24 Mart 2009 Salı

BEBEKLERDE İSHAL VE KABIZLIK

Kardeşimin bebeklerinde biliyorum ki bebklerde kabızlık ve ishal durumu yeni anneler için çok korkutucu oluyor. Ben de bu nedenle ishal ve kabızlık konularına değineceğim.Sanırın annelerin ilgisini çeken bir konudur.
İSHAL
Yeni doğan bebeğin çok kaka yapması (günde 6-7 kez) kıvamı iyi ise normal kabul edilir. Daha sonra bu sayı günde 2-3’e düşecektir. Anne sütü ile beslenen bebekler daha fazla kaka yaparken, mama ile beslenen bebekler de bu sayı azalır. İshal 0-5 yaş arası çocuklarda sık rastlanan bir sorundur. Kakası her zamankinden daha yumuşak, sulu ve çoktur.
İSHALİN NEDENLERİ
• Bebeğin bazı gıdalara karşı hassasiyet göstermesi
• Fazla meyve suyu, meyve ya da ishal yapıcı bazı besinlerin tüketilmesi
• Bebeğin antibiyotik tedavisi görmesi
• Dengesiz beslenme
• Sağlık kurallanna dikkat edilmemesi
• Yaşadığı enfeksiyonal bir hastalık
Enfeksiyonlar, ishale yol açan nedenlerin başında gelir. İçme ve kullanma suyunun temiz olmaması, hijyenik olmayan koşullar, yemeklerin ve mamaların hazırlanmasında temizlik kurallarına dikkat edilmemesi, bebeğe bakan kişilerin temizlik kurallarına dikkat etmemeleri ishale davetiye çıkaran önemli etkenlerdir.
Bebek sulu, açık yeşil renkte, sümüksü ve kokulu kaka yapıyorsa, ateşi yüksekse ve kusuyorsa, hızlı soluk alıp veriyor, huzursuz veya halsiz görünüyorsa geçirdiği bir hastalıktan dolayı ishaldir. Bu hastalığın tedavi edilmesi ile ishal de ortadan kalkacaktır. Virüs veya bakteri kaynaklı ya da besin zehirlenmesinden dolayı oluşan ishal, hastalığın teşhisi yapılarak gerekli tedavi uygulandıktan sonra düzelir. Tedavi sürecinde bebekte oluşan su kaybı için sıvı alımına dikkat edilmesi, vücudun su-şeker-tuz dengesinin korunmasına dikkat edilmelidir. Bu nedenle doktorunuz su kaybına karşı bir çözelti verecektir.
İSHALE KARŞI ANNE SÜTÜ!
Anne sütü ishalin gelişmesini önleyen en etkili koruma yöntemidir. Anne sütü ile beslenen bebeğin bağırsakta mikroplarla temas riski çok azdır. Anne sütü ayrıca bebeğin bağışıklığını artırır ve uygun bağırsak florasının devamını sağlayan faktörler içerir. Anne sütü ile beslenen bebeklerde genelde ağır ishal görülmez ve anne sütü almaya devam eden ishalli bebekte ağır su kaybı yaşanma olasılığı azdır.

ROTA VİRÜS İSHAL NEDENİ
İshal yapan virüsler içinde rota virüsler ön plandadır. Gelişmekte olan ülkelerde 0-2 yaş arası bebeklerde görülen akut ishallerin en yaygın nedeni bu virüslerdir.

İshal tedavisinde sıvı kaybını önlemek esas alınır. Beslenmenin kesilmemesi ve 2-7 gün içinde iyileşme beklenmektedir. Antibiyotik tedavisi, beklenen süre içinde geçmeyen ishaller için gerekli testlerden sonra uygulanır.
KABIZLIK
Sert, şekilli, zor ve bazen kanlı kaka yapmak olarak tanımlanan kabızlık, kalın bağırsağın sonundaki kasların sertleşerek kakanın normal geçişini önlemesi sonucu oluşur. Kaka bağırsakta ne kadar uzun süre kalırsa, o kadar kurur ve vücuttan atılması zorlaşır. Kaka sert ve kuru olduğu için kalın bağırsağın son kısmından geçerken yırtılma ve çatlaklara neden olur. Bebeklerde ve çocuklarda kasılmalara neden olmasının sebebi de budur. Bu süreçteki acıyı yaşamak istemeyen çocuk kakasını tutar. Bu da kakanın içeride daha çok kurumasına ve büyümesine neden olur. Kabızlık böylece daha da kötüleşir. 3-4 günden fazla süren, kanlı kabızlıkta doktora gidilmelidir.
Mama ile beslenen bebekler anne sütü alan bebeklerden daha sık kabız olur. Yine neden mamaların içeriğindeki inek sütü proteinleridir. Bebek maması seçerken prebiyotik lifli mamalar tercih edilmelidir.
KABIZLIĞIN NEDENLERİ
• Yetersiz ve dengesiz beslenme
• İlaç kullanımı
• Metabolik ve nörolojik bozukluk
• Anne sütü yerine hazır mama kullanımı

Bebeğin bağırsak bölgesine masaj yapmak, katı gıdalara geçmişse posalı yiyecekleri tercih etmek faydalı olur. Muz, patates, pirinç lapası gibi gıdalar yerine posalı meyveler, kaynatılıp ılıtılmış su ile karıştırılan meyve suları bebeğe verilmelidir. 1 yaşına kadar bebeklere inek sütü verilmemesi tavsiye edilir.
Bebeğin sindirim sistemindeki sorunlara karşı en yararlı önlemlerden biri de harekettir. Çocuğu rahatlatan hareketler (sırt üstü yatırarak ayaklarını karnına doğru görürüp getirmek, bisiklet hareketleri vb.) çocuğun bağırsak hareketlerini düzenler ve kakasını daha rahat yapmasına yardımcı olur.

22 Mart 2009 Pazar

BEBEK DOSTU HASTANE

Bloglar arasında dolşırken Kitubi adlı blogdaki bir yazı dikkatimi çekti.Hastane sözde bebek dostuymuş.Fakat tavırları hatalıymış.Fakat kendileri bilinçli davranmış.Bunu okuyunca Bebek Dostu Hastane ne demek , ondan bahsetmek istedim.Bebek dostu hastanelerde bebek doğup,ilk muayenesi olduktan sonra ,sağlık problemi yoksa,bebek annenin yanında olup, bebeğini emzirmesiiçin annenin desteklenmesi gerekir.Ben size bir hastanenin bebek dostu olması için uyması gereken maddeleri yazıyorum:
SAĞLIK BAKANLIĞI WHO/UNICEF’İN BEBEK DOSTU HASTANELERİN DİKKAT UYMLARI GEREKEN KURALLARI
1: Emzirmeye ilişkin yazılı bir politika hazırlanmalı ve bu düzenli aralıklarla tüm sağlık personelinin bilgisine sunulmalıdır.
2: Tüm sağlık personeli bu politika doğrultusunda eğitilmelidir
3: Hamile kadınlar, emzirmenin yararları ve yöntemleri konusunda bilgilendirilmelidir
4: Doğumu izleyen ilk yarım saat içinde emzirmeye başlamaları için annelere yardımcı olunmalıdır.
5: Annelere emzirmenin nasıl olacağı ve bebeklerinden ayrı kaldıkları
durumlarda sütün salgılanmasını nasıl sürdürebilecekleri gösterilmelidir
6: Tıbben gerekli görülmedikçe yeni doğanlara anne sütünden başka herhangi
bir yiyecek veya içecek verilmemelidir.
7: Anne ile bebeğin 24 saat bir arada kalmalarını sağlayacak bir uygulama
benimsenmelidir.
8: Bebeğin her isteyişinde emzirilmesi teşvik edilmelidir
9: Emzirilen bebeklere yalancı meme veya emzik türünden herhangi bir şey
verilmemelidir.
10: Anneler, taburcu olduktan sonra da emzirmeye devam edebilmeleri,
karşılaşabilecekleri sorunları çözebilmeleri, bebeklerinin ve kendilerinin
kontrollerini yaptırabilmeleri açısından başvurabilecekleri sağlık kuruluşları hakkında bilgilendirilmelidir.

Bir hastane seçerken mutlaka bebek dostumu olup-olmadığına dikkat edelim.Bu bebişlerimiz için gerçekten çok önemli....

BİR ANNENİN DOĞUM SONRASI DÖNEMİ

Bebeğin doğup, plesantanınçıkması ile birlikte başlayan ve anne organizması ile genital yollarda gebelik ve doğuma bağlı gelişmelerin, gebelikten önceki durumuna dönüşmeleri için geçen 4 ila 6 haftalık dönme lohusalık, kadına da lohusa diyoruz,bunu hepimiz de biliyoruz.
Plesanta rahim içinde yapışık olduğu duvardan ayrıldığı zaman bir yara dokusu oluşur. Doğum sonrası kanam bu yara dokususnun salgısıdır. Doğum sonrası hijyen çok önemlidir.Bu kanama , hem yeni doğum yapmış anne hem de bebek için enfeksiyon kaynağı olduğundan, bebek kucağa alınırken ve emzirilirken, ellerin mutlaka yıkanması, tırnakların da kısa kesilmiş olması gerekir.
Bebebğinizin belli bir rutini olmadığından sizde onun rutinine uyun.Ev işleri ve misafirlerv s,ize engel olmamalı, önceliğiniz , bebek, dinlenmek ve emzirmek olmalıdır.Bu duruma herkesin hoşgörülü olacağından emin olun.
Bebeğinizle ilk günlerde sizin de duygularınızda inişler - çıkışlar olacaktır ve depresyon olabilir. ( www. annelikyolunda.com ) Şunu unutmayın bu dönemlerde mutlaka yardım almalısınız. Bbebeğin uyuduğu saatlerde sizde uyuyun.Siz bebebğinize , bebeğinizde dünyaya uyum sağlamaya çaluışmaktadır.Çok mükemmelliyetçi olmayın, biraz işleri olurun bırakın, yardım tekliflerini geri çevirmeyin.Kendinize zaman ayırın, bir saat, yarım saat olabildiği kadar.Bebeğe sizden başkası bakamaz gibi düşünceleriniz varsa bu düşünceden vazgeçin.Bebek tüm sıcak kucaklarda sakin ve huzurludur.Eşinizin size yardım etmesine izin verin.Onunla duyularınızı paylaşın,konuşun iletişiminizi sürdürün.Susarak hiç birşey elde edemezsiniz.İnsanlar sizin ne düşündüğünüzü ve ne hissettiğinizi bilemez.
Duygularınızı, hissettikleriniz sevdiklerinizle paylaşın.
Doğum sonrası yanınızda kimlerin olmasını istiyorsanız, organizasyonu doğumdan önce yapınız.İlk hafta önmeli, kndi annenizle mutlaka daha rahat olursunuz.O nedele ilk sırayı anneniz almalıdır.
İkinci haftanın sonunda artık belli bir düzen oluşturmuş olursunuz.
Rahim içerisindeki yara iyileştikçe kanama kahverengimsi bir hal alır. Zaman geçtikçe pembeleşir ve akıntı şeklinde yaklaşık 40 gün sürer. Bu zaman içerisinde ayakta duş alabilirsiniz.Havuza, denize girmek ve küvette yıkanmak bu süre içerisinde sakıncalıdır.Cinsel ilişki altı hafta sonra doktor kontrolünden sonra başlar.

20 Mart 2009 Cuma

DOĞUM SONRASI EGZERSİZLER

Hamilelik döneminde aldığınız fazla kilolardan kurtulmak için dengeli beslenmek kadar egzersiz de etkili bir unsurdur. Özellikle bu stresli ve yoğun dönemde ,stersi yenmek ve yaşam hevesinizi arttırmak için doğum şekl,ine göre, bebeğin ilk aylarından sonra egzersize baalnmalıdır.
Özellikle sabah saatlerinde 30-45 dakikadan az olamayan , her ay temponun kademeli olarak artırıldığı yürüyüşler ve doğru nefes egzersizleri, anneyi kısa sürede formuna kazandıracaktır.
Doğru beslenmeyle birlikte haftada 3 gün yapılan egzersizler ve hafif tempolu koşular hem fiziksel olarak kendine güvene hem de ruhsal yönden doygunluğa ulaşılır. Spor sonrası salgılanan endorfin hormonu, rahatlamanızı sağlayacak, uykusuz geçen gecelerin yorgunluğunu unutturacaktır.

KARIN :
Doğum sonrası karın kaslarının eski durumuna gelmesi biraz zaman alacaktır.Bu süreci hızlandırmak için, vede iş yaparken, alışveriş sırasında ,araba kullanırken bile karnı içeri çekip bırakarak, egzersiz yapmak fayda sağlar.

PELVİS:


Vaginal adalelerinizin doğum öncesinde olduğu kadar güçlü ve esnek hale gelmesini sağlayacak olan bu çalışmaya, kanamalarınız biter bitmez başlayabilirsiniz.Bu çalışmayı alışkanlıkla uygulanayabilir hale geldiğinizde her yerde yapabilirisniz. Bu egzersiz kadınlar için sadece doğum sonrasında değil, yaşam boyu uygulayabileceği, faydalı bir egzersizdir.
Vaginal adaleleri ve rahim adalelerini güçlendirici egzersiz:Bu egzersizi ilk başlarda yatarak uygulamakdaha kolaydır. Zaman içinde ayakta ya da oturarak da çalışabilirsiniz. Bu egzersizde ustalaştıkça onu her yerde ve her zaman kullanabileceğinizi fark edecektir.Sırt üstü yere yatın ve gevşeyin. Dizlerinizi kırıp ayak tabanlarınızı yere basın. Karın adalelerinizi mümkün olduğunca gevşek tutmeye çalışarak nefes alın ve nefes verirken, sanki tuvalette çişinizi tutuyormuşsunuz gibi vaginal adalelerinizi kasın ve rahat olduğunuz sürece adalelelriniz kasılı olarak bekelyin. Ardından yeniden nefes alın ve geşeyin. isteniz kadar tekrarlayabilirsiniz....

19 Mart 2009 Perşembe

HAMİLELİKTE KİLO ALIMI


Herkesin hamile kaldıktan sonra merak ettiği konu, ne kadar kilo almalıyım?Bende o nedenle bu konuyu ele almayı istedim.
Hamilelik öncesindeki ağırlığınız bu konuda önemlidir.Ağırlığınızın boyunuza göre normal olan bir hamile bayan hamilelik süresince 12,5-17,5 kg ağırlık kazanması normaldir.Zayıf olan hamileler için 14-20 kg ,Kilolu hamilelerde ise 7,5-12,5 kg normaldir.Zayıf mı şişman mı olduğumuzu da beden kütle indeksine (BKI)bakarak anlayabiliriz.
BKI=kilo (kg) \ boy ( m )2
Yani; Beden kütle indeksi kilonun, boyun metre cinsinden karesine bölünmesiyle bulunana değerdir.BKI sonucuna göre sınıflandırma yapılır:
0-20 zayıf
20-25 normal
25-30 fazla kilolu
30 ve üzeri şişman olarak adlandırılır

ALINAN KİLOLAR NEREYE GİDİYOR?Yaklaşık ağırlık kazanımı kg

BEBEK 3,5-4

PLASENTA 0,5-4

AMNİYOTİK SIVI 1

ANNE

GÖĞÜSLER 0,5
RAHİM 1
KAN HACMİNDE ARTIŞ 1,5
VÜCUT YAĞI 2,5 veya daha fazla
ARTAN KAS DOKUSU VE SIVI 2-3,5

TOPLAM MİN. 12,5kg

TÜP BEBEK TEDAVİSİ


Ben bir tüp bebek tedavisi yapılan klinikte tüp bebek koordinatörü olarak çalışmaktayım.İnanın burada çalışmak bir kadın olarak biraz zor.
İşin zor olduğundan değil tabiiki. Tedavi süreci hastalar için çok zor. Bu zorluk hem maddi hem de manevi..O nedenle kliniğimizde bizimle beraber çalışan bir psikolog arkadaşımız var.Hastalar tıbbi tedavilerini yaptırırken o da hastaları psikolojik olarak destekliyor.(http://www.annelikyolunda.com)

Size kısaca tüp bebek tedavisinden bahsedeyim:Hastalar korunmamalarına rağmen çocuk sahibi olamayan kişiler.Kadın ve erkek muayene ve tetkikler yapıldıktan sonra hastaya göre tedavi protokolü seçiliyor.Sonra hastamız iki yada üç aralarla kliniğe doktoruna gidip, ultrasonla takip ediliyor. ilaçların verdiği cevap görülüp, tedavi tekrar düzenleniyor.Kadının yumurtaları (oositleri) istenilen büyüklüğe gelince çatlatma iğnesi veriliyor. Ondan da yaklaşık 36 saat sonra genel anestezi ile yumurtalar toplanıyor. Aynı esnada erkektende sperm örneği alınıyor. Sonra yumurtalar ve spermler laboratuvar da çalışılıp,birbirleriyle dölleniyor.İki yada üç gün oluşan embriyolar laboratuvarda takip edilip, hastaya transfer ediliyor. Bu işlemden 11 gün sonra hasta kanda gebelik testi ( Beta HCG) yaptırarak gebe olup-olmadığını öğreniyor. Tedavi süreci bundan sonra normal yolla gebe kalmış kadınınkinden pek farklı değil. Hastalar açısından o 11 günü beklemek gerçekten zor. Çok büyük merak.Düşünsenize. Yaklaşık üç haftadır tadevi görüyorsunuz ve sonucun öğreneceksiniz.Tabiiki kliniğimizde çalışan doktor, embriyolog, hemşire ve diğre personel hep beraber hastaların sonucunun olumlu olmasını istiyoruz.İnanın hastamızı takip eden doktorumuz hasta ile beraber seviniyor ve üzülüyor...( Daha detaylı bilgi almak için: http://www.tupbebekgebelik.com)

Tedavi süreci uzun olduğu için hastalarla artık o kadar samimi oluyoruz ki... Herkes biribirine ait herçeyi öğrenmiş oluyor. Çalışan olarak bu bizim için çok önemli, manevi anlamda. İnşallah hastalarımız için de öyledir.
İsteyen herkese istediği zaman da çocuk sahibi olması dileğiyle.....