30 Aralık 2011 Cuma

2012 YENİ YIL

Kocaman bir yılı da yarın itibariyle bitiriyoruz. Kötü ve sorunlarla dolu ama oğluşuma kavuştuğum 2010 yılından sonra 2011 daha stabil geçti benim ve ailem için .. Çok fazla hareket , değişim olmadı.
2010 da yeni bir bebek, yeni işyeri ve yeni evden sonra da bu sakın yıl bana iyi geldi.
2012 de inşallah herkes gibi bizim de güzel geçer.
Birkaç gündür yeni yıl dilekleri, hediyeleri alıyorum. Çok heyecanlı:))
Bana bugun gelen 2 emaildeki linki sizlerle paylaşak isterim. Yüzümde kocaman gülümseme oluştu..


İlki: http://www.obtampons.ca/apology  çok güzel:))



İkincisi de: http://ak.imgag.com/imgag/product/preview/flash/bws8Shell_fps24.swf?ihost=http://ak.imgag.com/imgag&brandldrPath=/product/full/el/&cardNum=/product/full/ap/3166187/graphic1


Firmalarda sağolsunn....Prima ,Neutregena, Hürriyet Aile ,Avrupa Çicekcilik, Sema Eczanesi.... 







2012 yılı herkes için sağlık, bolluk- bereket ve mutluluklarla dolu olur, inaşşlah:)))

27 Aralık 2011 Salı

EMZİRME DÖNEMİNDE BESLENME

Anne sütü bebek için uygun besindir. Sağlıklı bir anne günde ortalama 700-800ml süt salgılanması kadının normal gereksinilmesinden daha fazla enerji, protein, vitamin ve mineralleri almasını gerektirir. Emziren anne; ek olarak enerji ve besin öğelerini diyetle alamazsa kendi vücudundan harcar. Bunun sonucu kendi sağlığı bozulur ve yeterince süt veremez. Bu nedenle annenin, bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de dikkat etmesi gerekmektedir.

BESLENME ÖNERİLERİ:

Emziren annenin enerji, protein ve kalsiyumdan zengin beslenmesi gerekir. Ayrıca annenin su ihtiyacı artar. Çünkü emzirmek vücudun sıvı ihtiyacını arttırır. Anne günde en az 10 su bardağı sıvı almalıdır. Sıvı konusunda en iyi tercih de sudur.

Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.

*Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenilmelidir.

*Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur içeren yemekleri portakal, mandalina, domatesi maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitaminden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketebilirsiniz.

*D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emziren anne güneşlenmeye özen göstermelidir.

*Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınamayan iyot, ancak iyotlu tuz kullanımıyla anne sütünden bebeğe geçer.

*Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjilerinin yanı sıra demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.

*Bebeğinizi sezeryan ile doğurduysanız ilk birkaç gün anesteziye bağlı olarak gelişen gaz sorununu en aza indirebilmek için, gaz yapıcı yiyeceklerden uzak durmakta fayda vardır. Bunlar karnabahar, lahana, kuru baklagiller, çiğ sebze, soğuk şekersiz süt ve yoğurt gibi.

Tüm emziren anneler 4-6 aylık emzirme döneminde gaz oluşumunu engellemek için özellikle yemek yeme yöntemlerine dikkat etmeli; yemeklerini yavaş yavaş yemeli ve iyi çiğnemelidir. Bebek ve annede gaz oluşumunu engellemek adına diyette kısıtlamaya gitmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır.

EMZİREN ANNENİN DİKKAT ETMESİ GEREKEN NOKTALAR:

Meme başı çökmesi, çatlaması, ağrılı ve şiş göğüsler annenin süt vermesini güçleştirir ve sütün azalmasına yol açar. Bu nedenle; daha gebelik döneminde göğüsleri emzirmeye hazırlamak gerekir. Bu gibi durumlarda birtakım öneriler işinize yarayabilir:

1-Yaşamın ilk 4 -6 ayı bebeğin zihinsel ve bedensel açıdan sağlıklı olması için çok önemlidir. İlk 4-6 aylık dönemde anne sütü yeterli derecede D vitamini dışında bebeğe hiçbir şey verilmemelidir. Annenin huzurlu olması, dinlenmiş olması ve iyi beslenerek bebeğini emzirmesi sağlanmalıdır.

3-Sık sık isteyerek emzirme; meme bezlerini uyararak süt yapımını arttırır.

4-Emzirme döneminde kilo vermeye çalışılmamalı, başarılı emzirme ile 6 ayda normal kiloya inebilinir. İnilmezse; anne ilk 4-6 aylık periyotlardan sonra zayıflama diyeti uygulamalıdır.

5-Gebelik sırasında önerilerden daha fazla kilo alınmışsa her ay 2 kilo kaybetmek normaldir. Ayda 2 kilodan fazlası doğru olmayacaktır.

6-Emziren anne zayıflama diyeti yapmamalı; unlu, yağlı ve şekerli besinleri aşırı yememeye çözen göstermelidir.

7-Meme başınız çökük ise; gebeliğin 5. Ayından sonra belli aralıklarla elle masaj yapılmalı; doğumdan sonra sorun halen devam ediyorsa emzirmeden önce pompa ile hafifçe sağma işlemi, yapılıp, göğüs ucu çıkarılabilir. Ayrıca göğüs kalkanı da kullanıla bilinir.

8-Emziren anne, meme başında çatlak olmaması için her emzirmeden sonra meme ucuna bir, iki damla kendi sütünden sürmelidir.

9-Göğüs, iyi boşaltılmazsa memeler şişer, sertleşir ve deri kızarır. Bu durumda; bebeği daha sık emzirmek veya sütü sağmak gerekir.

10-Doğum sonrası ilk birkaç gün anne sütü yeterli gelmiyorsa, bebeğe hemen mama biberonu verilmemelidir.

EMZİREN ANNELER PRATİK ÖNERİLER:

*Anneler eski vücut ağırlıklarına dönmek için hemen acele etmemelidirler. Bu süre 6 ay ya da daha fazla sürebilir. Bebeklerini emziriyorlarsa eski formlarına daha kolay dönebilirler.

*Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alması gerekmektedir.

*Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar yenmemelidir.

*Kansızlığa neden olduğundan yemekle beraber çay içilmemelidir.

*Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları tercih edilmelidir.

*Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden biridir.

* Emzirme süresince bebeğin hep memede olması ve emerken uykuya dalması emzirmenin iyi gittiğinin bir işaretidir.

*Emzirme süresi her bebeğe göre değişebilir, doygunluğa ulaşması yani olgun sütü emmesi beklenmelidir.

EMZİREN ANNENİN GÜNLÜK BESLENME PROGRAMINA BİR ÖRNEK:


KAHVALTI:

1 Su bardağı süt (az şekerli, kalsiyuımdan zenginleştirilmiş)

1 yumurta veya 1 kibrit kutu kadar beyaz peynir,5-6 zeytin

1-2 ince dilim ekmek

1 yemek kaşığı kadar pekmez, bal veya reçel

1 adet meyve

ARA ÖĞÜN:

1 Porsiyon meyve

ÖĞLE:

60-90 gram etli yemöek ( bu 3 köfte şeklinde ve ya sebzeli olarak pişirilebilnir.)

Veya kurubaklagil yemeği

1 porsiyon pilav veya makarna

1 küçük kase yoğurt veya ayran

1 dilim ekmek

Mevsim salatası

ARA ÖĞÜN:

1 kibrit kutusu kadar peynir, 1 ince dilim ekmek

Domates, salatalık veya meyve

AKŞAM:

1 kase çorba

60-90 gr et veya sebze yemeği, 1 kase yoğurt veya sütlü tatlılar

Mevsim salata

1 dilim ekmek

1 porsiyon meyve

YATARKEN;

1 bardak süt veya 1 küçük kase yoğurt

NOT: Yemek aralarında ıhlamur, nane, papatya gibi bitki çayları, az şekerli limonata ve komposto içilerek sıvı alımı arttırılabilir.

26 Aralık 2011 Pazartesi

EN İYİ ARKADAŞIM PLAYSKOOL İLE FOTOGRAF YARIŞMASINA KATILMAK İSTER MİSİNİZ?

Kazananların birbirinden güzel ödüllere sahip olacağı En İyi Arkadaşım Playskool Fotoğraf Yarışması'na katılmak isteyen anneler uygulama sayfasından kayıt olup, daha sonra bebeklerinin bir Playskool oyuncağı ile çekilmiş fotoğrafını gönderebilecekler. Oylama sürecinde fotoğraflarını arkadaşlarıyla paylaşıp hem onların desteğiyle kazanma şansını arttırabilir, hem de bebeklerinin şirinliğini arkadaşlarıyla da paylaşabilirler.

Oylama sürecinin bitiminde finale kalan 50 fotoğraf belirlenecek. Finale kalan 50 fotoğrafın değerlendirmesi birbirinden değerli isimlerin bulunduğu jürimiz tarafından yapılacak; bu 50 fotoğraf arasından seçilen 10 fotoğrafın sahibi ise ödül almaya hak kazanacaktır. İşte değerli jürimiz: Devletşah Alhanlıoğlu Özcan, Özgür Poyrazoğlu, İrem Erdilek, Elif Doğan, Sedef Orsel Özçelik

Birinciliği kazanan fotoğrafın sahibi e-bebek'ten 1000 TL değerinde hediye çeki, dereceye giren diğer anneler ise Playskool'dan sürpriz hediye paketleri kazanacak. Üstelik birinci olan fotoğraf sayfamızın profil resmi olacak!

Yarışmamızla ilgili detaylı bilgiye bu linkten ulaşabilirsiniz: https://www.facebook.com/PlayskoolAnneleri?sk=app_321727974507183






23 Aralık 2011 Cuma

GÖĞÜS KALKANI İLE AKAN SÜTLERİ DE BİRİKTİRİN!!

Bebeğiniz oldu ve emizrmeye hemen başladınız. İlk 2-3 gün sonra sütünüz birden artmaya, dolu dolu gelmeye başladı..Ne güzel. Her annenin temennisi..
Gerek emzirerek gerekse pompa ile sağmayabaşladınız. Sütünüzün fazlasını da depoluyorsunuz. Bu dönemde göğüslerinizin uçlarında hassiyet olabilir. Böyle bir durumda ilk bakacağınız yer doğru pozisyonda emzirip -emziremediğiniz kontrol etmek olmalı. Eğer doğru pozisyonda iseniz bu durum geçicidir. ODönemde göğüs kalkanı kullanabilirsiniz.Göğüs kalkanı göğüs ucunun kıyafetinizle olan temasını da engelleyecek , sürtünmelerden de koruyacaktır. İkinci bir görevi de bazı markalarda olan ikinci bir kap. Hava delikleri olan, göğüs ucundan damlayan sütleri de doplayan tabaka.. Bu ürünü bir göğsünüzden emzirirken ya da sağarken diğer göğüs ucunuzdan damlayan sütleri toplamak için de kullanabilirsiniz...

Göğüs uçlarını sürtünmelerden korumak ve sızan anne sütünü biriktirmek için sütyenin içine giyilir. Hava geçirir kalkanlar sayesinde acıyan ve çatlamış göğüs uçlarının daha çabuk iyileşmesine yardımcı olur.

Nazik basıncıyla şiş göğüslerden kaynaklanan rahatsızlığı giderir. Delikleri hava sirkülasyonunu sağlar. Anne sütü biriktiren kalkanlar (deliksiz kısım) ise göğüs pompası kullanırken veya emzirirken sızan anne sütünü toplamaya yardımcı olur.

İçindekiler:

- 2 adet havalandırmalı kalkan,

- 2 adet anne sütü tutucu kalkan,

- 2 adet ultra yumuşak silikon destek yastıkları.

Not: Kalkanların 40 dakikadan fazla göğüste tutulması süt kanalları üzerinde baskı yapabileceğinden, önerilmez.

Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı

Bebeklerin ve çocukların yaşıtlarıyla zaman geçirmeleri psikososyal gelişimlerine dikkate alınmayı gerektirecek bir katkı sağlar. Oyun, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesinin en etkili yoludur; oyun uyumdur..
7 Ocak Cumartesi "Atölye Çocuk, Iraz' ın Oyun Grupları, Kış Programı*" eşliğinde oyunlar oynamaya başlanacak!!!

9-14, 15- 24, 24-36 ay araligindaki cocuklarin ebeveynleri ile katılımına açık olan oyun gruplari, Cumartesi gunleri 5 ayri saat secenegi ile baslayacaktir. Saatler 10.30, 12.15, 14.00, 15.45 ve 17.00 dir. Haftaiçi katılımcı olmak isteyen ailelerin talepleri degerlendirilecektir.

Iraz' ın Oyun Grupları 4 ayrı donemden(guz, kis, bahar, yaz) olusmaktadir; her donemin programı birbirinden bagımsız ve farklı hazırlanmaktadır. Katılımcılar devam eden programlara da katılabılırler.

ATOLYE COCUK


IRAZ’IN OYUN GRUPLARI KIŞ PROGRAMI

1.Hafta: Ellerim ilk oyuncağım: Hissederek oynuyorum.

2.Hafta: Mevsimleri duyuyorum: Kış ayını tanıyorum.

3.Hafta: Hayvanlar benim dostum: Onlarla yaşıyorum.

4.Hafta: Renkler benim ilk oyuncagim: Kendi renklerimi yaratıyorum.

5.Hafta: Meyveler ve sebzeler: Kendi tabagimi hazirliyorum.

6. Hafta: Mutfakta çok eğleniyorum: Yaşayarak öğreniyorum.

7. Hafta: Sekilleri öğreniyorum: Parçadan bütüne gidiyorum.

8. Hafta: Müzikli bir kış günü: Sarkılar söylüyorum.

9. Hafta: Evimde Saklanan Oyunlar: Yeni oyunlar öğreniyorum.

10. Hafta: Ben Bir Kucuk Sanatciyim: Ilk eserlerimi uretiyorum.

Bu programa gitmeyi planlıyoruz.Altuğ'unun allerji sorunu var. Doktoru okul zamanı bizim için önemli bir sorun olabilir dediği için yarınki kontrolumuzde bu konuyu danışacağız. İnşallah sorun olmaz bizde bu gruba katılabiliriz.Sizlerde benim gibi hem çalışıyopr hem de sürekli vicdan muhakemesi yapıyorsanız, çocuğunuzla birlikte olabileceğiniz ve üstelikte yeni şeyler öğrenebileceği bir oyun grubu....

21 Aralık 2011 Çarşamba

BEBEK CİLDİ İLE İLGİLİ DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR


Avrupa Pediatri Derneği tarafından düzenlenen Pediatride Mükemmellik Kongresine katılan, İngiltere Shiffield Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji ve Biyomedikal Bölümü Başkanı Prof. Micheal Cork, bebek cildi ile ilgili çok konuşulan mitlerin doğrularını anlatıyor.

Çok enteresan bilgiler var. Herkesin bildiği yanlışlıklar. Özellikle organik ürünlerle ilgili olanı ve zeytinyağ ile ilgili olanı çok önemli!!O nedenle buradan sizlerle paylaşmak istedim:

BEBEK CİLDİ YETİŞKİN CİLDİ GİBİ BAKIM GÖREBİLİR, EKSTRA KORUMAYA GEREK YOKTUR - YANLIŞ

Bebekler eşsizdir, büyüklerin küçük modeli değildir. Yetişkinlere göre bebek cildinin, yapısal, oluşumsal ve işlevsel farklılıkları vardır. Bebeğin cildi yetişkin cildine göre daha az nemlendirici faktör içerir, yani daha az melanin vardır. Suyu çok çabuk emer ancak çok da çabuk su yani nem kaybeder. Yetişkin ve bebek cildinin yüzeyleri de farklıdır, bebek cildi daha incedir. Bu nedenle, bebek cilt bariyeri daha hassas ve incedir; çok kolay bariyer özelliğini yitirip, alerjenleri daha kolay cilt altına geçebilir. Tüm bu sebeplerle bebek cildinin özenle korunması gerekir.

BEBEĞİN TEMİZLİĞİ İÇİN SU YETERLİDİR –YANLIŞ

Su tek başına etkili bir temizleyici olamaz. Özellikle bebek bezi bölgesinde zararlı bakterleri temizlemek için su yetersiz kalır. Ayrıca, bebek temizliğinde sadece su kullanımının bebek cildine olumsuz etkisi de olabilir. Çünkü, yalnızca su kullanımı bebek cildini kısa süreli yaklaşık 30 sn kadar nemlendirir, ardından kurutur. Sağlıklı bir bebek cildinin pH seviyesi 5,5’tir, ancak suyun pH değeri 7,5 olduğundan su tek başına bebek cildinin pH seviyesini yükseltir ve bebeğin cilt bariyerinin bozulmasına neden olur.


TÜM TEMİZLEME ÜRÜNLERİ BEBEK CİLDİNE ZARARLIDIR. – YANLIŞ

Sağlıklı bebek cildinin pH’sı 5,5 olmalıdır. Ancak bazı sabun ve temizleyiciler cildin pH’sını 9-10’a yükseltebilir, cilt hasar görür. Gen ve çevre bileşimi ile cildi koruyan tabaka kırılır ve enflamasyona açık hale gelir. Bu nedenle bebeğinize uygun temizliyiciyi seçerken bebek cildinin pH’sına uygun doğru ürünler tercih edilmelidir. Cildi temizlerken nemlendiren bebek ürünlerini kullanmak en iyisidir.

BEBEK ÜRÜNLERİNDEKİ KORUYUCU MADDELER SAĞLIK AÇISINDAN RİSKLİDİR. – YANLIŞ

Güvenle formüle edilen bebek ürünlerinin içine bozulmalarını engellemek, bu ürünleri zararlı bakteri oluşumundan korumak için koruyucu (prezervatif) maddeler konur. İçinde kimyasal koruyucu madde olmayan organik ürünlerin, başta bebek cildi olmak üzere tüm ciltler için iyi olduğu iddia edilmektedir. Oysa bu koruyucu maddelerin eklenmemesi, organik ürünlerin bozularak bakteri üretmesine ve bebeğe sürüldüğünde bebek cildine zarar vermesine neden olur.


ZEYTİNYAĞI BEBEK MASAJINDA KULLANILACAK EN İYİ YAĞDIR. – YANLIŞ

Bazı bitkisel yağlar yüksek düzeyde asidik oldukları için cilt bariyerine hasar verebilirler. Anneler tarafından çok tercih edilen zeytinyağı yüksek düzeyde oleik asit içerir. Bu cilt bariyerinin ikiye ayrılmasına neden olur. Genetik dizpozisyon, egzama gibi cilt bariyeri incelmiş bebeklerde zeytinyağı kullanımı bebeğin cildine zarar verir. Bu nedenle bebek cilt bakımında bebek cildi için geliştirilmiş mineral bebek yağları tercih edilmelidir.

20 Aralık 2011 Salı

GEBELİK DÖNEMİNDE BESLENME

Gebe kadının beslenmesindeki amaç, annenin kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılayarak vücudundaki besin öğeleri yedeğini dengede tutmak, bebeğin normal büyümesini ve salgılanan sütün gerektirdiği enerji ve besin öğelerini tam olarak karşılamaktır.

Gebe Gerektirdiği Enerji ve Besin Öğeleri:

Gebelik öncesinde normal ağırlıkta olan bir anne adayının gebeliği süresince ayda ortalama 1 kg ağırlık kazanması istenir. Genellikle ilk 3 aylık dönemde ağırlık kazanımı çok azdır, zamanla artış gösterir. Toplam 9-12 kg ağırlık kazanımı gereklidir. Anne adayının, normal enerji gereksinimine ek olarak ilk 3 ayda günde 150 kkalori, 4-9 ay arasında ise günde 300 kkalori daha ek olarak alınmalı, normal vücut ağırlığına ayda ek olarak 1-1,5 kg eklenmesi önerilir. Gebelik başlangıcında normal ağırlığından şişman olan anne adayının fazla ağırlık almasına gerek yoktur.

Yemekler genellikle 3 öğünde tüketilir. Gebeliğin ilk döneminde öğün sayısı arttırılarak öğündeki yemek miktarı azaltılabilir.

Öneriler:

Etler haşlama veya ızgara olarak tüketilmeli, süt ve türevleri yağsız, kaymaksız, diet ( light) olarak tercih edilmelidir. Sebze ve meyveler en doğal şekliyle olmalı ve meyveler mümkünse kabuklu olarak tercih edilmelidir. Kuru baklagillerin tüketimi de hafta da 2-3 defa tavsiye edilir.

GEBELİKTE GÜNLÜK BESLENME PROGRAMINA BİR ÖRNEK:


KAHVALTI:

1 Su bardağı süt (az şekerli, kalsiyumdan zenginleştirilmiş)

1 yumurta veya 1 kibrit kutu kadar beyaz peynir

2 dilim ekmek

1 yemek kaşığı kadar pekmez, bal veya reçel

1 adet meyve

ARA ÖĞÜN:

1 Porsiyon meyve

ÖĞLE:

60-90 gram etli yemek ( bu 3 köfte şeklinde ve ya sebzeli olarak pişirilebilir.)

Veya kuru baklagiller yemeği

1 porsiyon pilav veya makarna

1 küçük kase yoğurt

1 dilim ekmek

1 porsiyon meyve

ARA ÖĞÜN:

1 bardak süt veya sütlü kek veya sütlü muhallebi

1 porsiyon meyve

AKŞAM:

1 kase çorba

60 gr et veya sebze yemeği

Mevsim salata

1 dilim ekmek

1 porsiyon meyve

YATARKEN;

1 bardak süt veya 1 küçük kase yoğurt

17 Aralık 2011 Cumartesi

Bebeğinizin İlk Özerklik Talebi -Nam-ı Diğer “2 Yaş Sendromu”

Kendi kendine yürümek istiyor,

Kendi kendine yemek yemek istiyor,

Herşeye hayır diyor,

Bizimle sık sık inatlaşıyor,

Ağlama ve öfke nöbetleri başladı,

Daha saldırgan davranıyor,



O uyumlu, sakin bebeğimizin yerinde şimdi inatlaşan, dediğim dedik, her söylediğinize karşı çıkan, adeta sabrınızın sınırlarını zorlayan bir çocuk var…

Aslında bu davranışlara sevinmek mi lazım yoksa üzülmek mi ? Biz olaya iyi tarafından bakalım ve mutlu olalım. Çünkü çocuğunuz artık büyüdü, çevreyi algılama kapasitesi arttı, zihinsel gelişimi hızla ilerliyor, çevreyi merak ediyor, araştırmak, keşfetmek istiyor, kendi seçimlerini yapmak, kararlarını vermek istiyor, kendini bir birey olarak kabul ettirmek istiyor. Literatürde “negativizm” , “erken ergenlik”, “terrible two” olarak da isimlendirilen ve 18. ay civarında başlayıp, 42-46. aya kadar devam eden, 2 yaş sendromu döneminde bebeğimiz “özerklik” dönemine giriyor. Bu dönem yaptıklarının etkisini test ettiği, sınırları zorladığı bir dönemidir.
Öncelikle bu dönemin tamamen normal ve her çocuğun geçirdiği gelişim dönemlerinden biri olduğunu kabul etmek gerekir. Ayrıca bu dönemin kalıcı olup olmaması yine bizim elimizde. Peki bu dönemde çocuğumuza nasıl yaklaşmalıyız. İşte size birkaç öneri :

• Seçme Şansı Verin: Ona isteklerinizi direkt olarak söylerseniz muhtemelen hayır cevabıyla ve dirençle karşılaşacaksınız. Bunun yerine isteklerinizi ona alternatifli biçimde sunun, seçenekleri siz belirleyin ama seçim ona kalsın . Örneğin, “Boyama yapmak ister misin?” yerine , “kırmızıyla mı maviyle mi boyayalım ?” dediğinizde direnç riskinin daha düşük olduğunu göreceksiniz.

• Ona ait bir alan sunun: Evin diğer kısımlarında eşyaları kurcalamasına ve karıştırmasına izin vermiyorsunuz belki, bu onu daha da öfkeli bir hale getirecektir. Çocuğumuza “hayır” derken ona alternatifler de sunmalıyız, yoksa kendini ifade etme çabaları engellenen çocuk, kendini tamamen bir kıskacın içinde hissedecektir. Eğer imkanınız varsa dilediğince karıştırması, kurcalaması ve incelemesi için ona bir alan sunun, örneğin odasında bir köşe olabilir. Böylelikle “salondaki çekmeceleri karıştırmanı istemiyorum ama kendi odandaki çekmecelere bakabilirsin” diyerek ona bir alternatif sunmuş olabileceksiniz.

• Tutarlılık, tutarlılık, tutarlılık : “Çocuğuma hep yeşil ışık yaktım, büyüyüp de kırmızı ışıkla ilk karşılaştığında artık çok geçti!” (Dr. John Zanicchi)

İsteklerini ağlayarak elde etmesine izin vermeyin. En azından ağladığı sırada isteğini yerine getirmeyin, bunun için susmasını bekleyin ya da dikkatini başka bir yere yönlendirerek onu sakinleştirin. Ancak bunu tutarlı ve kararlı bir biçimde yapmanız çok önemli. Yani önce “hayır” deyip sonradan yine “evet”e dönüyorsanız bu durumda çocuğumuzun şiddetlenmiş olumsuz davranışını pekiştirmiş oluyorsunuz. Tutarlılık sadece sizinle sınırlı kalmamalı, aynı şekilde babası ve evdeki diğer kişiler de sizinle tutarlı şekilde davranmalı, yani sizin hayır dediğiniz bir şeye eğer babası ya da bir başkası (bakıcı, anneanne, babanne vs..) evet diyorsa bu durumda sıkıntı yaşamaya devam edersiniz.

• Sabır, sabır, sabır : Bu dönemde göstereceğiniz sabır, uzun vadede sizin ve bebeğinizin hayatını kolaylaştıracak. Sabırsız davranıp ona her istediğini verirsek ileriki yaşlarında da bu durumu kullanabilecektir. Öte yandan sabırsız davranıp sözel ya da fiziksel şiddet göstermeniz durumunda çocuğunuz bunu model olarak alacak ve size karşı aynı şiddeti gösterecektir.

• Anneler kendilerini nasıl sakinleştirmeli : Gün boyu çocukla ilgilenen ve yaşam düzeni değişen annenin rahatlamak ve bu zorlu dönemi sabırla atlatabilmek için kendine vakit ayırabilmesi çok önemli. Sosyal hayatınızı bir şekilde tekrar canlandırmalısınız. Bu konuda akrabalardan ya da eşlerden yardım alınabilir. Anne ne kadar sağlıklı ve huzurlu olursa çocuğa vereceği tepkiler de o kadar sağlıklı olacaktır. Kendine vakit ayırmayı bencillik değil, aslında yine çocuğumuzun iyiliği adına yapılmış bir eylem olarak görebiliriz.
Bunun yanısıra çocuğumuz olumsuz davranışı gösterdiği sırada eğer gerekli sabrı gösterecek durumda değilsek onunla ilgilenme görevini devredebileceğimiz bir başkası varsa ortamı terkedebiliriz ancak birileri yoksa anne ve bebek başbaşa ise bu durumda bebeğin yalnız bırakılmasını kendi adıma ben tavsiye etmiyorum.
2 yaş sendromu döneminde nelerle karşılabileceğimiz, hangi tepkinin neden gösterildiği ve ne kadar süre devam edeceği ve bunların olası çözüm yolları hakkında bilgili olursak, kendimizi daha hazırlıklı, rahat, güvenli hissedecek ve çocuğumuza da bunu yansıtacağız. Bu anlamda bu dönemde bir uzmandan destek almak oldukça faydalı olacaktır.

Hangi Noktada Uzmana Danışmak Gerekir :

Aslında uzmana danışmak için çocuğun davranış problemlerinin şiddetlenmesini beklemeye gerek yok, çocuğu bu döneme giren anne-babanın ona nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda en az 1 seans davranış değiştirme eğitimi almalarını öneriyoruz. Çünkü uygulamaya dair bilmeleri gereken önemli detaylar var, sadece belli yerlerden okudukları yazılar yeterli olmayabilir, herhangi bir yerden okudukları yöntemin tek bir detayını bile eksik ya da yanlış uygularlarsa bu durumda uyguladıkları metod bir işe yaramayacağı gibi olumsuz davranışı daha da şiddetlendirebilir.

Psk. Ozlem TOKGOZ


http://www.zihinselgelisim.com/
http://www.bebekolay.com/

BU yazıyı Bebekolay adlı siteyi okurken gördüm. Altuğ da 18. ay itibaren 2 yaş sendorumunu yaşamaya başaldı. Evde küçük bir dev adam şeklnde dolaşıoyor. Bizim en çok yemek yememe işi zor durumda bırakıyor. Bazen de benim oğluma Hayır diyememe sanırım sorun olacak :((
Ben de bir uzmanla görüşmek ne iyi ne kötü yada hatalı yapıyorum ? bunları konuşmak istiyorum. Bazen çözümsüz kaldığım oluyor.
Yukarıdaki yazı da güzel çözüm yolları da var. Onların bir kısmını uyguluyor, bir kısmına da ı-uygulamıyorum. Ama oğluma Hayır demeyi öğrenmem ve herşeyi ağlayarak elde etmesmesini öğretmem çok önemli..

''Çocuğuma hep yeşil ışık yaktım, büyüyüp de kırmızı ışıkla ilk karşılaştığında artık çok geçti!”
Bu söz sanırım herşeyi özetliyor:))

15 Aralık 2011 Perşembe

GEBELİK AYLARINA GÖRE ANNE VÜCUDUNUN GELİŞİMİ

GEBELİKTE 1. AY
Gebeliğin İlk Ayları
Gebeliğin İlk Belirtileri
Gebelikle birliklte hormonlarınızdaki değişikliklerin sonucunda aşağıdakilerin bir ya da daha fazlası görülebilir:Bunlar 12. haftadan sonra azalır.
*Adet gecikmesi
*göğüslerde büyüme , gerginlik, hassaiyet
*Bulantı
*Kusma, ağızda metalik tat ve yiyeceklere karşı ilgisizlik
*Bazı besinlerden iğrenme ya da aşırı isteme
*Yorgunluk, halsizlik
Vajen akıntısında artış,
*Sık idrara gitme
*Duygusallaşma

GEBELİĞİN 2. AYI
Doğum zamanının hesaplanması

Son adetin ilk gününe 280 eklenerek bulunur. Gebelik süresi 40 hafta kabul edilirse de , 38 ile  42 haftalar arasında normal sayılır.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Sigara , alkol ve doktora danışılmadan alınan ilaçlar gebelik boyunca, özellikle de bebeğin organlarının geliştiği ilk 3 ayda zararlıdır.Kedi, köpek dışkısaı ve çiğ etle temas edilmemelidir.Bunlar bebeğe zararlı olabilecek toksoplazma denen parazit taşıyabilir.

GEBELİKTE 3. AY
Gebeliğe Alışma

Gebeliğin başlarında görülen bulantı, kusmalar vesık idrarra çıkma bu  dönemden itibaren azalır. Bağırsak hareketleri yavaşladığından kabızlık görülebilr.Aşırı kusmanız olmamışsa bu dönemde 1-52 kg almanız beklenir.Bütün gebelikte alınan kilonun%10'una karşılık gelir.Hormonel değişikliklerinden dolayı bu dönemde aşırı duygusal olabilirsiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kontroller için doktora başvurun. Taze yiyeceklerle ve dengeli beslenin.Kabızlığa karşı bol bol su için ve yeşil sebze gibi bol lifli yiyecekler yiyin. Göğüslei destekleyecek uygun bir sütyen kullanın. Dişlerinizi kontrol ettirin.

GEBELİKTE 4. AY
Gebelik artık belli oluyor;

Kendinizi daha enerjik hissetmeye başlarsınız.Gebe olduğunuz dışarıdan belli olmaya başlar.Cildiniz koyulaşabilir.Beliniz kalınlaşmaya başlar.Karnınızın üstünde koyu bir çizgi görülebilir.Doğumdan kısa bir süre sonar bu çizgi kaybolur.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Bu dönemde iştahınız artmaya başladığından,sağlıklı beslenetre kilonuza dikkat etmelisiniz.Bol ve rahat giysiler tercih etmelisiniz. Gebelik sürecinde artan demir ihityacına bağlı olarak doktorunun vereceği demir preparatlarını kullanmaya baslamalısınız.

GEBELİKTE 5. AY
Gebelik ilerliyor;
Memelerde ilk süt gelebilri.Bu süt sadec silinmeli,  mem sıkılmamalıdır.
Cilt koyulaşması artabilir.Bunun kalıcı olmaması için dışarı çıktığınızda güneş koruıyucu krem kullanabilirisiniz.
Sırt ağrısı, kasıklarda gerilme, vajen akınıtısı, diş eti kanaması gib yakınmalara sık rastalnır.Bebeğinizn hızlı büyüdüğünü ve s,izinde hızlı kilo alacağınız bir döneme girdiğinizden sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmelisiniz.
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Kendinize özen göstermelisiniz.Rahat giysi ve ayakkabılar güymelisiniz.Bebek eşye ve giysileeri düşünmeye başlayabilirisiniz.

GEBELİKTE 6. AY
Gebebliğğn en iyi zamanları;
Bu dönemde kendiniz daha iyi ve zined hissedeceksiniz. Kilo alımı hızlı olabilr. Dikkat!!
Bu dönemde dikkat edilmesi gerekenler:
Her fırsatta ayaklarınız yukarı kaldırarak dinlendirmelisiniz. Belinizi ve bacaklarınızı sıkan giysilerden kaçının.Sıcağa duyarlılığınız artacağınadn bol bol su içmelisiniz.

GEBELİKTE 7.AY
Gebelik ilerlemey devam ediyor;
Sindirim güçlüğü ve kramplar görülebilir.Karında çatlaklar oluşabilir. Bunu önlemek ya da daha az olmasını sağlamak için karın bölgesi sık sık nemlendiricili bir krem ya da yağ ile yumuşatılmalıdır.UYku bozuklukları olabilir.
Bu dönemde dikkat edilemsi, gerekenler:
Doktor kontrollerini sıklaştırabilrisniz.Gün içinde sık sık dinlenmeli, geceleri mümkün oldukça erken yatmaya çalışmalısınız.Her fırsatta ayaklarınızı yukarı kaldırarak , dinlenmalısiniz.

GEBELİKTE 8.AY
Bebek her an gelebilir;
Kendinizi ağır ve hantal hissedebilirsiniz.Rahat uyuyamayabilrsiniz. BUnun çin bol bol yastıkla vücut boşluklarınız doldurarak en rahat pozisyonu sağlayarak , daha uzun uyuyabilirisiniz.
Neler oluyor?
Büyüyen bebek iç organlarınıza baskı yaparak solunum güçlüğüne, sık idrara çıkmaya neden olabilir.Koşarken, gülerken ya da öksürürken idrar kaçırabilirsiniz.Olabildiğince dinlenmeye çalışmalısınzı.Kilo alışınız fazla ise karbonhidratları azaltmalısınız.
Gebelikte alınan ortalama kilonuz 10-12 kg arasında değişmesi idealdir.Bebeğinize gereken temel malzemeleri şimdiden alabilirsiniz

GEBELİKTE 9. AY
Tatlı Heyecan;
Çalışıyorsanız doğum iznine çıkmış, doğum hazırlıklarını bitirmiş olmalısınız.Bu dönem gelecek bebek için çok heyecanlı olmalısınız.
Neler Oluyor?
Bu dönemde bebeğin başının, leğen kemiğinin boşluğuna girmesiyle mide yanması, sindirim, solunum güçlüğü yakınmaları azalır.Bebeğin başı idrar torbasına baskı yaptığından idrara çıkma sıklığı artabilir.Bu dönemde kendiniz daha enerjik hissedebilrsiniz. Bundan yararlanarak kendiniz yormayın. Doğujm esnasında ve sonrasında  enerjiye ihtiyacınız olacaktır.

GEBELİKTE 10. AY
Artık bebek geliyor
Doğum heyecanı başlar, bir an önce doğum gerçekleşsin isyteyebilirsiniz.
Neler oluyor?
Doğum ağrılarınız düzenli ve sık olacaktır. Doğum belirtilerini tek tek kontrol edin. Ve doktorunuzla iletişim halinde olun.
Doğum
Hazırlık ve beklemeyle geçen onca aylardan sonra artık bebeğiniz kucağınıza alabilrisiniz.Giderek onu dah iyi anlayacak ve hergün yeni bir şeye tanık olacaksınız..

14 Aralık 2011 Çarşamba

ÇOCUK YAPMAYA KARAR VERMEDEN ÖNCE YAPILMASI GEREKENLER, BAKILACAK BLOG / SİTELER VE KİTAPLAR

Evlendikten sonra çocuk yapmaya karar vermek her zaman için kolay değildir. İnsanın kafasından bir sürü geçer. Doğru zaman mı, hazır mıyım? gibi...


Bu kararı verirken size bu bilgiler ve kaynaklar yardımcı olabilir:

Artık yaşadığımız bu dönemde herşey de olduğu gibi bebek sahibi olma konusunda da plan yapmak önemli bir konu..Karar verdiğiniz an da hemen o ay bebek sahibi olmak da her zaman mümkün olamıyor. Önemliolan yumurtanızın çatladığı dönemi yakalamak ve ya gebeliği önleyici farletmeden yaptığımız hatalardan uzak durmak gerekiyor.
Doğru zamanda , vakit kaybetmeden bebek sdahibi olabilmek için ne yapmalıyız? Nelere dikkat etmeliyiz?
Sizin hiçbir sorununuzda olmadığı halde korunmayan çiftlerde , her adet döneminde gebe kalma oranı %25 civarındadır.Çiftin yaşı,regl zamanınız,ilişki sıklığğınız başarıyı etkileyen etkenlerdir.

 Gebe olmak için ideal yaştamısınız?

Bebek sahibi olmak isteyenlerin arasında % 10-15 'i kısırlıkla karşılaşabilir. Aktif bir cinsel yaşamı olan çiftlerin % 57'si  üçüncü ayda,% 72 altıncı ayda, %85 bir yılın sonunda hamile kalabiliyor.Hamilelik için gereken süre ise bayanın yaşıyla doğru olarak ilintiliti. Kadının yaşı buyuduke gebe kalma süresi de artmaktadır. Bunun da 2 nedeni olabilir:
1-Yaşlanmaya bağlı olarak yumurtaların kalitesi bozuluyor.
2-İLerleyen yaşlarda erken gebelik kaybı artömaktadır.Bir kadın üreme çağı boyunca ortalama 400-500 kez yumurtluyor, yaş ilerledikçe kaliteli yumurta sayısı da azalıyor.

Yumurtlama Dönemini Nasıl Tespit Edebiliriz?

Bunun için basit bir formül söyleyebiliriz: Adetinizin birinci gününü 1. Gün olarak kabul edin. Eğer adetleriniz 28 günde bir oluyorsa 10-18 gün arasında yumurtanız çatlau-yabilir. Bne bu aralığı gemniş tutuyorum. Çünkü erken ya da geç yumurtanız çatlasa bile yakalşayabilirsiniz. Bu süre esnasında eşinizle gün aşırı beraber olursanız, yumurtlama gününü yakalayabilrsiniz.Spremlerinde cinsal ilşki sonarsında 48-72 saat kadının vücudunda canlı olarak kalabildiği  için gün aşırı berber olmanız yeterli olacaktır.Fazla sayıda eşinizle beraber olmanız da sprem in sayısını ve hızını yavaşlatacağı için buna dikkat etmekte önemlidir.
Beraber olurken kayganlaştırıcı kullanılmamalıdır. Bunlar spermin yapısını bozabilir.Ayrıca ayakata veya oturur poz,isyonda beraber olmak ya da ilşikiden hemen sonra ayağa kalkmak spermin rahim ağzından geçişini zorlaştıracağı için , ilişki sonrasında bir süre sırt üstü yatmak hamilelik ihtimalini arttıracaktır.

Başarıyı arttırmak için:

Sağlıklı beslenmek hem yumurtanın hem de spermin kalitesini arttıracağı için döllenmeyi de etkileyecektir.Düzenli beslenme alışkanlığı anne adyına,  ailesine  ve gelişecek bebeğin sağlığına katkıda bulunur.
Boy- kilo oranınızın uyugun olamsı, sağlıklı bir gebelik için de önemlidir.Hamile kalmadan önec yağdan fakir, liftenzengin diyet uygulanarak ve egzersiz yaparak kilo verilmesi uygun olur. Ancak hızlı kilo verebileceğiniz diyetler hamile kalma şansını düşürüp, hamilelik öncesi besin depolarınızı azaltır.
Sağlıklı bir gebelik için ayrıca folik acid kullanımı da önemlidir.Hamilelikten önceki 3 aylık döbnme de  kullanbilrsiniz.
Günde 3 fincandan fazla kahve tüketmemeye çalışın. Kafein de gebe kalmayoı etkileyebilir.Özelşikle düşüklere neden olduğunu gösteren bazı çalışmalar vardır.
Hamilelik dönemi öncesi ve sonarsınad sigara kullanımı da hem spermin hem de yumurtanın doğal olarak da embriyonun kalitesini, kesinlikle kötü etkilemektedir. O nedenle bu dönem içinde içmemekde yarar vardır.

Hamile kalmaya karar verdiğinizde okuyabileceğiniz bloglar ve siteler.

İnternette dolaştığınızda gebelik, doğum denildiğinde gerçekten birçok site görebilirsiniz. Benim de çok severk takip ettiğim, bilgi edindiğim, deneyimli annelerin deneyimelrinden yararlandığım site/bloglar:


Blogcuanne: Blogcuanne de gerçekten gebelik , doğum, çocuk bakımı ,günlük yaşantı gibi çok çeşitli konulara rastlayabilirsini,z. Sitenin sahibi Elif çok tatlı, bilgili , araştırmacı iki erkek çocuk annesi.Yazılarının altındaki yorumları da okumanızı tavsiye ederim. Gerçekten çok yararlı bir kaynak..İçinde forumu, blogcu gebe bölümü gibi çeşitli bölümleri barındırmakta. Ayrıca Emzirme Reformu'nun da fikir annesi..Anne olsanız da olmasanızda Emzirme Reformu hareketine destek vermek isterseniz burayı tık tık..
Benim güne başlarken kendi bloğumdan sonra açıp, Blogcuanne ilk baktığım site/ blog..Bakmak isterseniz tık tık...


Slingomom: Slingomom'ın sahibi İrem de çok güzel yazılar paylaşıyor. O da bir erkek çocuk sahibi deneyimli bir anne. Gbelik süreci, emzirme, çocuk bakımı gibi konularda çok güzel yazıları var. Ayrıca tanıtımı yaptığı ürünlere de bakabilirsiniz.Annelik Manifestosuna bayılıyorum..Okumak isterseniz tık tık..


Dorikus: Senacım bu bloğun sahibi. Diğer iki bloggerdan farkı bebeğine kavuşmak için Tüp Bebek Tedavisi görmek durumunda kalması. Şimdi çok tatalı Doruk adlı bir oğluşu var. Sena'nın bloğunun en öenmli özelliği Tüp bebek hakkında deneyimelrini paylaşmış olması. Tüp Bebek denildiğinde bir sürü hastane, merkez sitesi görebilyorsunuz. Fakat bunu deneyimlemiş bir annenin sites,i , inanın çok daha yararlı olacaktır. O nedenle hamile kalmaya çalışırken bu siteye de uğramanızı kesinlikle tavsiye ederim..Bakmak için tık tık


anneysen.com: Bu site annelerin bir araya toplandığı, içinde uzmanların barındığı çok güzel bir site. Sizlerde buraya üye olabilir ve deneyimlerinizi,sorunlarınız ve mutluluklarınız paylaşabilirsiniz. Sahipleri Aylin ve Pınar da çok tatlı anneler..Girip bakmak için tık tık..


LeiLeo : Bu bloğun yaratıcısı esasında emzirmeye yardımcı çok güzel kıyafetler tasarlayan Zeynep.. Zeynep kendisini emzrmeye adamış durumda. ''Annelerden Sütlü Tarifler''adlı bir yazı dizisi başalttı. İleride bunalrı topladığı bir kitap bekliyorum ben. Emzirme ile ilgili deneyimlerini paylaşıyor anneler. Bugün itibaren 98 anne oldu. İleride kendisinin deneyimini de ekleyeceği okunması gereken bir yazı dizisi.. okumak için tık tık
Ayrıca Zeynep'in tasarladığı hamile ve emzirme kıyafetlerinin olduğu site de sizlerin çok işine yarayacağını umuyorum....Burayı ziyerte etmek isterseniz http://www.leileo.com/ bakabilrisiniz.



yeşimmutlu.com: Yeşim bir doğum fotoğrafçısı. Ama bloğunu incelediğinizde bebek yapmaya karar verme dönemi için, gebelik , doğum, bebek gibi konularda çok güzel yazılar bulmanız mümkün. Bence bakmanızda fayda var. Doğum zamanı da fotoğrafçı düşündüğünüzde de Yeşim konusunda bir numara.. Bloğu için tık tık..
Bunların dışında tabii ki pek çok takip ettiğim anne - bebek bloğu var. Ama gebe kalma sürcinde bu siteler çok işinize yarayacaktır.

Bu anne bloglarının yanı sıra iki tane de severek takip ettiğim baba bloğundan bahsetmek istiyorum:


http://www.babaolmak.com/ :Gerçekten çok güzel. Ben ilk blog yazmaya başladığım dönemde farkettiğim ve o zamandan beri de takip ettiğim bir blog. Bir babanın kızı için açtığı , içinde pek çok şeyin bulunduğu bir baba bloğu. Eşinin hamilelik süreci, kızının büyüme sürecini takip etmek , güzel fotoğraflara bakmak çok keyifli ve yararlı olacaktır ,diye düşünüyorum.



http://www.biradambirbebek.com/ :Bu da bir baba bloğu. Buradan da gebelik, doğum ve bebek bakımı hakkında çeşitli yazılar okuyabilirsiniz. N egüzel.. Bir babanın çocuğundan dolayı bir blog açıp, deneyimelrini paylaştığı yazılar yazabilmesi. Ayrıca sitenin sahibi Cesur beyin aynı isimli aylık dergisi de var. İsterseniz ona da bakabilrisiniz. Ben bakıyorum,çok seviyorum..


Bu site/ blogların dışında doktorlara ait olan sitelere de bakmanız da yarar vardır.Buralarda genelde yaklaşımlarını verdikleri bilgilerle anlayabilrisniz.

Kitap Önerilerim:
Aşağıda önerdiğim kitaplar benim okuduğum ve yararlandığım kitaplardan bazıları..

*Siz Bebeğiniz Beklerken
Dr. Mehmet Öz/Koridor Yayıncılık
Beslenme, bebek ile ve hamilelik dönemiyle ilgili herşeyi kapsayan güzel bir kitap..
*Yaşamın İlk Yılında Çocuk Sağlığı ve Bakımı
Prof. Dr. Gülbin Gökçay/Saga Yayınevi
Bir çocuk doktoru olan Gülbin Hanımın bu kitabı çok anlaşılır ve çok güzel ipuçalrını içermekte.. O nedenle anne ve anne adaylarının çok faydalanacağı bir kitap..
*Bebek Bakım Sorunlarına Mucize Çözümler
Melinda Blau,Tracy Hogg
Geceleri deliksiz uyuyan, gündüzleri iştahla yemeğini yiyen, kendi başına sıkılmadan oyun oynayabilen, ne zaman ne istediğini anlayabildiğiniz bir bebek büyütmek... Kulağa erişilmesi güç bir hayal gibi geliyor değil mi? Tracy Hogg'un yardımıyla bu hayali gerçeğe dönüştürebilirsiniz.
Doğumdan üç yaşına kadar geçen süreçte beslenme, uyku alışkanlıkları, tuvalet eğitimi, duygu ve davranış sorunlarına kalıcı, akılcı ve uzlaşmacı çözüm yolları sunan bu kitap, anne ve babalara bebekleriyle birlikte bir kez daha büyüme ve hayattan keyif alma şansı tanıyor.
Bu kitaplarda emzirme, bebeği besleme, annenin beslenmesi, bebek için rahatlatıcı masajlar, beceri ve zeka geliştirici oyunlar, bebek psikolojisi, uyku sorunuyla baş etme yolları ve her tür bebek hastalığı ile ilgili bilgiye ulaşmanız mümkün.
*0-1 Yaş Bebek Beslenmesi ve Merak Ettikleriniz
Hilal Mocan / Alfa Basım Yayın
Bebek bekleyen ya da yeni doğum yapmış, emzirme döneminde nasıl besleneceğini merak eden anneler ile bebek bakımına dahil olacak tüm aile üyelerinin okuması gereken bir kitap bu. anne sütü, anne sütünün içeriği, emzirme sorunu olan anneye yardım, çocuk beslenmesinde ana noktalar, büyüme beslenme takibi, bebeklerde ek besinler, sağlıklı kolay tarifler, emziren annenin beslenmesi, emziren anneye pratik bilgiler gibi ihtiyacınız olabilecek pek çok bilgiyi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hilal Mocan’dan öğrenebilirsiniz.
*Bebeğinizin İlk Yılında Sizi Neler Bekler?
Arlene Eisenberg, Heidi E. Murkoff, Sandee E. Hathaway / Epsilon Yayınları
Bebeğinizle geçireceğiniz ilk yıl boyunca bilmek isteyeceğiniz her şeyi ayrıntılarıyla açıklayan, aylık düzene göre hazırlanmış bu rehber; büyük kardeşten doğru hekimin seçimine, mevsim özelliklerinden bebekle yolculuğa, çocuk hastalıklarına, evlat edinilen bebekten düşük doğum ağırlıklı yenidoğana ve özürlü bebeklere kadar pek çok özel bölümü içeriyor.
*Kız Bebek Bakımı / Sahibinin Kullanma Kılavuzu
Thereresa Foy DiGerenimo / Kuzey Yayınları
Pembeye bürünmüş yeni neşe yumaklarının anne babalarına özel olarak hitap eden bu rehber, doğumdan 18’inci aya kadar gerekli olabilecek bilgileri barındırıyor. Kızınızın kim olduğu ve başkalarıyla ilişkilerinin nasıl olması gerektiği konusundaki anlayışını şekillendirmek için tavsiyeler de içeren kitap; bir kız bebeği büyütmenin heyecanlı ve eğlenceli deneyiminden geçmiş kişilerin olumlu ortak anlayışına bir uzman düzeyinde sahip olmayı sağlıyor.
*Erkek Bebek Bakımı / Sahibinin Kullanma Kılavuzu
Thereresa Foy DiGerenimo / Kuzey Yayınları
En güncel bilgileri, konusunun önde gelen uzmanlarından toplayan, annelik tecrübesine sahip bir yazar tarafından kaleme alınan bu kaynak, özellikle doğumundan 18’inci ayına kadar oğlan bebeklerine uygun tavsiyeler içeriyor. Oğlunuzun doktorunun seçiminden hijyen ve yaygın sağlık sorunlarına, disiplin ve sınırları çizme konusundan kimlik oluşumuna kadar pek çok yararlı bilgiyi bu kılavuzdan edinebilirsiniz.
*Bebek Masajı
Dr. Alan Heath & Nicki Bainbridge / Alfa Basım Yayın
Huysuzluk ağlamalarını dindirmeye yardımcı, kolik ve diş çıkarma dahil olmak üzere yaygın olarak görülen rahatsızlıkların giderilmesine destek olan, prematüre bebeklerden yerinde duramayan küçük çocuklara kadar her yaş grubu için etkili masaj serilerini bir sağlık uzmanı ve danışman çocuk psikoloğundan edinmek isterseniz, bu kitap tam size göre.
*Düşe Kalka Büyümek
Yankı Yazgan / Epsilon Yayınevi
Prof. Dr. Yankı Yazgan, çocuklu hayata bilimin kılavuzluğunda, ama gerçeklikten kopmadan, ayağı yere basarak baktığı yazılarda; bu hayatın iniş çıkışlarını, düşe kalka büyümenin çeşitli yanlarını ele alıyor: Bebeklikteki ilk ilişki nasıl kurulur? Annemizin bizi sevdiği kadar kimi severiz? Babaların çocuklarıyla ilişkisinin oturması için ne kadar beklemek gerekir? Üç babalık türünden hangisine yakınız? Genler beynimizi nasıl biçimlendirir? anne baba ile çocuğun ilişkisi genlerin çalışmasını nasıl etkiler?
*Hamilelik doğum ve Bebek Bakım Kitabı
Ayşe Öner / Klan Yayınları
Hamilelik öncesinden başlayarak çocuğunuz bir yaşına gelinceye kadar sizin ve bebeğinizin ihtiyaç duyacağı her tür bilgiyi veriyor.

12 Aralık 2011 Pazartesi

Etkili Anne-Baba İletişimine Devrim Niteliğinde bir Yaklaşım: Parent Effectiveness Training

Sevgili arkadaşım Tansu çok yararlı bir eğitime başlıyor. http://www.pasparenting.com/

Bu program ödüllü psikolog ve üç kez Nobel Barış Ödülü Adayı olan Dr. Thomas Gordon tarafından oluşturulmuştur. Kendisi Gordon Uluslarası Eğitim’in kurucusu ve 1962 yılında bu programı başlatankişidir. İletişim becerileri ve çatışma çözme yöntemlerini ebeveynlere, öğretmenlere, gençlere, şirketyöneticilerine ve çalışanlara öğretmede öncü biri olarak tanınır.Etkili Anne-Baba Eğitim programı ebeveynler için ilk beceri temelli eğitim olarak bilinir. Dünyada 43ülkede bir milyonun üzerinde ebeveyne bu eğitim verilmiştir.

Etkili Anne-Baba Eğitimi nedir?

Etkili Anne-Baba Eğitimi dünyada en fazla sayıda ebeveyne yardımcı olan öncü bir programdır.Program ebeveynlerin aileleri ve tüm çevreleri ile ilişkilerini geliştirmeye yardımcı olan kanıtlanmışiletişim becerileri sunar. Bu becerileri kullandıklarında, ebeveynler ailenin her bir üyesini onlarıngörüş açısından anlamaya ve ailede oluşan çatışma ve problemleri basit bir şekilde çözmeyebaşlayacaklardır.Etkili Anne-Baba Eğitimi3 günlük yoğun eğitim ‘yaparak öğrenme’ modeli temellidir.Eğitmen eğitimin yapısını ve amacını sunacaktır. Üç günlük oturumlar süresince, eğitmen Etkili Anne-Baba Eğitimi içeriğini ve becerilerini sunacak, pratik öğrenmeye olduğu kadar; uygulamaya,tartışmaya ve sorulara da zaman ayıracaktır.Eğitim oldukça deneyimseldir. Her katılımcının eğitim esnasında uygun bir biçimde örnekleriniaktarmasına gerek duyulacaktır. Ayrıca kişiler becerilerini küçük grup çalışmaları ile geliştirilecektir.Eğitmen eğitim boyunca geri bildirim ve koçluk sağlayacaktır.
Etkili Anne-Baba Eğitimi İçeriği:

Etkili Anne-Baba Eğitimi ebeveynlere, çocukları ve hayatlarındaki diğer önemli kişiler ile ilişkilerinigeliştirecek bir felsefe ve iletişim becerileri öğretmek amacıyla hazırlanmıştır.Etkili Ebeveyn Eğitimi yaklaşımı ve becerileri 43 ülkede, geniş bir kültürel yelpazede, farklıtoplumlarda kullanılmaktadır.

Etkili Anne-Baba Eğitimi katılımcıları altı anahtar beceriyi öğrenecektir:
 ‘Problem aidiyetini tanımlama’ problemleri anlama ve yönetme
 ‘Aktif Dinleme’ çocuklarının ve diğer kişilerin kendi şahsi problemlerini çözmesinisağlayabilmek
 ‘Ben mesajı’ başkasının kabul edilemez davranışını değişimle sonuçlandırabilmek amacıylayüzleştirmek
 ‘Gear shifting’ (Vites Değiştirme) değişime direncin üstesinden gelmek
 ‘Yöntem III’ çocuklar ve diğerleri ile çatışmaları çözmek ve çözüm sonucunda iki tarafı damemnun etmek ‘Değerler çatışması çözme becerileri’ çocuklar ve diğerleriyle değer ve rol farkı kaynaklıçatışmalarının üstesinden gelmek




Etkili Anne-Baba Eğitimi Eğitmen sunuları, grup tartışmaları, bireysel paylaşım ve beceri inşa etmeaktivitelerinin dengeli bir bütünüdür.Ağırlıklı olarak eğitimin bölümlerinin odaklanacağı durumlar, örnekler ve kararlar; çoğunluklaihtiyaçlar, endişeler, sınıf içinde eğitime katılanların deneyimleri ile belirlenir. Çünkü Etkili Anne-BabaEğitimi öğrenen merkezlidir, özellikle eğitimin başarısı adına katılımcıların rol ve sorumluluklarınıanlamaları önemlidir. Onlar katılımcı olmak, ihtiyaç duyduklarının karşılandığından emin olmak veöğrendiklerinden hangilerini alacakları ve hayatlarına uygulayacaklarından sorumludurlar.

Kimler katılabilir?

Her anne ve baba katılabilir. Eğitim okul öncesi, ilkokul, lise çağı fark etmeksizin her yaş çocuğa sahipebeveynin ailesi için sahip olacağı bir hediyedir. Anne ve baba dilerse birlikte katılabilir.
Katılım ücretinde indirim uygulanır.
Eğitimin tarihi ve saatleri:13-14-15 Ocak 2012 tarihlerinde saat 9:00–17:00 arasında toplam 3 gün, toplam 24 saatlik bireğitimdir.

Eğitimin Yeri:BUMED ( Boğaziçi Üniversitesi Mezunlar Derneği) – Rumeli Hisarı / İstanbulEğitimin Ücreti:900 TL + KDV dir. (Eğitim grubu 20 kişi ile sınırlıdır.)

Eğitmen: Tansu Oskay (BU GUID ’96)Boğaziçi Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık bölümünü bitirdi. 1997-2005 yıllarında İstanbul Psikodrama Enstitüsü’nde yaptığı eğitim çalışmaları sonucunda Psikodrama Grup Terapisti ünvanını aldı. İstanbul Aile ve Evlilik Terapileri Enstitüsü’nde 1997-1999 yıllarında aile evlilik terapileri eğitimi gördü. 1999 yılında travma sonrası destek için verilen çeşitli eğitimlere katıldı ve bu konuda Marmara Depremi sontasında destek gruplarında uygulayıcı oldu. Gestalt, Çocuk psikodraması, Transaksiyonel Analiz, Hiperaktivite, Dikkat Eksikliği, Öğrenme bozuklukları, Çocuklar için Zeka Ölçeği Uygulaması, eğitimlerini aldığı ve uyguladığı diğer konu başlıklarındandır. 1997-2005 yıllarında okullarda Rehberlik Servislerinde Psikolojik Danışman, 2005-2009 yıllarında Linkage Turkey’de Psikolojik Danışman ve Kurumsal Eğitim Uzmanı olarak çalıştı. 2010 yılı itibariyle kurucusu olduğu "PAPS" danışmanlık merkezinde bireysel ve grup danışmanlıkları yapmakta, seminer ve eğitimler düzenlemektedir. Parenting Counseling ( Ebeveynlere Danışmanlık) seansları yürütmektedir.Gordon Enstitüsü P.E.T. Parent Effectiveness Training ( Etkili Anne-Baba Eğitimi ) diplomalı resmi eğitmenidir.Tansu Oskay Türk Psikologlar Derneği üyesidir.

Bilgi ve İrtibat için: PAPS – 0212 265 25 85
 info @papsparenting.com /http://www.papsparenting.com/American Gordon Training Institude P.E.T. Link :http://www.gordontraining.com/parent-programs/

ECE AJANDASININYAŞAM SERİSİNDEN: HAMİLE AJANDASI

Geçenlerde twitterda twitleri okurken Mini Fikir adlı site de Ece Ajandasının Hamile Ajandası çıkardığını okudum. Ne güzel bir fikir diye, düşündüm. Yazının devamını okuduğumda bu ajandanın danışmanının Prof. Dr. Faruk Buyru olduğunu duyunca daha da ilgimi çekti. Dr.Faruk Bey benim beraber çalıştığım doktorlarımdan. Ben Gayrettepe Florence Nightingale Hastanesi Tüp bebek kliniğinde çalışıyorum, biliyorsunuz. Faruk Bey de bizim tüp bebek ekibimizin hekimi. Süper bir hekimdir.Hem Tüp Bebek hem gebe takibi hem de jinekolojik rahatsızlıklar konusunda.. Özellikle riskli bir gebelik süreci geçiriyorsanız, tercih edebilirsiniz.
Ece Ajandası Yaşam serisinden çıkmış, Hamile Ajandası.
Termo Deri üstüne gofre ve yaldız baskılı kapak. Ciltli, günlük, haftalık, çizgili not sayfalı, arka kapak içinde cep üzerine ayna ilaveli, kurdele ayraçlı ve lastik muhafazalı özel tasarımlı ajanda. Kırkbir haftalık hamilelik dönemi takip bölümü, sağlıkla ilgili bilgilerin yer aldığı inter aktif yeni bir ürün. Çocuğunuzun olacağını öğrendiğiniz andan itibaren bütün duygu, düşünce ve yaşadıklarınızı gelecek nesillere aktarabileceğiniz bir ürün...
4 rengi var. Ben pembesini beğendim ve satın aldım..

Cumartesi günü İstinye Park'a gittiğimizde D&R da bu ajandayı gördüm ve aldım. Hoş hamile olmasam da içeriği çok hoşuma gitti. Zaten her sene iş yerinde büyük boyu, özel hayatımda Ece ajandasının cep boyunu kullanıyordum. Bu seneki ajandam, Ece Hamile Ajandası

9 Aralık 2011 Cuma

KADINLARIN SÖZLÜĞÜ:))

Emziren anneler adlı bir google da grubun üyesiyim. Burada bebekleri olan, bebek bekleyen anne ve anne adayları herşeyi paylaşıyopruz. Dün yeni bir şey keşfettim. Emziren annelerden Gülcihan'ın elinin değdiği   Sözlükana:))



Ekşisözlük gibi, fakat tamamen anne - çocuğa yönelik. Hemen üye olup, birşeyler de yazdım ...
Sizlere de kesinlikle tavsiye ederim....

http://sozlukana.sozlukspot.com/

Hemen buradan ulaşın ve üye olun... Gerçekten çok  eğlenceli..

8 Aralık 2011 Perşembe

ANNE SÜTÜ NASIL ILITILMALIDIR?


*Sıcak , akan su altında çözün veya ısıtınız. Donduruca bulunan sütü buzdolabının normal kısmında çözdürdükten sonra ısıtmalısınız. Isıtırken ben-mari yöntemiyle ısıtabilirsiniz. Bazı markalarının biberon ısıtıcıları da  kullanılabilinir.

*Sütün sıcaklığını kaynama noktasına getirmeyiniz.

*Sıcaklığını ölçmeden önce sütü yavaşça çalkalayınız.Çalkayarak, sütteki krema görünümündeki yağ içeriğini de homojen şeklide dağıtmış olursunuz.Depolanan sütün yağlı ve süt tabakalarının ayrışması normaldir.Anne sütünde bulunan bazı canlı bileşenlere zarar verebileceği için sütü, kuvvetli bir şekildesallamayınız.

*Isıtmak için mikrodalga fırın kesinlikle kullanmayınız.

ANNE SÜTÜNÜ SAĞMAK İÇİN 5 ÖNEMLİ NEDEN:



Bebekler emmeye başaldıkları ilk anda süt salınımını başlatmak, oksitosin refleksine uyarım gönderebilmöek için düşük basınçla emerler. Süt salınımı başladıktan sonra ki ortalama 3-4 dakika sonra yüksek emiş gücüyle emmeye geçerler. Anne sütünü sağmak için kullanılan pompalar da aynı prensiple çalışmaktadırlar.

1-SÜTÜNÜZÜ DEPOLAMAK İÇİN:

Günümüzde emziren anneler iş yaşamına döndüklerinde sütlerini pompa yardımıyla sağarak bebekleri için depolama yapabilirler. Ya da bebeğimizi emzirdikten sonra halen sütümüz varsa sağmak, süt üretimine katkı sağlayacaktır. Böylece işe gittiğinizde veya dışarı çıktığınızda bebeğiniz sizin sütünüzü almaya devam edecektir. Hem de sütümüzün artmasına katkı sağlayacaktır.


2-BEBEĞİNİİZN İŞİNİ KOLAYLAŞTIRMAK:

Bebeğiniz dünyaya ilk geldiğinde emme ile ilgili sorunlar yaşayabilir. Yeteri kadar etkili emembilir.Sizin de sütünüz gelmeye başladığında göğüsleriniz birden dolmaya başlayıp, size sıkıntı çıkarabilir. Böyle bir sorun yaşamamak için göğüslerinixzi sağmak hem bebeğin gergin olan ve tam olarak kavrayamadığı göğsü rahatlatır. Sağdıkça sütünüzde artmış olacaktır.

3-GÖĞÜS UÇLARINIZ DÜZ YA DA İÇE DÖNÜK İSE:

Bebeğinizi emzirirken esasen göğüs uçuna ihtiyaç olamsa bile ilk dönemlerde bebeğin doğru şekilde göğsü kavrayabilmesi ve emeb,ilmesi için yardımcıdır. Sorunlu ise göğsünüz o zaman önce kısa bir süre pompalamak göğüs ucunuzun dışarıı çıkıp, belirlenmesini kolaylaştıracaktır.

4-PREMATÜRE  VEYA HASTA BEBEKLER İÇİN:

Annesinin yanında olamayıp,hastane de bebek odasında olan bebekler için de sağmak çok öenmelidir. Siz bebeğinizi kucağınıza alana kadar sağaralk hem sütün gelmesini hem de bebeğin sadec anne sütü almasını sağlayacaktır.

5-SÜT ÜRETİMİNİZ YETERSİZ YA DA AZ İSE:

Süt üretiminiz yetersiz ya da az ise süt pompası ile sağarak süt mikterınızı arttırabilirsiniz. bebeğiniz emzirdikten sonra arkasından pompa ile sağmak, bebeğin daha fazla süte ihyiacı var! alarmını verir ve anne daha fazla süt üretmeye başlar.

7 Aralık 2011 Çarşamba

MEME BAŞI ŞAŞKINLIĞI

Biberonla beslenen bebekler daha sonra anne memesini almakta zorlanabilirler.Biberondan sonra anne memesine geçen bebek meme başını biberon gibi emmeye çalışır, meme başını çekmeyi öğrenemez.


Bebek doğru ememediğinde;

*Meme ucu derisi hassaslaşır ve anne ağrı hisseder.
*Bebek, sütün biriktiği laktiferöz sinuslere basınç yapamayacağı için süt boşaltımı yetersiz olur.
*Meme başına oksitosin ve prolaktin reflekslerinin yeterli çalışması için yeterli uyararn olamaz.Bebek sinirlenir ve emmeyi red eder. Bu durumda anne sütütnün yetmediğini düşünür.

2 Aralık 2011 Cuma

Yılbaşı hediyen Kidycity’den!

Aile kavramını tüm yönleriyle ele alan, zengin içeriğiyle takipçilerine çocuk bakımından modaya, hamilelikten astrolojiye kadar her konuda bilgi veren Hürriyet Aile, Kidycity ile eğlenceli bir işbirliği başlattı. Hürriyet Aile’nin ‘Yılbaşı hediyen Kidycity’den!’ adlı anneleri bilgilendirici yarışmasına katılanlar arasından her gün bir kişi, çocukları için hediye kazanıyor. Üstelik, o gün oylamaya sunulan ve Facebook’ta en çok beğenilen ürün, ertesi gün Hürriyet Aile’nin yarışmasının ödülü oluyor.


Kadın erkek ilişkilerinden alışverişe, gebelikten bebek ve çocuk bakımına, sağlıktan hamilelikte beslenmeye kadar geniş yelpazedeki konu başlıkları ile ailelerin vazgeçilmez portalı haline gelen http://www.hurriyetaile.com/, yeni işbirlikleriyle takipçilerine özel kampanyalar düzenlemeye devam ediyor. Anne, bebek ve çocuklar için her şeyi bir araya getiren Kidycity ile işbirliğine giden Hürriyet Aile, eğlenceli bir kampanyayı hayata geçirdi.


30 Aralık’a kadar devam edecek ‘Yılbaşı hediyen Kidycity’den!’ kampanyasında Hürriyet Aile takipçileri her gün yeni bir hediye kazanma şansı yakalıyor. Ödüller arasında bebek arabaları, tulumlar, mama sandalyeleri, salıncaklar gibi birçok farklı seçenek bulunuyor. Her gün bir soru soruluyor. www.hurriyetaile.com/kidycityyilbasi adresindeki bebek bakımı veya çocuk gelişimi hakkındaki soruyu doğru yanıtlayanlar arasından 50. kişi, Kidycity’den günün ödülünü kazanıyor. Katılımcılar, aynı sayfada ertesi günün hediye seçeneklerini de görebiliyor, o gün oylamaya sunulan ve Facebook’ta en çok beğenilen ürün, ertesi günkü yarışmanın hediyesi oluyor.

Çocuğu için en güzel hediyeyi kazanmak isteyenler, www.hurriyetaile.com/kidycityyilbasi adresinde buluşuyor

1 Aralık 2011 Perşembe

DOĞUM SONRASI ANNE- BEBEK TOPLANTISI

Annelik Yolunda Hamile kursumuzun çercevesinde yaptığımız anne- bebek toplantısını artık, kurstan bağımsız yapıyorıuz. Yani bebeğiniz doğdu ve 2. ayını tamamladıktan sonra beraber toplanabiliriz.

Anne olmak bir yandan coşturucu, neşelendirici, keyifli, güçlendirici bir süreçtir bir yandan da yorucu, zorlayıcı ve karmaşıktır. Her annenin bebek dünyaya geldikten sonra karşılaştığı pratik sorunlarla ilgili desteğe ihtiyacı olur.
Yaptığımızbu toplantılarda annelerin bu deneyimi yaşarken kendilerini yalnız hissetmemeleri amacıyla oluşturulmuştur.

Annelik Yolunda da devam eden Doğum Sonrası Buluşmalarına, anneler bebekleriyle birlikte katılıyor ve diğer anne-bebek çiftleriyle bir araya geliyor. Gruplarda en fazla 5 anne-bebek çifti bulunuyor.



Sıcak ve keyifli ortamımızda gerçekleşen Doğum Sonrası Buluşmaları'nda yeni annelere bebek bakımı ve annelik ile ilgili her türlü konuda destek veriyoruz.Bu toplantılarda;

* Annelik,
• Emzirme ile ilgili destek verme, emzirme danışmanlığı,

* Bebeğinizi ağlarken sakinleştirmek , uyuku düzüeni oluşturmak gibi bakım süreçlerinde annelere destek vermek,

• Anne ve bebek arasında gelişen bağlanma,

*Yeni annenin kendi ebeveynleri ve diğer aile bireyleri ile olan ilişkilerin değerlendirmesi,

• Annenin iş hayatına yeniden geçişi ve bebeğin buna hazırlanması,

*Bakıcı seçiminde dikkat edilecekler, gibi konular konuşuluyor.

Annelik Yolunda doğum sonrası buluşmalar sayesinde;

* Kendi annelik deneyiminizi daha iyi anlama
• Diğer annelerin deneyimlerinden öğrenme
*Bebeğinizi daha iyi anlama,

• Uzman görüş ve tavsiyelerinden faydalanma imkanı buluyorsunuz.

Ve en önemlisi;

• Bebeğinizle birlikte katılabildiğiniz bu keyifli buluşmalar sayesinde bebeğinizle aranızda bağ gelişiyor.
Doğum Sonrası Buluşmalarımızda rahat, keyifli ve bebeğiniz için gerekli her şeyin düşünüldüğü ortamımızda gerektiği zaman bebeğinizin ihtiyaçlarını kolaylıkla giderebilirsiniz. Siz bebeğinizin ihtiyacını giderirken hem size yardımcı olur hem de toplantımıza keyifle devam ederiz.

Haydi anneler sizleri aramızda görmek istiyoruz..


Detaylı bilgi için ; ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz....

UNNADO'NUN ARTIK BLOĞU VAR!!!

Anne bebek ve çocuklara özel alışveriş kulübü unnadó.com, anne ve babalara özel unnadó blog platformunu açtı. unnadó blog deneyimlerini, düşüncelerini paylaşmak isteyen anne ve baba blog yazarlarını bekliyor.

unnadó.com, ebeveynlerin deneyimlerini, özel anlarını, fotoğraflarını paylaşabilecekleri özel bir blog platformu oluşturdu. unnadó.com üyesi olan anne ve babalar, unnadó blog’da kendi deneyimlerinin ve duygularının yer aldığı yazıları 140.000 üye ile paylaşabilecekler. unnadó blog’da yazılarının yayınlanmasını isteyen anne ve babalar, yazılarını blog@unnado.com e-posta adresine gönderebilirler.



unnadó.com’a üyelik ücretsiz olup, sadece davet ile üye olunabilinir. Üyeler düzenlenen kampanyalardan günlük olarak haberdar edilerek fırsat ürünlerinden yararlanabilirler.

Üye olmayan anneler www.unnado.com/davet/unnado adresine bilgilerini bırakarak hemen üye olabilirler.

Unnadó.com Hakkında;

unnadó.com, anne, bebek ve çocuklara özel, markalı ürünlerin bulunduğu, üyelerine özel indirimler ve ayrıcalıklar sağlayan bir alışveriş kulübüdür.

unnadó.com, kaliteli ürünleri ve kaliteli markaları en uygun fiyatlarla üyelerine en iyi hizmet kalitesiyle sağlamayı, üyelerine özel olmanın farkını yaşatmayı hedeflemektedir. unnadó.com üyeleri, seçkin markalı anne, bebek ve çocuk ürünlerine %90’e varan indirimlerle sahip olma şansı bulurlar. Bunun yanı sıra, arkadaşlarını Unnadó.com’a davet etmeleri ve arkadaşlarının üye olup alışveriş yapmaları durumunda 10TL’lik indirim çeki kazanırlar.

30 Kasım 2011 Çarşamba

YENİDOĞAN BEBEĞİN CİLT BAKIMI NASIL OLMALI?

* Yenidoğan bebeklerin cildi çok ince ve hassas olduğu için kolayca zedelenebilir.Ancak cilt bütünlüğünün bozulması bebek için bir enfeksiyon riskidir.Bu nedenle bebeğinizin cildine özen göstermelisiniz.
*Doğumdan sonraki bir-iki gün içinde bebeğinizin cildi kuru bir hal alır ve eklem yerlerindeki deri kıvrımları tahriş olabilir ve çatlayabilir.Bu nedenle allerjik olmayan , pH2ı uygun olan bir losyon ya da süt ile bebeğinizin cildini günde 1-2 kez nemlendirmelisiniz.
*Bebek yağını cilde sürmek, allerjik reaksiyonlara neden olabilir, sadec banyo sırasında ve sulandırılarak kullanılması daha uygundur.
*Herhangi bir kanama ya da enfeksiyon belirtisi gördüğünüzde ve ya göbek bağının belirtilen sürede düşmemesi ya da düştükten sonra kanama olması durumunda mutlaka bir çocuk doktoruna başvurunuz.

29 Kasım 2011 Salı

EMZİREN DÖNEMİNDE BESLENME

Sağlıklı bir anne günde ortalama 700-800ml süt salgılamaktadır.Emzirme döneminde süt salgılanması kadının normal gereksinmesinden daha fazla enerji, protein, vitamin ve mineralleri almasını gerektirir.Emziren annenin salgıladığı sütteki, enerjinin önemli bir kısmı yediklerinden sağlanmaktadır. Emziren anne; ek olarak enerji ve besin öğelerini diyetle alamazsa kendi vücudundan harcar. Bunun sonucu kendi sağlığı bozulur ve yeterince süt veremez. Bu nedenle annenin,bebeğini emzirdiği dönemde kendi beslenmesine de dikkat etmesi gerekmektedir.

Emzirme Döneminde Önerilen Günlük Besin Miktarları ;

Normal bir kadın günlük kalori miktarı 2000-2100 kkalori ise geb buna ek olarak 600-800 kkalori eklemelidir. Süt ve ürünlerinden normal menüye ek olarak 2-3 porsiyon, et ve ürünleri 1 porsiyon, sebze ve meyveye 1 porsiyon, ekmek 1 di,lim, tahıl grubu için 1 porsiyon, yağ için de ekstradan 5 gr fazladan almak yeterlidir.

Beslennme Önerileri:
Emziremn annenin enerji, protein ve kalsiyumdan zengin beslenmesi gerekir. Ayrıca annenin su ihtiyacı da vardır.Çünkü emzirmek vücudun sıvı ihtiyacını arttırır. Anne günde en az 10 su bardağı sıvı almalıdır. Sıvı konusunda en iyi tercih ise sudur.
Kalsiyum yönünden zengin olan süt , yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda  düzenli olarak tüketlmelidir.
*Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenilmelidir.
*kuru fasulye , nohut, mercimek ve bulgur içeren yemekleri; portakal, mandalina , domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir.
* D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak günelşışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır.Bu nedenle emziren anne güneşlenmeye özen göstermelidir.
*Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınamayan iyot, ancak ıyotlutuz kullanımıyla anne sütünden bebeğe geçer.
*Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında , demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir.Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.
****Bebeğinizi sezeryan yöntemiyle dünyaya getirdiyseniz; İlk birkaç gün anestezi nedeniyle oluşabilecek gaz problemini aza indirgeyebilmek için gaz yapıcı özelliği olan bazı yiyecekler ( karnabahar, lahana, brokoli gibi bazı kış sebzeleri,kurubaaklagiller,çiğ sebze ve meyve , soğuk şakarsiz süt ve yoğurt vb)
diyetinizin dışında kalmalıdır
Tüm emziren anneler, emzirme döneminde gaz oluşumunu önlemek için yemek yeme yöntemine dikkat etmeli; yemeklerini yavaş yemeli ve iyi çiğnemelidirler.Bebek ve annede gaz oluşumunu engellemek adına diyette kısıtlamaya gitmek doğru bir yaklaşım olmayacaktır. 

24 Kasım 2011 Perşembe

HAMİLELİK ÖNCESİ MDİKKAT EDİLECEK NOKTALAR

Anne ya da baba olmak, hayatın akışını değiştirecek büyük bir olaydır. İyi bir hayat kurmak, sağlam bir aile yapısına sahip olmak, bebek için iyi bir başlangıç yapmak için, sağlıklı bir gebelik geçirmek ve olabilecek en sağlıklı bebeği dünyaya getirebilmek önemlidir. Dolayısıyla, hamile kalmadan önce anne ve babanın yapması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

*Anne ve baba adayları öncelikle bir kadın doğumcuya giderek neler yapmaları gerektiği konusunda bilgi almalı ve doktorun önerdiği testleri yaptırmalıdır.
*Anne adayları hamilelik boyunca dişleriyle ilgili bir problem yaşamamaları için diş hekimine kontrole gitmelidir.
*Anne ve baba adayları alkol ve sigara kullanmamalıdır. Annenin sigara ya da alkol kullanması bebekte ağır hasarlara yol açarken babanın kullanması sperm kalitesini etkilemektedir.
*Bebek planlayan bütün anne baba adayları, AIDS hastalığının etkeni olan HIV için test edilmelidir.
*Hamilelik süresince az problem yaşamak ve doğum sonrasında eski kiloya daha çabuk dönmek için, hamile kalmadan önce annenin kilosu normal sınırlarda olmalıdır.
*Anne ve baba adayları bebekle ilgili herhangi bir şüphe ya da endişe hissediyorlarsa uzmanlara danışmaktan çekinmemelidir.
*Hamilelik öncesi dengeli beslenmeye dikkat edilmeli, tek yönlü beslenmeden kaçınılmalı, diyet yapılmamalı ve bol su içilmelidir.
*Doktor önerisi olmadan hiç bir ilaç ya da madde kullanılmamalıdır.
*Anne adayı kahve içmemeli, eğer çok içiyorsa ve bırakamıyorsa mümkün olduğunca azaltmalıdır.
*Anne adayında eğer kansızlık (anemi) varsa hamile kalmadan önce tedavi edilmelidir. Hamilelik sırasında demir açığı daha da artabileceği için kansızlık daha da derinleşebilir.
*Doktorun da tavsiyesi doğrultusunda gebelik öncesi 3 ay folik asit kullanılmalıdır. Folik asit vitamini omurilik ile ilgili doğumsal sakatlıklara engel olmaktadır.
*Hamilelik öncesinde anne adayının yüksek tansiyon problemi varsa kontrol altına alınmalıdır. Yüksek tansiyonun hamilelikte pek çok olumsuz etkisi olduğundan bu tür hastalar hamilelik boyunca yakından takip edilmelidir.
*Evcil hayvan besleniyorsa onların aşıları ve bakımları yaptırılmalıdır.
*Anne ve baba adayının işinde radyasyon, kimyasallar, kurşun ya da anestetik maddelere maruz kalma söz konusu ise bu hem hamile kalma şansını azaltır hem de bebeği riske sokmaktadır.
*Anne adayı mutlaka düzenli olarak egzersiz yapmaya gayret etmelidir.
*Hamilelik öncesinde ve hamilelik döneminde suni tatlandırıcılar ve bunları içeren gıda maddelerinin kullanımı sakıncalıdır.
*Günde en az birkaç bardak süt içerek (aynı ölçülerde yoğurt/peynir gibi diğer süt ürünlerinden tüketerek) anne adayı kalsiyum eksikliğini giderebilir. Böylece yeteri oranda kalsiyum depolanmış olur.
*Kızamıkçık (rubella) hastalığı bebeğin iç organlarında bozukluklara neden olduğundan, anne adayı hamilelik öncesi bu hastalığa karşı bağışıklığı olup olmadığını bir kan testi ile öğrenmelidir. Kan testi hamilelikten en az 3 ay önce yaptırılmalıdır.
*Hamilelik öncesinde çiftlerin stresten mümkün olduğu kadar uzak kalması ve yeterince dinlenmesi gerekir.
*Şekeri yüksek olduğu sırada hamile kalan kadınların çocuklarında doğumsal sakatlık riski önemli ölçüde artar. Bu yüzden hamile kalmayı planlayan şeker hastası anne, doktor kontrolünde ilaçlarına devam etmelidir.
*Anne adayı aşırı kiloluysa hem hamile kalması zorlaşır hem de hamilelik sırasında çeşitli komplikasyonlara neden olur. Bu nedenle hamilelik öncesi, doktorla uygun bir diyet uygulamak gereklidir.

Anne adayı hamile kalmadan önce herhangi bir kronik hastalığı varsa ya da uzun süreli bir tedavi gerektiren bir durumdaysa doktora danışmalıdır. Diyabet, astım, sara, epilepsi ve tiroid, kalp, böbrek ve ciğer hastalıkları hamilelik süresince düzenli olarak sağlık kontrolünde olmayı gerektiren durumlardır.
*Bebek planlayan bütün anne baba adayları alkol almamalıdır. Aşırı alkol tüketimi, üreme yetisine zarar vermektedir.
*Hamilelik öncesi, sarılık etkenlerinden biri olan Hepatit virüsü taşıyan anne adaylarının tespiti de önemlidir. Zira doğum sonrası bu annelerin bebeklerinin aşılanması hastalığın geçişini önleyecektir.
*Anne ve baba adayının hamilelik öncesinde kan gruplarının bilinmesi, eğer bir kan uyuşmazlığı söz konusu ise hamileliğin özel olarak takip edilmesi, anneye doğumdan önce gerekli aşının yapılması bir sonraki hamilelikte tehlikeyi önlemektedir.
*Hamilelik öncesinde anne ve babada olabilecek kalıtımsal hastalıkların tespiti, doğacak çocukta da bu hastalığın görülme olasılığını tespit etme açısından çok önemlidir

22 Kasım 2011 Salı

DOĞUM PLANI NELERİ İÇERMELİDİR? NE YARARI VARDIR?

Günümüzde anne ve baba adaylarının bilinçlenmeleri ve bilgiye ulaşmak gittikçe kolaylaştı.Doğum yapacak bir anne adayı da doğum anında ve sonrasında neler yapılması , neler yapılmamasını önceden planlaması işleri daha da kolaylaştıracaktır. Bunun için de önceden hazırldığımız bir doğum planı çok işimize yarayacaktır. Özellikle doğal doğum yapmayı istiyorsanız bu planın işlevi daha da önem kazanacaktır.
Doğum yapmış ve yıllardır eğitim veren biri olarak, isteklerinizi , beklentilerinizi önceden doktorunuz ile konuşmanın çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Doğum yapacağınız hastaneyi belirledikten sonra , odaları önceden görmek, doktorunuz dışındaki diğer sağlık ekibiyle önceden tanışmak, doğum sırasında nasıl işleyiş bunu öğrenmek çok önemli. Bunları öğrendikten sonra kendinizin beklentileri göz önüne alarak doğum planı oluşturabilirsiniz.Planınızı oluşturduktan sonra bunu doktorunuz ve doğum yapacağınız hastanedeki hemşirelerle paylaşmanızı öneririm.

Bir doğum planın da ;

*Daha önceden bir doğuma hazırlık eğitimi alıp-almadığınızdan bahsedebilirsiniz. Başınıza neler geleceğini ve neler yapmanız gerektiğini bildiğiniz belirtin.
*Doğum esnasinde yanınızda eşiniz mi, bir doğum koçumu yada anneniz mi bulunacak?
*Doğum esnasında hastane personeli odanıza ne sıklıkla girsin?
*Odanızı nasıl düzenlemek istersiniz . Hafif müzik, loş ışık, belki kapıya ''ziyaretçi yasak'' diye bir yazı asılması..
*Suni sancı ile ilgili düşünceleriniz nedir?
*nst bağlama sıklığı nedir?damar yolu açamk yada serum vermek ne kadar gerekli?Su içebiliyor musunuz?
*Hareket özgürlüğünüzün olması, mümkün oldukça yürümek, eşinizin masaj yapması gibi durumlara izin verilmesi,
*Doğum ağrıları sırasında ağrıyı önlemek için yapılan epidural anestezi hakkındaki düşünceleriniz nedir?
*Epizyotomi hakıkındaki düşünceniz nedir?
*Bebeğiniz doğar-doğmaz sağlığı ile ilgili sorun yoksa bebeği hemen anneye verilmesi,iLk emzirmeyi hemen yapmak istediğinizi ,
*Eşinz bebeğin göbek bağını kesmek istiyorsa, bunu planınızda belirtin.
*Doğum sonrasında çocuk doktorunun muayenesi biter- bitmez bebeğin  sizin yanına getirilmesi
*Bebek odasında biberonla anne sütü dışında bir sıvı verilmemesi, emzik verilmemesi.
*Bebeğin anne ile aynı odada kalması..

Bu başlıklar altında kendinize en uygun maddelerde ekleyerek bir plan oluştıumak , hastane ve doktorunuzla bunu paylaşmak çok önemli.
Bu planınızın içine doğum fotoğrafçısı hakkında maddelerde ekleyebilirisiniz. Hastanelerin bu konu hakkında da çeşitli yaptırımları olabilir. Bu konuyu önceden konuşursanız, sonradan hayal kırıklığı yaşamazsınız.

Herhangi bir nedenle sezeryan ile bebeğinizi doğurursanız  beklentilerinizi bu plana ekleyebilirsiniz.Sezeryan olacaksanız genel ya da epidural anesteziden hangisini tercih edersiniz,sezeryan doğum esnasında eşinizi yanınızda istiyor musunuz?gibi soruların cevaplarını da  yedek plan olarak ana planınıza ek olarak hazırlayın..

21 Kasım 2011 Pazartesi

ALTUĞ ARTIK İNEK SÜTÜ İÇİYOR!!

Altuğ, yaklaşık 10 gündür inek sütü içiyor. Şimdiye kadar devam süt veriyordum. Ama artık22 aylık ..O nedenle de inek sütüne başladım. Fakat inek sütüne başlayınca da pastörize mi UHT mi yoksa çiğ süt mü diye birkaç alternatifin içinden hangisi diye düşünmeye başladım. Anne olunca anladım adlı site de bulduğum yazıyı sizlerle de paylaşıyorum.
Sonunda en son verdiğim karar günlük süt oldu. Çiğ süt tercihim aslında . Ama güvenirlilik, kafamı karıştırıyor. O nedenle Sütaş veya Sek marka günlük süt veriyorum, Altuğ paşaya...


Uzun ömürlü süt ile günlük süt arasındaki fark!


Bu aralar çok sıklıkla aldığım sorulardan birini sizinle paylaşmak istedim. Her şeyden önce sütü asla çiğ olarak tüketmemeliyiz. Sokak sütleri veya varsa bizim kendi hayvanımızdan sağdığımız sütler insan sağlığına çok ciddi zararlar verebilecek mikroorganizmalar içerebilirler. Hele ki sağım, saklama ve satış koşulları sağlığa ve standartlara uygun değilse durum daha da vahimdir.

Günlük sütler, çiğ sütün doğal ve biyolojik özelliklerine zarar vermeden 63 °C de 30 dakika veya 72 °C de 15 saniye ısıl işleme tabi tutulup ardından aniden soğutularak üretilirler. Bu işleme “pastörizasyon” denilir ve amacı patojenik bakterileri öldürmek veya etkisiz hale getirmektir. Pastörizasyon ile sütteki toplam canlı bakteri sayısı önemli ölçüde azalmakta ancak, sıfırlanmamaktadır. Ayrıca bu işlem sırasında mikroorganizmaların bir kısmı yaralanmakta ve uygun ortam oluştuğunda kendilerini yenileyerek üremeye devam etmektedirler. Bu nedenlerden ötürü sütün depolanması sırasında “microbial üreme” görülebilir. Uygun depolama koşullarında saklandığında günlük sütün (pastörize sütün) ömrü birkaç gün ile sınırlıdır. Her bakterinin üreme koşulları diğerinden farklıdır, ancak çoğu bakteri buzdolabı sıcaklığı olan 5 °C de üreyemez. Bu nedenle pastörize sütleri açılmadan önce de, sonrasında da buzdolabında saklamalıyız.

Uzun ömürlü sütlerin üretiminde değişik teknikler kullanılır. En yaygın olan UHT (ultra yüksek sıcaklık) yöntemde süt, en az 135 oC’de 1 saniye, sürekli akış altında ısıl işleme tabi tutulur. Bir diğer yöntem de ise süt en az 115 oC’de 13 dakika veya 121 oC’de 3 dakika gibi uygun zaman sıcaklık kombinasyonunda, ısıl işleme maruz bırakılır. Süt ısıl işlemin hemen ardından ani soğutmaya tabi tutulur. Her iki yöntemin de hedefi sütün içindeki bütün mikroorganizmaları ve sporlarını yok etmektir. Bir başka deyişle “steril” bir ürün elde etmektir. Bu sütler aseptik şartlarda doldurulan karton kutularda piyasaya sunulurlar. Bu tekniklerle üretilen ürünlerin raf ömrü uzun olur. Mikrobiyolojik açıdan bir risk taşımazlar ve açılmadıkları taktirde son kullanma tarihine kadar oda sıcaklığında saklanabilirler. Bu ürünler çevreden gelebilecek mikroorganizmaların etkisiyle bozulabileceğinden, açıldıktan sonra pastörize sütlerde de olduğu gibi buzdolabında saklanmalıdırlar.
Sütlerin standartları yasalarla belirlenmiştir. Bilimsel gerçekler gözönüne alınarak hazırlanan yasalar çerçevesinde üretim yapıldığı taktirde, her iki teknikle üretilen sütler önemli besin kaynaklarıdır.
http://www.anneoluncaanladim.com/yazarlar/17/sibel-ozilgen/844/uzun-omurlu-sut-ile-gunluk-sut-arasindaki-fark

İLK GÜNLERDE EMZİRMEDE DİKKAT EDİLECEKLER:

*Bebeğinizin hep yanınızda tutarsanız, onun işaretlerini daha çabuk öğrenirsiniz.
*Bebeğiniz ne kadar sık sizi emmek isterse , o kadar sık emzirmelisiniz.
*Meme veririken şu kural geçerli: dokundurmak,beklemek, yanaştırmak.
*Emzirirken çouğunuzu vücudunuza yakın tutun ve göğsünüzü iyi kavramış olduğuna dikkat edin.
*Emzirme sırasında taraf değiştirin, ama bunu ancak,bebek bir göğüste 15-20 dakika emdikten sonra yapın.
*Değişik emzirme pozisyonlarına bakın.
*Bebeğinize yanlızca meme verin ve emzik , biberon ve göğüs koruyucuları kullanmaktan kaçının,böylece bebeğiniz göğüsteki emme davranışının bozulmasının önüne geçersiniz.
*Bol vücut teması  yoluyla emzirmeyi ve bağlanma sürecini destekleyebilirsiniz.
*Meme uçlarınızın havayla bolca temas etmesine izin verin.
*bebeğinizi ik günlerde günde bir kere tartsanız da daha sonraları hafta da bir kere tartmanız yeterli olacaktır.

GEBELİKTE EMZİRME HAZIRLIĞI

Göğüs ve mem uçlarının emzirmeye dışaru-ıdan bir hazırlığa ihtiyacı yoktur. Meme uçlarında yara oluşmasını önüne geçmek açısınmdan, daha sonrasında doğru emzirme tekniği çok önemlidir.

Teninizin hava ile temas etmesi göğsünüze iyi gelir.Göğüslerinizi sadece su ile yıkmalısınız, sabun ya da krem benzer maddeler kullanmaktan kaçınmalısınız. Krem sürmeyi seviyorsanız, meme ucu ve çevresini krem sürülebn bölgelerden hariç tutun.Bir sütyen takıp takmayacağınıza kendiniz karar vermelisiniz. Ancak takacaksanız tam oturmalıdır.


Emzirme doğal bir olaydır. Ancak bazı küçük etkiler onu sekteye uğratabilir.Bu yüzden, doğum yapacağınız yeri seçerken , doğum ile ilgili ölçütlerin yanı sıra , sonrasında emzirmeye başlangıçta en iyi şekilde desteklenip desteklenmeyeceğini de dikkate almalısınız.Emzirme konusunda iyi uygulamalara sahip hastane ve doğum evlerine, UNICEF ve WHO tarafından ''bebek dostu''unvanı verilir.Bu unvana sahip olan hastaneler emzirmede 10 adıma uymayı tahahüt ederler:

1-Anneler daha gebeliten itibaren emzirmeye hazırlanır.

2-Yenidoğan doğumdan hemen sonra annenin karnı üstüne yatırırlı ve oradan rahatsız edilmeden en az 1-2 saaat kalabilmelidri.Bu süre içinde emzirebilmelidir.

3-Rooming-in ( aynı odada kalma)sistemi garanti edilir,yani anne ile çocuk günün 24 saati birlikte kalabilmeli.

4-Çay, su ya da suni besinler bebeğe rutin de verilmez.

5-Mümkün oldukça biberon ve emzik kullanılmaz. Anne sütü eşdeğeri ürünlerin reklamına izin verilmez.

6-Emzirme çocuğun rutine göre ayarlanmalıdır.

7-Anneye bir süreliğine çocuktan ayrılacak olursa, anne sütünü nasıl pompalaya nasıl başlayacağaı gösterilir.

8-Ana babaya, hastaneden çıktıktan sonra da emzirmeyle ilgili sorunlarda ya da ortaya çıkan problemlerde nereye başvurabilecekleri hakkında bilgi verilmelidir.

9-Anne ve çocuğun bakımında görev alan tüm personele emzirmeyi teşvik etme konusunda yazılı yönerge verilir.

10-Personel, bu yönergeleri uygulayabilmek