Altuğ'unun kitaplara ve kalemlere olan ilgisi için ona birşeyler almak istiyordum. Evde kendi kendimize aktiviteler yapıyoruz. Onu pekiştirmek ve daha da ileriye götürmek istiyorum. Cumartesi günü olan Iraz'ın oyun grubuna kayıt ettirmek, beraber güzel vakit geçirmek ve birşeyler de öğrenmesi adına çok istiyordum. Fakat ben kayıt yaptırana kadar sınıflar dolunca çok üzüldüm. Artık bahar dönemine diyerek , dün beni arayan Boyut Yayıncılıktan arayan arkadaşın ikna edici konuşmaları sonunda Anaokulu dergi setini almaya karar verdim.Altuğ için güzel bir doğum günü hediyesi olarak düşündüm. Dün sipariş verdim, 3 iş gününde bize ulaşacakmış. Şimdi heyecanla bekliyorum..
Sizde bilgi edinmek isterseniz bıradan ulaşabilirsiniz:
http://www.anaokuludergisi.com/
6 Ocak 2012 Cuma
ÖKSÜRÜK ÇAYI
ÖKSÜRÜK ÇAYI
2-4 kişilik
Malzemeler
1 adet elma
■Ceviz büyüklüğünde taze zencefil
■1 adet çubuk tarçın
■1 tatlı kaşığı top karabiber
■2 yemek kaşığı kakule
■3 su bardağı su
■2 yemek kaşığı yeşil çay
■1 adet limon
■1 yemek kaşığı bal veya dut pekmezi (servis ederken, her bardak için)
Yapılışı
Elmayı önce ortadan ikiye, sonra her yarısını enlemesine ve boylamasına üçe keserek, koçanı ve çekirdekleri dahil olmak üzere büyük boy bir tencereye aktarın.
2.Üzerine kabuğunu soyup ince ince dilimlediğiniz taze zencefili, çubuk tarçını, karabiber toplarını, kakuleleri ve suyu ekleyip kapağını kapatın ve yüksek ateşin üzerine oturtup kaynama noktasına getirin. Ardından altını kısıp, orta ateşte 15 dakika boyunca kapağı kapalı olarak pişirmeye bırakın.
3.Tencereyi ateşin üzerinden alın, kapağını açıp limonun suyunu üzerine sıkın, yeşil çayı da ekleyip karıştırın ve kapağını kapatıp 10 dakika demlenmeye bırakın. Eğer yeşil çay yerine ıhlamur kullanacaksanız bütün malzemelerle en başta ekleyebilirsiniz.
4.Çay demlenince ince telli bir süzgeçten geçirerek bir çaydanlığa aktarın. Bardak başına birer yemek kaşığı bal (veya dut pekmezi) ilavesi yaparak servis edin.
KAYNAK:
http://cafefernando.com/turkce/oksuruk-cayi/?utm_source=feedburner&utm_medium=email&utm_campaign=Feed%3A+cafefernandotr+%28Cafe+Fernando+-+T%C3%BCrk%C3%A7e%29
Çok sevdiğim bloglardan Cafe Fernando bugun kü yazısında gördüm bu tarifi. Gerçekten şu günlerde herkes grip, herkes hasta. Bu tarif çok işe yarayacak. Unutmamak adına ve çok beğendiğim için buradan paylaşmak istedim.
Bu arada Cafe Fernando adlı bloğa da bir abkın derim:)))
2-4 kişilik
Malzemeler
1 adet elma
■Ceviz büyüklüğünde taze zencefil
■1 adet çubuk tarçın
■1 tatlı kaşığı top karabiber
■2 yemek kaşığı kakule
■3 su bardağı su
■2 yemek kaşığı yeşil çay
■1 adet limon
■1 yemek kaşığı bal veya dut pekmezi (servis ederken, her bardak için)
Yapılışı
Elmayı önce ortadan ikiye, sonra her yarısını enlemesine ve boylamasına üçe keserek, koçanı ve çekirdekleri dahil olmak üzere büyük boy bir tencereye aktarın.
2.Üzerine kabuğunu soyup ince ince dilimlediğiniz taze zencefili, çubuk tarçını, karabiber toplarını, kakuleleri ve suyu ekleyip kapağını kapatın ve yüksek ateşin üzerine oturtup kaynama noktasına getirin. Ardından altını kısıp, orta ateşte 15 dakika boyunca kapağı kapalı olarak pişirmeye bırakın.
3.Tencereyi ateşin üzerinden alın, kapağını açıp limonun suyunu üzerine sıkın, yeşil çayı da ekleyip karıştırın ve kapağını kapatıp 10 dakika demlenmeye bırakın. Eğer yeşil çay yerine ıhlamur kullanacaksanız bütün malzemelerle en başta ekleyebilirsiniz.
4.Çay demlenince ince telli bir süzgeçten geçirerek bir çaydanlığa aktarın. Bardak başına birer yemek kaşığı bal (veya dut pekmezi) ilavesi yaparak servis edin.
KAYNAK:
http://cafefernando.com/turkce/oksuruk-cayi/?utm_source=feedburner&utm_medium=email&utm_campaign=Feed%3A+cafefernandotr+%28Cafe+Fernando+-+T%C3%BCrk%C3%A7e%29
Çok sevdiğim bloglardan Cafe Fernando bugun kü yazısında gördüm bu tarifi. Gerçekten şu günlerde herkes grip, herkes hasta. Bu tarif çok işe yarayacak. Unutmamak adına ve çok beğendiğim için buradan paylaşmak istedim.
Bu arada Cafe Fernando adlı bloğa da bir abkın derim:)))
5 Ocak 2012 Perşembe
Hamileyken Doktorumuzu Ne Zaman Aramalıyız?
Hamileliğinizi sonuna geldiğinize heyecanlanmaız ve endişelerinizin artması çok normaldir.Bazı belirtiler işinizi kolaylaştıracaktır.Bunlar:
*Kanamanız olduğunda,
*Yüzünüz, elleirnizde ve ayaklarınızda aniden şişerse,
*Eğer ateşiniz çıkarsa,
*uzun süren başağrısı ve özellikle de şiddeti gittikçe artıyorsa,
*Görmenizde sorunalr olursa,
*Doğumunuza vakit oldğu halde kasılmalarınız olmaya başladıysa, suyunuz geldiyse,sümüksü bir tabaka geldiyse,
Bebeğinizin hareketlerinde farklılasma hissettiğiniz zaman,
İdrarada yanma olursa mutlaka Kadın- Doğum doktorunuzula iletişime geçiniz!!!
*Kanamanız olduğunda,
*Yüzünüz, elleirnizde ve ayaklarınızda aniden şişerse,
*Eğer ateşiniz çıkarsa,
*uzun süren başağrısı ve özellikle de şiddeti gittikçe artıyorsa,
*Görmenizde sorunalr olursa,
*Doğumunuza vakit oldğu halde kasılmalarınız olmaya başladıysa, suyunuz geldiyse,sümüksü bir tabaka geldiyse,
Bebeğinizin hareketlerinde farklılasma hissettiğiniz zaman,
İdrarada yanma olursa mutlaka Kadın- Doğum doktorunuzula iletişime geçiniz!!!
Okulların en lezzetlisi tatilde MSA’ da açılıyor!
Geleceğin şeflerini yarıyıl tatilinde bambaşka bir okul bekliyor. Mutfak Sanatları Akademisi’nin, “Tatilin Okulu” programı 30 Ocak 2012’de başlıyor.
Dönem boyunca kalem tutan, yazı yazıp, matematik yapan, minik eller, MSA’daki Tatilin Okulu’nda bıçak tutmayı öğreniyor, mutfağı keşfediyor, yemek yapmanın büyülü dünyası ile tanışıyor. Tatilin Okulu’nda küçük gurmeler, önce mutfak terminolojisi, hijyen, güvenlik, sofra adabı ile tanışıyor, en sevdikleri yemekleri elleriyle hazırlıyor, küçük yaşta mutfağı tanımayı, sevmeyi ve kendine yetmeyi öğreniyorlar.
Tatilin Okulu ebeveynler ile birlikte katılım alan 5-9 yaş ve miniklerin tek başına katılım sağladığı 10-14 yaş aralığındaki çocuklar için iki farklı programdan oluşuyor.
Tatilin Okulu’nda küçük gurmeler; dünya mutfaklarından çeşitli yemekler pişirme fırsatı bulurken; mutfakta güvenlik, hijyen, mutfak ekipmanları, ülkelerin yeme alışkanlıkları, masa düzeni, tabak sunumu ve sofra adabı gibi pek çok bilgiyi lezzetli ve keyifli bir ortamda öğreniyorlar.
Programlarla ilgili ayrıntılı bilgiler http://www.msa.com.tr/ ; http://www.facebook.com//mutfaksanatlariakademisi adresinden veya 0212 290 35 50 / 444 9 MSA numaralı telefondan temin edilebilir
4 Ocak 2012 Çarşamba
PİŞİK DEYİP GEÇMEYİN!!
Bebeklerde en sık görülen cilt problemi pişik ile ilgili bilgi veren Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzman Dr. Ahmet İncioğlu, ilerlemesi halinde ciddi enfeksiyonlara dönüşebilecek pişiğin önemsenmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Pişik, bebeklerin vücudunun idrar ve dışkıyla temas eden tek bölgesi olan bezli bölgede cilt tahrişi olarak başlar. Pişiğin en sık gözlemlendiği yaş aralığı 0-18 ay arasıdır. Özellikle 6 ay sonrası tamamlayıcı beslenme dönemine başlandığında pişik daha fazla ortaya çıkar. Pişik oluşan cilt; kuru, kabuklu, kızarık veya kanayan görüntüde olabilir. Oluştuktan sonra iyileşme süresi
1 ila 10 gün arasında değişebilmektedir. Bu süre zarfında bebekte pişikli bölgenin acıması ve sızlamasından kaynaklı huzursuzluk ve alt temizliği esnasında rahatsızlık gözlemlenir.
Pişiği önemsemek gereklidir.
Bazı bebekler pişiğe diğerlerine oranla daha eğilimlidirler.
Bebek derisinin yetişkin derisinden daha ince olması, ayrıca bezli bölgenin kapalı ve nemli olması cildin iltihaplanmaya ve bölgesel enfeksiyonlara açık olma riskini ortaya çıkartır.
Pişik, bebeğin duyduğu acının ve huzursuzluğun yanı sıra ilerlemesi ve üzerine mantar gibi başka enfeksiyonların eklenmesi ile daha ciddi bir hale gelebilir.
Pişiği nasıl azaltabilir veya iyileştirebilirsiniz?
Bebeğin altı kirlenir kirlenmez hemen değiştirilmelidir. Bu bölgedeki cildin temizliğinde dışkı atıklarını tam olarak temizleyebilmek için sadece su dışında yağsı atıkları da temizlemek için losyon içeren bir ıslak mendil ile bölge temizlenebilir.
Özellikle oluşmuş pişiklerin iyileşmesini sağlamak için o bölgeye cilt onarımını hızlandırıcı maddeler sürülmelidir. Çinko Oksit cilt epitelizasyonu yani cildin yeniden yapılandırılmasını sağladığı kanıtlanmış bir maddedir. Pişik için %40 oranında Çinko Oksit içeren maksimum güçlü bir pişik önleyici krem her alt değişiminde uygulanmalıdır.
Pişik önleyici krem, cildin üzerinde koruyucu bir bariyer görevi görmesini sağlayacak ve idrar ile dışkının cilde zarar vermesini önleyecektir. Ayrıca tahriş olmuş bölgede cildin yeniden yapılanmasını sağlamak için yine bazı pişik önleyici kremlerde bulunan Cod Liver Oil (morino balığı karaciğer yağı) içeriği faydalı olacaktır.
Pişiği hiç oluşmadan nasıl önleyebilirsiniz?
Pişiği önlemenin en önemli yolu bebeğin cildini mümkün olduğunca kuru ve temiz tutmaktır.
Bebeğin bezini sık sık değiştirin ve süper emici bezler kullanın.
Bebeğin altını temizlerken cildi tahriş etmeyecek, alkolsüz ve yumuşak ürünler kullanın.
Her alt değişiminde bariyer özelliği yüksek; çinko oksit, cod liver oil veya vazelin içeren pişik önleyici krem kullanın.
Bebeğin mümkün olduğunca bezsiz gezmesine, böylece cildin havalanmasına özen gösterin.
Doğru ölçülerde bebek bezi kullanın ve bezi çok sıkı bağlamayın.
Önlemlere rağmen devam eden veya ağırlaşan durumlarda doktorunuza başvurun.
Pişik, bebeklerin vücudunun idrar ve dışkıyla temas eden tek bölgesi olan bezli bölgede cilt tahrişi olarak başlar. Pişiğin en sık gözlemlendiği yaş aralığı 0-18 ay arasıdır. Özellikle 6 ay sonrası tamamlayıcı beslenme dönemine başlandığında pişik daha fazla ortaya çıkar. Pişik oluşan cilt; kuru, kabuklu, kızarık veya kanayan görüntüde olabilir. Oluştuktan sonra iyileşme süresi
1 ila 10 gün arasında değişebilmektedir. Bu süre zarfında bebekte pişikli bölgenin acıması ve sızlamasından kaynaklı huzursuzluk ve alt temizliği esnasında rahatsızlık gözlemlenir.
Pişiği önemsemek gereklidir.
Bazı bebekler pişiğe diğerlerine oranla daha eğilimlidirler.
Bebek derisinin yetişkin derisinden daha ince olması, ayrıca bezli bölgenin kapalı ve nemli olması cildin iltihaplanmaya ve bölgesel enfeksiyonlara açık olma riskini ortaya çıkartır.
Pişik, bebeğin duyduğu acının ve huzursuzluğun yanı sıra ilerlemesi ve üzerine mantar gibi başka enfeksiyonların eklenmesi ile daha ciddi bir hale gelebilir.
Pişiği nasıl azaltabilir veya iyileştirebilirsiniz?
Bebeğin altı kirlenir kirlenmez hemen değiştirilmelidir. Bu bölgedeki cildin temizliğinde dışkı atıklarını tam olarak temizleyebilmek için sadece su dışında yağsı atıkları da temizlemek için losyon içeren bir ıslak mendil ile bölge temizlenebilir.
Özellikle oluşmuş pişiklerin iyileşmesini sağlamak için o bölgeye cilt onarımını hızlandırıcı maddeler sürülmelidir. Çinko Oksit cilt epitelizasyonu yani cildin yeniden yapılandırılmasını sağladığı kanıtlanmış bir maddedir. Pişik için %40 oranında Çinko Oksit içeren maksimum güçlü bir pişik önleyici krem her alt değişiminde uygulanmalıdır.
Pişik önleyici krem, cildin üzerinde koruyucu bir bariyer görevi görmesini sağlayacak ve idrar ile dışkının cilde zarar vermesini önleyecektir. Ayrıca tahriş olmuş bölgede cildin yeniden yapılanmasını sağlamak için yine bazı pişik önleyici kremlerde bulunan Cod Liver Oil (morino balığı karaciğer yağı) içeriği faydalı olacaktır.
Pişiği hiç oluşmadan nasıl önleyebilirsiniz?
Pişiği önlemenin en önemli yolu bebeğin cildini mümkün olduğunca kuru ve temiz tutmaktır.
Bebeğin bezini sık sık değiştirin ve süper emici bezler kullanın.
Bebeğin altını temizlerken cildi tahriş etmeyecek, alkolsüz ve yumuşak ürünler kullanın.
Her alt değişiminde bariyer özelliği yüksek; çinko oksit, cod liver oil veya vazelin içeren pişik önleyici krem kullanın.
Bebeğin mümkün olduğunca bezsiz gezmesine, böylece cildin havalanmasına özen gösterin.
Doğru ölçülerde bebek bezi kullanın ve bezi çok sıkı bağlamayın.
Önlemlere rağmen devam eden veya ağırlaşan durumlarda doktorunuza başvurun.
GEBELİKTE 3 AYLIK PERİYOTLARDA BEBEK GELİŞİMİ
1. TRİMESTERDE..
Bebeğin kalbi ilk 20 günde oluşup, 21. veya 22. günlerde atmaya başlar.
8. haftanın sonunda bebek, çenesini açabilir, dilini oynatabilir, hıçkırabilir, avcunu kısmen kapatabilir ve ayak parmaklarını esnetebilir.8. haftanın sonunda tüm organlar oluşmuş veyerlerine yerleşmiş olur.
9. haftanın sonunda bebeğin cinsiyeti bariz bir şekilede belli olur.
Emmek , yutmak , nefes almak gibi daha ileri düzey hareketler 10. ve 12. haftalar arasında gerçekleşir ve bu dönemde bebeğin ağzında minik dişler çıkar.
Dördüncü ayın üçüncü haftasında eller tamamen oluşmuş ve tutma kabiliyetini geliştirmiş olur.Ayaklar tekme atabilir.
Bebek 7,5-8 cm uzunluğa ve 28 gr ağırlığına erişir. Ses telleri tamamne gelişmiş olduğu için ''sessizce'' ağlayabilir.
2. TRİMESTERDE:
13. haftanın sonunda bebek , baş parmağını ağzına götürebilir.
Ağız, bacaklar, dizler ve dirsekler devamlı hareket halindedir.
Kalp gelişimini tamamlar ve dakikada 140 kere çarpmaya başlar.
16. haftanın sonunda 14 cm uzuznluğunda ve 170 gr ağırlığına erişen bebeğin kaşları, kirpikleri ve ince ince saçları oluşmaya başlar.
Bu noktadan itibaren bebek, saatte 50 kere ya da daha fazla hareket eder.
16 haftanın sonunda bebeğin el tırnakları oluşmuştur.
20. haftanın sonunda bebek, annenin sesini duymaya ve ayırt etmeye başlar.
22. haftanın sonunda ciğerleri görevlerini yerine getirebilecek duruma gelen bebek nefes alabilir.Bu dönemde bebekler, ultarsonda görüntülendiklerinde parmaklarını emiyor olabilir.
3. TRİMESTER:
27. haftanın sonunda bebeğin gözleri açılmaya başlar.Bu dönemde bebek, saatte 10 kere hareket etmektedir.
30.haftanın sonunda normal olarak bebeğin büyümesi duru ve baş, doğuma hazır olamk üzere aşağı iner.
31. haftanın sonunda bebeğin akciğerleri ve sindirim sisitemi yeterince gelişmiş olur.
Bebeğin cildindeki kızarıklıkalr ve kırışıklıklar azalır, kemikleri sertleşir.
35. haftada bebeğin duyma kabiliyeti tamamen gelişmiş olur.Son üç aylık dönemin sonunda bebek 3,5 kgr ağırlığına erişir.Artık pek çok bebeğin kafası 2,5 cm kadar uzuznlukta saçlara kaplı olacaktır.
kaynak: Prima Düntyası Annelik Rehberim
ANNE KARNINDAKİ BEBEĞİNİZLE İLETİŞİM KURMAK
Bebeğiniz doğmadan önce , anne karnındayken siz farkında olmadan bebeğiniz hareket etmeye başladığında karnınızı okşuyor ve onunla konuşuyorsunuz. Sizi duyduğunu varsayıyorsunuz.Ama inanaın o sizi ve hissettikleriniz anlıyor.Sizin sesinizi duyduğu gibi etraftaki seslerin hatta yüksek voltajtaki ışığı farkedebiliyor.
32. haftadan sonra duyduğu sesleri hafızasına kaydetmekte. Bu sesleri duyduğunda sizin ne hissettiğinize bağlı olarak da doğduğunda tepki verecektir.
Onun için doğmadan önce anne - babanın bebekle konuşması, müzik dinletmesi bebeğiniz dünyaya geldiğinde bebeğin kendini güvende hissetmesine neden olacaktır. Tanımadığı bir dünyada bildiği bir ses olacaktır. O da bebeğinizin rahatlamasını ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
32. haftadan sonra duyduğu sesleri hafızasına kaydetmekte. Bu sesleri duyduğunda sizin ne hissettiğinize bağlı olarak da doğduğunda tepki verecektir.
Onun için doğmadan önce anne - babanın bebekle konuşması, müzik dinletmesi bebeğiniz dünyaya geldiğinde bebeğin kendini güvende hissetmesine neden olacaktır. Tanımadığı bir dünyada bildiği bir ses olacaktır. O da bebeğinizin rahatlamasını ve kendini güvende hissetmesini sağlayacaktır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)