10 Mayıs 2012 Perşembe

DOĞAL DOĞUM

Günümüzde gebelik ve doğuma ilişkin temel yaklaşım, doğumun fizyolojik bir süreç olduğu ve çok az
düzeyde tıbbi girişim gerektirdiğidir. Gebelik ve doğum fizyolojik bir olaydır ve asla bir hastalık değildir. Sağlık personelleri, hamileleri ve eşlerini doğumlarında aktif rol alması için antenatal dönemden itibaren eğitimler ( BEBEİMGELİYOR DOĞUMA VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU) sayesinde cesaretlendirmelidirler.


Doğum çok özel bir olgu olup anne ve baba adayları için, yaşamlarında ki en güzel deneyimlerden biridir. Ancak zaman zaman doğum anında yaşanan olumsuz deneyimler uzun yıllar anlatılan doğum hikâyeleri arasında yerini alabilmektedir. Bu tür deneyimlerin kadınlar arasında paylaşılarak yayılması, bir yandan da görsel medyada gösterilen ağrılı doğum sahneleri, kadınların olumsuz doğum imajı oluşturmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla doğumun ağrılı, kanlı korkutucu bir olay oluşuyla ilgili imaj; gebelik süresince kadınların vajinal doğumla ilgili bu korkutucu deneyimi kendilerinin de yaşayacağını düşündürmekte ve bu da onların tercihlerini sezaryen doğum üzerinde odaklandırmaktadır. 

Gebelik ve doğum fizyolojik bir olay olmakla birlikte kadın için büyük bir stres oluşturur. Anne adayı kendisi için bilinmeyen doğum olayının meydana geleceği anı korku ve heyecanla beklerken, annelik sevgisi yanında bir canlı dünyaya getirmenin gururunu da yaşar. Özellikle ilk gebeliğinde kadın, tanımlayamadığı birçok yeni duyguyu bir arada yaşarken doğum anında karşılaşabileceği olayları tahmin edememektedir. Sezaryenin mi yoksa normal doğumun mu daha iyi olacağına karar verememektedir. Doğum tercihi, kadına verilecek destek ve bilgilendirme sayesinde daha sağlıklı ve doğru olacaktır. Bu bilgilendirme ve desteği sağlamakta ebelere çok önemli roller düşmektedir. Bu rolün gereği olarak ebe, kadının karar sürecini etkileyebilecek faktörlerin sağlıklı bir şekilde değerlendirilerek gebelik boyunca doğum için hazırlanmasını sağlamalıdır. Bu amaç doğrultusunda;  doğuma hazırlık sınıfları son derece önemlidir. Ancak halen ülkemizde hazırlık sınıfları çok yaygın değildir. Özellikle kamuya ait sağlık kuruluşlarında bu konuda yeterince çaba gözlenmemektedir. 
  
WHO yayınladığı kanıta dayalı 6 uygulamanın doğumu yöneten sağlık profesyonelleri için kılavuz olması ile; sağlıklı anne ve bebek için mümkün olan en az girişim ile güvenli bir şekilde doğum eyleminin gerçekleşebileceğini ifade etmiştir. İfade edilen bu öneriler: 

1. Doğum kendi başlamalıdır.

2. Doğum boyunca hareket özgürlüğü olmalıdır.

3. Doğum boyunca gebeye duygusal ve fiziksel destek verilmelidir.

4. Gereksiz her türlü müdahaleden kaçınılmalıdır. 
  
5. Doğumda sırtüstü yerine diğer pozisyonlar desteklenmelidir. 


6. Doğum sonrası anne ve bebek bir arada kalmalıdır. 
  
NEDEN DOĞAL DOĞUM? 


Doğal doğum mümkün olduğu kadar müdahale edilmeden yapılan doğumlardır . Bu sayede aktive olan tüm doğal hormonlar, anne ve bebeğini doğuma en sağlıklı biçimde hazırlamaktadır. Doğal bir doğumda sağlık profesyonelleri izleyici olup, sağlık kontrollerini yapma dışında başka bir müdahalede bulunmamalıdır. Çünkü buna ihtiyaç yoktur.
Gebelik ve doğum eylemi bir hastalık değil, bedenin doğal, normal ve sağlıklı bir fonksiyonudur.Gereksiz yere yapılan her türlü müdahalenin doğumun işleyişi ve hormonların salınımı üzerine negatif etkileri vardır. Zaten doğal doğumu üstün kılan bu hormonların salgılanmasıdır. Bu hormonlar içinde en etkili olan iki hormon oksitosin ve endorfindir. Oksitosin uterustaki kasılma etkileri ile doğumun ilerlemesinden sorumlu hormondur. Bu hormon doğumda gittikçe artan oranlarda salgılanarak doğum anında ve doğum sonrasında en yüksek seviyelerini bulur. Yine doğumda etkili olan endorfin hormonu bedenin salgıladığı doğal bir ağrı kesicidir. Doğum yapan kadının kendini rahat hissedebilmesi için herşeyi yapar. Oksitosin seviyesi yükselip, kasılmalar sıklaştıkça, beden endorfin salgısını arttırarak cevap verir. Endorfinin bağımlılık yapıcı bir etkisi de vardır. Doğum anında anne ve bebeği oksitosin ve endorfin etkisindedir. Her bir kontraksiyon ağrısı travaydaki kadın için rehber olur. Artan şiddetteki kontraksiyonlara onun yanıt olarak seçtiği pozisyonlar ve aktiviteler bebeğin doğum kanalına inmesini doğum eylemi muhtemelen yavaşlar ve daha az etkili hale gelir. Doğum ilerledikçe ve ağrı arttıkça,endorfinler artan miktarlarda serbest bırakılır. Sonuç, tamamen doğal olarak acı algısında bir azalma olmasıdır. Yükselen endorfin düzeyi, aynı zamanda, düşüncenin mantıktan daha içgüdüsel alana kaymasına katkıda bulunur. Endorfinler gerçekte doğumda görevlerini yerine getirmesi için kadınlara yardım eden düş-gibi bir durum yaratır.

 Kadının içinde bulunduğu bu düşsel durum, dış çevreden daha önemli hale gelir. Kadınlar kendi içgüdüleri ile travayın ilerlemesi ve travay ağrısının artması gibi olaylara daha fazla odaklanarak, bu eylemi bilge bir şekilde sonlandırabilir. Kadın öncelikle sahip  olduğu içsel gücün etkisi ile birlikte sağlık çalışanları, eşi ve ailesinin desteği ile doğumdan korkmaz. Bu destekleyici takım, doğum tamamlanıncaya kadar yanındadır ve onu rahatlatır.Vaginal doğumu tercih eden kadın doğumunun hastanede, doğum merkezinde ya da evde oluşuna göre çeşitli yöntemler kullanabilir; örneğin bağımsız hareketler yapma, müzik dinleme, duş alma, banyo yapma, el ya da ayaklarına masaj yaptırma gibi teknikler bunlardan bazılarıdır. Kadın doğum ve travay gerçekleşirken ihtiyaç duyabileceği çevreyi kendisi düzenleyebilir. Bu düzenleme ile kadın kendi doğum eyleminin yönetiminde etkin rol almış olur. Doğum sırasında anne bebeğin doğum kanalında ilerleyişine cevap olarak; hareket eder, pozisyon değiştirir, nefesini tutar, bağırır. Bütün bunlarolurken, yani doğum gerçekleşirken hem doğum kanalı kasları ve perine hem de bebeği korunur. 
Adrenalin salgılanmasındaki yükseliş, annenin tetikte olmasını sağlar. Anne tümüyle bebeğine odaklanır ve onu kucağına almaya çabalar. Anne bebeğini kollarına aldığında, sahip olduğu bu mucize karşısında dalgın, heyecanlı, gururlu, huzurludur. Hiç kimse ona ne yapması gerektiğini söylemez. Çünkü kadın bebeğinin bakımıyla ilgili kitaplar okumuş ve doğuma hazırlık sınıflarında eğitim almıştır. Bilgi, özgüven, gevşeyebilme, nefes alma teknikleri, enerjisini koruyabilme sanatı ile gebe kadına doğum eylemi sırasında bilinçli ve aktif rol oynama şansı verilerek, kadının kendisini ekibin bir parçası gibi hissetmesinin sağlanması doğal doğumda önemlidir. Anne olmanın sadece zevkinin değil aynı zamanda bu olayda aktif rol oynamanın da başarı ve tatmininin yaşatılması; aynı duyguları eşinde paylaşması çağdaş yaşamın gerekliliklerinden birisi olarak görülmektedir .Amaç;gebelik ve doğuma ilişkin bilgi sağlanması, baş etme stratejilerinin öğretilmesi, çiftlerin olumlu doğum deneyimini yaşamalarının sağlanması ile korku ağrı ve gerginlik döngüsünün kırılmasıdır.Burada ebeler tarafından verilecek antenatal bakım ve doğuma hazırlık sınıfları(BEBEİMGELİYOR DOĞUMA VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU ) son derece önem kazanmaktadır.
 Doğal doğumu deseklemek, modern tıbbı ret etmek ve karşısında olmak gibi düşünülmemelidir. Gebelik ve doğum fizyolojik bir olaydır ve hastalık değildir. Ancak her zaman fizyolojik olaylarınn patolojisi de söz konusu olabilir. Doğum eyleminde yapılacak müdahaleler gerçekten endikasyon olduğu zamanlarda yapılmalı ve medikal tedavi gereken koşullarda verilmelidir.

Peterson (1981) “Normal Doğum: Çocuk Doğumuna Kişisel Bir Yaklaşım” adlı kitabında, çoğu kadının nasıl yaşıyorsa öyle bir doğum süreci geçirdiğinin altını çizmektedir. Doğum çoğu kadın için kriz durumudur. Doğuma, herhangi bir krize yaklaştıkları gibi yaklaşırlar: bazıları güçsüz olduğuna inanırken, bazıları kontrolü ele almaya çalışır. Birçok kadın doğal bir doğum süreci geçirmek yerine, teknoloji ve acı-gideren anestezi kullanım süreciyle durumu “kontrol” etmeyi seçer. Bugün, pek çok kadın, doğuma (belirtsin ya da belirtmesin) “Lütfen şu rahatsızlığı halledin. Hiçbir şey hissetmek istemiyorum, Bittiğinde bana bebeği verin yeter” dileğiyle yaklaşmaktadır. Bu süreçte kadınların en çok ihtiyacı olan şey normal doğum yapabilmeleri için cesaretlendirme ve sevgi desteğidir. Kadınların doğum yapma güvenleri ve yetenekleri; bakım vericilerinin desteği, doğum hakkındaki bilgilendirilme düzeyleri ve doğumlarını yapılacakları yere bağlı olarak artar ya da azalır. Doğum yapan kadınlar bakımları hakkında kararlara müdahale edebilir. Ne yazık ki; kadınlar çoğu zaman ihtiyaçları olan teşviki alamaz çünkü birçok doktor, hemşire ve ebenin doğuma karşı tutumları, diğer herhangi bir tıbbi kriz veya rahatsızlığa karşı takındıkları tutumla aynıdır ve görevlerinde uzman olarak, en kısa sürede iyileştirmeleri gerektiğini hissederler. Bu yüzden, bugün çoğu kadın, epidural anestezi kullanmayı seçmektedir. Böyle yaparak da kendilerini muhtemelen manevi ve psikolojik olarak güçlendirecek bir deneyim yaşama fırsatından mahrum bırakırlar.
Doğuma yardımcı olan sağlık profesyonelleri, öncelikle de ebeler kadınların kendi vücutları ile ilgili ilgeliğine güvenip, kadının bunu fark etmesine yardımcı olacak ortamları hazırlamalı ve bu bilgelikle her doğumun kendine özgülüğü içinde değer görmesini sağlamalıdırlar.

9 Mayıs 2012 Çarşamba

BEBEK NE SIKLIKLA EMZİRİLMELİDİR?



İlk aylarda ve özellikle de ilk günlerde bebeğin anne memesini sık sık emmesi, memenin süt üretimini olumlu yönde etkileyen en önemli başlıca uygulamadır.Bu nedenle özellikle ilk ay içinde bebek günde en az 8-12 defa olmak üzere , her istediğinde emzirilmelidir.
İlk haftalar da öğün araların emzirmenin başladığı andan itibaren 2-2,5 saat olacak şekilde belirlenmelidir.Daha sonraki aylarda ise 2,5-3 saaatte bir beslenmesi uygun olur. Geceleri öğün araları dört saatte kadar çıkabilir.
Emzirme sıklığını, annenin ürettiği sütün özellikleri ve miktarı belirler.Anne sütünün, bebeğin midesinden boşalması hızlıdır.Bu nedenle bebeğin emzirilmesi için hiçbir dönemde 4 saatten daha uzun süre beklememek gerekir.Bebeğin daha seyrek emzirilmesi hem bebekte hem de anne de olumsuzluklara neden olur. Bebek ihtiyacı kadar süt alamadığı için büyüyemez. Annede ise, seyrek emzirmeye bağlı olarak memede dolgunluk ve ağrı gelişir. Bu da meme de iltihap ( mastit) riskini arttırır..

8 Mayıs 2012 Salı

BOBATÜRKİYE DESTEĞİYLE DOĞUMA VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU

Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz..

Ben Hamile Eğitmeni ESRA ERTUĞRUL merak ettiğiniz ve endişelendiğiniz konularda size yardım etmek, destek olmak istiyorum.
Bu kurs ile daha bilinçli ve keyifli bir hamilelik dönemi geçirmenizi sağlamak, rahat ve kolay bir doğum yapmanıza yardımcı olmak ve güvenli bir doğum sonrası dönemi yaşamınızı hedefliyorum.
Eğitimlerimiz interaktif şekilde yapılmaktadır. O nedenle en fazla 5 çiftten oluşmaktadır. Derslerimiz teorik bilginin dışında uygulamalardan da oluşmaktadır. Kursumuza gelirken , özellikle yanınızda bir şey getirmenize gerek yoktur. Sadece rahat kıyafetler giyebilirsiniz.



Bebeimgeliyor doğum ve bebeğe hazırlık kursumuz 3 oturumdan ve doğum sonrası anne-baba ve bebek toplantısı olmak üzere 4 oturumdan oluşmaktadır.

Kursumuza babalarında katılmasını anne adaylarına tavsiye ediyoruz. Eğer baba adayı gelmek istemezse size doğum ve sonrası destek olacak kişi ile kursa katılabilirsiniz.

Kursumuza 12-13 gebelik haftasını tamamlamış olmanızı tavsiye ediyoruz.;


Kursumuzun içeriği;

BEBEİMGELİYOR DOĞUM VE BEBEĞE HAZIRLIK KURSU

4 HAFTALIK PROGRAM


1.OTURUM:

Hamilelik ve bebeğin gelişim süreci,

Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,

Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri, ağrısız doğum,

Doğuma hazırlık

Normal doğum yapmak isteyen anne adayları için, normal doğuma yönelik nefes egzersizleri, ıkınma teknikleri ve masaj teknikleri anlatılacaktır.

Doğum planımız nasıl olmalı?

Babanın doğum planı

Bebek odası hazırlığı ve doğru alışveriş,

Doğuma giderken anne ve bebeğin valiz hazırlığı

Hamilelik psikolojisi / doğum korkusunu yenmek

RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ

2.OTURUM:

Emzirme ve anne sütü,

Yenidoğan bakımı;

-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)
-bebeği tutuma ve taşıma,
-bebeği giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-bebeğin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,

*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER

3.OTURUM:

Lohusalık bakımı,

Lohusalık Sendromu,

Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,

Doğum sonrası ve emziren annenin beslenme

Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı

Doğum sonrası anne ve bebek

NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ

4. OTURUM:


Doğumdan sonraki ilk 2 ay içerisinde anneler ve babalar bebekleri ile birlikte anne -bebek -baba grubumuza katılabilir ve zorlandıkları konularda danışmanlık hizmeti alabilirler. Bu oturumumuza  psikoloğumuz ve hamile eğitmeni arkadaşımızda bulunacaktır.



Ücreti: 500TL+KDV ( EŞ İLE BERABER)


Eğitim Tarihleri:


03 Haziran 2012 saat 11:00-13:00 
10 Haziran 2012 saat 11:00-13:00
17 Haziran 2012 saat11:00-13:00 
Dördüncü oturumun tarihi bebekler doğduktan sonra 2 ayını tamamladıktan sonra annelerle görüşüldükten sonra belirlenecektir.


Eğer bu kursumuza katılmak isterseniz 25 Mayıs 2012 tarihine kadar ertugrul.esra@gmail.com e-mail atabilirsiniz.

DOĞUM KORKUSU


Doğum korkusu her gebenin hissettiği bir duygu olup doğum yaklaştıkça artar.onun için normal veya sezeryan doğum .... herikisiyle başetmenin yolu ; yaşanılacak olayı iyice bilmek ve ona hazırlanmaktır

Kadın, öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamamaktan korkuyor. Ayrıca yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalmaktan, bebeğin başına kötü bir şey gelmesinden, doktora ya da hastaneye ulaşamamaktan korkuyor. Ayrıca normal doğum olarak adlandırılan vajinal doğumun doğum sonrası cinsellikten zevk almayı olumsuz yönde etkilediği düşüncesi de endişeye yol açabiliyor.

Yalnız normal doğumdan değil bazen sezaryenle doğum yapmaktan da korkuyor kadınlar... Bu korkuları; anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün tamamıyla başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde sıralayabiliriz. "Ya bayılıp tekrar ayılamazsam?... Sonuçta bu bir ameliyat ve her ameliyatın riskleri vardır!... Kontrolü tamamen kaybedeceğim ve bebeğimi herkesten sonra ben göreceğim!..." gibi düşünceleri olabiliyor kadının.


Annelik kimliğinin yerleşmesinde doğum tecrübelerinin yeri büyüktür. Doktor ve hemşirelerle işbirliği içerisinde, ağrıya ya da paniğe yenik düşüp kontrolü kaybetmek sizin gerçekleşen başarılı bir doğum sonrasında kadının kendine güven duygusu artıyor, bununla birlikte annelik yetenekleri konusundaki özgüvenini de arttırıyor. Ve ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz oluyor.

Aslında insan bilmediği şeyden korkar. Bu nedenle korkuyla başa çıkmada ilk adım yeterli bilgi edinmek olmalı. Onlara hamilelik süreci ve doğum hakkında bol bol okumalarını, kaygılarını ve korkularını ise doktorlanyla paylaşmalarını öneriyorum.

Doğum korkusuyla başedebilmek için;

* Sağlıklı bilgi edinin: Doktorunuzla mutlaka konuşun

* Fiziksel ve duygusal endişelerinizi ayırt etmelisiniz:

• Doğum sonrasında hayatınızı dusunmeye çalışın: Doğuma sizinle kim gelecek, evde size kim destek olacak bunları doğumdan önce mutlaka planlayın.

• Kendinize vakit ayırın:doğum öncesinde kendiniz rahatlatmak,stresini azaltmak için bir takım aktiviteler yapın.( rahatlama ve gevşeme egzersizleri buna bir örnek)

* Yardım almalisiniz:doğum korkusu günlük yaşamınızı olumsuz etkilemeye başlarsa ve bunlarla tek başınıza baş edemediğinizi hissederseniz profesyonel yardım alın.

Özetlemek gerekirse doğum korkusuyla başa çıkmada ilk adım anne adayının kendisini en çok endişelendiren konuyu iyi bilmesi, bunu doktoruyla ya da doğum öncesi kurslara katılarak çözmeye çabalaması, çabalar yetersiz kaldığında bireysel bir psikolojik destek alması olmalıdır. Doğuma eşin katılımı özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olmaktadır. Bunun yanında doğum personelinin doğum sırasındaki pozitif ve destekleyici tutumları, anneyi doğum süresince bilgilendirmek ve bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatıp doğuma onun da katılımını sağlamak annenin kontrol duygusunu güçlendirecek ve korkusunu azaltacaktır. Korku azaldığında ağrı kesici ihtiyacı da azalmakta ve doğum süresi kısalmaktadır.

Ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz olacaktır.

7 Mayıs 2012 Pazartesi

ANNE KARNINDAN SONRA EN RAHAT YE: BOBAWRAP


Şal biçiminde mükemmel bir Babywearing bebek taşıyıcısı şeklidir – benzersiz kumaşı, basit bağlama şekli ile Boba Wrap Bebek Taşıma Şalı hem yeni başlayanlar hem de tecrübeli bebek taşıyıcısı kullanıcıları için idealdir. Kemersiz, askısız ve tokasız basit tasarımı sayesinde size ve bebeğinize mükemmel bir konfor sağlar. Bebeğinizin ağırlığını eşit bir şekilde dağıtarak, size sınırsız süreli kullanım imkânı verir böylece siz vücut ısınızla, sesinizle hareketleriniz ve kalp atışınızla bebeğinizi taşıdığınız süre boyunca bebeğinizin sakin kalmasını sağlarsınız! Ellerinizi serbestçe kullanabileceğiniz çok farklı bebek taşıyıcısı modelleri vardır, ancak, bebeğinizi Boba Şal kullanarak taşımanız sizlere yepyeni bir bebek taşıma deneyimi kazandıracaktır. Bebeğinizden ayrılmadan özgür olmanın keyfini yaşayacaksınız. Onunla beraber seyahat etmenin, alışveriş yapmanın kolaylığını tecrübe edeceksiniz. Elleriniz serbest olduğu için yapmanız gereken işleri kolaylıkla yapabileceksiniz, çocuğunuzla iç içeyken özgürce hareket edebilme imkanı bulacaksınız.



* Özellikle bebeğiniz uykuya daldığında - küçük boyunlar ve kafalar için mükemmel destek sağlar

* Wrap Şal her seferinde bebeğinizin vücudunu tamamen sarar! – çok dar veya bol olmadan bebeğinize yeterli alanı yaratmak için artık tahmin yürütmek zorunda kalmayacaksınız

* Her bedene uyar – vücut tipiniz ne olursa olsun wrap şalı bedeninize göre bağlayın, göreceksiniz bu şal tam bedeninize göre!

* İyi kalite kumaş – ürünlerimizde ağır gramajlı pamuk kumaşların yanı sıra bebek taşımada ideal ürün spandex de kullanılmaktadır

* Gözlerden uzak, istediğiniz her an emzirme imkanı! Nerede emzireceğiniz artık sizin için sorun değil – bebeğinizi emzirmek için şaldan çıkarmaya ya da gizli emzirme için ek bir malzeme kullanmaya ihtiyacınız yok. Boba Wrap tıpkı Boba Carrier gibi emzirmeyi destekleyen bir üründür ve bebeğinizi wrap şalınızdan çıkarmadan emzirebilmenizi sağlar. Boba Wrap Şal emzirme önlüğü, örtü veya herhangi başka birşey kullanmadan rahatça emzirebilmenizi sağlar.

* Bebeğinizin bacakları boşlukta sallanmaz, poposundan ve en hassas yerinden asılı kalmaz bebeğiniz için uygun kalça ve bacak desteği sağlar. Tüm Babywearing ürünleri kalça çıkığını önler.

* Bebeğinizin vücudu üzerinde basınç noktaları oluşmaz – baskıyı bebeğinizin leğen kemiğine veren diğer sert yapılı bebek taşıyıcılarının aksine Babywearing bebek taşıyıcıları bebeğinizin gelişmekte olan kalça ve omurgası üzerinde herhangi bir baskı uygulamaz, dolayısıyla minik meleğiniz için en uygun taşıma şeklini sunar.

* Bebeğinizi yukarıda tutar – bebek şalının elastik kumaşı sayesinde bebeğinizi normal kumaş malzemeler kullanılan diğer bebek taşıyıcılarının sağladığından daha sıkı tutabilme imkânı sağlar.

* Dayanıklıdır – sık kullanım veya yıkama sonrasında bollaşrmayan ya da şekil değiştirmeyen sağlam bir kumaşı vardır. Yıkama talimatlarına uyarak istediğiniz sıklıkta yıkayabilirsiniz.

* Bebeğinizin tenine yumuşak bir dokunuştur. Sert, hışırtılı, kalın kumaşlara göre bebeğinize daha yumuşak bir kumaş temas eder.

* Kolayca ayarlanabilir – bir sefer bedeninize göre ayarladığınızda yeniden ayarlamaya gerek duymazsınız. Ürünü vücudunuza sımsıkı sarıp bağladıktan sonra bebeğinizi elastik kumaş sayesinde kolayca Boba Wrap Şalının içine yerleştirebilirsiniz. Her seferinde sımsıkı sarmayı unutmayın! 

* Araç koltuğu veya sert taşıyıcılardan daha rahat ve sıkı taşıma imkanı sunar.

* Güvenlidir – kırışma, esnek malzemelerden kaynaklı bollaşmalar veya sarkmalar görülmez.

* Siz ve bebeğinizle birlikte büyür – çocuklar için idealdir ancak her ikiniz de rahat olduğunuz sürece bebeğinizi bu şekilde taşımaya devam edebilirsiniz. Tek bir ürün ile bebeğinizin gelişimi süresince kullanmaya devam edebilirsiniz, bebeğiniz büyüse de aynı ürünü kullabilirsiniz, burada tek kısıt bebeğinizin 15Kg ya gelmesidir (Boba wrap 15Kg ya da kadar destekler, Boba Carrier 20Kg ya kadar destekler) 

* Hiçbir bebek ufak değildir! – bebek şalı en minik bebekler için tasarlanmıştır, özellikle prematüre bebekler için çok uygundur. Anne karnında geçiremedikleri süreyi anne karnından sonra ki en rahat yerde tamamlayabilirler. En küçük bebekler bile Boba Wrap Şal ile taşınabilir. Anne karnında ki 10 aylık süreci tamamlamadan doğan bebekler ve kolik bebekler için en uygun taşıma biçimi Boba Wrap Bebek taşıma şalıdır.   

* Kanguru taşıma için idealdir – prematüre bebekler Boba Şal ile taşındıklarında daha hızlı gelişirler.

* Herkes için tek beden – her bedende yetişkin bu şalı rahatlıkla kullanabilir, eşiniz veya arkadaşlarınızla paylaşabilirsiniz.

* İkili destek – her iki omuz üzerinden gelen geniş askıları sayesinde bebek slinglerinde hissedilen dengesizlik hissine kapılmazsınız

* Bebeğiniz wrap (şal) ile süresiz taşınabilir – bebek ve anne vücudu üzerinde herhangi bir basınç noktası oluşmadığından bebeğiniz ve siz rahat olduğunuz takdirde bebeğinizi istediğiniz kadar şalda taşıyabilirsiniz

* Vücudunuzu kesen askılar, çıkıntı yapan kemerler veya düğmeler yoktur – sade tasarım

* Bebeğinizin ağırlığını eşit olarak dağıtır – kucakta, tek bir omuzda ya da kalçanız üzerinde taşımadan daha fazla destek sağlar

* Kullanım talimatları ürünle birlikte temin edilir – ekstra para ödemeniz gerekmez

* Seyahat için idealdir – engebeli zeminlerde veya kalabalık ortamlar için idealdir

* Kolayca temizlenir – yıka, kurutma makinesinde kurut ve işte bu kadar!

* Rahattır – hareketlerinizi kısıtlamaz, sizinle birlikte hareket eder

* Harcadığınız paraya değer – bebeğinizin büyük olasılıkla wrap kendisine büyük gelmeden önce kendiliğinden yürümeye başladığını görmenin zevki paha biçilemez

* Uyku için doğal çözüm – plastik yok, müzik yok, sallanan veya zıplayan mekanizmalar yok –bebeğinizi yatıştıran sıcaklığınızla, sesinizle, kokunuzla, hareketlerinizle ve kalp atışlarınızla yalnızca siz varsınız. Bebeğinizi uyutmak için bundan daha doğal bir yöntem düşünülemez!


Detaylar ve sipariş için: http://www.bobaturkiye.com/8-boba-wrap-sling.html