2 Nisan 2009 Perşembe

ANNELER BEBEİŞLERİNİ ANNE KARNINDA KORUYORLAR





Hamilelik süreci bir değişim ve gelişim sürecidir. Hamilelik bir hastalık değildir ve siz de bir hasta değilsiniz ama yine de etrafınızdaki insanlar sanki size hastaymışsınız gibi davranabilirler.Hamileyken etrafınızdaki kişiler ve aile fertleri hareketlerimizle ilgili sizi sürekli eleştirirler ve ‘’aman eğilme, aman uzanma, amana gerilme, yürünme, yüzme, kıpırdama ,bebeğe bir şey olur’’gibi uyarılarda bulunabilirler. Bu uyarılardan çok tedirgin olabilirsiniz;bazıları doğrudur ama zarar görecek olan bebeğiniz değil sizsiniz.Bebeğiniz rahiminizin içinde içi sıvı dolu olan torbada ( amniyotik sıvı ) bulunmaktadır.Bu sıvı onun dışarıdan gelecek travmalardan korur ve bebeğe hareket kolaylığı sağlar.Sıvının etrafını kaplayan zarda ( amniyotik zar ) öyle kolay yırtılmayacak kadar esnek ve 3 katlıdır. Ayrıca rahim kaslarınız dışarıdan gelecek darbeler karşısında sertleşerek bebeği koruduğunu belki fark etmişsinizdir.Bebeğin eşi ( plesenta )ise rahim içi duvarına yapışmıştır ve oradan ayrılma ihtimali çok zordur, göbek kordonunun bir ucu bebeğin göbeğindedir diğer ucu da plesentaya bağlıdır.Göbek kordonundan çıkan 3 damar bebeğin kanını taşır ve toksin maddeler annenin karnına verilip, annenin karnından gelişmesi için gereken her türlü maddeyi ve oksijeni yüklemiş olarak bebeğin vücuduna geri döner.Yani plesenta anne-bebek arasında her türlü alış-verişi sağlayan bir yol kavşağı olup, anne ve bebeğin kanın ı birbirinden ayrı tutan bir duvar gibi düşünülebiliniz.Göbek kordonundaki damarların çevresinde ise jöleye benzer bir doku bulunur.Bu doku sayesinde bebek takla da atsa, kordon kıvrılıp katlansa da damarların kanı pompalası devam eder. Anlaşıldığı üzere bebeğiniz içeride iyi bir koruma altındadır