18 Temmuz 2013 Perşembe

DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI EĞİTİMİ



Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.Ağırlıklı olarak bebek ve bakımından bahsedeceğiz.



 Bu eğitim programın da 


*Anne sütü ve Emzirme

*Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
 -Göbek bakımı,
-Yeni doğan sarılığı,
-Bebeğin altının değiştirilmesi,
 -Bebeği tutuma ve taşıma,
 -Bebeği giydirme,
 -Yenidoğan refleksleri,
 -Bebeğin yıkanması,
 -Bebeğin gazının çıkarılması,
-Bebek için rahatlatma masajı,
 -Bebeğin aşıları,
-Bebeğin uyku düzeni,
-Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları  ana başlıkları altında olacaktır.

 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız.İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
11 Ağustos 2013 pazar günü saat 11:0-14:00 saatleri arasında eğitim olacaktır.Kayıt içinertugrul.esra@gmail.com e-mail atarak kayıt yaptırabilirsiniz.
Eğitim yerimiz: Bostancı‘dadır.
Ücreti: 100 TL..

Eşler isterlerse katılabilirler.

3 - 6 Yaş Arası Çocukların Gelişim Özellikleri


Sosyal Gelişim:
3-6 yaş arası oyun çağı çocuğu bedenen,zeka ve kişilik bakımından hızla büyümekte,öteki dönemlerde kazandığı güven ve bağımsızlık duygularına paralel olarak çevresini genişletmekte,keşifler yapmaktadır.
Bu dönemde çocuğun çevresini,kendine,özellikle cinselliğe karşı merak ve öğrenme eğilimi kendini gösterir,soru sorması en yüksek düzeyine ulaşır.Girişim dönemi olarak adlandırılan bu dönemde çocuğun merak ve ilgilerine yönelik suçlayıcı,cezalandırıcı tutumlar onu hayat boyu gereken öğrenme isteğini,girişimciliğini  engelleyecek,bir takım sosyal ve duygusal sorunlara yol açabilecektir.
Bu dönem ayrıca çocukta vicdanın geliştiği dönemdir.Çocuk artık dış dünyadan,anne babasından gelen disiplini içselleştirmeye başalmıştır.Dozunda bir disiplin doğru ve sağlıklı bir vicdan gelişimine,suçlayıcı,cezalandırıcı disiplin bireyin suçluluk duygularının gelişimine yol açar.Suçluluk duyguları çocuğun hareketlerini kısıtlar,yeni şeyler öğrenmek,merak etmek yani girişimcilik yeteneklerinden onu alıkoyar.Dozunda bir vicdan gelişimi ise toplumsal kurallara uyan ama gereksiz suçluluk duyguları ile kendini kısıtlamayan, dolayısıyla özgür düşünebilen, hedefler koyabilen,öğrenmeye açık,girişimci bir kişilik sağlayacaktır.
Bilişsel gelişim:
Bu evrede çocuk dile ve sembolik düşünce yeteneğine sahiptir. Sembolik düşünme yeteneği;kavram geliştirme,dil,jestler,yaratıcılık,resim ve diğer sanatsal eylemler için  temel oluşturu.Sembolik düşünme yeteneği oyunda da kendini gösterir.Çocuk farklı objeleri hayal ettiği biçimde kullanır,onlarla oynar.
Bu dönemdeki çocuğun zihinsel işleyişi görünenin etkisi altındadır.Örneğin eşit ağırlıkta olduğu gösterilen iki parça hamurdan birine daha büyük ,diğerine daha küçük bir şekil verildiğinde görüntünün etkisi altındaki bu yaş çocuğu büyük parçanın ağır olduğunu söyleyecektir.
Benmerkezcilik bu dönemdeki düşünce yapısının tipik özelliğidir. Başkalarının duygu ve gereksinimlerini farketme konusunda yetersizlik gösterirler.Bu dönemin sonlarına doğru başkalarının ne hisettiği ve ne düşündüğüne ilişkin becerileri gelişmeye başlar.
3-4 yaş           Nesneler arasındaki ilişkileri anlayabilir,eşleştirme yapabilirler.
                     Uzun-kısa ayırımını yapabilirler.
                     Basit-somut sınflandırmalar yapabilirler (yiyecek,giyecek,hayvan gibi)
                     10’a kadar sayabilir
                     6 parçalı yap boz yapabilir
                     Kare çizebilir
                     Benzerlik ve farklılıkları söyleyebilir.
                     3 rengi isimlendirebilir
                     3 şekli isimlendirebilir (kare,üçgen,daire) 
2
4-5 yaş            Kısa dize,tekerleme tekrar edebilir
                      Ağır-hafif ayırımı yapabilir
                      Dinlediği öyküdeki birkaç ana noktayı tekrarlayabilir
                      İnsan resmi çizebilir
                      20’ye kadar sayabilir
1                    1-20 arası rakamları tanıyabilir Sağını solunu söyleyebilir
                      Adını yazabilir
                      Basit labirenti tamalayabilir
                      Haftanın günlerini söyleyebilir
                      Basit toplama çıkartma yapabilir
                      100’e kadar sayabilir
Motor Gelişim:
3-4 yaş                     Makas kullanabilir
                               Atlayıp,zıplar,topa tekme atar,parmak ucunda yürür
                               Kısa mesafe koşar,3 tekerlekli bisiklete biner
                               Ayak değiştirerek merdiven çıkabilir
                               Atılan topu tutabilir
                               Öne doğru takla atabilir
4-5 yaş                     4-8 saniye tek ayak üzerinde durabilir
                               Öne doğru,arkaya doğru çift ayak zıplar
                               Eğik çizgiyi ,daireyi makasla kesebilir
                               Ev,adam,ağaç resmi yapabilir
5-6 yaş                     Denge tahtasında yürüyebilir
                               Ayak değiştirerek zıplayabilir
                               Sınırların içini boyayabilir
                               Modele bakarak harfleri,karmaşık şekilleri kopya edebilir.
                               İp atlayabilir
                               İki tekerlekli bisiklete binebilir
                               Patenle kayabilir
Dil Gelişimi:
3-4 yaş                     Soru ekini doğru olarak cümle sonunda kullanabilir
                               Sık kullanılan nesnelerle ne yapıldığını söyleyebilir
                               Gelecek zaman kipini kullanabilir
                               Sıralamalı iki  olayı kısa cümlelerle anlatır 
4-5 yaş                       Edilgen cümle kullanır
                                 Birleşik cümle kullanır (topa vurdum ve top yola kaçtı)
                                 Nesnelerin altını,üstünü bulabilir
                                 Resimdeki saçmalıkları gösterebilir,yardımla anlatabilir
4-5 yaş                       Zıtlıklarla ilgili karşılaştırmalarda en son kelimeyi söyler
                                 ( Örn. Yazın hava sıcaktır,kışın............. ) 
                                 Bildiği bir hikayeyi anlatır
                                 Kafiyeleri farkeder
                                 Karmaşık cümleler kurabilir
1                                Adresini söyleyebilir 
                                 Telefon numarasını söyleyebilir
                                 Basit fıkralar anlatabilir
                                 Günlük deneyimlerini anlatabilir
                                 Sözcükleri tanımlayabilir
                                 Dün ve yarın’ı anlamlı olarak kullanabilir
                                 Yeni ve bilmediği sözcüklerin anlamını sorar


Gülay ÖTERUzm. Pedagog M.A

ALTUĞ 3,5 YAŞINDA:))






Çocuğunuzun 3,5 yaşına gelmiş olması ona ninni söylemenizi engellemez. Ama artık söyleyeceğiniz şarkılar biraz daha hayattan, biraz daha yaşamın renklerinden olacaktır. Örneğin soğuktan donmak üzere olan bir kuşun hikayesini bir şarkı gibi mırıldanmanız,çocuğunuzun empati yeteneğine mutlaka güç katabilir.Başkalarının ayakkabılarından hayata bakmak diyorlar yabancılar empati için.Bu duygu zamanla sizin çocuğunuzun içinde gelişecek ve sağlıklı arkadaşlık kurmak için temel olacaktır.Ona şarkılar söyleyerek , ritim duygusu içinde hayatı karşılamasını da sağlarsınız.
Bunun için benim önce şarkı öğrenmem gerekti. 1-2 şarkıyı bizimleyken söylüyor. Ama okulda söylediklerini asla evde söylemiyor.

3,5 Yaş Fiziksel Gelişim :
3,5 yaşına gelmiş bir çocuk tek ayağı üzerinde 5 saniye kadar durabilir. El ve parmak becerileri gelişen çocuk ,kare ve yuvarlak şekiller çizebilir. Bu yeteneğini kullanırken onun  harfleri çizmesini sağlayabilirsiniz.”O” harfini yapmak en kolay iş olabilir minik yazarınız için.Üstelik adı da ”Oya” veya ”Olgun” ise değmeyin keyfine! Onu ,yazı yazması için kesinlikle zorlamayın,süreci kendi içindeki ahenge bırakın.Makas kullanmayı da beceren çocuğunuza tehlike yaratmayacak bir makas alın.Kağıtları düz bir çizgi halinde kesmesi sizi şaşırtmamalı.
Altuğ yuvarlak yapmayı becerebiliyor. El ve parmaklarını iyi kullandığını düşünüyorum. Okulda olduğu kadar evde de faaliyet yapmaya bayılıyor. Noktaları birleştirmek, aradaki farkşlılıarı bulma oyununu seviyor. Ama boyamadan çok hoşlandığı söylenemez. Diğer şekilleri benzetmeye .alışsa da olmuyor.. Makası epeydir çok güzel kullanıyor. Artık düz de kesiyor..

Sayılar :

”Minik matematikçi”  için ilk ders sayılar olacaktır. Onu bir sınıf ortamına kapatarak sayıları öğretmeyin. Bu yaşlardaki çocuklar hayatın doğal akışı içinde öğrenmek isterler. Yolda yürürken geçen arabaları saymayı denediniz mi hiç? Ya da kızınızın kaç tane oyuncak bebeği olduğunu birlikte saydınız mı? Bu şekilde yapılan pratikler oyun ve eğitimi iç içe geçirerek daha anlamlı bir dünya yaratır onlar için.3,5 yaşındaki bir çocuk 3-4’e kadar sayabilir. Onu çok fazla zorlamayın.
Bu sene anaokulunda sayıları öğrendiler. Biz en çok merdivenleri çıkarken sayıyoruz. Okulda 1-10' a kadar, 5'er %'er  ve 10'ar 10 'a kadar saymayı öğrettiler. Ama Altuğ 1-10 arasını sayıyor sayılabilir.

Disiplin ve İstikrar :

Tüm çocukluk boyunca olduğu gibi 3,5 yaşında da disiplin ve istikrar bir arada sürdürülmelidir.  Çocuğunuzun hayatında koyduğunuz kurallar iyi düşünülmüş olmalı. Çok fazla kural,çok fazla ihlal anlamına gelebilir.Çocuğunuz bir gün içinde birden çok ”mola” alıyorsa bir şeylerin yanlış gittiğinden emin olabilirsiniz.
Ayrıca kuralları sizin, bakıcının ve babanın aynı istikrarda takip ettiğini kontrol ediyor musunuz? Tükürmek yasak olmasına rağmen, babayla geçirilen bir zamanda ”bir seferlik bir şey olmaz” düşüncesi başınızı çok ağrıtabilir. Çocuğun”bir seferlik” düşüncesi sizin algıladığınızdan çok daha farklıdır. Kurallar çiğnendiğinde memnuniyetsizliğinizi onunla paylaşmanız gerekir. Ayrıca anneden alınamayan bir iznin babadan alınabiliyor olması ,çocuğun size karşı oynayacağı yeni bir oyun olabilir.”Minik Zeki” nin tuzağına düşmeyin.
Buna ailecek dikkat ediyoruz. Ne kadar iyiyiz pek bilmiyorum.Önceleri kurallarımız pek yoktu.Benim bir pedagogla danışmamdan sonra bunun ne kadar hatalı  olduğunu anladık. o günden beri dikkat etmeye çalışıyoruz..
”Gürültü yapmayan insan tehlikeli olabilir. ” Jean de La Fontaine (1621-1695)

Hayvanlar Konuşur mu ?

Hayal ve gerçek arasındaki çizginin net olmadığı 3,5 yaş çocuğu için cevap ”evettir”.Hareket özgürlüğüyle bağımsızlaştıkça kendini ayrı bir birey olarak görür ve algılar.Bu gerçekliği algılaması dünyaya tamamen gerçek gözlüklerle bakmak anlamına gelmez. Masallar onun için çok eğlencelidir bu yaşlarda.Hatta tilki ile karganın hikayesi en favori olan olabilir. Ünlü fabl yazarı Fransız La Fontaine basit ve yalın hikayelerle hayvanları konuşturmuştur. Hikayelerindeki güzel  ahlak dersleri çocuğun iç dünyasına yeteri kadar mesaj gönderecektir.
Bu yaşında çocuğunuz çıkıp size masallar okumaya başlarsa şaşırmayın. Aylardır tekrar tekrar okuduğunuz kitapları hard diskine(!) iyi kaydetmiş olabilir. Onu dinleyin ve anlatması için yüreklendirin.
Gerçekten öyle:)) Altuğ bu aralara bülbül gibi konuşuyor Bir hikayeler anlatıyor ki inanamazsınız:))

Bayramlar :

Özel gün kavramı çocuklarımıza yaşatmamız gereken mutluluk. 3,5 yaşındaki bir çocuğun bazı günlerin diğer günlerden farklı olduğunu bilmesi ona heyecan verecektir.Bu özel gün dini veya milli bir bayram olabilir.Bazı özel törenler ,hareketler ,aile yaşamının sıcaklığı ve birlik duygusu ona iyi gelecektir.
Bayramda anneannesinin elini öpmesi onun doğuştan getirdiği bir özelik değildir.Bunu bizim öğretmemiz ve yaşatmamız gerekiyor.Bu tür duygular çocuğa yalnız olmadığımız duygusunu verecektir.İnsanoğlu binlerce yıl topluluk halinde kalabalık aileler içinde yaşadı.Dolayısıyla GFUYgenlerimize yazılan şey birlik ve kalabalık olmanın gücüdür.Modern yaşamın olumsuzluklarını yapabildiğiniz kadar engellemeye çalışın.
İş yaşamındaki yoğunluk bayram günlerini tatile çeviriyor, bunun tabiî ki farkındayız. İlk gün bayram kutlamaları yapmak ikinci gün tatile çıkmak bir ara çözüm olabilir belki.

Beslenme :

3 N ,1 N kuralını hatırlıyor musunuz? Ne zaman, ne ve nerede yenileceğine biz karar veririz; ama ne kadar yiyeceğine çocuk karar verir. Yemiyor diye onu zorlamayın. Onu bıkmadan, usanmadan yeni yiyeceklerle tanıştırın.Bir yemeği iki üç kez yememiş olması,dördüncü seferde de reddedeceği anlamına gelmez.
  • Televizyon karşısında yeme alışkanlığı geliştirmemelisiniz,
  • Ona  model olun. Sizin yerken zevk aldığınız şeyleri o da denemek ister. Onu kandırmaya çalışmayın,gerçek hislerinizi anlamakta çok marifetlidir!
  • Yemek masası ödül veya ceza alanı değildir. Yemeği ona ceza gibi veya ödül gibi sunmayın.
  • Abur cubur onun karnını doyurabilir ; ama gerçek gereksinimlerini değil.
  • Masayı kurmanızda size yardım etmesi onun için sorumluluk geliştirici bir aktivitedir. Aile ile birlikte yenilen Yemeğin, özel bir aktivite  olduğunu algılamasını sağlar.
Biz ne zaman bu kurala uymaya başladık benim iştahsız minik oğlumun yemek yeme düzeni çok daha iyi duruma geldi. Bu kurala gerçekten dikkat edilmeli..

Bilgi Hapı:
Montessori Method’unu duymuş muydunuz? Bu yöntem Maria Montessori tarafından felsefesi oluşturulmuş bir eğitim yöntemidir. Tüm dünyada birçok okul öncesi eğitim kurumu onun felsefesine uygun eğitim yapmaktadır. Çocuklara gerekli materyallerin verilmesiyle onların kendi kendilerine ve doğal bir şekilde eğitilmelerinin üstünlüğü ,ana felsefedir.Öğretmen çocuklara mümkün olduğunca müdahil olmaz,onların kendi iç güdüleriyle deneyler yapmalarını ve sonuca ulaşmalarını teşvik eder.
”Çocuğunuzun başarabileceğini hissettiği bir işte ona asla yardımcı olmayın”
Maria Montessori (İtalyan Çocuk Doktoru ve Eğitimci -1870-1952)

Kaynak:http://www.bebekolay.com/3-5-yas-cocuk-gelisimi-mini-mini-bir-kus-konmustu/
Montessori Medonu biliyorum ve bazı siteve kitaplardan kendimce bilgiler edindim. Evde de bu yöntemi kullandığımız şeyler oldu. Altuğ'unun gittiği anaokulu montessori değil ama ona yakın eğitim verdiğini düşünüyorum. Gerçekten çocuğun birey olarak hareket etmesini sağlayan, ayakları üzerinde durmasına yardımcı olan bir metot..

Gebelikte Beslenme



Gebe olduğunu öğrenen bir kadının aklına gelen ilk sorulardan biri de bebeğinin sağlıklı olabilmesi için neler yemesi gerektiğidir. Bazı yanlış inanışlar ve bunun sonucunda edinilen alışkanlıklar nedeniyle gebeliklerde hatalı diyetler görmekteyiz. Öncelikle birkaç yanlış inanıştan bahsetmemiz gerekmektedir. Gebelik döneminde bebeğin gelişmeyeceği ve aç kalınacağına inanarak yapılacak aşırı beslenmenin size gereksiz ağırlık artışı olarak geri döneceği bilinmelidir. Aşerme gebeliğin uyum döneminde bazı psikolojik ve hormonal nedenlere bağlı olarak görülebilen farklı yiyecek türlerine duyulan istektir. Aşerme sonucunda istenilen yiyeceğin yenmesinin zararı olmadığı gibi sanılan aksine bir yararı da yoktur. Hatta bazı yörelerde yanlış inanışlara yol açarak istenilen yiyeceğin yenmemesi durumunda bebekte sakatlık ve cildinde lekeler olacağı söylenmektedir.
Gebelik öncesi dönemine göre gebelik döneminde almanız gereken ekstra sadece 300 kaloridir. Bu küçük bir farktır. Gebeliğin erken dönemlerinde izlenen kusmalarda işler biraz değişebilmektedir. Bu dönemdeki yoğun kusmalar bebeğin gelişiminden çok anne sağlığını tehlike altına atmaktadır. Yoğun kusma şikayeti olan gebe bebeği için aşırı kaygılanmamalıdır. Genelde “ben beslenemiyorum bebeğim aç kalacak gelişemeyecek” düşüncesi çiftlerde gereksiz bir kaygı yaratmaktadır. Bebek annenin beslenmesinden bağımsız olarak annenin mevcut depolarından gerektiği kadar besin almaktadır. Bu yüzden amacımız annenin sağlığını hızlıca düzeltmektir. Hafif bulantı kusma yaşayan kadınların beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemek yerinde olacaktır. İlk önerimiz sık sık, ama az yenen öğünlerdir. Buradaki amaç mideyi bir anda doldurmamaktır. Günde 7-8 öğün baharatsız, yağsız besinler bulantı ve kusma şikayetlerinde hafifleme sağlar. Et ve yumurta gibi proteinden zengin gıdalar midede uzun süre kaldıklarında bulantıya neden olabilmektedirler. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme tercih edilmelidir. Bulantılar özellikle sabahları yataktan kalkarken yoğun olarak gözlendiğinden yataktan kalkmadan yenecek bir iki adet krakerin ciddi yararı olmaktadır. Aynı şekilde leblebi, patlamış mısır gibi mide sıvısını emen besinler de bulantıyı azaltabilir. Çok ciddi bulantı ve kusması olan, kilo kaybı görülen gebelerin tedavisi hastanede yapılmalıdır.
Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bulantı kusmalar geçeceğinden öğün sayısı günde 4-5 olacak şekilde azaltılabilir. Bu dönemde diyette bir kısıtlama yoktur. Gebeliğin son dönemlerine doğru büyüyen rahmin mideye baskısı sonucu görülen yanma ve gaz şikayetleri nedeniyle öğün sayısı arttırılabilir.
Gebelik döneminde bazı nadir hastalıklara sahip gebeler ve şeker hastaları dışında diyet önermemekteyiz. Gebelik öncesi dönemde rahatça tüketebildiğiniz besinleri yemek yeterlidir. Midenizde problem yaratacak besinleri yemeniz gerekli değildir.
Kısaca birkaç besin maddesi hakkında önerilerde bulunmakta yarar vardır. Gebelik esnasında haftada 1-2 kez balık tüketimi önemlidir. Balık omega yağ asitleri açısında zengin besin türüdür. Omega yağ asitleri bebeğinizin beyin ve sinir gelişimi için oldukça faydalıdır. Bunun dışında omega yağ asidi kullanımının çocukların okul yaşamında da etkili olduğunu bildiren çalışmalar yayınlanmıştır. Bizim tavsiyemiz mümkünse derin denizlerde yaşayan somon gibi balıkların tüketilmesidir. Bu balıklar omega yağ asitleri açısından oldukça zengindir.
Bebeğinizin kemik gelişimi açısından kalsiyum ihtiyacınızı süt, peynir ve yoğurttan karşılayabilirsiniz. Bu besin maddelerini tüketemeyen kadınlar için kalsiyum içeren ilaçlar kullanılmaktadır.
Gebelik dengeli ve düzenli beslenmek önemlidir. Bebeğin gelişimi açısından karbonhidrat ve protein alımı da gereklidir. Su içmeye önem verilmelidir. Günde 2-3 litre su içilmesi önerilmektedir. Özellikle hayvansal gıdalar yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Beslenme programınızı doktorunuz ile gebeliğin başından konuşarak kendi beslenme alışkanlıklarınıza göre ayarlamalar yapmanız uygun olacaktır.
Gebelikte ek olarak alınması gereken vitamin ve mineraller sadece demir ve folik asittir. Bunun dışındaki hiçbir vitaminin, normal beslenen bir gebede yararı kanıtlanmamıştır. Özellikle kan yapsın diye tüketilen pekmez gibi besinler fazla kalori, dolayısı ile kilo alımından başka bir işe yaramazlar. Aynı şey kuru yemişler için de geçerlidir, gereğinden fazla tüketilen kuru yemişlerin bebeğe de, anneye de hiçbir yararı yoktur.
Gebelikte kilo alımı
Normal kilodaki bir gebenin, gebelik boyunca alması gereken ideal kilo 12-13 kg.dır. Başlangıç kilosu daha az olan gebeler bunun üzerinde, daha fazla olanlar ise bunun altında kilo almalıdır. Gebeliğin ilk 20 haftasında ayda 1 kg, gebeliğin ikinci yarısında ise ayda 2 kg kadar alınması önerilir. Bulantı ve mide şikayetleri nedeniyle ilk 3 ayda kilo alınmaması, hatta 1-2 kg kayıp normal karşılanmalıdır.