LOHUSALIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
LOHUSALIK etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
23 Haziran 2014 Pazartesi
DOĞUM SONRASI LOHUSALIK DÖNEMİ
DOĞUM SONRASI KANAMA VE PERİNE HİJYENİ
Doğum sonrası kanama birinci günde yoğun ve kırmızı olup ilerleyen günlerde pembeye, kahverengine döner. Birkaç hafta sonra beyaz akıntı halini alır ve yaklaşık 1,5 ay devam eder. Doğum sonrası olan lohusalık akıntısı azalarak 3- 6 hafta sürebilir. Hijyenik petlerin sık değiştirilip, dikiş yerlerinin kuru tutulması önemlidir. Kanama çoğalır, vücut ısısı artar ya da akıntı kötü kokulu olursa zaman kaybetmeden hekime haber verilmelidir. Hastaneden sonra evde duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo sonrası dikiş yerleri iyice kurulanmalı, ıslak bırakılmamalıdır. Duş almak kan dolaşımına yararlı olacağı gibi sütünde artmasında fayda sağlayacaktır. Her tuvaletten sonra perinenin önden arkaya doğru yıkanması ve kurulanması gerekir. Perine bölgesinin kuru ve temiz olmasına özen gösterilmelidir. Enfeksiyon oluşumunu önlemek için petlerin kanama olmasa bile 3–4 saatte bir değiştirilmesi gerekir. İç çamaşırları pamuklu ve sıkı olmamalıdır. Ayrıca iç çamaşırları her gün değiştirilmeli ve ütülenmelidir.
DOĞUM SONRASINDA BESLENME
Doğum sonrası ilk zamanlarda sık idrara çıkma ve idrar yaparken yanma olabilir. Aynı şekilde büyük tuvalet sırasında ağrı olabilir ya da olacağını hissedip tuvalete gitmekten çekinilebilir.
Doğum sonrasında mümkün olduğunca hareket etmeli, lifli gıdalar ve ılık su tüketilmelidir. Bunlar anneyi rahatlatacaktır.
Günde 2-3 litre su içmeye özen gösterilmelidir. Ağrı kesici kullanılmasına rağmen makata vuran ağrı varsa hastaneye başvurulması gerekir.
DOĞUM SONRASI HAREKET AKTİVİTESİ
Hareket etmek kan dolaşımını sağlayarak, bağırsak hareketlerini düzenler. Bu nedenle doğumdan sonraki günlerde bol bol yürüyüş yapılmalıdır. Normal doğum yapan anneler kendilerini iyi hissettikleri zaman ayağa kalkabilirler. Sezaryen olan anneler ise ortalama 6–8 saat sonra oda içinde ayağa kalkabilirler.
DOĞUM SONRASI UYKU VE DİNLENME
Dinlenme ve uyku, yeni doğum yapmış anne için çok önemlidir. Anne gebeliğin ve doğum eyleminin verdiği yorgunluğu atma arzusundadır. Yeni bir yorucu dönemin yükünü kaldırabilmesi için annenin yeterli bir istirahate ihtiyacı vardır. Gece saatlerinde annelerin mümkün olduğu kadar az rahatsız edilmesi, gündüzleri de öğle yemeğinden sonra 2 saat dinlenmesi sağlanmalıdır.
DOĞUM SONRASI DEPRESYON
Yeni doğum yapmış annenin hormonal durumundaki ani ve dramatik değişiklikler onu normalde kolaylıkla baş edebileceği faktörlere karşı duyarlı hale getirir.
Hormo0nal değişikliklere ek olarak gebelik ve doğum, uyku düzeninin bozulması, alışılmamış olaylar, bebeği, eşi ya da diğer çocukları ile ilgili anksiyete nedeniyle annenin fiziksel gücü azalır. Postpartum, hafif depresyon birçok yeni annenin en ufak bir problem karşısında kendisini gözyaşlarına boğulma durumunda bırakır. Bazı kadınlar kendilerini kısa bir süre için yetersiz hissederler. Ancak bu genellikle kendilerine ve bebeklerine güvenleri geliştikçe ortadan kalkar. Uyuyamama ve depresyon 1–2 günden fazla sürerse, annenin postpartum psikoza girmesini önlemek için psikiyatrik yardım istenmelidir.
DOĞUM SONRASI CİNSEL YAŞAM
Cinsel aktiviteye annenin perinesinin normale döndüğü, kanamasının sona erdiği 6. Haftaya kadar başlanılmalıdır.
Çoğu anne yorgunluk, halsizlik, ağrı, koitusda ağrı ve korkuya bağlı olarak cinsel istek azalır. Normal cinsel hayata dönmede eşin önemli bir desteği vardır. Bu yüzden eş bu konuda özen göstermeli, anneye duyarlı davranmalıdır. Doğum sonrası cinsel aktivite 6 hafta kadar sonra gerçekleşebilir.
DOĞUM SONRASI AİLE PLANLAMASI
Doğum sonrası dönemde anne ve baba çocuğa, doğuma ve doğurganlığa yoğunlaştığı bir dönem olduğundan aile planlanması yöntemlerinin konuşulması için uygun bir dönemdir. Doğum sonrası 6 hafta cinsel ilişki yasaktır. Bu dönem bittikten sonra doktorunuzla görüşerek sizin için uygun olan aile planlaması yöntemini seçebilirsiniz.
7 Haziran 2014 Cumartesi
LOHUSALIK
Doğumdan sonraki 6 hafta lohusalık olarak adlandırılır. Bu dönemde gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimler gebelik önceki haline döner. Her organ ve sistemin gebelik öncesi haline dönmesi farklı zamanlar alır. Bu nedenle halk arasında “lohusanın mezarı 40 gün açık kalır” sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit eder boyutta olabilir.
Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olarak 3 döneme ayrılır.
*Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati,
*Erken lohusalık ilk 1 haftayı,
*Geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder.
Üreme orgaları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar.
Doğum sonrası beligin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahim boyutlarında olur. Bu küçülmeye involüsyon adı verilir.
Uterin involüsyon
Gebelik süresince rahim yaklaşık 11 kat büyür, ancak doğumdan sonra süratle küçülmeye başlar. Bebek doğdukan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen uterus, 6 hafta sonunda gebelik öncesi boyutuna iner.
Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara takip eden ağrılar (afterpains) adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır.
Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkda olan damar uçlrı kapanır ve kanama azalır.Rahimin içini döşeyen ve endometrium adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 hafta alırken plasentanın yerleştiği aşan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda şiddetli kanamalar görülebilir.
Doğumdan sonra rahim içinden gelen sıvıya LÖŞİ (lochia) adı verilir.İlk gelen taze kırmızı kan löşi rubra olarak adlandırılır.Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur.Birkaç gün içinde miktarı azalır ve rengi açılır. Artık bu sıvı löşi seroza olarak isimlendirilir. 2. haftadan sonra daha koyu kıvamlı ve açık renkli löşi alba gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu akıntılar kesilir.
Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır.Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir.
Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks (rahim ağzı) açıklığı 1 hafta sonunda yaklaşık 1 santimetreye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alır. Rahim ağzının görünümü kişinin doğum yapıp yapmadığını belli eder. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 hafta kadar bir zaman alır.
Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajinna dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta sonunda nihai halini alır ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez.
Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner.
Lohusalığın komplikasyonları
Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir.
Doğum esnasında verilen ve sancıları destekleyen ilaçlar tansiyonda ani artışlara neden olabilir.Bu dönemde bulantı ve kusmalar görülebilir. Kusulan materyalin solunum yollarına kaçması zaatürreden ani ölüme kadar pekçok soruna yol açabilir.
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte doğumda plasentanın çıkmasından hemen sonra annede titreme nöbeti görülür. Bu ciddi bir durum değildir ve bir süre sonra kendiliğinden geçer.
Kanama
Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni atonidir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır.Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Çok kısa zamanda çok fazla miktarda kanama olur. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda acil ameliyat şartları yok ise anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir.
Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon ile rahmin alınması dahi gerekebilir. Bu ameliyat atonide hayat kurtarıcıdır.
Emboli
Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçer ve akciğerler, beyin vb. gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir. Tedavisi ne yazik ki çok güçtür ve yüz güldürücü değildir. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir.
Enfeksiyon
Lohusalık humması olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve aynı gün içinde olmamak kaydı ile 2 ya da daha fazla sefer ateşin 38 oC ya da daha fazla olması durumudur. En sık nedeni üreme, boşaltım ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır. Buna endometrit adı verilir. Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir.
Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder.
Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir %5 vakada ise idrar yolu enfeksiyonu ortaya çıkar. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir.
Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir.
Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkda son derece dikkatli olunmalıdır.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Gebelikte olduğu gibi lohusalıkda da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 1 gün sezaryenden sonra ise 2 gün hastanede kalmak yeterlidir. Doğum sonrası eve giden anne doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu dinlenme yatak istirahati şeklinde olmamalıdır. Sürekli yatmak yarardan çok zarar getirir.
Ev içerisinde dolaşmak, basit ev işleri yapmak hem kişinin kendine olan güvenini arttırır hem de kan dolaşımını destekler.
Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği herşeyi yiyip içebilir.Protein içerikli gıdalar ile taze meyve ve sebzeler özellikle önerilir. Süt veren annelerin günde 2600-2800 kalori almaları önerilir.
Bebek dünyaya geldikten sonra barsak hareketlerinde yavaşlama ve kabızlık olabilir. Bu nedenle dışkıyı yumuşatan lifli gıdalar ve bol sıvı alınması kabızlığı önlemek açısından yararlıdır.
Normal doğumdan sonra hemen sezaryen sonrası ise 2. günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo esnasında zorlanmadıkça vajinaya su kaçmaz. Vajinanın yıkanması ise sakıncalıdır.
Normal doğum sırasında açılıp dikilen epizyotomi genelde doktor solak olmadığı sürece sağ tarafta olur.Otururken ve yatarken sağ tarafa ağırlık vermemek gereklidir. Epizyo ağrısını gidermek için ılık oturma banyoları önerilebilir. Tuvaletten sonra da epizyo bölgesi ılık temiz su ile tercihan içine antiseptik katılmış bir su ile yıkanmalıdır. D
oğum sonrası karın kaslarını güçlendirmek için egzersiz önerilirancak egzersizlere 6 hafta sonra başlanmalı ve kasları çok zorlayan egzersizlerden kaçınılmalıdır.
Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Genelde istek 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonraki 3. haftadan itibaren cinsel ilişkiye izin verilir.
Doktor anneyi doğumdan 6 hafta sonra kontrole çağracaktır.Bu kontrolde yukarıda anlatılan değişikliklerin gerçekleşip gerşekleşmediği incelenir. Hiçbir yakınmanız olmasa bile bu kontrolü ihmal etmeyiniz.
6 Haziran 2014 Cuma
Lohusalıkta anne kendisine nasıl bakmalıdır?Lohusalıkta anne kendisine nasıl bakmalıdır?
Doğum sonu kanamanın azalması için rahim, karından tutularak sıkıştırılmalı, karına masaj yapılmalıdır. Doğal olarak ilk günlerde kanlı, sonra pembe, daha sonra kahverengi akıntı olur. Birkaç haftadan sonra beyaz akıntı başlar. Doğumdan sonra olabilecek en erken zamanda ayağa kalkmak ve hareket etmek kan dolaşımı için olduğu kadar barsakların iyi çalışması için de yararlıdır. Ancak lohusa yine de çok yorulmamalıdır. İlk günlerde istirahat etmemek, kanamaya ve ağrıya yol açabilir. Doğumdan hemen sonra ağrı varsa, ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Ateşlenme hissedilirse derece ile ölçülmelidir. Yüksek ateşte (38 derece) kesinlikle doktora danışmak gerekir. İlk iki gün içinde dışkılama olabilir. Olmazsa kabızlığı önleyici yöntemlere başvurulmalıdır.
Emzirme sırasında annenin rahat oturması için yardım edilmelidir. Oturmak istenmiyorsa yan yatarak da bebek emzirilebilir. Emzirmenin başlangıcında memeler acıyabilir. Bebek doğru emiyorsa bu acı giderek azalır ve bebek emdikçe tümüyle geçer. Bebek memelerdeki sütü boşaltacak şekilde sık sık emzirilirse, memelerde süt birikimine bağlı anneyi rahatsız edecek şişlikler kızarma ve ağrı olmaz. Olduğu takdirde sütü boşaltmak, emzirmeden önce sıcak su ile pansuman ya da banyo yapmak emzirdikten sonra memelere soğuk su ile pansuman yapmak şikayetleri azaltır.
Emzirme sırasında annenin rahat oturması için yardım edilmelidir. Oturmak istenmiyorsa yan yatarak da bebek emzirilebilir. Emzirmenin başlangıcında memeler acıyabilir. Bebek doğru emiyorsa bu acı giderek azalır ve bebek emdikçe tümüyle geçer. Bebek memelerdeki sütü boşaltacak şekilde sık sık emzirilirse, memelerde süt birikimine bağlı anneyi rahatsız edecek şişlikler kızarma ve ağrı olmaz. Olduğu takdirde sütü boşaltmak, emzirmeden önce sıcak su ile pansuman ya da banyo yapmak emzirdikten sonra memelere soğuk su ile pansuman yapmak şikayetleri azaltır.
Doğum sonu lohusanın kontrolu niçin önemlidir? Ne zaman yapılması gerekir?
Her annenin doğum yaptıktan sonra kendi sağlığı açısından kontrol edilmesi gerekir. En az bebek kadar onu dünyaya getiren annenin sağlığı da önemlidir.
İlk iki ay (60 gün) içinde lohusanın doğum sonu kontrolü yapılmalıdır. Muayene yapılarak annenin sorularının cevaplanacağı bu doktor kontrolü ihmal edilmemeli olabildiği kadar erken zamanda yapılmalıdır.
Her annenin doğum yaptıktan sonra kendi sağlığı açısından kontrol edilmesi gerekir. En az bebek kadar onu dünyaya getiren annenin sağlığı da önemlidir.
İlk iki ay (60 gün) içinde lohusanın doğum sonu kontrolü yapılmalıdır. Muayene yapılarak annenin sorularının cevaplanacağı bu doktor kontrolü ihmal edilmemeli olabildiği kadar erken zamanda yapılmalıdır.
Doğum sonu dikişlerin bakımı nasıl yapılır?
Dikişler için en iyi bakım temizliktir. Tuvalette taharetlenme her zaman ön taraftan (idrar yapılan yer) arka tarafa (makat) doğru yapılmalıdır. Makat çevresinde bulunabilecek dışkı mikropları dikişlere ya da idrar borusuna ulaşırsa iltihaplanmaya neden olur. İltihaplanan dikişler kaynayamaz ve yara açılır. Kızarıklık, şişlik ve aşırı ağrı dikişlerin atma belirtisidir. Dikişler atınca açılan yara temizlenmelidir. Açılan yara tekrar dikilebilir. En iyisi hiç açılmaması için dikişlerin temiz tutulmasıdır. Doğumdan sonra yıkanmanın dikişlere bir zararı olmaz. Sabunlanmış elle temizlik yapılabilir. Sonra, dikiş bölgesi su ile durulanmalı ve her zaman kurulanmalıdır. Kurulanma, temiz tuvalet kağıtları ile yapılmalı, kağıt atılmalıdır. Her seferde ayrı ve temiz bir bez kullanılamayacağı için bezle kurulama doğru değildir. Temizlik için rivanol ya da tavsiye edilen başka ilaçlı sular da kullanılabilir. Ancak nasıl temizlenirse temizlensin dikiş bölgesi her zaman kurulanmalı, ıslak kalmamalıdır. Önemli başka bir nokta da kullanılan hijyenik bağların çok sık değiştirilmesidir. Uzun süre kalan hijyenik bağlar da iltihaplanmaya neden olabilir. Kanama olmasa bile hijyenik bağlar da iltihaplanmaya neden olabilir. Kanama olmasa bile hijyenik bağ en fazla 6 saatte bir değiştirilmelidir. Bu dönemde hazır hijyenik bağların kullanılması daha kolay ve güvenlidir.
Dikişler için en iyi bakım temizliktir. Tuvalette taharetlenme her zaman ön taraftan (idrar yapılan yer) arka tarafa (makat) doğru yapılmalıdır. Makat çevresinde bulunabilecek dışkı mikropları dikişlere ya da idrar borusuna ulaşırsa iltihaplanmaya neden olur. İltihaplanan dikişler kaynayamaz ve yara açılır. Kızarıklık, şişlik ve aşırı ağrı dikişlerin atma belirtisidir. Dikişler atınca açılan yara temizlenmelidir. Açılan yara tekrar dikilebilir. En iyisi hiç açılmaması için dikişlerin temiz tutulmasıdır. Doğumdan sonra yıkanmanın dikişlere bir zararı olmaz. Sabunlanmış elle temizlik yapılabilir. Sonra, dikiş bölgesi su ile durulanmalı ve her zaman kurulanmalıdır. Kurulanma, temiz tuvalet kağıtları ile yapılmalı, kağıt atılmalıdır. Her seferde ayrı ve temiz bir bez kullanılamayacağı için bezle kurulama doğru değildir. Temizlik için rivanol ya da tavsiye edilen başka ilaçlı sular da kullanılabilir. Ancak nasıl temizlenirse temizlensin dikiş bölgesi her zaman kurulanmalı, ıslak kalmamalıdır. Önemli başka bir nokta da kullanılan hijyenik bağların çok sık değiştirilmesidir. Uzun süre kalan hijyenik bağlar da iltihaplanmaya neden olabilir. Kanama olmasa bile hijyenik bağlar da iltihaplanmaya neden olabilir. Kanama olmasa bile hijyenik bağ en fazla 6 saatte bir değiştirilmelidir. Bu dönemde hazır hijyenik bağların kullanılması daha kolay ve güvenlidir.
Doğumdan sonra anne ne zaman yıkanabilir?
Anne, kendini yıkanabilecek gibi hissettiği her an yıkanabilir. İlk yıkanmalar ayakta ve duş şeklinde ya da su dökünerek olmalıdır. Su dolu leğene ve küvete oturmadan sık sık yıkanabilir. Normal bir doğumdan 24 saat sonra da banyo yapılabilir. Sezaryen doğumdan sonra genellikle dördüncü günde dikişler alınır ve ertesi günü yıkanabilir.
Anne, kendini yıkanabilecek gibi hissettiği her an yıkanabilir. İlk yıkanmalar ayakta ve duş şeklinde ya da su dökünerek olmalıdır. Su dolu leğene ve küvete oturmadan sık sık yıkanabilir. Normal bir doğumdan 24 saat sonra da banyo yapılabilir. Sezaryen doğumdan sonra genellikle dördüncü günde dikişler alınır ve ertesi günü yıkanabilir.
Doğum sonrası dönemde anne nasıl beslenmelidir?
Doğumdan sonra anne bebeğini emzirirken gebelik öncesi döneme göre hergün en az 1 litre daha fazla su ve sulu gıdalar, 2 tane meyve ya da 2 tabak sebze yemeği, 3 dilim ekmek ya da 1 bardak süt ile beslenmesine ilave yapmalıdır. Gebelikte aldığı kan hapları doğumdan sonra bir ay daha kullanılır. Eski ağırlığa hemen dönmek için acele edilmemelidir. Annenin eski kilosuna kavuşması altı ay sürebilir. Anne şişmansa her ay iki kilogramlık bir ağırlık kaybı olabilir. Süt salgısı bundan etkilenmez. Ayda iki kilogramdan daha fazla zayıflama diyeti uygulanmamalıdır. Ancak unlu, yağlı besinlerden fazla yememeye dikkat edilmelidir.
Doğumdan sonra anne bebeğini emzirirken gebelik öncesi döneme göre hergün en az 1 litre daha fazla su ve sulu gıdalar, 2 tane meyve ya da 2 tabak sebze yemeği, 3 dilim ekmek ya da 1 bardak süt ile beslenmesine ilave yapmalıdır. Gebelikte aldığı kan hapları doğumdan sonra bir ay daha kullanılır. Eski ağırlığa hemen dönmek için acele edilmemelidir. Annenin eski kilosuna kavuşması altı ay sürebilir. Anne şişmansa her ay iki kilogramlık bir ağırlık kaybı olabilir. Süt salgısı bundan etkilenmez. Ayda iki kilogramdan daha fazla zayıflama diyeti uygulanmamalıdır. Ancak unlu, yağlı besinlerden fazla yememeye dikkat edilmelidir.
Lohusa doğum sonu kabızlıktan nasıl kurtulabilir?
Kabızlığı ortadan kaldırmak için jimnastik yapmak yararlıdır. Ayrıca 3 – 4 porsiyon sebze ve meyve yemek, kabukları ile yenebilecek sebze ve meyvaları kabuklarını soymadan yemek kabızlıktan kurtulmak için faydalıdır. Kuru baklagil (mercimek, fasulye, nohut) ve kepekli ekmek yemek, aç karnına 1 bardak ılık su veya kayısı suyu içmek de yararlıdır. Beyaz ekmek, makarna, pirinç, az yağlı besinler, yeterince sıvı içilmemesi, dengesiz beslenme, fazla çay ve kahve tüketimi kabızlığı arttırdığı için bunlardan kaçınılmalıdır.
Kabızlığı ortadan kaldırmak için jimnastik yapmak yararlıdır. Ayrıca 3 – 4 porsiyon sebze ve meyve yemek, kabukları ile yenebilecek sebze ve meyvaları kabuklarını soymadan yemek kabızlıktan kurtulmak için faydalıdır. Kuru baklagil (mercimek, fasulye, nohut) ve kepekli ekmek yemek, aç karnına 1 bardak ılık su veya kayısı suyu içmek de yararlıdır. Beyaz ekmek, makarna, pirinç, az yağlı besinler, yeterince sıvı içilmemesi, dengesiz beslenme, fazla çay ve kahve tüketimi kabızlığı arttırdığı için bunlardan kaçınılmalıdır.
5 Haziran 2014 Perşembe
LOHUSALIK

Doğumdan sonraki 6 hafta lohusalık olarak adlandırılır. Bu dönemde gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimler gebelik önceki haline döner. Her organ ve sistemin gebelik öncesi haline dönmesi farklı zamanlar alır. Bu nedenle halk arasında “lohusanın mezarı 40 gün açık kalır” sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit eder boyutta olabilir.
Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olarak 3 döneme ayrılır.
*Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati,
*Erken lohusalık ilk 1 haftayı,
*Geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder.
Üreme orgaları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar.
Doğum sonrası beligin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahim boyutlarında olur. Bu küçülmeye involüsyon adı verilir.
Uterin involüsyon
Gebelik süresince rahim yaklaşık 11 kat büyür, ancak doğumdan sonra süratle küçülmeye başlar. Bebek doğdukan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen uterus, 6 hafta sonunda gebelik öncesi boyutuna iner.
Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara takip eden ağrılar (afterpains) adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır.
Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkda olan damar uçlrı kapanır ve kanama azalır.Rahimin içini döşeyen ve endometrium adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 hafta alırken plasentanın yerleştiği aşan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda şiddetli kanamalar görülebilir.
Doğumdan sonra rahim içinden gelen sıvıya LÖŞİ (lochia) adı verilir.İlk gelen taze kırmızı kan löşi rubra olarak adlandırılır.Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur.Birkaç gün içinde miktarı azalır ve rengi açılır. Artık bu sıvı löşi seroza olarak isimlendirilir. 2. haftadan sonra daha koyu kıvamlı ve açık renkli löşi alba gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu akıntılar kesilir.
Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır.Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir.
Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks (rahim ağzı) açıklığı 1 hafta sonunda yaklaşık 1 santimetreye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alır. Rahim ağzının görünümü kişinin doğum yapıp yapmadığını belli eder. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 hafta kadar bir zaman alır.
Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajinna dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta sonunda nihai halini alır ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez.
Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner.
Lohusalığın komplikasyonları
Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir.
Doğum esnasında verilen ve sancıları destekleyen ilaçlar tansiyonda ani artışlara neden olabilir.Bu dönemde bulantı ve kusmalar görülebilir. Kusulan materyalin solunum yollarına kaçması zaatürreden ani ölüme kadar pekçok soruna yol açabilir.
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte doğumda plasentanın çıkmasından hemen sonra annede titreme nöbeti görülür. Bu ciddi bir durum değildir ve bir süre sonra kendiliğinden geçer.
Kanama
Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni atonidir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır.Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Çok kısa zamanda çok fazla miktarda kanama olur. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda acil ameliyat şartları yok ise anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir.
Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon ile rahmin alınması dahi gerekebilir. Bu ameliyat atonide hayat kurtarıcıdır.
Emboli
Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçer ve akciğerler, beyin vb. gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir. Tedavisi ne yazik ki çok güçtür ve yüz güldürücü değildir. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir.
Enfeksiyon
Lohusalık humması olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve aynı gün içinde olmamak kaydı ile 2 ya da daha fazla sefer ateşin 38 oC ya da daha fazla olması durumudur. En sık nedeni üreme, boşaltım ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır. Buna endometrit adı verilir. Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir.
Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder.
Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir %5 vakada ise idrar yolu enfeksiyonu ortaya çıkar. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir.
Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir.
Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkda son derece dikkatli olunmalıdır.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Gebelikte olduğu gibi lohusalıkda da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 1 gün sezaryenden sonra ise 2 gün hastanede kalmak yeterlidir. Doğum sonrası eve giden anne doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu dinlenme yatak istirahati şeklinde olmamalıdır. Sürekli yatmak yarardan çok zarar getirir.
Ev içerisinde dolaşmak, basit ev işleri yapmak hem kişinin kendine olan güvenini arttırır hem de kan dolaşımını destekler.
Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği herşeyi yiyip içebilir.Protein içerikli gıdalar ile taze meyve ve sebzeler özellikle önerilir. Süt veren annelerin günde 2600-2800 kalori almaları önerilir.
Bebek dünyaya geldikten sonra barsak hareketlerinde yavaşlama ve kabızlık olabilir. Bu nedenle dışkıyı yumuşatan lifli gıdalar ve bol sıvı alınması kabızlığı önlemek açısından yararlıdır.
Normal doğumdan sonra hemen sezaryen sonrası ise 2. günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo esnasında zorlanmadıkça vajinaya su kaçmaz. Vajinanın yıkanması ise sakıncalıdır.
Normal doğum sırasında açılıp dikilen epizyotomi genelde doktor solak olmadığı sürece sağ tarafta olur.Otururken ve yatarken sağ tarafa ağırlık vermemek gereklidir. Epizyo ağrısını gidermek için ılık oturma banyoları önerilebilir. Tuvaletten sonra da epizyo bölgesi ılık temiz su ile tercihan içine antiseptik katılmış bir su ile yıkanmalıdır. D
oğum sonrası karın kaslarını güçlendirmek için egzersiz önerilirancak egzersizlere 6 hafta sonra başlanmalı ve kasları çok zorlayan egzersizlerden kaçınılmalıdır.
Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Genelde istek 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonraki 3. haftadan itibaren cinsel ilişkiye izin verilir.
Doktor anneyi doğumdan 6 hafta sonra kontrole çağracaktır.Bu kontrolde yukarıda anlatılan değişikliklerin gerçekleşip gerşekleşmediği incelenir. Hiçbir yakınmanız olmasa bile bu kontrolü ihmal etmeyiniz.
Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olarak 3 döneme ayrılır.
*Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati,
*Erken lohusalık ilk 1 haftayı,
*Geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder.
Üreme orgaları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar.
Doğum sonrası beligin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahim boyutlarında olur. Bu küçülmeye involüsyon adı verilir.
Uterin involüsyon
Gebelik süresince rahim yaklaşık 11 kat büyür, ancak doğumdan sonra süratle küçülmeye başlar. Bebek doğdukan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen uterus, 6 hafta sonunda gebelik öncesi boyutuna iner.
Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara takip eden ağrılar (afterpains) adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır.
Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkda olan damar uçlrı kapanır ve kanama azalır.Rahimin içini döşeyen ve endometrium adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 hafta alırken plasentanın yerleştiği aşan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda şiddetli kanamalar görülebilir.
Doğumdan sonra rahim içinden gelen sıvıya LÖŞİ (lochia) adı verilir.İlk gelen taze kırmızı kan löşi rubra olarak adlandırılır.Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur.Birkaç gün içinde miktarı azalır ve rengi açılır. Artık bu sıvı löşi seroza olarak isimlendirilir. 2. haftadan sonra daha koyu kıvamlı ve açık renkli löşi alba gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu akıntılar kesilir.
Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır.Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir.
Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks (rahim ağzı) açıklığı 1 hafta sonunda yaklaşık 1 santimetreye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alır. Rahim ağzının görünümü kişinin doğum yapıp yapmadığını belli eder. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 hafta kadar bir zaman alır.
Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajinna dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta sonunda nihai halini alır ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez.
Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner.
Lohusalığın komplikasyonları
Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir.
Doğum esnasında verilen ve sancıları destekleyen ilaçlar tansiyonda ani artışlara neden olabilir.Bu dönemde bulantı ve kusmalar görülebilir. Kusulan materyalin solunum yollarına kaçması zaatürreden ani ölüme kadar pekçok soruna yol açabilir.
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte doğumda plasentanın çıkmasından hemen sonra annede titreme nöbeti görülür. Bu ciddi bir durum değildir ve bir süre sonra kendiliğinden geçer.
Kanama
Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni atonidir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır.Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Çok kısa zamanda çok fazla miktarda kanama olur. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda acil ameliyat şartları yok ise anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir.
Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon ile rahmin alınması dahi gerekebilir. Bu ameliyat atonide hayat kurtarıcıdır.
Emboli
Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçer ve akciğerler, beyin vb. gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir. Tedavisi ne yazik ki çok güçtür ve yüz güldürücü değildir. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir.
Enfeksiyon
Lohusalık humması olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve aynı gün içinde olmamak kaydı ile 2 ya da daha fazla sefer ateşin 38 oC ya da daha fazla olması durumudur. En sık nedeni üreme, boşaltım ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır. Buna endometrit adı verilir. Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir.
Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder.
Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir %5 vakada ise idrar yolu enfeksiyonu ortaya çıkar. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir.
Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir.
Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkda son derece dikkatli olunmalıdır.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Gebelikte olduğu gibi lohusalıkda da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 1 gün sezaryenden sonra ise 2 gün hastanede kalmak yeterlidir. Doğum sonrası eve giden anne doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu dinlenme yatak istirahati şeklinde olmamalıdır. Sürekli yatmak yarardan çok zarar getirir.
Ev içerisinde dolaşmak, basit ev işleri yapmak hem kişinin kendine olan güvenini arttırır hem de kan dolaşımını destekler.
Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği herşeyi yiyip içebilir.Protein içerikli gıdalar ile taze meyve ve sebzeler özellikle önerilir. Süt veren annelerin günde 2600-2800 kalori almaları önerilir.
Bebek dünyaya geldikten sonra barsak hareketlerinde yavaşlama ve kabızlık olabilir. Bu nedenle dışkıyı yumuşatan lifli gıdalar ve bol sıvı alınması kabızlığı önlemek açısından yararlıdır.
Normal doğumdan sonra hemen sezaryen sonrası ise 2. günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo esnasında zorlanmadıkça vajinaya su kaçmaz. Vajinanın yıkanması ise sakıncalıdır.
Normal doğum sırasında açılıp dikilen epizyotomi genelde doktor solak olmadığı sürece sağ tarafta olur.Otururken ve yatarken sağ tarafa ağırlık vermemek gereklidir. Epizyo ağrısını gidermek için ılık oturma banyoları önerilebilir. Tuvaletten sonra da epizyo bölgesi ılık temiz su ile tercihan içine antiseptik katılmış bir su ile yıkanmalıdır. D
oğum sonrası karın kaslarını güçlendirmek için egzersiz önerilirancak egzersizlere 6 hafta sonra başlanmalı ve kasları çok zorlayan egzersizlerden kaçınılmalıdır.
Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Genelde istek 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonraki 3. haftadan itibaren cinsel ilişkiye izin verilir.
Doktor anneyi doğumdan 6 hafta sonra kontrole çağracaktır.Bu kontrolde yukarıda anlatılan değişikliklerin gerçekleşip gerşekleşmediği incelenir. Hiçbir yakınmanız olmasa bile bu kontrolü ihmal etmeyiniz.
4 Haziran 2014 Çarşamba
LOHUSALIK DÖNEMİ PSİKOLOJİK BOYUT
Doğum yaptıktan sonra kadınların birçoğu duygusal iniş çıkışlar yaşar. Bir an kendilerini iyi hissederken, bunu takip eden dakikada kötü hissedebilirler. Ruh halindeki bu dalgalanma genel olarak doğumdan sonraki günlerde başlar ve loğusalık süresince –ki bu süre ilk 6 haftadır- devam edebilir. Bu süreçte şu sıkıntılar yaşanabilir :
sık sık (belirgin bir sebep olmadığı halde) ağlamak
bebek uykuya dalsa bile uyumakta zorlanmak
huzursuzluk, çabuk sinirlenme
konsantrasyon güçlüğü
başağrısı
hastalanmak konusunda yoğun kaygı duymaktır.
Doğum yapan kadınların yaklaşık % 75-80’inin loğusalık döneminde böyle bir süreç yaşanır ve bu normaldir. Bu sıkıntılar genellikle, annenin bebeğe ve bebekli yaşama alışması ile ilgilidir ve adaptasyon sağlanmaya başladığı zaman söz konusu sıkıntılar geldikleri gibi ortadan kaybolurlar.
Birçok annenin aklına neden bu garip hisleri duyduğu sorusu takılmaktadır. Kendisi de her zamankinden hassas ve kırılgan olduğunu fark eder ve buna çok anlam veremez. Böyle bir dönemin yaşanmasının çeşitli sebepleri olabilir: Öncelikle, anne, dokuz ay boyunca doğum anını hayal etmiş ve bu anla ilgili heyecan yaşamıştır. Korku ve heyecan karışımı doğum deneyimini atlattıktan sonra bir gevşeme ve yavaşlama hisseder. Bu noktada bebeğin getirdiği sorumlulukların bilincine varır. İlk günlerle birlikte yeni anne, bebeğinin ne kadar bakıma muhtaç, ne kadar özen ve zaman isteyen ve özgürlüğünü ne kadar çok elinden alan bir varlık olduğunu fark eder. Bu farkındalıklara bir de bebekten kaynaklanan uykusuzluk ve yorgunluk eklenince, anne kendini iyice zayıf ve bitkin hissetmeye başlar. Bebekle baş edip edemeyeceği konusunda yoğun endişeler duyar. İşte böyle bir dönem aslında annenin, bebeği kabullenme ve yaşam şartlarını onun varlığına göre düzenleyebilme dönemidir ve kimi zaman yukarıda bahsettiğimiz semptomların yaşanmasına sebep olur. Anne, bebeğin varlığını ne kadar çabuk kabullenir ve yaşam şartlarını ne kadar çabuk bebeğin varlığına göre düzenlerse, yaşanan psikolojik sıkıntılar da o kadar çabuk ortadan kaybolur.
Loğusalık döneminin zor geçirilmesinin bir diğer nedeni sosyal desteğin azlığıdır. Bebek bakımı konusunda anneye yardım edebilecek kişilerin yokluğu, anneyi iyice kaygılı, güçsüz ve çaresiz hissettirebilir. Birilerinin (anne, abla, kayınvalide ya da eş) anneye yardımcı olması sayesinde, anne kendine zaman ayırma ve böylece kendine de bakabilme fırsatını yakalar. Bu sayede hayatının aniden ve dramatik bir şekilde değiştiği hissini daha az yaşar. Birçok yeni anne loğusalık günlerinde kendilerini “ben gibi değil” “bir başkası gibi” şeklinde algılamaktadırlar. Eski hayatları tamamen ellerinden gitmiş gibidir. Etrafındakilerin bebek bakımı konusunda anneye yardım etmesi, anneye kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmek için de zaman yaratacaktır. Böylece anne, bebeği ile ilgilenirken kendini ihmal etmemiş olur. Sağlıklı bir anne-bebek ilişkisi için, annenin kendi ihtiyaçlarını mümkün olduğunca karşılayabilmesi gerekir. Toplumda inanılan ve uygulananın aksine “önce bebek” değil “önce anne” gelmelidir. Anne iyi olmaz, iyi hissetmezse bebeğin iyi olması zaten mümkün değildir.
Burada eşe de çok önemli bir rol düşer. Böyle bir durumda yeni bebek sahibi olmuş annenin en çok ihtiyaç duyduğu şey eşinin desteğidir. Eşin, mümkün olduğunca bebek bakımında anneye yardımcı olması anneyi hem psikolojik hem de fiziksel açıdan rahatlatır. Anne, bebek bakımında yalnız olmadığını ve tüm sorumluluğun sadece kendi omuzları üzerinde olmadığını görür. Aynı zamanda kendisi annelik rolünü gerçekleştirirken, eşinin de babalık rolünü yaptığını görmek kadın ve erkeğin ilişkisine yeni bir boyut katar. Sadece eş değil aynı zamanda anne baba da olmuşlardır. Bu deneyimi ortak şekilde paylaşırlarsa, keyfine de ortak şekilde varabilirler. Böylece evlilik kararının getirdiği ortaklık bebek sahibi olmakla perçinlenir, büyür
bebek uykuya dalsa bile uyumakta zorlanmak
huzursuzluk, çabuk sinirlenme
konsantrasyon güçlüğü
başağrısı
hastalanmak konusunda yoğun kaygı duymaktır.
26 Aralık 2013 Perşembe
LOHUSALIKTA NASIL BESLENİLMELİ?
* Her şeyden önce; annenin vücudunun toparlanması ve bebeğin sağlığı için 30 ile 40 gün arası süre tanınmalıdır. Doğum sonrası programı; hem anne hem de bebek için, 40'ıncı günden sonra, yani lohusalık dönemi sonrasında ayarlanmalı.
* Süt salgısının artması için günde üç-üç buçuk litre su içilmeli.
* Hamilelik sonrası süt salgısının artması için iyi bir beslenme programının düzenlenmesi gerekir. Bu programın içinde en önemli madde iyi bir kahvaltıdır. Kahvaltıda; laktozsuz süt ve meyve olmalıdır. Ara öğünlerde ise üç kase komposto ve gaz yapmayan meyveleri, özellikle de elma, kivi ve armut yenmesini öneririm. Meyvelerin kabukları da soyulmuş olmalıdır.
ÇORBA İYİDİR
* Ana öğünlerde ise mönü; gaz yapmayan bol soğanlı kabak, ıspanak, fasulye ve pazı gibi sebzelerden oluşmalı.
* Yine ana öğünlerde sütün artması için çorba içilmesi çok önemli. Çorba için de; domates, şehriye, yayla ve soğan çorbasını öneririm.
* Proteini eksik bırakmamak içinse balık, tavuk ve et dengeli bir şekilde tüketilmeli. Ayrıca süt salgısının düzenlenmesi için, gün aşırı sütlü tatlı yenmeli.
* Doğum sonrası ilk ayda vücut toparlanırken, 10-11 kilo verilmelidir. Bunun için hamilelikte beslenmenin de çok iyi bir şekilde ayarlanması gerekiyor. İlk beş kilo; emzirme döneminde yavaş bir şekilde, süt salgısı korunarak verilmeli.
* Ben bu programa diyet olarak değil, anne sütünü dengeleyecek beslenme programının düzenlenmesi olarak bakıyorum. Yani bu programla; annenin süt salgısını iyi düzeyde tutarak hem zayıflaması, hem de kilo vermesi sağlanmış olur.
DİYET SÜTÜ KESER
* Genellikle ilk aylarda bazı anneler 'sütüm artsın' düşüncesi ile fazla yemek yerler. Bu da annenin fazla kilo almasına sebep olur. Diğer taraftan anne doğumdan sonra hızlı bir şekilde kilo verme isteğine girerse, süt salgısını da azaltmış olacaktır.
* Anne eğer hızlı kilo verme sürecine girerse; vücutta vitamin ve mineral eksikliklerine neden olur. Bu sebeple metabolizma hızı yavaşlar, dolayısıyla kilo vermesi zorlaşır.
* Annenin regli olup olmamasının, süt salgısı ve kilo verimi üzerine direkt etkisi vardır. Anne regli olmuşsa süt salgısı azalır. Kilo verimi hızlanır. Anne regli olmamışsa süt verme süreci uzar, kilo verimi de yavaş olur.
* Bebek emziren anneler; bol su ve komposto içmeli, gün aşırı sütlü tatlı, bol meyve ve bol soğanlı sebzeler yemelidir. Bu süreçte sıvı gıdaların artırılması da şarttır. Komposto ile havuç, mandalina ve portakaldan oluşan taze sıkılmış karışık meyve suyu içilmelidir.
* Vitamin açısından zengin olan nar, anne sütünün artmasını da sağlar.
Ayda iki kilodan fazla vermeyin
Lohusalık döneminde kilo vermek için kendinize hedef koyun ve bu hedefi ayda iki kilo verecek şekilde belirleyin. İlk kilolar atıldıktan sonra kilo yavaş yavaş verilmelidir. Verdiğiniz kiloların kalıcı olması da ayrı bir önem taşır. Bu nedenle bu dönemde annelerin haftada bir düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Beslenme programı, bir diyetisyen tarafından, kilo verimine göre düzenlenmelidir. Örneğin annenin süt salgısı azalmışsa, diyetin karbonhidrat miktarı artırılmalıdır. Yani daha bol makarna ve meyve yemesi, meyve suyu ve komposto içmesi gerekir. Diyeti ayarlarken proteini de unutmamak lazım. Süt salgısının artması için en iyi protein kaynağı balıktır.
Emziren annenin mönüsünde kivi, elma ve komposto olmalı
SABAH:
* 50 gr. peynir
* İki dilim ekmek (tam buğday)
* Haftada iki defa bir adet yumurta
* Domates (kabuğu soyulmuş) VEYA
* Bir bardak süt
* Sekiz kaşık mısır gevreği
* Bir adet elma
ARA ÖĞÜN:
* İki elma veya iki kivi veya iki armut + Komposto
ÖĞLE:
* Bir kase çorba
* Bir tabak sebze yemeği (ıspanak, fasulye, kabak)
* Bir kase yoğurt
* Bir dilim ekmek
* Domates
ARA ÖĞÜN (15.00):
* Bir kase komposto (kurutulmuş meyvelerden yapın. Komposto yaparken şeker koymayın. Yapılan kompostonun kurutulmuş meyve tanelerini de yiyin.)
ARA ÖĞÜN (17.00):
* İki elma veya iki armut (kabukları soyulmuş)
* 1 kase komposto
AKŞAM:
* Bir kase çorba
* 350 gr. balık veya bir tavuk göğsü
VEYA
* Bir tavuk butu veya beş köfte
* Bir dilim ekmek
* Salata
ARA:
* İki elma veya iki kivi
* 1 kase meyve kompostosu
* Süt salgısının artması için günde üç-üç buçuk litre su içilmeli.
* Hamilelik sonrası süt salgısının artması için iyi bir beslenme programının düzenlenmesi gerekir. Bu programın içinde en önemli madde iyi bir kahvaltıdır. Kahvaltıda; laktozsuz süt ve meyve olmalıdır. Ara öğünlerde ise üç kase komposto ve gaz yapmayan meyveleri, özellikle de elma, kivi ve armut yenmesini öneririm. Meyvelerin kabukları da soyulmuş olmalıdır.
ÇORBA İYİDİR
* Ana öğünlerde ise mönü; gaz yapmayan bol soğanlı kabak, ıspanak, fasulye ve pazı gibi sebzelerden oluşmalı.
* Yine ana öğünlerde sütün artması için çorba içilmesi çok önemli. Çorba için de; domates, şehriye, yayla ve soğan çorbasını öneririm.
* Proteini eksik bırakmamak içinse balık, tavuk ve et dengeli bir şekilde tüketilmeli. Ayrıca süt salgısının düzenlenmesi için, gün aşırı sütlü tatlı yenmeli.
* Doğum sonrası ilk ayda vücut toparlanırken, 10-11 kilo verilmelidir. Bunun için hamilelikte beslenmenin de çok iyi bir şekilde ayarlanması gerekiyor. İlk beş kilo; emzirme döneminde yavaş bir şekilde, süt salgısı korunarak verilmeli.
* Ben bu programa diyet olarak değil, anne sütünü dengeleyecek beslenme programının düzenlenmesi olarak bakıyorum. Yani bu programla; annenin süt salgısını iyi düzeyde tutarak hem zayıflaması, hem de kilo vermesi sağlanmış olur.
DİYET SÜTÜ KESER
* Genellikle ilk aylarda bazı anneler 'sütüm artsın' düşüncesi ile fazla yemek yerler. Bu da annenin fazla kilo almasına sebep olur. Diğer taraftan anne doğumdan sonra hızlı bir şekilde kilo verme isteğine girerse, süt salgısını da azaltmış olacaktır.
* Anne eğer hızlı kilo verme sürecine girerse; vücutta vitamin ve mineral eksikliklerine neden olur. Bu sebeple metabolizma hızı yavaşlar, dolayısıyla kilo vermesi zorlaşır.
* Annenin regli olup olmamasının, süt salgısı ve kilo verimi üzerine direkt etkisi vardır. Anne regli olmuşsa süt salgısı azalır. Kilo verimi hızlanır. Anne regli olmamışsa süt verme süreci uzar, kilo verimi de yavaş olur.
* Bebek emziren anneler; bol su ve komposto içmeli, gün aşırı sütlü tatlı, bol meyve ve bol soğanlı sebzeler yemelidir. Bu süreçte sıvı gıdaların artırılması da şarttır. Komposto ile havuç, mandalina ve portakaldan oluşan taze sıkılmış karışık meyve suyu içilmelidir.
* Vitamin açısından zengin olan nar, anne sütünün artmasını da sağlar.
Ayda iki kilodan fazla vermeyin
Lohusalık döneminde kilo vermek için kendinize hedef koyun ve bu hedefi ayda iki kilo verecek şekilde belirleyin. İlk kilolar atıldıktan sonra kilo yavaş yavaş verilmelidir. Verdiğiniz kiloların kalıcı olması da ayrı bir önem taşır. Bu nedenle bu dönemde annelerin haftada bir düzenli olarak takip edilmesi gerekir. Beslenme programı, bir diyetisyen tarafından, kilo verimine göre düzenlenmelidir. Örneğin annenin süt salgısı azalmışsa, diyetin karbonhidrat miktarı artırılmalıdır. Yani daha bol makarna ve meyve yemesi, meyve suyu ve komposto içmesi gerekir. Diyeti ayarlarken proteini de unutmamak lazım. Süt salgısının artması için en iyi protein kaynağı balıktır.
Emziren annenin mönüsünde kivi, elma ve komposto olmalı
SABAH:
* 50 gr. peynir
* İki dilim ekmek (tam buğday)
* Haftada iki defa bir adet yumurta
* Domates (kabuğu soyulmuş) VEYA
* Bir bardak süt
* Sekiz kaşık mısır gevreği
* Bir adet elma
ARA ÖĞÜN:
* İki elma veya iki kivi veya iki armut + Komposto
ÖĞLE:
* Bir kase çorba
* Bir tabak sebze yemeği (ıspanak, fasulye, kabak)
* Bir kase yoğurt
* Bir dilim ekmek
* Domates
ARA ÖĞÜN (15.00):
* Bir kase komposto (kurutulmuş meyvelerden yapın. Komposto yaparken şeker koymayın. Yapılan kompostonun kurutulmuş meyve tanelerini de yiyin.)
ARA ÖĞÜN (17.00):
* İki elma veya iki armut (kabukları soyulmuş)
* 1 kase komposto
AKŞAM:
* Bir kase çorba
* 350 gr. balık veya bir tavuk göğsü
VEYA
* Bir tavuk butu veya beş köfte
* Bir dilim ekmek
* Salata
ARA:
* İki elma veya iki kivi
* 1 kase meyve kompostosu
5 Aralık 2012 Çarşamba
EVDEKİ İLK GÜNLERE ALIŞMA SÜRECİ: DOĞUMDAN SONRAKİ İLK 6 HAFTALIK DÖNEM
Doğumdan sonraki ilk 6 haftalık dönem sizin bebeğe, bebeğinde size, dünyaya alışması için geçen adaptasyon sürecidir.
Bu süreç boyunca sizde birtakım fiziksel ve duygusal değişiklikler hissedeceksiniz.
Fiziksel olarak;
*Doğum ve bebeğin uyku düzeninin olmaması, üstünüze aldığınız sorumluluğa bağlı yorgunluk
*Eğer epizyolu normal doğum yaptıysanız vagina da ağrı, sezeryan olduysanız dikişlerde hissettiğiniz ağrı ve hissizlik,
*Doğum sonrası kabızlık ,
*Rahiminiz pelvis içindeki hamilelik öncesi yerine döndükçe karnınız kademeli, olarak düzleşmesi,
Yavaş yavaş kilo kaybı,
*Emzirmeye bağlı ilk günlerde göğüs uçlarındaki tahriş,
*Kollarda, bacaklarda ve beldeki ağrı
*Ciddi saç dökülmesi
Duygusal olarak;
*Sevinç ve depresyonu aynı anda hissetmek,
*Bebeğe bağlı gelişen sorumluluk duygusu altında kendini ezilmiş hissetme ve bir şeyler yoluna girdikçe kendine güvenin artması, bu iki duyguyu bazen aynı anda bile hissedebilirsiniz,
*Cinsel istek de azalma ve bazen çok nadir de olsa artma ğin S � n n � د8 taraflarından emmesine de dikkat edin. Yeni doğanlar hiç süt gelmediği halde hassaslaşmış meme dokusuna yapışarak hırsla emmeye devam ederler ve bu ağrılı bir çürük olabilir.
*Bebeğinizin kendi alt dudağını veya dilini emmediğinden emin olun. Emzirirken alt dudağını aşağıya çekerek bunu önleyebilirsiniz. Bebeğin kendi dilini emmesi söz konusuysa parmağınız kullanarak emmeye ara verin, meme ucunu ağzından geri çekin ve yeniden başlamadan önce dilin aşağıda olup-olmadığını kontrol edin. Eğer bebek dudaklarını emiyorsa dudağını hafifçe kenara çekin.
*Bebeğiniz memenizi sıkıca kavradığında nefes almasının engellememesine dikkat edin. Böyle olduğunda parmağınızla memenize bastırarak burnunun yeteri kadar hava almasına izin verin.
*Bebeğin yanağının ritmik, düzenli ve güçlü biçimde inip-kalktığını gözlemleyin. Bu durum emzirmenin iyi gittiğinin göstergesidir. Sonradan süt gelmeye başladığında bebeğin havayı yutmadığını gösteren yutma sesini (gulp sesi) yakalamaya çalışın. Süt çok hızlı gelip bebeğin ağzından taştığında emzirmeyi kesin ve sütün fazlasını pompa ile sağarak sütün fazlasını alın.
*Emzirirken ilk gün her iki memeden de 5 er dakikadan, ikinci gün 10'ar dakikadan ve üçüncü gün 15 dakika veya fazla olmamak şartıyla süt verin. Süt geldiği zaman ilk memeden 10 dakika emzirin ve sonra bebek isterse ikinci memeye geçin; bebek ikinci memeyi bitirdikten sonra yine doymazsa birinci memeye dönün. Siz meme değiştirirken bebek uyuyakalırsa iyi bir geğirmeyle tekrar kendine gelip, daha fazla isteyebilir.
Emzirirken her seferinde diğer memeyle başlayın. Hangi memenizi emzirdiğinizi hatırlamak amacıyla sutyeninize önceden emzirdiğinizi hatırlatmak amacıyla bir çengelli iğne takın.
*Bebekle işinizi bitirdiğinizde memenizi bir bezle silerek ve mümkünse 10–15 dakika hava almasını sağlayarak kurutun. Bu, memelerinizin sertleşmesini sağlar. Emzirme olayı tam olarak oturduğunda buna gerek kalmayacaktır.
*Sütünüz geldiğinde bebeği sık sık emzirin, 24 saat içinde en az 8–10 kez her iki memeyi de emzirin ve her seferinde en azından birini tamamen bitirmesini sağlayın. Bebek uzun süre veya yeterli miktarda emmediğinde veya bir meme bitirilmediğinde içerde kalan sütü bir şekilde toplamak ( özellikle sütünüz azsa) iyi fikir olabilir. Toplanan süt destek besin olarak kullanılmak üzere buzdolabında ya ada dondurucuda saklanabilir.
BU DÖNEMİNİZİN RAHAT GEÇEBİLMESİ İÇİN SİZE DESTEK OLMAK İSTERİM. 29 ARALIK CUMARTESİ GÜNÜ SADECE DOĞUM SONRAKİ DÖNEMDE İŞİNİZE YARACAK İPUÇLARINDAN OLUŞAN SEMİNERİM 29 ARALIK CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14:00-16:00 ARASINDA BEBEKEŞYA DA OLACAKTIR. DETAYLAR İÇİN ertugrul.esra@gmail.com E-MAİL ATABİLİRSİNİZ.
BU DÖNEMİNİZİN RAHAT GEÇEBİLMESİ İÇİN SİZE DESTEK OLMAK İSTERİM. 29 ARALIK CUMARTESİ GÜNÜ SADECE DOĞUM SONRAKİ DÖNEMDE İŞİNİZE YARACAK İPUÇLARINDAN OLUŞAN SEMİNERİM 29 ARALIK CUMARTESİ GÜNÜ SAAT 14:00-16:00 ARASINDA BEBEKEŞYA DA OLACAKTIR. DETAYLAR İÇİN ertugrul.esra@gmail.com E-MAİL ATABİLİRSİNİZ.
20 Nisan 2010 Salı
Doğumdan Sonra ( Lohusalıkta ) Saç Dökülmesi Nedir? Niye Olur?
Birçok kadın hamileliğin ardından saçlarının döküldüğünü farkedecektir. Hamilelik sırasında artan hormonlar deride ve vücudun birçok yerinde değişikliklere yol açmaktadır. Artan hormonlar, saçın, yaşam döngüsünde büyüme aşamasına girmesini sağlarlar. Birçok kadın hamileliği sırasında saçlarının gürleştiğini farkedecektir. Bebeğin doğumundan sonra,saç tellerinin çoğu büyümez ve iki ya da üç ay sürecek olan bir dinlenme aşamasına girer. Saçın yaşam döngüsü yeniden başladığında, saçlar büyüme aşamasına girecek ve eski saçlar hemen dökülecektir. Dökülen saç miktarı, bazılarında az, bazılarında çok olmak üzere kadından kadına farklılık göstermektedir. Eğer, kadında bu konuda kalıtsal bir yatkınlık varsa, doğumdan sonra saçları çok daha fazla dökülebilir.
Ayrıca gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu ifade eden uzmanlar, doğum sonrasında saçların, saç büyüme döngüsünün dinlenme fazına geçtiklerini, 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini, bu sürecin 1-6 ay kadar sürebildiğini ve çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına ulaştıklarını bildirmektedirler.
Loğusalık Ve Doğum Sonrasında Olan Saçlardaki Dökülme Kalıcı Mıdır?
Doğum sonrası olan saç dökülmesi , genellikle iki ila üç ay sürer ve daha sonra saçlar yeniden çıkmaya başlar. Birçok kadında saçlar hemilelik öncesi durumuna geri döner.
Saçlarda Olan Dökülme (Alopesi) Nasıl Tedavi Edilir?
Doğumdan sonra olan bu saç dökülmesi için herhangi bir tedavi uygulanması gerekmez. Bu, hamilelik sırasında hormonal değişiklikler nedeniyle saçın yaşam döngüsünde oluşan geçici bir durumdur. Saçları aşırı fırçalama, kolaylıkla dökülmesini sağlayacak ve normalde iki ya da üç ay sürebilen dökülme sürecini hızlandıracaktır. Bu durum saçlara hiçbir şekilde zarar vermez. Vitamin almanın ya da baş derisini özel ilaçlarla ovmanın hiç bir yararı olmayacaktır.
Önemli Noktalar !!
• Doğum sonrası saç dökülmesi kalıcı bir dökülme değildir.
• Saç derisinde normal olarak yaklaşık 100 bin saç teli büyür ve hergün genellikle 50 ila 200 saç teli dökülür
• Hamilelik sırasında hormon düzeylerindeki artış saçların normalden daha fazla büyümesine yol açar
• Doğum yaptıktan sonra hormon düzeyleri normale döner ve iki üç ay sonra, üç ila altı ay boyunca aşırı saç dökülmsi olur
• Saçların büyümesi, dökülmeye başladıktan sonra üç ila altı ay arasında normale dönecektir
•Doğum sonrası saç dökülmesi her hamilelikte olabilmektedir
Ayrıca gebe bayanlarda saçların büyük bir kısmının büyüme halinde olduğunu ifade eden uzmanlar, doğum sonrasında saçların, saç büyüme döngüsünün dinlenme fazına geçtiklerini, 2-3 ay içerisinde aşırı miktarda döküldüklerini, bu sürecin 1-6 ay kadar sürebildiğini ve çoğunlukla yeniden büyüyerek eski miktarlarına ulaştıklarını bildirmektedirler.
Loğusalık Ve Doğum Sonrasında Olan Saçlardaki Dökülme Kalıcı Mıdır?
Doğum sonrası olan saç dökülmesi , genellikle iki ila üç ay sürer ve daha sonra saçlar yeniden çıkmaya başlar. Birçok kadında saçlar hemilelik öncesi durumuna geri döner.
Saçlarda Olan Dökülme (Alopesi) Nasıl Tedavi Edilir?
Doğumdan sonra olan bu saç dökülmesi için herhangi bir tedavi uygulanması gerekmez. Bu, hamilelik sırasında hormonal değişiklikler nedeniyle saçın yaşam döngüsünde oluşan geçici bir durumdur. Saçları aşırı fırçalama, kolaylıkla dökülmesini sağlayacak ve normalde iki ya da üç ay sürebilen dökülme sürecini hızlandıracaktır. Bu durum saçlara hiçbir şekilde zarar vermez. Vitamin almanın ya da baş derisini özel ilaçlarla ovmanın hiç bir yararı olmayacaktır.
Önemli Noktalar !!
• Doğum sonrası saç dökülmesi kalıcı bir dökülme değildir.
• Saç derisinde normal olarak yaklaşık 100 bin saç teli büyür ve hergün genellikle 50 ila 200 saç teli dökülür
• Hamilelik sırasında hormon düzeylerindeki artış saçların normalden daha fazla büyümesine yol açar
• Doğum yaptıktan sonra hormon düzeyleri normale döner ve iki üç ay sonra, üç ila altı ay boyunca aşırı saç dökülmsi olur
• Saçların büyümesi, dökülmeye başladıktan sonra üç ila altı ay arasında normale dönecektir
•Doğum sonrası saç dökülmesi her hamilelikte olabilmektedir
1 Nisan 2009 Çarşamba
LOHUSALIK

LOHUSALIK
Doğumdan sonraki 6 hafta lohusalık olarak adlandırılır. Bu dönemde gebeliğin kadında yarattığı fizyolojik ve psikolojik değişimler gebelik önceki haline döner. Her organ ve sistemin gebelik öncesi haline dönmesi farklı zamanlar alır. Bu nedenle halk arasında "lohusanın mezarı 40 gün açık kalır" sözü yaygın olarak kullanılır. Bu söz gerçekleri yansıtmaktadır. Çünkü doğum ve lohusalık döneminde ortaya çıkan hastalıklar hayatı tehdit eder boyutta olabilir.
Lohusalık dönemi çok erken, erken ve geç lohusalık olarak 3 döneme ayrılır.
*Çok erken lohusalık doğumdan sonraki ilk 24 saati,
*Erken lohusalık ilk 1 haftayı,
*Geç lohusalık da geri kalan süreyi temsil eder.
Üreme orgaları 6 haftada normal haline döner ve emzirmeyen annelerin büyük bir kısmı bu dönem sonunda adet görmeye başlar.
Doğum sonrası beligin olarak fark edilebilen ilk değişiklik rahim boyutlarında olur. Bu küçülmeye involüsyon adı verilir.
Uterin involüsyon
Gebelik süresince rahim yaklaşık 11 kat büyür, ancak doğumdan sonra süratle küçülmeye başlar. Bebek doğdukan hemen sonra yaklaşık 20. gebelik haftasında olduğu boyuta iner. Bu evrede ağırlığı yaklaşık 1 kg kadardır. Birinci haftanın sonunda 12. gebelik haftasındaki büyüklüğüne dönen uterus, 6 hafta sonunda gebelik öncesi boyutuna iner.
Doğumdan hemen sonra rahim kasılmalarının gücü doğum sırasındaki güçlerden çok daha fazladır. Bunlara takip eden ağrılar (afterpains) adı verilir. Bu ağrılar 2-3 gün kadar devam edebilir. Daha önce doğum yapmışlarda daha fazla hissedilir. İlk 12 saatte sıklıkları daha fazladır, bu saatten sonra gerek sıklığı gerekse şiddeti giderek azalır.
Doğumda plasentanın ayrılmasından hemen sonra, plasentanın uterusa yapıştığı alan yarı yarıya küçülür. Bu küçülme sayesinde açıkda olan damar uçlrı kapanır ve kanama azalır.Rahimin içini döşeyen ve endometrium adı verilen zar tabakasının normale dönmesi 3 hafta alırken plasentanın yerleştiği aşan 6 haftada iyileşir. İyileşmenin tam olamadığı durumlarda şiddetli kanamalar görülebilir.
Doğumdan sonra rahim içinden gelen sıvıya LÖŞİ (lochia) adı verilir.İlk gelen taze kırmızı kan löşi rubra olarak adlandırılır.Bu sıvının içinde kan ve doku parçacıkları bulunur.Birkaç gün içinde miktarı azalır ve rengi açılır. Artık bu sıvı löşi seroza olarak isimlendirilir. 2. haftadan sonra daha koyu kıvamlı ve açık renkli löşi alba gelmeye başlar. Doğumdan yaklaşık 4 hafta sonra bu akıntılar kesilir.
Löşi içeriği açısından enfeksiyona çok müsait bir ortamdır.Bu nedenle hijyene çok dikkat edilmelidir.
Doğum esnasında 10 cm açılan ve tamamen incelip kağıt gibi olan serviks (rahim ağzı) açıklığı 1 hafta sonunda yaklaşık 1 santimetreye iner. Rahim ağzı normal doğum yapmışlarda artık yuvarlak değil yassı bir görünüm alır. Rahim ağzının görünümü kişinin doğum yapıp yapmadığını belli eder. Serviksin tamamen iyileşmesi yine 6 hafta kadar bir zaman alır.
Doğum sırasında çok fazla zorlanan ve esneyen vajinna dokusu yavaş yavaş iyileşmeye başlar ve 3 hafta sonunda nihai halini alır ancak asla doğum yapmadan önceki gerginliğine gelemez.
Gebelik boyunca genişleyen ve esneyen karın kasları ve pelvik kaslar 6 hafta sonra toparlanır ve bu dönemden sonra egzersiz önerilir. Dolaşım, boşaltım, endokrin gibi diğer sistemlerde olan değişiklikler de 6 hafta sonunda normal haline döner.
Lohusalığın komplikasyonları
Doğumdan hemen sonra ciddi ve ani komplikasyonlar görülebilir. Bu nedenle lohusa en az 24 saat gözlem altında tutulmalıdır. Sık aralıklarla tansiyon ölçümleri yapılmalı, kanama kontrol edilmelidir.
Doğum esnasında verilen ve sancıları destekleyen ilaçlar tansiyonda ani artışlara neden olabilir.Bu dönemde bulantı ve kusmalar görülebilir. Kusulan materyalin solunum yollarına kaçması zaatürreden ani ölüme kadar pekçok soruna yol açabilir.
Nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte doğumda plasentanın çıkmasından hemen sonra annede titreme nöbeti görülür. Bu ciddi bir durum değildir ve bir süre sonra kendiliğinden geçer.
Kanama
Erken lohusalığın en önemli komplikasyonu kanamadır. Normal doğumdan sonra 500 mililitreden fazla kanama olması anormal olarak kabul edilir. En önemli ve ciddi nedeni atonidir. Atoni doğumdan sonra rahmin kasılmaması ve dolayısı ile açıkta olan damarların kapanamamasıdır.Son derece acil ve hayatı tehdit eden bir durumdur. Çok kısa zamanda çok fazla miktarda kanama olur. Uygun ortamlarda yapılmayan doğumlarda acil ameliyat şartları yok ise anne kaybedilebilir. Bu nedenle evde yapılan doğumlar son derece risklidir.
Tedavide önce elle rahim masajı yapılır ve damar yolu ile rahim kasılmasını sağlayan ilaçlar verilir. Eğer tedavi sonuç vermez ise acil bir operasyon ile rahmin alınması dahi gerekebilir. Bu ameliyat atonide hayat kurtarıcıdır.
Emboli
Anne hayatını tehdit eden başka bir durumda amniyon mayii embolisidir. Burada bebeğin amniyon sıvısı annenin kan dolaşımına geçer ve akciğerler, beyin vb. gibi organlara giden damarlarda tıkanıklığa yol açar. Anne çok kısa bir sürede hayatını yitirir. Tedavisi ne yazik ki çok güçtür ve yüz güldürücü değildir. Modern obstetrideki en önemli anne ölüm nedeni amniyon mayii embolisidir.
Enfeksiyon
Lohusalık humması olarak adlandırılan durum doğumdan sonraki ilk 24 saatten sonra ortaya çıkan ve aynı gün içinde olmamak kaydı ile 2 ya da daha fazla sefer ateşin 38 oC ya da daha fazla olması durumudur. En sık nedeni üreme, boşaltım ve memelerin enfeksiyonudur. Doğum eyleminin uzaması, zarların erken açılması gibi durumlar enfeksiyon riskini arttırır. En sık görülen enfeksiyon rahim içinin iltihaplanmasıdır. Buna endometrit adı verilir. Genelde 3. gün ortaya çıkar ve ateş 40 dereceye kadar yükselebilir. Löşi oldukça kötü kokuludur. Olay karın boşluğuna kadar yayılabilir.
Muayenede rahim oldukça hassas ve ağrılıdır. Enfeksiyonun kan yolu ile yayılması meydana gelir ise hayatı tehdit eder.
Tedavide yatak istirahati, sıvı desteği ve uygun antibiyotik kullanımı önerilir %5 vakada ise idrar yolu enfeksiyonu ortaya çıkar. Genelde 2. veya 3. günde belirti verir.
Vajinada olan yaralanmalar İYE riskini arttırır. Tedavide uygun antibiyotikler önerilir.
Gebelik öncesi var olan her türlü sistemik hastalık lohusalık döneminden olumsuz yönde etkilenebilir. Bu nedenle lohusalıkda son derece dikkatli olunmalıdır.
Dikkat edilmesi gereken noktalar
Gebelikte olduğu gibi lohusalıkda da bazı konulara dikkat edilmelidir. Günümüzde normal doğumdan sonra 1 gün sezaryenden sonra ise 2 gün hastanede kalmak yeterlidir. Doğum sonrası eve giden anne doğum şekli ne olursa olsun mümkün olduğunca dinlenmelidir. Ancak bu dinlenme yatak istirahati şeklinde olmamalıdır. Sürekli yatmak yarardan çok zarar getirir.
Ev içerisinde dolaşmak, basit ev işleri yapmak hem kişinin kendine olan güvenini arttırır hem de kan dolaşımını destekler.
Doğum sonrası eve çıkan anne dilediği ve kendisine dokunmadığını bildiği herşeyi yiyip içebilir.Protein içerikli gıdalar ile taze meyve ve sebzeler özellikle önerilir. Süt veren annelerin günde 2600-2800 kalori almaları önerilir.
Bebek dünyaya geldikten sonra barsak hareketlerinde yavaşlama ve kabızlık olabilir. Bu nedenle dışkıyı yumuşatan lifli gıdalar ve bol sıvı alınması kabızlığı önlemek açısından yararlıdır.
Normal doğumdan sonra hemen sezaryen sonrası ise 2. günden itibaren ayakta duş şeklinde banyo yapılabilir. Banyo esnasında zorlanmadıkça vajinaya su kaçmaz. Vajinanın yıkanması ise sakıncalıdır.
Normal doğum sırasında açılıp dikilen epizyotomi genelde doktor solak olmadığı sürece sağ tarafta olur.Otururken ve yatarken sağ tarafa ağırlık vermemek gereklidir. Epizyo ağrısını gidermek için ılık oturma banyoları önerilebilir. Tuvaletten sonra da epizyo bölgesi ılık temiz su ile tercihan içine antiseptik katılmış bir su ile yıkanmalıdır. D
oğum sonrası karın kaslarını güçlendirmek için egzersiz önerilirancak egzersizlere 6 hafta sonra başlanmalı ve kasları çok zorlayan egzersizlerden kaçınılmalıdır.
Doğum sonrası cinsel arzularda bir süre azalma olur. Genelde istek 12. haftadan sonra eski haline döner. Doğumdan sonraki 3. haftadan itibaren cinsel ilişkiye izin verilir.
Doktor anneyi doğumdan 6 hafta sonra kontrole çağracaktır.Bu kontrolde yukarıda anlatılan değişikliklerin gerçekleşip gerşekleşmediği incelenir. Hiçbir yakınmanız olmasa bile bu kontrolü ihmal etmeyiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)