18 Temmuz 2011 Pazartesi

ALTUĞ ARTIK 18 AYLIK

Oğluşum artık 18 aylık.. Zaman ne kadar da çabuk geçiyor.16 Ocak 2010 bizim için miladdı. Üstünden koca 18 ay geçti. ne günler geçirdik. oğlum büyüdü.Artık küçük bir delikanlı:)))


Beslenme:

Artık çocuğunuz, 3 ana 2 ara öğün alıyor olmalıdır. Bundan fazlası, kötü beslenme alışkanlıklarının yerleşmesine yol açar. Ara öğünlerin mümkün olduğunca sağlıklı olmasına gayret etmeli, abur cubura alıştırmamalısınız.
Alması gereken 4 temel gıda grubu: Tahıl, sebze- meyve, süt ve süt ürünleri, et, tavuk, balık, yumurta grubudur.

Altuğ, ise bu ay beslenmesinde çok büyük bir karışıklık oldu. Bunun bir sebebi de bakıcı teyzesi. Çok fazla abur-cubura alıştı. Ayrıca dişler özellikle azı ve köpek dişleri iştahımızı mahvettiler.
Bunun dışında çok güzel çatal - bıçak kullanarak herşeyi yiyor artık. Yemekleri bazen püremsi olsa da artık biz ne yersek o da onu yemek istiyor.

Fiziksel Gelişim:


Bu Yaşta Çocuğunuz Neler Yapabilir?

Yardım ederseniz merdiven çıkabilir.
Topu atabilir.
Kaşıkla kendini besleyebilir.
Bardaktan kendisi içer.
Koşmaya başlayabilir.
Karalama yapabilir.

Altuğ da karalama işini çok seviyor.. Eline kalemi almaya görsün:))
Merdivenleri çıkmayı, tırmanmayı, parklardaki kayakları çok seviyor. EVDE KOLTUK TEPELERİNDE, KÜÇÜK BEY..

Gelişimi Nasıl Destekleyebilirsiniz?

İtip çekebileceği, vurup ses çıkarabileceği oyuncaklar sağlayın.
Kağıda karalama yapmasına izin verin.
Onunla top oynayın.
Birbirinin içine geçen veya üstüste koyup kule yapacağı oyuncaklar sağlayın.


Dil Gelişimi:


Bu Yaşta Çocuğunuz Neler Yapabilir?

Resimde gördüğü cisimleri adlandırabilir.
4-10 kelime kullanır. ( Çok daha fazlasını anlar )
2 kelimelik cümle kurabilir.
Basit direktiflere uyabilir.

Altuğ konusma konusunda tembel. kendi dilince konuşsada tek anlşaşılır kelimesi; anni!!!! Oğluşumla sürekli konusuyoruz. Konusamasa da herşeyi bize birşekilde anlatıyor. Altuğ topu getir, şortunu odana götür gibi direktiflerimizi anlıyor ve yerine de getiriyor.

Gelişimi Nasıl Destekleyebilirsiniz?

Ona kitap okuyun, birlikte resimlere bakın.
Yeni öğrendiği kelimeleri sıkça tekrarlayın.
Hayvanat bahçesine götürüp hayvanların seslerini dinletin.

Bu ay benim ona kitap okumamdan hoşlanıyor. kitap bitene kadar dinlemeyi seviyor. Hatta tekrar etmemei de istiyor. Kedi, köpek ve kuşu biliyor. Seslerini duyunca ona göre tepki veriyor.
Sosyal Gelişim:
Bu Yaşta Çocuğunuz Neler yapabilir?

Erişkin davranışlarını taklit eder.
Yabancıların yanında çekingen davranır.
Başka çocukların yanında oynar ( birlikte değil).
Sürekli ona koyduğunuz sınırları test eder.
Giderek sizden bağımsız olmaya başlar.
 
Benim ve babasının hareketlerini taklit etmeyi çok seviyor. hatta geçen gün babası yara bandını anlına yapıştırdı.Altuğ da aldı, yara bandına alnına hemen yapıstırdı. oğluşum babacı .. eve geldiğinde dünyalar onun  oluyor. O nedenle Altan Ne derse Altuığ onu yapmaya anormal bir çaba harcıyor.
Kendi yaşıtı çocuklarla oynamayı çok seviyor. Yanlarına gidip, hemencecik sarılıyor.Oyunu fakat tek başına oynuyor.
Bağımsızlığını da ilan etti, bizim küçük adam. Kolyuğun tepeleri en sevdiği yerler. Sınırlarını belirtiyoruz. ama gözümüzün içine baka baka tekrar ediyor. hayır, konusunda belki bizim biraz daha net olmamız gerekiyor.
Gelişimi Nasıl Destekleyebilirsiniz?

Ona sevginizi hissetirin, sık sık sarılın, öpün.
Başka çocuklarla biraraya geleceği ortamlar hazırlayın.
Değişik yerleri keşfetmesine fırsat tanıyın.

Disiplin:

Bu yaştaki çocuk, henüz neden her istediğini yapamayacağını anlamamaktadır. Problemleri en aza indirmek için çevreyi uygun şekilde düzenleyin, ona veremeyeceğiniz kırılıp zarar görecek eşyayı veya kendisinin zarar görmesine neden olacak şeyleri ortadan kaldırın. Evinizi bebek doğmadan önceki halinde tutarsanız, sorun yaşamanız kaçınılmaz olur.
Uygun olmayan birşey yapmakta ısrarcıysa, onu ortamdan uzaklaştırıp dikkatini başka bir şeye çekin.
Kurallar koyun ve bu konuda kararlı olun. Eğer; bir davranışa bazen izin vermez, bazen hoşgörüyle karşılarsanız veya anne baba benzer tutumda olmazsa çocuğun da kafası karışacaktır.
İstenmeyen bir davranışın yerine ne yapabileceğini gösterin.

Disiplin konusu benim için çok zor. Altuğ herşey için tutturmuyor. Ama tutturduğu şey için Hayır dediğimizde , kendini yerlere atıyor. O zaman çok dikkatli davranmaya çalışıyoruz. Dikkatini başka yöne çekmeyi başarırsak, o zaman rahatlıyoruz. Yoksa her istediğini elde etmek için ağlaması gerketiğini öğrenmemeli. Çok akıllılar. O nedenle bu yaşlarda dikkatli olmakda yarar var. Babasıyla beraber aynı şeylere Hayır demeyi ,aynı şeylere Evet demeye çalşıyoruz.
Babsı çok kısıtlama tarfatarı değil. özgür ve istediğini yapabilen bir çocuk olamsını istiyor. Bizde o nedenle evi, özellikle salon ve kendi odasını altuğ'unun hareketlerine göre ayarladık. Şimdi daha rahatız.
Evde Tv nin yerini değiştirdik, yaklaşık 5 -6 aydır. Tv alışkanlığından uzaklaştı böylece.
Sandalyelere tırmanmayı çok seviyor. Ona dikkat temeye çalışıyoruz. Şimdilik Allahtan bir kazamızda olmadı. Ama buı dönemde o kadar hızlı hareket ediyorlar ki, çok dikkatli olmak da yarar var.
Öfke Nöbetleri:

Çocuğunuz, artık bağımsız olmak, kendi kararlarını vermek istemektedir. Ancak sorun çözmeyi bilmemekte, hayal kırıklığı veya kısıtlamalarla başedememektedir. Yapmak istediğine engel olduğunuzda ağlayıp bağırarak, kafasını vurarak, kendini yerlere atarak, nefesini tutup katılarak bir öfke nöbeti geçirebilir. Ne kadar can sıkıcı olsa da, bu büyümenin normal bir aşamasıdır. Çocuk özellikle aç, yorgun veya hasta olduğunda öfke nöbetine daha yatkındır.

Altuğ da da bazen bu durum oluyor. O dönemlerde istediği şey ona zarar vermeyecekse, onunla inatlaşmadan hemen ok diyoruz. Yok zarar verecek bir durumsa, ki bu daha çok oluyor, o zaman da dikkatini başka yöne çemeye çalışıyoruz. Bu nöbetlerin daha hızlı atlatılmasını sağlıyor.
Bu durumda nasıl davranmalısınız?

Sakin olun, ona kızmayın.
Sevgiyle fakat kararlı yaklaşın.
Ondan beklentinizi dile getirin, uyması gereken kurallar hakkında tutarlı olun.
Eğer, çocuk güvendeyse, yaptığını görmezden gelin, ilgilenmeyin. Eğer kendine veya başkasına zarar verecek durumdaysa, onu başka bir odaya götürün, sakinleşmesini bekleyin.

Tuvalet Eğitimi:

Her çocuğun Tuvalet eğitimine hazır olma yaşı farklıdır. Çocuğu akranlarıyla kıyaslamayın ve asla zorlamayın.
Tuvalet eğitimine geçmek için, çocuğun gereken fiziksel olgunluğa ulaşması gereklidir. Hazır olduğuna dair işaretler saptarsanız, bu konuyu gündeme alabilirsiniz

Bu konu benim şu aralar çok düşündüğüm bir konu. Altuğ da şimdilik br belirti göremedim , ben. beraber tuvalet ziyaretlerimiz var. Özellikle babasıyla zaman geçirmesini sağlıyoruz. Ama eğitime ne zaman başlayacağımızı 18 aylık kontrolunda doktorumuza danışacağız..

BEBEKLERDE BURUN TIKANIKLIĞI

Burundan yapılan solunum (nazal solunum) temel ve zorunlu bir fonksiyondur ve özellikle de 6 aylık olana dek ağızdan solunum içgüdüsü bulunmayan bebekler için hayati önem taşır. Burun nefes alıp vermenin yanı sıra, nefes yolu ile burundan vücuda giren havanın nemlendirilmesi, ısıtılması, filtre edilmesi, basıncının ve akış hızının düzenlenmesi, ayrıca koku alma ve orta kulağın havalandırılması fonksiyonlarına da sahiptir.

Bebek ve çocuklarda mevsimsel olarak sık rastlanan solunum yolu enfeksiyonları yüksek miktarda mukus (burun salgısı) üretimine ve dolayısıyla da burun tıkanıklığına neden olur. Tek başına bakıldığında burun tıkanıklığı önemli bir sorun gibi görünmeyebilir. Ancak burun tıkanıklığı giderilmediğinde, aşağıdaki sorunlarla karşılaşılabilir;

Bebeğiniz yeterince süt ememez, huzursuz ve mutsuz bir hal alır.

Uyku kalitesi bozulur, buna bağlı olarak gelişimi etkilenir.

Beslenme sırasında fazla hava yutma sonucunda gaz sancıları ortaya çıkabilir.

Burun tıkanıklığı giderilmediği takdirde orta kulak iltihabı ya da sinüzit gibi daha ciddi ve ağrılı enfeksiyonlara dönüşebilir.

Tüm bunlara bağlı olarak da bebeğinizin ve sizin yaşam kaliteniz azalır.

Bunların sonucunda burun tıkanıklığı yalnızca bebeklerin hayat kalitesini bozmakla kalmaz, bebeklerinin huzursuz, uykusuz, yemek yemeyen halini gören ebeveynler de endişelenmeye başlar; bebek gece uyumadığında ebeveynler de uyuyamaz ve ailenin yaşam kalitesi olumsuz yönde etkilenir.

KAYNAK:http://www.otribebe.com.tr/bebeklerde-burun-tikanikligi.html

BEBEKLERDE ÜST SOLUNUM YOLLARI ENFEKSİYONU VE EVDE YAPILACAKLAR

Üst Solunum Yolu Ne Demektir?
Üst solunum yolu deyince burun, sinüsler, yutak (farinks) ve gırtlak (larinks) anlaşılır. Bu bölgelerin iltihaplarına da üst solunum yolu infeksiyonu (genel olarak ÜSYE şeklinde kısaltılır) denir. Üst solunum yolu; kulak ve alt solunum yolları ile bağlantılıdır.







Üst Solunum Yollarında Ne Gibi İltihaplar Olur?

Aslında teorik olarak nezle, grip, farenjit, sinüzit, larenjit, gibil tihapların hepsi üst solunum yolu enfeksiyonu kapsamına girer. Gribal enfeksiyon veya rinofarenjit gibi isimler de aynı anlamda kullanılır. Ancak uygulamada sinüzit veya bazı spesifik iltihaplar bu kavramın dışında tutulur. ÜSYE'ye daha çok virüsler neden olsa da hemen her zaman bakteriler de üzerine eklenir. ÜSYE denilince genel olarak nezle veya grip anlaşılır. Farenjit bu durumlarla beraber sıklıkla vardır.


ÜSYE Sebepleri Nelerdir ?

Değişik mikroplar; virüsler ve bakteriler bu hastalıklara sebep olurlar. Bütün dünyada yapılan araştırmalarda etkenlerin % 70-80 vakada değişik virüslerin olduğu saptanmıştır( 200 den fazla değişik cins). Virüsler çok küçük mikroplardır, normal mikroskoplarla görülemezler ve virüsleri öldüren bir antibiyotik henüz bulunamamıştır. Vakaların % 20-30 unda etkenlerin bakteriler (en sık A gurubu beta hemolitik streptokok) olduğu saptanmıştır. Bakteriler virüslerden daha büyük mikroplardır, normal mikroskoplarla görülebilirler ve antibiyotiklerle öldürülebilirler.

Üst solunum yolu enfeksiyonları (ÜSYE) ne sıklıkta görülürler?

Virüslerin neden olduğu ÜSYE ları çocukluk çağlarında yılda 3-8 kez olabilir. Bir araştırma sonunda çocukların 10 yaşına gelinceye kadar toplam 100 kez ÜSYE u geçirdikleri bulunmuştur. 6-7 yaşlarından sonra görülme sıklığı azalır. Yetişkinlerde ise yılda ortalama 1-3 kez ÜSYE görülmektedir.

Üst solunum yolu enfeksiyonları(ÜSYE) çocuklarda niçin daha sık görülürler?

Bunun temel sebebi vücudun bağışıklık sistemidir. Vücudumuza giren mikropları, kanımızdaki bazı hücreler tanır ve hafızasına yerleştirirler. Bu mikroplar tekrar vücudumuza girdiğinde bu koruyucu hücrelerin salgıladıkları antikor denilen maddeler tarafından etkisiz hale getirilirler(Bazı mikropların yaptıkları bu koruyucu etki ömür boyudur ; Kızamık, Suçiçeği, Hepatit A, Hepatit B, Kabakulak gibi). Bazı mikroplara karşı ise koruyucu etki daha kısa sürelidir ( ÜSYE larını 200 den fazla virüs yaptığından her birine karşı uzun süreli bağışıklık olmayabilir). İşte 20 yaşlarına gelen ve birçok mikroba karşı vücudunda antikorlar(bağışıklık maddeleri) oluşmuş bir kadın, doğum yaptığında bu koruyucu maddeler, kan yoluyla bebeğe geçer ve bebek de annesi gibi , ilk 6-9 ayda sık hastalanmaz. Ancak bu koruyucu maddeler 6-9.aylardan itibaren azalmaya başlar,bebek hastalandıkça koruyucu maddeleri kendisi yapmaya başlar . Bu temel sebebin yanında anne sütünün de koruyucu etkisinin kalkmasıyla bebekler 1 yaşından itibaren 5-6 yaşlarına kadar yılda 3-8 kez ÜSYE'ye yakalanabilirler.
Üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) belirtileri nelerdir?
Virüslerin neden olduğu ÜSYEbelirtileri ; burun akıntısı-dolgunluk hissi , ateş , öksürük yanında hapşırma, baş ağrısı, geniz akıntısı, boğazda yanma-ağrı, bazen gözlerde sulanma çapaklanma adele ağrıları, halsizlik, iştahsızlıktır. Bademcik iltihaplarında ; ateş, boğaz ağrısı, yutma güçlüğü olur. Bademcik iltihabı daha çok okul çağı hastalığıdır ve neden genellikle bakterilerdir. Ses telleri iltihaplarında gece yarısı veya sabaha karşı nefes almada güçlük ve havlar-patlar gibi boğuk bir öksürük olur.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarının (ÜSYE) tedavisinde evde yapılabilecek destekleyici eylemler nelerdir?

Virüslerin neden olduğu ÜSYE lerde sigara dumansız temiz bir ortamda istirahat , dengeli ve bol sıvılı (ıhlamur, bitkisel çaylar, meyve suyu, hoşaf, komposto vb ) diyet ve su buharlı ortam, burun temizliği ve buruna serum fizyolojik damlatılması önerilir. En iyi balgam-salgı yumuşatan doğal madde sudur. Huzursuzluk ağrı ve ateş için ağrı kesici,ateş düşürücü ilaçlar verilebilir. Antibiyotik kullanılmasına gerek yoktur, antibiyotikler hastalığın süresini kısaltmaz, oluşabilecek daha karmaşık hastalıkların (orta kulak iltihabı, zatürre, bronşiyolit ) oluşmasını engeller.

Bakterilerin neden olduğu ÜSYE larında (özellikle bademcik iltihaplarında) doktor muayenesi ve gerek görmesi halinde penisilin veya başka uygun bir antibiyotik kullanılabilir.

Minik oğluşum Altuğ da iki gündür Üst solunum yolları Enfeksiyonu oldu. Bugun üçüncü gün. İlk muayenemizde sadece  hafif olan enfeksiyon ilerledi. Şu an malesef ateşi düşmediği için antibiyotiğe başladık.özellikle dün çok kötüydü. Ateş parasetamol vermemize rağmen, 4 saatte bir yükseldi. Oğluşum kafasını kaldıramadı. Tüm gün boyunca kalakmadığı için ve ateşi parasetamollere tepki vermeye başlayıncaantibiyotikle tedaviyi destekledik. Bunların dışında bol bol su içirmeye çalıştık.Midesini yormayan yiyecekler verdik.( zaten kaç gündür diş çıkarmasına bağlı bir iştahsızlıkda sözkonusuydu) Ara ara burnuna Otri bebe ile temizledik. Bu gerçekten çok yararlı.. Her ne kadar Altuğ bu işlemi yaparken kıyametleri koparsa da çok rahatlıyordu bu işllemden sonra.


Ve bol bol uyuttuk...
Hastalığı aynene devam ediyor. Temennim bugün son olsun ve oğluşum artık ayaklansın...