31 Mayıs 2013 Cuma

ÇOCUKLARDA İŞTAH SORUNU


Sağlıklı bir bebeğin ilk yıl altı, onu izleyen her yıl iki kilo alması normal!!!!!





Kimi anneler bebeğinin yememesinden şikayet ederken kimileri de kalori kısıtlamasına gidiyor. Böyle olunca ideal kilo kavramı, bebeklerde dahi önem kazanıyor.

İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim üyesi Doç. Dr. Muazzez Garipağaoğlu, okul öncesi çocuklarda günlük alması gereken kalori miktarının “1000 + (yaş x 100)” formülüyle hesaplandığını söylüyor. Doç. Dr. Garipağaoğlu, iştahsız çocukların beslenmesinde günlük alınması gereken besinler ve miktarları hakkında aşağıdaki soruları cevaplamış:

Bir yaş üstündeki çocuklarda iştahsızlığın görülme sıklığı nedir?
Her üç çocuktan birinde görülüyor. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yaygın bir sorun. Okul öncesi dönemde sık rastlanıyor.
Tipik davranışları nasıldır?
Bir lokmayı yarım gün ağızlarında tutabilirler. Hatta ağzındaki yemekle uyuyup onunla kalkan bebekler, çocuklar biliyorum. Yemek zamanları çılgın gibidirler, savaş halinde geçer. Yemeği istemez, yutmaz, eliyle iter, döker, saçar, kusar, yemekleri blender’dan geçirilmiş şekilde yemek ister. Yemeği ancak televizyon karşısında, çizgi film izleyerek veya balkondan dışarıyı seyrederek, “uçak, geliyor, kuş geliyor” diye kandırılarak yiyebilirler. Ama farkına varmadan yemek yemiş olurlar.
Peki, bu kadar sık görülen sorunun nedenleri nedir?
Çocuk duygusal birikimini önce beslenmeye yansıtır. Annenin işe gitmesi, onu özlemesi gibi nedenlerle sorunun kaynağı psikolojik olabileceği gibi annelerin aşırı koruyucu tavrı, titiz ve seçici olması beslenme sorunlarına neden olabiliyor. Bu sorun çocukta yatağına kaçırmasına kadar gidebilen başka sorunları beraberinde getirebiliyor. Ayrıca kendisi sebze yemeyen ama çocuğunun sebze yemesini bekleyen anneler bu sorunun sebeplerinden.
Annelerin hatası nedir?
Okul öncesi dönemde çocuklar duygularını ifade edemez. Bu kişiliğin geliştiği bir dönemdir. Çocuklar hep “Ben, ben” der. “Ben yiyeceğim”, “Ben giyeceğim” der. Anneler ise hep bu ‘ben’i bastırırlar. Bebeklere verilen o bulamaç şeklindeki, bisküvinin, sütün, pekmezin, fındığın ezildiği kahvaltının, bebeklik besinlerinin, bir yaş civarında sonlandırılması lazım. Ama anneler bebeklerinin yemeyeceğini ya da az yiyeceğini düşünerek sabah kahvaltısını hala ezmeye, yemeklerini blender’dan geçirmeye devam eder. Muhallebiye, biberona son vermez. Halbuki çocuk artık değişik lezzetler istiyordur. Ekşiyi ve acıyı ortalama 9 - 12 aylarda denemeye başlamalıdırlar.



1 - 3 yaş arasındaki bir bebek günde ortalama kaç kalori almalı?
Okul öncesi çocuklarda “1000 + (yaş x 100)” formülüyle günlük alması gereken kalori miktarı hesaplanır. Örneğin 2 yaşındaki bir çocuk 1200 kalori alacak demektir bu. Ama bu hesaplamada 200 kalori fazla ya da eksik olabilir. Günlük protein alımında miktar olarak kilo başına 1.5 - 2 gram yeterlidir. Kalsiyum ihtiyacı ise 600 miligramla karşılanabilir.
Her yıl kaç kilo almalılar?
Bir çocuk diyelim ki 3- 3.5 kilo doğdu. Altıncı ayında doğum kilosunun iki katına, yaşında doğum kilosunun 3 katına ulaşır. Yani bir yaşında 10 kilo artı eksi bir kilo normaldir. İlk bir yıl 6 kilo alması ideal. Sonraki yıllarda, okul öncesi dönemde, her yıl ortalama iki kilo alır. Daha fazla kilo alırsa mesela 3 kilo alırsa bu çok olur. Boyu da her yıl 6- 8 santimetre uzar. 5 santim uzuyorsa kısa kalıyor demektir.
**Midesini sıvıyla doldurmasın
Yemek saatlerine yakın ve yemekle birlikte meyve suyu, su vermeyin. Midesi şişince yemek yemez. Yemekte çorba varsa 1/4 kase koyun. Ya da yemeğe çorbayla başlamayın. Mümkünse katı yemeğini yemesine özen gösterin. Bütün içecekleri eğer biberonla içiyorsa bardakla değiştirin. Böylelikle aldığı sıvı miktarını azaltabilirsiniz.
**İştahsız çocuğa seçenek sunmayın
Öyle anneler var ki “Ne isterse onu yapıyorum ama yemiyor” diyor. Özetle çocuğa seçenek sunmak çözüm getirmiyor. Bir evde bir mönü olur, bütün ev halkı bunu yer. Üç yaşındaki bir çocuk; bir yemek kaşığı kuru fasulye, bir yemek kaşığı pilav, bir yemek kaşığı yoğurt ve 2-3 kaşık salata yiyebilir. Çocuk çok seçenek sunduğunuzda sizi sömürmeye devam eder. Çünkü o yememekte kararlıdır.



Besinlerin enerji içeriği nasıl artırılır?

ÖRNEK 1
1 su bardağı süt 125 kalori, 6 gram protein içerir.
1 su bardağı muzlu süt 175 kalori, 6 gram protein içerir.
1 su bardağı muzlu - ballı süt 225 kalori, 6 gram protein içerir
1 kase dondurma 225 kalori 6 gram protein içerir.
(1 küçük boy muz 50 kalori, 1 tatlı kaşığı bal 50 kaloridir)
ÖRNEK 1
1 su bardağı süt 125 kalori, 6 gram protein içerir.
1 su bardağı muzlu süt 175 kalori, 6 gram protein içerir.
1 su bardağı muzlu - ballı süt 225 kalori, 6 gram protein içerir
1 kase dondurma 225 kalori 6 gram protein içerir.
(1 küçük boy muz 50 kalori, 1 tatlı kaşığı bal 50 kaloridir)

Çocuk ağzına bİr şey götürüyorsa katı gıdaya geçebilir.

Emekleyen çocuk yerde ne bulursa ağzına atar geveler. Bunu yapan çocuğa yemekleri artık ezme, süzme şeklinde vermemek lazım. Bu çocuk artık nörolojik gelişimini tamamlamıştır ve eline geçeni ağzına götürüp diliyle çevirip yutuyordur. Dişi çıkmasa bile katı besinlere geçilmelidir. Besin eline verilmeli, parmaklarını çatal gibi kullanması sağlanmalıdır. Ama genelde anneler, çocuğu mama sandalyesinde ya da koltuğun bir köşesine sıkıştırarak aynı yemekleri, aynı lezzetleri zorla yediriyor. Çeşitlilik yok, dolayısıyla çocuk çok sıkılıyor ve beslenme sorunu başlıyor.

Anneye “Kuru fasulye, bulgur ver” diyoruz “Gaz yapar” diyor. “Meyve ver” diyoruz “Boğazına takılır” diyor. “Sarmısaklı yoğurtlu mantı ver” diyoruz, “Acı gelir” diyor. Halbuki çok güzel yer hatta iştahını bile açar.

Ne zaman endişe etmeli?

Çocuğun gelişimi normal seyrinde giderken son üç ayda büyüme eğrisi aşağıda kalıyorsa, kansızlık gibi bir sağlık sorunu varsa o zaman çocuktaki iştahsızlık ve yeme sorunundan endişe edilmeli ve ciddiye alınmalı.

DOĞUM VE DOĞUM SONRASI DÖNEMİ RAHAT GEÇİRMEK İÇİN; HAMİLE KURSU



Hamilelik kursları gerek anne gerekse baba açısında doğuma hazırlıkta büyük yarar sağlamaktadır. Anne psikolojik ve fiziksel olarak doğuma hazırlanırken baba da onun yanında olarak kendini bu serüvene hazırlar. Hamilelik dönemi bayanların fiziksel ve psikolojik değişimler yaşadıkları zor bir dönemdir. Anne adaylarının gerek kendisi ve gerekse bebekle ilgili kaygıları, doğum ve sonrasında yetersizlik korkusu bazen hamilelik döneminin endişe ve sıkıntılarla dolu geçmesine neden olmaktadır.
Hamilelik Kursu’nun amacı; hamilelik süreci, doğum ve bebek bakımı gibi konularda katılımcıları bilinçlendirerek kaygılardan uzak mutlu bir hamilelik ve sağlıklı bir doğum dönemi geçirmelerini sağlamaktır. Hamilelik Kursu’nda hamileliğin oluşumundan, hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken hususlara, gebelikte vücudunuzda oluşacak değişiklikler doğum sürecine ve hamilelik sonrası anne-bebek sağlığına kadar bilinmesi gereken tüm konular, uzmanlar tarafından anlatılır. Günümüzde, geleceğin anne babalarının çocuklarıyla ilişkilerine alışmasını ve yeni rollerini benimsemesini kolaylaştıracak ve destekleyecek hamilelik kurslarına talep artmaktadır. Bu tip kurslar talepleri karşılamak için içeriklerini zenginleştirerek “doğuma ve anne-baba olmaya hazırlanmak” konularında destek vermekteler. Doğuma hazırlık kursunda anne adayları istediği takdirde programa eşleri ile katılabilirler. Bu tip kurslarda hamileliğinizin birinci üç aylık döneminde bir başlangıç görüşmesi yapılır. Bir ebe veya doktor eşliğinde, durumun gözden geçirilmesi şeklinde yapılan bu görüşmede, ihtiyaçlar belirlenir ve buna uygun düzenlemeler yapılır. Doğum öncesi hazırlıklar ikinci üç aylık dönemde başlayabilir. Bireysel veya grup çalışmasını tercih etmiş olabilirsiniz. Doğumun nerede olacağı veya kimin yaptıracağı da önemli değildir. Bu tip çalışmalarda önemli olan yaratılan güven atmosferidir. Baba adayı da bu çalışmalara dahil edilebilir. Özellikle nefes alma egzersizlerinde baba adayının desteğine gerek duyulmaktadır. Her bir ders önemlidir. Derslerde çeşitli konular tartışılır: Hamilelik, vücudunuz, nefes alma egzersizleri, farklı duruşlar, vs. Uzmanımız orada bulunarak bebeğinizin günlük yaşamı ile ilgili soruları yanıtlar: Tuvalet ve beslenme vb. Ayrıca, programda rahat bir hamilelik dönemi ve sonrasında rahat bir doğum için yapılabilecek fiziksel aktiviteler (egzersiz uygulamaları) uygulamalı olarak gösterilir.
Hamilelik kursunun önemi
Her doğum çok özel bir durumdur ve nasıl gelişeceği önceden bilinemez. Ama doğuma çok iyi hazırlanmak mümkündür. Tavsiyemiz: bir doğum hazırlık kursuna katılınız!
Doğuma iyi hazırlanmış bir anne adayı bebeğini genelde daha kolay dünyaya getirir. Bu yüzden doğum hazırlık kurslarının sunduğu avantajlardan siz de mutlaka faydalanın. Bir doğum hazırlık kursu sizi hem bedenen hem zihnen doğuma hazırlayacaktır. Böyle bir kurs sizi yeni ‘‘mesleğinize’’, anneliğe yaklaştıracak. Bu kurs da emzirmeyi ve bebek bakımını öğrenebilirsiniz; ayrıca hayatınızdaki değişiklikler de sürpriz olmaktan çıkacaktır

Tetra Pak ve Migros’tan interaktif Çevre Günü aktivitesi


Migros ve Tetra Pak, MMM Bahçeşehir Migros ve MMM Kartal Atalar Migros 

mağazalarında gerçekleştirilecek ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ çevre etkinliği ile 5 

interaktif eğitimler 1 – 9 Haziran tarihleri boyunca, her gün 12:00– 18:00 saatleri 

arasında katılıma açık olarak verilecek.






Tüm dünyada yüz milyonlarca insanın günlük gereksinimlerini karşılayan güvenli, yenilikçi ve çevreci ürünler sağlayan Tetra Pak, çevre bilincine ve geri dönüşüm konusuna vurgu yapmak için Migros ile birlikte Dünya Çevre Günü’nü çeşitli aktivitelerle kutluyor.
Tetra Pak’ın çevre ve özellikle de geri dönüşüm bilincini artırmak için 2004’ten beri ilköğretim okullarında yürüttüğü, 2011 yılında da içeriğini yenilediği ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ eğitimleri 2 yıldır Migros mağazalarında öğrencilerle buluşuyor. Uygulamalı eğitimlerde küçük çaba ve dokunuşlarla doğanın nasıl korunabileceği gösteriliyor.
Migros’un MMM Bahçehir ve MMM Kartal Atalar’daki  mağazalarında yapılacak ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ çevre etkinliği ile çocuklara geri dönüşüm konusu animasyon karakterleri ile anlatılacak.

Kaşif Arı ve Yaprak’la geri dönüşüm macerası

Eğitimlerde geri dönüşüm bu projeye özel yaratılan iki kahraman Kaşif Arı ve Yaprak ile anlatılıyor. Uygulamalar sırasında çocuklar sürpriz hediyeler de kazanacak.
Etkinlik alanına kurulan geri dönüşüm seti ile hem çocuklar hem de Migros müşterileri süt ve meyve sularının karton ambalajlarını geri dönüştürerek, kendi kâğıtlarını üretebilecek.
Dünya Çevre Günü kutlamaları kapsamında, MMM Bahçeşehir Migros ve MMM Kartal Atalar Migros mağazalarının içerisinde de geri dönüşümün önemini vurgulayan mesajlar verilecek. 

Migros’a gelen müşteriler getirdikleri ambalaj atıklarını mağaza içinde yer alan geri dönüşüm
 kioskuna bırakabilecekler. Migros Grubu ilk kez mağazalarında 2010 yılında dev­reye aldığı
 Geri Dönüşüm Kiosk’u ile müşterilerinin, geri dönüşüme katkıda bu­lunmak amacıyla getirdikleri 
kağıt, metal, cam, plastik, pil ve boş ambalaj malzemelerini bu kioskların ilgili bölümlerine atılıp, geri dönüşüme kazandırılmasına aracılık ediyor. Çevreci kiosklardan bugüne kadar 8 milyon adet atık toplandı.


‘50 binin üzerinde öğrenciyi eğittik’


Tetra Pak Büyük Ortadoğu Bölgesi Geri Dönüşüm Teknik Yöneticisi ve Tetra Pak Türkiye ve Kafkaslar Çevre Müdürü Ferid Ekmekcioğlu  ‘Küçük Şeyler Doğayı Yeniler’ projesi sayesinde çocuklara geri dönüşümü ve önemini uygulamalı olarak anlattıklarını söyledi. Migros ile yaptıkları işbirliği ile bu eğitimleri okul dışına da taşıdıklarını ifade eden Ekmekcioğlu, “Projemizde iki çizgi karakter var; Kaşif ve Yaprak… Bu iki sevimli arı, çocukların çevreye ve geri dönüşüme yönelik merak ettiği sorulara yine çocukların anlayacağı bir dille yanıt veriyor. Eğitim içeriğinde enerji ve su tasarrufuna dikkat edilmesi; yenilenebilir kaynakların ve bunlardan üretilmiş malzemelerin kullanımına öncelik verilmesi; ambalaj atıklarının değerli bir hammadde olduğunu ve bunların yaş atıklardan ayrı toplanması konuları ayrıntılı olarak anlatılıyor. Eğitimlerimizde uzman eğitmenlerle çalışıyoruz. Okullara geri dönüşümü uygulamalı olarak anlatabileceğimiz geri dönüşüm setini kuruyoruz. Çocuklar içtikleri meyve suyu veya süt kutusunu öğretmenleriyle birlikte kâğıda dönüştürüyor. Projemizle bugüne kadar bir milyonun üzerinde öğrenciye ulaştık” dedi.