Hamilelik döneminde aldığınız fazla kilolardan kurtulmak için dengeli beslenmek kadar egzersiz de etkili bir unsurdur. Özellikle bu stresli ve yoğun dönemde ,stersi yenmek ve yaşam hevesinizi arttırmak için doğum şekl,ine göre, bebeğin ilk aylarından sonra egzersize baalnmalıdır.
Özellikle sabah saatlerinde 30-45 dakikadan az olamayan , her ay temponun kademeli olarak artırıldığı yürüyüşler ve doğru nefes egzersizleri, anneyi kısa sürede formuna kazandıracaktır.
Doğru beslenmeyle birlikte haftada 3 gün yapılan egzersizler ve hafif tempolu koşular hem fiziksel olarak kendine güvene hem de ruhsal yönden doygunluğa ulaşılır. Spor sonrası salgılanan endorfin hormonu, rahatlamanızı sağlayacak, uykusuz geçen gecelerin yorgunluğunu unutturacaktır.
KARIN :
Doğum sonrası karın kaslarının eski durumuna gelmesi biraz zaman alacaktır.Bu süreci hızlandırmak için, vede iş yaparken, alışveriş sırasında ,araba kullanırken bile karnı içeri çekip bırakarak, egzersiz yapmak fayda sağlar.
PELVİS:
Vaginal adalelerinizin doğum öncesinde olduğu kadar güçlü ve esnek hale gelmesini sağlayacak olan bu çalışmaya, kanamalarınız biter bitmez başlayabilirsiniz.Bu çalışmayı alışkanlıkla uygulanayabilir hale geldiğinizde her yerde yapabilirisniz. Bu egzersiz kadınlar için sadece doğum sonrasında değil, yaşam boyu uygulayabileceği, faydalı bir egzersizdir.
Vaginal adaleleri ve rahim adalelerini güçlendirici egzersiz:Bu egzersizi ilk başlarda yatarak uygulamakdaha kolaydır. Zaman içinde ayakta ya da oturarak da çalışabilirsiniz. Bu egzersizde ustalaştıkça onu her yerde ve her zaman kullanabileceğinizi fark edecektir.Sırt üstü yere yatın ve gevşeyin. Dizlerinizi kırıp ayak tabanlarınızı yere basın. Karın adalelerinizi mümkün olduğunca gevşek tutmeye çalışarak nefes alın ve nefes verirken, sanki tuvalette çişinizi tutuyormuşsunuz gibi vaginal adalelerinizi kasın ve rahat olduğunuz sürece adalelelriniz kasılı olarak bekelyin. Ardından yeniden nefes alın ve geşeyin. isteniz kadar tekrarlayabilirsiniz....
20 Mart 2009 Cuma
19 Mart 2009 Perşembe
HAMİLELİKTE KİLO ALIMI

Herkesin hamile kaldıktan sonra merak ettiği konu, ne kadar kilo almalıyım?Bende o nedenle bu konuyu ele almayı istedim.
Hamilelik öncesindeki ağırlığınız bu konuda önemlidir.Ağırlığınızın boyunuza göre normal olan bir hamile bayan hamilelik süresince 12,5-17,5 kg ağırlık kazanması normaldir.Zayıf olan hamileler için 14-20 kg ,Kilolu hamilelerde ise 7,5-12,5 kg normaldir.Zayıf mı şişman mı olduğumuzu da beden kütle indeksine (BKI)bakarak anlayabiliriz.
BKI=kilo (kg) \ boy ( m )2
Yani; Beden kütle indeksi kilonun, boyun metre cinsinden karesine bölünmesiyle bulunana değerdir.BKI sonucuna göre sınıflandırma yapılır:
0-20 zayıf
20-25 normal
25-30 fazla kilolu
30 ve üzeri şişman olarak adlandırılır
ALINAN KİLOLAR NEREYE GİDİYOR?Yaklaşık ağırlık kazanımı kg
BEBEK 3,5-4
PLASENTA 0,5-4
AMNİYOTİK SIVI 1
ANNE
GÖĞÜSLER 0,5
RAHİM 1
KAN HACMİNDE ARTIŞ 1,5
VÜCUT YAĞI 2,5 veya daha fazla
ARTAN KAS DOKUSU VE SIVI 2-3,5
TOPLAM MİN. 12,5kg
TÜP BEBEK TEDAVİSİ
Ben bir tüp bebek tedavisi yapılan klinikte tüp bebek koordinatörü olarak çalışmaktayım.İnanın burada çalışmak bir kadın olarak biraz zor.
İşin zor olduğundan değil tabiiki. Tedavi süreci hastalar için çok zor. Bu zorluk hem maddi hem de manevi..O nedenle kliniğimizde bizimle beraber çalışan bir psikolog arkadaşımız var.Hastalar tıbbi tedavilerini yaptırırken o da hastaları psikolojik olarak destekliyor.(http://www.annelikyolunda.com)
Size kısaca tüp bebek tedavisinden bahsedeyim:Hastalar korunmamalarına rağmen çocuk sahibi olamayan kişiler.Kadın ve erkek muayene ve tetkikler yapıldıktan sonra hastaya göre tedavi protokolü seçiliyor.Sonra hastamız iki yada üç aralarla kliniğe doktoruna gidip, ultrasonla takip ediliyor. ilaçların verdiği cevap görülüp, tedavi tekrar düzenleniyor.Kadının yumurtaları (oositleri) istenilen büyüklüğe gelince çatlatma iğnesi veriliyor. Ondan da yaklaşık 36 saat sonra genel anestezi ile yumurtalar toplanıyor. Aynı esnada erkektende sperm örneği alınıyor. Sonra yumurtalar ve spermler laboratuvar da çalışılıp,birbirleriyle dölleniyor.İki yada üç gün oluşan embriyolar laboratuvarda takip edilip, hastaya transfer ediliyor. Bu işlemden 11 gün sonra hasta kanda gebelik testi ( Beta HCG) yaptırarak gebe olup-olmadığını öğreniyor. Tedavi süreci bundan sonra normal yolla gebe kalmış kadınınkinden pek farklı değil. Hastalar açısından o 11 günü beklemek gerçekten zor. Çok büyük merak.Düşünsenize. Yaklaşık üç haftadır tadevi görüyorsunuz ve sonucun öğreneceksiniz.Tabiiki kliniğimizde çalışan doktor, embriyolog, hemşire ve diğre personel hep beraber hastaların sonucunun olumlu olmasını istiyoruz.İnanın hastamızı takip eden doktorumuz hasta ile beraber seviniyor ve üzülüyor...( Daha detaylı bilgi almak için: http://www.tupbebekgebelik.com)
Tedavi süreci uzun olduğu için hastalarla artık o kadar samimi oluyoruz ki... Herkes biribirine ait herçeyi öğrenmiş oluyor. Çalışan olarak bu bizim için çok önemli, manevi anlamda. İnşallah hastalarımız için de öyledir.
İsteyen herkese istediği zaman da çocuk sahibi olması dileğiyle.....
18 Mart 2009 Çarşamba
BEBEĞİM DİŞ ÇIKARIYOR
BEBEĞİM DİŞ ÇIKARIYOR
Her ne kadar ilk diş genelde 6. aydan, hatta bazen bir yaştan sonra çıksa da 2. aydan itibaren görülmesi mümkündür. Ender olarak bazen bebekler bir veya daha fazla diş ile doğabilir. Çok sallanıyorlarsa bunların çekilmesi gerekir, çünkü onları yutma olasılığı vardır veya emzirme esnasında sorun teşkil edebilir. Genelde ilk çıkan diş ön taraftandır. Diş, diş etine yaklaştıkça o bölgede kızarıklık, şişlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen dişin çıkacağı bölgede ufak sıvı ile dolu bir oluşum da gelişebilir. Bu kistik yapılar genelde zararsızdır ve özel bir girişime gerek yoktur. 20 adet süt dişinin tamamının çıkması genelde 3 yaşına doğru olur. Kalıcı dişler 6 yaş civarında çıkar.
Bazı dişler çıkarken diğerlerine kıyasla daha ağrılı olabilir. İlk çıkan diş, bazen en kötüsü olabilir. Bazen daha büyük azı dişleri de sorun çıkartabilir. Bir anda birden fazla dişin çıkması da mümkündür.
Birçok çocuk diş çıkarırken hiçbir sorun yaşamaz. Oysa bazıları önemli derecede sıkıntı çeker. Genelde diş çıkarma ile ilgili ağrı dalgalanma şeklinde gelir, gider ve başladıktan sonra birkaç dakika içinde geçer.
DİŞ ÇIKARMA BELİRTİLERİ
* Artan tükürük
* Uyku düzensizliği
* İştahsızlık
* Gelen giden huzursuzluk
* Ellerini ısırması
* Ağız çevresinde hafif döküntü
Şu belirtilerin ise diş çıkarma ile ilgili olduğu henüz ispatlanmamıştır:
* Ateş
* İshal
* Sürekli huzursuzluk
* Vücutta cilt döküntüsü
EVDE BAKIM :Sıkıntı çeken bebeğin diş etine hafif basınç uygulanırsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenle anne babaların ellerini yıkadıktan sonra bir parmağını o bölgeye hafifçe bastırması veya bebeğin temiz bir bezi ısırmasına izin vermesi uygundur.Eğer diş çıkarma ağrı ve iştahsızlığa yol açıyorsa, bazen beslerken farklı bir biberon ucu veya ağızlı bardak kullanılması bebeğin daha rahat beslenmesine zemin sağlayabilir.
Soğuk nesneler diş etindeki kızarıklık ve şişliği azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebeveynler temiz, dondurulmuş bezleri kullanırlar. Aynı zamanda su içeren dişlikler vardır ve buzdolabında soğutularak kullanılırlar. Bununla birlikte diş etlerine uzun süreli aşırı soğuk uygulama önerilmez. Parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar ağrının azaltılmasında faydalı olabilirler. Bunlar daha önce bahsedilen yöntemler denendikten sonra birkaç kez verilebilir. Diş çıkarırken çok ilaç kullanmamak daha uygundur, çünkü altta yatan başka bir hastalığın yarattığı ateşi düşürebileceğinden ebeveynleri ve doktoru o hastalıktan habersiz bırakabilir. Bebeklere aspirin içeren ilaçlar verilmemelidir.
Her ne kadar ilk diş genelde 6. aydan, hatta bazen bir yaştan sonra çıksa da 2. aydan itibaren görülmesi mümkündür. Ender olarak bazen bebekler bir veya daha fazla diş ile doğabilir. Çok sallanıyorlarsa bunların çekilmesi gerekir, çünkü onları yutma olasılığı vardır veya emzirme esnasında sorun teşkil edebilir. Genelde ilk çıkan diş ön taraftandır. Diş, diş etine yaklaştıkça o bölgede kızarıklık, şişlik, hassasiyet görülebilir. Hatta bazen dişin çıkacağı bölgede ufak sıvı ile dolu bir oluşum da gelişebilir. Bu kistik yapılar genelde zararsızdır ve özel bir girişime gerek yoktur. 20 adet süt dişinin tamamının çıkması genelde 3 yaşına doğru olur. Kalıcı dişler 6 yaş civarında çıkar.
Bazı dişler çıkarken diğerlerine kıyasla daha ağrılı olabilir. İlk çıkan diş, bazen en kötüsü olabilir. Bazen daha büyük azı dişleri de sorun çıkartabilir. Bir anda birden fazla dişin çıkması da mümkündür.
Birçok çocuk diş çıkarırken hiçbir sorun yaşamaz. Oysa bazıları önemli derecede sıkıntı çeker. Genelde diş çıkarma ile ilgili ağrı dalgalanma şeklinde gelir, gider ve başladıktan sonra birkaç dakika içinde geçer.
DİŞ ÇIKARMA BELİRTİLERİ
* Artan tükürük
* Uyku düzensizliği
* İştahsızlık
* Gelen giden huzursuzluk
* Ellerini ısırması
* Ağız çevresinde hafif döküntü
Şu belirtilerin ise diş çıkarma ile ilgili olduğu henüz ispatlanmamıştır:
* Ateş
* İshal
* Sürekli huzursuzluk
* Vücutta cilt döküntüsü
EVDE BAKIM :Sıkıntı çeken bebeğin diş etine hafif basınç uygulanırsa bebekte bir rahatlama görülür. Bu nedenle anne babaların ellerini yıkadıktan sonra bir parmağını o bölgeye hafifçe bastırması veya bebeğin temiz bir bezi ısırmasına izin vermesi uygundur.Eğer diş çıkarma ağrı ve iştahsızlığa yol açıyorsa, bazen beslerken farklı bir biberon ucu veya ağızlı bardak kullanılması bebeğin daha rahat beslenmesine zemin sağlayabilir.
Soğuk nesneler diş etindeki kızarıklık ve şişliği azaltabilir. Bu nedenle tecrübeli ebeveynler temiz, dondurulmuş bezleri kullanırlar. Aynı zamanda su içeren dişlikler vardır ve buzdolabında soğutularak kullanılırlar. Bununla birlikte diş etlerine uzun süreli aşırı soğuk uygulama önerilmez. Parasetamol veya ibuprofen içeren ilaçlar ağrının azaltılmasında faydalı olabilirler. Bunlar daha önce bahsedilen yöntemler denendikten sonra birkaç kez verilebilir. Diş çıkarırken çok ilaç kullanmamak daha uygundur, çünkü altta yatan başka bir hastalığın yarattığı ateşi düşürebileceğinden ebeveynleri ve doktoru o hastalıktan habersiz bırakabilir. Bebeklere aspirin içeren ilaçlar verilmemelidir.
DİŞ SAĞLIĞI BEBEKKEN BAŞLAR
DİŞ SAĞLIĞI DA BEBEKKEN BAŞLAR!
Çocuklarda diş bakımı genellikle ilkokul çağına kadar kendi haline bırakılır. Diş bakımı bilincinden habersiz, dişçi korkusuyla büyüyen çocukların ağzı da küçük yaşlarda çürüklerle dolar. "Nasıl olsa yenisi çıkacak" denir ama, bakımsız bir ağızda yeni gelecek dişler de risk altındadır!
Çocuklar ne zaman hangi dişlerini çıkarır, diş çıkarma sırasında neler olur, bebeklerde ve çocuklarda diş bakımı ne zaman ve nasıl yapılmalıdır, çürük oluşumu nasıl engellenir, dişler için yararlı ve zararlı besinler hangileridir? Ağız ve diş sağlığına bebekken başlamak isteyen ebeveynler için bütün bu soruların cevaplarını Diş Hekimi Gamze Mohsenin bir yazısından alıntı yaptık. Mohseni, bebeklikten itibaren diş bakımı bilincinin yerleşebilmesi için doğru uygulamaların püf noktalarını anlattı.
- Çocuklarda diş çıkarma hangi zamanlarda gerçekleşir?
Çocukta ön süt kesiciler 6-12 ay içinde belirir. Köpek süt dişleri 18-24 ay, ilk süt azı 12-18 ay, ikinci süt azı 24-30 aylar arasında sürme işlemini tamamlar. Her 6 ayda bir grup diş sürer. Sürekli dişlerde ise grupların sürme aralıkları 1 yıl olarak kabul edilir; yani 6 yaşında 1. büyük azı, 7 yaşında ön kesici, 8 yaşında yan kesici, 9 yaşında 1. küçük azı, 10 yaşında köpek dişi, 11 yaşında 2. küçük azı, 12 yaşında 2. büyük azı ve 20-24 yaş civarında da 3. büyük azılar yani yirmi yaş dişleri sürmeye başlar. 11-12 yaşlar civarında hemen hemen tüm süt dişler düşmüş olur. Ama bu rakamlar her zaman belirleyici değildir. Erken ya da geç sürmeler olabilir. Sebebi çok önemlidir. Diş hekimi ile irtibatta olmak önemli rahatsızlıkları atlamamak açısından önem taşır. Hemen hemen tüm diş çıkarmaları esnasında hafif bir ateş, iştahsızlık, huzursuzluk, uyku bozuklukları, tükrük artışı, dişetlerinde kaşıntı çoğu zaman ağrı, nadiren de ishal görülebilir.
- Çocuklarda diş bakımı konusunda bilinçlendirme ne zaman başlamalıdır?
1-2 yaş arasında, diş bakımının kozmetik bir hadise değil, sağlık için gerekli olduğunu vurgulanmaya başlanabilir. Bu yüzden anne babanın iyi birer rol model olması gereklidir. Çocuk erken dönemde diş hekimi ile tanıştırılmalı, bu konu korkutma aracı olarak kullanılmamalıdır. Ayrıca diş fırçalamak; yemek yemek, uyumak gibi temel ihtiyaçlar listesine sokulmalı, çocukla beraber fırçalamalar yapılmalı, ona yetersiz kaldığında yardım edilmeli ve yüreklendirmelidir. Diş ipi kullanımı da önemlidir. Tüm süt dişleri çıktıktan sonra mümkün olduğunca kullanılmalıdır.
- Çocukların dişleri için yararlı ve zararlı besinler var mı?
Çocukların dişleri için en zararlı besinler karamelize tatlılar, çifte kavrulmuş lokum gibi dişe yapışan ve temizliği zor olan şekerli gıdalardır. Bunun yanında kolalı, asitli içecekler ve nişastalı gıdalar da zararlıdır. Ayran, meyve-sebze suları, süt de içeriklerindeki asitler ile dişlerde erozyonlar yapar. Yeme işleminin ardından ağzı nötralize etmek, yani suyla çalkalamak gerekir. Ancak yarım saat sonra dişler fırçalanabilir. Mümkünse bu gıdaları pipet ile içmek daha az hasar yaratır. Peynir diş dostu bir besindir. Ağız çalkalama ya da fırçalama imkanı olmayan durumlarda ya da çürümeye sebep olacak besinlerle birlikte bir parça peynir veya yer fıstığı yenilmesi de olumlu bir davranıştır. Sert ve lifli sebze ve meyveleri ısırarak yemek mekanik ağız temizliğine yardımcıdır, dişetlerine masaj görevi de görür.
FLOUR TABLETİ VERİLMELİ Mİ?
- Çürük oluşumunu engellemek için neler yapılabilir?
Her yemekten sonra ağız çalkalamak alışkanlık haline getirilmeli, günde 3 defa diş fırçalama yapılmalıdır. Ayrıca çürük oluşumunu önlemede flour çok büyük önem taşır. Ama dozu çok önemlidir. Zira, doz aşımında vücutta birikerek dişlerde sarı-kahverengi-gri renkleşmelere sebep olur. Çocuğa verilen içme suyundaki flour oranı bilinmeli, ona göre çocuk doktoru ile görüşülüp, flour tableti verilip verilmeyeceği karara bağlanmalıdır. Aileler kendi başlarına flour takviyesine gitmemelidir. Çay da flour ihtiva eden doğal kaynaklardandır. Fakat, ideal olan diş hekimlerince uygulanan flour jelleridir. Ayrıca, “fissür örtücü” adı verilen ve azı dişlerinin çiğneme yüzlerine yapılan yüzeysel cila tarzı dolgular da vardır. Özellikle 6 yaşında çıkan ilk büyük azılara uygulanması çok büyük gerekliliktir. Çünkü fissürler besinlerin en fazla yerleştiği, kalıntıların temizlenemediği çukur ve tutucu bölgelerdir. Eğer dişlerdeki bu girinti çıkıntılar örtülür, kaygan bir yüzey oluşturulursa, besin sıkışmaları daha az yaşanır ve bu da çürüğü büyük ölçüde önler.
- Çocuklarda diş macunu ve fırça kullanılırken nelere dikkat edilmelidir?
Altı aydan sonra ebeveynlerin fırçalaması kaydı ile bebek fırçaları önerilir. Ayrıca parmak fırçaları ya da gazlı bezle silme gibi yöntemler de kullanılır. Her fırçalama sonrası fırça su ile yıkanmalı ve herhangi bir yere bırakılmamalıdır. Mikroorganizma bulaşmasını önlemek için dik olarak bir kaba konmalıdır. Fırçalar çocuk her hasta olduğunda, ya da aile içi bile olsa biri kullandığında, şekli bozulmuş ya da yıpranmış görünüyorsa ve normalde her 3 ayda bir değiştirilmelidir.
1,5-2 yaşlar sırasında çocuğun taklit dönemi de başladığından sizinle birlikte aynada kendi kendine uygulamalara başlamalıdır. 3 yaşına kadar macun pek önerilmez. Kuru fırça yeterlidir. 3 yaştan sonra macunların floursuz olanları tercih edilmelidir. Her seferinde yeşil mercimek-bezelye kadar macun yeterlidir. Fırçalar ıslak kalmamalıdır. Çünkü nemli ortam mikroorganizma üremesi için çok elverişlidir. Fırçalarken de fırça ıslatılmamalıdır. Dişlerin her yüzeyi ve dil dairesel, yumuşak hareketlerle fırçalanmalıdır. Durulama işlemi fırçalamanın önemli bir parçasıdır.
Çocuklarda diş bakımı genellikle ilkokul çağına kadar kendi haline bırakılır. Diş bakımı bilincinden habersiz, dişçi korkusuyla büyüyen çocukların ağzı da küçük yaşlarda çürüklerle dolar. "Nasıl olsa yenisi çıkacak" denir ama, bakımsız bir ağızda yeni gelecek dişler de risk altındadır!
Çocuklar ne zaman hangi dişlerini çıkarır, diş çıkarma sırasında neler olur, bebeklerde ve çocuklarda diş bakımı ne zaman ve nasıl yapılmalıdır, çürük oluşumu nasıl engellenir, dişler için yararlı ve zararlı besinler hangileridir? Ağız ve diş sağlığına bebekken başlamak isteyen ebeveynler için bütün bu soruların cevaplarını Diş Hekimi Gamze Mohsenin bir yazısından alıntı yaptık. Mohseni, bebeklikten itibaren diş bakımı bilincinin yerleşebilmesi için doğru uygulamaların püf noktalarını anlattı.
- Çocuklarda diş çıkarma hangi zamanlarda gerçekleşir?
Çocukta ön süt kesiciler 6-12 ay içinde belirir. Köpek süt dişleri 18-24 ay, ilk süt azı 12-18 ay, ikinci süt azı 24-30 aylar arasında sürme işlemini tamamlar. Her 6 ayda bir grup diş sürer. Sürekli dişlerde ise grupların sürme aralıkları 1 yıl olarak kabul edilir; yani 6 yaşında 1. büyük azı, 7 yaşında ön kesici, 8 yaşında yan kesici, 9 yaşında 1. küçük azı, 10 yaşında köpek dişi, 11 yaşında 2. küçük azı, 12 yaşında 2. büyük azı ve 20-24 yaş civarında da 3. büyük azılar yani yirmi yaş dişleri sürmeye başlar. 11-12 yaşlar civarında hemen hemen tüm süt dişler düşmüş olur. Ama bu rakamlar her zaman belirleyici değildir. Erken ya da geç sürmeler olabilir. Sebebi çok önemlidir. Diş hekimi ile irtibatta olmak önemli rahatsızlıkları atlamamak açısından önem taşır. Hemen hemen tüm diş çıkarmaları esnasında hafif bir ateş, iştahsızlık, huzursuzluk, uyku bozuklukları, tükrük artışı, dişetlerinde kaşıntı çoğu zaman ağrı, nadiren de ishal görülebilir.
- Çocuklarda diş bakımı konusunda bilinçlendirme ne zaman başlamalıdır?
1-2 yaş arasında, diş bakımının kozmetik bir hadise değil, sağlık için gerekli olduğunu vurgulanmaya başlanabilir. Bu yüzden anne babanın iyi birer rol model olması gereklidir. Çocuk erken dönemde diş hekimi ile tanıştırılmalı, bu konu korkutma aracı olarak kullanılmamalıdır. Ayrıca diş fırçalamak; yemek yemek, uyumak gibi temel ihtiyaçlar listesine sokulmalı, çocukla beraber fırçalamalar yapılmalı, ona yetersiz kaldığında yardım edilmeli ve yüreklendirmelidir. Diş ipi kullanımı da önemlidir. Tüm süt dişleri çıktıktan sonra mümkün olduğunca kullanılmalıdır.
- Çocukların dişleri için yararlı ve zararlı besinler var mı?
Çocukların dişleri için en zararlı besinler karamelize tatlılar, çifte kavrulmuş lokum gibi dişe yapışan ve temizliği zor olan şekerli gıdalardır. Bunun yanında kolalı, asitli içecekler ve nişastalı gıdalar da zararlıdır. Ayran, meyve-sebze suları, süt de içeriklerindeki asitler ile dişlerde erozyonlar yapar. Yeme işleminin ardından ağzı nötralize etmek, yani suyla çalkalamak gerekir. Ancak yarım saat sonra dişler fırçalanabilir. Mümkünse bu gıdaları pipet ile içmek daha az hasar yaratır. Peynir diş dostu bir besindir. Ağız çalkalama ya da fırçalama imkanı olmayan durumlarda ya da çürümeye sebep olacak besinlerle birlikte bir parça peynir veya yer fıstığı yenilmesi de olumlu bir davranıştır. Sert ve lifli sebze ve meyveleri ısırarak yemek mekanik ağız temizliğine yardımcıdır, dişetlerine masaj görevi de görür.
FLOUR TABLETİ VERİLMELİ Mİ?
- Çürük oluşumunu engellemek için neler yapılabilir?
Her yemekten sonra ağız çalkalamak alışkanlık haline getirilmeli, günde 3 defa diş fırçalama yapılmalıdır. Ayrıca çürük oluşumunu önlemede flour çok büyük önem taşır. Ama dozu çok önemlidir. Zira, doz aşımında vücutta birikerek dişlerde sarı-kahverengi-gri renkleşmelere sebep olur. Çocuğa verilen içme suyundaki flour oranı bilinmeli, ona göre çocuk doktoru ile görüşülüp, flour tableti verilip verilmeyeceği karara bağlanmalıdır. Aileler kendi başlarına flour takviyesine gitmemelidir. Çay da flour ihtiva eden doğal kaynaklardandır. Fakat, ideal olan diş hekimlerince uygulanan flour jelleridir. Ayrıca, “fissür örtücü” adı verilen ve azı dişlerinin çiğneme yüzlerine yapılan yüzeysel cila tarzı dolgular da vardır. Özellikle 6 yaşında çıkan ilk büyük azılara uygulanması çok büyük gerekliliktir. Çünkü fissürler besinlerin en fazla yerleştiği, kalıntıların temizlenemediği çukur ve tutucu bölgelerdir. Eğer dişlerdeki bu girinti çıkıntılar örtülür, kaygan bir yüzey oluşturulursa, besin sıkışmaları daha az yaşanır ve bu da çürüğü büyük ölçüde önler.
- Çocuklarda diş macunu ve fırça kullanılırken nelere dikkat edilmelidir?
Altı aydan sonra ebeveynlerin fırçalaması kaydı ile bebek fırçaları önerilir. Ayrıca parmak fırçaları ya da gazlı bezle silme gibi yöntemler de kullanılır. Her fırçalama sonrası fırça su ile yıkanmalı ve herhangi bir yere bırakılmamalıdır. Mikroorganizma bulaşmasını önlemek için dik olarak bir kaba konmalıdır. Fırçalar çocuk her hasta olduğunda, ya da aile içi bile olsa biri kullandığında, şekli bozulmuş ya da yıpranmış görünüyorsa ve normalde her 3 ayda bir değiştirilmelidir.
1,5-2 yaşlar sırasında çocuğun taklit dönemi de başladığından sizinle birlikte aynada kendi kendine uygulamalara başlamalıdır. 3 yaşına kadar macun pek önerilmez. Kuru fırça yeterlidir. 3 yaştan sonra macunların floursuz olanları tercih edilmelidir. Her seferinde yeşil mercimek-bezelye kadar macun yeterlidir. Fırçalar ıslak kalmamalıdır. Çünkü nemli ortam mikroorganizma üremesi için çok elverişlidir. Fırçalarken de fırça ıslatılmamalıdır. Dişlerin her yüzeyi ve dil dairesel, yumuşak hareketlerle fırçalanmalıdır. Durulama işlemi fırçalamanın önemli bir parçasıdır.
17 Mart 2009 Salı
DOĞUM FOTOĞRAFI
DOĞUM FOTOĞRAFI
Uzun bir yolcuğun en güzel anı; doğum. Göz açıp kapayıncaya kadarki geçen o süreyi sonrasında doyasıya yaşamak istiyorsanız doğum fotoğrafçıları en büyük yardımcınız.
Bir canlının ilk anlarına şahit olmak, bir aile için en önemli anı fotoğraflamak ve ailenin fotoğrafları gördükleri anda yüzlerinde beliren ifadeyi görmek çok heyecan verici. Aileleri mutlu edebilen her kare önemli. Bu işin sırrı yakalanması gereken anı yakalamak ve o anı en estetik şekilde görüntüleyebilmek.
Doğum sırasında çekilen her kare ayrı bir önem taşıyor. Bir insanın hayatında ilk nefesi ile beraber gelen tüm ‘ilk’leri DOĞUM FOTOĞRAFÇISI kareliyor ve bunların asla tekrarı yok. Fakat bir anneyi en duygulandıran an dokuz aylık beklemeden sonra anne ile bebeğinin buluştuğu ilk an! Tarifi olmayan garip bir mutluluk.
Bir bebeğin dünyaya gelişine tanık olmak büyüleyici bir olay. Hayatın kendi doğal akışından bazı parçaları çekip almak, onları ard arda koyarak, öyküsel tablolar yaratmak çok heyecanlandırıcı bir olay. Bir anne, doğumundan yıllar sonra, bu fotoğraflara bakıp, o anı tekrar yaşayabilmeli... Doğum anı, annenin etkin olarak yaşadığı gerçek bir mucize… Yaşanan derin duygu ve heyecanları olduğu gibi kaydederek, hayat boyu saklanabilecek fotoğraflar çekmek…
Hayat bir armağanla başlar. Hiç bir şey doğum mucizesi ve yeni doğmuş bir bebeğin güzelliği ile boy ölçüşemez .. En mucizevî an, bebeğin anne karnından çıktığı ilk solukla ve ilk ağlayışla “hayata merhaba” dediği andır.”
Uzun bir yolcuğun en güzel anı; doğum. Göz açıp kapayıncaya kadarki geçen o süreyi sonrasında doyasıya yaşamak istiyorsanız doğum fotoğrafçıları en büyük yardımcınız.
Bir canlının ilk anlarına şahit olmak, bir aile için en önemli anı fotoğraflamak ve ailenin fotoğrafları gördükleri anda yüzlerinde beliren ifadeyi görmek çok heyecan verici. Aileleri mutlu edebilen her kare önemli. Bu işin sırrı yakalanması gereken anı yakalamak ve o anı en estetik şekilde görüntüleyebilmek.
Doğum sırasında çekilen her kare ayrı bir önem taşıyor. Bir insanın hayatında ilk nefesi ile beraber gelen tüm ‘ilk’leri DOĞUM FOTOĞRAFÇISI kareliyor ve bunların asla tekrarı yok. Fakat bir anneyi en duygulandıran an dokuz aylık beklemeden sonra anne ile bebeğinin buluştuğu ilk an! Tarifi olmayan garip bir mutluluk.
Bir bebeğin dünyaya gelişine tanık olmak büyüleyici bir olay. Hayatın kendi doğal akışından bazı parçaları çekip almak, onları ard arda koyarak, öyküsel tablolar yaratmak çok heyecanlandırıcı bir olay. Bir anne, doğumundan yıllar sonra, bu fotoğraflara bakıp, o anı tekrar yaşayabilmeli... Doğum anı, annenin etkin olarak yaşadığı gerçek bir mucize… Yaşanan derin duygu ve heyecanları olduğu gibi kaydederek, hayat boyu saklanabilecek fotoğraflar çekmek…
Hayat bir armağanla başlar. Hiç bir şey doğum mucizesi ve yeni doğmuş bir bebeğin güzelliği ile boy ölçüşemez .. En mucizevî an, bebeğin anne karnından çıktığı ilk solukla ve ilk ağlayışla “hayata merhaba” dediği andır.”
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)