1 Ağustos 2014 Cuma

DOĞUMUNUZA NEFES EGZERSİZLERİ YARDIMCI OLUR MU?


Rahimniz bebeğinizi doğurmanıza yardımcı olmak üzere mükemmel şekilde tasarlanmıştır. Korkunun yükünden kurtulduğu zaman rahmin nasıl doğal şekilde işlediğini anladığımızda, daha kolay, daha rahat doğum kavramı anında belirginleşiyor, dolayısıyla da ulaşılabilir hale geliyor. Bu çok kısa açıklama  ve dış görünüm resimleri aslında bütün programınızın özünü oluşturuyor. Dalgalar sırasında işbirliği yapacağınız şey, tam olarak bedeninizin işte bu işleyişidir. Doğum kasları bu şekilde mükemmel uyum içinde çalışacak şekilde tasarlanmıştır.
Rahimde 3 kas tabakası vardır. Bizi ilgilendiren 2 tabaka , dikey (aşağıdan yukarıya bebeğinizle hizalanmış) kaslara sahip dış tabaka ile yatay şekilde ( bebeğinizi çevreleyen) kaslara sahip iç tabakadır.
İç tabakanın dairesel kasları rahmin alt bölümünde bulunur. Resimlerin de gösterdiği gibi , dairesel kaslar rahim ağzı denilen rahim açıklığının veya boynun hemen üzerinde yer ala en kalın kaslardır. Rahim çıkışının açılarak bebeğin kolayca aşağı doğru hareket etmesine,rahim boyunca ilerleyip doğum kanalına çıkmasına izin vermek amacıyla daha kalın kasların gevşeyip incelmeleri gerekir.
Rahmin dış tabakasındaki daha fazla güçlü kaslar dikey liflerdir ve üst kısımda yoğunlukları daha fazladır.Rahmin arkasından yukarıya uzanırlar ve üst kısmının üzerinden geçerler. Bu kaslar gerilip rahim boyundaki gevşemiş dairesel kasları yukarı çekerler,rahmin kenarlarının giderek incelip genişlemesine neden olurlar.Neredeyse bir dalga hareketiyle, uzun kas şeritleri bebeği rahim boyunca aşağı ve nihayetinde rahim dışına sürüklemek için kısalıp kasılır.
Biz yaptığımız Doğuma Hazırlık eğitimlerin de sizlere öğrettiğimiz yavaş nefes teknikleriyle bu doğum kaslarıyla uyumlu çalışmanıza yardım etmeye çalışıyoruz. Evde günlük olarak yapacağınız gevşeme alıştırmalarıyla birleştiğinde bu, bedeninizi,kasılmaları daha etkili hale getirebilecek ve kasılma sürecinizi ciddi ölçüde kısaltabilecek olan gevşek bir duruma getirmeyi öğrenmenize yardım edecektir.

BEBEĞİN YETERLİ ANNE SÜTÜ ALAMAMASININ NEDENLERİ

▲Emzirmeye geç başlama        
▲ Annenin Özgüven azlığı    
▲ Kontraseptif   
▲ Hastalık  haplar, diüretikler  
▲ Sık emzirmeme     
▲Hamilelik  Anomalileri
▲ Gece emzirmeme
▲ Emzirmeden   hoşlanmama  
▲ Ağır malnütrisyon 
▲ Kısa emzirme  
▲ Bebeği  kabullenememe 
▲ Alkol    
▲ Sigara
▲ Memeye kötü yerleşme
▲ Yorgunluk 
▲ Plasenta parçası  kalması (nadir)
▲ Biberon, yalancı emzik verme
▲ Meme gelişiminde bozukluk ( çok nadir )
▲ Ek besinler verme

BEBEKLERİN AĞLAMA NEDENLERİ

Birçok anne bebeğinin “çok fazla ağladığı” düşüncesi ile gereksiz yere ek besinler vermeye başlar. Bebeğin aç olduğunu ve sütünün yetersiz olduğunu düşünür. Ancak ek besinler genellikle bebeğin ağlamasını azaltmaz. Bazen çocuk daha da çok ağlar. 
 Çok ağlayan bir bebek anne ve çocuk arasındaki ilişkiyi bozabilir ve aile üyeleri arasında gerilime neden olabilir. Emziren anneye yardımcı olmanın en önemli bir yolu, ona bebeğinin ağlaması konusunda danışmanlık yapmaktır. 

BEBEKLERİN AĞLAMA NEDENLERİ 
-Rahatsızlık ( bebeğin pis olması, sıcak ya da soğuk ortam ) 
-Yorgunluk ( çok fazla ziyaretçi ) 
-Hastalık ya da ağrı ( ağlamanın şeklinin değişmesi ) 
-Açlık ( yeterli süt alamama, büyüme hızlanması ) 
-Annenin aldığı ilaçlar ( her türlü yemek, bazen inek sütü ) 
-Memede süt fazlalığı ( kafein, sigara, diğer ilaçlar ) 
-Kolik 
-Bebeğin “aşırı” ihtiyaçları 
 
AĞLAMA NEDENLERİ 
▲ Büyüme hızlanmasına bağlı açlık : 
Öncesinden daha hızlı büyüyen bir bebek, birkaç gün çok aç olabilir. Daha sık 
beslenmek ister. Bu olay, başka zamanlarda da görülebilmekle birlikte en sık 2 
haftalıkta, 5 haftalıkta ve 3 aylıkken görülür. Bebek birkaç gün daha sık emerse, süt 
miktarı artar ve bebek yine eski sıklıkta beslenmeye başlar. 
▲ Annenin yedikleri : 
Bazen anne bazı yemekleri yediği zaman bebeğinin rahatsız olduğunu farkeder. Nedeni, 
yenilen birçok maddelerin anne sütüne geçmesidir. Bu olay her türlü yiyecekte 
görülebilir, ama kendisi neyin etkilediğini farketmedikçe annenin yememesini 
önerebileceğimiz özel bir besin yoktur. 
Annelerin yediği bazı yemeklerdeki proteinler çocukta allerji yapabilir.İnek sütü, soya, 
yumurta ve fıstık bu soruna neden olabilir. Bebeklere ilk emzirmeden önce, bir veya iki 
öğün formül süt verilmesi ile bile inek sütü alerjisi gelişebilir. 
▲ Annenin kullandığı ilaçlar : 
Kola, kahve, çaydaki kafein süte geçip çocuğu rahatsız edebilir. Anne sigara 
kullanıyorsa veya ilaç alıyorsa, çocuğu daha çok ağlayacaktır. Aileden başka biri sigara 
içiyorsa, bu da bebeği etkileyebilir. 
▲ Süt fazlalığı : 
Bu, bebek anne memesine iyi yerleşmemişse görülebilir. Bu durumda bebek çok uzun 
veya çok sık emer ve memeyi çok uyarır, bunun sonucu süt yapımı artar. Eğer anne, 
bebek bir memeyi emmeyi bitirmeden bebeği memeden ayırır ve diğerini verirse, süt 
miktarı artacaktır. Bu durumda bebek, ön sütten çok alırken, son sütü yetersiz alacaktır. 
Dışkılar yumuşak ve yeşil olabilir ve tartı artışı yetersiz olabilir ya da iyi büyümesine 
rağmen ağlar ve daha çok beslenmek ister. Anne, sütü bol olduğu halde, yetersiz 
olduğunu düşünür. 
▲ Kolik : 
Bazı bebekler bu nedenlerden hiçbiri olmadan da çok ağlar. Bazen ağlamanın belirli bir 
şekli vardır. Bebek günün bazı saatlerinde, genelde akşamları sürekli ağlar. Karnı 
ağrıyormuş gibi bacaklarını çekebilir. Emmek istiyormuş gibi görünebilir ama bebeği 
rahatlatmak çok zordur. Bu bebeklerin nedeni tam bilinmeyen aşırı barsak hareketleri ve 
gazlanmaları olabilir. Buna “kolik” denir. Bu bebekler genelde iyi büyür ve 3 aylıktan 
sonra ağlamalar azalır. 
▲ “Fazla gereksinimi” olan bebekler : 
Bazı bebekler diğerlerinden çok ağlarlar, daha fazla kucağa alınmak ve taşınmak 
isterler. Annelerin bebeklerini kucakta taşımasının geleneksel olduğu topluluklarda 
ağlama, annelerin bebeklerini kucağa çok almadıkları ya da ayrı bir beşikte yatırdığı 
toplumlara göre daha azdır.
 
 

MEME UCU ÇATLAKLARI



Çatlaklardan meme dokusuna bakteri geçişi sonucu meme iltihapları ve apseleri ortaya çıkabilir. Meme başı çatlakları oluştuğunda anne çok fazla acı duyduğu için bebeğini emzirmekte zorluk çeker. Zaten bebeğin memeyi iyi tutamaması sonucu meme uçlarında önce hassasiyet zaman içerisinde de çatlaklar oluşmaya başlamıştır. Meme ucu çatlakları meme başının çevresinde, meme ucunda enine çizgi halinde ya da areolada oluşabilir. Etkin emzirmenin olmaması nedeni ile memellerde doluluk başlar, meme başındaki çatlaklardan meme dokusuna bakteri geçişi sonucu meme iltihapları ve apseleri ortaya çıkabilir. Bu durumda memelerin sağılarak tam olarak boşaltılması ve hava ile temas etmesi kısa sürede iyileşme sağlanmasında önemlidir.

Bebeğin memeden doğru emzirme yapması ile memeyi sadece günde iki kez kaynamış ılık su ile temizlemek ve en son gelen sütü meme ucu çevresinde bırakmak=kuru yara iyileştirme metodu veya tıbbi derecede saflaştılımış lanolin kullanımı = nemli yara iyileştirme metodu iyileşme için yararlıdır. Ancak çatlak ihmal edilmiş, yara olmaya yüz tutmuş ve annede mutsuz bir emzirme dönemi yaşanmış ise sağım yapılması , meme uçlarının dinlendirilerek kısa sürede iyileştirileceği bir program dahilinde sağım ve emzirmenin birlikte yapılacağı bir program anneye öğretilmelidir.

Meme Ucunun Tümünde Ağrı
Bebek anne memesini doğru şekilde kavramadan, sadece meme ucunu kaparak emmesi durumunda ağrılar ortaya çıkar.
Doğru emzirme için bebeğin meme ucu etrafındaki areola bölgesini tüm olarak ağzına alarak emmelidir. Bebek sadece uç emdiğinde "pozisyona bağlı ağrılı meme başı" diye tanımlanan durum ortaya çıkar. Meme başı çatlakları yoktur, meme başı derisi normal görünümdedir ama çok ağrı vardır. Bebek bu şekilde emmeye devam ederse yeterli süt çekmediği için süt miktarı azalır. Bebek sık sık ağlar ve emmek ister. Anne acı duyduğu için emzirmekten kaçınır. Bu durum bir kısır döngüye dönüşür.
Annenin doğru emzirme tekniğini öğrenmesi gereklidir.
Meme başını karbonatlı su ile silmek, sabunla yıkamak ağrının devamına neden olur.
Emzirmenin sonunda bebeğin memeyi bırakması beklenmeli, zorla çekilmemelidir. 
Bazı durumlarda, anne emzirme esnasında memeyi desteklemiyor veya annenin meme ucunda mantar enfeksiyonu oluşmuş olabilir. Genelde doğumun hemen ardından çok gözlenmesine karşın, emzirme sırasında, sonralarında ve emzirme aralarında meme uçlarında hissedilen yanma 2-3 günü aşar ise sağlık profesyoneli veya emzirme danışmanından yardım alınmalıdır. Meme uçlarında tıbbi derecede saflaştılımış lanolin kullanımının da saf lanolinin antienfalmatuar etki taşımasından dolayı ağrı kesmede etkili olduğuna dair çalışmalar vardır. Eğer annede parlak kırmızı veya pembe meme ucu derisi görülüp de bunun yanı sıra pul pul veya kaşıntılı deri, yanma hissi var ise mantar enfeksiyonundan şühhelenilmeli ve sağlık profesyoneline başvurulmalıdır.

Memede Şişme, Birikme
Memenin bir bölümünde yada başka bir deyişle süt kanallarının bir kısmında süt kalırsa buna süt stazı (süt birikmesi) denir. Genelde doğumun hemen arkasından, laktasyon döneminde gözlenir. Üretilen anne sütünün bebeğin tüketiminden daha fazla olduğu durumlarda ortaya (hiperlaktasyon) çıkar.
Memedeki şişkinlik en fazla 48 saat içinde azalıp kaybolmaz ise, emzirme danışmanı veya sağlık profesyonelinden yardım alınmalıdır. Aksi takdirde, boşaltılmayan sütler apse oluşumuna, derinleşerek de kanal tıkanıklığı ve meme iltihabına kadar uzanacaktır. Bebek memeye doğru yerleşir ve sık sık emzirilir ise şişme önlenecektir. Bebek memeyi iyi boşaltamıyor ise sağım yapılarak sişme engellenmeldir. Burada, emzirme ve sağım yardımcısı olarak, emzirme öncesinde memeye sıcak, emzirme sonrasın
 
Memede Kanal Tıkanıklığı
Zaman zaman sütün toplandığı kanallardan birinin veya bir kaçının tıkanması dolayısıyla memede süt birikmesi oluşabilir. Bu durumun nedenleri fazla süt üretimi olması, emzirmeye başlamanın gecikmesi, bebeğin memeye kötü yerleşmesi, sütün seyrek boşaltılması, emzirme süresinin kısa tutulması olabilir. Kanal tıkanıklığının oluşmaması için doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanması gerekir. Bebeğin memeyi iyi kapması sağlanmalıdır. Emzirmeyi sınırlandırmadan bebek her istediğinde emzirme yapılmalıdır.

Meme İltihabı (Mastit)
Tıkalı süt kanalından bakteri girişi olursa meme dokusu enfekte olur. Enfekte olmuş anne memesinde:
Sert kabartılar oluşur.
Şiddetli ağrı oluşur.
Kızarık, kırmızı bölgeler oluşur.
Ateş başlar.
Hastalık hissi uyanır.

Mastitin Nedenleri:
Anne bebeğini yetersiz, seyrek ve kısa süreli emzirdiğinde süt akışı azalmıştır.
Herhangi bir çarpma yada vurma sonucu memelerde travma oluşmuştur.
Meme ucu çatlaklarından bakteri girmiştir.
Anne sütü, memenin bir bölümünde kalır ise, orada süt stazı (süt birikmesi) oluşur. Bu süt, boşaltılmaz ise, meme dokusunda iltihap oluşmasına neden olur. Bu, infektif olmayan mastittir. Açık bir bölge olan meme ucundan rahatlıkla içeri giren bir bakteri ile meme dokusu infekte olabilir ve infektif mastit oluşur.
Tedavinin temeli, süt akışının hızlandırılmasıdır. Sık emzirme, meme ucuna doğru yapılabilecek hafif bir masaj, ılık pansuman ve sağım ile meme iltihabı iyileştirilir. Sağlık profesyoneli veya emzirme danışmanının uygun gördüğü tıbbi derecede saflaştırılmış lanolin kullanımı = nemli yara iyileştirme uygulanabilir.
 

BİR BEBEK ORTALAMA GÜNDE NE KADAR SÜT ALMALI?

Ortalama 3 kilo doğan bir bebek;
 
-İlk 3 gün iki saatte bir 60 ml, toplamda 450–600 ml
-6.haftaya kadar her öğünde 60–150 ml, günde 7–8 öğün, toplam da 450-900 ml.
-6 hafta- 4 ay her öğünde 120–180 ml, 6 -7 öğün toplamda 700-1000 ml
-4 -6 ay her öğünde 150–210 ml, ortalama 6 öğün ve 700-1200 ml
 
-6- 9 ayda, katı gıdalarla birlikte 5 öğün. Ortalama sıvı alacağı miktar 1000-1400 ml olabilir. 
 
Örneğin daha önceden 1200 ml alan bebek, ek gıdaya geçtiğinde 500 ml ek gıda 1000 ml süt alabilir.

BEBEĞİM EMMEYİ RED EDİYOR NE YAPMALIYIM?

Bebeğin memeyi reddetmesi çeşitli şekillerde olabilir.Hiç emmeme, zayıf emme, emmeye çalışırken ağlama ve meme ile savaşma, kısa süre emme ve sonra memeyi boğulur gibi ya da ağlayarak bırakma , tek memeyi emme, ötekisini istememe şeklinde görülebilir.
Memeyi reddin nedenleri ise hastalık, ağrı, anneye doğumda verilen sakinleştiricilerin etkisi, emzirme tekniğinde sorunlar, bebeği üzen değişiklikler ve yalancı red olabilir.Bebekler hasta iken memeyi alır ama güçsüz emer. Anneler de bunu red zannedebilir.
*Ağızda pamukçuk ya da diş çıkarma varsa acıyabilir ve bebek memeyi red edebilir.
*Burnu tıkanıksa red edebilir.
*Anneye doğumda ya da psikolojik tedavi amaçlı verilen bazı ilaçlar da bebeğin memeyi red etmesine sebep olabilir.
*Emzik kullanımı, biberonla beslenme, memeyi kötü pozisyonda tutma,tıkalı meme, bebeğin kötü desteklenmesi, mesela emzirirken başının tutulması,itilmesi, annenin memeyi yanlış tutuşu, emzirmenin kısıtlanması, fazla süt birikimi, doğumdan sonraki annenin acemiliği gibi emzirme tekniğine bağlı nedenler de bebeğin memeyi ret etmesine neden olabilir.
*Bazen bebek sadece bir memeyi red edebilir.Bu genelde yukarıdaki yazdıklarıma bağlı olarak, bu memede fazla olmasıyla ilgilidir.
*Bebeği üzen değişiklikler: Annenin işe başlaması, annenin ayrılması, yeni bir bakıcı, çok sık bakıcı değiştirilmesi,annede hastalık ya da mastit, annenin adet görüyor olması, annenin kokusundaki değişiklikler.
*Bazen yeni doğanlardaki memeyi arama hareketini, 4-8 aylardaki bebeklerin memeyi emerken dikkatlerinin dağılmasını ve aniden başka şeylere bakmalarını anneler red zannedebilir.Buna yalancı red denir. Memeyi tutması için beklenmelidir.
*Bebek hasta ise süt sağıp, verilebilir. Sakin bir ortamda dikkatinin dağılması önlenmelidir.
*Bebeğin acıyan bir yeri varsa o bölgeye dikkat edilmelidir.
*Ağzında pamukçuk varsa tedavi olmalı, diş çıkarıyorsa sabırlı olmalı, burun tıkanıklığı varsa açılıp bebek rahatlatılmalıdır.
*Anne gerekirse işinden bir süre izin almalı, kendisine ait bir giysisini veya göğüs pedini bebeğin yatağına bırakıp, kokusunu bırakmalıdır, bebeğine.Doğru pozisyonda emdirdiğine dikkat etmelidir.
*Yalancı red normaldir,memeyi tutması için beklenmelidir.
*Bebeğin ağzına süt sağılabilir, farklı pozisyonlarda emmesi sağlanmalıdır.
*Bebeğin başı bastırılmamalıdır. Gerekirse sağılarak kısa bir süre süt bardak ya da kadehle verilmelidir.
*Bebek emmeyi tam olarak öğrenene kadar biberon ve yalancı emzik verilmemelidir.
*Anne ile bebek arasında ''tensel Temas''sağlanmalıdır. Anne bebeği sık sık kucağına alıp, onunla konuşmalı, sarılmalı, bebek her istediğinde emzirilmelidir.
*Tensel temas için yurt dışında da ''kanguru yöntemi'' olarak belirtilen ve Anadolu'da kadınlarımızın zaman zaman kullandığı bir yöntem ile bebek annenin göğsünde bir çarşafla bele bağlanarak tensel temas sağlanabilir ya da anne ile bebek bir süre birlikte yatabilir.
*Annenin yediği bazı besinlerin kokusu ya da aroması süte geçebileceğinden dolayı besin tüketimine dikkat edilmelidir.
*Kola, kahve ve çaydaki kafein vb. maddeler süte geçip bebeği huzursuz edebileceğinden kullanılmamalıdır.
*Bebeğin bulunduğu evde anne ya da evdeki diğer kişiler tarafından sigara içilmemelidir.
DAHA BOL SÜT YAPIMI VE DAHA FAZLA HUZUR İÇİN BEBEĞİNİZLE TEN TENE , CAN CANA OLUNUZ...