31 Aralık 2013 Salı

2014 WHİSTLİST:))



2013 yılına geri dönüp baktığımda istediklerimin çoğunu gerçekleştirmiş bulunuyorum. Bunun için de sevinçliyim. Yaşım ilerledikçe bardağın dolu tarafını görmeyi öğrendim sanırım. Çünkü her yıl kendime yıl sonunda listeler hazırlarken , bir önceki yapmadıklarım için üzülürdüm. Şimdi yaptıklarıma seviniyorum:))

Listenin hep ilk sırası Sağlığıma dikkat etmek oluyor. Buna her yıl daha az dikkat ederek devam ediyorum maalesef:(( Yaş ile birlikte kilo alımım da aynı hızla ilerliyor.

***01 Ocak itibariyle buna dikkat edeceğim.. Sağlıklı beslenmen en büyük hedefim..

***Spor yapacağım. İlk başta kendim için hazırladığım spor planıma uyacağım.Her ne kadar yorgun olursam olayım, hayatımın bir parçası haline getireceğim.

***Bloğumun güncellemelerine aynı hızla devam..

***eğitimlerim de aynı hızla devam.Önümüzdeki günlerde Bebek Masajı eğitimi vermeye başlayacağım.

***Önemli bir firma ile ilgili güzel gelişmeler var. İnşallah karşılıklı güzel ilerler..

***Bu yıl daha çok kitap okumak istiyorum. Özellikle sosyal medya çok fazla hayatımı kapladığı için , kitaplara daha az zaman ayırmaya başladım. Eski hıza geri dönmek istiyorum.

***Eskiden blog yazmadan önce günlük tutuyordum. Bu yıl tekrar günlük tutmaya başlayacağım. sadece bana özel olacak ama:))

***Altuğ'unun fotoğraflarını bastıracağım. Her zaman bunu öteliyorum. İlk hedefim olacak. Hatta fotokitaplar yaptırmayı düşünüyorum..

***Oğlumla bol bol etkinlikler yapmak istiyorum.İş dışında tüm zamanı alsa da daha etkili zaman ayırmayı hedefliyorum.

***Yogaya başlamak istiyorum. Haftaya da 1 gün bile olsa, biraz dinginleşmek bana iyi geleceğini düşünüyorum.

*** Etamin yapmak , örgü örmek istiyorum:)))

***Ayda bir hamam-saunaya gitmek istiyorum:)) Bunun için mekan tavsiyesi olan varsa çok sevinirim:))

***Güzel bir tatil:)) Hatta 2-3 kere olsa süper olur. Yurt içi olduğu kadar yurt dışı olsa hiç fena olmaz..

***Oğlum için kafamdaki düşünceye uygun okul bulmak, en büyük hedefim aslında. Onun durumuna göre de büyük karar alma zamanım gelecek!!! Aslında ondan sonra hayatımı tekrardan planlama yapacağım. Bu zamana kadar da birikim yapmalı, hayatımı istediğim şekilde yönlendirmeliyim..

***Altan'a da vakit ayırmalıyım. Canım şu anki durumumdan şikayetçi olmasa, iş ev Altuğ 'dan sonra ona çok az zamanım kalıyor.Birlikte geçirebileceğimiz anlar planlamalıyım..

***Alış veriş hayatta en sevdiğim şey.. Kim sevmez ki:)) Bunun için alacaklarımdan oluşan kocaman bir liste var..

***Eskittiğim LV Speedy'den yeni bir tane almak istiyorum..






***Zayıfladığımda deri bir ceket:))



Rolex içi yeşil olan saat .. Uzun bir aradır istediğim bir saat.. Altan duy beni:))





Leoparlı herşeyi çok severim. Leoparlı bir cluthc çanta da hiç fena olmaz..






Zayıfladığımda kot pantolon ve beyaz tshirt giymek de hayallerimden biri..

Bu liste daha çooook uzayabilir..Bu kadarı şimdilik yeter:))


Herkesin yeni yılını  kutluyorum:))

Johnson’s® baby 2014’ün ilk bebeklerinin gelişini kutluyor.



İlk hediyeleri Johnson’s® baby’den...
Tüm dünyada anneler ve sağlık profesyonellerinin, hem bebekleri hem de kendileri için en çok güvendikleri bebek bakım markası Johnson’s® baby,  2014’ün ilk bebeklerinin gelişini hediyelerle kutluyor. 

Bir yıllık bebek bakım ürünleri Johnson’s® Baby’den hediye.
Johnson’s baby, 31 Aralık 2013 gecesi saat 23.30 ile 1 Ocak 2014  00.30 arasıda doğacak tüm bebeklere bir yıllık Johnson’s® baby bakım setini hediye ediyor. 2014 yılının ilk bebeklerini kucaklarına alacak şanslı aileler, doğum belgelerinin okunabilir netlikteki fotoğrafı ile birlikte, iletişim ve adres bilgilerini 30 Ocak 2014 saat 12.00’ye kadar info@yeniyilbebekleri.com adresine mail atarak Johnson’s® baby Yeni Yıl Bebekleri kampanyasına katılabilecekler.

100 yılı aşkın süredir bebek bakım sektörünün standartlarını belirleyen Johnson’s® baby, en hassas bebek ve yetişkinlerin ciltelerine uygun yüksek kalite ürünler geliştirerek, tüm dünyada annelerin güvenle kullandığı ve çocuk doktorlarının önerdiği bebek bakım markasıdır.
Daha fazla bilgi için: www.facebook.com/johnsonsbabyturkiye

30 Aralık 2013 Pazartesi

Meme uçlarında yaralar ve Alınacak Önlemler | Bebegim Geliyor

Meme uçlarında yaralar ve Alınacak Önlemler | Bebegim Geliyor

Ek gıdalara başlarken dikkat edilecek konular nelerdir?


Ek gıdalar mutlaka bebek aç iken denenmelidir.
Her yeni gıda tek başına denenmelidir.
Bebeğe verilecek ek gıda önce çok az denenmeli, daha sonraki günlerde miktar arttırılmalıdır.
İlk denemenizde sevmediği bir gıdayı zorla vermeyiniz.
Ek gıdaları bebeğinize kaşık veya bardakla veriniz, biberon kullanmayınız.
Ek gıdaları hazırlarken, temizliğe çok önem verin, cam rende, temiz su kullanın.
Bebeğinize vereceğiniz her gıda doğal ve taze hazırlanmış olmalıdır. Konserve , dondurulmuş ve paketlenmiş yiyecekler, hazır meyve suları, kolalı içecekler, hazır çorbalar, içine boya, tatlandırıcı veya aroma katılmış besinler bebeğiniz için uygun değildir; asla vermeyin
Hazırladığınız yiyecekleri oda ısısında 2 saatten fazla bekletmeyin, buzdolabında muhafaza edin.
Taze sıkılmış meyve sularını sadece hazırladığınız öğün için bebeğe verin
Ek Gıdaya Geçerken Altın Kural
Ek gıdaya geçtiğinizde hangi yemeğin ne zaman verileceğine bebeğe bakan karar vermeli..
Yemeği yiyip-yemeyeceğine veya ne kadar yiyeceğine bebek karar verir.
Unutmayın; bebeğiniz zorlamak iyi bir fikir değildir; ileride yeme problemlerine yol açar.

Sizde Ek Gıdaya Geçiş sürecindeyseniz 11 Ocak 15:00-17:00 saatleri arasında Marga Yaşam Atölyesindeki seminerimize bekleriz:)) 


Kayıt için ertugrul.esra@gmail.com e-mail atabilirsiniz.

EMZİRME AŞAMALARI




Doğumdan 4. Güne Kadar 

— Anne, Bebeğini Yakınında Tutmalı, Sıklıkla Emzirmeli
Doğumdan 4. güne kadar olan dönemde, emzirmenin nasıl bir süreç izlediğini görelim. Bu döneme ait temel bilgiler şunlardır:
Gerçekler:
Yenidoğan bebeğin midesi, bir bilye kadar küçüktür.
Doğumda, tam da bu mideyi dolduracak, yeterli miktarda süt vardır.
Memeler asla boş değildir.
Emzirme deneyimi başarılıysa bebekler, su ve formül süte ihtiyaç duymazlar.
Sık emzirmek, daha çok sütün gelmesini sağlar.
Sık emzirmek, memelerin şişmesini engeller
Bir anne, her koşulda ikiz, üçüz ve daha çok bebeği için yeterli süt üretir.
Anne, bebeğinin teninin, kendi teniyle temasta olmasına özen göstermeli. Böylelikle emzirme daha kolay olur ve daha çok süt üretimi gerçekleşir.
Çok emzirmeli.
Meme başı, ilk dakikalarda hassaslaşabilir, sonra iyileşir.
Bebek, huzursuzlaşırsa her bir memeyi bir kereden fazla emebilir.
Her gün 1 ila 2 ıslak ve dolu bez çıkmasını bekleyebilirsiniz.
İlk 4 güne kadar, bebeğin kilosunda, % 10'a varan azalma normaldir.
Bu dönem de yapılacaklar:
Uzanarak emzirme egzersizleri yapılır. Böylelikle anne bebeğini beslerken dinlenebilir.
Bebeğin, memeyi tam olarak, kahverengi kısmıyla beraber ağzına alması sağlanmalı. Anne, acı ya da ağrı hissederse, yardım isteyebilir.
Bebeğin her gün, en az 8 kez emmesi sağlanmalı. Arka arkaya emzirme yapılabilir. Gerekiyorsa, uyandırarak emzirilmeli.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme sürekli ya da çok acı veriyorsa.
Bebek, doğum kilosunun % 10'unundan daha çoğunu kaybettiyse.
Dördüncü Günden 6 Haftaya Kadar — Süt Üretiminin Düzenlenmesi
Bu, yoğun geçecek bir emzirme dönemidir. Dördüncü günden 6. haftaya kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Var olan durum:
Bebeğin midesi, 10. gün itibarıyla, bilye büyüklüğünden ping-pong topu büyüklüğüne ulaşır.
Çoğu bebek, günde 8 ila 12 kez anne sütü alır fakat bu öğünler belirli zamanlarda gerçekleşmez.
Bebekler, her öğünde tek bir memeyi emebilecekleri gibi her iki memeden de beslenmeye ihtiyaç duyabilirler.
Ne kadar çok emzirilirse o kadar çok süt oluşumu sağlanır
Çoğu anne 3. ya da 4. gün itibarıyla daha çok süt üretmeye başlar.
Boşaltılmış memeler daha hızlı süt üretirken, dolu memeler daha yavaş süt üretirler.
Bebeğin sadece emzirerek beslenmesi önemlidir. Emzik, su ve diğer sıvı gıdalardan uzak durulması önemlidir.
İlk günden 40. güne değin geçen dönemde, süt miktarı, yaklaşık 30 ml'den 900 ml'ye ulaşır.
Memeleriniz çok doluysa daha sık emzirilmeli ya da süt sağılmalı. Bu uygulama, annenin daha iyi hissetmesini sağlar.
Üçüncü ila beşinci günler arasında, bebeğin dolu bezleri önce yeşile sonra sarıya döner.
Bundan sonraki günler, 3-4 ya da daha fazla yeşil, dolu bez beklenir.
Beşinci gün itibarıyla 5-6 ya da daha fazla ıslak bez beklenir.
Bebek, ilk 2 hafta içinde doğum kilosuna ulaşmalıdır. Sonrasında, haftada en az 125 gr. ya da ayda en az 500 gr. kilo alması beklenir.
Bebeğin, emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi normaldir.
Çoğu bebek, günde bir kez, 4-5 saat aralıksız uyur. Bu, gece gerçekleşmeyebilir.

Bu dönemde yapılacaklar:Bebek ne zaman isterse o zaman emzirilmeli. Ağzı açık olarak kafasını sağa sola oynattığında ya da elini ağzına koyduğunda emzirme vaktinin geldiği anlaşılır.
Bebeğin huysuzlanmasını ya da ağlamasını beklememek gerekir. Kötü hissettiğinde onu beslemek daha zordur.
Anne, hem kendisini hem de bebeğini iyi hissettiren bir tutuş şekli kullanmalıdır.
Anne, emzirirken uyumayı öğrenmeye çalışabilir. Gün içinde bunun pratiğini yapabilir.
Emzirme acı veriyorsa, anne yardım isteyebilir. Bebeğin memeyi kapışındaki ufak bir değişiklik, annenin daha iyi hissetmesi için gereken tek şey olabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Anne emzirirken acı hissediyorsa.
Bebek çok yavaş kilo alıyorsa.
Emzirme iyi gidiyor olsa bile şunlar yaşanıyor olabilir:
Aralıklarla bebeğin huzursuzlanması
Emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi
Daha sık beslenmek istemesi
Memelerinin dolu oldukları hissinini vermemesi
Bebeğin, daha az bir sıklıkla ya da daha kısa süreli emmesi
Gece, sıklıkla uyanması
Emdikten sonra biberon istemesi
Annenin, daha çok süt sağamaması
Memelerde akıntı olması da olmaması da mümkündür 
Anne, sadece kendi sütüyle besleyerek bebeğinin yeterli kilo aldığını gördüğünde yeterince sütü olduğunu görür.
6 Haftadan 6 Aylık Döneme Kadar — Emzirme Gittikçe Kolaylaşır
Artık, emzirme daha kolay ve daha hızlı gerçekleşir. Altıncı haftadan 6. aya kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Bu dönemde yapılacaklar:
Bebeğin midesi büyümüştür ve daha çok süt alır, bu sebeple daha seyrek beslenebilir.
İlk bakışta, çok sayıda emzirme yapılabilmesi, süt üretiminin düzenlendiği anlamına gelir.
Çoğu anne, çok süt üretimi halinde bile artık dolu memeden şikayet etmez.
Bebekler, altı aylıkken de, altı haftalıkken ihtiyaç duydukları süt miktarı kadar süte ihtiyaç duyarlar.
Bu dönemde, emzirerek besleme, biberonla beslemekten daha az zaman alır.
Emzirme iyi gidiyorsa, 6 aylık olana dek sadece annesinin sütüyle beslenmesi bebek için en iyisidir.
Var olan durum:
Bebekler, büyüdükçe daha hızlı beslenirler.
40 dakika emzirilen bebek, artık 10 ila 15 dakikada emmeyi bitiriyor olabilir.
Bu yaştaki bazı bebekler, az dışkılar fakat sağlıklı kilo almaya devam ederler.
Bebekler, bir şey duyduklarında ya da etraflarında hareket eden bir şeyler gördüklerinde memeyi çekebilirler.
Bebeğin, haftada 125 gr. ya da ayda 500 gr. kilo alması beklenilir.
Öğrenilecekler:
Bebeğin, doğru beslenme zamanını bileceğine güvenilmeli.
Anne, evinde ve diğer ortamlarda, insanlar arasındayken yapacağı emzirme alıştırmalarına, kendisini rahat hissedene dek devam etmeli.
Anne emzirme sırasında, boştaki koluyla diğer çocuğuna sarılabilir ya da kitap okuyabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme acı veriyorsa.
Bebek, çok yavaş kilo alıyorsa.
Emzirme iyi gidiyor olsa bile şunlar yaşanıyor olabilir:
Aralıklarla bebeğin huzursuzlanması
Emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi
Daha sık beslenmek istemesi
Memelerinin dolu oldukları hissinini vermemesi
Bebeğin, daha az bir sıklıkla ya da daha kısa süreli emmesi
Gece, sıklıkla uyanması
Emdikten sonra biberon istemesi
Annenin, daha çok süt sağamaması
Memelerde akıntı olması da olmaması da mümkündür
Anne, sadece kendi sütüyle besleyerek bebeğinin yeterli kilo aldığını gördüğünde yeterince sütü olduğunu görür.
6 Aydan 12 Ay Sonuna Dek — Diğer Gıdalarla Destekleme Zamanı
Anne bebeğinin sağlığı için sütünün devam eden önemini bilmektedir. Onun sütüyle büyüyor olduğunu görmek, çok iyi hissetmesini sağlar.
6 aydan 12 ay sonuna kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Gerçekler:
Bebek ne kadar çok emzirilirse o kadar çok süt üretilir. Süt üretimini, bebek belirler.
Çocuk sağlığı uzmanları, en az 1 yıl boyunca emzirmeye devam edilmesini önermektedir.
Bebekler, yaklaşık 6 aylık dönem sonrasında diğer gıdalarla beslenmeye başlarlar.
Bebek dişi çıktığı ve oturmayı öğrendiğinden kendi kendine yemeye çalışır. Bu dönemde, yemek öğünlerinde ortam biraz dağınık ve kirli olmaya başlar!
Bebekler, diğer gıdalarla beslendiklerinden anne sütüne daha az ihtiyaç duyarlar. Daha az süt emdiklerinden süt üretimi azalmış olur.
Ne Beklenmeli:
Kilo alımı azalmaya başlamalıdır.
Bu yaşlarda emzirme, besleme özelliği kadar bebeğinizi rahatlatan bir deneyimdir.
Bebekler, emzirme sırasında oynamaya bayılırlar.
Bebeğinizden bolca büyüme, sürtünme ve yürüme bekleyin!Öğrenilecekler:
Bir diğerine başlamadan önce, her yeni katı gıdayı birkaç gün boyunca denemek iyi olur.
8 ay civarında besleme kabı kullanmaya başlanabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme acı veriyorsa.
Bebek, çok yavaş kilo alıyorsa.

KIZIL'I BİLİYOR MUSUNUZ?


Bu aralarda çok fazla hastalığın salgın halinde ortalarda dolaştığını görüyorum. Altuğ da 3,5-4 yaşında olduğu için daha bir dikkatle izliyorum bu salgınları.Çalışan bir anne olarak da tedirginlikle izliyorum. Oğlum hastalandığında hayat duruyor benim için. Allahtan annem yanımızda olduğu için içim biraz daha rahat.
Sizde eğer benim gibi kaygılı bir anneyseniz çocuğunuz kızıl olursa aşağıdaki bilgiler belki işinize yarar:

KIZIL

Kızıl özellikle 3-7 yaş aralığında ki çocuklarda görülen bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Adını genelde hastanın vücudunda, özellikle dil, yüz, koltuk altları ve kasık bölgesinde kırmızı lekeler oluşturmasından alır. Ancak bu lekelerin hiç oluşmadığı enfeksiyonlar da görülür. Yetişkin yaşlarda da hastalığa yakalanmak mümkündür.

Sebebi

Etkeni A grubu streptokoklardır (Streptococcus pyogenes). Toksin oluşturacak bakteriyofaja sahip olmaları halinde hastalık ortaya çıkar. Bunların farklı serotipleri olması nedeniyle insanlar birden fazla kere bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilirler. Kızıl, damlacık enfeksiyonu ile ya da has­talıklı kişinin salgılarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşır. Soyulan deri, hastanın vücut salgılarını taşımadığı sürece, zararsızdır.



Belirtiler

  • Ateş (38 °C ila 40 °C)
  • Halsizlik
  • Boğazda ağrı
  • Yutkunmada zorluk
  • Kızarıklıklar, normalden kırmızı yüz
  • Karın ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • Dilin çilek gibi kızarması ve dilin üstünde beyazlık olusması
  • Boyun tutulması

Tespit ve tedavisi

Bu hastalığın tespit ve tedavisinin bir doktor tarafından yapılması gerekir. Antibiyotiklerle tedavisi çoğunlukla mümkündür. Tedavi edilmemesi yüksek riskli sonuçlar doğurabilir ve başka hastalıklara sebebiyet verebilir.
Çevresinde kızıla yakalanmış hastalar bulunan kişilerin de bir doktora görünerek taşıyıcı olmadıklarını tespit etmeleri hastalığın yayılmasını


28 Aralık 2013 Cumartesi

ALTUĞ'UNUN YENİ FAVORİSİ, LİMONLA ZEYTİN:))



Altuğ için Martı yayınlarından çıkan ''Sizinkiler Kardan Adamın Sırrı'' kitabını bana yolladıklarında , inanın bu kadar ilgisini çekeceğini hiç düşünmemiştim.
Daha önceden Limonla Zeytin dergisiyle tanışmıştı ama o kadar da ilgi göstermedi.
Bu kitabı geldiğinden beri belki 30-35 kere okumuşuzdur.
Yakın dönemde de  Limon ile Zeytin dergisinin yeni sayısı bana ulaşınca bu sefer Altuğ bayıldı.


Şu sıralar en büyük favorisi!!! Youtubedan çizgi filmi olduğunu da öğrenince her anımız Limon ile Zeytin ile doldu:))



Özellikle bu sayısında dergi Altuğ için çok yararlı oldu. Özellikle alışkanlıklarla ilgili olan tabloyu odasına astık. alışkanlıkların iyice yerleşmesini sağladığını düşünüyorum.dişlerini fırçaladıkça, yemeğini yedikçe stikerları birlikte yapıştırıyoruz. Bunun dışında dergi içindeki faaliyetlerin hepsi Altuğ 'unun yaşına uygun.
Kitaba gelirsek; çizgi roman şeklinde hazırlanmış. Böyle bir kitabı ilk defa okuduk Altuğ'a.. çok renkli ve konunun Altuğ'unun ilgi alanı içinde olması ilgisini çekti.
Sizinde çocuğunuz 3-4 yaşlarındaysa dergi ve kitabı tavsiye edebilirim. Biz çok sevdik!!!




Toyyzshop'tan yeni siparişimiz; Mattel- Hot Wheels Hot Wheels Çılgın Dinazor T-Rex

Altuğ için yeni yıl hediyesi almak istiyorduk. Vakitsizlik dolaşarak bir şeyler bakmamızı engelliyordu. Ama Toyyzshop'un internet sayfası hayatımızı kurtardı.
Altuğ'unun babasıyla siteyi epey bir dolaştıktan sonra

Mattel- Hot Wheels Hot Wheels Çılgın Dinazor T-Rex    



almaya karar verdik.Altuğ hem dinazorları hem de arabaları çok sevdiği için onun için ideal bir hediye oldu.
Daha evvelki Toyyzshop siparişlerimizi Altuğ bildiği için Noel babanın ona hediyesini kargo ile göndereceğini söyledik.
Geçtiğimiz hafta ana okulundaki kutlamada Noel baba hediyesini bizzat verecek,ama eve vakti olmadığı için hediyesini kargo ile ona göndereceğini söyledik.
Heyecanla kargosunu bekledi.
Kargo geldiğinde kocaman paketi karşısında görünce çok şaşırdı, Altuğ :))

Paketi açınca da çok mutlu oldu.
Sizin de vakit sorununuz var ya da oyuncakçı oyuncakçı dolaşmak istemiyorsanız Toyyzshop'un internet sayfası tam size göre:))

27 Aralık 2013 Cuma

İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ - GRUP FLORENCE NİGHTİNGALE HASTANELERİ VE DOWN TÜRKİYE- DOWN SENDROMU DERNEĞİ ORTAK PROJESİ BALKANLARIN VE ORTADOĞU’NUN İLK DOWN SENDROMU KLİNİĞİ AÇILDI


 

“Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Şişli Florence Nightingale hastanesinde faaliyete geçti. İstanbul Bilim Üniversitesi Şişli Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Down Türkiye-Down Sendromu Derneği işbirliği ile Şişli Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde faaliyete geçecek ilk Down Sendromu Kliniği için imza atıldı.
T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi’ne bağlı olarak Down Türkiye’nin danışmanlığında kurulan “Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Şişli Florence Nightingale hastanesinde faaliyete geçti. Klinikte tüm ücret fiyatlandırması SGK’nın Üniversite Hastanelerinde Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca yapılacak.
Kendi alanlarında iki öncü kuruluşun işbirliği ile Down sendromu konusu, Şişli Florence Nightingale hastanesinin odak noktalarından biri olarak belirlendi. Öncelikle ülkemizde, daha sonra da bölgesel ve global düzeyde, DS’lu bireylerin beden ve ruh sağlıklarına yönelik ve yasam kalitesini yükseltmeye yönelik her türlü sağlık hizmeti, tıbbi tetkik ve tedavileri ile psikososyal rehabilitasyonu sağlanacaktır.





Ülkemizde ve bölgemizdeki önemli bir ihtiyacı giderecek bu kliniğin açılması DS’lu aileler tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. DS’lu çocukların ve yetişkinlerin sağlık gereksinimlerinin bu konuya odaklanmış uzmanlar tarafından yapılacak olması kliniğin önemli özelliklerinden biri
T.C.Bilim Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Çavlan Çiftçi; “Hekimlik bir meslek olmanın ötesinde insanlık için üstlenilmiş olağanüstü bir sorumluluktur; Istanbul Bilim Üniversitesi, Down Sendromu Dernegi işbirliğiyle kurduğu Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkeziyle ve mevcut uzman hekimleriyle Down sendromlu bireylerin her türlü tıbbi tetkik, tedavi ve psikososyal rehabilitasyonlarını yapmanın Türkiye’nin ilk sağlık üniversitesi olarak kendilerine düşen bir görev olduğunu, üniversite olarak bir ilke imza atmaktan onur duyduklarını” ifade etti.
Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin ise “Kliniğin DS’lu çocukların ve yetişkinlerin sağlık gereksinimlerinin karşılanmasında yaşanılan sorunların giderilmesi yolunda bir dönüm noktası olduğunu ve kısa sürede bölgede bir mükemmeliyet merkezi olmasını beklediğini” bildirdi.
Bu işbirliği ve Klinik kapsamında yapılacak çalışmalar ve araştırmalar Down Sendromlu (DS) bireylerin hayat kalitesini yükseltme amacına yönelik. DS ile ilgili (hamilelik öncesi, süresi ve sonrası da dahil olmak üzere) Kliniğe başvuran aileler ile gerçekleştirilen tüm iletişim ve etkileşim sürecinde, güncel ve gerçekçi bilginin pozitif ve duyarlı bir yaklaşım ile ailenin kararlarına saygı çerçevesinde verilmesi esastır.

26 Aralık 2013 Perşembe

40 Yaş Gebeliği





Fertilite uzmanı James Goldfarb 30 yıllık iş hayatında 46 yaş üzeri kendi yumurtası ile gebe kalan kadın görmediğini belirtiyor ve “Bu piyango bileti almak gibidir , Evet bazıları birden herşeyi kazanır fakat ama buna bel bağlamamalısınız” der.
35 yaş üzeri IVF başarısı düşer. Oysa donor oosit ile gebelik şansı artar ve gebelik komplikasyonları, genetik hastalıklar, düşükler vb azalır.
40 yaş öncesi ile 40 yaş sonrası arasında fertilite oranları açısından büyük fark vardır. Hatta fertilite uzmanlarına göre 41 yaşında gebelik şansı 43 yaşındakinden çok daha yüksektir. Bunu destekleyen çalışmalar var. Araştırmacılar 40 yaşında kendi yumurtası ile kadının gebelik şansı %25 iken, 43 yaşında oran %10 olur. 44 yaşında oran artık %1.6 olmuştur. Düşük yapma oranları da bu oranlar gibi dramatik değişiklik gösterir. 40 yaşında düşük oranı %24 , 43 yaşında %38 ve 44 yaşında %54 düşük oranı görülür.
Yaş ile artan bir diğer riskte genetik hastalıklardır. Örneğin 40 yaşında bebeğin Down Sendromu olma ihtimali 1/100 iken 45 yaşında oran 1/30 olur. Bu nedenle ileri anne yaşında invaziv tanı testleri ( amniosentez, kordosentez , CVS gibi ) daha çok uygulanır.
İleri anne yaşında bir diğer sorun da gebelik komplikasyonlarındaki artıştır. 40 Yaş Gebeliği ile birlikte gelen yüksek tansiyon, gebelik diabeti, plasental komplikasyonlar, doğum komplikasyonları 40 yaş öncesine göre daha fazladır. Ayrıca düşük doğum tartısı, erken doğum da daha sık görülür. İleri anne yaşı bebeklerinde Tip 1 Diabet ve hipertansiyon riski çocukta arttığını gösteren yayınlarda var.
40 yaş üstü gebeliklerde doğum komplikasyonları nedeniyle sezeryan ile doğum oranı %48 iken bu oran 20′li yaş gebeliklerinde %30 ‘dur.
Aile ve evlilik uzmanı Susan Heitler’e göre ideal annelik yaşı 20 ‘li yaşların sonu ve 30 ‘lu yaşların başı. Ancak 40 ‘lı yaşlarda annelerin çocuklarına daha iyi odaklandığını da belirtiyor. Daha deneyimli, sabırlı annelik yaşandığını belirtiyor.
İleri anne yaşı gebeliklerinde en büyük avantajlardan biri annenin çocuğuna daha çok ve verimli vakit ayırabilmesidir. Genellikle finansal konularda ve kariyerleri konusunda daha rahat olurlar.Ailelerini genişletmek konusunda daha kesin kararlı olurlar.
Genellikle ileri yaşdaki gebelerin genç annelere göre daha iyi bir eğitim seviyesi taşıdığı görülmüştür. Bu da aile kararlarında dah etkin ve doğru karar veren bir anneyi sağlar. Daha çok annesütü verme kararı alıyorlar ve daha doğru besleniyorlar.
Hangi yaşta gebe kaldığınız önemli değil; önemli olan önemli olan düşündüğünüz zamanın avantaj ve dezavantajının olduğunu bilmenizdir.

5 Yıl İçinde Gebelik Planlıyorsanız:

  1. Doktorunuza görünün: Gebeliğe engel bir durum var mı diye kontrol olmalısınız .Örneğin Diabet, Polikistik Over Sendromu veya endometriosis . Doktor muayenesi esnasında cinsel yolla bulaşan hastalıklar, kanser taramaları ve en önemlisi yumurtalık kapasitesi ve üreme organlarının yeterliliği konularını görüşmelisiniz. Sağlıklı yaşam, beslenme ve egzersiz programlamalısınız. Yumurtalık kapasite testleri çok önemlidir ama gebelik sorusunun değil yumurta üretiminin devamı ile ilgili sorunu cevabıdır.
  2. Diş fırçalayın ve diş ipi kullanın: Bu gerçekten fertiliteye etkili midir ? Belki. Ağız içi bakımının üreme başarısına etkisi olduğu düşünülüyor. Her gün diş fırçalamak ve diş ipi kullanmak ve 6 ayda bir profesyonel temizlik, sigara kullanmamak, şekerli gıda ve sıvıları kullanmamak fertiliteyi koruyor.
  3. Güvenli sex hayatı: Prezervatif kullanımı gebelikten korumak yanında bulaşıcı genital sistem hastalıklarından da korur. Geçirilebilecek bir gonore, klamidya enfeksiyonu kalıcı bir kısırlık sebebi olabilir. Öyleyse düzenli jinekolojik muayene – siz ve partneriniz için- çok önemlidir.
  4. Sigara kullanmayın: Sigara yumurta bozulmasını doğal yıkımdan daha hızlı yapar. Düşük ihtimalini arttırır. Dış gebelik sigara kullananlarda daha sık olur. İleriye dönük olarak erken menapoz nedenidir. Sigara kullanaalarda menapoz yaklaşık 4 yıl daha erken olur. Şayet IVF yapılacaksa başarının sigara kullananlarda %34 daha az olduğu bilinmelidir. Hatta kendisi sigara kullanmasada yanında içilenlerde de (günde 6 veya daha fazla saat maruz kalanlar ) başarı aynı oranda düşüktür. Sigara bırakılınca fertilite oranı 1 yılda normal seviyeye ulaşır.
  5. Vitamin kullanın: Üreme çağındaki kadınlar gebelik için aktif çalışamasalar bile folik asit (400 mikrogram ) içeren multivitamin kullanmanın iyi olacağı tespit edilmiştir. Gebelik planı yapanlarda da fertilitenin artacağı ve yumurtlamanın uyarılacağı ve embryonun daha olacağı biliniyor. Ayrıca fertilite problemleri oalnlarda demir desteğininde gerekli olduğu (40 mg) bulunmuştur.

2 Yıl İçinde Gebelik Planlıyorsanız:

(Yukarıdaki maddelere ek olarak..)
Market alışveriş listenizi gözden geçirin. 18. 000 gebelik için uğraşan kadında yapılan çalışmaya göre beslenme ve fertilite arasında bir ilişki var. 4 bebek dostu beslenme önerisi :
  1. Yavaş sindirilen karbonhidratları (sebze ve tam tahıl) tercih edin beyaz ekmek ve beyaz pirinç tüketimini azaltın.
  2. Transyağ içeren yiyecekleri tercih etmeyin.
  3. Doymamış yağları tercih edin.
  4. Hayvansal protein yerine bitkisel protein tercih edin.
Düşük glisemil indeksli beslenmek kan şekerini düşük tutar, ayrıca Diabet ve Kalp Damar hastalıklarına karşı koruyucudur. Kan şekeri artarsa kanda insulin de artar. İnsulin artarsa dolaşan testosteron artar bu da yumurtlama mekanizmasını bozar. Dolayısıyla yapabildiğiniz kadar meyve – sebze yemeli; balığı kırmızı ete tercih etmeli; yumurta, kurubaklagil, fındık gibi bitkisel proteinleri yemeklerinizden eksik etmemelisiniz.
  1. Sağlıklı kilonuzda kalın. Vücut kitle indeksiniz 20 ile 24 arasında ise fertilite zonundasınız. Düşük veya yüksek indeks fertilte potansiyelinizi, adet düzeninizi ve yumurtlama düzeninizi bozar.
  2. Kalçanızı hareket ettirin. Chavarro’ya göre haftanın çoğu günü yapılan enerjik egzersizler infertilite için daha düşük risk sağlar. Daha fazlasına ihtiyacı olan kadınlar buna ek olarak karma güç egzersizi, aerobik egzersizler, bisiklete, yüzme, yürüyüş yapmalıdır.
  3. BPA (Bisfenol) içeren su şişesi kullanmayın. BPA östojene benzer kimyasal reaksiyonlar yapar. Dolayısıyla vücudun hormon dengesaini bozar. Bu nedenle plastik ürünler yerine paslanmaz çelik kullanılmalıdır.

1 yıl içinde gebelik planlıyorsanız:

(Yukarıdaki maddelere ek olarak..)
  1. Korunma yönteminizi gözden geçirin. Eğer bariyer yöntemi ile ( prezervatif, diyafram ) korunuyorsanız kullanmayı bırakmanız gebelik için yeterlidir. Eğer rahim içi araç ( Spiral) ile korunuyorsanız doktorunuzun spirali çekmesi ile gebelik oluşabilir. Eğer Doğum Kontrol Hapları kullanıyorsanız ister 1 yıl ister 20 yıldır kullanıyor olun tüm söylenenlerin tersine ilacı bıraktığınızda yaşınıza uygun fertilite oranına kavauşursunuz. Hapın bırakılmasını takiben hemen gebe kalınabileceği gibi birkaç ay da sürebilir. Hapı bırakan kadınlarda 1. adet hafif bir düzensizlik gösterse de yumurtlama 2 hafta içinde oluşabilir. Aylık korunma iğneleri de aynı doğum kontrol hapalrı gibidir. Eğer 3 aylık korunma iğnesi kullanıyorsanız fertilite geri dönüşü 10 ayı bulabilir!
  2. Alkol ve kafein alımını sınırlandırın. Bazı araştırmalar haftada 1- 5 alkol alımının gebelik şansını azalttığını göstermiştir. Bazı çalışmalarda ise orta düzeyde alkol alımının fertilite ile zayıf bir ilişkisi olduğunu gösterir. Kafein konusunda tam bir konsensus olmasa da günde 300 mg kafein alınması halinde endometriosis ve Fallop tüpü hastalıklarını (ki bu durumlarda gebelik zordur) arttığını gösteren birkaç çalışma vardır.
  3. Stresi azaltın. Stres beyin yumurtalık aksını bozarak fertilite üzerinde etkili olabilir. Strese çözüm olarak başka olaylara odaklanmak, heergün 3 tane sizi mutlu eden şeyi yazmanız etkili olabilir. Ayrıca meditasyon, yoga, akupunktur; rahatlatıcı müzikleri dinlemek yararlı olur.

Daha Çok Emzirmek Daha Çok Süt Demektir:



Emme sıklığı konusunda kesin bir rakam verebilmek zordur. Özellikle yeni doğan bebekler her açlık belirtisinde meme ile buluşmalıdır. Böylece süt verimliliği artacaktır. Bebek ne kadar fazla emer ise süt o kadar fazla gelir. Birçok anne bebeklerinin alabileceklerinden daha fazla, ikiz bebeklerine de yetecek kadar süt üretebilir.

Yeni doğmuş bir bebeğin midesi çok küçük olur ve anne sütü de çok kolay sindirildiği için ilk haftalarda 1-2 saatte boşalır. Bu nedenle bebek sık sık emzirilmelidir. Bu şekilde bebeğin kilo alması ve süt yapımı devam edecektir. Bunlara dayanarak yeni doğmuş bir bebek günde en az 8-12 kez, her açlık belirtisinde  emzirilmelidir. Emmenin süresine ve sıklığına bebek kendi karar verir. Bebek büyüdükçe midesi de büyüyecek her emzirmede daha fazla süt tutacak böylece bebek daha seyrek emecektir. Emzirme sırasında anne memesinde kalma süresi bebekten bebeğe değişir. Genelde yeni doğmuş bebek en az 15 dakika emer. Emzirme süresinin sınırlandırılması memelerin şişmesine, sütün azalmasına neden olacağından bebeğin uzun süre memede kalmasına izin verilir. Ancak emzirme bir saatten fazla sürüyor, annenin meme uçları sızlıyor ise sağlık profesyoneli veya emzirme danışmanından yardım alınmalıdır .