27 Nisan 2010 Salı

23 MAYISTA ANNELİK YOLUNDA HAMİLE KURSUMUZ BAŞLIYOR!!!1

Annelik Yolunda hamile kursumuz 4 oturumdan ve doğum sonrası anne-baba ve bebek toplantısı olmak üzere 5 oturumdan oluşmaktadır.


Kursumuza babalarla katılınmasını anne adaylarına tavsiye ediyoruz.

Eğer baba adayı gelmek istemezse size doğum sonrası destek olacak kişi ile kursa katılabilirsiniz.

Kursumuza 12-13 haftayı tamamlamış olmanızı tavsiye ediyoruz. Mayıs da başlayacak kursumuz 23 Mayıs Pazar günü ,Saat 12:00-14:30 arasında olacaktır...
Kursumuz Gayrettepe 'dedir. Adres: Yıldız posta cad. Emel apt. A Blok no:14/4 Gayrettepe

Kursumuzun içeriği,


ANNELİK YOLUNDA HAMİLE KURSU

5 HAFTALIK PROGRAM

1.OTURUM:

Hafta hafta hamilelikte anne ve bebeğin durumu,

Hamilelikte beslenme ve gündelik yaşam,

Babaların doğum planı,

Hamilelikte cinsel yaşam

Hamilelikteki psikoloji

2. OTURUM:

Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,

Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri,ağrısız doğum,

Doğuma hazırlık

( Normal doğum yapmak isteyen anne adayları için normal doğuma

yönelik nefes egzersizleri ,ıkınma teknikleri ve masaj teknikleri

anlatılacaktır.)

RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ

3.OTURUM:

Emzirme ve anne sütü,

Yenidoğan bakımı;

-göbek bakımı,

-yeni doğan sarılığı,

-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)

-bebeği tutuma ve taşıma,

-bebeği giydirme,

-yenidoğan refleksleri,

-bebeğin yıkanması,

-bebeğin gazının çıkarılması,

-bebek için rahatlatma masajı,

-babağin aşıları,

-bebeğin uyku düzeni,

-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,

-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,

*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,

BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER

4.OTURUM:

Lohusalık bakımı,

Lohusalık Sendromu,

Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,

Doğum sonrası beslenme

Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı

NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ

5. OTURUM:

Doğumdan sonraki ilk 2 ay içerisinde anneler ve babalar bebekleri ile

birlikte anne -bebek -baba grubumuza katılabilir ve zorlandıkları konularda

danışmanlık hizmeti alabilirler.Bu oturumumuza Pedagog katılacaktır.

Ayrıca psikoloğumuz ve hamile eğitmeni arkadaşımızda bulunacaktır.

Kursumuzla ilgili gelişmeleri ve yenilikleri, eğitimden görüntülerin

de bulunduğu bir bloğumuz bulunmaktadır. eğer ilgilenirseniz adresi,

http://bebeimgeliyor.blogspot.com/

Konu ile ilgili sitemiz,

http://www.annelikyolunda.com/...

21 Nisan 2010 Çarşamba

OĞLUŞUM BÜYÜYOR...

Altuğ 3 ayını tamamladı. Eğer zamanında doğsaydı 45 günlük olacaktı. Gözleriyle artık daha anlamlı bakıyor, tepkileri daha anlamlı.. Uykudan uyandığında 3-4 gündür gülerek uyanıyor. O kadar tatlı oluyor ki...
İlk doğduğu günleri düşünüyorum da sanki hiç büyümeyecekmiş gibi geliyordu.. Altuğ ile ilgili herşey yolunda. 3 saat ararlıklarla besleniyor. İşten sağdığım süt ve Bebelac AC Almiron ile beslenmesine devam ediyor. İşten eve geldikten sonra gece uykusana yatana kadar emziriyorum. Emzirirken olan ilişkimiz süper..Emerken diğer eliyle diğer göğsüme dokunup, ellerini dolaştırıyor. Doyduktan sonra tenimin üstünde uyumaya bayılıyor. 2 hafta doktor kontrolumuzda doktorumuz yüzüstü yatırabileceği, kendisinin en rahat pozisyonu alabileceğini söyledi. Gerçekten iki eliyle güç alarak kafasını kaldırıp, etrafa bakıyor. Sonra uyku için en uygun pozisyonunu alıyor.
Geçen hafta da kalça ultrasonunu çektirdik.. Kafamdaki sorunlardan biri de halloldu. Allaha şükür ki sorun yok...
Altuğ için belli rutinleri oluştu. 3 saat ararlıklarla uyanıp, besleniyor. Gün içinde uyanık olduğu zamanlar artmaya başladı. onunla konuşulmasını ve şarkı söylenmesini çok seviyor.Akşam saat 20-21 arasında beslenmeden evvel yıkanıyor, masajı yapılıp, pijamalarını giyiyor. Ardından beslenip, şarkı söyleyerek uyuyor. şarkı söylenmezsen çok bozuluyor.Canım o kadar tatlı ki..
Şimdi düzenlemeye çalıştığımız gece uykularını düzenlemek. Gece 24 civarı beslendikten sonra sabah 05-06 kadar uyumasını sağlamak. Geçen hafta az - çok oldu. Ama Altuğ bazen rutinlerine uyurken, arada da sıkılabilir. Altuğ da aynı.. Annesi gibi , sanırım.. canım ne yapsın... kanında var...

BEBEKLERDE ÜÇÜNCÜ AYDAKİ GELİŞİMLERİ

ÜÇÜNCÜ AY

Yapabildikleri:
Yüzüstü yatış pozisyonunda kafasını 45 ° kaldırabilir
Yakın mesafedeki nesneleri görme alanına girişinden çıkışına kadar (120°) izleyebilir.
Konuşma ve seslere kıkırdayarak yanıt verebilir. Müzik ve insan sesi ile rahatlar, mutlu olur. Emerken bile ses duyunca emmeyi bırakıp dinlemeye çalışır. Sesin geldiği yere döner.
Ellerini keşfeder: “Ooohh! Bu da ne? Amanınnnn oynatabiliyorum, bir sağa bir sola. Ne İlginç bu şeyler, kıpır kıpır. Dur bir de tadına bakayım…!” Bu güne kadar yumruk yaptığı ellerini açar, parmaklarını açıp kapatıp ellerini izler. Ellerini kendi isteği oynatıp açıp kapatabilmek onu mutlu eder. Bir oyuncak verilirse sallar(Bkz Oyuncaklar)
alyası artar, dudaklarını büzüp baloncuklar yapmaya başlar. Parmaklarını daha çok emer. Anne memesini emerken bile parmağını ağzına götürür.
Yattığı yerden doğrulmaya ve dik oturmaya çabalar. Destekle oturabilir.
Yan dönmeye çalışır.
Yakalama refleksi kaybolur.
Uyku süresi artar, ağlamaları azalır. Gece uykuları 6–7 saate uzayabilir. Ancak saat gibi sabah erken bir saatte uyanıp uyutulamaz, ailesini deli eder.
Yapın:
Banyo yapıp üzerini değiştirirken “Elini uzat”, “Parmaklarını sayalım”, “Neredeymiş kızımın ayağı?” vs diyerek uzuvlarını tanıtın.
Yaptığı hareketleri ödüllendirin.
Eline değişik şekil ve sertliklerde farklı sesler çıkaran oyuncaklar tutuşturun. Bunları sallayıp kavramak, rengini, şeklini kıvamını vs algılamaya çalışmak onun zihni için uyarıcı olacaktır.
Bebeğiniz artık hareketlenmeye başladı. Dönmeye çalışıyor, düşme tehlikesi belirdi. Yakında göz açıp kapayana kadar yürümeye başlayacak, ev kazaları tehlikesi artacak. Yavaş yavaş evde genel tedbirlerinizi almaya başlayın (Bkz. Ev Kazaları).
Bebeğin ihtiyaçları, ev işleri: çamaşır, yemek, ütü, bulaşık, yemek, eşinizin beklentileri… Aklınız karman çorman değil mi? Önceliklerinizi belirleyin, sıraya koyun. Her şeyi tam yapamazsınız.
Bebeğinizin günlük yaşam ritmini düzene sokmaya çalışın. Bebekler düzeni sever ve düzenli yaşamla rahatlar. Yani aynı saatte uyuyup aynı saatlerde beslenmeyi, banyoyu ve gezmeyi severler. Tipik bir 3 aylık bebek sabah erkenden (yaklaşık 05.00–06.00) uyanıp emer, kısa bir süre uyanık kalıp yine uyur; öğleden önce yine uyanır, öğleden sonra daha uzun bir süre uyanık kalır... Bunu sağlamaya çalışmalısınız.
artık odanızı mutlaka ayırın. Artık gazı azalıp kayboldu, eğer gazlı dönemde önerilerimize uyup sadece sırtını patpatladıysanız ve sallamadan uyumaya alıştırdıysanız geceleri rahat uyuyacaktır. Ayrıca bebekler gece uykularında dönme gerinme hareketleri sırasında ıkınır ve inler gibi sesler çıkarır ve sizi de uyandırır. Bunun için odanızı ayırarak siz de rahat edeceksiniz. Uyanınca her ağlamasında kucağa alıştırmazsanız kendiliğinden düzene girecektir.(Altı temiz, karnı tok, burnu açık, aşırı ince veya kalın giydirilmemiş bir bebek uyanınca ağlasa da 10–15 dakika beklenmelidir). Bu dönemde odanızı ayırmazsanız ileride bebeğiniz aynı odada ve yatakta yatmak istemeye devam edecek, ayırmak istediğinizde de onu artık sevmediğinizi sanacaktır.
Bebeğinizi kucağınızda uyutmadan yatağına koyun ki, şimdiden kendi kendine uyumaya alışsın, bunu yaparsanız ileride çok daha rahat edeceksiniz. Eğer bu şekilde uyutmakta güçlük çekiyorsanız, ninni söyleyin, yanında durup hafif hafif sırtına vurun, uyku müziğini çalın, pozisyonunu değiştirin.
Yapmayın
Anne sütü ve mama dışında meyve suyu, yemek suyu, çikolata vs vermeyin, tadına bile bakmasın. Erken ek gıda ve yarı katılar verilen bebeklerde alerji ve bazı barsak hastalıkları ortaya çıkabilmektedir.
Beslenmesi
Sadece anne sütü ile devam edin. Kilo alım hızı ayda 500–550g’ın altına inerse doktorunuzun önerisi olursa mama başlayın.
Vitaminine devam edin.
Aşıları:
Aşı takvimine göre bu ay aşı yok ama geçen aydan eksik kalan aşı varsa tamamlanabilir.
Büyüme:

KIZLAR                                      ERKEKLER

En az : 4000g / 54 cm                    4000g / 54 cm
Ortalama: 5600g / 59,5cm              5600g / 59,6 cm
En fazla: 7200g / 65,8 cm               7200g / 65,8 cm

(KAYNAK: http://www.bebekhastanesi.com/makale_detay.asp)

Benim oğlum 33 haftada doğmasına rağmen 3 aylık bebekleri yakaladı. boyu 58 cm, kilosu 5630 gr.
Gülmeye başladı. Yatağının üstündeki dönence dönüp, şarkı çaldığında çok mutlu oluyor. Gülüp, ellerini ve ayaklarını oynatarak tepki veriyor.
Ayrıca uyuturken söylediğim ninniye eşlik etmeye çalışıyor. Uyandığında öyle güzel ki.. gülücükler dağıtıyor, Altuğ bey....

20 Nisan 2010 Salı

YENİ BİR SİTE...

Yenibir site.. Anneler ve anne adaylarının birarada toplandığı , uzmanlara sorular sorduğu, videolarını ve resimlerini vb. paylaşabileceği bir site.

http://www.anneysen.com/

Ben de bu sitede hamile danışmanı olarak, sorularınızı cevaplamaktayım..

BEBEKLERDEKİ GÜLME AŞAMALARI

Bebeğinizin gülme aşamaları Doğum Sonrası


Gülmek bebeklerimizin ilk sosyal davranışıdır. Onun bize vereceği o ilk gülücüğü bir an önce görmek için sabırsızlıkla bekleriz. O yavaş yavaş büyümeye devam ederken her sabah size gülümsemeden evden ayrılamaz, ya da güne kötü başlasanız bile onun ufacık bir tebessümü yaşadıklarınızı saniyeler içinde unutturmaya yeter.
İlk günden itibaren uykusunda bile gülümsemeye başlayan miniklerimizin o güzel tebessümleri nasıl da hoşumuza gider. Saatlerce yerimizden kıpırdamadan seyredebiliriz onları.
Bebeklerin insan sesine ve yüzüne karşı gösterdikleri ilgi, onların sosyal ve duygusal gelişimlerinin bir göstergesidir. Sizin ilginizi çekmek istediklerinde el ve kollarını kullanarak isteklerini belli ederler. Dikkat çekmek için, siz eğer başka bir şeyle meşgulseniz sesler çıkarıp mırıldanarak dikkatinizi ona vermenizi isterler. İlerleyen aylarda ses tonlarının kime ait olduğunu da ayırt etmeye başlarlar.

Bebeklerinizle elinizden geldiğince sık ve kaliteli vakit geçirmeye çalışın. Size anlamayacak yaşta olsa bile onunla konuşun. Bebeklerle kurulacak ilişki, onların ileride diğer insanlarla kuracağı ilişkinin temelini oluşturuyor.
Günden güne büyüyen ve gelişen bebeğinizin gülme gelişimi de sürekli değişim gösterir.

İşte bebeğinizin gülme aşamaları:

Reflekslere bağlı gülme: (0-6 hafta)

Bazen bebelerimizin, özellikle de yeni doğmuş bebeklerin uykularında bile güldüklerini gözlemlemişinizdir. Bu dönemde bebekler gülse bile bunun, uykusunda irkildiğinde aniden ayak ve kollarını oynatması gibi fiziksel reflekslerinden kaynaklandığını bilin. Çünkü bu dönemde henüz duyguları tam olarak gelişmemiştir.



Duyarlı gülme: (6-8 hafta)

Bu dönemde reflekslerin yerini istemli hareketler alır. Gün geçtikçe büyüyen bebeğiniz gördüğü, dokunduğu objelere ve ona zevk veren şeylere gülmeye başlar.(gıdıklamak, sesler, yüzler vb.) Ona sizin ve eşinizin yüzünü incelemek için fırsat verin ve onunla yumuşak bir ses tonuyla konuşun. Hatta onun yüz ifadelerini taklit ettiğinizde o da sizin ifadelerinizi taklit etmeye başladığınızı göreceksiniz.



Sosyal gülme: (2-3 ay):

Bebeğiniz sizi gördüğünde ya da komik sesler çıkardığınızda gülerek tepki verebilir. Zamanla onun size gülücük verdiğinde sizden de tepki geleceğini tecrübeleri ile anlar. Homurdanarak, uğultu çıkararak kendini ifade etmeye çalışır. Onunla oynadığınızda size kahkahalarla gülebilir. Ayrıca kol ve bacaklarını oynattığınızda da bu çok hoşuna gidecektir.



Farkında olunan gülme(6 ay)

Gülme davranışları tamamen belirgin bir hal alır. Beşinci aydan itibaren annenin ve sık gördükleri yetişkinlerin yüzlerini yabancıların yüzlerinden ayırt edebilen bebekler, ilgi görmek istediklerinde el ve kollarını kullanarak isteklerini belli ederler.



Dikkat çekmek için, başkaları konuşurken sesler çıkartarak ilgiyi kendilerine çekmek isterler. Altıncı aylarında ise ses tonlarını da ayırt edebilirler.



Seçici gülme: (9 ay)

Bu dönem sizi tanımaya ve diğer insanlardan ayırmaya başladığı bir dönemdir. Eskiden cana yakın güler yüzlü bebeğiniz yabancılara gülmeyi kesebilir aniden. Endişelenmeyin.



Mizah anlayışı: (12 ay)

Bebeğin dil gelişimi başladığında mizah anlayışı da ona paralel olarak gelişmeye başlar. Eğer anlamsız sesler çıkarırsanız bu onların çok hoşuna gider ve dakikalarca gülebilirler.



Yere aniden bir şeyler düşürün ya da komik yüz ifadeleri yapın. Ona bu çok komik gelecektir. Ya da onu dizlerinizin üstüne koyun, şarkı söylemeye başlayın ve yavaşça dizlerinizden biraz aşağıya kaymasını sağlayın.



Bu eğlenceli oyunun avantajlarını bebeğinizle birlikte yaşayın. Her gün sizin dünyanın en komik insanıymışsınız gibi hissetmenizi sağlayan başka bir kişi var mı hayatınızda?



Bebeğiniz kendi düzenini geliştirirken birinci yılına doğru gülme konusunda uzmanlaşmış olacaktır. Bazen ne yaptığınızın hiçbir önemi yoktur size kocaman bir gülücük vermesi için. Ayrıca sadece size değil etrafınızdaki diğer insanları gördüğünde de tepkiler verir.



Artık gülücükleri daha anlamlı olmaya başlamıştır. Sizi gördüğündeki gülümsemesi artık onun yanınızda olduğundan dolayı duyduğu mutluluğa verdiği bir tepkidir.



Bebekleri nelere gülerler?

*Saçma sapan sesler duymak

*Komik hikayeler dinlemek

*Onun haricinde herkese tuhaf gelecek taklitleriniz (hayvan taklitleri ve sesleri vb.)

*Kendi yüzünüzü bir örtüyle saklayıp sonra da aniden ortaya çıkmak.

*Ayak ve kollarıyla oynamanız

*Gıdıklanmak

Doğumdan Sonra ( Lohusalıkta ) Saç Dökülmesi Nedir? Niye Olur?

Birçok kadın hamileliğin ardından saçlarının döküldüğünü farkedecektir. Hamilelik sırasında artan hormonlar deride ve vücudun birçok yerinde değişikliklere yol açmaktadır. Artan hormonlar, saçın, yaşam döngüsünde büyüme aşamasına girmesini sağlarlar. Birçok kadın hamileliği sırasında saçlarının gürleştiğini farkedecektir. Bebeğin doğumundan sonra,saç tellerinin çoğu büyümez ve iki ya da üç ay sürecek olan bir dinlenme aşamasına girer. Saçın yaşam döngüsü yeniden başladığında, saçlar büyüme aşamasına girecek ve eski saçlar hemen dökülecektir. Dökülen saç miktarı, bazılarında az, bazılarında çok olmak üzere kadından kadına farklılık göstermektedir. Eğer, kadında bu konuda kalıtsal bir yatkınlık varsa, doğumdan sonra saçları çok daha fazla dökülebilir.

Ayrıca gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu ifade eden uzmanlar, doğum sonrasında saçların, saç büyüme döngüsünün dinlenme fazına geçtiklerini, 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini, bu sürecin 1-6 ay kadar sürebildiğini ve çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına ulaştıklarını bildirmektedirler.
Loğusalık Ve Doğum Sonrasında Olan Saçlardaki Dökülme Kalıcı Mıdır?

Doğum sonrası olan saç dökülmesi , genellikle iki ila üç ay sürer ve daha sonra saçlar yeniden çıkmaya başlar. Birçok kadında saçlar hemilelik öncesi durumuna geri döner.

Saçlarda Olan Dökülme (Alopesi) Nasıl Tedavi Edilir?

Doğumdan sonra olan bu saç dökülmesi için herhangi bir tedavi uygulanması gerekmez. Bu, hamilelik sırasında hormonal değişiklikler nedeniyle saçın yaşam döngüsünde oluşan geçici bir durumdur. Saçları aşırı fırçalama, kolaylıkla dökülmesini sağlayacak ve normalde iki ya da üç ay sürebilen dökülme sürecini hızlandıracaktır. Bu durum saçlara hiçbir şekilde zarar vermez. Vitamin almanın ya da baş derisini özel ilaçlarla ovmanın hiç bir yararı olmayacaktır.

Önemli Noktalar !!
• Doğum sonrası saç dökülmesi kalıcı bir dökülme değildir.

• Saç derisinde normal olarak yaklaşık 100 bin saç teli büyür ve hergün genellikle 50 ila 200 saç teli dökülür

• Hamilelik sırasında hormon düzeylerindeki artış saçların normalden daha fazla büyümesine yol açar

• Doğum yaptıktan sonra hormon düzeyleri normale döner ve iki üç ay sonra, üç ila altı ay boyunca aşırı saç dökülmsi olur

• Saçların büyümesi, dökülmeye başladıktan sonra üç ila altı ay arasında normale dönecektir

•Doğum sonrası saç dökülmesi her hamilelikte olabilmektedir

13 Nisan 2010 Salı

ALTUĞ İLE İŞE BAŞLADIĞIM İLK GÜNLER

Ay başından beri işe gidiyorum. İlk günler epey zor geçti. Lakin şu aralar düzene girdik. Bakıcı teyzemiz Necla Hanım ile Altuğ'un arası gerçekten iyi..  Ben ilk günlerde işten çıkıp, taksi ile koşarak eve gidip, oğluma sarılıp, bir saat ağladım durdum. Şimdi daha iyiyim..
 İşten 14:30 da çıkıyorum. En geç 15:30 da evdeyim. Altuğ 3 kere beslenmiş, 4. beslenmede evde oluyorum. 2 kere mama  1 kerede anne sütü alıyor, Altuğ.Daha sonra emziriyorum. Gece 1 kerede mama veriyorum.
İşe başlamadan önce sütümü sağdığımda çıkan süt miktarı , şimdi sağdığım miktardan azdı. Süt miktarım arttı. Herhalde yaşadığım stres miktarı azaldı. Bu nedenle de sütüm arttıyor. Tabii ki çalıştığım arkadaşlarım sağdıkları milktardan daha az ama biz mutluyuz...
Sütümü sağıp, işten eve taşımak için Aventin termal çantalarından aldım.Gerçekten kullanımı çok kolay ve çok şıklar..Sütümü de  eve yine Aventin saklama kaplarıyla getiriyoruz.Herkese tavsiye ederim..

Altuğcuğum yavaş yavaş tepki vermeye, gülmeye başladı. Özellikle uykudan uyandığında görmelisiniZ , çok tatlı...

Evde uyumadığı veya yemek yemediği zamanlarda kendileri zamanını Fisherprice Yağmur ormanları ana kucağınada geçiriyor. Müzik çalması ve özellikle de titreşiminin olması , Altuğ'u çok rahatlatıyor. Uykuya geçmesini kolaylaştıryor.

11 Nisan 2010 Pazar

BEBEĞİNİZLE İLK 40 GÜN


Bir anne olarak bebeğinizle hastaneden yuvanıza döndüğünüz ilk gün, hayatınızın en heyecan verici anlarından biri olacak.
Artık sizin ve aileniz için yepyeni bir dönem başlıyor; yorgunluklar ve endişelerin yanı sıra, taşıyacağınız sorumluluk da sinirli olmanıza sebep olabilir. Üstelik lohusalık dönemi hormonların da etkisiyle pek çok anne için psikolojik olarak zorlayıcıdır.
Bebeğinizin bakımı ve anneliğin ilk günlerinde kendinizle ilgili almanız gereken tedbirleri ise şu şekilde sıralamak mümkün;
Annenin Bakımı
Doğumu takip eden 40 günlük dönem Lohusalık dönemi olarak adlandırılır ve bu süre içinde vücunuduz kendisini toparlar. Bu dönemde yaşanan hormonal ve ruhsal değişimler, östrojen hormonunun düşmesi, lohusada depresif ruh halinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Alıngan, kolay ağlayan, çabuk yorulan ve isteksiz bir hale gelebilirsiniz. Bu durumda doktorunuza danışarak 2 ay kadar demir takviyesi ve multivitaminler kullanmalı, düzenli uyku ve beslenme ile vücudunuzun boşalan kaynaklarını doldurmalısınız. Emzirme sürecinde doktor önerisi dışında kesinlikle sakinleştirici vb. ilaç almayın.
Bünyeniz, hamilelik döneminde vücudunuzda biriken fazla suyu, doğumu izleyen birkaç gün içerisinde atacaktır. Doktorunuza danışarak karın kaslarını güçlendirici yer egzersizlerine başlayabilir ve düzenli olarak bu hareketleri yapmaya devam edebilirsiniz. Bebeğinizle sürekli olarak ilişkide olduğunuzdan doğum sonrası vücut temizliğinize olağanüstü özen gösterin. Emzirme sürecinde göğüs bakımınızı ihmal etmeyin. Doğumdan sonra doktorunuza gidip doğum sonrası muayenenizi yaptırın. Doktorunuz, doğum sonrası, rahmin normal durumunu alıp almadığını saptayacak ve doğum öncesindeki sağlığınıza kavuşmanızı sağlayacaktır.
Bebeğinizin Bakımı

Doğumu takip eden ilk 72 saat, sarı renkli Klostrum sütünüz gelir. Bu sütün bileşimi farklıdır ve bebeğin bağışıklığına yaptığı destek ile bebeğinizin ilk aşısı gibidir. Bebeğinizi hastaneden çıkmadan emzirin.
Göbek bağı anne karnında bebeğin anneden besin ve oksijen almasını sağlar. Aynı zamanda anneden bebeğe bağışıklık sistemi ni güçlendirici antikorların geçişi de bu kordon sayesinde olur. Bebek doğduğunda bu bağın steril şartlarda ve belli bir uzaklıktan kesilmesi gerekir. Göbek yoluyla bebeğin vücuduna birçok mikrop girebileceği için, göbeğin temiz tutulması ve pansumanı son derece önemlidir.
Bebeğiniz doğduğunda Vernix Caseosa denilen kremsi bir tabaka ile kaplıdır ve bu tabakanın bebeğin ısısının korunmasına ve enfeksiyonlardan korunmasına yararı vardır. Bebeğinizi 2. günden sonra, göbek kordonuna dikkat etmek kaydıyla hergün yıkayabilirsiniz.



İlk aylarda pek çok bebekte gaz sorunları görülmekte ve bu bebeğin uykusunu da etkilemektedir.

Bebeğiniz ilk ayının çok büyük bölümünü uyuyarak geçirecek ve 2- 3 saatlik aralıklarla beslenmek için uyanacaktır.

Yenidoğan bebeğiniz çok hassas bir cilde sahiptir ve bu sebeple bezini sık sık değiştirmeniz gerekir. Temizlemede su, özel temizleyici sıvılar veya alkolsüz hassas alt değiştirme bezleri kullanabilirsiniz. Bebeğinizin altının uzun süre havasız kalmasını engellemeli ve temizlikten sonra bebekler için özel pişik kremleri uygulamalısınız.

Bebeğinizin hareket etmesi, kollarını bacaklarını oynatması, kaslarının güçlenmesi, kemiklerinin düzgün gelişmesi için önemlidir. Doktorunuz farklı bir öneride bulunmadığı takdirde bebeğinizi kundaklamaktan kaçınınız. Soğuk havalarda bebeğe başlık ve kat kat pamuklu kıyafetler giydirin ama bebeğin çok terlemesine izin vermeyin.

KAYNAK:www.milupa.com.tr

7 Nisan 2010 Çarşamba

altuğ anne v babasıyla

Hamilelik Döneminde Bakım ve Güzellik

Bedeninize gösterdiğiniz ilgi, sağlıklı bir anne olmanız dışında vücudunuzun eski haline daha çabuk dönmesini sağlar. Bu yüzden hamilelik döneminizde, vücut temizliğinize ve bakımınıza gerekli ilgiyi göstermelisiniz. Fakat kozmetik ürünleri kullanırken, bebeğinizin fiziksel ya da zihinsel gelişimini engellememek için çok hassas davranmalısınız.

Duş Almak

Hamilelik döneminde ter bezleri normalden fazla çalışır. Bu yüzden bazı detaylar konusunda hassas davranarak her gün duş almanızda yarar var.

• Banyoda 15 dakikadan daha uzun süre kalmayın.

• Suyun ılık olmasına dikkat edin! Fazla sıcaklık zararlı olabilir.

• Banyo camınızı aralayın ki içeriye temiz hava girsin.

• Güvenli olması için banyo kapınızı kilitlemeyin.

• Küvetinize kaymayı önleyici paspas serin ki dengeniz bozulursa kaymayın.

• Doğal sabunlar kullanın! Saçınızı bile doğal zeytinyağlı sabunla yıkayın.

• Banyodan sonra çatlakları önlemek için karın ve göğüs bölgenize bebe yağı sürün.

Göğüs Bakımı

Bu dönemde en çok özen göstermeniz gereken bölge göğüsleriniz. Göğüsleriniz şiştiği için çatlak oluşmasını engellemelisiniz.

• Çatlakların oluşmasını engellemek için ılık bir duştan sonra nemlendirici kremle göğüslerinize masaj yapmalısınız.

• Sarkmalarını engellemek için, göğüslerinizi günde iki defa soğuk suyla yıkamalısınız.

Saç Bakımı ve Makyaj

Hamilelik döneminizdeki ilk üç ay, bebeğinizin gelişimindeki en önemli zamanlardır. Bu dönemdeki zararlar, diğer aylara nazaran daha fazladır. O yüzden kısa bir süre için biraz daha dikkatli olmak hem sizin hem de bebeğinizin sağlığı için faydalı olur.

• Saçlarınız parlaklıklığını ve canlılığını yitirdiğinden, istediğiniz şekli vermeniz her zamankinden daha zor olabilir. Saçlarınızı sık sık yıkamanız iyi gelecektir.

• Saç boyalarındaki kimyasal maddeler üzerine yapılan araştırmalara göre, bebeğinize zarar verecek etkiler görülmemiş olmasına rağmen, doğum sonrasına kadar saçlarınızı boyatmamanız tedbir açısından daha uygun olur.

• Değişiklik yapmak, beyazlarınızı gizlemek veya dip boya yaptırmak istiyorsanız, gebeliğin ilk üç ayından sonra bitkisel saç boyaları kullanabilirsiniz.

• Saç düzeltici jöleler, kimyasal oluşumları nedeniyle tavsiye edilmez.

• Perma yaptırırken kullanılan kimyasal maddeler, saç derisinden emilerek kana karışabilir. Bu yüzden doğum sonrasına kadar saçlarınızın doğal kalmasında fayda var.

• Makyaj yapmak bebeğe zarar vermez. Yine de hamilelik boyunca cildinize değecek tüm malzemelerin doğal olmasına dikkat etmeniz önerilmektedir.

Bitkisel Maskelerle Cilt Bakımı

Özellikle bu dönemde cilt problemleri artar ve cildin nefes alması önem kazanır. Bu yüzden yatmadan önce cildinizi temizlemeli ve yüzünüze besleyici kremler sürmelisiniz. Ayrıca uygulayabileceğiniz bazı doğal maskeler de var.

• Bir limonu kabuklarıyla birlikte robottan geçirerek püre yapın. İçine biraz su ekleyerek yüzünüze sürdükten sonra 5 dakika bekleyin ve temizleyin. Böylece gözenekleriniz temizlenerek, cildiniz canlanır.

• Cildinizi temizlemek için bir yumurta sarısı, bir çorba kaşığı susam yağı ve 3 - 4 damla limon suyunu iyice karıştırıp, yüzünüze sürdükten sonra 10 dakika bekleyin.

• Cildinizin çok çabuk kuruyorsa 5 - 6 tane çileği ezerek sütle karıştırdıktan sonra yüzünüzde 10 dakika bekletin ve bol suyla yıkayın.

• Cildinizi tazelemek için 1 ölçek bal, 3 - 4 damla limon suyu ve 1 tatlı kaşığı zeytinyağını karıştırıp yüzünüze sürdükten sonra 20 dakika bekleyin ve bol suyla yıkayın.

• Ferahlık ve arınma hissi için 1 elmayı sütte pişirin ve ezerek püre yapın. Yüzünüzde 20 dakika bekletin ve bol suyla yıkayın.

• Yağlı ciltler için arındırıcı etkiye sahip salatalık idealdir. Yarım avokado, yarım salatalık, 1 yumurta beyazı ve çok az sütü blender’dan geçirin. Buzdolabında biraz soğuttuktan sonra maskeyi yüzünüzde 30 dakika bekletin ve ılık suyla yıkayın.

• 1 adet muzu biraz sütle püre yaparak yüzünüze sürdüğünüzde, yumuşacık bir teniniz olacaktır.
• Cildiniz için en ideal koruyucu baldır. 1 limonun suyuna, 3 çorba kaşığı bal ve biraz da gliserin ekleyin. Yüzünüzde 15 dakika bekledikten sonra yıkadığınızda, cildinizi sağlıklı bir şekilde nemlendirmiş olursunuz. Diğer maskeleri haftada bir, bu maskeyi ise ayda bir kez uygulayabilirsiniz.

El ve Ayak Bakımı

Tırnaklarınız bu dönemde donuk bir renk alır ve çok çabuk kırılır. Tırnaklarınızın katmanlara ayrılmaması için besleyici ve parlatıcılar kullanabilirsiniz.

Tırnaklarınızı üç günde bir havalandırmalısınız. Çünkü bu dönemde oje sürmek tırnağın kurumasına neden olur.

Diş ve Dudak Bakımı

Hamile kadınların tükürüklerinde bulunan ve diş minelerini etkileyen maddeler, bu dönemde diş çürümelerine sebep olur.

Ayrıca dişlerin sağlamlaştıran ‘fluor’ maddesi de azalır. Bu nedenle hiç bir ağrınız olmasa bile düzenli olarak diş doktorunuza gidin. Diş muayenesini aksatmamanız, vücudunuzda enfeksiyon çıkmasını ve bunun bebeğinizin sağlığını etkilemesini de önleyecektir.

Arasıra dişlerinizi bir antiseptikle çalkalamanız, mikropların dişlerinizde yuvalanmasını önler.

Çatlamış dudaklarınız için 50 gram bal mumunu bir kaba koyarak, ocakta eritin ve üzerine 200 gram susam yağı ekleyin. Bu karşımı her gün dudaklarınıza sürün

2 Nisan 2010 Cuma

BUGÜN İŞE BAŞLADIM...

Dün işe başladım.Evet anlayacağınız gibi süt iznim bitti.. Dün işe gideceğim gibi kuaföre gidip, kendime çeki-düzen vermeye gittim. Orada bulunan bir bayan gerçekten çok moralimi bozdu. Nedenler niçinlerle dolu bir sürü konuşma... Tahmin edebilirsiniz. Eve kkendimi çok kötü hissederek geri geldim. Bütün gece ve sabahçok üzgündüm. Acaba hata mı yapıyorum, daha fazla mı izin yapmalı mıyım..düşündüm.. İşe gittiğimde arkadaşlarım vr beraber çalıştığım doktorlarım beni çok iyi karşıladılar. Klinikte çok yoğundu.Zaman çabuk geçti. Yemekhaneye indiğimde , oğluma bakan bebek  hemşireleriyle karşılaştığımda gözlerimden yaşlar, kontrolümün dışında kamaya başladı. Sonra oğlumun ebeleriyle karşılaştık. Yemekhane de kaldığım sürece ağlamaktan pek birşey yiyemedim.İyi ki bu meslekteymişim dediğim, hayatımdaki nadir anlardan bir tanesiydi..
Eve geldiğimde oğluşumla koyun koyuna yattık.Bakıcı teyzemiz gittikten sonra ağladım ağladım.. Biraz rahatladım, sanırım..
Bugünse işe gittiğimde beynim sürekli Altuğdaydı.Bir ara aradığımda ağlıyordu. O zaman içim parçalandı, doğrusu..Dayanamadım. Telefonu kapattıktan sonr 10 dakika zor dayandım.Tekrar arardığımda uyumuş ve rahatlamış.İşte o zamanbende rahatladım, doğrusu.
Bu arada süt iznimi işten erken çıkarak kullanacağım. Hem de 14:30 çıkacağım.. Ne süper değil mi? Sağolsun, Dr.Cenk Beye. Beni erken çıkarak, oğluşuma daha çabuk kavuşmama destek oluyor..
İşte kısaca 2 günüm böyle geçti...
Yarın da Altuğ için mevlüt okunacak....