonrası döneme ilişkin endişeleri vardır. Gebelik kadın vücudundaki karakteristik birtakım değişiklikleri kapsar. Doğum eylemi tamamen kontrol edilebilen bir süreç değildir. Korku ve baş edememe gibi bir takım engeller vardır. Kadınlar bu durumlarla baş edebilmek için arayış içindedirler. Gebelikte fiziksel değişikliklerin yanı sıra psikolojik değişiklikler de olmaktadır. En önemlisi çiftlerin hayatına yeni bir birey katılmaktadır. Yaşam tarzları değişecektir ve yeni duruma alışmaya çalışacaklardır. Bu durum daha öncesinden bilinmesine rağmen, anne adayı ve eşi bu yeni durumla nasıl baş edeceğini bilememektedir .
Geçmişte kadınlar gebelik ve doğuma ilişkin bilgileri annesinden, kardeşinden ya da komşusundan öğrenirlerdi. 1900’lü yılların sonlarına kadar doğuma hazırlık eğitimleri aile ve sosyal çevrenin desteğiyle yapılmakta idi. Normal doğumlar ebe eşliğinde aile bireyleri veya arkadaş desteğiyle evde gerçekleşiyordu. Evde gerçekleşen doğumlarda da doğumun normal seyri dışında bazı istenmeyen durumlar gelişebiliyordu. Endüstri Devrimi ile birlikte kalabalık şehir hayatı ve buna bağlı sağlık problemleri puerperal ateş, enfeksiyon, sepsis ve ishaller anne – bebek ölüm oranının artmasına neden olmuştur. Kadın- Doğum alanında erkek doğum uzmanlarının artması, enfeksiyon ve ağrının azaltılmasına yönelik kullanılan ilaçlar ve endüstrileşme sonrası aile bağlarının zayıflaması, doğal süreçte “kadının işi” olan doğum olayının evlerden hastanelere taşınmasına neden olmuştur. Doğum alanında yaşanan bu değişimlere paralel kadın hareketlerinin artmasıyla birlikte anne adaylarının doğum hakkındaki görüşleri ve beklentileri de değişmeye başlamıştır. Artık kadınlar doğumlarını yönetmek ve doğumlarının merkezinde olmak, doğum ağrıları ile ilaçlar dışında kendi yöntemleri ile baş etmek ve bu deneyimi eşleriyle paylaşarak güzel bir doğum deneyimi yaşamak istemektedirler.

Doğuma hazırlık eğitiminde amaç; anne adayını ve çiftleri gebelik, doğum ve doğum sonrası döneme ilişkin doğru kararlar almalarına ve bu dönemleri en güzel şekilde geçirebilmelerine yardımcı olmaktır. Bu eğitimler sayesinde çiftler bu dönemde yaşadıkları deneyimin anne adayı, bebek ve diğer aile bireylerinin tüm yaşamını etkileyeceğini öğrenirler. Perinatal eğitim, erken ve geç dönem eğitimlerin tamamını kapsar ve çiftleri doğuma ve anne-babalığa hazırlar. Günümüzde ise perinatal eğitim sadece erken ve geç dönemleri değil prekonsepsiyonel dönemden anne-babalığın ilk aylarına ilişkin bir dizi eğitim sınıflarını kapsamaktadır. Geç dönem doğuma hazırlık sınıfları ise çiftlerin fiziksel ve psikolojik olarak doğuma ve doğum sonrası döneme hazırlık ve eğitimini kapsar. Ayrıca doğum eylemi, doğum ağrılarıyla baş etme ve doğum pozisyonları, doğumda destek, olası girişimler, solunum, ıkınma ve gevşeme egzersizleri, rahatlama teknikleri gibi eğitimler ile anne adayını ve eşini doğuma hazırlamaktadır. Kadının kendine ve bedenine güvenmesi konusunda farkındalığını artırmayı hedeflemektedir.

BEBEİMGELİYOR DOĞUM VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU


22-29 EYLÜL-06 EKİM 2013 PAZAR GÜNÜ 11:00-13:00 SAATLERİ ARASINDA YENİ KURSUMUZ BAŞLAYACAKTIR.EĞİTİM DETAYLARI AŞAĞIDA OKUYABİLİRSİNİZ.
ertugurl.esra@gmail.com E-MAİL ATARAK DA KAYIT İŞLEMLERİNİZİ YAPTIRA BİLİRSİNİZ!!

Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz..

Ben Hamile Eğitmeni ESRA ERTUĞRUL merak ettiğiniz ve endişelendiğiniz konularda size yardım etmek, destek olmak istiyorum.

Doğuma Hazırlık kurs ile daha bilinçli ve keyifli bir hamilelik dönemi geçirmenizi sağlamak, rahat ve kolay bir doğum yapmanıza yardımcı olmak ve güvenli bir doğum sonrası dönemi yaşamınızı hedefliyorum.
Eğitimlerimiz interaktif şekilde yapılmaktadır. O nedenle en fazla 5 çiftten oluşmaktadır. Derslerimiz teorik bilginin dışında uygulamalardan da oluşmaktadır. Kursumuza gelirken , özellikle yanınızda bir şey getirmenize gerek yoktur. Sadece rahat kıyafetler giyebilirsiniz.








Bebeimgeliyor doğum ve bebeğe hazırlık kursumuz 3 oturumdan ve doğum sonrası anne-baba ve bebek toplantısı olmak üzere 4 oturumdan oluşmaktadır.

Kursumuza babalarında katılmasını anne adaylarına tavsiye ediyoruz. Eğer baba adayı gelmek istemezse size doğum ve sonrası destek olacak kişi ile kursa katılabilirsiniz.

Kursumuza 12-13 gebelik haftasını tamamlamış olmanızı tavsiye ediyoruz.;


Kursumuzun içeriği;

BEBEİMGELİYOR DOĞUM VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU

4 HAFTALIK PROGRAM


1.OTURUM:

Hamilelik ve bebeğin gelişim süreci,

Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,

Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri, ağrısız doğum,

Doğuma hazırlık

Normal doğum yapmak isteyen anne adayları için, normal doğuma yönelik nefes egzersizleri, ıkınma teknikleri ve masaj teknikleri anlatılacaktır.

Doğum planımız nasıl olmalı?

Babanın doğum planı

Bebek odası hazırlığı ve doğru alışveriş,

Doğuma giderken anne ve bebeğin valiz hazırlığı

Hamilelik psikolojisi / doğum korkusunu yenmek

RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ

2.OTURUM:

Emzirme ve anne sütü,

Yenidoğan bakımı;

-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)
-bebeği tutuma ve taşıma,
-bebeği giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-bebeğin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,

*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER

3.OTURUM:

Lohusalık bakımı,

Lohusalık Sendromu,

Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,

Doğum sonrası ve emziren annenin beslenme

Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı

Doğum sonrası anne ve bebek

NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ

4. OTURUM:


Doğumdan sonraki ilk 2 ay içerisinde anneler ve babalar bebekleri ile birlikte anne -bebek -baba grubumuza katılabilir ve zorlandıkları konularda danışmanlık hizmeti alabilirler. Bu oturumumuza  psikoloğumuz ve hamile eğitmeni arkadaşımızda bulunacaktır.

Katılmak veya detaylı bilgi almak isterseniz;
ertugrul.esra@gmail.com
email atabilrisniz...

20 Temmuz 2013 Cumartesi

DOĞUM YÖNTEMLERİ


Günümüzde birçok doğum çeşidi sunuluyor; Planlı sezaryen, epidural anestezi ile doğum, suda doğum, doğal doğum, doğum başladıktan sonra sezaryen.

Normal doğum
Hamileliğin 40. haftasından sonra, doğumun genital kanaldan olacağı, müdahale gerektirmeyen, kendiliğinden başlayan ve belli bir sürede gerçekleşen doğumlardır. Bu doğumlarda baş gelişi olmalı, fazla kanama olmamalı ve sağlıklı bir bebek ve anne olmalıdır.  Aynı gün ihtiyaçlarınız için ayağa kalkabilir ve normal yemek yiyebilirsiniz. Hatta 4 saat sonra her şey yolunda ise evinize de taburcu olabilirsiniz.
Bu şartların dışındaki durumlarda farklı doğum yöntemleri uygulanmalıdır.
Vakumla doğum
Normal doğumlarda bebeğin doğum kanalından geçerken ilerleyemediği, doğumu yaptıran kişinin doğumu hızlandırmak istediği veya annenin yeterince güçte bebeği itemediği durumlarda, rahim ağzı tam genişlemişken bebeğin başı üzerine vakum aletinin yerleştirilmesi ile bebeğin dışarı doğru çekilmesi işlemidir.
Forsepsle Doğum
Forseps bir yumuşak doku tutma aleti olup fetüs başının çevrilmesini sağlamak ve doğuma yardımcı olmak amacıyla kullanılır. Fakat günümüzde pek kullanılmamaktadır.
Epizyotomi Uygulanması
Epizyotomi bebeğin geçişine izin vermek amacıyla yapılan kesidir. Bebeğin  yaptığı basıncın rahatlatılması, yırtılmaların önlenmesi, doğumun 2. evresinin kısaltılması amacıyla epizyotomi uygulanmaktadır.
Sezaryen
Yaşayabilecek hale gelmiş bir fetüsün karın ön duvarına yapılan kesilerle plasenta ile birlikte dışarıya çıkarılması amacıyla yapılan cerrahi işlemdir.
Sezaryen ya doğum belirtileri ile veya bebeğin olgun olduğu ortalama 38 hafta civarında planlı olarak yapılabilir. Eğer planlı sezaryen için hastaneye gelmişseniz aç karına gelmelisiniz ki tüm problemler en aza indirilsin. Gerekli hazırlıklar ve anestezi muayenesi sonucunda ameliyathaneye alındıktan sonra uyumadan evvel karnınınız özel bir solü syonla silinir ve steril örtüler örtülür. Daha sonra anestezi verilerek uyuma işlemi başlar ve hemen açılan karından 2-3 dakika içinde bebeğiniz çıkarılır ve göbeği bağlanarak kesilir. Daha sonra yapılan işlemler açılan rahmin ve karın katlarının dikilmesinden ibarettir.
Sezaryenden yaklaşık 6-8 saat sonra ayağa kalkar ve sulu gıdalardan başlamak üzere gaz çıkışı ve barsak hareketlerinin normale dönmesi süresince normal gıdalara geçilir ve 3 gün içinde taburcu olabilecek duruma gelirsiniz. Sonuçta yaranız iyileştiğinde ortalama 7-8 gün içinde rahatlıkla eski hayatınıza dönebilirsiniz.

Hangi yöntem, seçerseniz seçin, tek amaç vardır. O da öncelikle annenin sağlığına zarar vermeden sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesidir.

Doğum eyleminde uygulayacağınız doğru nefes alma-verme tekniklerini




Doğum eyleminde uygulayacağınız doğru nefes alma-verme tekniklerini gebelik döneminizde ne kadar sık uygularsanız bu teknikleri o kadar iyi öğrenirsiniz.

Doğum eylemi esnasında doğru nefes alıp verme iki açıdan önemlidir:
1. Doğum eyleminde belli aralıklarla gelen uterus kasılmaları esnasında bebeğinize giden kan akımı nispi olarak azalır. Bu fizyolojik, yani normal bir durumdur. Siz bu esnada derin bir nefes aldığınızda kanınıza normal bir nefeste geçtiğinden daha fazla oksijen geçer ve bu ek oksijen kasılmalar esnasında bebeğinizin oksijensiz kalmasını önler.
2. Kasılmalar esnasında duyacağınız muhtemel ağrı, zihinsel olarak daha çok doğru nefes alıp vermeye odaklanmış olmanız nedeniyle daha hafif olarak algılanacaktır.

Alıştırmalar:

Gevşeme: Yere yatın ve dizlerinizi bükün. Vücudunuzdaki bütün kasları bilinçli bir şekilde teker teker gevşetin. Bunun ne kadar zor olduğunu denedikçe göreceksiniz. Tüm kaslarınızı gevşettiğinizi düşündüğünüzde bile tekrar yaptığınız bir kontrolde bazı kaslarınızın halen kasılı olduğunu görebilirsiniz. Tümüyle gevşemiş olmaya özen gösterin.

Derin nefes alma-verme: Tümüyle gevşediğinizden eminseniz sanki 45-50 saniye süren bir kasılmanız varmış gibi hissetmeye çalışın. Burnunuzdan (eğer burun tıkanıklığınız varsa ağzınızdan) içinize mümkün olduğunca ve yavaş yavaş derin bir nefes çekin, bu nefesi yine yavaş yavaş ağzınızdan dışarı verin. Bu esnada bütün kaslarınızın gevşek olduğunu tekrar kontrol edin. Kafanızda canlandırdığınız kasılmalar devam ettikçe bu işleme devam edin.

Dikkat: Nefes alıp verme işlemini çok hızlı yaparsanız, kanınızdaki karbondioksit hızlı bir şekilde azalabilir, bu da geçici bilinç kaybına kadar gidebilen durumlara yol açabilir, bu nedenle derin nefes alma işlemini yavaş yavaş uygulayın. 45-50 saniye süren bir kasılmada 5-7 adet nefes alma-verme uygundur.

Karından nefes alma tekniği: Bu egzersiz karın kaslarınızın gevşemesine yardımcı olduğu gibi, kasılı kasların uterus üzerine gereksiz baskı yapmasını engeller:
Yere uzanın ve ellerinizi karnınızın üzerine yerleştirin. Derin bir nefes alarak karnınızın “şişmesini” sağlayın. İçinizden beşe kadar saydığınız sürede bu pozisyonu koruyun. Nefesi ağzınızdan verin ve bu işlemi 4-5 kez tekrarlayın


Doğum için ne zaman hastaneye başvurmak gereklidir?



 Her doğum için değişebilen bir sürenin sonunda kasılmalar düzenli ve güçlü hal alır. Genel olarak 30 - 40 dakikalık bir sürede beş dakika veya daha az aralarla düzenli  kasılmalar hissediyorsanız hastaneye başvurma zamanı gelmiş demektir. Düzenli ağrıların başlamasıyla doğumun ‘aktif evre’ adını verdiğimiz bölümü başlamış demektir. Bu dönemde rahim ağzı açıklığı da genelde 3 - 4 cm.ye ulaşmış durumdadır. Aktif evrenin hastanede geçirilmesi anne ve bebek açısından daha güvenlidir.
Ağrıların başlamasıyla sümük gibi bir akıntının olması
(“nişan”) adeta doğumun habercisidir.Nişan geldiğinde hemen hastaneye gitmek gerekmez. Bu doğumun çok yaklaştığını bugün yarın doğumun gerçekleşeceğini gösterir. Hazırlıkları gözden geçirmek için zamanınız vardır.
Bazen ise hiç doğum sancıları başlamadan
amniyon suyu gelebilir. Suyun gelmesi hafif hafif ama sürekli şekilde olabileceği gibi birden bacakları ıslatır tarzda da olabilir. Bu durumda da acil olarak doktorunuzu arayınız. Doğumdan önce su keseleri yırtılan gebe kadınların çoğunluğu 12 saat içinde ilk kasılmaları hissederler; kalanların çoğu bunları 24 saat içinde hisseder. Sularınız geldikten sonra anne ve bebeğin enfeksiyon kapma ihtimalinden dolayı max. 24 saat içinde doğum gerçekleşecektir.
Kanama gebelik süresince riskli bir durumdur. Her türlü kanama dikkatlice değerlendirilmelidir. Az veya çok kanamanın olması doğumun habercisi olmakla beraber gebelikle ilgili bir problemi de ifade edebilir.
Bebeğin hareketlerinde azalma hissedilmesi durumunda da hastaneye başvurulmalıdır. Bu da bebeğin sıkıntıya girdiğinin işareti olabilir. Bu durumda genellikle NST çekilerek ve ultrason değerlendirmesi yapılarak karar verilir

RAHAT VE SAĞLIKLI BİR DOĞUM İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?


Doğuma hazırlanan ve bu konuda bilgisi olan anne adayları kendi vücutlarını ve ağrılarını kontrol edebiliriler. Doğumunuzun rahat ve hafif geçmesi için uygulabileceğiniz birkaç öneriyle her şey daha kolay olacaktır.

Doğumunuzun rahat ve hafif geçmesi için uyguayabileceğiniz bir kaç öneri:
-Doğumunuzun rahat olabilmesi için, doktorunuza güvenin.
Doktor- gebe ilişkisi iki insan arasındaki güvene dayalı bir ilişkidir.
- Hamileliğinizin başından itibaren beslenmenize çok önem verin. Ne yerseniz bebeğinizde onu yiyecektir. İki kişilik yemeyin. Doğal ve dengeli beslenmelisiniz.
-Doğumunuz yaklaştıkça daha çok sıvı gıdaları tercih edin. Bağırsaklarınızın boş olması doğumunuz daha da kolaylaştıracaktır.
-Doğuma günler kala vücudun bağırsakları temizlemesi nedeniyle ishal olabilirsiniz, meraklanmayın.
-Hamilelik döneminde nerede doğum yapacağınıza karar vermelisiniz.
-Doğum yapacağınız hastaneyi ve orada çalışan sağlık ekibiyle önceden tanışmalısınız.
-Doğum planınız oluşturmalısınız. Doğum esnasında aranacak numaralar, yanınızda kimlerin olacağı, doğum çantanıza koyduklarınızın yedeklerinin nerede olduğu gibi bilgileri planınız da yer vermelisiniz.
-Doğum yaklaştıkça hafif işler yapmalı ve daha çok dinlenmelisiniz.
-Doğuma hazırlık kursuna katılabilirsiniz. Doğumun nasıl olacağını öğrenen ve doğuma hazırlanan anneler bilgi ve özgüven sahibi olurlar. Ayrıca zamanı geldiğinde kendi vücudunu ve doğum sancılarını kontrol edebilir.
-Yoga veya pilates yapabilirsiniz. çünkü sizi hem zihinsel hem de fiziksel olarak doğuma hazırlar. Yoganın ve pilatesin  kas ve nefes kontrolü açısından etkisi de kanıtlanmıştır.
-Doğum ağrılarıyla baş etmek için nefes egzersizleri yapabilirsiniz. .Doğumda en önemli faktör uzun ve derin nefeslerdir. Bu nefesler bir yandan bebeğinize yeterli oksijenin ulaşmasını sağlarken diğer yandan rahatlamanızı ve kasılmaları daha rahat karşılamanızı sağlar. Nefesle doğum daha kolaydır.
-Rahat bir doğum için gevşemeyi öğrenin. Doğumda rahim kasınız aktif olarak çalışırken, diğer kasların gereksiz enerji tüketmemesi gerekir. Bu yüzden doğumda gevşeme de önemlidir.
-Bebeğinize şarkılar söyleyebilirsiniz, onunla konuşabilirsiniz. Böylelikle aranızda iletişim kurmuş olursunuz.
-Hastaneye gitmeden önce ılık duş alın ve rahatlayın.
-Doğal doğum, doğal ve sağlıklı olanıdır. Ancak bazen doğanın da yardıma ihtiyacı olabilir. Belli bir oranda sezeryan da olabilirsiniz. Sezeryan olma durumundaki seçeneklerinizi ve tercihlerinizi belirleyin. 

DOĞUM ÖNCESİ DOKTOR SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KRİTERLER



Hamilelik ve öncesinde doktor seçimi oldukça önemli, üzerinde iyi düşünülmesi gereken bir konudur. Hamilelik sürecini rahat geçirebilmeniz için bu konuya dikkat etmelisiniz.
Doktorunuzu seçerken ilk önce etrafınızdaki akraba ve arkadaşlarınızın tavsiyelerini dikkate alabilirsiniz. Fakat kişisel farklılıklardan dolayı, başkasının iyi anlaştığı bir doktor size uygun olmayabilir. O nedenle tek başına tercih etme kriteri olmamalıdır.
Doktor tercih ederken;
*Doktorunuza güvenmek,
Doktorunuzun yanında kendiniz rahat hissetmeniz ve ona gerçekten güven duymanız çok önemli. Doktorunuzun tedavinizle ilgili vereceği kararlar sağlığınız direkt olarak etkileyecektir. Eğer doktorunuza güven duymazsanız, onun size önerilerine uymakta zorlanırsınız. Kaliteli bir sağlık hizmeti alabilmeniz için ilk şart doktorunuza güven duyabilmenizdir.

*Doktorunuzun Mesleki Deneyimi,
Doktorunuzun mesleki deneyimini sorgularken bazı noktalara dikkat etmekte fayda vardır. Tıp bilimi çok hızla ilerlemekte ve her branş kendi içinde alt branşlara ayrılıp, uzmanlaşmalar olmaktadır. O nedenle doktorunuz sizi muayene edip, başka bir uzmana yönlendirmesi, onun yetersiz veya kötü olduğunu göstermez. Bu durum ekip çalışması içinde bulunan klinikler de fazlaca görülmekte ve doktorunuzun yetersizliği değil  sizin sağlığınıza verdiği önemi gösterir.

*Doktorunuzun yaklaşımı,
Doktorunuz sizi soru sormaya özen gösteriyor, sorularınız dikkatle dinliyor ya da dinlemiyor mu? Sizi muayene ederken sizler ne kadar ilgili? sizi soru sormaya teşvik ediyor mu?
Durumunuz hakkında size detaylı bilgi veriyor, alternatifleri açıklıyor mu?
Bunlar çok önemli olup, durumunuz hakkında bilgi edinmek, nedenini öğrenmek, riskleri, tedavi yollarını öğrenmek bir hasta olarak sizin hakkınızdır.
Eğer doktorunuzla bu iletişimi kurabiliyorsanız, doktorunuzu belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.

*Ulaşılabilirlik,
Günümüzde iletişim ne kadar önemli herkes tarafından bilinmekte. Özellikle bebek bekleyen bir gebe de ihtiyaç duyduğu her an doktoruna ulaşmak isteyecektir. Özellikle bebek bekliyorsanız, bu durum daha bir önemlidir. Her ihtiyaç duyduğunuzda doktorunuza telefon, e-mail vb. iletişim araçlarıyla ulaşabilmeli ve cevap alabilmelisiniz. Bazı problemler muayeneye gitmeden, evden bile çözüle bilinir..

*İletişim,
Doktorunuzun sizin anlayacağınız dilden konuşması çok önemli. Size bilgi verirken tamamen tıbbı terimlerle konuşması sadece sizin kafanızı karıştıracaktır. O nedenle doktorunuzla konuşurken, onun  ne demek istediğinizi anlamanız da çok önemli..

Sonuç olarak doktorunuzu seçerken;
-Kendinizi  yanında rahat hissettiğiniz,
-Aklınıza gelen soruları rahatça sorabildiğiniz,
-Sorduğunuz sorulara cevap alabildiğiniz,
-Durumunuz hakkında yeterli ve aydınlatıcı bilgi alabildiğiniz,
-Gerektiği zamanlarda cep telefonuyla veya e-mail yoluyla rahatça ulaşabildiğiniz,
Muayeneden çıktığınızda aklınızda herhangi bir şüphe kalmadan gönül rahatlığıyla eve dönebilmenizi sağlayan doktor, sizin için en uygun doktor olacaktır.


19 Temmuz 2013 Cuma

Johnson’s Baby Yağ Yazın En Işıltılı Bacaklarını Seçiyor



Işıltını Modaya Yansıt...


Güzel bir bacak dekoltesi için ince ve uzun bacaklar kadar pürüzsüz bir cilt ve parlak bir ten de şart diyen cilt güzellik ikonu Johnson’s Baby YağVogue Türkiyeişbirliğinde düzenlediği eğlenceli yarışma ile yazın en ışıltılı bacaklarını seçiyor.
Johnson’s Baby Yağ ile moda sayfalarının yıldızı ol!
Johnson’s Baby Yağ “Işıltını Modaya Yansıt” yarışması ile 3 şanslı genç kız Vogue Türkiye Eylül 2013 sayısında çok özel bir moda çekiminin yıldızı olma şansını yakalayacaklar.  Işıltısını Modaya Yansıtmak isteyenler stillerini tamamlayan bir ayakkabıyı, sezonun favori elbise, etek ya da şortlarıyla giyerek Johnson’s Baby Yağ’ın da olduğu bir fotoğrafı Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasından paylaşarak yarışmaya katılabilecekler.  20 Temmuz - 11 Ağustos tarihleri arasında Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasına yüklenecek fotoğraflar arasından seçilecek 3 şanslı genç kızı Vogue editörlerinin de yer alacağı jüri belirleyecek. 18 yaşından büyük genç kızların başvurabileceği yarışmanın kazananları 14 Ağustos tarihinde Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasından duyurulacak.  Kazananlar Vogue Türkiye’nin Eylül 2013 sayısında yayınlanacak yeni sezon bir moda çekiminde yer alacaklar.
Johnson’s Baby Yağ’dan yarışmacılara özel ipucu! “Islan,Yağlan, Kurulan”
Islak cilde uygulandığında 10 kata kadar daha fazla nemi hapseden Johnson’s Baby Yağ, yarışmaya katılacaklar için ipeksi görünümde bacaklara kavuşamanın sırrını da veriyor: “Her duşta cildiniz ıslakken Johnson’s Baby Yağ’ı uygulayın sonrasında cildinizin ıslaklığını havlu ile nazikçe alın. Böylece nemi cildinize hapsedin ve bebeksi yumuşaklıkta bir cilde kavuşun.
Daha fazla bilgi için: www.facebook.com/johnsonsbabyturkiye

18 Temmuz 2013 Perşembe

DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI EĞİTİMİ



Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.Ağırlıklı olarak bebek ve bakımından bahsedeceğiz.



 Bu eğitim programın da 


*Anne sütü ve Emzirme

*Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
 -Göbek bakımı,
-Yeni doğan sarılığı,
-Bebeğin altının değiştirilmesi,
 -Bebeği tutuma ve taşıma,
 -Bebeği giydirme,
 -Yenidoğan refleksleri,
 -Bebeğin yıkanması,
 -Bebeğin gazının çıkarılması,
-Bebek için rahatlatma masajı,
 -Bebeğin aşıları,
-Bebeğin uyku düzeni,
-Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları  ana başlıkları altında olacaktır.

 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız.İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
11 Ağustos 2013 pazar günü saat 11:0-14:00 saatleri arasında eğitim olacaktır.Kayıt içinertugrul.esra@gmail.com e-mail atarak kayıt yaptırabilirsiniz.
Eğitim yerimiz: Bostancı‘dadır.
Ücreti: 100 TL..

Eşler isterlerse katılabilirler.

3 - 6 Yaş Arası Çocukların Gelişim Özellikleri


Sosyal Gelişim:
3-6 yaş arası oyun çağı çocuğu bedenen,zeka ve kişilik bakımından hızla büyümekte,öteki dönemlerde kazandığı güven ve bağımsızlık duygularına paralel olarak çevresini genişletmekte,keşifler yapmaktadır.
Bu dönemde çocuğun çevresini,kendine,özellikle cinselliğe karşı merak ve öğrenme eğilimi kendini gösterir,soru sorması en yüksek düzeyine ulaşır.Girişim dönemi olarak adlandırılan bu dönemde çocuğun merak ve ilgilerine yönelik suçlayıcı,cezalandırıcı tutumlar onu hayat boyu gereken öğrenme isteğini,girişimciliğini  engelleyecek,bir takım sosyal ve duygusal sorunlara yol açabilecektir.
Bu dönem ayrıca çocukta vicdanın geliştiği dönemdir.Çocuk artık dış dünyadan,anne babasından gelen disiplini içselleştirmeye başalmıştır.Dozunda bir disiplin doğru ve sağlıklı bir vicdan gelişimine,suçlayıcı,cezalandırıcı disiplin bireyin suçluluk duygularının gelişimine yol açar.Suçluluk duyguları çocuğun hareketlerini kısıtlar,yeni şeyler öğrenmek,merak etmek yani girişimcilik yeteneklerinden onu alıkoyar.Dozunda bir vicdan gelişimi ise toplumsal kurallara uyan ama gereksiz suçluluk duyguları ile kendini kısıtlamayan, dolayısıyla özgür düşünebilen, hedefler koyabilen,öğrenmeye açık,girişimci bir kişilik sağlayacaktır.
Bilişsel gelişim:
Bu evrede çocuk dile ve sembolik düşünce yeteneğine sahiptir. Sembolik düşünme yeteneği;kavram geliştirme,dil,jestler,yaratıcılık,resim ve diğer sanatsal eylemler için  temel oluşturu.Sembolik düşünme yeteneği oyunda da kendini gösterir.Çocuk farklı objeleri hayal ettiği biçimde kullanır,onlarla oynar.
Bu dönemdeki çocuğun zihinsel işleyişi görünenin etkisi altındadır.Örneğin eşit ağırlıkta olduğu gösterilen iki parça hamurdan birine daha büyük ,diğerine daha küçük bir şekil verildiğinde görüntünün etkisi altındaki bu yaş çocuğu büyük parçanın ağır olduğunu söyleyecektir.
Benmerkezcilik bu dönemdeki düşünce yapısının tipik özelliğidir. Başkalarının duygu ve gereksinimlerini farketme konusunda yetersizlik gösterirler.Bu dönemin sonlarına doğru başkalarının ne hisettiği ve ne düşündüğüne ilişkin becerileri gelişmeye başlar.
3-4 yaş           Nesneler arasındaki ilişkileri anlayabilir,eşleştirme yapabilirler.
                     Uzun-kısa ayırımını yapabilirler.
                     Basit-somut sınflandırmalar yapabilirler (yiyecek,giyecek,hayvan gibi)
                     10’a kadar sayabilir
                     6 parçalı yap boz yapabilir
                     Kare çizebilir
                     Benzerlik ve farklılıkları söyleyebilir.
                     3 rengi isimlendirebilir
                     3 şekli isimlendirebilir (kare,üçgen,daire) 
2
4-5 yaş            Kısa dize,tekerleme tekrar edebilir
                      Ağır-hafif ayırımı yapabilir
                      Dinlediği öyküdeki birkaç ana noktayı tekrarlayabilir
                      İnsan resmi çizebilir
                      20’ye kadar sayabilir
1                    1-20 arası rakamları tanıyabilir Sağını solunu söyleyebilir
                      Adını yazabilir
                      Basit labirenti tamalayabilir
                      Haftanın günlerini söyleyebilir
                      Basit toplama çıkartma yapabilir
                      100’e kadar sayabilir
Motor Gelişim:
3-4 yaş                     Makas kullanabilir
                               Atlayıp,zıplar,topa tekme atar,parmak ucunda yürür
                               Kısa mesafe koşar,3 tekerlekli bisiklete biner
                               Ayak değiştirerek merdiven çıkabilir
                               Atılan topu tutabilir
                               Öne doğru takla atabilir
4-5 yaş                     4-8 saniye tek ayak üzerinde durabilir
                               Öne doğru,arkaya doğru çift ayak zıplar
                               Eğik çizgiyi ,daireyi makasla kesebilir
                               Ev,adam,ağaç resmi yapabilir
5-6 yaş                     Denge tahtasında yürüyebilir
                               Ayak değiştirerek zıplayabilir
                               Sınırların içini boyayabilir
                               Modele bakarak harfleri,karmaşık şekilleri kopya edebilir.
                               İp atlayabilir
                               İki tekerlekli bisiklete binebilir
                               Patenle kayabilir
Dil Gelişimi:
3-4 yaş                     Soru ekini doğru olarak cümle sonunda kullanabilir
                               Sık kullanılan nesnelerle ne yapıldığını söyleyebilir
                               Gelecek zaman kipini kullanabilir
                               Sıralamalı iki  olayı kısa cümlelerle anlatır 
4-5 yaş                       Edilgen cümle kullanır
                                 Birleşik cümle kullanır (topa vurdum ve top yola kaçtı)
                                 Nesnelerin altını,üstünü bulabilir
                                 Resimdeki saçmalıkları gösterebilir,yardımla anlatabilir
4-5 yaş                       Zıtlıklarla ilgili karşılaştırmalarda en son kelimeyi söyler
                                 ( Örn. Yazın hava sıcaktır,kışın............. ) 
                                 Bildiği bir hikayeyi anlatır
                                 Kafiyeleri farkeder
                                 Karmaşık cümleler kurabilir
1                                Adresini söyleyebilir 
                                 Telefon numarasını söyleyebilir
                                 Basit fıkralar anlatabilir
                                 Günlük deneyimlerini anlatabilir
                                 Sözcükleri tanımlayabilir
                                 Dün ve yarın’ı anlamlı olarak kullanabilir
                                 Yeni ve bilmediği sözcüklerin anlamını sorar


Gülay ÖTERUzm. Pedagog M.A