31 Aralık 2012 Pazartesi

Bepanthol Pişik Merhemi


Anneler Bebeklerinin Hassas Cildini Bepanthol Pişik Merhemi’ne Emanet Ediyor, 
Bepanthol Pişik Merhemi Bebeklerin
Cildine Nefes Aldırıp Bakım Yaparken Anneler Kendilerini Güvende Hissediyor



Bebeğine özen gösteren annelerin en büyük derdidir pişik. Bu nedenle henüz bebek doğmadan pişik kremleri alınır evlerde hazır edilir. Türk Pediatri Derneği tarafından önerilen ve Bepanthol ismiyle yenilenen Bepanthol Pişik Merhemi bebeklerin poposundaki pişiği önlerken, bebeklerin cildinin nefes almasına ve bu sayede pişiğin bakımına destek oluyor. Bepanthol Pişik Merhemi‘nin içeriğinde Pro-Vitamin B5 ve Lanolin bulunuyor.
Türk Pediatri Derneği Öneriyor
Bebeğinizin cildi oldukça ince ve hassastır, onu korumak ve ona bakmak için güvenli ve doğal bir ürün gereklidir. Bepanthol® Pişik Merhemi içerisinde parfüm, koruyucu madde, renklendirici veya antiseptik içermeyen yapısıyla her alt değişiminde kullanıma uygundur. Bebeklerinin bakımı ve sağlıklı gelişimi konusunda duyarlı annelerin en önemli yardımcısı olan Bepanthol® Pişik Merhemi Türk Pediatri Derneği tarafından önerilmektedir.
Bebeklerde Pişik ve Bepanthol® Pişik Merhemi
Bebeklerin 5.ve 6. aydan sonra katı besinler almaya başlamasıyla pişikler de daha sık görülmeye başlar. Çünkü anne sütü ile birlikte diğer besinlerin alınması dışkıda bazı asit yapıda enzimler oluşmasına ve bez bölgesinde daha kolay tahriş oluşmasına neden olur. Pişiğin önlenmesi için Bepanthol® Pişik Merhemi; ince bir tabaka halinde, her bez değişiminde bebeğinizin kuru ve temiz poposuna ve pişik belirtisi görülen bölgelere uygulanmalıdır.
Bepanthol® Pişik Merhemi yapışkan olmayan yapısıyla bebeklere ekstra rahatlık, annelere de kolay temizleme imkanı sunar.
Eczanelerde yeni ambalajları ile satışa sunulan Bepanthol Pişik Merhemi iki farklı boy ambalajı ve 8,35 TL (30g) ve 21 TL(100g) fiyatlarıyla tüm eczanelerde yer almaktadır.

28 Aralık 2012 Cuma

Dr.Beckmann Renk Koruyucu Mendil ile Beyazlar Renkliler El Ele

Benim için hep dert, muhakkak yanlışlıkla beyazların arasına ya renkli bir çorap giriyor ya da koyu renk bir atlet, çamaşır. E sonunda ne oluyor, eskiden kar beyaz olan tişört pembeye  ya da griye dönmüş, giyilemeyecek hale gelmiş. Metropolde yaşamanın zorluğu da zaman sıkıntısı. Bekleyeceksin ki beyazlar çoğalsın, makine dolsun öyle çalışsın. Yoksa önce renklileri mi atsam ama 3 parça için de makine mi çalışır. Çamaşır sepetini dök banyoya, otur çamaşırları ayıkla. E bir de yarın sabah giymek istediğim lacivert gömleğim hemen yıkansın istiyorum. Günün stresi yetmezmiş gibi bir de banyoda beni kirli çamaşırların çok bilinmeyenli denklemi bekliyor.

Böyle bir sıkıntı varken %100 Alman üretimi bir ürün yardımıma yetişiyor. "Dr. Beckmann renk koruyucu mendil". Bu ürün ne mi yapıyor? Renkli ve beyaz çamaşırlarınızı her zaman yıkadığınız programda birlikte yıkayabiliyorsunuz. Böylelikle hem enerjiden, hem deterjandan hem de ertesi sabah giymek istediğim lacivert gömlek sırasını beklemeden yıkanabiliyor. Açıkçası denemeden önce neyle karşılaşacağımı bilmiyorum. Tereddütlüyüm, ya işe yaramaz da beyazlarım karman çorman renkler halinde çıkarsa makineden? Kime ne diyeceğim?

Renkli ve beyazlar karışık halde makineye koyuyorum. Makinenin içine 2 adet Dr. Beckmann renk koruyucu mendili yerleştiriyorum. Deterjanını da koyduktan sonra elim titreyerek başla tuşuna basıyorum. Program bitiminde heyecanlı ve biraz korkak gözlerle makinenin içinden çamaşırlarımı çıkarıyorum.  Elim hemen beyazlara gidiyor, renkl kontrolünü yapınca bir ohh çekiyorum. Hiç fark yok, tertemiz yıkanmış. Daha sonra Dr. Beckmann renk koruyucu mendillere ulaşıyorum. Şaşırtıcı çünkü beyaz olarak koyduğum mendiller renkli çamaşırlardan etkilenip pembe olarak çıkıyorlar. Ancak dediğim gibi beyazlara bulaşması gereken renkleri kendi içlerini hapsetmiş olarak. Sonuç mükemmel!

Benim gibi günü hızlı yaşayanlar için ideal ve pratik bir ürün bulundu sonunda. Ayrıca dikkatsizliğimin sonucu geçmişte başıma gelmiş olan kazalara da artık meydan vermeyeceğim. Her yıkamada 2 adet mendil ile problem çözülecek. Faydaları da cabası.

Bu ürünü nerede mi bulabilirsiniz? Tüm Migros, Carrefour, Real, Metro, Gratis, Kiler, Özdilek, Çetinkaya, Şaypa, Pehlivanoğlu, Kipa ve semtinizdeki pek çok zincir markette. Ayrıca isterseniz www.cosmofresh.com sitesinden de online alışveriş yapabilirsiniz.

Bir bumads advertorial içeriğidir.

HAMİLELİKTE NEFES VE IKINMA TEKNİKLERİ



Normal doğumda sancıların başlamasından bebeğin doğumuna kadar geçen sürede annenin doğru şekilde nefes alıp vermesi hem anne hem bebek için çeşitli faydalar sağlayacaktır. Annenin doğuma daha iyi konsantre olmasını ve doğum ağrıları ile kolayca başetmesini sağlayacaktır. Anneye ve bebeğe daha fazla oksijen sağlayacaktır. Uygun ıkınma teknikleri ile beraber uygulanan nefes teknikleri sancıların efektif kullanılmasını yani doğumun daha kolay ilerlemesini sağlayacaktır. Nefes egzersizlerini doğum başlamadan önce hamilelik süresince evde arada sırada alıştırmalar yaparak öğrenmek gerekir aksi taktirde ilk defa doğum sırasında uygulamaya çalışmak başarısızlıkla sonuçlanabilir. 

Nefes alma - verme tekniklerinde dikkat edilmesi gerekenbirinci husus nefesin burundan alınıp ağızdan verilmesidir. Nefes alıp verme çok hızlı olmamalıdır, normal hızda olmalıdır. Nefes alıp verme üç çekilde olabilir:
1- Göğüs solunumu,
 2- Karın solunumu 
3- Göğüs ve karın birlikte karışık solunum
Bu şekilde nefes alma tekniklerini kendi kendinize deneyerek basitçe öğrenebilirsiniz. Oturduğunuz yerde dik durarak veya yatağa sırt üstü uzanarak bu nefes tekniklerinin alıştırmasını yapabilrisiniz.
Göğüs solunumu yapmak için burnunuzdan nefes alırken göğsünüzü şişirmeye ve yükseltmeye çalışın sonra yavaşça ağzınızdan nefesinizi verin. Bu sırada karın bölgesi şişmemelidir, sadece göğüs genişlemelidir. Bu herkesin normalde de sıklıkla uyguladığı bir solunum tipidir, bu nedenle yapmakta zorlanılmamaktadır.
Karın solunumu genellikle daha zordur ancak alıştırmalar yaparak kolayca öğrenebilirsiniz. Bunu denemek için bir yere dik şekilde oturun ve burnunuzdan yavaşça nefes alın ancak bu sırada göğsünüz değil karnınız şişmelidir. Nefes alırken göğsünüzü kaldırmayın ve genişletmeyin sadece karnınızın öne doğru şişmesini sağlayın. Bunları anlamak için bir elinizi göğsünüze diğer elinizi karnınıza koyabilirsiniz. Göğsünüzdeki eliniz nefes alırken kımıldamamalı, karnınızdaki eliniz nefes alırken öne doğru ilerlemelidir.

Doğumda nefes alıp verme işlemlerini iki ayrı bölüme ayırabiliriz.
 Birincisi doğum ağrılarının başlamasından rahim ağzının tam açılmasına kadar olan bölüm (doğumun birinci evresi), ikincisi rahim ağzının tam açılmasından bebeğin çıkışına kadar olan bölüm (doğumun ikinci evresi). Bu iki evrede farklı şekilde nefes teknikleri uygulanır. İkinci evrenin başladığını yani rahim ağzının tam açıldığını siz kendiniz anlayamazsınız bunu size doktorunuz veya ebe söyleyecektir, bu evre başladığında nefes tekniği değişecek ve ıkınma teknikleri de eklenecektir. Rahim ağzı tam açılmadan önce yani ilk evrede ıkınma yapılmaz.

Doğumun ilk evresinde belli aralıklarla sancılar gelecektir ve aralarda 3 - 5 veya 10 dakika sancısız rahat dönemler olacaktır. Sancısız dönemlerde normal ve yavaş nefes alarak dinlenmeniz gerekir. Sancı geldiği anda ise göğüs solunumu veya karışık solunum yapmalısınız. Doğumun birinci evresinde karın solunumu yapılmasına gerek yoktur. Sancı başladığı anda bir kere derin solunum yapın ve daha sonra sancı kesilene kadar normal miktarda soluk alıp vermeye devam edin. Bütün solunumlar burundan alıp ağızdan verecek şekilde olmalıdır. Sancının bitmesinde bir kere daha derin solunum yaparak tekniğe son verin. Daha sonra dinlenme evresinde gevşeyin ve güzel şeyler (örneğin bebeğinizin doğumdan sonraki hallerini) düşünerek rahatlayın. Her sancı geldiğinde bu nefesleri tekrarlayın. Bu şekilde uyguladığınız nefesler hem sizin sancılarla kolay başetmenizi sağlayacak hem de bebeğe bol oksijen sağlayacaktır.

Doğumun ikinci evresinde yani rahim ağzı tam (9-10 santimetre) açıldıktan sonra artık karın solunumu yapmaya başlamalısınız. Sancı geldiği anda yukarıda anlatıldığı şekilde derin bir karın solunumu yaparak nefesinizi tutun ve size tarif edildiği şekilde ıkının, bebeğinizi ileri doğru itmeye çalışın. Ikınma işlemini nefesinizi tutarak veya ağzınızdan çok yavaş şekilde nefes vererek "ıııııııııııııı..." şeklinde ses çıkararak yapabilirsiniz. Önemli olan bu sırada karnınızı şişirip beklememeniz ve gücü boynunuza doğru değil doğum yoluna doğru itecek şekilde vermeye çalışmanızdır. Ağrı geçene kadar bu ıkınmaları tekrarlamalısınız, zaten bu esnada doktorunuz veya ebe size tariflerle yardımcı olacaktır. Bu evrede göğüs solunumu yapılmaz, karın solunumu çok daha iyi ıkınmanızı sağlar. Ağrılar geçtiğinde normal nefes alarak dinlenebilirsiniz.


SEVGLİ 1BABA1ANNE BLOÜĞUNUN SAHİBESİ BURCU'NUN ANKET/ RÖPORTAJIMA VERDİĞİ CEVAPLAR:))




*Nasıl bir hamilelik geçirdiniz? Hamile iken kaç kilo aldınız, kilolarınızı nasıl verdiniz?
Hamileliğim çok güzel geçti, ne mide bulantısı  çektim nede canım bir şeyler istedi. Tatlıyı çok seven ben maalesef ondan vazgeçtim,9 ay boyunca hiç yiyemedim diyebilirim.54 kilo ile hamile kalıp 77 kilo doğumumu gerçekleştirdim. 23 kiloyu verebilmek için hiçbir şey yapmadım çünkü doğumdan 1 hafta sonra eski kiloma 6 kilo kalmıştı, hala 60 kilodayım vermeyi de düşünmüyorum .
*Bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
Onu nasıl anlatayım bilmiyorum ,çok değişik bir duyguydu. Simsiyah saçları vardı ilk o dikkatimi çekmişti ,eşime baksana ne kadar çok saçı var demiştim. Yavrum benim şimdi gözümün önüne geldi içim bir hoş oldu resmen ağlıcam galiba L Çok güzel bir duyguydu ,onun kokusu ,onun o titreyerek çıkan sesi ,ağlaması ,minnacık elleri … herşeyi çok güzeldi.
*Bebeğiniz şimdi kaç yaşında?
İpek şuanda 18 aylık, büyümeye devam ediyor prensesimiz.
*Yaşamınız çocuğunuzdan sonra nasıl değişti?
İpek hayatımıza girdikten sonra çok fazla değişti diyemem. Eşimle çok fazla gezerdik, bu gezdiğimiz yerlere İpeği’de götürdük .Tabi gittiğimiz yerler İpeğin rahat edebileceği yerlerin olmasına önem gösterdik fakat uzun yolculuklarımız oldu ,seyahatlerimiz hala devam ediyor ,geziyoruz, her yere gidebiliyoruz. İpekte bize alıştı galiba J
*Çocuğunuzla ile 1 gününüz nasıl geçiyor?
Çalışan bir anne olduğum için hafta içi sadece işten geldiğimde vakit geçirmeye çalışıyoruz, fakat hafta sonlarımız çok güzel geçiyor. Kaliteli zaman geçirmek için elimizden geleni yapıyoruz. Sabah beraber uyanmak, daha sonra kahvaltımızı beraber yapmak ,beraber resim yapmak ,gezmelere gitmek ,fotoğraf çekmek ,akşamda beraber uyumak diyebiliriz.
*Anne olmak sizi nasıl değiştirdi?
Anne olmak beni çok değiştirdi. Anne olmadan önce bana sen çok ANAÇSIN derlerdi , belki o zaman bu kavramın anlamını seçemiyordum ama anne olduktan sonra çok iyi anladım. Prensesim benim hayatıma girdikten sonra çok fazla şeye özen gösterdim. Hayvanlara karşı fobim vardı biraz üstesinden gelmeye çalıştım. Sevmediğim yemekleri sütüm olsun diye yedim . Artık görevlerim ,yapmam gerekenler biraz daha arttığı için sağlığıma daha çok özen gösterdim, ben sağlıklı olduğum sürece onunda sağlıklı olacağına emindim. Anne olmak çok güzel bir duygu ,allah her kadına anne olmayı nasip etsin.
*Kendiniz nasıl bir anne olarak görüyorsunuz? Korumacı mı, rahat mı?
Ben çok fazla korumacı bir anneyim aslında ama bazı zamanlarda rahat bir anne oluyorum. Düştüğü  zaman amannnn diye üzerine atlamıyorum ,düşe kalka öğrenecek diyorum ,İpeğin üzerine de gitmiyorum. Gidersem eğer daha çok ağlayacağını biliyorum.
*Anne olduktan sonra işinize devam ettiniz mi? Devam ettiyseniz zor oldu mu sizin için?
Devletin bana vermiş olduğu 112 günü  doldurduktan sonra 1 haftada ücretsiz izin alarak İpeğin tam 4 aylık olmasını bekledim ve işe başladım. Sabah uyurken anneannesine bırakmak çok zor oldu. Yaz kış demedik her sabah götürdük ,götürmeye de devam ediyoruz. Uykusuzluk çok çektim o yüzden tek sorun benim için bu oldu L İpek her gece 3-4 kere emmek için uyanıyordu.
*Bloğunuzda annelik yazıları yazmak mı sizi mutlu ediyor?
Anne yazıları yazarken çok mutlu oluyorum .Annelerinde bana destek verdiğini görünce daha çok mutlu olup değişik bir şeyler üretmeye çalışıyorum.
*Bebek ürünleri satın alırken ne gibi noktalara dikkat ediyorsunuz?
İpek için kaliteli olması yada çok pahalı olmasına takılan annelerden değilim . Bu çok şıkmış, cicili biçiliymiş diye de almam. Aldığım ürün sağlıklı olsun benim için yeterli.
*Evde beslenme ve sağlık konularındaki tutumunuz nasıl? Özellikle çocuğunuzu beslenmesiyle ilgili konularda özel bir yaklaşımınız var mı?
İpek çok şanslı bir çocuk anneannesi çok iyi bakıyor, yoğurdunu kendisi mayalıyor, tarhana çorbasını o yapıyor ,makarnasını o yapıyor ,her şeyi anneannesinin elinden geçiyor. O yüzden beslenme konusunda sıkıntı çekmiyoruz.
*Bebeğinize anne sütü verebildiniz mi? Ne kadar süre verdiniz?
İpek şuanda 18 aylık ve hala emmeye devam ediyor. Sütüm olduğu sürece emzireceğim galiba J

Burcu Öğünlü-Burcu1anne

Her şey için çok teşekkürler Esracım, böyle bir şey düşünmen ve yapman çok güzel.

Ben çok teşekkür ederim:))

27 Aralık 2012 Perşembe

annelutfen.com İLE LÖSEV İŞBİRLİĞİ








Türkiye’nin en çok çeşit sunan anne, bebek ve çocuk sitesi Annelutfen.com ,sitesinde oluşturduğu LÖSEV butiğiyle, 12.000’den fazla kayıtlı üyesi olan LÖSEV’e küçük de olsa bir destek sağlamayı amaçlamış. 
Sitedeki özel butikte, LÖSEV annelerinin ürettiği çeşitli ürünlerin yanı sıra ünlü sanatçı ve sporcuların fotoğraflarıyla hazırlanan “Benim Kahramanım” isimli takvimler satışa sunuluyor. Projeden elde edilen tüm gelir LÖSEV’e bağışlanıyor. 

aanelutfen.com sitesinin dileği, lösemili çocuklarımızın ihtiyaçlarının karşılanmasına katkı sağlayacağına inandıkları http://www.annelutfen.com/losev-urunleri adresindeki kampanyayı çok kişiyi haberdar etmek ve LÖSEV'E katkıda bulunmak.
Siz de LÖSEV'E destek vermek isterseniz çok güzel hazırlanmış takvimlerden yakınlarınıza hediye edebilir, iki tarafı da sevindirmiş olursunuz.


    26 Aralık 2012 Çarşamba

    ALTERNATİF ANNE BENİ ÇOOOKKKK MUTLU ETTİ.. EN PAYLAŞIMCI ANNE ÖDÜLÜNÜ BANA LAYIK GÖRDÜLER:))





    Geçtiğimiz cumartesi gecesi Gülüş beni arayarak pazar yaptıkları bir eğitimin arasında ödül töreni olduğunu ve beni de beklediğini söylediğinde , heyecan ve merakla bekledim. Acaba ne töreni, ne ödülü diye düşündüm..
    Pazar günü Yasemin'in Etilerdeki ofisine gittiğimde seminer devam ediyordu. Ara verildiğinde Alternatif Anne yazarlarıyla tanıştım. Çok hoşuma gitti, onların arasında olmak..Ödül töreni başladığında Sevgili Gülüş ve Tülay mini konuşmaları sonunda herkese minik minik hediyeler verildi. Sonra sıra bana geldiğinde Alternatif Anne En Paylaşımcı Anne ödülü verdiler..Verdiğim linklerle , palaşımlarla Alternatif Anneye olan desteğim için bir teşekkür ..
    O kadar mutlu oldum ki.. hayatım boyunca da unutmayacağım.
    İyi ki Alternatif Anne var, iyi ki ben bir Alternatif Anne'yim..

    Herkese çok teşekkür ederim:))

    Ekonomiye Kadın Gücü

    Ekonomiye Kadın Gücü projesi, dar gelirli kadınların ekonomik üretime katılımını teşvik etmek, sosyal ve ekonomik olarak güçlenmelerine katkıda bulunmak amacıyla, kadınların gelir getirici bir işe başlamasına veya işini büyütmesine destek olmayı hedefliyor.

    Bu hedefin gerçekleşmesinde, küçük bir sermaye desteği ile dar gelirli kadınların ekonomik üretime başlamasına imkan tanıyan Mikrokredi Sistemi temel alınıyor. Mikrokredi, dünyada ilk olarak 1973 yılında Nobel Barış Ödülü sahibi Prof. Muhammed Yunus öncülüğünde yoksulluğun çok yoğun bir şekilde yaşandığı Bangladeş'te "Grameen Bank" altında faaliyetlere başladı. Prof. Muhammed Yunus, bu uygulamayı ilk olarak genç bir kadına bambu sepeti yapması için 6 $ kredi vererek başlattı.

    Küçük sermayelerle değişen hayatlar

    Türkiye'de 2003 yılında Prof. Muhammed Yunus'un girişimleriyle Grameen Trust ve Türkiye İsrafı Önleme Vakfı (TİSVA) tarafından ortaklaşa başlatılan Türkiye Grameen Mikrofinans Programı pekçok dar gelirli kadının işe başlaması için cansuyu/başlangıç kredisi sağlayarak, teminat ve kefalet gerektirmeden finansman erişimi kısıtını ortadan kaldırarak onbinlerce kadının hayallerini gerçekleştirmesine destek oluyor. ekonomiyekadiningucu

    Yoksullukla Mücadelede Yenilikçi Yöntem: Sosyal Finansman

    Türkiye'de her 5 kadından biri yoksulluk sınırında olup kendi potansiyelini gerçekleştirmeyi, ailesine ve toplumsal üretime katkıda bulunmayı bekliyor. Türkiye Grameen Mikrofinans Programı'nın yaygınlaştırılması amacıyla, TİSVA ve Turkcell işbirliğinde hayata geçen Ekonomiye Kadın Gücü, Türkiye’de ilk defa sosyal borçlanma modelinin hayata geçirilerek kadınların gelir getirici işler yapması için küçük sermaye desteği sağlayan Mikrokredi Sistemi’ne yeni kaynak oluşturulmasını hedefliyor.

    Sosyal inovasyon niteliği taşıyan bu yenilikçi model sayesinde sayesinde artık dileyen herkes dar gelirli kadınlara borç verebilecek, bağış yapabilecek, dar gelirli kadınların hayallerine kavuşmasına bireysel olarak destek verebilecek .Çünkü, Kadına Destek, Topluma Destektir.
    Ekonomiye Kadın Gücü projesi ile kadınlarımız daha çok üreterek ekonomiye katılacak,
    hayallerini büyütecek, ailelerine ve geleceğe yatırım yapacak, Türkiye kazanacak.

    Bir bumads advertorial içeriğidir.

    Annelutfen.com’da 2012’nin en çok satılan bebek-çocuk ürünleri





     
    Türkiye’nin en çok çeşit sunan anne-bebek-çocuk sitesi annelutfen.com, 2012 yılında annelerin en çok tercih ettiği ürünleri belirledi. Sitede, Sebamed, Chicco, Huggies, Dalin, Verdino, Milupa Aptamil, Johnson’s Baby, Stylo, Prima gibi markaların en çok beğenilen ürünlerini tek bir butikte sunarak alışveriş keyfine kolaylık katıyor.  www.annelutfen.com/2012-yildiz-urunler

    Annelutfen.com, annelere, 2012’nin son 5 gününde de bir sürpriz sunuyor. Sitede satışa sunulan 10.000 üründe geçerli olan %10 indirim fırsatından, “YENI10” kodunu kullanarak alışveriş yapan herkes yararlanabiliyor.

    LÖSEV ÜRÜNLERİ MORHİPO.COM’DA








    morhipo.com’un sivil toplum kuruluşları ile sosyal duyarlılığa sahip tüketicileri buluşturan Paylaş“Tık” sayfası altında yer alan LÖSEV butiğine yeni ürünler eklendi. Butikte; Beren Saat, Cemil İpekçi, Tülin Şahin, Deniz Ünaldı ve Açelya Akkoyun tarafından LÖSEV için tasarlanan bez bebeklerin yanı sıra Lösev annelerinin hazırladığı bebekler, kupalar, oyuncaklar, bebek çorapları ve magnetler satışa sunuluyor. Ayrıca ünlülerin fotoğraflarından oluşan “Benim Yılım Benim Kahramanım” 2013 yılı takvimini de satın almak mümkün. Satışlardan elde edilecek gelirin tamamı LÖSEV'e bağışlanıyor.
    Paylaş“Tık” sayfası ile sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü sosyal sorumluluk projelerine katkı sağlayan morhipo.comLÖSEV anneleri tarafından tamamen el emeği ile yapılan ürünleri satışa sunarak hastalıkla mücadele eden miniklere destek oluyor.
    Lösev ürünleri ile birlikte Çağatay Ulusoy, Meryem Uzerli, Burak Özçivit gibi ünlü isimlerin lösemili çocuklarla poz verdiği “Benim Yılım Benim Kahramanım” 2013 yılı takvimi ve Beren Saat, Cemil İpekçi, Tülin Şahin, Deniz Ünaldı ve Açelya Akkoyun'un Lösev için özel olarak tasarladığı bebekler de sitede satışa sunuluyor. Morhipo.com LÖSEV butiğindeki ürünlerden satın alarak, lösemili çocukların tedavisine katkıda bulunabilirsiniz. Bu butiğin satışlarından elde edilen gelirin tamamı Lösev'e aktarılarak, lösemi hastası çocukların tedavisine katkıda bulunuluyor.

    LÖSEV Hakkında
    1998 senesinde “Bir çocuğun hayatından daha değerli ne olabilir ki?” sloganıyla yola çıkan LÖSEV, Türkiye’nin dört bir yanındaki lösemili çocuklara ve ailelerine ücretsiz hizmet vermek amacıyla kuruldu. Vakıf bugün 10 bin’i aşkın lösemi hastası çocuğa tamamen ücretsiz tedavi ve eğitim hizmetleri veriyor, ailelerine ise maddi yardım ve psikolojik destek sağlıyor.
    Morhipo.com Hakkında
    Türkiye’de ilk kez yeni sezon ürünleri ve çok avantajlı kampanyaları bir araya getiren morhipo.com, her zevke ve bütçeye uygun zengin ürün çeşitliliği, çok yüksek indirim oranları ve hızlı teslimat ayrıcalıklarıyla alışveriş dünyasında fark yaratıyor. Yeni Sezon bölümünde mağazalarla aynı zamanda binlerce sezon ürününü üyelerine sunan morhipo.com, Özel İndirim Kulübü bölümünde ise her gün yüzde 90’a varan indirimler uygulayarak kaçırılmayacak kampanyaları üyeleriyle buluşturuyor. ‘Koşulsuz Müşteri Mutluluğu’ anlayışıyla üyelerine güvenli bir alışveriş keyfi yaşatan morhipo.com, müşterilerinin talebi halinde ürünün kullanılmamış olması durumunda bir ay süreyle koşulsuz iade kabul ediyor ve kargo ücretini üstleniyor. morhipo.com, stoklar dahilinde İstanbul’a 24 saat, diğer şehirlerde ise 48 saat içinde teslimat sözü veriyor.
    Bilgi için: Selin Eyüboğlu / 0549 760 22 22 / selin@zarakol.com.tr

    25 Aralık 2012 Salı

    Huggies 2013’ün en tatlı miniklerini arıyor… huggies





    Yeni yıla miniğinizin tatlı fotoğrafıyla girmek hem de güzel bir yılbaşı hatırası paylaşmak isteyen anne babalara güzel bir haberimiz var. Annelerin en büyük yardımcısı Huggies, facebook sayfasında bir yarışma başlattı. Yeni yıla özel Huggies beziyle poz veren bebeğinizin fotoğrafıyla katılacağınız fotoğraf yarışması, bebeğinize 1 yıllık Huggies bebek bezi kazandırıyor.

    Huggies Facebook yarışmasına başvurmak oldukça kolay! Tatlı miniğinize yeni yıla özel Huggies bebek bezi giydirip, fotoğrafını Huggies’in facebook uygulamasına yüklemeniz yeterli.

    Yarışma için dileyen herkes siteye girerek, hem yarışma hakkında bilgi alabiliyor, hem resim yükleyerek yarışmaya katılabiliyor hem de oylama yapabiliyor.

    Katılmak için 31 Aralık tarihine kadar http://www.facebook.com/HuggiesTurkiye adresine tıklayıp miniğinizin yeni yıl fotoğrafını yükleyebilirsiniz. 

    Kız ve erkek bebeklere özel 2 farklı boyda hazırlanan yeni yıla özel bezler tüm Huggies bebek bezleri gibi üçlü cilt koruma ile bebeğinizi kuru tutuyor, vücuda oturan kesimi ve esnek bantları ile hareket özgürlüğü sağlıyor ve sızdırmıyor.

    Huggies’in yeni yıl temalı bezleri sadece Migros marketlerde satışa sunuluyor.


    ÖNEMLİ BİR PROJE: OKUL ÖNCESİ ÇOCUK KÜTÜPHANELERİ


    Yerel belediyelerden: Çocuk kütüphanelerinin kurulmasını istiyoruz!

    Emziren annelerden tanıdığım Esra ve Aylin'in birkaç gündür yazışmalarını takip ediyorum. Çok güzel bir proje fikri ortaya attılar. Okul öncesi çocuklar için kütüphane!!
    Gerçekten çocuğu olan her anne baba bilir, çocukla bir yerlere gitmek birşeyler yapmak çok zor. Yeni yeni çocuklu resturantlar, cafeler açılmaya başlandı. Ama bunların yanında çocuğumuzla beraber gidebileceğimiz kütüphaneler olsa, çocuklarımız kitaplarla tanışsa bizlerde annelerle sosyal bir ortam paylaşsak süper olmaz mı?
    Sizde bu projeye destek vermek isterseniz;
    http://www.change.org/tr/kampanyalar/yerel-belediyelerden-%C3%A7ocuk-k%C3%BCt%C3%BCphanelerinin-kurulmas%C4%B1n%C4%B1-istiyoruz

    Ayrıca bulunduğunuz yerel yönetimler de tanıdıklarınız varsa onların desteği çok çok önemli. Onlarla iletişime geçebilmek ve destel almak için herkese ihtiyaç var.Böule tanıdıklarınız varsa ya da sizin yapabnileceğiniz birşeyler varsa bana ya da Esra veya Aylin'e ( esrarak@gmail.com veya aylinkok@hotmail.com) ulaşabilirsiniz.

     Bebek arabasıyla kolayca girilebilecek merkezi bir binada rutubetsiz bir oda ve çocuklara uygun sandalye, masa ve raflar. Çok güzel olmaz mı???.


    24 Aralık 2012 Pazartesi

    POMPA SEÇTİNİZ PEKİ, GÖĞÜS BAŞLIĞI SİZE GÖRE Mİ?




    Bazen iyi bir pompa kullansanız bile anneler süt sağmanın acı verici olduğunu düşünebilirler.Meme ucunuzda acı veren bir yara yoksa en olası sorun göğüs başlıklarının boyu ile göğüslerinizin arasındaki uyumsuzluk olabilir.bu baslıklar;göğsünüze değen huni şeklindeki, parçadır.
    Genel de süt sağma pompalarıyla 24-26 mm olan parça verilir. Bu sizin için küçük ya da büyük olabilir.Bunun bir büyüğü 27-29 mm bir küçüğü de 21 mm'di.r Bu ölçüler her markada farklılık gösterir. Değerlere çok önem vermeyin. Sadece kullandığınız marka pompanın uclarının alternatifler,inin de olduğunu bilin. Bunu bilmediği için sağarken çok zorlanan anne var. Sağarken göğüs uclarınız ilk zaman acısa bile zamanla o da kalmayacaktır. O nedenle başlıklar çok önemli..
    Kullandığınız başlığın size uygun olup-olmadığını anlamak için; sağarken göğüs ucunuz ve aerolanız huninin içinde rahat hareket ediyorsa sorun yok demektir. Sağma işleminiz bitiğinde göğüs ucunuz normalden büyük görünse de aerolanızda kabarıklık, şişkinlik olmamalıdır.Bu başlık eğer sizin için uygunsa sütünüzün akışını etkilemeyecek, raht rahat sağa bileceksiniz.

    Aşağıdaki linkte Ameda marka pompaya ait alternatif başlıkları görebilirsiniz:

    http://www.e-toker.com/urunler/ameda-yedek-gogus-pompasi-basligi-285mm30mm/urun2173.html

    http://www.e-toker.com/urunler/ameda-yedek-gogus-pompasi-basligi-36mm325mm/urun2174.html

    Medela markası için de;
    http://www.e-sumeras.com/Medela-Personel-Fit-Gogus-Hunisi,PR-37.html

    Doğum Yaptıktan Sonra Neler Olacak?




    Doğumdan sonra annede bazı değişiklikler olacaktır ve doğum sonrası dönem her zaman rahat geçmeyebilir.
    • İlk iki ile altı hafta süresince adet kanaması gibi, yoğun ve kırmızı renkli kanama olabilir.
    Ne yapmalı?
    Hijyenik kadın bağı kullanılabilir, ancak bu bezlerin en fazla 6 saatte bir değiştirilmesi gerekmektedir. Bu kanamanın rengi pembeden kahverengiye dönüşerek birkaç hafta sonra beyaz bir akıntı halini alır. Kanama fazlalaşır, ateş çıkarsa ya da akıntı kötü kokuyorsa doktora danışılmalıdır. Emziren annelerde kanama daha kısa sürebilir.
    • Tuvalet konusunda da sorun yaşanabilir. İlk günlerde idrara çıkarken zorlanılması normaldir ve kabızlık görülebilir. 

    Ne yapmalı ?

    Doğumdan sonra mümkün olduğu kadar çabuk ayağa kalkıp yürümeye çalışmak bağırsak hareketlerini de hızlandıracaktır. Annenin bol su içip yediklerine de dikkat etmesi faydalı olacaktır. Annenin tuvaletini yaparken dikişlerinin açılma olasılığı düşüktür ancak hiçbir zaman tuvalette ıkınıp kendisini fazla zorlamamalıdır çünkü hemoroid oluşabilir.
    • Doğum sırasında doktor kesi yaptıysa dikişler ilk günlerde ağrı yapabilir. Otururken ve yürürken kesi yerinde rahatsızlık hissedilebilir. Genellikle en geç bir hafta içinde dikişler kendiliğinden düşer ve kesi yeri iyileşir. 

    Ne yapmalı?

    Doğumdan hemen sonra pelvis kaslarını çalıştıracak hareketleri yapmak ve dikiş alanına buz torbası koymak faydalı olabilir. Ayrıca bu bölge hep temiz ve kuru tutulmalı, temizlik önden arkaya doğru yapılmalı ve tuvalet kağıdı kullanılmalıdır. Doktor temizlik için bir solüsyon önerdiyse kullanılabilir. Dikişlerde kızarıklık, ağrı ve 38 C ve üzerinde ateş olursa doktorla görüşülmelidir.
    Doğumdan sonra anne kendisini iyi hissettiği an banyo yapabilir. Banyonun ilk günler ayakta duş şeklinde yapılması önerilmektedir. Sezaryan ile doğum yapıldıysa dikişler alındıktan sonra ayakta duş alınabilir.
    • Uzun süren hamilelik döneminden sonra vücudun eski haline dönmesi altı aydan önce mümkün olmaz. 

    Ne yapmalı? 

    Altıncı haftada doktor kontrolüne gitmek çok önemlidir çünkü bu haftadan itibaren vücut yavaş yavaş eski haline dönmeye başlamıştır, rahim gebelik öncesi büyüklüğüne döner. Doktor bu kontrolde vajinal muayene yapacak, dikişlerin durumuna bakarak rahimi muayene edecektir. Bu kontrole gidildiğinde doktora hangi doğum kontrol yönteminin seçileceği konusunda danışılabilir.
    • Adet görmeye başlamak ise bebeğin nasıl beslendiğine bağlıdır. Bebek emziriliyorsa adet meme verme sayısının iyice azalmasına dek gecikebilir. Bebeğe mama veriliyorsa 4-6 hafta arasında ilk adet görülebilir.
    • Doğumdan sonraki üç ay boyunca, bazen daha da uzun bir süre saçlar dökülür. Çünkü hamilelik boyunca hormonlar nedeniyle normalde dökülmesi gereken saçları dökülmemiştir. Bu yüzden şimdi anneye daha çok saçı dökülüyor gibi gelmesi normaldir.
    • Doğumdan sonra bebek emzirirken oruç tutmak sağlıklı değildir çünkü gün boyunca yeterli besin ve sıvıyı vücut alamamaktadır. Doğumdan sonra 1 ay kadar demir haplarına devam edilmelidir. Bu sayede gebelik süresince ve doğumda kan kaybedildiği için azalan demir depoları desteklenmiş olur.
    • Doğum sonrasında kanama bittikten sonra cinsel ilişki kurulabilir. Kanama varken ilişkiye girmek istenirse eş kondom kullanmalıdır. Haznede kuruluk hissedilirse nemlendirmek için gliserin kullanılabilir. Doğumdan sonra cinsel istekte artma ya da azalma olması normaldir. Hormonal dengenin değişmesi, yaşanılan ortamın değişmesi gibi nedenler bu artma ya da azalmadan sorumlu olabilirler. Önemli olan iki tarafın da birlikte karar vermesi, birbirine anlayış ve uyum göstermesidir. Tabii bu aşamada kadının isteyip istemediği ve durumunun nasıl olduğu en önemli konudur.
    Belki de yukarıda belirtilen, annenin vücudundaki normale dönüş sürecinde yaşadıklarından daha önemlisi, annenin, bir başka deyişle “lohusa” nın kendini nasıl hissettiğidir.
    Vücuttaki hormonal değişiklikler annenin ruh halini etkiler. Anne zaman zaman kendisini kötü hissedebilir, bir sebep yokken ağlayabilir, alıngan veya sinirli olabilir. Annenin çevresindekilerin hepsi bebeğe ilgi göstermektedir hâlbuki anneyi evde bekleyen bir çok yükümlülükler, belki başka çocuklar vardır. Hayat artık eskisinden çok farklı olacaktır. Anne kendisini şişman ve çirkin buluyor olabilir. Bütün bunlar sıkıntıyı arttırabilir. İşte burada babalar anneye destek vererek sıkıntılarını azaltabilir. Daha önce doğum yapmış arkadaşlarla da konuşulabilir. Bunlar çoğu yeni anne tarafından hissedilir ve normaldir. Hormonal değişikliklerin yol açtığı bu durumu değiştirmek elde değildir. Eğer bu sıkıntılar altı ay boyunca devam ediyorsa bir uzmana baş vurmak gerekebilir.
    Anne ilk zamanlarda bebeği bir yabancı gibi görüp hayal ettiğinin bu olup olmadığı konusunda kendisini sorgulayabilir. Belki de onu yeteri kadar sevemediğini düşünüp suçluluk da duyabilir. Kendisine ve bebeğine birbirlerine alışmaları için zaman tanımaları gerekecektir.
    Annenin bebeğin bakımıyla ilgili bilgileri arttıkça, onunla daha çok vakit geçirdikçe, onun ne istediğini daha iyi anlayabilir, tedirginlik azalır.
    Bebekle geçirilen zamanın etkili olması için dinlenmiş olmak gerekir. İşte onun için o uyuduğu zamanlarda anne de onunla beraber uyuyarak ya da en azından dinlenerek güç toplayabilir. Ev işleri bir süre bekleyebilir. Ev işlerinde, diğer çocukların bakımında ve misafir geldiğinde babalardan veya ailedeki akrabalardan yardım istenebilir.

    Babalar


    Doğumun yaklaştığını ya da başladığını gösteren belirtilerle birlikte anne adayında bir enerji artışı olacaktır. Baba adayı eşinin bu enerjisini ev temizliği gibi şeylerle tüketmesini önlemeli, bu enerjisini doğuma saklamasını sağlayabilmelidir. Sancıları başladığında eşini sakinleştirmeli, saat tutarak sancıların kaç dakikada bir geldiğine bakmalıdır.
    Birlikte nefes alma alıştırmaları yapabilir, eşinin beline masaj yapabilir.
    Eşinin doğum yapmasını beklerken baba adayının da en az eşi kadar heyecanlı olacağı bilinmektedir. Eşine veya bebeğe bir zarar gelecek mi diye düşünüp korkabilir, hiçbir şey yapamadığı için çaresizlik yaşayabilir. Bu duygularla başa çıkabilmek için bir yakınıyla konuşabilir, onunla duygularını paylaşabilir. Yürümek de baba adayını rahatlatacaktır. Baba bebeği ilk kez gördüğünde cinsiyeti beklediğinden farklı olduğu ya da küçük ve çirkin göründüğü için hayal kırıklığı yaşıyor olabilir. Bebek beklentilerden farklıysa kendisine ve ona biraz zaman tanımalıdır. Bebek başka bebeklerle karşılaştırılmamalı ve olumsuz yorumlarda bulunmamaya özen gösterilmelidir. Bu gibi yorumlarda özellikle anne kendisini suçlu hissedebilir ve suçluluk hissedebilir. Bu gibi olumsuz duygular sonucunda da annenin sütü kesilebilir. Anneyi suçlayıcı söz ve davranışlardan kaçınmak yerinde olacaktır.
    ÖNEMLİ!
    Henüz ülkemizde pek yaygın olmamakla beraber baba adayları eşleriyle doğumhaneye girebilir ve bebeklerinin doğumuna tanık olabilir. Önceden doktorla konuşup doğuma girmek istediğini belirtebilir.

    20 Aralık 2012 Perşembe

    7 aylık hamile Tümay Özokur, hamileliği boyunca bu süreçle ilgili tüm detayları Annenin Günlüğü’nde paylaşıyor! Anneler ve anne adayları Türkmax ekranlarında buluşuyor





     Ekranların yeni soluğu Annenin Günlüğü, hamilelik ve doğum hakkındaki her konuda anneleri ve anne adaylarını bilgilendiriyor. Ünlü konuklar ve alanında uzman doktorlarla gerçekleştirilen röportajlarla renklenen program, Tümay Özokur’un sunumuyla her Cumartesi saat 11:00’da Türkmax ekranlarında izleyici ile buluşmaya devam ediyor.
    Digiturk platformunda Kasım ayından bu yana yayınlanan, 7 aylık hamile Tümay Özokur’un hazırlayıp sunduğu Annenin Günlüğü programı, anne ve anne adaylarına ışık tutmaya devam ediyor. Öncesi ve sonrasıyla tüm hamilelik süreci hakkında uzman doktorlar eşliğinde izleyicilerine bilgi aktarımı sağlayan programda, Tümay Özokur’un ünlü isimlerle gerçekleştirdiği keyifli sohbetler de yer alıyor. Özokur bu zamana kadar Ceren Erginsoy, Tolga Karel, Ceren & Emir Benderlioğlu, Veysel Diker gibi isimlerle ebeveynliğe dair keyifli söyleşiler gerçekleştirdi.
    Annenin Günlüğü’nde hamilelikte en rahat kıyafetlerden, genel bakımın nasıl sağlanacağına, nasıl beslenileceğinden, hamilelik sporuna kadar tüm detayların paylaşılmasının yanı sıra doğum fotoğrafçılığı ve yeni doğan bebeklere alınacak hediye alternatifleri gibi ayrıntılı konular hakkında da izleyiciye fikir veriliyor. Hamilelik ve sonrası ile ilgili her soruya cevap veren program Cumartesi günleri saat 11:00’da Türkmax izleyicisinin karşısına çıkıyor.
    İkinci kez anneliğe adım atacak olmanın heyecanını yaşayan Özokur, oğlu Dora’yla birlikte bu heyecanını adım adım izleyiciyle paylaşıyor. Annenin Günlüğü’nde hamileliğinin tüm aşamalarını ve bir bebeğin gelişim sürecini anlatan Özokur, daha önce oğlu Dora’ya hamileyken “Anne Oluyorum” isimli bir kitap yazmış ve doğum sonrasında kendisinin hazırlayıp sunduğu çeşitli programlarla çocukların gelişimine katkıda bulunacak bilgileri ailelerle paylaşmıştı.

    Baltalı mutfağa girdi,%100 Keçi Sütünden Doğal Katkısız Lezzetler Yarattı!



    %100 doğal ve katkısız keçi sütünden elde edilen Baltalı ürünleri, İstanbul Kanyon Macro Atelier’de düzenlenen keyifli bir etkinlikte usta eller tarafından tadı damaklardan gitmeyen lezzetlere dönüştü.

    Kanyon Macro Atelier’de, eğitmen şef Ayşe Azzaro öncülüğünde Baltalı ürünleri kullanılarak oluşturulan tarifler, basın mensupları ve bloggerlar eşliğinde hazırlandı ve enfes bir lezzet kervanına dönüştü.
    Geniş bir katılım ile gerçekleşen etkinlik süresince, keçi sütünden elde edilen Ege’nin lezzeti Baltalı ürünleri ve bu ürünlerden ortaya çıkan doğal tadları deneyen katılımcılar, Baltalı lezzetleri ile buluşurken, aynı zamanda ürünleri deneyimleme fırsatını da buldular.
    İzmir Seferihisar’da bulunan Baltalı çifliğinde, keçi sütünden birçok ürün elde ediliyor. Hellim peynirinden labneye, tereyağından Seferihisar’ın özel peyniri ‘Armola’ ya kadar geniş bir ürün yelpazesine sahip olan Baltalı ürünlerinin en önemli özelliği %100 doğal ve katkısız olmaları.
    Birçok faydası olduğu yapılan klinik çalışmalarıyla da kanıtlanan keçi sütü, anne sütüne en yakın süt olarak kabul ediliyor. Anne sütünden 4 kat daha fazla kalsiyum içeren keçi sütünün, özellikle yeni doğan ve anne sütü alamayan çocukların sağlıklı gelişimleri açısından da oldukça önemli olduğu belirtiliyor.

    19 Aralık 2012 Çarşamba

    ARALIK-OCAK AYI RENKLİ ADA ETKİNLİKLERİ



    Bende 29 ARALIK 'DA Renkli Ada'da Emzirme ve Bebek ile ilgili seminerim olacak. Detayları:

    *Anne sütü ve Emzirme

    *Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
     -Göbek bakımı,
    -Yeni doğan sarılığı,
    -Bebeğin altının değiştirilmesi,
     -Bebeği tutuma ve taşıma,
     -Bebeği giydirme,
     -Yenidoğan refleksleri,
     -Bebeğin yıkanması,
     -Bebeğin gazının çıkarılması,
    -Bebek için rahatlatma masajı,
     -Bebeğin aşıları,
    -Bebeğin uyku düzeni,
    -Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
    -Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları  ana başlıkları altında olacaktır.

     Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Nasıl emzireceğim? Sütüm yetiyor mu? Pompa almalı mıyım? Emzirirken nasıl beslenmeliyim? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız. İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..

     Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz;  25 Aralık’a kadar iletisim bilgilerinizi iceren bir e-maili
     ertugrul.esra@gmail.com atabilirsiniz.

    Eğitim yerimiz: RENKLİ ADA
    www.renkliada.com
    Ücreti: 60 TL
    Eğitim Tarihi ve saati: 29 Aralık cumartesi günü saat 16:00-18:00



    SEVGİLİ AVENT ANNESİ MÜGE'NİN ANKET/ RÖPORTAJIMA VERDİĞİ CEVAPLAR:))


    *Nasıl bir hamilelik geçirdiniz? Hamile iken kaç kilo aldınız, kilolarınızı nasıl verdiniz?
    İlk hamileliğim olduğu için endişeli bir hamile idim. Bilgilendikçe endişelerim azaldığından, çok araştırdım. O kadar çok şey öğrendim ki, sonra bunları ihtiyacı olan başka annelerle paylaşmak istedim ve kendimi Avent Annesi olarak buldum.
    Hamileliğimi 17 kg alarak tamamladım. Normalde daha disiplinli olmama rağmen , kendime pastanede kaçamak molaları verdim. Bunlar olmasa daha az bir kilo ile tamamlayabilirdim sanıyorum.

    *Bebeğinizi ilk kucağınıza aldığınızda neler hissettiniz?
    3 saatlik ıkınmanın ardından o kadar yorgundum ki! Gururla karışık bir yorgunluk ve akıl almaz boyutta bir şefkat duygusu. Bolca da ağladım tabii.
    *Bebeğiniz şimdi kaç yaşında?
    2,5
    *Yaşamınız çocuğunuzdan sonra nasıl değişti?
    Durmayı öğrendim. Parkların güzel yerler olduğunu, hayvanların yaşadığımız evrene kattığı  keyfi ve daha bir çok şeyi duyumsayacak fırsatım oluyor. O büyürken, kendi çocukluğuma geri dönüyorum. Onun dirseğimi işaret edip ‘Anne bu ne?’ dediği an, bu soruyu kendi ilk kez soruşumu hatırlıyorum vebuna hayret ediyorum. Şu ara ‘flashback’bir anneyim yani.
    Bir de dünya daha iyi bir yer olsun istiyorum. Eskisinden daha çok. Ve bunun için çok daha fazla çabalıyorum.
    *Çocuğunuzla ile 1 gününüz nasıl geçiyor?
    Onun fiziksel bakımı ve dünyadan keyif alabilmesi için gereken zihinsel aktivitelerin tamamı ile. Yiyoruz, dolaşıyoruz, ellerimizi kullanarak bir şeyler yapıyoruz. Okuyoruz, nadiren de olsa TV ile kaçamak yapıyoruz.
    *Anne olmak sizi nasıl değiştirdi?
    Anne olmak beni bir aşçı, dilbilimci, hikaye anlatıcı, dedektif, modacı, iç mekan tasarımcı, vb gibi bilimum sarı sayfa insanı haline getirdi. Aynı anda pek çok işi bir arada yapabilmek biz kadınlara bahsedilmiş bir yetenek, şu ara bu konuda kalfalık yapıyorum.
    *Kendiniz nasıl bir anne olarak görüyorsunuz? Korumacı mı, rahat mı?
    Rahat görünmeye ve olmaya çalışan bir korumacı.
    *Anne olduktan sonra işinize devam ettiniz mi? Devam ettiyseniz zor oldu mu sizin için?
    İşim annelikle ilgili. Ancak hem çocuğuna, hem işine, hem de evine tam adanan bir anne olmak ve bunu layıkıyla başarmak gerçekten zor. Limit itmeyi seven bir yapım var, ancak evde, işte ve annelikte çalışmak gerçek bir meydan okuma hali.

    *Bloğunuzda annelik yazıları yazmak mı sizi mutlu ediyor?
    Evet. Öğrendiklerim sonraki kendime ve başka annelere anlatıyorum. Bilgi paylaşmanın inanılmaz bir hazzı var.( bu arada gerçekten çok yararlı paylaşımların var. Sıkı takipçilerindenim:)))

    *Bebek ürünleri satın alırken ne gibi noktalara dikkat ediyorsunuz?
    Sağlıklı olmasına, üzerimden iş almasına.
    *Evde beslenme ve sağlık konularındaki tutumunuz nasıl?
    Olabildiğince organik beslenmeye, evde ve taze pişmiş yiyecekler tüketilmesine gayret ediyorum.
    Özellikle çocuğunuzu beslenmesiyle ilgili konularda özel bir şeyi yaklaşımınız var mı?
    Doğal olan ve mevsiminde yetşien her şeyi yemesini isteyen, şeker tüketmesini istemeyen bir anneyim.
    *Bebeğinize anne sütü verebildiniz mi? Ne kadar süre verdiniz?
    İki yıl verebildim. Anne sütünün önemini anlatabilmek benim Avent Annesi olarak edindiğim misyonlardan biri.

    Avent Annesi Müge
    editor.muge@gmail.com 

    Çok teşekkür ederim:))

    18 Aralık 2012 Salı

    ANKETİM:))



    Merhabalar Herkese,


    Ben 2008 yılından beri bloğumda anne -babalar ve anne - baba adayları için yaptığım eğitimlerimi duyurmak, gerekirse davet edebilmek adına  bloğumu açtım. Oğluşum doğduktan sonra da onunla olan maceramı buradan paylaştım. Bloğum sayesinde bir çok arkadaşım oldu. Oğlum, bloğum ve ben arkadaşlarımdan o kadar çok şey öğrendim ki.. Hayatımda bloğumun gerçekten çok yeri oldu..

    Bloğum sayesinde deneyimlerimi ve bilgilerimi paylaşıyorum. Bunu yaparken Gönüllü Emzirme Danışmanlığım başladı. Sonra eğitimlerim oğlumdan sonra şekil değiştirdi. Sizlerden aldığım e-mailler beni yönlendirdi.. Bu konu hakkında o kadar çok yazacak şeyim oldu ki .. Bunun için beni takip eden , benim takip ettiğim, yazıştığım herkese çok teşekkür ederim.
    Bugün işyerinde otururken anket mi hazırlasam, annelere falan diye  düşünürken, anketi hazırladım. Anketten öte annelerle röportaj desem daha iyi olacak.. Bunun üzerine üyesi olduğum gruplara ve arkadaşlarıma e-mail attım ..Şimdiden 5-6 anne cevap gönderdi.
    Bunun hazırlarken amacım, annelerin yaşadıklarından birbirlerine destek olması...
    Yarından itibaren birer ikişer bloğuma ekleyeceğim.. Sizde bu soruları cevaplamak istersenizertugrul.esra@gmail.com e-mail atarsanız , soruları hemen gönderirim.
    Sevgiler

    Doğan Egmont'un Mutlu Büyüyorum Serisi

    fotoğraf.JPG






    Doğan Egmont'un ''Mutlu Büyüyorum'' serisinden size de bahsetmek istedim. Seri de ;

    fotoğraf.JPG  fotoğraf.JPG  fotoğraf.JPG   fotoğraf.JPG
    *Nerden Çıktı Bu Çocuk?  (Yeni bir kardeş sahibi olan çocuklar için )
    *İlkokulun İlk Günü
    *Ucundan Azıcık ( Sünnet olmaya hazırlanan çocuklar için)
    *Bana Ne Olacak Şimdi? ( Annesiyle babası boşanan çocuklar için) bulunuyor.

    Serinin kahramanı Selim :))

    Yeni kardeş haberini nasıl vereceğiniz bilmediğiniz, sünnet olmanın ne demek olduğunu açıklarken güçlük çektiğiniz, ilkokulun ilk gününde moral vermek istediğiniz de veya boşanma sürecini atlatamamasından korktuğunuz bir süreçteyseniz bu kitaplarda sizin ve çocuğunuzun bu süreçten nasıl kötü etkilenmeden geçirmeyi başaracağınızın ipuçları var...

    İçerikleri , resimler çok güzel.Kitabı yazarı İnci Vural bir psikolog.


    fotoğraf.JPG   fotoğraf.JPG

     Ön yazısında Yankı Yazgan bu kitapları önerdiğinden bahseden bir yazısı var. Özellikle kitapların en arka sayfasında Anne ve babalara mektup var. Bu ayrıca çok güzel.
    Ben oğlumun hayatındaki minik değişiklikler olacağında, yeni bir şeyler veya yeni bir alışkanlık öğretmek istediğimde genelde kitaplardan yararlanıyorum.O konuyla ilgili kitaplar okuyor, ardından ona uygun oyuncak alıyoruz. Böylelikle işim hep kolay oldu. O nedenle bu seriyi çok sevdim. Çocuğunuz ilk okula başladığında ya da sünnet olacağında ne yapmanız gereceğini bu serideki kitaplarla daha kolay halledebileceğinizi düşünüyorum.

    Sizin bu tip bir geçiş döneminiz varsa bu kitaplar tam size göre!!!



    BABA ADAYLARI DOĞUMA KENDİLERİNİ NASIL HAZIRLAMALI?



    Doğumla ilgili hemen her erkeğin doğru ya da yanlış bir takım bilgileri bulunuyor. Ancak bu dönemde erkeklerin dikkat etmeleri gereken en önemli detay, eşlerinin kadın doğum uzmanlarıyla iletişim halinde olmaları. Akıllarına takılan her türlü soruyu mutlaka doktorlarıyla paylaşmaları gerekiyor.  Ayrıca hamilelik dönemlerinde eşleriyle doktorları arasında iyi bir iletişim kurmasına katkıda bulunmak ve gerekli durumlarda hekim ile irtibata geçmek de baba adayının dikkat etmesi gerekenler arasında yer alıyor.

    Erkeklerin kendini babalığa hazırlamasıyla, kadınların kendilerini anneliğe hazırlaması arasında büyük farklar bulunuyor. Babalıkta ne kadar güçlü bir duygu yaşanırsa yaşansın, sahiplenme iç gudusu annelik kadar yoğun olmuyor. Çünkü annelik bir iç güdüyken, babalık öğrenilen bir duygu.. Hatta daha çok  insanoğlunun formüle ettiği, biçimlendirdiği varsayımsal bir kavram. Anneler içgüdüsel olarak bu role zaten aşağı yukarı hazır oluyor.  Tıpkı  bebeğin doğar doğmaz emme refleksi ile meme emmeye başlaması gibi. Oysa babalık için biraz zamana ihtiyaç var. Çoğu erkek babalık duygusunu bebeği 3-6 ay arasında olduğunda hissedebiliyor. Çünkü ondan önce bazı işleri görev olarak yapıyorlar. Ancak bebek babaya bakma, gülme gibi tepkiler verince ,  erkek biraz daha yoğun duygular yaşayabiliyor. Bu dönemden sonra da bebekle ilişkilerini kuvvetlendirmek adına birlikte çıkmak da erkeği babalığa hazırlamak için çok faydalı oluyor.

    BABANIN DOĞUM ÖNCESİ HAZIRLIKLARI
    Öncelikle detaylı bir doğum planı çıkarın. Doğum esnasında ve sonrasındaki ilk günlerde sizin ve eşinizin ihtiyaç duyabileceği her şeyi listeleyin, göz önünde bulundurulması gereken tüm noktaları kağıda dökün; doğum başladığı andan itibaren sizin üzerinize düşen neler olacak, eşinizin başarılı ve sağlıklı bir doğum yapabilmesinde ne gibi katkınız olabilir, hastaneye giderken yanınıza almanız gerekenler nelerdir... Tüm bunları detaylı düşünüp planlarsanız büyük an geldiğinde duruma mümkün olduğunca hakim olur, yaşanabilecek paniği ve şaşkınlığı minimum seviyeye indirmiş olursunuz.
    Doğum öncesinde son kez gözden geçirmeniz gereken hazırlıklarınızı bir kez daha hatırlatalım:
    . Hastaneye ulaşımı mümkünse önceden birkaç kez deneyin; gidiş yolunu, gidiş süresini tam olarak öğrenmeniz faydalı olacaktır.
    . Başka çocuklarınız varsa doğum esnasında ve belki sonrasındaki birkaç gün için onların bakımı ile ilgili gerekli düzenlemeleri yapın.
    . Size ulaşılabilecek telefonları eşinize ve doğum esnasında eşinizle birlikte olma ihtimali olan kişilere bildirin, cep telefonunuzu bu dönemde mümkün olduğunca açık tutmaya çalışın.
    . Doğum öncesinde mümkün olduğunca dinlenmeye ve enerji toplamaya çalışın, doğumdan sonra oldukça yorulacaksınız!
    . Hastaneye giderken mümkün olduğunca rahat, terletmeyecek giysiler giyin
    . Hazırladığınız doğum çantasının içine anne, bebek ve kendiniz için gerekli olabilecek her şeyi dahil ettiğinizden bir kez daha emin olun.

    Eğer doğum esnasında da eşinizin yanında olmayı ve bebeğinizin dünyaya geliş anına tanıklık etmeyi planlıyorsanız :
    . Doğum beklenenden daha zor ve acı verici geçebilir. Eşinizi sancı ve kasılmalar esnasında acı çekerken görebileceğiniz düşüncesine kendinizi alıştırın, bu paniğe kapılmanızı engelleyecektir. Doğumla ilgili kitaplar okumanız ve mümkünse eşinizle birlikte ağrı giderme yöntemlerini inceleyip öğrenmeniz faydalı olacaktır.
    . Doğum esnasında bol miktarda kan görebileceğinizin bilincinde olun. Gerçek doğum kasetleri izlemek ya da doğum resimlerini incelemek sizi bu görüntülere alıştırabilir. Ancak yine de kan görmekten aşırı derecede etkileniyorsanız kendinizi bu konuda fazla zorlamamanızı tavsiye ederiz.
    . Doğumlar çeşitlilik gösterebilir, kimi doğumlar normalden daha uzun sürer. Eğer eşinizin doğumu normalden uzun sürüyorsa kendinizi sürekli olarak yanında bulunmak için zorlamayın; ara sıra doğumhane dışına çıkarak kendinizi rahatlatmanız ve dinlenmeniz sizin için iyi olabilir.
    . Yeni doğan bebeğinizi ilk karşılayacak insanlardan biri de siz olacaksınız. Ancak unutmayın ki yeni doğan bebekler ilk bakışta pek güzel ya da sağlıklı görünmeyebilirler. Temizlendikten, bakımı ve ilk kontrolleri yapıldıktan sonra bebeğiniz dünyanın en güzel bebeği olacaktır! Tüm yeni doğan bebekler bir dizi sağlık kontrolünden geçer. Bebeğinizin sağlığı ile ilgili gereksiz endişelere kapılmayın, bunlar olağan kontrollerdir.

    Emzikzincirimle yılbaşında bebek bekleyen sevdiklerinizi mutlu edin!


    emzik zinciri-4.JPG


     emzik zinciri-1.jpg

    emzik zinciri-2.JPG

    Avrupada en çok tercih edilen bebek malzemesinden biri olan isimli ahşap emzikzinciriyle sevdiklerinizi mutlu edin
    Avrupa emzik tutacağı normlarına bağlı olarak üretilen emzik zincirleri 100% doğal akça ağacından üretilmekte. Almanya'dan özel olarak ithal edilen malzemeler tere ve bebeğin salyasına karşı dayanıklı, nikel içermez, pas tutmaz.Doğallığı ön planda tutan Emzikzincirim zincirlerin tasarımını arzu ettiğiniz şekilde hazırlamakta. Emzikzincirim.com'da kuru kafalı modelden futbol toplu taraftar modeline kadar birçok modeli kendiniz tasarlayabilirsiniz.
    Zincirleri Avrupa Birliği onayı ile hazırlayan Emzikzincirim tüm Türkiye'ye gönderim yapmaktadır.
    www.emzikzincirim.com adresinden veya 0533 034 36 42numaralı telefondan ulaşarak sipariş verebilirsiniz.