8 Haziran 2014 Pazar

prematüre doğan oğlum ne kadar küçük?





Oğluşum ne kadar küçük değil mi?
Bugün tartıldık, bir haftada 225 gr almışız.Boyuda 1 cm uzamış.Yani 2175 gr, 45 cm oldu. Babasıyla gözünün içine bakıyoruz, kilo alsın, büyüsün diye. Anne sütü ve mama ile besleniyor. Beslenme hikayemizi size uzun anlatacağım. Altuğ’un doktoru Zermine Hanım’ın fikriydi. Büyük bir oyuncakla her ay resim çekeceğiz. Ne kadar büyüdüğünü böylelikle görsel olarak da göreceğiz. Nasıl , çok güzel bir fikir değil mi?

27 gebelik haftam bugün bitti…..

Bu hafta üçüncü trimesterin başladığını gösterir. Kilo ve baş bölgesinden kalçalara kadar olan uzunluğa ek olarak bebeğinizin vücudunun baş bölgesinden ayak parmaklarına kadar olan uzunluğu da belirlenebilir. Hamileliğinizin son döneminde bu işlem bebeğinizin büyüklüğü hakkında daha iyi bir fikir verecektir.
Bu dönemde doğum öncesi kurslara kayıt yaptırabilirsiniz. Bu şekilde bu dönemde kursa yazılarak hamileliğinizin sonuna kadar bu kursu bitirmiş olursunuz. Böylece kursta öğrendiklerinizi uygulamak için de zaman kazanmış olacaksınız.
Bizde Neler Değişiyor?
 Rahiminiz göğüs kafesinize yakınlaştıkça diyafragma da (karın boşluğu ile göğüs kafesini ayıran kas yapısı) yukarıya doğru yer değiştireceğinden, özellikle derin nefes alma esnasında zorluk çekebilirsiniz. Bu, akciğerlerinizin tam olarak şişememesinden kaynaklanan bir durumdur. Başınızın altına bir yastık daha koyarak uyumayı deneyin. Merak etmeyin, gebelik hormonlarınız sizin dakikalık nefes alma sayınızı artırdığından bebeğinize yeterince oksijen veriyorsunuz. Rahiminiz büyüdükçe göbek deliğinizin dışarı doğru kabardığını gözlemleyebilirsiniz. Bu durum göbek deliğiniz etrafında bulunan kas kılıfının nispeten zayıf olmasından kaynaklanan ve çoğu durumda gebelikten sonra ortadan kalkan geçici bir durumdur. Sizin göbek deliğinizle bebeğinizin göbek bağı arasında hiçbir ilişki olmadığından bu durum bebeğinize zarar vermez.
Bu arada göbeğinizin tam ortasında yukarıdan aşağı doğru uzanan çizgi de belirginleşmeye başlayabilir. Bu çizgi genellikle aşağı doğru kalınlaşarak devam eder. Bu çizginin oluşumunu engellemek mümkün olmamakla beraber doğumdan aylar sonra kaybolacağını bilmek belki sizi rahatlatabilir. Hoş bu henüz bende oluşmadı. bakalım buundan sonra ne olacak?
Bebeğinizde Neler Değişiyor? ,
Bu hafta içinde de bebeğinizin beyin dokusu hızlı gelişimini sürdürüyor ve akciğerler de gelişimlerine devam ediyorlar. Bebeğiniz bu haftadan itibaren gözlerini açıp kapama hareketleri yapmaya başlayacak.
Bebeğiniz bu haftanın sonunda yaklaşık 950 gram olacak. Ancak sizin ve eşinizin yapısal özelliklerine göre bu 650 gram kadar düşük olabileceği gibi, 1500 gram kadar yüksek olabilir. Eğer bebeğinizin ölçüleri bu haftada “biraz düşük” gibi görünüyorsa hemen endişelenmeyin. Bu konuda doktorunuzun size önerdiklerine (sol yana yatarak bol bol istirahat etme, belli gıdaları daha fazla tüketme gibi) mutlaka uyun. Belli bir süre sonunda yapılan ölçümlerde büyük ihtimalle bebeğiniz sizin arzu ettiğiniz kiloya ulaşacaktır. Yine de tüm bebeklerin aynı kiloda doğmadıklarını, sağlıklı doğan bebeklerin doğum kilolarının 2500-4000 gram gibi geniş bir yelpazede yer alabildiğini unutmayın.
İri bebek, ya da düşük kilolu bebek tanısı genelllikle seri ölçümlerlekonur.Bu seri ölçümlerde bebeğin belli bir zaman dilimi içerisinde ne kadar kilo aldığı belirlenir.
Bebeğinizin Göz Gelişimi
Gözler ilk olarak embriyonun gelişiminin 22. gününde ortaya çıkar. Başlangıçta gelişmekte olan beynin her iki yanında bulunan bir çift koyu renkli oyuğa benzerler. Bu oyuklar gelişmeye devam ederler ve sonunda “optik gözecik” adı verilen çukurlara dönüşürler. Her bir gözün merceği ektodermden oluşur. 
Gelişimin ilk evresinde gözler başın yan tarafında bulunur. Hamileliğin 7. ve 10. Haftaları arasında yüzün ortasına doğru haraket ederler. Hamileliğin 8. Haftasında göze giden kan damarları oluşur. Hamileliğin 9. Haftası boyunca gözdeki yuvarlak bölge olan gözbebeği oluşur. Bu dönemde optik sinir olarak isimlendirilen gözlerden beyne giden sinir bağlantısı oluşur. 
11. ve 12. Haftalar arasında oluşan gözkapakları birbirine yapışıktır. Hamileliğin 27. ve 28. Haftalarında açılıncaya kadar birbirlerine yapışık kalırlar. 
Gözün arka bölümündeki retina ışığa duyarlıdır. Gözde, ışık görüntülerinin odaklandığı bölgedir. Normal tabakalar hamileliğin 27. Haftasında oluşur. Bu tabakalar ışık ve ışık bilgisini alarak beyine iletir. Bu, görüntü olarak adlandırılır. 
Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 35 cm. ve ağırlığı yaklaşık 950 (650-1500) gram!
Bebeğinizin Hareketlerini Hissetmek
Bebeğinizn hareketlerini hissetmek hamileliğin en özel durumlarından biridir. Bu hareket bebeğiniz ile kuracaağınız duygusal bağın başlangıcı olabilir. Birçok kadın doğumdan önce bebeğinin hareketlerini hissederek bebeği ile ilişki kurmaya başladığını anlar. Bu hareketler genellikle güven vericidir ve birçok hamile kadının hoşuna giden bir duygudur. Eşiniz, bebek hareket ederken karnınıza dokunarak bebeğin hareketlerini hissedebilir ve bundan keyif alabilir. Bebeğinizin hareketlerinin yoğunluğu değişkenlik gösterir. Bazen bir kelebeğin kanat çırpması gibi hissedilebilirken bazen de – özellikle de bebek büyüdükçe – çok canlı hareketlere hatta tekmelere kadar değişebilir.
Genellikle sık hareket eden bir bebek güven vericidir ama bebeğin çok fazla hareket etmediği sakin zamanlar geçirmesi de normaldir. Eğer çok hareketliyseniz aktif ve meşgul olduğunuz için bebeğin hareketlerini hissetmemiş olabilirsiniz. Yan yatmak bebeğin hareketli olup olmadığını anlamanız için yararlı olabilir. Birçok kadın bebeklerinin geceleri çok daha aktif olduğunu, onları uyanık tuttuğunu ve uyumayı güçleştirdiğini söylerler. Bebeğiniz durgun ya da beklediğiniz kadar hareketli değilse doktorunuzla konuşun. Bebek genel düzenine göre hareket etmiyorsa kalp atışlarını duymak için her zaman doktorunuzun muayanehanesine gidebilirsiniz. Çoğunlukla endişe verici bir durum söz konusu değildir.
Benim bebeğim Altuğcuğum da inanın çok hareketli bir bebek
.HAMİLEKALMADAN ÖNCE HAREKET ETTİĞİNDE KORKACAĞIMI DÜŞÜNENE BEN, ŞİMDİ OĞLUŞUM HAREKET ETTİKÇE İNANIN ÇOK AMA ÇOK MUTLU OLUYORUM.

29 +3 haftayım….

Zaman ilerledikçe hamileliğinizin bu dönemine kadar karşılaşmadığınız sıkıntılarınız oluşabilir.Parmaklardaki ödem bu haftadan sonra ellerinizi yumruk yapmanız zor olabilir ve yüzükler dar gelmeye başlayabilir.Buyüzden yüzükleri biran önce parmaklarınızdan çıkarın ve bir kenara koyun.
El ve yüzde aşırı derecede şişme olursa muhakkak doktorunuza bu durumu bildirin.
Bacaklardaki kasılma ve kramplar muhakkak kalsiyum az aldığınızı göstermez.Tabii ki Magnezyum ve kalsiyum düzensizliği de bu tip sıkıntılar oluşturabilir. Doktorunuzun tavsiyesine göre magnezyum takviyesi yapabilirsiniz.
Egzersiz alışkanlığınız var mıydı? Egzersiz alışkanlığınız yoksa zorlanacak hareketler yapmanıza gerek yok.
Yürümek, yüzmek veya jogging yapmak, en ideal olan sporlardır.
Yüzerken en önemli olan ise havuzun temiz oldumasıdır.(burnunuza klor kokusu gelmelidir)Temiz olmadığını düşünüyorsanız havuzda kesinlikle yüzmeyiniz yada denizde yüzecekseniz denizin belediyenin sağlık açısından kontrollerin yapıldığın ve bir sakıncası olmadığından emin olun.
Aynı zamanda şimdiye kadar tamamıyla sizin yardımınızla ayakta duran bebek beden savunması gelişen savunma sistemine kendi yardımı da eklendi. Fakat bebek doğduğunda daha güçlü bir bağışıklık sistemi varolsa da özellikle sütünüzdeki antikorlar birçok enfeksiyondan korumakla kalmayacak bebeğin bağışıklık sisteminin gelişmesinde çok önemli rol oynayacak.
Plasentada size ait olan kısımda bebeğin kordon kanıyla gelen atık maddeler temizlenir, gıda ve enerji maddeleri gönderilir, bebekten gelen kanda oksijen bitmiştir ve oksijen açısından zengin hale getirilir.Kısacası plasenta bebeğin akciğeri,karaciğeri, böbreği, ve sindirim sistemi görevi görmektedir. Doğumda kordonun kesilmesiyle birlikte,birçok organ aktif hale geçer ve bebeğin ağlamasıyla birlikte akciğerleri ilk kez hava dolar. Plasenta görevini tamamlamış olur.
Hafta bitiminde bebek 38 cm. ve 1300 gr.dır.
Bana gelirsek;ben 29+3 haftayım. Arada bacaklarımda kramplar oluyor. O zaman Altancım bana masaj yaparak ,rahatlamamı sağlıyor.Bebeğiminhareketlerini artık daha net hissediyorum. Önceleri gareket ettiğinde çok korkacağımı düşünürken, şimdi beni çok mutlu ediyor. Geçtiğimiz cumartesi gecesi hareketi neredeyse dışarıdan belli oluyordu. Babacığı da onu hissetti.. Süperdi…Yememe de biraz dikkat ediyorum.Ama süt, et ve tavuk az yiyebiliyorum, halen. Ama ben kilolu olduğumdan, depolarım yeterli olduğunu söylüyor,doktorum. Ayrıca tansiyonum da güzel.Yükselme olmadı.. İnşallah doğuma kadar da olmayacak.. Spor pek yapamıyorum. Yoğun çalıştığım için akşama pek halim kalmıyor. Hafta sonları yürüyüş yapmaya çalışıyorum.Ama Gonca ile kursta anne ve baba adaylarına öğrettiğimiz nefes egzersizlerini yapıyorum. O zaman oğluşumu nasıl tepki veriyor, inanın.. İşteböyle arkadaşlar…  Bu  hafta sonu doktorumuza gideceğiz.. Babamızda gelecek.. Bakalım kaç kilo oldu? Boyu ne kadar? Öğreneceğiz….

Doğum yöntemine nasıl karar vermeli?


Doğum zamanı yaklaştıkça, verilmesi gereken en önemli kararlardan biri de doğum için hangi tekniğin doğru olacağıdır. Bünyeniz kadar psikolojiinizi de yakından ilgilendiren bu konuyla ilgili doğum bilgileri edinmeli ve en doğru kararı verebilmek için iyi değerlendirmelisiniz. Genellikle 18 – 36 yaş aralığında olan ve ilk doğumunu yapacak annelerin normal doğum yapabilme ihtimali yüksektir. Ama daha genç ya da daha ileri yaşlarda olan anneler için bu seçenek risklidir.
İçinizdeki sesi dinlemenin yanı sıra doktorunuza da danışarak, en ideal doğum yöntemini belirlemelisiniz.

Gebelikte 31.Hafta


Bu haftadan itibaren artık çocuk eşyaları, örneğin beşik, bebek giysileri ve araba koltuğu gibi eşyaları almaya başlamalısınız. Bu harcamalar size fazladan masraf çıkaracağı için aile bütçenizi buna göre ayarlamanız doğru olacaktır.
 Rüyalarınızın değiştiğini farkettiniz mi? Anne adayları bu gebelik haftalarında garip rüyalar görebilirler. Kısa bir uykuya dalsanız bile hemen rüya görmeye başlayabilirsiniz. Belki de gebelik döneminiz yaşamınız boyunca en sık rüya gördüğünüz dönem olacak. Bunları eşinizle ve arkadaşlarınızla paylaşın.Bu kadar sık rüya görüyor olmanın muhtemel nedeni gebeliğin beyin biyokimyanız üzerinde yaptığı değişikliklerdir.
Hamileliğe Bağlı Hipertansiyon
Hamileliğe bağlı hipertansiyon (yüksek kan basıncı) yalnız hamileyken oluşur. Hamilelikteki hipertansiyon ile sistolik basınç (ölçülen ilk rakam) 140 mmHg’dan fazla yükselir veya normaldeki kan basıncınız üzerinde 30 mmHg’den fazla basınç artışı olur. 90 mmHg veya normaldeki kan basıncınızın 15 mmHg üzerindeki diyastolik basınç artışı (okunan ikinci rakam) bir problem olduğunu gösterir. Örneğin bir bir kadında kan basıncı hamileliğin başında 100 / 60 mmHg iken hamileliğin sonlarında 130 / 90 mmHg’ya çıkarsa bu durum kadında yüksek kan basıncı veya preeklampsi geliştiğini gösterir.
Doktorunuz her doğum öncesi muayenede kontrol ederek kan basıncınızın ciddi bir seviyeye yükselip yükselmediğini belirler. Bu, bütün doğum öncesi muayenelerine gitmeniz için yeterli bir sebeptir.
Preeklampsi Nedir?
Preeklampsi yalnızca hamilelik döneminde veya doğumdan kısa bir süre sonra oluşan çeşitli belirtileri tanımlar. Preeklampsi belirtileri şunlardır:
•Şişlik (ödem)
•İdrarda proteinüri
•Yüksek kan basıncı (hipertansiyon)
•Reflekslerde artış (hiper refleksi)
Spesifik olmayan diğer önemli belirtiler, kaburga kemiğinin altında sağ tarafta ağrı, noktalar görmek veya görmede diğer değişimlerdir. Bunların hepsi uyarıcı işaretlerdir. Özellikle hamilelik döneminiz sırasında yüksek kan basıncı saptanmışsa doktorunuzla irtibatı sıklaştırmalısınız.
Preeklampsi, eklampsi gelişmesine neden olabilir. Eklampsi, preeklampsi olan kadınlarda nöbetlere veya konvülsiyonlara neden olabilir. Nöbetler, daha önceki epilepsi ya da kriz bozuklukları nedeniyle oluşmazlar. Hamile kadınların çoğunda şişlik görülür; bacaklardaki şişlik preeklampsiniz olduğu anlamına gelmez. Ayrıca preeklampsi olmadan da hamileyken hipertansiyon sorunu yaşamanız mümkündür. 
Preeklampsi ve eklampsiye neyin neden olduğu henüz bilinmemektedir. Çoğunlukla bir kadının ilk hamileliğinde ortaya çıkar. İlk bebeklerine hamile kalan 35 yaş üstü kadınlarda yüksek kan basıncı ya da preeklampsi daha çok görülür. Bazı araştırmacılar çalışan kadınlarda çalışmayanlara göre preeklampsinin daha fazla görüldüğüne inanırlar ve bu artışı iş stresine bağlarlar. Stresli bir iş ortamında çalışıyorsanız doktorunuzla bu konuyu görüşmelisiniz.
Preeklampsinin Tedavisi
Preeklampsinin tedavisinde amaç eklampsiden (krizlerden) kaçınmaktır. Bu, hamilelik boyunca yakından takip edilmeniz ve her muayenede kan basıncınızın ölçülmesi gerektiği anlamına gelir.
Kilo alımı preeklampsinin işareti veya kötüleştiğinin belirtisi olabilir. Preeklampsi, vücudun su tutmasını arttırdığı için kilo alımını etkiler. Herhangi bir belirti fark ederseniz doktorunuzun muayenehanesini arayın.
Preeklampsi tedavisi yatak istirahati ile başlar Yatak istirahati, böbreklerinizin çalışması ve rahime giden kan akışını arttırmak için en etkili yöntemdir. Sırt üstü değil, yan yatın. Bol su için. Su tutmanıza neden olabilecek tuzdan, tuzlu gıdalardan ve sodyum içeren gıdalardan uzak durun. Eskiden kullanılan diüretik ilaçlar günümüzde preeklampsi tedavisi için verilmemekte ve tavsiye edilmemektedir.
Evde yatakta istirahat edemiyorsanız ya da belirtiler iyileşmiyorsa doktorunuz hastanede kalmanıza ya da bebeğinizi doğurmanıza karar verebilir. Böyle bir durumda bebek, sağlık durumu ve sizde kriz oluşmaması için dünyaya getirilir.
Doğum süreci sırasında, preeklampsi magnezyum sülfat ile tedavi edilebilir. Doğum sırasında ve doğumdan sonra krizleri önlemek için damar yoluyla verilir. Yüksek kan basıncı antihipertansif ilaçlar ile tedavi edilebilir. Eklampsi kriz düzensizliklerinde kullanılan ilaçlara benzer ilaçlar ile tedavi edilir.
Bebeğinizde Neler Değişiyor?
Bebeğiniz önceki haftalarda oldukça hızlı büyüdü ve bu haftadan itibaren büyüme hızı nispeten azalacak. 
Beyin dokusu işlevsel gelişimini sürdürmeye devam ediyor. Akciğerde surfaktan yapımı bu gebelik haftasından itibaren daha da hızlanacak.
Bebeğiniz özellikle 30-32. haftalar arasında diğer haftalara göre daha hareketlidir. Bunun en muhtemel nedeni amniyos sıvısının bu haftalarda nispeten daha fazla olması ve bebeğin yerinin nispeten fazla olmasıdır. 32. haftadan itibaren bebeğinizin içerideki yeri giderek azalacağından hareketlerin nitelikleri de değişecek. Bebek hareketleri ile bebek sağlığı arasındaki önemli bağlantıyı her zaman hatırlayın. Doktorunuz bu nedenle size her muayenede ilk olarak “Bebek hareketleri nasıl?” diye soruyor.
Bebek hareketlerinizde bir azalma hissediyorsanız ilk olarak sakin bir odada istirahate çekilin. Karnınız açsa, birşeyler yiyin. Bebek hareketlerinin gerçek anlamda azaldığından şüphelenirseniz doktorunuza haber verin.
Bu haftanın sonunda bebeğinizin boyu yaklaşık 40 cm. ve ağırlığı 1650 (1180-2350) gram!

Baby Shower Partiniz Tarihe Geçsin…


Bebeğinizin doğumu yaklaştıkça hem sizin hem de yakın çevrenizin heyecanı ve telaşı artmaya başlar. 5’inci ayınızdan sonra iyice belirginleşen karnınızla birlikte, tüm ailenizin ilgi odağı olursunuz. İşte bu sürecinizi biraz olsun eğlenceli kılmak ve bir nevi bebeğinize “Hoş geldin.” demek için aile bireyleri veya yakın çevreniz, sizin için sürpriz bir parti olan Baby Shower’i düzenler.
Baby Shower, henüz Türkiye’de yeni yeni bilinmeye ve uygulanmaya başlansa da Amerika ve Avrupa’da son derece yaygın bir partidir.Baby Shower’in tanımı ve amacı; hamileliğin 7’inci ayından itibaren yapılan, anne adayına moral vermek için düzenlenen sürpriz bir organizasyon olmasıdır. Genelde “anne adayının” en yakın arkadaşı veya aile bireylerinden biri partinin organizatörlüğünü üstlenir. Bu partinin en önemli iki özelliği, mutlaka ki sürpriz bir parti olması ve doğacak bebeğin ihtiyaçlarına yönelik hediyeler alınmasıdır. Parti, genel olarak kadın kadına yapılsa da, grubun özelliğine göre kadın-erkek katılımcıların da olduğu organizasyonlar da düzenlenebilir. Baby Shower’inize gelen misafirler, bebeğe hediyeler getirir ve bu sürpriz parti sırasında onları size verirler. 
Yani şu bir gerçektir ki, doğumunuz sonrası gireceğiniz fiziksel ve ruhsal değişimlerinizi yaşamadan önce, sizin için yapılacak olan bu partide çok eğlenebilirsiniz. Hem biraz olsun rahatlar hem de doğumunuz öncesi bebeğiniz içinizdeyken son kez sevdiğiniz tüm arkadaşlarınız ile rahat rahat ve uzun uzun sohbet edip, dedikodu yapma fırsatı yakalamış olursunuz. Ayrıca alacağınız güzel hediyeler de işin en keyifli yanlarından biridir… 
Baby Shower partisi, katılacak konuk sayısı uygunsa evde gerçekleştirilebilir. Ev için yiyecek ve içecekler hazırlanarak, evdeki masa, sehpa, uygun alanlar istenen süslerle ya da seçilen temaya göre süslenerek hazırlanabilir. Baby Shower, eğer ki ev dışı bir mekanda gerçekleşecekse, genellikle davet masaları, ailenin veya anne adayının yakın bir arkadaşının seçtiği konsepte göre dekore edilir.
Bol bol eğlenin!
Eğer ki partinizi kendiniz organize ediyorsanız… 
• Baby Shower gününüzü belirleyin, takviminizde işaretleyin. 
• Minimum 5, maksimum 20 kişilik bir davetli listesi hazırlayın. Birlikte olmaktan en keyif duyduğunuz arkadaşlarınızı, yakın akrabalarınızı ve anneanne&babaanne adaylarını davet edin. 
• Kırtasiyeye gidin ve çok sevimli davet kartlarından satın alın veya renkli karton benzeri materyalleri kullanarak becerinizi gösterin. Herkesi davet ederken, bebeğinizin cinsiyetine göre mavi veya pembe giyinmelerini istediğinizi hatırlatmayı unutmayın. Lütfen bu işi özellikle telefon veya e-posta yolu ile yapmayın. 
• İkram listenizi çıkarın, tatlıları, tuzluları, içecekleri günün anlamına göre hazırlayın. Masa süslemesine, peçetelere, servislere ve benzeri detaylara özen gösterin. Renk ve konsepte dikkat edin. Bu arada her şeyi hazır almak zorunda olmadığınızı hatırlatmak isteriz. Pastaneden alacağınız rengarenk şekerleri, yuvarlak şekilde kestiğiniz renkli tüllerin içine koyarak kurdele ile bağlayabilir ve kendi şeker keselerinizi yapabilirsiniz.
Günü ölümsüzleştirin .
• Bir anı defteri hazırlayın ve gelen tüm konuklarınıza bebeğiniz doğmadan önce ona minik mektuplar ve notlarını yazmalarını isteyin.
• Fotoğraf makinenizin pillerini şarj etmeyi unutmayın. Bol bol fotoğraf çekin. 
• Video kameranızı hazırlamayı unutmayın. Özellikle hediyelerinizi açarken video kameranıza her şeyi kaydedin ve hediyeyi getiren kişiyi de mutlaka konuşturun. 
• Eşinizi evden göndermeyi ve güzelce giyinip, süslenip, hazırlanmayı da ihmal etmeyin.

ARTIK 23 HAFTAYIM….



Gebeliğin başından bu yana yaklaşık 4,5 – 5,5 kilo almış olmalısınız. Sırt ağrıları daha da artmış olabilir. Bu ağrılar dengesiz bir şekilde karnın ön kısmında taşınan ağırlığın karşılanması için omurga ve etrafındaki kasların yüklerinin artmasına bağlıdır. Sırt ağrılarını gidermek için dengeli hareket etmek , uygun oturuş şekilleri , masaj ve sıcak uygulamaları faydalı olabilir.
Eşiniz elini karnınıza koyduğunda bebeğinizin hareketlerini çok rahat hissedebilir, hatta bu hareketler dışarıdan gözle bile fark edilebilir. Bunun nedeni bebeğin içinde bulunduğu amniyon sıvısının göreceli olarak fazla olmasıdır. Yani bebeğin hareket etmesi için çok geniş bir alan vardır. Bebeğiniz sanki içeride taklalar atarmışçasına özgürce hareket eder!
Bu haftada bebeğin vücudu giderek normale dönmektedir. Ancak baş vücuda göre hala nispeten biraz daha büyük orta kulak kemikleri de gelişimini tamamlar ve sesler bebeğin işitme merkezine iletilmeye başlanır.Yani bebeğinizin kulakları duymaya başlar.Vücut oranları ise daha çok yeni doğan bir bebeği andırmaktadır.Cilt hala kırışıktır,çünkü hızla kilo almaya devam edecektir.Lanugo kılları daha koyu bir renk alır.
Boy 31 cm, ağırlık 550 gr’dır. 
Kaynak:http://www.gebelikbelirtileri.com/23.hafta.html
Ben de artık 23 haftalık gebeyim. Bebişim hareketlerini daha fazla hissediyorum.Beni duyabiliyor olması da beni çok memnunediyor.Biraz fazla ayakat kaldığımda sırtımda ağrı oluyor. Ben de ona dikkat etmeye çalışıyorum. 
Bir de gribal bir enfeksiyon geçiriyorum. Allahtan domuz gribi değilim, test yaptırdım. Ama hamileyken grip olmak gerçekten daha farklı. Daha fazla yoruluyorsun. Ve sürekli endişeliyim.Doktorum Prof.Dr.Bülent Baysal dinlenmem gerektiğini söylediği için iki gündür evdeyim. Yarın olsunda işe gideyimi düşünüyorum. Ne komik değil mi? 
Ama sanırım bugün daha iyiyim…

Hamilelikte bacak krampları neden olur?


Hamileliğin çeşitli zamanlarında ayak veya bacaklarınızda kramplar 
olabilir. Bu kalsiyum metabolizmasında veya vücudunuzdaki işlenme sürecindeki değişiklikten kaynaklanmaktadır. Bu krampları Önlemenin tek yolu yağsız veya az yağlı süt ve kalsiyumdan zengin 
gıdalar yoluyla yeterli kalsiyumu aldığınızdan emin olmaktır. 
Aldığınız prenatal vitaminde de bir miktar kalsiyum bulunmaktadır. Beslenme yolu ile yeterli kalsiyum alamıyorsanız prenatal vitamine ilave olarak ayrıca kalsiyum desteğini sizi takip eden sağlık çalışanına danışarak onun önerileri doğrultusunda alabilirsiniz.
Bacağınızda veya ayağınızda kramp olduğunda kasları nazikçe gererek krampları giderebilirsiniz. Eğer çok ani bir kramp olursa ayağınızı vücudunuza doğru gerin. Ayağınızı bacağınızı gerecek noktaya getirirseniz kramp daha da kötüleşir. Ilık ısıtılmış bir bez veya ılık ıslak havlu ile bacağınızın etrafını sarmak kasın dinlenmesine yardımcı olur. 
 Bu arada ben de 23 haftalık gebe olarak, geçtiğimiz pazar sabahı acayip bir bacak krambı ile uyandım..İnanılır gibi değildi..Annelik Yolunda Hamile Kursunda anne adaylarına bacak krampları ile bilgi verirken, gerçekten nasıl olduğunu hayal edebiliyordum. Lakin düşündüğümdn fenaymış.. Benim doktorumun önerdiği magnezyum prepatını son 3 gün düzenli kullanmamamdan dolayı fena hissettim… Arkadaşlar lütfen doktorunuzu iyi dinleyin ve dediklerini mutlaka yapın…Her hamile de olması gerekmez, fakat böyle bir ihtimal olduğunu da unutmamak gerek. Yukarıda bahsettiğim gibi ayağınızı bacağınıza doğru çekmek, eşinizin kasılan bölgye masaj yapması gerçekten işe yarıyor…

Bebekler hangi kitapları sever?


Bebeğinizin ilgilendiği ve sevdiği konularda kitaplar seçmeye özen gösterin.

Bebeklerin sevdiği kitaplar şöyle sıralanabilir:
Küçük bebekler için basit, çok renkli kitaplar için idealdir.
6 aylık bebekler etrafındaki nesnelerin gerçekçi resimleri olan,
renkli ve kumaşlarla, iplerle süslü kitapları sever.
1 yaşındakiler sayfaları çevirmeyi ve kitaptaki nesneleri göstermeyi sever.
Kelimeleri sesli olarak tekrar eden kitaplar uygundur.
18 aylık bebekler büyük detaylı resimleri olan kitaplardan hoşlanır.
Harfleri, sayıları, şekilleri ve renkleri öne çıkaran kitaplar seçebilirsiniz.
2 yaşında artık bir hikayeyi izleyebilir ve kitabı kendileri eline alıp bakmayı severler.
Bebeğime aynı kitapları okusam olur mu?
Tabii ki olur! Bebekler ve çocuklar aynı kitapları tekrar tekrar okumaya bayılırlar.
Aynı kitabı sürekli okumak sizin için sıkıcı olsa da bebekler için daha değerlidir inanın.
Bir dil küçük parçalar halinde öğrenilir. Aynı kitabı tekrar okumak çocuğun kelime dağarcığını, hafızasını geliştirir.
Bebeklerin kendi kitapları olmalı mı?
Eveet! Bebeklerin benim kitabım diyebilecekleri birkaç tane kitabı olmalı ve
kendi kendine alıp kullanabileceği bir yerde durmalı.
Kitaplarına bakmasına, karıştırmasına hatta ısırmasına izin verin.
Kitaplarla oynamak okumayı sevmenin ve öğrenmenin önemli bir parçasıdır unutmayın.
Bebeğime kitap okursam okuma-yazmayı erken öğrenir mi? 
Büyük ihtimalle evet ancak kitap okumayı ona okuma öğretmek için bir araç olarak kullanmamalısınız. 
Çok erken yaşlarda okuma öğretilen çocukların çoğunun 2. sınıfta okumaya olan ilgilerini yitirdikleri görülmektedir.
BEBEĞİME KİTAP OKURKEN NELERE DİKKAT ETMELİYİM?
•Bebeğinize hergün kitap okuyun
*Kitap okurken bebeğinize yakın olun, kucağınıza alıp sarılın
•Bebeğinizin kitabı rahatça görmesini sağlayın
•Bebeğiniz kitabı almaya ya da ısırmaya çalışırsa eline bir oyuncak verin
•Sayfaları yavaş yavaş çevirin
•Bebeğiniz büyüdükçe sayfaları onun çevirmesine izin verin
*Kitaptaki öyküyü eğlenceli hale getirmek için sesinizi ve mimiklerinizi kullanın
•Çocuk ilgisini yitirirse okumayı bırakın ve asla zorlamayın.
.Bebeğinizle kitap hakkında konuşun. Ona sorular sorun ama sakın bilgisini test etmeyin.
•Bebeğinize okumak için her fırsatı değerlendirin.
•Yoldaki işaretleri, tabelaları, ilanları yani gördüğünüz herşeyi bebeğinize okuyun.

BEBİŞİMİZİ YIKAMAK



Bebeğin sağlıklı bir cilde sahip olması cildinin temiz tutulması ile yakından ilişkilidir. Bebeğin banyosu titizlikle yapılmalıdır. Bu durum aynı zamanda anne ile bebek arasında sevgi ve iletişim bağlarının kuvvetlenmesi açısından da önemlidir. Bebeğin günaşırı yıkanması yeterlidir. Ancak, temizliğin aşırı boyutlara getirilmemesi gerekir. Her mamadan sonra yüzünün ve her alt değiştirmeden sonra bezli bölgenin temizlenmesi yeterlidir.
Bebeğin aç iken banyo yaptırılması da çok önemli bir konudur. Eğer tok karnınayken banyo yaptırırsanız bebeğin kusmasına neden olabilirsiniz. 
Bazı aileler bebeklerini sabahları yıkarken, bazıları da akşamları son emzirmeden önce yıkamayı tercih ederler. Hepsi de uygundur, çünkü böylelikle bebeğiniz belli bir tempoya alışır. Ama bazen koşullara göre değişiklik yapmak gerekebilir.
Yıkamaya Başlamadan Önce Yapılacaklar: 
Banyo için gereksinim duyabileceğiniz her şeyi elinizin altında hazır bulundurun.
Küvet bel hizanızda olsun. Oturmak ya da çömelmek yerine ayakta durmayı bel sağlığınız için tercih edin.
Banyo suyunun uygun sıcaklıkta olduğundan emin olmak için bileğinizin içi veya dirseğinizle suyun sıcaklığını kontrol edin.
Bebeğinizi soyun ve havluya sarın, henüz alt bezini çıkartmayın.
Bebeğinizi kesinlikle suyun yanında yalnız bırakmayın.
Başını ve Vücudunu Yıkama: 
Bebeğinizi bir havlu üzerine yatırarak soyun. İdrar ve kaka gibi sürprizlerden korunmak için alt bezini hala çıkartmanıza gerek yok. Havluyu vücuduna sararak, sol elinizle boynunu destekleyip, vücudunu kolunuzun üstüne yaslayarak koltuğunuzun altından destekleyin ve yüzü yukarı bakar şekilde banyo küvetinin üzerine alın, saçlarını bebeğe uygun, gözünü yakmayan bir bebe şampuanı kullanarak, küvetteki suyla veya yanınızda hazır bulundurduğunuz durulama suyunu dökerek durulayın. Ardından sert olmayan, yumuşak dokunuşlarla kurulayın. 
Yere yatırıp havlusunu açın, bezini çıkarıp gerekiyorsa alt temizliğini yapın. Banyo süngerini bebe sabunu veya bebe banyo köpüğü ile köpürtün ve havlu üzerinde vücudunun her yanını, özellikle cilt kıvrımlarının arasını iyice silin. Kolunuzla omzu ve boynu destekleyerek, elinizle koltuk altından kavrayın. Diğer elinizle ya kalçalarından destek alarak veya bacaklarından kavrayın ve banyo küveti içindeki suya, önce ayak ve bacaklarını daldırarak yavaşca tüm vücudunu başı dışarıda kalacak gibi sokun. Suyla vücudunu durularken bebeğinizin rahatlamasını sağlayın. Aynı şekilde tutarak temiz havlu üzerine alın. Tüm vücudunu yumuşak hareketlerle kurulayın. Cilt boğumlarını iyi kurulamayı unutmayın. Bebeğinizin büyüyüp aşırı hareketlendikten sonra havlu üzerinde sabunlamak daha zor hale geleceğinden bu işlemi banyo küveti içinde yapabilirsiniz.
Bebeğin Küvette Yıkanması
8 ayla 1 yaş arasında bebek, banyoda daha büyük bir küvette yıkanmaya başlayabilir. Bu banyo ona daha zevkli gelirken, sizin daha çok dikkatli olmanızı gerektirecektir.
Bebek banyo yaparken; kayıp düşmemesi, bir yere çarpmaması ve su yutmaması için her an tetikte olmalısınız. Küvetin yüzeyine yapışabilen yumuşak bir sünger koymanız ve içinde 10 cm den fazla su bulundurmamanız tehlikelerden uzak durmanızı sağlayacaktır. Ayrıca bebeğinizi banyo yaptırırken hem siz hem de bebeğiniz birlikte güzel zaman geçirebilirsiniz.

BEBİŞLERİMİZDE GAZ…



Bebeklerde gaz sancısı, bebek 2-3 haftalık olduğunda başlar ve genellikle 4-6 haftada en yoğun dönemine ulaşır. Gaz sancıları genellikle 3 ila 4. ayda azalarak kaybolur, nadiren 5 ya da 6. aya kadar uzar. Gaz sancılarının kesin sebepleri bilinmemekle birlikte,
gaz sancısına yol açtığı iddia edilen bilgiler şöyle sıralanabilir.
Öncelikle, emzirme tekniğindeki hatalar, fazla hava yutmaya bağlı olarak gaz sancısını arttırır. Bebeğin sindirimini gerçekleştirmesi için gereken bağırsak ve pankreas enzimlerinin ilk aylarda yetersiz olması, anne sütü alan bebeklerde bazen annenin aldığı gıdalar, bebeğin günlük rutinindeki değişiklikler, annenin endişeli olması da gaz sancısında etkili olabilir.

GAZ AĞLAMALARI 3 SAATTEN FAZLA SÜRERSE…
Bebeklerin hepsi ağlar. Ancak gaz sancısı olan bebeklerde 3 saatten fazla süren ve akşam saatlerinde artan ağlama nöbetleri görülür. Bebek son derece huzursuzdur, ellerini yumruk yapar, bacaklarını karnına doğru çeker, kızarır ve gaz çıkarır. Eller ve ayaklar soğuktur. Karın hafif bombedir. Bu durum haftada 3-4 kere tekrar eder.
ANNE BABALARIN YAPMASI GEREKENLER
Bu belirtilerle karşılaşılıyorsa, anne babalar şunları yapabilirler: Bebek kucağa alınarak yalnız olmadığı hissettirilmeli, daha sık emzirilmeli ve emzik kullanmalı; rahat, sakin, gürültüsüz bir ortamda bulundurulmalıdır. Anne, bebeğin ağlamalarından dolayı çok endişeliyse, babanın veya diğer aile fertlerinin bebeği sakinleştirmesi; annenin bu süreçte kısa süreli dinlenmesi, bebeğin annenin endişesini hissetmesinden kaynaklanacak sorunları ortadan kaldırabilir.
GAZ SORUNUNA KARŞI ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Anne sütü ya da formül mama ile beslenen bebeklerde emerken hava yutturmamaya dikkat edilmelidir. Meme başının etrafındaki kahverengi alanla birlikte oldukça geniş olarak bebeğin ağzına vermek, biberonu dik tutmak bu konuda yardımcı olur. Bebeği mümkün olduğunca sakin bir ortamda beslemek gerektiği, gereğinden fazla beslenmenin yarattığı bağırsak gerginliğiyle gaz sancısına neden olabileceği unutulmamalıdır. Gazlı bebeklerin stresli ailelerde daha fazla görüldüğüne dair çalışmalar da bulunması nedeniyle bebeğe rahat ve sakin bir ortam sunmak da çok önemlidir.
Emziren annenin aldığı bazı gıdalar bebeğin gazını etkileyebilir. Bebekte inek sütü allerjisi varsa, doktor gereken tetkikleri yaptıktan sonra anneye süt ve süt ürünlerinin çıkartıldığı bir diyet önerir. Böyle bir durum yoksa, anne kuru fasulye, nohut, brokoli, lahana, karnabahar, çikolata, baharatlı gıdalar ile çay, kahve gibi içecekleri belli süre için kesmelidir. 
BUNLARI YAPIN!
Bebek gaz sıkıntısından dolayı ağlama krizine girmiş durumdaysa bunları yapabilirsiniz:
- Bebeği battaniyeye sarıp kucağa alın,
- Ninni veya şarkı söyleyin, müzik veya gaz sancıları için oluşturulmuş özel sesleri dinletin,
- Kendi arabasıyla gezdirin,
- Ritmik olarak kucakta veya beşikte sallayın,
- Karnına ılık havlu koyun veya ılık yağla masaj yapın,
- Arabayla gezdirin,
- Banyo yaptırın,
- Emzik verin.
UYARI!
Yine de bebeğin ağlaması durmuyorsa yapılacak tek şey, doktorun kapısını çalmak! İdrar yolu enfeksiyonu, orta kulak enfeksiyonu, fıtık veya bağırsak problemleri, besin allerjileri gaz sancılarıyla karışabilecek ağlama nöbetlerine neden olabilir. Bu hastalıklara yönelik bulgular yoksa, doktor tarafından önerilen bitkisel çaylar veya bazı damlalar kullanılabilir. Bu ilaçların etkileri kişisel farklılıklar gösterebileceğinden, ancak doktorların önerisine göre kullanılmalıdır.

ANNE KARNINDA BEBEKLERİMİZE MÜZİK DİNLETMEK

Son yıllarda giderek artan araştırmalar ve bulgular ışığında, doğumdan önce ve hamileliğin son 3 aylık döneminde, anne rahminin bir konser salonu gibi bebeği kucaklayıp, bu ritim ve ahenkle bebeğin gelişimine katkı sağladığı biliniyor.
Bebeğin beyni çevredeki seslerin ritmini ve motifini çözmeye çalışan bir dedektif gibidir. Bebek daha anne karnındayken bir müzik aleti gibi çalışır ve çevredeki sesleri hem kayıt, hem de analiz eder. 
Beynin işitme sistemi hamileliğin 26. haftasından itibaren aktif olmaya başlar. Dışarıdan gelen sesler, rahimdeki fetusun kulağına gelemez. Çünkü bebeğin etrafını saran amniyon sıvısı ve kas örtüleri dışarıdan gelen sesleri bozar. Ancak Beethoven’in beşinci senfonisinin, belirgin şekilde tanımlanabilir bir ses imajı olarak rahme ulaştığı gösterilmiştir. Bebekler anne karnındayken 6. ve 7. aylardan itibaren seslere, özellikle de müziğe tepki veriyorlar, dahası anne karnındayken dinledikleri müzikleri doğduktan sonra dinlediklerinde hatırlıyorlar.
FETUS SESLERE NASIL TEPKİLER VERİR?

Fetus kulağına gelen seslere, vücut hareketleri ve kalp atışında meydana gelen değişikliklerle cevap verir. Bazı sesler, bebeğin kalp atış hızında kısa süreli yavaşlamalara yol açabilir. Çok gürültülü sesler kalp atımını hızlandırır. Sesler fetusta hareket ortaya çıkartmasının yanında, doğum öncesi öğrenmeye de sebep olur. En temel öğrenme şekli alışkanlık kazanma ve ortama uyum sağlamadır. Can sıkıcı olan veya sürekli tekrarlayan seslere dikkatini vermemeyi öğrenme, buna bir örnektir. Yeni ve bir farklı musiki ritmi gelirse, bebekler ona cevap vererek, değişikliği fark ettiğini gösterirler. Hamileliğin son döneminde bebek annenin karın bölgesine sürekli yapılan uyarılara alışmıştır. Ancak uyarı şekli değişirse buna cevap verir. Nazikçe yapılan titreşimlere cevap vermezken, gürültülü bir ses gönderildiğinde hemen hareket ederek cevap verir. Belli bir süre, gürültülü sesler ile nazik titreşimler birlikte arka arkaya verilirse, birkaç tekrardan sonra bebek buna cevap vermemektedir. Bütün bunlar, bebeğin doğum öncesinde çevresinden bilgi alabildiğini ve bazı olayları hatırlayabildiğini gösterir.
MÜZİK GELİŞİMİ NASIL ETKİLİYOR?
Çocuğun doğum öncesi müzik dinlemesinin, gelişimi hızlandırdığı, hatta bazı çocuklardaki belli gelişim bozukluklarını hafifletebildiği veya iyileştirme yoluna koyduğuna dair çalışmalar vardır. Değişik müzik çeşitlerinin 28-36 haftalık annelere dinletildiği bir çalışmada, kontrol grubuna nazaran anne karnında müzik dinleyen bebeklerin seslere dikkat, göz takibi, motor kontrol ve koordinasyon hareketlerinin gelişiminde dikkati çeken bir hızlanma gözlenmiştir.
KLASİK MÜZİK FAYDALI MI?
Yapılan araştırmalar, çocuk gelişiminin özellikle ilk yıllarında, müziğin çok önemli bir etken olduğunu ortaya koyuyor. Zihinsel gelişimin yüzde 85’i 8 yaşına kadar, beyin gelişiminin yüzde 80’i 3 yaşına kadar tamamlanıyor. Zeka ve beyin gelişimini, beslenmeden sonra ilk aylarda olumlu etkileyen birinci faktör ise müzik…
Müziğin bebek gelişimi üzerindeki etkilerini belirlemek için Batı’da yapılan pek çok araştırmaya göre; klasik müzik anne karnından itibaren bebeklerin psikolojik, bilişsel ve bedensel gelişimlerinde birçok olumlu etki yaratıyor. Örneğin, düzenli olarak müzik aleti çalmanın beynin görme, duyma, hareket etme ve koordinasyonla ilgili bölümlerinin büyümesini sağladığı söyleniyor. Yapılan bir diğer araştırma ise, Brahms dinletilen prematüre bebeklerin daha çabuk geliştiklerini kanıtlıyor.
Müzik çocukların kendini ifade etme yeteneklerini geliştirip, estetik, yaratıcı ve yapıcı düşünme kapasitelerini arttırıyor. Okul çağındaki çocukların okuma ve yazmayı daha kolay öğrenmesini, anlama ve düşünme becerilerini geliştiriyor. Yani akademik performansı da olumlu etkiliyor. Çocuklara müzik dinletmek beyin aktivitesini arttırıp, stresin ve sıkıntının azaltılmasını sağlıyor.
Müzik, insanları mutlu, huzurlu, yaratıcı, umutlu, heyecanlı, güçlü, inançlı ve cesur kılan bir olgu… Zihni ve yaratıcılığı geliştirdiği, bitkileri olduğu gibi bedeni de iyileştirdiği biliniyor. Buna, “Mozart etkisi” deniyor.
BİLİNEN EN ŞİFALI MÜZİSYEN: MOZART
Başuçlarında her gün 2 saat Mozart dinletilen bebeklerin daha zeki oldukları, ineklere daha iyi süt vermesi için Mozart dinletildiği, Japonya’da bir bira fabrikasının bira mayası oluşurken Mozart çaldırdığı ve o biranın daha pahalı satıldığı şaşırtan gerçeklerden. Dünyanın çeşitli yerlerinde, birçok doktor ve müzik terapisti Mozart etkisini, depresyon, kanser, kronik ağrılar, yüksek tansiyon, ruhsal ve zihinsel sorunlar gibi pek çok hastalığın tedavisinde kullanıyor. Mozart’ın müziği; kısa, basit ve neşeli temaları ile, kolay algılanabilir, kolay takip edilebilir bir müzik. Bebekler için de bu neşeli melodiler ve basit ritimler oldukça ilgi çekici.
Bu tür bir müzik dinlemenin, anlama ve muhakeme için önemli olan sinirsel kanalları uyarabileceği varsayılıp, öğrencilerin müzik zevklerine bakılmaksızın sınavlarında Mozart dinletilmiş, sınav başarılarında artış gözlemlenmiş. Uzmanlara göre, 10 dakika Mozart müziği dinlemek, geçici de olsa IQ üzerinde olumlu etki yapıyor.
MOZART ETKİSİNDEN FAYDALANIN!
Don Campbell müziğin gücü üzerine bugüne kadarki en kapsamlı kitabı yazdı: “Mozart etkisi.” Müzik ve diğer titreşimlerin anne karnından başlayarak yaşamın tüm dönemlerinde sağlık, eğitim ve davranış alanlarında önemli etkilere sahip olduğunu açıklıyor. Kolayca uygulanabilecek egzersizlerle beden ve zihin sağlığınızı artırmanın yollarını öğretiyor. Don Campbell kitabında, müzik zevkiniz ne yönde olursa olsun Mozart Etkisi’nden faydalanabilmeniz için gerekli bilgiyi çok açık bir dille ve örneklerle veriyor.

BEBEĞİM ARTIK 26 HAFTALIK…



Bu haftadan sonra zaman zaman ani kasılma ve gevşeme hissedebilirsiniz endişelenmeyin. Bunlar Braxton-Hicks kasılmaları adlı ağrısız, adet kramplarıdır ve düzensiz aralıklarla gelen kasılmalardır. Rahminiz gerçek doğum sancıları için hazırlık yapar.Genelde bu tarz kasılmalar 30. haftadan sonra ortaya çıkmaya başlasalar da bazende bu haftalarda antrenman kasılmaları başlayabilir.
Braxton-Hicks tarzı kasılmalar günlük yaşantınızı etkileyecek kadar sık olmamalıdır.
Eğer bu şekilde olursa erken doğum eylemi işaretçisi olabilir.
Erken doğum belirtilerine duyarlı olun ve bunun tarz vb. gerekli durumlarda doktorunuza haber verin.
Erken doğum tehdididinin en önemli belirtisi rahimde belli aralıklarla ortaya çıkan kasılmalardır. Bu kasılmalar nadiren ağrısız da gerçekleşebilir.
Bu ağrısız kasılmaları algılamak için avuç içinizi karnınıza hafifçe değdirin.Rahiminizin toplanıyor hissi vermesi kasılma belirtisidir. Bu sırada ağrı hissedilmesi şart değildir. Kasılmaların sıklığını ve süresini ölçün. Saatte dört yada daha sık olan kasılmalarda mutlaka doktora bildirin.
Erken doğum riskinin diğer önemli belirtilerinden biride arasında pelviste dolgunluk hissi, adet sancısına benzeyen kramp tarzı ağrılar, pozisyon değiştirmekle geçmeyen bel ağrıları, vajinal akıntıların çoğalması yada özelliğinin değişmesi (daha koyu, daha sulu veya kanlı akıntı olması), ishalle veya tek başına bağırsak krampları oluşabilir. Yine bu durumda yine kasılmalarınızı elle kontrol edin. Bu ek belirtiler kasılma olmadan tek başına erken doğum riski taşımazlar.Fakat bu belirtilerden biri varsa ve kasılmalarınızın olup olmadığından emin olmasanız bile doktorunuza bildirin.
Mekanik ağrılar
Hamilelik dönemi, bel ve kasık bölgesinde ağrıların sık olan bir dönem.Mekanik ağrı adı verilen ve genelde bel ve kasık bölgesinde bağların gerilmesiyle ve belin doğru pozizyon almaması ve doğru şelkilde kullanılmamasından ağrılar genelde ayaktayken ortaya çıkar ve dinlendiğinizde hafifler veya ortadan kalkarlar. Uzun süre aynı pozisyonda kalmakta ağrıların ortaya çıkmasına yol açabilir.
Mekanik ağrılar erken doğum belirtisi olarak görülmez.
Bel ağrısının yanında bacaklarda uyuşma veya elektriklenme, güçsüzlük vb. belirtiler olduğunda ise siyatik sinir adlı bacak sinirine bası söz konusu olabildiğinden (bel fıtığı oluşmuş olabildiğinden) ortopedi yada fizik tedavi uzmanına gözükmenizde fayda var.
Bu hafta bebeğin akciğerleri, damar yapıları, hava kesecikleri oluşmaya başladı.Hava keseciklerinin içini döşeyen surfaktan adlı madde üretilmeye başlandı. Surfaktan üretimi akciğerdeki hava keseciklerinin sönmeden şişmiş vaziyette durması açısından çok mühimdir.Bu hafta bebeğin diğer tüm bireylerden ayıran sağlayan el ve ayak izleri oluşur. Bebek doğduktan sonra doğumhanede bebeğin size ait olduğunun bir belgesi olarak ayak izi alınacak.Bu yüzden bebeğin ayak tabanını mürekkep boyalı görürseniz merak etmeyin.
Hafta bitiminde bebek boyu 34 cm. ve 820 gr. ağırlığındadır.
Benim bebişimin hareketlerini artık dışarıdan da hissedebiliyoruz, eşimle beraber…Bu gerçekten çok eğlenceli..Özellikle tatlı birşeyler yediğimde ve ya içtiğimde acayip oynuyor. Altuğumun hareketlerini daha fazla hissetmek beni çok ama çok mutlu yapıyor…Altuğcuğum çok mu hareketli olacak ne!!
İki gündür de belimde ağrı hissediyorum. Bebeğimde sorun yok..sanırım ben biraz kendimi yordum. Ayrıca bu haftaya kadar yürüyüşümde biraz değişiklik var , hamile olmadan evvel kine nazaran.. hamile hamile yürüyorum.. Ne komik bir laf değil mi???? bu lafıma eşim çok gülüyor. 
Bunların dışında Kasılmaları henüz hissetmedim….Onları da epeyce merak ediyorum..

DOĞUM ÇANTASI


Doğum Çantası – Anne İçin Gerekenler
Hamilelik ve doğum takip kartınız ve doktor kontrollerinizin bulunduğu dosyanız, son yaptırdığınız kan ve idrar tahlilleriniz, sigorta kartınız, sağlık karneniz. 
Yakınlarınızın telefon numaraları 
Nakit para 
3 adet önden açılan gecelik 
1 adet sabahlık 
Deodorant, diş macunu ve fırçası, tarak, şampuan, sabun, ıslak temizleme mendilleri, kulak pamuğu vb kişisel eşyalarınız 
Saçlarınızı rahatça toplayabileceğiniz toka ya da bant 
3-4 adet özellikle önden kopcalı emzirme sütyeni ve pedleri 
Meme uçları için krem, göğüs kalkanı 
Göğüs pompası (özellikle meme başı olmayan hanımlar için) 
İhtiyacı kadar pamuklu ve tek kullanımlık iç çamaşırları 
1 paket hijyenik kadın pedi 
1-2 adet atlet 
Kağıt peçete ve havlu 
Eve dönerken giyebileceğiniz rahat kıyafetler 
Ayağınızı sıcak tutacak kalın çoraplar 
İçinde rahat ettiğiniz kolay giyilebilen alçak topuklu, kaymayan bir çift terlik 
Sizi dinlendirip rahatlatacak sevdiğiniz kitap, dergi, teyp ve kasetler 
Hastaneye giderken yolda rahat etmenizi sağlayacak yastık
Doğum Çantası – Bebek İçin Gerekenler
2 tane bady (Mevsime göre kısa veya uzun kollu) 
2 tane tulum 
2 tane çorap 
2 tane ağız mendili 
2 tane pijama altı 
2 tane şapka ve eldiven 
2 takım kıyafet (zıbın takımı, pijama takımı, patiği, başlığı vs) 
Yelek ve hırka 
Battaniye 
3–4 tane bebek bezi 
Araba koltuğu/ana kucağı veya portbebe 
Havlu, ıslak mendil 
2 tane önlük 
2 tane yelek 
Bebe şampuanı 
Saç Fırçası 
Kirli çamaşır torbası

Yorulana kadar alışveriş yapmak!


Bebek eşyalarıyla dolu bir mağazaya gitmek bazen biraz bunaltıcı olabilir. Bebeğiniz doğduğunda gerçekten neye ihtiyacınız olacağını nereden bileceksiniz?
İşte size bebeğinizin ilk günleri için lazım olacak temel eşyaların listesi. Çok fazla gibi görünebilir fakat küçük bebeğinizin her geçen gün kıyafetler ve yatak örtüleri arasında nasıl ilerlediğini görünce şaşıracaksınız. Birkaç ekstra eşyayı hazır tutmak çamaşır hakkında daha az endişe etmeniz anlamına gelmektedir. 
* 6 tane veya yaklaşık olarak bu sayıda önden açılıp kapanan pamuklu zıbın veya tek parçalı kıyafetler. 
* 6 – 10 pamuklu örme, önden kapanan çıtçıtlı bebek yeleği (uzun ve kısa kollu)
*Birkaç pamuklu şapka
*1 veya 2 ince hırka
*4 çift çorap 
*2 çift patik 
*Yeni doğanlar için bebek bezleri. Eğer tek kullanımlık olanları kullanmayı planlıyorsanız, yeni doğanın yumuşak kakasını absorbe edecek bir tür alın 
*Yumuşak bir pamuklu şapka
*Bebeğinizi dışarı çıktığınızda korumak için en azından bir tane geniş kenarlı şapka 
*Soğuk havalarda dışarı çıkmak için sıcak tutan bir palto ve eldivenler
*Opsiyonel –yüzünü çizmesini önlemek için bir veya iki çift ince eldiven. Bunları gereksiz yere kullanmayın: bebeklerin çoğu bunlara aslında ihtiyaç duymaz ve tüm bebekler keşfetmek için ellerinin serbest olmasından faydalanırlar ve parmaklarını emerek kendilerini rahatlatırlar. Ellerini saklamak yerine bebeğinizin tırnaklarını kısa tutmanız daha iyidir! 
*2 veya 3 tane yumuşak, bebek için uygun ebatta banyo havlusu ve 3 veya 4 bebek sabun bezi 
*Bebek karyolası veya bebek sepeti için 3 veya 4 şilte (şiltenin sıkıca oturduğundan emin olun)
*Pek çok pamuklu çarşaf 
*2 veya 3 pamuklu bebek battaniyesi (böylece uyuyan bebeğinizin aşırı sıcaklamaması için katları kolaylıkla ayarlayabilirsiniz – unutmayın, katlanmış bir battaniye iki kat olarak sayılır). Kabarık battaniyelerden kaçının. Bazı uzmanlar bunların bebek karyolası ölümleri için risk oluşturduğunu düşünmektedir. 
*opsiyonel – Birkaç tane çocuk arabası için uygun ebatta battaniye 
*Bebeğin üzerinde oynaması için yere yayılan kalın, yumuşak bir battaniye veya yorgan
Güvenlik İpuçları
Tüm çocukların kıyafetleri için alışverişe çıktığınızda şunları aklınızda bulundurun. 
Yumuşak ve kolaylıkla yıkanabilir olan pamukluları veya pamuk karışımlarını alın.
“Ateşe dayanıklı” ibaresi için etiketleri kontrol edin.
Bebeğinize ipleri olan kıyafetler giydirmeyin (uçkuru olan kapüşonlu süveterler gibi); bunlar küçük eller, parmaklar, ayak parmakları ve hatta boyunlara dolanabilir.
Yakaları geniş olan üstler alın ki bebeğinizi giydirmek sizin için kolay ve onun için rahat olsun.
Bir boğulma tehlikesi oluşturan kopmak üzere olan düğmeleri düzenli şekilde kontrol edin.
Elleri için çok cazip olan boncuklar ve kurdeleler gibi dekoratif kısımları olan kıyafetlerden kaçının. Bunlar eğer koparsa boğulma riski oluşturmaktadır.

BEBEĞİM 20. HAFTASINDA ARTIK……

• Artık yarı yola geldik! Bu haftalık bebeklerdeki gelişim:
• En hızlı büyüme süreci bitmiş durumdadır. Bir şeyler yavaşlamış olmasına rağmen, bundan sonraki adım hayatta kalma için çok önemlidir.
• Bebeğinizin kalbi daha da güçlenir. Sessiz bir yer bulun, düz bir şekilde sırt üstü yatın. Nabzınıza bakarak kalp atışınızı belirleyin. Elinizi göbeğinizin üzerine koyun. İki kalp atışını ayırt edebilirsiniz.
• Bacakları doğru oranlı boyutuna ulaşıyor. Artan kas gelişimiyle beraber, telaşlı küçük tekmeciklerden daha fazlasını hissetmeye başlayacaksınız.
• Bağışıklık sağlayıcılar artık sizden bebeğinize geçmeye başladı. Bunlar doğumdan sonraki altıncı aya kadar bebeğinizi virüslerden korumaya devam edecek.
• Tat alma, koku, duyma, görme ve dokunma ile ilgili sinir hücreleri beyinde gelişiyor. Varolan sinir hücreleri büyüdükçe ve bağlantılar kurulmaya başlandıkça üretim yavaşlamaya başlar.
• Yüksek seslere tepki gösterebilir. Şaşırtıcı bir şekilde, rahimin dışındaki sesleri duyabilir. Tanıdık sesler, müzik ve gelişim aşamasında duymaya alıştığı bir takım sesler, doğumdan sonra duyduğunda ona sakinlik verir.
• Bebeğiniz kız ise rahim gelişmeye başlıyor. Yumurtalıklarında yaklaşık altı milyon yumurtası var. Doğumda bir milyon kadarı kalacak.
• Bebeğinizin boyu 16,4 cm ve 300 gr ağırlığında.
Ben de bugün muayene olup, Altuğcuğumu göreceğim. Dört gözle onu görmeyi bekliyorum….
Geçen akşam tam Altan eve geldiğinde Altuğ’un ilk hareketini duydum. çok enteresan, bir durumdu. Artık birbirimizi hissedebiliyoruz::))) 9 EKİM:)

ANNE-BEBEK-BABA TOPLANTIMIZDAN GÖRÜNTÜLER..




















MİLUPA’A KATKILARINDAN DOLAYI ÇOK TEŞEKKÜR EDERİZ….GÖNDERDİĞİ DEVAM SÜTLERİ VE MAMALAR ANNELERİ VE BEBİŞLERİNİ MEMNUN ETTİ.. EK GIDAYA GEÇİŞİ ANLATIĞIMIZ TOPLANTI DA NUMUNELER VE GÖNDERDİKLERİ BROŞÜRLER ÇOK YARARLI OLDU. BEBEKLERİMİZDEN KUZEY VE DENİZ BEBEK İKİZ OLDUKLARI İÇİN ANNE SÜTÜNÜN YANI SIRA DAHA ÇOK MİLUPA’NIN APTAMİL 1 DEVAM SÜTÜNÜ KULLANIYORLARMIŞ. dİĞER KATILIMCI ANNELERİN BEBEKLERİ ARCA ,KUZEY VE TULGA BEBEK ANNE SÜTÜ ALDIKLARI VE BU TİP MAMALARI ÇOK MERAK ETTİKLERİNİ DİLE GETİRDİLER. HEPSİNE
BU KONU ANLATILDI. ANNELERİMİZ VE BABALARIMIZ BU TOPLANTI SONUNDA MEMNUN AYRILDILAR…

21 HAFTALIK GEBELİKTE NELER OLUYOR?


Yirmibirinci haftaya ulaşıldığında bebekteki hızlı büyüme biraz yavaşlar. Bu haftada en önemli olay kalp kasının güçlenmesidir. Bebeğinizin kalbi, kanı çok daha etkili şekilde pompalamaya başlamıştır. Sizin dolaşımınızdaki kan miktarındaki artış nedeni ile özellikle tüm gün ayakta olan gebelerde akşamları ayaklarda ve ayak bileklerinde şişmeler olabilir. Bu tamamen normal bir durumdur. Gün içinde zaman zaman ayakları hafif yükselterek dinlenmek ve eğer mümkünse 2 saatten fazla ayakta kalmamak duruma yardımcı olabilir. Bol su içmek bu yakınmaları arttırmaz tam tersine azaltır. Bu nedenle gün içinde bol bol su içmeyi ihmal etmeyin. İhmal etmemeniz gereken bir başka konu ise artık en azından haftada bir kez tansiyonuzu ölçtürmenin faydalı olacağıdır. Karın boşluğu içerisinde büyüyen uterusun diğer organlar ile birlikte diyafram kasını da sıkıştırması sonucu pek çok gebe bu dönemde nefes darlığı ya da çabuk nefes nefese kalma sorunu yaşayabilir. Bu da gebeliğin normal sonuçlarından birisidir. Gebelik ilerledikçe bu sıkıntılar artabilir. Yine daha önce başlamadıysanız bu haftadan itibaren demir desteğine başlamanızda fayda var. Diet ile aldığınız demir gebelikte size yeterli gelmeyecektir. Bu nedenle mutlaka dışarıdan destek almalısınız.