31 Ocak 2013 Perşembe

YENİ ÇİLEK ODASI ÇOK ‘ROMANTIC’



Bebek, çocuk ve genç odalarının uzman ve lider markası Çilek Mobilya, İMOB 2013’te sergileyeceği  pastel renkler ve eskitme detaylar ile tasarladığı zamansız tasarımı ‘Romantic’ ile hem kız çocuklarının hem de genç kızların kalbini fethedecek.

Özellikle bebek, çocuk ve gençlere özgü tasarım ve üretim fikrini hayata geçiren ve bu alanda uzmanlaşarak trendleri belirleyen Çilek Mobilya, İstanbul Mobilya Fuarında birbirinden farklı ve özgün oda tasarımları ile yine sektöre yön veriyor.



Fuarda ilk kez sergilenecek olan ‘Romantic’ serisi kız çocuklarının hayallerini süsleyen antik çağ prensesleri ve şatolarından ilham alınarak tasarlandı. Günümüz  trendlerine uygun olarak, modern çizgileri eskitme detayları ile birleştirdi.  Küçük bir prensesken kullanılmaya başlayan oda birbirinden şık aksesuarlar ile desteklenerek, sade  ve asil bir genç kızın yaşam tarzına dönüşebiliyor. Yani Romantic, zamansız bir tasarım olarak sunuluyor.

Detaylara ve sadeliğe önem veren tam bir hanımefendi odası olan Romantic serisindeki mobilyalar birbirinden şık ve yine ince detaylarla tasarlanmış aksesuarlar ile  tamamlanıyor. Aynı romantik tarzı yansıtan aksesuarlar; yatak örtüsü, tül, güneşlik, cibinlik, sandalye, puf, tavan ve masa aydınlatmasından oluşuyor.



Romantic serisinin yanı sıra fuarda yer alacak olan BiConceptRacer ve Speedy serileri hız tutkunu çocuklar için sevdikleri arabalardan esinlenerek tasarlandı. Araba konseptini eşsiz bir noktaya taşıyan Çilek, iki katlı arabalı ranzalar ile de kardeşlere aynı odada sevdikleri arabaların içinde uyuma keyfini yaşatıyor.




Çilek tasarımcılarının renkli dokunuşlarla bebeklere özel tasarladığı Baby Safari, Baby Dream ve Baby Flower koleksiyonları da İMOB 2013’te yerini alıyor. Aslan, kaplan ve zürafanın, en sevimli halleriyle bebeğinizi selamladığı Baby Safari koleksiyonu, bebeğiniz için eğlenceli bir dünya sunarken, çiçek desenleriyle tasarlanan  Baby Flower koleksiyonu bebeğinizin mis kokusuyla bir araya geliyor. Pastel renkler, balon desenleri, bulutların üzerinde kayan gökkuşağı ve yıldızlar ile bir bebek rüyasının huzur dolu unsurları Baby Dream odasında bebeğinizi sarmalıyor.

Çilek, bir yandan çocukların içinde hayallerini yaşayabileceği  Prenses, Korsan, Denizci, Yarışçı gibi dünyaları yaratırken, diğer yandan Flora, Active, Royal, Captain, Positive gibi kendi tarzlarını aksesuarlarla tamamlayacakları odalar tasarlıyor. 20 farklı yaşam tarzını yarısı aksesuar olmak üzere 500’e yaklaşan farklı ürünle sunuyor.

Çilek Mobilya; kaliteli ve konforlu tasarımları ile çocuklarının sağlığını düşünen ebeveynlerin güvenini kazandığı gibi sıra dışı ve özgün tasarımları ile de çocukların en sevdiği oda arkadaşı olmaya devam ediyor.


29 Ocak 2013 Salı

Bebeğinizin bezini değiştirirken dikkat edilecekler



Bebek Bezi Nasıl Değiştirilir?

Nasıl bebek bezi değiştirilir bilgileri eğer kendi kendinize "bu şeritler arkada olmalı, değil mi? " sorduysanız tam sizin için. Bu bilgiler sadece atılabilir bebek bezi kullanan ya da kullanmayı düşünen ebeveynler içindir.

Nasıl Yapılır:

1- Bez değiştirmek için ihtiyacınız olan her şeyi yanınızda olduğundan emin olun.
2- Bebeğinizi alt değiştireceğiniz yüzeye sırtüstü yatırın. Eğer alt değiştirme masası kullanıyorsanız, güvenlik kemerlerini bağlamanız önerilir.
3- Bezin yapışkan şeritlerini açın. Ayak bileklerinden nazikçe kavrayıp kaldırarak, bebeğinizin poposunu bezin üzerinden kaldırın. Eğer o sırada çok bağırsak hareketi varsa bezin üst yukarı kısmını aşağı kısma doğru nazikçe silmek için kullanabilirsiniz. Eğer bir kız bebeğin altını değiştiriyorsanız enfeksiyonu önlemek için her zaman önden arkaya doğru sildiğinizden emin olun.
4- Bezi bebeğin altından çekin ve ulaşamayacağı bir yere koyun.
5- Eğer bebeğiniz yeni doğan ise bebeğin altını, ılık su ve pamuk ya da ıslak bebek mendilleri ile temizleyebilirsiniz. Bebek 2 aylık olana kadar özellikle alkollü bebek mendilleri isilik ve tahrişe sebep olabilir.
6- Kullandığınız ıslak mendili, kirli bezin üstüne koyun.
7- Bebeğinizin altına, şeritlerin bebeğin poposunun altındaki bölüme gelecek şekilde yerleştiğinden emin olarak temiz bir bez koyun. Birçok bebek bezinde, bezin önünü gösteren renkli işaret ya da şekiller bulunmakta.
8- Bezi bağlamadan önce doktorunuzun pişik için önerdiği merhem ya da kremi uygulayın. Bezi bebeğin altına yerleştirdikten sonra kremi sürmek, zaman zaman temizlenmesi zor olan kremin alt değiştirdiğiniz yüzeye bulaşmasını engelleyecektir.
9 - Bezin üst kısmını bebeğin göbeğine doğru çekerek ve şeritleri açıp yapıştıracağınız alana doğru çekerek yeni bezi kapatın. Eğer özel olarak yeni doğan bezi kullanmıyorsanız, göbek bağının tahriş olmasını engellemek için bezin üst kısmını aşağı doğru kıvırdığınızdan emin olun.
10- Yapışkan şeritleri çevresine sararak kirli bezi kaldırın eğer isterseniz bir torbanın içine de koyabilirsiniz.
11- Ellerinizi ve alt değiştirdiğiniz yüzeyi yıkayın. Özellikle çocuğunuz hastaysa, tekrar bulaşmasını önlemek için bu çok önemlidir.

İpuçları:

1-İyileşmekte olan bir sünnet için bakım yapıyorsanız doktorunuzun talimatlarını izleyin.
2- Bezi çok sıkı bağlamamaya dikkat edin. Sızıntıları önlemek isteyeceksiniz ama çok sıkı bir bez bebeğinizin midesine baskı yapacağından kusmaya sebep olacaktır. Bu özellikle beslenmelerden sonra geçerlidir.
3- Eğer bebeğinizde birkaç boyunca geçmeyen bir pişik olursa veya acı çeker gibi gözüküyorsa ve cildinde kızarıklık ve yara görünümü varsa hemen doktorunuzla görüşün.
4- Eğer alt değiştirme masası kullanıyorsanız her zaman emniyet kemerlerini bağladığınızdan emin olun. Kemerler bağlıyken bile hiçbir zaman çocuğunuzu yüksek bir yerdeyken yalnız bırakmayın.
5- Bazı ebeveynler alt değiştirme masası kullanmaktan hoşlanmazlar. Buna alternatif olarak yerde alt değiştirme yastıklarından kullanabilirsiniz. Bunlar kolaylıkla yatak ya da kanepelerin altına saklanabilirler ve alt değiştirme malzemeleriniz içinde yakınınızda dekoratif bir sepet tutabilirsiniz.

İhtiyacınız olanlar

Bebek bezi
Pamuk topları ya da ıslak bebek mendilleri
Pişik için krem ya da merhem
İsteğe bağlı olarak bebek losyonu
Bebek cildi için uygun kumaşlar hangileridir?
Hangi kumaşlar bebek cildini tahriş eder?
Sıcak ve soğuk havalarda hangi yapıda kumaşlar tercih edilmelidir?

Emzirirken bebeği nasıl tutacağımızın ve pozisyonumuzun, emzirme başarımızı belirlediğini unutmayalım!





·          Bebeğinizi emzirirken yüzü memeye dönük, gövdesi sizin gövdenize yakın olmalı, bebeği kolunuzun iç kısmına yerleştiriniz. Aynı kol ve elle bebeği, kalça ve bacaklardan kavrayınız.
·         Elinizle göğsünüzün altından tutunuz, meme başı ile etrafındaki kahverengi kısmına dokunmayınız.
·         Memenizin başını bebeğinizin ağız kenarına dokundurunuz.
·         Bebek sadece meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi kısmın tamamını da mümkün olduğunca ağzına alabilmelidir.
·         Çenesi göğsünüze değmeli ve burnu açık olmalıdır.
·         Bebeğiniz ağzını şapırdatıyorsa ve yanakları çöküyorsa memenizi iyi kavramıyor demektir, bu durumda bebeğinizi yeniden yerleştiriniz.
·         Emzirme süreniz 5 dakika ile 15 dakika arasında değişebilir, iki emzirme arası 3 saati geçmemelidir.


28 Ocak 2013 Pazartesi

EMZİRME DE PÜF NOKTALAR;




***SIVI ALIN.Her emzirmeden önce veya emzirme sırasında bir bardak su içmek yeterli miktarda süt üretmeniz için gereken sıvıyı almanızı sağlayacaktır.
***RAHAT BİR POZİSYON BULUN. Emzirirken  önce siz en rahat pozisyonu alın. Siz rahat olmalısınız ki bebeğiniz de sizi rahat emsin. Emzirme sırasında bebeğin üstüne doğru eğilmeyin. Bebeğinizi emzirirken kolunuzun altına yastık koymak da sizi rahatlatacaktır.
***Serbest kalan baş ve işaret parmağınızla göğsünüze başparmak yukarıda kalmak şartıyla aerola( kahverengi alan) hizasında destek sağlayın. Bu şekilde tuttuğunuzda memem ucunu bebeğin dudakları arasında aşağı yukarı dolaştırarak ağzını açmasını sağlayabilirsiniz.Ancak bebeğin yanaklarını sıkıştırarak ağzını açması için zorlamayın, çünkü bebek  nereye döneceğini kestiremez. Bebek ağzını açtığı zaman meme ucunu yavaşça bebeğin ağzının tam ortasına yerleştirin; bu şekilde bebeğin memeyi, yakalaması kolaylaşır. Gerekirse bu olayları bebek memeyi ağzına alana kadar tekrarlayın, fakat zorlamayın.Sürekli şans tanıdığınızda bebeğiniz sonunda insiyatifi ele alacaktır.
***Bebeğinizin meme ucunu olduğu kadar haleyi tutmasını sağlayın.Bebeğin sadece mem ucundan beslenmesi hem bebeği aç. bırakır hem de göğüslerinizin acımasına yol açar.
***Bebeğin alt dudağını veya dilini emmediğinden emin olun. Emzirirken alt dudağını aşağı çekerek  bunu önleyebilirsiniz.Bebeğin dilini emmesi söz konusu ise parmağınızı kullanarak emmeye ara verin, meme ucunu ağızdan çekin ve yeniden başlamadan önce dilin aşağıda olup-olmadığını kontrol edin.
***Bebeğiniz memeyi sıkıca kavradığında nefes almasının engellenmemesine dikkat edin. Böyle olduğunda parmağınızla memenize bastırarak burnunun yeterli hava almasına izin verin.
***Bebeğin yanağının ritmik, düzenli ve  güçlü biçimde inip kalktığını gözlemeye çalışın;bu, emzirmenin iyi gittiğini gösteren bir işartetir. Sonradan süt gelmeye başladığında bebeğin havayı emmediğini gösteren yutma sesi gulp sesi yakalamaya çalışın.Süt çok hızlı gelip bebeğin ağzından taşdığında emzirmeyi kesin ve sütün fazlasını elinizle veya pompa ile sağıp azaltmaya çalışın.
***Emzirirken ilk gün her iki memeden de 5'er dakikadan, ikinci gün 10'ar dakikadan ve üçüncü gün 15 dakika ve daha fazla olmak kaydıyla emzirin. Bebeğiniz ne zaman isterse hep emzirin. Süt geldiğinde ilk memeden 10 dakika emzirin ve sonra bebek isterse ikinci memeyi bitirdikten sonra yine doymazsa birinci memeye dönün.Siz memeyi değiştirirken bebeğiniz uyuya kalırsa gazını çıkarırken uyanıp tekrardan emmek isteyebilir.
***Bebekle ,işiniz bittikten sonra memenizi silip  ve mümkünse 10 dakika kadar açıkta bırakıp hava almasını sağlayarak kurutun. Bu, memelerinizin sertleşmesini sağlar.Emzirme olayı tam olarak oturduğunda buna gerek olmayacaktır.
***Sütünüz geldiğinde bebeği sık sık emzirin,24 saat içinde en az 8-10 kez her iki memeyi de emzirin ve her seferinde en azından birini tamamen bitirmesini sağlayın.Bebek uzun süre veya yeterli miktarda emmediğin de veya bir meme bitirilmediğin de içeride kalan sütü bir şekilde toplamak ( özellikle de sütünüz az ise)iyi fikir olabilir.Toplanan süt destek besin olarak kullanılmak üzere buzdolabında ya da dondurucuda saklanabilir.

25 Ocak 2013 Cuma

23 ŞUBAT'DA MİNİ AKTİVİTE ÇOCUK ETKİNLİK MERKEZİNDE EK GIDAYA GEÇERKEN BİLMENİZ GEREKENLER SEMİNERİ





 Hepimiz bebeklerimiz doğduğunda nasıl bebeğimi emzireceğim, sütüm yetiyor mu gibi kaygılar yaşadık. Zamanla herkes belli bir düzen oluşturdu. 
Tam “oldu” derken bebeklerimizin artık ek gıdaya geçmesi gerekiyor. Bu dönem çoğu anne için yine bir kaygı, kafa karışıklığı demek. Eğer sizin de kafanız karışıyor, acaba nereden başlasam, doğru mu yapıyorum acaba gibi kaygılar taşıyorsanız bu eğitimim tam size göre.

 Ek gıdaya geçerken ; 
-Ek gıdalara neden başlanır? 
-Ek gıdalara ne zaman başlanmalıdır?
 -Anne sütü alan bebeğe 4. Aydan sonra ek gıda başlanmalı mı?
 -Anne sütü alan bebek, 6-12 ayılık dönemde nasıl beslenmeli?
 -Ek gıdalara başlayınca anne sütü azalırsa ne olacak?
 -Ek gıdalara başlarken dikkat edilecek konular nelerdir?
 -Bebek ek gıda istemezse ne yapılabilir?
 -Pürtüklü gıda alırken bebek öğürürse ne yapılabilir? 
-Acaba blender kullanmalı mıyım? 
-Diş çıkarma döneminde ne yapmalı?
 -Ek gıdalara başlandığında anne-bebek ilişkisi
 -Bebek ne zaman kaşık kullanmaya başlanmalı?
 -Devam sütleri, kaşık mamaları hakkında bilmeniz gerekenler
 -Örnek tarifler konularını içermektedir.

 Eğitimlerimize ister bebeğinizle ister tek başınıza katılabilirsiniz. 

Eğitim yeri: Miniaktivite Anne Çocuk Atölyesi 
www.miniaktivite.com 

Eğitim tarihi: 23 Şubat Cumartesi saat 16:00-18:00

Eğitim ücreti: 60 TL+KDV 

Seminere katılımcı sınırlıdır, rezervasyon için ertugrul.esra@gmail.com adresinden iletişime geçebilirsiniz.

23 Ocak 2013 Çarşamba

BEBEĞİNİZİ EMZİRMEYE BAŞLADIĞINIZ İLK GÜNLER DE MEME UCUNUZDA TAHRİŞ YA DA ÇATLAK VARSA;





Doğumdan sonraki ilk haftalarda ve aylarda emziren annelerin sıklıkla karşılaştığı  sorunlardan biri; meme ucu tahrişi ve çatlağı..
Öyle ki bu nedenle emzirmeye devam edemeyen ve hiç tercih edilmemesine rağmen , biberon mamasına geçen anneler bile vardır.Oysa ki bu sorun çözülebilir.Meme başının çatlak olması ve ya çatlak gelişmesinin en önemli nedeni bebeğin anne memesini emerken yanlış pozisyonda tutulmasıdır.
Şunlara dikkat edilmelidir;
-Bebeğinizi emzirirken, bebeğinizin üstünde doğru eğilmeyin.
-Rahat bir koltuğa arkanıza dayanarak oturun.
-Ayağınızın altına 1-2 kitap koyarak ayağınızı yükseltin. Böylece dizlerinizi kalçalarınızın düzeyinden biraz yukarı kalkmış olur.
-bebeğinizi memenize yaklaştırın. Bu amaçla dizlerinizin üstüne bir yastık koyabilirsiniz.
-Gerekirse yastık kullanarak sol kolunuzu destekleyin.
-Bebeğinin karnı sizin karnınıza değmeli ve bebeğin yüzü size tam dönük olmalıdır.
-Bebek memeyi bıraktığında meme başını kontrol ediniz. Şekli ve renginde değişiklik olması önemlidir.Pembe ve yuvarlak olması gerekir.Meme başında kırışıklık ve buruşuklukların olması bebeğin memeyi uygun şekilde tutmadığını gösterir.

Hem çocuklarınızı sevindirin, hem de eğitime destek verin



Çocuklara müjde!
IKEA mağazalarında “çocuk mobilyasında kampanya başlıyor…”



IKEA Türkiye mağazalarında 28 Ocak-3 Mart tarihleri arasında tüm çocuk mobilyalarında  yüzde 10 indirim uygulanacak.

Ayrıca satın alınan her oyuncağın 1 TL’si ise, Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’na (TEGV) bağışlanarak 1.500 çocuğun bir yıl boyunca eğitimine katkı sağlanacak.

Çocuklar ve bebekler için akıllı, ulaşılabilir, güvenli ve eğlenceli çözümler sunan IKEA, hazırladığı bu çok özel kampanyayla hem çocukların hem de anne babaların yüzünü güldürüyor. Her zevke ve her bütçeye uygun ve her yaş grubuna hitap eden ürünleriyle çocukların hayal güçlerine ilham veren IKEA mağazalarında 28 Ocak-3 Marttarihleri arasında IKEA Aile Kart sahiplerine özel tüm çocuk mobilyaları ürünlerindeyüzde 10 indirim uygulanacak.
Kampanya dahilinde Axess Kart sahiplerine 12 taksit fırsatı da sunuluyor.
Üstelik IKEA Aile Kart’a tüm IKEA mağazalarından anında ve ücretsiz olarak sahip olabilir, her dönem fırsatlardan yararlanabilirsiniz. 
IKEA oyuncakları, TEGV işbirliğiyle 1500 çocuğun eğitimine katkı sağlayacak…
Çoğunluk için daha iyi bir günlük yaşam vizyonuyla, güzel tasarımlı, kullanışlı ve kaliteli binlerce çeşit mobilya ve ev aksesuarını düşük fiyatlarla tüketicilere sunan IKEA Türkiye, eğitime verdiği desteği sürdürüyor. 28 Ocak-3 Mart tarihleri arasında IKEA mağazalarından satın alınan her oyuncak için 1 TL toplanarak TEGV’e bağışlanacak. Toplanan bu bağışlar sayesinde toplam 1.500 çocuk, bir yıl boyunca TEGV eğitim etkinliklerinden faydalanacak. 
Çocuklarınız için alacağınız her IKEA oyuncağı, 1500 çocuğa umut ışığı olacak.
Siz de en yakın IKEA mağazasına uğrayın, hem çocuk ürünlerindeki bu çok özel kampanya fırsatlarından yararlanın hem de çocukların eğitimine bir destek de sizden gelsin.

Çocuğunuzun hayallerini gerçeğe dönüştüren sihirli partilere hazır mısınız? Bunun için Karamel, bloğumu takip edenlere %15 indirim yapıyor:))





Çocuklarınızın hayallerindeki rengârenk dünyayı gerçeğe dönüştürmek üzere Karamel yaratıldı.
 Doğum günü partileri, diş buğdayları, baby shower’lar ve aklınıza gelen her özel günü, Karamel size ve çocuğunuza özel olarak tasarlayıp gerçekleştiriyor.
Rengârenk balonlar, kişiye özel hazırlanmış servis setleri,süsler, rozetler, gelenlere hediye torbaları, anı köşesi, özel tasarlamış birbirinden lezzetli kurabiye, pastaların, çikolata ve şekerlemelerin olduğu şeker büfeleri, minik atıştırmalıklar ve hayal ettiğiniz daha ne varsa Karamel sizin için butik olarak hazırlıyor.

Daha fazlasını isterseniz gelişim oyunları, yüz boyama, jonglör gösterileri, sihirbaz ve palyaço performansları gibi çeşitli aktiviteleri partinize eklenebilir.

Sizde böyle bir parti düzenlemek isterseniz KARAMEL'İNsizlere bir süprizi var. Sizlere %15 indidirm yapacak. Tek yapmanız bloğumu takibe alıp, bu yazının altına yorum bırakmak:))

KARAMEL
Adress: Cihangir/İSTANBUL
Telefon:  0212 293 25 50
0530 568 53 54

22 Ocak 2013 Salı

1 YAŞINA KADAR BEBEKLERİN YEMEMESİ GEREKEN BESİNLER



  • Tuz,
  • Şeker,
  • Bal(1.5 yaş),
  • Bebek bisküvileri(mümkün olduğunca daha uzun süre ),
  • Çiğ domates, patlıcan, kereviz, enginar, mantar, salça, tüm baharatlar,
  • Çilek, kivi, dut, tüm tropik meyveler, incir, Portakal, mandalina, nar,  muz (9. aya kadar)
  • Yumurta beyazı,
  • İnek sütü.
Önce ek gıda, ardından yarım saat sonra emzirmeye devam edebilirsiniz.
 Ek gıdanın hemen ardından emzirmemeye gayret edilmeli.Bunun en önemli nedeni; k gıdasını almadığında
 nasıl olsa ardından meme geleceğini kavrayan bebek ek gıda alımını reddediyor... Yediği kadarını yedirip, araya aktivite sokup, sonra öğünü tamamlamak için emzire bilirsiniz....

21 Ocak 2013 Pazartesi

Emzirme iyi gidiyor olsa bile şunlar yaşanıyor olabilir:




Aralıklarla bebeğin huzursuzlanması
Emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi
Daha sık beslenmek istemesi
Memelerinin dolu oldukları hissinini vermemesi
Bebeğin, daha az bir sıklıkla ya da daha kısa süreli emmesi
Gece, sıklıkla uyanması
Emdikten sonra biberon istemesi
Annenin, daha çok süt sağamaması



Bebekler: 

Hasta olduğunda, 
Ağzında pamukçuk oluştuğunda, 
Diş çıkardığında (büyük bebekler için), 
Memeye kötü yerleşmeden dolayı yeterli süt alamadığında, 
Annede birikim sonucu çok hızlı ve fazla süt geldiğinde, 
Bir değişikliği hissettiklerinde meme emmeyi istemezler.

Bunlar, emzirmeden vazgeçmenin en sık rastlanan nedenlerindendir ve çoğu kez çözümlenebilir. Böyle durumlar annenin bebeği ile yakın temas kurup, gerekiyorsa onunla uyuması, memeyi kolay alacağı bir pozisyonda vermesi, onu her istediğinde ve değişik pozisyonlarda emzirmesi ile çözümlenebilir. Sütünü sağması fakat bunu biberon kullanmadan, besleme kabı veya kaşıkla vermesi önerilir.


Hepsini denediniz olmuyorsa;


ertugrul.esra@gmail.com bana e-mail atabilirsiniz. Konuşur, çözüm yolu bulmaya çalışırız.

2 Şubatta Anne sütü ve Emzirme seminerimde deneyimli yada hamile tüm anneleri bekliyorum:)Bu seminere gelmek isterseniz e-mail atarak kayıt yaptırabilirsiniz.

18 Ocak 2013 Cuma

SEVGİLİ DENEYİMLİ ANNE ESİN'İN ANKETME / RÖPORTAJIMA VERDİĞİ CEVAPLAR:))


*Nasıl bir hamilelik geçirdiniz? Hamile iken kaç kilo aldınız, kilolarınızı nasıl verdiniz?
Ilk hamileligim cok rahat gecti hatta hamileliligin cok kisa oldugunu dusundum J. Dogumuma 3 hafta kalana kadar calistim. Mide bulantim ya da baska bir rahatsizligim olmadi hic. Asermedim asiri yemek yemedim,  bol bol yuruyus yaptim ama buna ragmen 26 kilo aldim!:( 39+3 haftalikken epiduralli normal dogumla oglumu kucagima aldim. Dogumdan 13 ay sonra eski kilomun -1 kg altina indim ekstra birsey yapmadim, asiri yemeden ve bol bol emzirerek kilolarimi verdim.
İkinci hamileliligim ilkine gore biraz daha zorluydu yaklasik 20. Haftaya kadar gunluk hayatimi ciddi sekilde etkileyecek derecede mide bulantilarim oldu … Asermelerim oldu, cok fazla eksi ve acili seyler istedi canim. Kendimi tutmadim ne yalan soyleyeyim ilk hamileligimde asiri yemeden 26 kg almak biraz canimi sıkmıştı. Ama buna ragmen 18 kg aldim ve 42+1 haftalikken mudahalesiz normal dogumla ( epiduralde yoktu yani bu defa ) kizimi kucagima aldim. Yine yaklasik bir sene sonra hamile kalmadan onceki kiloma dondum.
*Bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
Iki yavrumu da kucagima aldigimda bu mucize benim mi dedim.  Hislerimi soze dokmek imkansiz aslinda bunu yasama sansi olan tum anneler hak verecektir sanirim.
*Bebeğiniz şimdi kaç yaşında?
Oglum 5,5 yasinda, kizim 20 aylik.

*Yaşamınız çocuğunuzdan sonra nasıl değişti?
Buyuk degisiklikler oldu tabi. Oglumun dogumuyla beraber is hayatima ara verdim.  Ona kendim bakmak her anini birlikte yasamak istedim. Krese basladiktan sonra is hayatina donerim diye dusunurken hep iki cocuk istedigimi ve tekrar ise baslayip ayni arayi veremeyecegimi dusunerek tekrar hamile kaldim. Kizim su an 20 aylik ve kisa zaman sonra calismaya geri donmek istiyorum.  Ayrica sosyal hayat ve cevremde buyuk olcude degisti diyebilirim. Etrafimda artik daha cok bebekli ve cocuklu insanlar var. Katilacagim etkinliklerin saatlerini de miniklerin durumu belirliyor ornegin.:)
*Çocuğunuzla ile 1 gününüz nasıl geçiyor?
Gun genelde yetmiyor diyebilirim!:) Sabah kizim cok erken kalkiyor onunla biraz oyun ve ardindan kahvaltidan sonra oglumun okula gitme hazirliklari basliyor. Onu okula gonderdikten sonra kizim ogle uykusunu uyuyor ve uyandiktan sonra ogle yemegi ve ardindan havanin durumuna gore evde ya da acik havada oyun, gezme, park , arkadaslarla bulusma gibi etkinlikler yapiyoruz. Oglum okuldan geliyor, aksam yemegi, oyun, uyku ve saat 9 dan sonra belki biraz kendime kalan 2 saatim oluyor.
*Anne olmak sizi nasıl değiştirdi?
Anne olduktan sonra daha fedakar, ozverili ve sabirli bir insan oldum diyebilirim. Kisa zamanda cok sey yapabilmeyi ogrendim. Daha cok empati kuruyorum daha tartarak olcup bicerek davraniyor ve konusuyorum. Cocuklari okumayi , ne zaman , neyi ne icin yaptiklari ogrendim.  Ve aslinda o kucuk insanlarin bizim sandigimizdan daha zeki ve algilarinin daha acik oldugunu ogrendim.
*Kendiniz nasıl bir anne olarak görüyorsunuz? Korumacı mı, rahat mı?
Oglumun bebekliginde asiri korumaci bir anneymisim maalesef ama simdi daha rahatim ve bazi seyleri sadece uyararak mudahale etmeden deneyerek ogrenmeleri icin onlari serbest birakiyorum.
*Anne olduktan sonra işinize devam ettiniz mi? Devam ettiyseniz zor oldu mu sizin için?
Hayir etmedim. Uzunca bir ara verdim  ama en kisa zamanda donmek istiyorum .
*Bloğunuzda annelik yazıları yazmak mı sizi mutlu ediyor?
Bir blogum yok.
*Bebek ürünleri satın alırken ne gibi noktalara dikkat ediyorsunuz?
Kullanilan maddelerin sagliga zararli olmamasina dikkat ediyorum oncelikle. Oyuncaklarda guvenlige cok dikkat ediyorum. Yasina ve becerilerine uygun olan seyler almaya calisiyorum.
*Evde beslenme ve sağlık konularındaki tutumunuz nasıl? Özellikle çocuğunuzu beslenmesiyle ilgili konularda özel bir yaklaşımınız var mı?
Basit sogukalginligi, nezle gibi hastaliklarla ilacsiz dogal yontemlerle mucadele etmeye calisirim.  Yedikleri seyleri evde kendim hazirlamaya calisirim. Ambalajli ve hazir gidalari ozellikle 3 yasina kadar oglumda hic vermedim ama daha sonra arkadaslariyla sosyallestikce ogrendi maalesef. Yine de eve almamaya calisiyorum. Abur cubur , atistirmalik seyleri asla yemeklerden once yiyemeyeceklerini ikisi de bilir. Once saglikli ve olmasi gereken ogun yenir mutlaka.
*Bebeğinize anne sütü verebildiniz mi? Ne kadar süre verdiniz?
Oglum 13 ay, kizim 17 ay anne sutu aldi. Anne sutu harici formul mama kullanmadim.


Esin Akman

Sorularıma cevap verdiğiniz çok teşekkür ederim.

17 Ocak 2013 Perşembe

MedelaCalma biberonun diğer biberonlardan farkı nedir?

· Medela Calma Biberon ile beslenen bebekler öğrendikleri beslenme davranışlarını uygular, tüm beslenme süresince her bebek için farkı olan ve bebeğe uygun olan maksimium vakum seviyesine bağlı kalırlar
 · Yapılan çalışmalar Calma ile beslenen bebeklerin aynı anne göğsünde olduğu gibi kendilerine uygun vakum gücünde emiş yapabildiğini göstermiştir. Bu nedenle çok küçük bebeklerin bile güvenle kullanabileceği düzeydedir.
 · Calma'da süt miktarını bebeğin uyguladığı vakum gücü, süt akış kontrol sistemi, süt akış deliğinin boyutu tarafından kontrol edilir.
 · Hava kontrol sistemi sayesinde havalandırma yapar. Sütün akış deliği ve hava deliği birbirinden bağımsızdır. Böylece bebek emme sırasında nefes alabilir. Bebek beslenme sırasında durabilir ve beslenmeyle aynı anda nefes alabilir. Hava kontrol sistemi sayesinde bebeğin hava yutmasını önler. · Aynı anne göğsünde olduğu gibi bebek vakum uygulamadan süt akışı olmaz. Damlama yapmaz ve bebeklerin kusma yoluyla yediklerini çıkarmasını en aza indirir




 · Süt akışının olması için bebek vakum yapmak zorundadır. Bebeğin ağzındaki vakum yüksek seviyeye çıktığında süt akışı başlar. Bu zamanda bebeğin dili en alt noktadadır ve anne göğüs ucu bebeğin ağzında en derinlere çekilmiştir. Bu hareket Calma içinde aynıdır. Süt akışının gerçekleşmesi için bebek vakum yapmaya çalışmalıdır. Bu nedenle bebek anne göğsünden beslenirken doğal olarak öğrendiği emme davranışının aynısını Calma üzerinde uygulamaktadır.
 · Calmanın emzik boyutu annenin emzirme sırasındaki göğüs uzunluğu ile aynı boyuttadır. Tıpki anne göğsü gibi emme sırasında 1.5 kat uzunluğa ulaşacak şekilde tasarlanmıştır
 · Yapılan birçok çalışma Calma ile beslenme sırasında bebeğin tüm ağız parçalarının anne göğsünde beslendiği oranlarda olduğunu göstermektedir. Bu durum beslenme için bebeğin, anne göğsündeki ile aynı ve doğru beslenme pozisyonunu Calma ile yakaladığının gösterir. Ayrıca kalp atış hızları, nefes alış verme ritimleri anne göğsündeki ile aynıdır. Bu özellikler bebeğe sakin bir beslenme sağlar. · Boyutları her yaştan bebeğin kullanımına uygundur
· Calma ile beslenen bebek anne göğsündekiyle aynı, doğal beslenme davranışını uygular, bu nedenle anneyi reddetmez. Calma kullanan anneler bebeklerin kendilerini reddetmelerinden çekinmezler.


Kaynak:http://www.e-sumeras.com/Medelanin-Yeni-Biberonu-Calma,DP-42.html

16 Ocak 2013 Çarşamba

Sağlıklı Bir Yaşamın Formülü Hijyende

Sağlık her şeyden önemli! Sağlıklı bir hayat için gerekli olan doğru el yıkama alışkanlığı, Türk Pediatri Kurumu Başkanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş’ın söylediği gibi çocukluk yaşlarında edinilir ve bir ömür boyu devam eder. Dettol, Türk Pediatri Kurumu’nun desteği ile, 16 Ocak 2013 Dünya Hijyen Gününe kadar binlerce çocuğa, 6 adımda el yıkamayı öğretti ve öğretmeye de devam ediyor. Ellerine sağlık Dettol! Hepimizin Hijyen Haftası kutlu olsun!

Bir bumads advertorial içeriğidir.

Yarıyıl tatili Lulu'yla çok daha eğlenceli geçecek!





Lulu... İnatçı mı inatçı! Aksi mi aksi! Ya da şöyle diyebiliriz: Tam bir karın ağrısı! Canı bir şey istedi mi, karşı durmak imkânsız. Gerekirse ampulleri patlatana dek ciyak ciyak bağırır, kendini yere atıp havaya tekmeler savurur, çırpınır durur.
Sonunda da istediğini elde eder. Ta ki bir gün, doğum günü armağanı olarak bir dinozor isteyinceye kadar...
Hayykitap'tan yayımlanan "Lulu" dizisi, birbirine benzeyen kahramanlar ve bildik maceralar ekseninde dönen hikâyelerin arasında, taptaze bir soluk olarak okurlarını bekliyor.

15 Ocak 2013 Salı

2 Subat'da Mini Aktivite'de Anne sutu ve Emzirme Egitimi

ANNE SÜTÜ VE EMZİRME KURSU


EMZİRME;HAYATA SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ!!!
Bir çocuk bekliyorsunuz. Gebelik, doğum ve emzirme dönemi,hayatınızın yepyeni bir kesitini oluşturur. Kadın olmayı belki de çok yoğun yaşayacağınız bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz.
Bu kursumuzdaki amaç size, emzirmenin gayet doğal olduğu güvenini vermektir.
Vücudunuz daha şimdiden kendiliğinden buna hazırlanmaktadır.Emzirmek kolay öğrenilir, ancak bazı küçük şeyler yüzünden çok zahmetli bir hal alabilir. Güçlüklerden kaçınmanız amacıyla,
emzirmeyle ilgili en önemli şeyleri bu eğitimde toparladım.
Emzirme yoluyla çocuğa sıcaklık, korunma duygusu, huzur, koruma ve güvenlik vereceksiniz. Çocuğunuza hayat için mümkün en iyi başlangıcı sağlayacaksınız.

Kursumuzun İçeriği:

-Anne sütünün oluşumu ve üstünlükleri,
Anne sütüne nasıl başlamalıyım?
-Anne sütünün gelişimi
-Sütüm bebeğe yetiyor mu?
-Memeye yerleştirme ve emzirme pozisyonları
-Emzirme sorunları
-Anne sütünü Arttırmak için yapılabilecekler
-Emziren Annenin Beslenmesi
-Emzirme ve Baba
-Prematüre ve Düşük Ağırlıklı Bebeklerde Emzirme
-Çalışan annenin Emzirmesi ve İşe Adaptasyonu
-Biberon ve Emzik
-Emzirme Döneminde kullanabileceğiniz  yardımcı malzemeler

Bu kursumuza ister hamileyken ister bebeğiniz yeni doğduğunda katılabilirsiniz. Bebeklerde size eşlik edebilir. Uygulamalı olarak ders anlatılacaktır.
Dersimiz 2 saat sürecektir.
2 Şubat cumartesi günü saat 16:00-18:00 arasında Mini Aktivite Çocuk Etkinlik Merkezinde 
www.miniaktivite.com mekan hakkında bilgi edinebilirsiniz.
ücreti: 60TL+KDV
Detayları öğrenmek için ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz.


JOHNSON’S® BABY İLE EĞLENDİRİRKEN ÖĞRETEN BANYO ZAMANI



Banyo vakti anne ve çocuğun birlikte eğlenceli ve rahatlatıcı zaman geçirdiği en keyifli anlardan biri. Yapılan araştırmalara göre; banyo süresince annenin çocuğu ile kurduğu temasa dayalı yakın iletişim, çocukta özgüven ve sosyal-duygusal gelişimi kuvvetlendiriyor.
Tüm dünyada annelerin güvenle kullandığı, Johnson’s® baby Şampuan Gerçek Göz Yakmayan® formülü ile banyoyu çocuklar için eğlenceli ve neşeli hale getirirken anne ve babaları da beraber paylaşılan bu kısa molaları hem keyif verici hem de eğitici-öğretici bir zamana dönüştürmeleri konusunda bilinçlendiriyor.

İşte Johnson’s® baby şampuandan eğlenirken öğretmenin püf noktaları;

·         Sosyal ve duygusal gelişimi için;
o   Keşfetmesine izin verin, başarısını takdir edin. Su dolu banyo süngerini sıkarak suyu çıkarmasını ve tekrar süngere çekmesini öğretin.
o   Birlikte oynayabileceginiz banyo oyunları yaratın. Paylaşımcı olmasını sağlayın.
o   Banyo bittiğinde ona uzun uzun sarılarak sevginizi paylaşın, değerli olduğunu hissetirin. 

·         Düşünsel ve dil gelişimi için;
o   Çıkardığı sesler, yaptığı mimikler ve sorduğu sorulara cevap verin, siz de ona anlayabileceği yeni sorular sorun. Dinlendiğini bilmek çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini daha rahat ifade etmesini sağlayacaktır.
o   Banyo sırasında yaptığı hareketlerin sebep-sonuç ilişkisini anlatın, yeni kelimeler öğrenmesini sağlayın. Oyuncağın batması, suyun sıçraması gibi.
o   Vücudunu şampuanlarken, köpükten birlikte şekiller yaratın. Bu şekillerin neye benzediğini tahmin etmesini, düşünmesini sağlayın.
·         Fiziksel gelişimi için;
o   Kendi kendine banyo yapabilmesi için onu teşvik edin, öğretin.
o   Güvenlik önlemi aldıktan sonra suyun içine atacağınız çeşitli oyuncaklarını bulmasını isteyin.



14 Ocak 2013 Pazartesi

12 OCAK DOĞUM SONRASI BEBEK EĞİTİMİNDEN GÖRÜNTÜLER

















Anne ve babaların katılımıyla Renkli Ada'da çok güzel bir eğitim oldu. Emzirme ve Bebek >bakımı konusunda hep beraber konuştuk. Babaların katılımı ve istekli olmaları ise muhteşemdi.
Fotoğraflar için Özlem Sivas Gül'e çok teşekkür ederim. Lansinoh, Johnson'sBaby ve Bepanthene 'e de ayrı ayrı teşekkürler.
Önümüzdeki haftalarda;
19 Ocak 'da saat 14:00-17:00 arasında CNR'da olacak .Anne-Bebek fuarında Annelik Sanatı Dergisi standın olacağım.
02 ŞUbatta Mini Aktivite'de Emzirme Eğtimim,23 Şubatta ise Ek Gıdaya Geçiş eğitmim olacak.
Tüm anne ve babaları beklerim:))

11 Ocak 2013 Cuma

Çocuğunuz Uyumuyor mu?




Çocuklarda yaşanan uyku problemleri anne ve babaları en huzursuz eden konuların başında geliyor. Birçok ebeveyn, “Çocuğumu yatağına yatıramıyorum, tek başına yatmak istemiyor, korkuyor, sık sık uyanıyor, uykuda diş gıcırdatıyor.”gibi şikâyetlerle hekime başvuruyor. Çocukta uyku sorununun pek çok nedeni olabildiğini ifade eden Üsküdar Üniversitesi Etiler Polikliniği Çocuk ergen Uzman Psikoloğu Aynur Sayım, yaşanan uyku problemlerinin fiziksel olduğu kadar duygusal kaynaklı da olabileceğini belirtiyor.
Anne-babanın, bebeğin ihtiyaçlarına duyarlı olmaları gerektiğine dikkat çeken Sayım, onları ihmal etmemeleri, korkular ya da anksiyete nedeniyle uyuyamayan çocukları anlamaları gerektiğini hatırlatıyor.
Doğumdan itibaren ilk yıl bebeğin bedensel gereksinimleri ve şikâyetleri, ortam ısısı, gürültü, annenin bebek ile kurduğu güven ilişkisi, ihtiyaçlarını karşılama biçimi, annenin psikolojisinin uykuyu etkileyebileceğine dikkat çeken Sayım, bu dönemlerde bebeklerin acıkıp, gaz çıkarabileceği gibi reflüsünün de olabileceğini ifade ediyor.
Uykunun bebek gelişimi açısından temel gereksinim olduğunu, her çocuğun uyku alışkanlıkları ve gereksinimlerinin farklılık gösterebileceğinin altını çizen Sayım, yeni doğan bir bebeğin günde 16-17 saat uyuyabilmekte olduğunu kaydediyor.
Çocuklar davranış diliyle konuşur
Uyku sorunlarının büyük kısmının ikinci yıldan itibaren göründüğünü sözlerine ekleyen Sayım söz konusu sorunları ise şu şekilde ifade ediyor.
Uykuya dalma sıklıkla zor olur. Sonraki dönemlerde de korkular, çocuğun anksiyetesinin yüksek olması, uyurgezerlik, diş gıcırdatma görülmeye başlar. Çocuklar davranış diliyle konuşurlar. Eğer bir sorun yaşıyorlarsa bunu, davranış sorunlarıyla ifade ederler. Uykuya dalmada zorluk ve uyku bölünmeleri, uykuda alt ıslatma, genellikle çocukta sorun alanının habercisidir.
Çocuk, anne-babadan ayrılıp odasına geçmek istemeyebilir. Çünkü ayrılacağı odada bir hareket, dinamizm vardır ya da çocuğun anne ve babasıyla aralarında yeterli iletişim yoktur. Anne-baba işten geç geliyordur veya çocuk, onlarla doyurucu bir ilişki yakalayamıyordu. Tüm bu nedenlerle iletişimi devam ettirme peşinde olan çocuk, yatağına gitmek istemez.
Anksiyete uyku kalitesini etkiliyor
Anne-baba arasında sorunlar, kavgalar veya anne-babanın psikolojik sorunları varsa, çocukla iyi, güven veren bir ilişki tarzları oluşmamışsa, çocuk, kardeş kıskançlığı yaşıyorsa, okul, öğrenme, uyum sorunları varsa, çocuğun anksiyetesi yükselir. Bu huzursuzluk, uyku kalitesine yansır. Korkuyorum diyebilir, anne-babaya yakın olmak isteyebilir, hele ki küçük kardeş anne-babanın odasında ve o ayrı odada yatıyorsa, o odaya gelme girişimi genellikle olacaktır.
Geçiş nesnesine bağlanmak normal karşılanmalı
Çocuk anneden ayrışmaya tahammül edemediği dönemde bu her çocukta değişken olmakla birlikte 2-3 yaş arası olur bir geçiş nesnesine bağlanabilir. Bu bir battaniye, annenin bir eşyası, yumuşak bir oyuncak olabilir. Bundan dolayı çocuğu yargılamamak, o eşyayı yok etmemek gerekir. Çünkü çocuğun gelişiminde bir anlamı vardır bu nesnenin. Bir sonraki döneme geçebilmesi için çocuk kendisine bir yol bulmuştur.
Sayım çocuklardaki uyku problemlerinin altında nörolojik sorunların da olabileceğine dikkat çekiyor. Bu durumlarda Sayım bir nörolog yardımının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor.
Uyurgezerlik ve uykuda konuşmanın çocuklarda görülen uyku sorunlarından olduğunu belirten Sayım bu problemlerin çocuk çok derin uykuda olduğu dönemde görüldüğünü söylüyor.
Sayım uyku sorunlarının çözümünde ailelere önemli uyarılarda bulunuyor.
Ailelere Öneriler Neler Olmalı?
-        Bebeğin ihtiyaçlarına duyarlı olup, ihtiyaçlarını zamanında karşılayın, bebeği uykudan sık uyandırmayın, fazla uyaran vermeyin.
-        Çocuğunuzla güven veren bir ilişki kurun. Ona bireyselleşmesi için destek olun, ona güvendiğinizi hissettirin, fazla korumayın, ama ihmal de etmeyin.
-        Uyku öncesi ortamı sakinleştirin. Gürültü, hareketli ve eğlenceli bir ortam varsa, çocuk uyumak istemez.
-        Çocuğunuza düzenli zaman ayırın ve onunla kaliteli, keyifli, etkileşim içeren paylaşımlarda bulunun. Oyun oynamak, aktivite yapmak gibi.
-        Çocuğunuzu bu sorundan dolayı yargılamayın, cezalandırmayın, hele ki korkuları ve anksiyetesi nedeniyle uyuyamıyorsa, onu anlamaktan uzak bir yaklaşım, hem ilişkinizi bozacak, hem çocuğun sorunu daha da büyüyecektir.
-        Onu anlamaya çalışın, dinleyin, rahatlatın.
-        Disiplin sorunu var ise, davranış, puanlama çalışmaları yaparak, ödül odaklı ve kararlılık içeren bir sistem kullanabilirsiniz.
-        Çocuğun yanında tartışmayın, birbirinizi eleştirmeyin, sürekli her yerde bu sorundan bahsetmeyin...
-        Çocuğun uyumunda, dikkatinde, öğrenmesinde sorunlar varsa, alt ıslatıyorsa, agresif ya da içe kapanımı varsa, mutlaka bir uzman yardımı alın.

DOĞUM



Doğum
Doğumun belirtileri

Doğumun yaklaştığını gösteren bazı belirtiler vardır. Anne adayları eğer bu belirtileri yaşıyorsa doğum yaklaşıyor demektir.
Bebeğin başının doğum kanalına yerleşmesi nedeniyle rahim yüksekliği 2-3 cm azalır. Bu durum annenin daha rahat nefes alıp vermesine, mide ve bağırsak şikayetlerinin azalmasına neden olur.
Aşağı inen rahim, idrar torbasına baskı yaptığı için de anne daha sık idrara çıkar. Bu durum ilk defa hamile olanlarda doğumdan 1-2 hafta önce, sonraki hamileliklerde doğumdan yaklaşık bir gün önce görülür.
28. haftanın sonuna doğru rahmin doğuma hazırlık için yaptığı kasılmalar sıklaşır. Bu yalancı ağrılar genellikle doğumdan birkaç gün önce başlar, sıklık, şiddet ve süre olarak düzensizdir. Bel, kasık ve karında belirli bir noktada daha fazla hissedilebilecek bu ağrılar anne dolaştığında, dinlendiğinde ya da masajla geçebilir.
Bir diğer belirti doğumdan bir iki gün önce 1-2 kg. kilo kaybının olmasıdır. Bunun sebebi ise hormon düzeylerindeki değişiklikler nedeniyle vücuttan su atılması ve iştahın azalmasıdır.
Doğumun gerçekleşeceği gün vücutta depo edilen enerjinin bir kısmı açığa çıkar, vücut bu enerjiyi doğumda kullanmak üzere saklamıştır. Bu dönemde anne kendini çok iyi ve zinde hissedebilir.
Doğumun başladığı aşağıdaki üç belirtiyle anlaşılabilir;
Sancılar
Nişan gelmesi
Suyun gelmesi
Doğumun başladığı aşağıdaki üç belirtiyle anlaşılabilir;
SancılarGerçek doğum ağrıları düzenlidir, belli aralıklarla gelir ve en az 15-20 saniye sürer. Dinlenmekle ve pozisyon değiştirmekle ağrı geçmez. Masajın ve dolaşmanın da bir faydası olmaz. Bu ağrılar rahim ağzında yumuşama ve açılmaya neden olur. Sancılar başladığında düzenli gibiyse kaç dakikada bir geldiğine dikkat ederek doktora haber verilmelidir. Bu zamanda baba adayı, eşinin yanında ise saat tutarak sancıların ne kadarda bir geldiğini kontrol edebilir. Sancılar beş dakikada bire düşmemişse, en azından 45 saniye sürmüyorsa ve bu annenin ilk doğumu ise telaşlanarak hastaneye gitmeye gerek yoktur. İlk doğum yaklaşık 12-14 saat sürer ve bu sürenin çoğunu evde geçirmek anne adayı için daha rahat olabilir.
Ağrılar çok şiddetliyse, 40-60 saniye sürüyorsa ve beş dakikada bir ya da daha sık geliyorsa kasılmaların belli bir düzene girmesini beklemeye gerek olmayabilir. Çünkü bazı hamilelerde sancılar düzenli gelmeyebilir.
Ağrılar başladığında arada dinlenerek ağır ağır dolaşılabilir. Su gelmediyse ılık bir banyo alınabilir ve çok hafif bir şeyler bile yenilebilir.
Nişan gelmesi
Hamilelik boyunca kapalı olan rahim ağzında rahmi ve bebeği enfeksiyonlardan korumak amacıyla sümüksü bir tıkaç oluşur. Rahimdeki kasılmaların etkisiyle rahim ağzını tıkayan bu tıkaç düşer. Mukuslu, kanlı bir sıvının vajinadan geldiği görülür. Bu genellikle doğum sancılarından önce ya da doğumun ilk evresinde görülmekle beraber, doğumdan iki üç gün önce de görülebilir. Bu durumda düzenli ağrıların başlamasını ya da suyun gelmesini beklemek gerekebilir.
Suyun gelmesiBebeğin çevresindeki su kesesi gerilmelerin ve kasılmaların etkisiyle birdenbire yırtılıp içerdeki suyun bir kısmı boşalabilir. Bebeğin başı doğum yoluna girmişse gelen su miktarı çok olmayabilir. Açık sarı renkli berrak bir sıvıdır. Su geldiğinde hemen doktora haber verilmeli ve sancılar başlamamış olsa bile anne hastaneye gitmelidir çünkü enfeksiyon kapabileceğinden bebeğin 24 saat içinde doğması gerekmektedir
Doğum Başladığı Zaman ...Herkesin doğumu kendine hastır çünkü hiç bir doğum diğerine benzemez. Birden fazla doğum yapan annelerin doğumları arasında dahi fark vardır. Onun için bu deneyim anneye özeldir. Doğumun başlamasıyla beraber yoğun bir yalnızlık duygusu yaşanabilir. Kişi sevdiklerinden uzaklaştığını, bu işi tek başına yapmak zorunda kaldığı için yalnız olduğunu düşünebilir. Anne adayı belki de çekilen tüm bu acılardan eşinin sorumlu olduğunu düşünüp ona kızabilir de. İşte o zaman, bu anı ne kadar çok beklediğini ve en kısa zamanda çocuğunu kucağına alacağını unutmamalıdır.

İlk Evre
Bu genellikle doğumun en uzun evresidir. Ağrıların başladığı andan doğumda bebeğin geçeceği yolun açılması için rahim ağzının tam olarak açılmasına (10cm.) kadar geçen süredir.
Giriş evresi :
Ağrılar başladıktan sonra rahim ağzı 3 cm. açılana kadar geçen süredir. Ağrılar düzensiz ve seyrek olabilir. Genellikle rahim ağzında saatte 1 cm. açılma olur. Doğumun başlangıç evresi birkaç saat ile birkaç gün arasında sürebilir. Anneler bu evreyi evde dinlenerek geçirebilir. Duş alabilir. Baba adayları, bu devrede eşinin en yakın yardımcısidır. Sancıların kaç dakikada bir geldiğini belirlemek için babalar saat tutabilir, eşine sarılıp yardımcı olabilir. Ona rahatlaması için masaj dahi yapabilir.
Daha sonraki evrede ise :Daha sonraki evrede ise ağrılar 3-4 dakika gibi bir sıklıkta gelmektedir ve düzenlidir. Doktor gerekli görürse ağrı ile baş edebilmek için anne adayına ağrı kesici ilaç ya da epidural anestezi uygulayabilir. Ağrı ile baş etmede nefes almanın çok etkili bir yöntem olduğu unutulmamalı.
Anne adayları bu evrede hastaneye gittiğinde üstünü değiştirdikten sonra hemşire anne adayına doğum belirtileriyle ilgili sorular soracak, tansiyonunu, ateşini ölçecek, nabzını sayacaktır. Bebeğin pozisyonunu öğrenmek için karından muayene ya da ultrason yapılabilir, bebeğin kalp sesleri izlenebilir. Doktor gerek görürse idrar ve kan tahlili yaptırabilir. Daha sonra doktor ya da ebe vajinal muayene ile rahim ağzının ne kadar açıldığına bakar. Bu muayene belli aralıklarla, genelde iki sancı arasında yapılacaktır.
İlk evrede ve daha sonrasında sancılar geldiğinde dikkat, soluk alıp verme üzerinde toplanmaya çalışılmalı ve dinlenebilmek için sancılar arasında gevşenmelidir. Bakışlar belli bir noktada yoğunlaştırılarak, istenilen bir şey düşünülebilir, şarkı söylenebilir, inlenebilir. Her ağrının anne adayını bebeğe daha da yaklaştırdığı unutulmamalıdır. Bu yüzden gelecek ağrıları değil yaşanılan ağrı düşünülmeli, o bitene kadar soluk alıp verilmeli ve diğer sancı gelene kadar dinlenilmelidir, hatta uyunabilir bile. Bu evrede sancının en fazla olduğu anda burundan nefes alıp ağızdan verilmelidir. Nefes alırken önce karın, sonra göğüs şişirilmelidir. Derin ve yavaş nefes alıp vermeye çalışılmalıdır. Ağrı geçtiğinde normal nefes almaya devam edilmelidir.
İkinci Evre
Bu devrede rahim ağzı tam olarak, 10 cm açılmıştır ve artık anne de bebeği dışarı iterek onun çıkmasına yardımcı olabilir. Ortalama 1-2 saat sürer. Bebek hazne içinde ilerlerken kuvvetli bir ıkınma hissi duyulacaktır. Acele etmeden doktorun en çok ıkınılmasını istediği anlarda ıkınmaya çalışılmalıdır. Doktor zamanın geldiğini ve ıkınılması gerektiğini söylerse derin bir nefesle ciğerlerin tamamına hava doldurulmalıdır. Nefesi tutarak ağız kapalı bir halde vücut öne doğru büzülmeli, baş ve omuzlar yataktan kaldırılıp çene göğüse dayanacak şekilde tüm güçle makata doğru ıkınılmalıdır. Ağrı devam ettiği sürece ıkınma sürdürülmeli, ağrı geçince ıkınmayı bırakıp gevşemeye çalışılmalıdır. Sancının durduğu anlarda dinlenilirse bir sonraki ıkınma için güç toplamış olunur. Doğum sırasında dışkılama ya da idrar yapma doğaldır, bu engellenmeye çalışılmamalıdır, bu utanılacak bir durum değildir
Doğum AnıArtık sonuna gelindi sayılabilecek bu aşamada bebeğin başı rahim ağzına iyice yaklaşarak pelvis tabanına dayanmıştır. Her sancı ve kasılma sayesinde bebek başı biraz daha ilerleyecektir. Bebeğin başı göründüğünde doktor anneden ıkınmamasını isteyebilir çünkü aniden çıkan baş doğum yolunda yırtıklara sebep olabilir.
Bebeğin başı çıkar çıkmaz doktor ya da ebe bebeğin ağzındaki salgıları steril bir gazlı bez ile siler. Bundan sonra ıkınmamak gerekir. Daha sonra doktor ya da ebe başı hafifçe aşağı çekerek omuzları da doğurtur ve hafifçe çekerek gövde ve bacakları da çıkarır. Bebek normalde bu dönemde solunum yapmaya başlar ve ağlayabilir. Nefes alıp bebeğin kalbi çalışınca göbek kordonuna ihtiyaç kalmamıştır. Kordon göbekten 10-15 cm. uzaklıktan bağlanır, 2 cm. aralıkla ikinci bir bağ konularak ikisinin arasından kesilir.
Anne doktordan bebeğini kucağına vermesini istemeli ve hemen bebeği emzirmeye başlamalıdır. Doğduğunda bebeğin vücudu yağlı bir madde ve kan ile kaplıdır. Bu nedenle bebeğin temizlenmesi ve muayene edilmesi için götürülebilir. Bebeğin rengi, solunumu, kalp atışları, hareketleri ve uyarılara karşı verdiği tepkiler değerlendirilecek, boyu, kilosu ve baş çevresi ölçülecektir.

Üçüncü Evre
Bebek dünyaya merhaba dedikten sonra rahim bir süre daha kasılmaya devam eder ve plasenta yerinden ayrılır. Hafif olarak yapılabilecek karın masajı da ayrılmaya yardımcı olabilir. Bu dönemde bebek emzirilmeye başlanırsa hem plasentanın atılması kolaylaşır hem de olabilecek emzirme sorunları en aza indirilmiş olur. Doğumdan sonra gerekiyorsa dikişler atılır ve temizlik yapılır. Anne artık nihayet dinlenebilir, eş ve sevdikleriyle bu mutluluğu paylaşabilir. Hemşireler bebeği odaya getirdiklerinde anne onu emzirmeyi deneyebilir. Bu ilk denemede hemşireler anneye yardımcı olacaklardır



EpizyotomiBazen bebeğin doğumunu kolaylaştırmak ve olabilecek yırtıkları önlemek için doktor vajinanın açıklığı ile anüs arasındaki deride bir kesi yapar. Vakum veya forseps kullanılan müdahaleli doğumlarda, bebeğin makattan geldiği veya doğumu yaptıran kişi yırtılmanın kaçınılmaz olduğuna karar verdiği durumlarda uygulanabilir. Deri bölgesi uyuşturulduktan sonra kesi yapılır, anne adayının kesinlikle canı acımaz. Doğumdan sonra uygun şekilde dikilir.
Doğum Yaptıktan Sonra Neler Olacak?Doğumdan sonra annede bazı değişiklikler olacaktır ve doğum sonrası dönem her zaman rahat geçmeyebilir.
İlk iki ile altı hafta süresince adet kanaması gibi, yoğun ve kırmızı renkli kanama olabilir.
Ne yapmalı?Hijyenik kadın bağı kullanılabilir, ancak bu bezlerin en fazla 6 saatte bir değiştirilmesi gerekmektedir. Bu kanamanın rengi pembeden kahverengiye dönüşerek birkaç hafta sonra beyaz bir akıntı halini alır. Kanama fazlalaşır, ateş çıkarsa ya da akıntı kötü kokuyorsa doktora danışılmalıdır. Emziren annelerde kanama daha kısasürebilir.
Tuvalet konusunda da sorun yaşanabilir. İlk günlerde idrara çıkarken zorlanılması normaldir ve kabızlık görülebilir.
Ne yapmalı ?
Doğumdan sonra mümkün olduğu kadar çabuk ayağa kalkıp yürümeye çalışmak bağırsak hareketlerini de hızlandıracaktır. Annenin bol su içip yediklerine de dikkat etmesi faydalı olacaktır. Annenin tuvaletini yaparken dikişlerinin açılma olasılığı düşüktür ancak hiçbir zaman tuvalette ıkınıp kendisini fazla zorlamamalıdır çünkü hemoroid oluşabilir.
Doğum sırasında doktor kesi yaptıysa dikişler ilk günlerde ağrı yapabilir. Otururken ve yürürken kesi yerinde rahatsızlık hissedilebilir. Genellikle en geç bir hafta içinde dikişler kendiliğinden düşer ve kesi yeri iyileşir.
Ne yapmalı?
Doğumdan hemen sonra pelvis kaslarını çalıştıracak hareketleri yapmak ve dikiş alanına buz torbası koymak faydalı olabilir. Ayrıca bu bölge hep temiz ve kuru tutulmalı, temizlik önden arkaya doğru yapılmalı ve tuvalet kağıdı kullanılmalıdır. Doktor temizlik için bir solüsyon önerdiyse kullanılabilir. Dikişlerde kızarıklık, ağrı ve 38 C ve üzerinde ateş olursa doktorla görüşülmelidir.
Doğumdan sonra anne kendisini iyi hissettiği an banyo yapabilir. Banyonun ilk günler ayakta duş şeklinde yapılması önerilmektedir. Sezaryan ile doğum yapıldıysa dikişler alındıktan sonra ayakta duş alınabilir.
Uzun süren hamilelik döneminden sonra vücudun eski haline dönmesi altı aydan önce mümkün olmaz.
Ne yapmalı?
Altıncı haftada doktor kontrolüne gitmek çok önemlidir çünkü bu haftadan itibaren vücut yavaş yavaş eski haline dönmeye başlamıştır, rahim gebelik öncesi büyüklüğüne döner. Doktor bu kontrolde vajinal muayene yapacak, dikişlerin durumuna bakarak rahimi muayene edecektir. Bu kontrole gidildiğinde doktora hangi doğum kontrol yönteminin seçileceği konusunda danışılabilir.
Adet görmeye başlamak ise bebeğin nasıl beslendiğine bağlıdır. Bebek emziriliyorsa adet meme verme sayısının iyice azalmasına dek gecikebilir. Bebeğe mama veriliyorsa 4-6 hafta arasında ilk adet görülebilir.
Doğumdan sonraki üç ay boyunca, bazen daha da uzun bir süre saçlar dökülür. Çünkü hamilelik boyunca hormonlar nedeniyle normalde dökülmesi gereken saçları dökülmemiştir. Bu yüzden şimdi anneye daha çok saçı dökülüyor gibi gelmesi normaldir.
Doğumdan sonra bebek emzirirken oruç tutmak sağlıklı değildir çünkü gün boyunca yeterli besin ve sıvıyı vücut alamamaktadır. Doğumdan sonra 1 ay kadar demir haplarına devam edilmelidir. Bu sayede gebelik süresince ve doğumda kan kaybedildiği için azalan demir depoları desteklenmiş olur.
Doğum sonrasında kanama bittikten sonra cinsel ilişki kurulabilir. Kanama varken ilişkiye girmek istenirse eş kondom kullanmalıdır. Haznede kuruluk hissedilirse nemlendirmek için gliserin kullanılabilir. Doğumdan sonra cinsel istekte artma ya da azalma olması normaldir. Hormonal dengenin değişmesi, yaşanılan ortamın değişmesi gibi nedenler bu artma ya da azalmadan sorumlu olabilirler. Önemli olan iki tarafın da birlikte karar vermesi, birbirine anlayış ve uyum göstermesidir. Tabii bu aşamada kadının isteyip istemediği ve durumunun nasıl olduğu en önemli konudur.
Belki de yukarıda belirtilen, annenin vücudundaki normale dönüş sürecinde yaşadıklarından daha önemlisi, annenin, bir başka deyişle “lohusa” nın kendini nasıl hissettiğidir.
Vücuttaki hormonal değişiklikler annenin ruh halini etkiler. Anne zaman zaman kendisini kötü hissedebilir, bir sebep yokken ağlayabilir, alıngan veya sinirli olabilir. Annenin çevresindekilerin hepsi bebeğe ilgi göstermektedir halbuki anneyi evde bekleyen bir çok yükümlülükler, belki başka çocuklar vardır. Hayat artık eskisinden çok farklı olacaktır. Anne kendisini şişman ve çirkin buluyor olabilir. Bütün bunlar sıkıntıyı arttırabilir. İşte burada babalar anneye destek vererek sıkıntılarını azaltabilir. Daha önce doğum yapmış arkadaşlarla da konuşulabilir. Bunlar çoğu yeni anne tarafından hissedilir ve normaldir. Hormonal değişikliklerin yol açtığı bu durumu değiştirmek elde değildir. Eğer bu sıkıntılar altı ay boyunca devam ediyorsa bir uzmana baş vurmak gerekebilir.
Anne ilk zamanlarda bebeği bir yabancı gibi görüp hayal ettiğinin bu olup olmadığı konusunda kendisini sorgulayabilir. Belki de onu yeteri kadar sevemediğini düşünüp suçluluk da duyabilir. Kendisine ve bebeğine birbirlerine alışmaları için zaman tanımaları gerekecektir.
Annenin bebeğin bakımıyla ilgili bilgileri arttıkça, onunla daha çok vakit geçirdikçe, onun ne istediğini daha iyi anlayabilir, tedirginlik azalır.
Bebekle geçirilen zamanın etkili olması için dinlenmiş olmak gerekir. İşte onun için o uyuduğu zamanlarda anne de onunla beraber uyuyarak ya da en azından dinlenerek güç toplayabilir. Ev işleri bir süre bekleyebilir. Ev işlerinde, diğer çocukların bakımında ve misafir geldiğinde babalardan veya ailedeki akrabalardan yardım istenebilir.
BabalarDoğumun yaklaştığını ya da başladığını gösteren belirtilerle birlikte anne adayında bir enerji artışı olacaktır. Baba adayı eşinin bu enerjisini ev temizliği gibi şeylerle tüketmesini önlemeli, bu enerjisini doğuma saklamasını sağlayabilmelidir. Sancıları başladığında eşini sakinleştirmeli, saat tutarak sancıların kaç dakikada bir geldiğine bakmalıdır.
Birlikte nefes alma alıştırmaları yapabilir, eşinin beline masaj yapabilir.
Eşinin doğum yapmasını beklerken baba adayının da en az eşi kadar heyecanlı olacağı bilinmektedir. Eşine veya bebeğe bir zarar gelecek mi diye düşünüp korkabilir, hiçbir şey yapamadığı için çaresizlik yaşayabilir. Bu duygularla başa çıkabilmek için bir yakınıyla konuşabilir, onunla duygularını paylaşabilir. Yürümek de baba adayını rahatlatacaktır. Baba bebeği ilk kez gördüğünde cinsiyeti beklediğinden farklı olduğu ya da küçük ve çirkin göründüğü için hayal kırıklığı yaşıyor olabilir. Bebek beklentilerden farklıysa kendisine ve ona biraz zaman tanımalıdır. Bebek başka bebeklerle karşılaştırılmamalı ve olumsuz yorumlarda bulunmamaya özen gösterilmelidir. Bu gibi yorumlarda özellikle anne kendisini suçlu hissedebilir ve suçluluk hissedebilir. Bu gibi olumsuz duygular sonucunda da annenin sütü kesilebilir. Anneyi suçlayıcı söz ve davranışlardan kaçınmak yerinde olacaktır.
ÖNEMLİ!Henüz ülkemizde pek yaygın olmamakla beraber baba adayları eşleriyle doğumhaneye girebilir ve bebeklerinin doğumuna tanık olabilir. Önceden doktorla konuşup doğuma girmek istediğini belirtebilir