Çok kısa birsüre önce Blogcuannenin öncülüğünde kurulan Emziren Anneler grubu, gerçekten çok yararlı bir grup. Üye olan herkesin dertleri, sevinçleri, kaygıları aynı. Sanal ortamda böyle payalşımların olması hem benim hem de benim gibi yeni anne olan ve anne olmak isteyenler için çok yararlı..
Bugün Acıbadem hastanesinde olan bir konferansa Emziren anneler grubu olarak katıldılar. Malesef , ben oğluşumun biraz rahatsız olmasıı nedeniyle katılamadım.Bu konferans annelere ve anne olmak isteyen kişilere için çok yararlıymış. Bu konferans için ünlü Dr. Harvey Krap katıldı. Bebekler ve çocuklar için çok yarralı bilgiler vermiş. Katılanlardan Ayça bloğunda bu konferanstan bahsetmiş. Merak edenler Ayça'nın üstüne bir tıkla ulaşabilirler...
Anneler ve anne olmak isteyen herkesi bu gruba davet ediyoruz. Gerçekten çok yararlı bilgiler edinebilirsiniz. Ben sağlıkçı olsam da bana çok faydalı oldu...Sağol, Blogcuanne...
21 Temmuz 2010 Çarşamba
Tüp Bebekte Tek Embryo Transferi
Mart 2010 tarihinden beri uygulamaya giren tüp bebek yönetmeliğine göre 35 yaş altında ilk ve ikinci denemesini yaptığımız hastalarımıza tek embryo transferi yapmaktayız.
Acaba bu uygulama gebelik oranlarını düşürecek mi? Klinisyenlerin aklına ilk bu soru geldi. Otomatik olarak bir düşüş yaşanır ve daha fazla uygulama yapmak zorunda kalan hastaya tedavi maliyetleri de artar diye düşünüldü. Avrupa özellikle kuzey Avrupa da yıllardır bu yöntem uygulanıyor ve daha az ilaç kullanarak ve embryonun blastosist evresine kadar laboratuarda tutulan embryo transferi ile daha yüksek implantasyon ve daha yüksek gebelik oranlarına çıkılabiliyor. Bütün bunlar iyi prognozlu dediğimiz genç ve şansı yüksek hastalarda can sıkıcı problemlere sebep olan çoğul gebelikten kurtulmak için iyi bir yöntem ve başarı şansı yüksek.
Ama kötü prognozlu dediğimiz olgularda embryo kalitesi az ve ancak iki veya üç embryo oluşmuş ise bunlarda embryolog ve klinisyenin kararı ile birden fazla embryo transfer etme inisiyatifini merkezler kullanabilmeli idi. Düşük şanslı olgularda ancak iki veya üç embryo transfer ederek yeterli gebelik şansına ulaşmak mümkün olabilmektedir. Bu tür olgularda lazerle hatching (yuvalama) bazı uygun olgularda uyguladığımız bir yöntemdir.
Az yumurta elde edilen olgularda mikroenjeksiyon tercih edilen dölleme yöntemidir. Laboratuarda deneyimli embryolog tarafından yumurtaya doğru girişim yapılması durumunda yüksek döllenme oranlarına ulaşmayı sağlayan bir tekniktir. Tedaviye hastanın hazırlanması hiçbir farklılık arzetmez aynen klasik tüpbebek uygulaması yapılacak olguda olduğu gibi hazırlık yapılır.
Yumurtalıkların uyarılmasında son yıllarda GnRH antagonistleri daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Daha az enjeksiyon ile aynı gebelik oranları elde edilebildiği için daha önceki yıllarda tek yöntem olarak uyguladığımız GnRH agonistlerinden daha fazla kullanılmaya başlanmıştır.
kaynak:tupbebekgebelikdogum.blogspot.com
Acaba bu uygulama gebelik oranlarını düşürecek mi? Klinisyenlerin aklına ilk bu soru geldi. Otomatik olarak bir düşüş yaşanır ve daha fazla uygulama yapmak zorunda kalan hastaya tedavi maliyetleri de artar diye düşünüldü. Avrupa özellikle kuzey Avrupa da yıllardır bu yöntem uygulanıyor ve daha az ilaç kullanarak ve embryonun blastosist evresine kadar laboratuarda tutulan embryo transferi ile daha yüksek implantasyon ve daha yüksek gebelik oranlarına çıkılabiliyor. Bütün bunlar iyi prognozlu dediğimiz genç ve şansı yüksek hastalarda can sıkıcı problemlere sebep olan çoğul gebelikten kurtulmak için iyi bir yöntem ve başarı şansı yüksek.
Ama kötü prognozlu dediğimiz olgularda embryo kalitesi az ve ancak iki veya üç embryo oluşmuş ise bunlarda embryolog ve klinisyenin kararı ile birden fazla embryo transfer etme inisiyatifini merkezler kullanabilmeli idi. Düşük şanslı olgularda ancak iki veya üç embryo transfer ederek yeterli gebelik şansına ulaşmak mümkün olabilmektedir. Bu tür olgularda lazerle hatching (yuvalama) bazı uygun olgularda uyguladığımız bir yöntemdir.
Az yumurta elde edilen olgularda mikroenjeksiyon tercih edilen dölleme yöntemidir. Laboratuarda deneyimli embryolog tarafından yumurtaya doğru girişim yapılması durumunda yüksek döllenme oranlarına ulaşmayı sağlayan bir tekniktir. Tedaviye hastanın hazırlanması hiçbir farklılık arzetmez aynen klasik tüpbebek uygulaması yapılacak olguda olduğu gibi hazırlık yapılır.
Yumurtalıkların uyarılmasında son yıllarda GnRH antagonistleri daha yaygın kullanılmaya başlanmıştır. Daha az enjeksiyon ile aynı gebelik oranları elde edilebildiği için daha önceki yıllarda tek yöntem olarak uyguladığımız GnRH agonistlerinden daha fazla kullanılmaya başlanmıştır.
kaynak:tupbebekgebelikdogum.blogspot.com
9 Temmuz 2010 Cuma
6 aylık bebek neler yapabilir?
Altıncı aylık bir bebeğin gelişimi nasıl olmalı? bebek ne yiyebilir? onun için neler yapmak gerekirve o neler yapabilir?
Bebeğinizin Altıncı Ayında Fiziksel Gelişimi:
Artık dengeli bir biçimde oturabilir ve sırtüstü yatarken anneye ya da etraftaki bir eşyaya uzanarak kendisini oturur duruma getirebilir. Mama sandalyesinde otururken ona doğru sallanan nesneleri yakalayabilir. Doğduğu zamanki kilosunun iki katı veya iki katından biraz fazla ağırlığa sahiptir Büyüklerin kol ve bacaklarıyla yaptıkları hareketleri de taklit etmeyi becerebilir.
Altıncı Ayında Algısal ve Sosyal Gelişimi:
Aynadaki görüntüsünü ellemeyi, onunla konuşmayı çok severler.Çıkardığım sesler sizin çıkardığınız seslere pek bennzemez ama konuşmanın temeli olan sesler çıkartır Yine de bu sesler bile onu konuşuyormuş gibi görmenize neden olup sizi son derece sevindirebilir. sevincinizi belli etmeniz ses çıkardığında onu sevmeniz sesleri onunla beraber taklit etmeniz onda iyi bir şey yaptığını anlamsına yardımcı olcaktır. Ve sizin sevgi ve ilginizi kazanmak çin bu sesleri tekrar edecek, yeni sesler çıkarmaya çalışacak ve çok daha kolay konuşmaya geçebilecektir. sadece sevdiği insanlara değil, sevdiği oyunlara ya da şarkılara da gülümsemeye başlayabilir.
Günde yaklaşık 11 saat uyur Tabi bu 11 saatlik uykuyu yalnızca gece uyuyacak demek değil hala; arasıra geceleri uyandığı olabilir.
Aşılarım:
Bu ay Hepatit B aşısı ve 5’li karma aşısının (Difteri-Tetanoz-Boğmaca, Çocuk Felci, Menenjit aşısı) 3.dozlarını olmalıdır..
Beslenme:
Artık yutma refleksi oldukça gelişmiştir. Ancak henüz dişleri olmadığı için katı gıdaları çiğneyemez. Sindirim sisteminin yağ ve karbonhidratları emme işlevi ve yabancı proteinlere karşı koruyucu mekanizması da yine bu dönemde gelişir. Bu geçiş döneminde ona verilmeye başlanan ek gıdalar yumuşak ve düşük allerjenik özellikte olmalıdır. Bebek için anne sütünün yanısıra en uygun besleyiciler unlu, sütlü mamalar ve yoğurttur. Allerjen olmadığı için pirinç unu tercih edilebilir.
Dördüncü ayımdan sonra meyve ve sebze püreleri yemeye da azar azar başlayabilir. Sebze pürelerini patates, havuç, kabak ve pirinç ile hazırlayablirsiniz. Elma, şeftali gibi meyvelerin pürelerini de severek yiyecektir. Vitaminlerini kaybetmemeleri için bu püreleri yaparken cam rende kullanmanız daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca portakal ve mandalinaya da bu ay başlayabilir.
Bebeğinizin Altıncı Ayında Fiziksel Gelişimi:
Artık dengeli bir biçimde oturabilir ve sırtüstü yatarken anneye ya da etraftaki bir eşyaya uzanarak kendisini oturur duruma getirebilir. Mama sandalyesinde otururken ona doğru sallanan nesneleri yakalayabilir. Doğduğu zamanki kilosunun iki katı veya iki katından biraz fazla ağırlığa sahiptir Büyüklerin kol ve bacaklarıyla yaptıkları hareketleri de taklit etmeyi becerebilir.
Altıncı Ayında Algısal ve Sosyal Gelişimi:
Aynadaki görüntüsünü ellemeyi, onunla konuşmayı çok severler.Çıkardığım sesler sizin çıkardığınız seslere pek bennzemez ama konuşmanın temeli olan sesler çıkartır Yine de bu sesler bile onu konuşuyormuş gibi görmenize neden olup sizi son derece sevindirebilir. sevincinizi belli etmeniz ses çıkardığında onu sevmeniz sesleri onunla beraber taklit etmeniz onda iyi bir şey yaptığını anlamsına yardımcı olcaktır. Ve sizin sevgi ve ilginizi kazanmak çin bu sesleri tekrar edecek, yeni sesler çıkarmaya çalışacak ve çok daha kolay konuşmaya geçebilecektir. sadece sevdiği insanlara değil, sevdiği oyunlara ya da şarkılara da gülümsemeye başlayabilir.
Neden sonuç bağlantılarını kurmayı öğrenmiştir; mesela bir oyuncağı öttürmek için üstündeki düğmeye basmak gerektiğini; plastik topunu oturduğu koltuktan aşağı hızla attığı zaman zıplayıp tekrar yere düştüğünü anlayabilmektedir. Artık oyunları daha eğlenceli olacaktır! Buarada düşürdüğü ya da gözden kaybettiği nesneleri aramaya başlar, arama davranışları da bu dönemden itibaren gelişmeye başlar.
Günde yaklaşık 11 saat uyur Tabi bu 11 saatlik uykuyu yalnızca gece uyuyacak demek değil hala; arasıra geceleri uyandığı olabilir.
Oyun:
En sevdiği oyuncaklar bloklar, toplar, aynalar, tahta kitaplar, oyuncak telefon, bir de kutusundan fırlayıp duran yaylı kukla gibi!
Aşılarım:
Bu ay Hepatit B aşısı ve 5’li karma aşısının (Difteri-Tetanoz-Boğmaca, Çocuk Felci, Menenjit aşısı) 3.dozlarını olmalıdır..
Beslenme:
Artık yutma refleksi oldukça gelişmiştir. Ancak henüz dişleri olmadığı için katı gıdaları çiğneyemez. Sindirim sisteminin yağ ve karbonhidratları emme işlevi ve yabancı proteinlere karşı koruyucu mekanizması da yine bu dönemde gelişir. Bu geçiş döneminde ona verilmeye başlanan ek gıdalar yumuşak ve düşük allerjenik özellikte olmalıdır. Bebek için anne sütünün yanısıra en uygun besleyiciler unlu, sütlü mamalar ve yoğurttur. Allerjen olmadığı için pirinç unu tercih edilebilir.
Dördüncü ayımdan sonra meyve ve sebze püreleri yemeye da azar azar başlayabilir. Sebze pürelerini patates, havuç, kabak ve pirinç ile hazırlayablirsiniz. Elma, şeftali gibi meyvelerin pürelerini de severek yiyecektir. Vitaminlerini kaybetmemeleri için bu püreleri yaparken cam rende kullanmanız daha sağlıklı olacaktır. Ayrıca portakal ve mandalinaya da bu ay başlayabilir.
Bebeğinizin konuşma yeteneğini geliştirmesine yardımcı olmak için;
• Onunla yavaş ve tane tane konuşun
• Kısa cümleler kurun ve etraftaki objeleri, isimlerini söyleyerek ona tanıtın
• Bebeğinizin çıkardığı sesleri tekrar edin. Bir süre sonra bu sesleri düzeltip, değiştirerek ondan tekrar etmesini isteyin
• Tekrarlar üzerinde yoğunlaşın. Örneğin sürekli aynı şarkıyı ya da ninniyi söylemek sadece bebeğinizi eğlendirmekle kalmaz öğrenmesine de yardımcı olur
• Ona sürekli kitap okuyun. Artık sizi sadece dinlemekle kalmayacak, kitaptaki resimleri sizinle birlikte incelemekten de zevk alacaktır
• O, çeşitli sesler çıkarıp konuşma denemeleri yaparken onu susturmayın, tam tersi devam etmesi için teşvik edin.
• Kısa cümleler kurun ve etraftaki objeleri, isimlerini söyleyerek ona tanıtın
• Bebeğinizin çıkardığı sesleri tekrar edin. Bir süre sonra bu sesleri düzeltip, değiştirerek ondan tekrar etmesini isteyin
• Tekrarlar üzerinde yoğunlaşın. Örneğin sürekli aynı şarkıyı ya da ninniyi söylemek sadece bebeğinizi eğlendirmekle kalmaz öğrenmesine de yardımcı olur
• Ona sürekli kitap okuyun. Artık sizi sadece dinlemekle kalmayacak, kitaptaki resimleri sizinle birlikte incelemekten de zevk alacaktır
• O, çeşitli sesler çıkarıp konuşma denemeleri yaparken onu susturmayın, tam tersi devam etmesi için teşvik edin.
8 Temmuz 2010 Perşembe
STERİL SÜT SAKLAMA POŞETLERİNİN SAĞLIKLI KULLANIM YÖNTEMLERİ
Süt Saklama Poşetleri emzirme döneminizde, özellikle çalışan bir anneyseniz sütünüzü depolayabilmenizin en güvenilir ve pratik yoludur.
Ofiste gün boyu birikip göğsünüzde şişkinlik yapan ve ağrılara sebebiyet veren fazla sütünüzü düzenli aralıklarla bir süt sağım pompası yardımıyla sağıp, steril süt saklama poşetleriyle depolayarak bebeğinize ulaştırabilirsiniz. Böylece emzirme döneminiz süresince özel yaşamınızda ve işyerinizde herhangi bir problemle karşılaşmadan bebeğinizi anne sütüyle beslemenin iç huzurunu yaşarsınız.
Özellikle son yıllarda erken doğumların, düşük doğum ağırlığında doğan bebeklerin ve çoğul gebeliklerin sayısı ciddi bir artış göstermektedir. Henüz gelişimini tam olarak tamamlayamamış, ideal kilosuna ulaşamamış veya herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle hastanede tedavi gören bebeklerin, ek gıda almaksızın ilaç kadar değerli olan kendi annesinin sütüyle beslenmesi daha çabuk iyileşmelerini ve hayata daha sıkı tutunmalarını sağlar. Bu zor dönemlerde anneler bebekleri için düzenli olarak sütlerini sağarak, steril koşullarda, sağlık personellerinin onayladığı marka süt poşetleri ve süt saklama kaplarının yardımıyla bebeklerine ulaştırmak olacaktır.
Sağılan Sütü Saklama Koşulları :
Sağdığınız anne sütünü (50cc - 100cc), steril süt poşetleri ve süt saklama kaplarıyla;
Oda sıcaklığında, 6 – 8 saat muhafaza edebilirsiniz. (Önerilen sıcaklık 15 derecedir. Fakat, bebek olan evlerde 24 – 25 derecelik konfor sıcaklığı sağlandığı için anne sütü sadece 1 – 2 saat arası bekletilebilir.)
Buz dolabında 24 saat,
Buzlukta 3 hafta,
Derin dondurucuda 3 ay, - 20 derecedeki derin dondurucularda 6 ay saklayabilirsiniz.
Özellikle yeni doğmuş bebeklerin tüketecekleri miktar az olduğu için 180 cc kapasiteli steril süt poşetleri, bir sağımda dolmayacaktır. Bu durumda 3 saat aralıkla tekrar sağdığınız sütünüzü ısı farkını dikkate alarak aynı poşete ilave edebilirsiniz. Örneğin ; 2 – 3 saat önce sağılıp dolaba konmuş 50 cc lik süt soğumuş olacaktır. Yeni sağılan süt vücut sıcaklığında olacağı için buzdolabındaki sütle karıştırılmamalıdır. Bu durumda yeni sağdığınız sütü buzdolabında aynı ısıya getirdikten sonra eski sütün üstüne ilave edebilirsiniz.
Dondurulmuş Anne Sütünün Eritilmesi ve Isıtılması :
1.aşama : Derin dondurucuda 3 ay beklettiğiniz anne sütünü kullanabilmek için önce buzdolabı rafına indirerek 6 – 8 saat süresince çözülmesini beklemelisiniz.
2.aşama : Buzdolabı rafında çözülmüş anne sütünün sadece kullanılacak miktarı dışarı çıkarılmalıdır. Geri kalan süt buz dolabında 16 saat daha bekleyebilir.
3.aşama : Anne sütünün fazla ısıtılması protein kaybına neden olur, sütün içinde oluşan sıcak noktalar bebeğinizin ağzını yakabilir. için oda sıcaklığında çözdürülmemeli, kesinlikle herhangi bir ısıtıcı cihaz (mikrodalga fırın) kullanılmamalıdır.
Önerilen, süt poşetini ağzı dışarıda kalacak şekilde sıcak su dolu bir kabın içerisinde hareket ettirerek çözdürmektir (ben – mari yöntemiyle). Çözülen sütü çalkalayıp, bileğinizin iç tarafına bir damla damlatarak uygun ısıda olduğundan emin olduktan sonra bebeğinize bir kaşık yardımıyla verebilirsiniz. Isıtılan süt tekrar buzdolabına geri konulmamalı ve her zaman en eski tarihte dondurulmuş süt çözdürülmelidir. Çözdürülmüş süt, buzdolabında bekletilmeli. Mutlaka 24 saat içinde tüketilmeli, arta kalan süt dökülmelidir.
Süt Saklama Poşetleri emzirme döneminizde, özellikle çalışan bir anneyseniz sütünüzü depolayabilmenizin en güvenilir ve pratik yoludur.
Ofiste gün boyu birikip göğsünüzde şişkinlik yapan ve ağrılara sebebiyet veren fazla sütünüzü düzenli aralıklarla bir süt sağım pompası yardımıyla sağıp, steril süt saklama poşetleriyle depolayarak bebeğinize ulaştırabilirsiniz. Böylece emzirme döneminiz süresince özel yaşamınızda ve işyerinizde herhangi bir problemle karşılaşmadan bebeğinizi anne sütüyle beslemenin iç huzurunu yaşarsınız.
Özellikle son yıllarda erken doğumların, düşük doğum ağırlığında doğan bebeklerin ve çoğul gebeliklerin sayısı ciddi bir artış göstermektedir. Henüz gelişimini tam olarak tamamlayamamış, ideal kilosuna ulaşamamış veya herhangi bir sağlık sorunu nedeniyle hastanede tedavi gören bebeklerin, ek gıda almaksızın ilaç kadar değerli olan kendi annesinin sütüyle beslenmesi daha çabuk iyileşmelerini ve hayata daha sıkı tutunmalarını sağlar. Bu zor dönemlerde anneler bebekleri için düzenli olarak sütlerini sağarak, steril koşullarda, sağlık personellerinin onayladığı marka süt poşetleri ve süt saklama kaplarının yardımıyla bebeklerine ulaştırmak olacaktır.
Sağılan Sütü Saklama Koşulları :
Sağdığınız anne sütünü (50cc - 100cc), steril süt poşetleri ve süt saklama kaplarıyla;
Oda sıcaklığında, 6 – 8 saat muhafaza edebilirsiniz. (Önerilen sıcaklık 15 derecedir. Fakat, bebek olan evlerde 24 – 25 derecelik konfor sıcaklığı sağlandığı için anne sütü sadece 1 – 2 saat arası bekletilebilir.)
Buz dolabında 24 saat,
Buzlukta 3 hafta,
Derin dondurucuda 3 ay, - 20 derecedeki derin dondurucularda 6 ay saklayabilirsiniz.
Özellikle yeni doğmuş bebeklerin tüketecekleri miktar az olduğu için 180 cc kapasiteli steril süt poşetleri, bir sağımda dolmayacaktır. Bu durumda 3 saat aralıkla tekrar sağdığınız sütünüzü ısı farkını dikkate alarak aynı poşete ilave edebilirsiniz. Örneğin ; 2 – 3 saat önce sağılıp dolaba konmuş 50 cc lik süt soğumuş olacaktır. Yeni sağılan süt vücut sıcaklığında olacağı için buzdolabındaki sütle karıştırılmamalıdır. Bu durumda yeni sağdığınız sütü buzdolabında aynı ısıya getirdikten sonra eski sütün üstüne ilave edebilirsiniz.
Dondurulmuş Anne Sütünün Eritilmesi ve Isıtılması :
1.aşama : Derin dondurucuda 3 ay beklettiğiniz anne sütünü kullanabilmek için önce buzdolabı rafına indirerek 6 – 8 saat süresince çözülmesini beklemelisiniz.
2.aşama : Buzdolabı rafında çözülmüş anne sütünün sadece kullanılacak miktarı dışarı çıkarılmalıdır. Geri kalan süt buz dolabında 16 saat daha bekleyebilir.
3.aşama : Anne sütünün fazla ısıtılması protein kaybına neden olur, sütün içinde oluşan sıcak noktalar bebeğinizin ağzını yakabilir. için oda sıcaklığında çözdürülmemeli, kesinlikle herhangi bir ısıtıcı cihaz (mikrodalga fırın) kullanılmamalıdır.
Önerilen, süt poşetini ağzı dışarıda kalacak şekilde sıcak su dolu bir kabın içerisinde hareket ettirerek çözdürmektir (ben – mari yöntemiyle). Çözülen sütü çalkalayıp, bileğinizin iç tarafına bir damla damlatarak uygun ısıda olduğundan emin olduktan sonra bebeğinize bir kaşık yardımıyla verebilirsiniz. Isıtılan süt tekrar buzdolabına geri konulmamalı ve her zaman en eski tarihte dondurulmuş süt çözdürülmelidir. Çözdürülmüş süt, buzdolabında bekletilmeli. Mutlaka 24 saat içinde tüketilmeli, arta kalan süt dökülmelidir.
Doğumdan sonraki ilk 4 gün...
BEBEĞİNİZİ YAKININIZDA TUTUN, SIKLIKLA EMZİRİN
Sonunda bebeğinizle buluşmanız, çok heyecan verici! İlk günlerde, emzirmenin nasıl bir süreç izlediğini bilmek ister misiniz? Doğumdan 4. güne kadar olan döneme ait temel bilgiler şunlardır:
EĞLENCELİ GERÇEKLER
• Yenidoğan bebeğin midesi, bir bilye kadar küçüktür.
• Doğumda, tam da bu mideyi dolduracak, yeterli miktarda sütünüz vardır.
• Memeleriniz asla boş değildir.
• Emzirme deneyimi başarılıysa bebekler, su ve formül süte ihtiyaç duymazlar.
• Sık emzirmek, daha çok sütünüzün gelmesini sağlar.
• Sık emzirmek, memelerinizin şişmesini engeller.
• Bir anne, her koşulda ikiz, üçüz ve daha çok bebeği için yeterli süt üretir.
Bebeğinizin teninin, teninizle temasta olmasına özen gösterin. Emzirme daha kolay olur ve daha çok süt üretirsiniz.
NE BEKLENMELİ?
• Çok emziriniz.
• Meme başınız, ilk dakikalarda hassaslaşabilir, sonra iyileşir.
• Bebeğiniz, huzursuzlaşırsa her bir memenizi bir kereden fazla emebilir.
• Her gün 1 ila 2 ıslak ve dolu bez çıkmasını bekleyebilirsiniz.
İlk 4 güne kadar, kilosunda, % 10’a varan azalma normaldir.
ÖĞRENİLECEKLER
• Uzanarak emzirme egzersizleri yapın. Böylelikle bebeğinizi beslerken dinlenebilirsiniz.
• Bebeğinizin, memenizi tam olarak, kahverengi kısımla beraber ağzına almasını sağlayınız. Acı ya da ağrı hissederseniz, yardım isteyiniz.
• Her gün, en az 8 kez emmesini sağlayınız. Arka arkaya emzirme yapılabilir. Gerekiyorsa, uyandırın.
Emzirme konusunda nasıl yardım alabileceğinizi bulunuz.
İLK GÜNLERDE YARDIM İSTEMEYİ GEREKTİRECEK BAZI SEBEPLER
• Emzirme sürekli ya da çok acı veriyorsa.
• Bebeğiniz, doğum kilosunun % 10’unundan daha çoğunu kaybettiyse...
O ZAMANLARDA BANA DA EMAİL ATABİLİRSİNİZ.. bİRLİKTE ÇÖZÜM YOLLARI BULABİLİRİZ!!!
Sonunda bebeğinizle buluşmanız, çok heyecan verici! İlk günlerde, emzirmenin nasıl bir süreç izlediğini bilmek ister misiniz? Doğumdan 4. güne kadar olan döneme ait temel bilgiler şunlardır:
EĞLENCELİ GERÇEKLER
• Yenidoğan bebeğin midesi, bir bilye kadar küçüktür.
• Doğumda, tam da bu mideyi dolduracak, yeterli miktarda sütünüz vardır.
• Memeleriniz asla boş değildir.
• Emzirme deneyimi başarılıysa bebekler, su ve formül süte ihtiyaç duymazlar.
• Sık emzirmek, daha çok sütünüzün gelmesini sağlar.
• Sık emzirmek, memelerinizin şişmesini engeller.
• Bir anne, her koşulda ikiz, üçüz ve daha çok bebeği için yeterli süt üretir.
Bebeğinizin teninin, teninizle temasta olmasına özen gösterin. Emzirme daha kolay olur ve daha çok süt üretirsiniz.
NE BEKLENMELİ?
• Çok emziriniz.
• Meme başınız, ilk dakikalarda hassaslaşabilir, sonra iyileşir.
• Bebeğiniz, huzursuzlaşırsa her bir memenizi bir kereden fazla emebilir.
• Her gün 1 ila 2 ıslak ve dolu bez çıkmasını bekleyebilirsiniz.
İlk 4 güne kadar, kilosunda, % 10’a varan azalma normaldir.
ÖĞRENİLECEKLER
• Uzanarak emzirme egzersizleri yapın. Böylelikle bebeğinizi beslerken dinlenebilirsiniz.
• Bebeğinizin, memenizi tam olarak, kahverengi kısımla beraber ağzına almasını sağlayınız. Acı ya da ağrı hissederseniz, yardım isteyiniz.
• Her gün, en az 8 kez emmesini sağlayınız. Arka arkaya emzirme yapılabilir. Gerekiyorsa, uyandırın.
Emzirme konusunda nasıl yardım alabileceğinizi bulunuz.
İLK GÜNLERDE YARDIM İSTEMEYİ GEREKTİRECEK BAZI SEBEPLER
• Emzirme sürekli ya da çok acı veriyorsa.
• Bebeğiniz, doğum kilosunun % 10’unundan daha çoğunu kaybettiyse...
O ZAMANLARDA BANA DA EMAİL ATABİLİRSİNİZ.. bİRLİKTE ÇÖZÜM YOLLARI BULABİLİRİZ!!!
BEBEĞİN BESLENMESİ VE ANNE SÜTÜ
Anne sütünün önemi
Anne sütü doğanın annelere verdiği en anlamlı ve en güzel armağanlarından biridir. Bu mucizevi bileşim bebeğin ilk 6 ay tek başına tüm besin ögelerine olan gereksinimi karşılayan doğal bir besindir. Anne sütü alımı çocuğun diğer gerekli besinleri da alması şartı ile 2 yıla kadar devam edebilir
Doğumdan hemen sonra ilk beş gün içerisinde gelen ilk süt kolostrum (ağız sütü)’ dur. Rengi koyu sarıdır. Bileşimine ve özelliklerine bakıldığı zaman kolostrum (ağız sütü) bebek için büyük önem taşımaktadır.
Bu özellikler nelerdir?
• T ve B lenfositlerden zengindir
• Yağ içeriği olgun anne sütüne göre daha azdır..
• Allerjilerden koruyucu etkisi vardır.
• Bağırsağın olgunlaşmasını sağlar.
• A , D , B12 vitaminlerini içerir.
• Çinko bakımından zengindir.
• Sarılığın önlenmesinde yardımcıdır.
Anne sütünün içerdiği yağların inek sütü yağlarına göre sindirimi ve emilimi daha kolaydır.Yağlı süt bebekte doygunluk sağlayacaktır, bu nedenle emme süresinin uzun olması gerekir çünkü emme süresi uzadıkça bebeğin yağlı süte ulaşması sağlanacaktır.
Anne sütünün mineral içeriği annenin beslenmesi ile değişmez çünkü annenin depoları kullanılarak bu düzenleme sağlanır. Anne sütündeki kalsiyum ve demirin yoğunluğu inek sütüne karşın düşüktür fakat burada önemli bir nokta vardır ki anne sütündeki kalsiyum ve demir inek sütündekine göre daha çok emilmektedir.
Ayrıca inek sütünde bulunan bir protein alerjik etki göstermektedir anne sütünde böyle bir durum yoktur.
EMZİRMENİN YARARLARI NELERDİR?
• Anne sütü alan bebekler daha az ağlarlar.
• Emzirme anneyi over kanseri , göğüs kanseri , osteoporoz ve anemiye karşı korumaktadır.
• Kontaseptif (doğum kontrol) etkisi vardır.
• Anne sütü alan bebeklerde orta kulak iltihabı riski daha azdır.
• Anne sütünün steril olması ve ısı derecesi bakımından bebek için idealdir.
• Anne sütü alan bebeklerde tip 1 diyabet , koroner kalp hastalığı , çölyak hastalığı görülme riski daha azdır.
• Anne sütü alerjiye karşı da koruyucudur.
• Bebeğin çene ve diş gelişimine yardımcı olmaktadır.
DOĞRU EMZİRME POZİSYONU : Bebeğin ağzı tam olarak açık olmalıdır memenin kahverengi kısmı bebeğin ağız içinde olmalıdır, bebeğin çenesi memeye dayalı ve burnu nefes almak için serbest olmalıdır.
Bebek emerken meme ucunuzun tamamı ve aerolanın büyük kısmı, bebeğin ağzının içinde olmalıdır. Emme başladığında anne meme ucunda ağrı hissedebilir. Ancak emzirme süresi boyunca meme ucunun devamlı acıması bebğin memeyi doğru kavramadığını gösterir.Meme ucunda acı duyulmasının nedeni, bebeğin dilini memyerine meme ucuna karşı hareket etmesidir.Eğer bebek memeyi doğru olarak kavramışsa her emme işlemi sırasında çenesinin , bazen de kulaklarının hareket ettiği görülür. Bbek sürekli emmez. Bir süre kuvvetli emmip, kısa arrlıklarla dinlenerek ememyi sürdürür. Bu esnada siz de su içme ihtiyacı hissedersiniz, böyle hissettiğnizde anlayın ki bebek sizden süt alıyor. Emzirmeye başlarken kendinize de içecek hazırlayıp,yanınızda bulundurunuz.
Göğüs uçlarınızı yanlızca su ile temizleyin.Temizliği sadece ihtiyaç varsa yapın, sürekli silmek ykamak, kuru kalmayı engeller ve cildi bozar. Göğüs uçlarınızı sıkça açık bırakın. Hava ile temas edip kurumalarına imkan tanıyın.İhtiyaç duyduğunuzda , göğüs uçlarınızı onaran , yumuşatan,rahatlatıp koruyan bir göğüs ucu kremi kullanabilirsiniz.
Emerken şapırtı sesi duyulması yada yanaklarının içeri çekilmesi genellikle bebeğin yanlızca meme ucunu emdiğini ve ağızyla yeterince meme dokusunu kavramamış olduğunu gösterir.Eğer memeyi düzgün kavramışsa , emzirme ne kadar uzun sürerse sürsün mem ucu zedelenmez.
Bebk memeyi emerken, onu çekerek göğüsten almaya çalışamyın.Küçük parmağınızı ağzının kenarına koyarak dikkatini dğıtmaya çalışın,emmeyi bırakmıyorsa parmağınızı ağzının içine doğru itin ve dili ile vakum yapmasını engelleyin, emmeyi bırakacaktır.
EMZİRMEDE MEME İLE İLGİLİ SORUNLAR :
Birçok anne emzirme konusunda göğüslerinin şekli ile ilgili sıkıntı yaşar kaygı duyar. Özellikle küçük göğüslü anneler sütünün az geleceğine inanmaktadır.Halbuki sütün verimli gelmesi memenin büyük yada küçük olması ile alakalı değidir memedeki yağ dokusu sütün gelmesini belirler. Memenin küçük olması demek süt gelmeyeceği anlamını taşımaz.
Düz ve içe çökmüş olan memelerde emzirmeden önce mutlaka masaj ile meme ucunun çıkması sağlanmalıdır. Annelerimizde bazı kaygılar oluşmaktadır. Bu kaygıları. “ sütüm gelmiyor , bebeğim hep ağlıyor sütümle doymuyor , bebeğim sütümle kilo almıyor , bebeğim hep emmek istiyor doymuyor” gibi örneklendirebilirim.Emzirme süresince annenin öz güven kazanması çok önemlidir ve biraz önce saydığım kaygılar ile bu özgüvenini cok çabuk kaybedebilmektedir.Sonuçta bu kaygıları yenmek için kulaktan dolma yanlış bilgiler ile bebeğine gereksiz ve yapay besinler yedirebilmektedir.Oysa kendine güvenen bir anne emzirmeyi kolayca başaracağı gibi yanlış bilgilere ve yanlış inanışlara da karşı koyabilmektedir.Bebeğine zarar vereceğini düşünme , kendisini yetersiz hissetme duygusu annenin kendine olan güvenini azaltacaktır bu durumlarda anneye destek olunmalıdır. Mutlaka anneyi dinlemeli onun duygularını anlamaya çalışmak gerekmektedir.Ve onun güvenini tekrar kazanmasına yardımcı olunmalıdır
Çalışan anneler kendi sütünü temiz ve steril bir biberona sağmalı dolapta 24 saat saklanabilen anne sütünü yinede bebeğine vermelidir. annenin çalışması emzirmeye engel teşkil etmemelidir.
EMZİRMEYİ ENGELLEYEN BEBEK HASTALIKLARI NELERDİR :
Yarık damak , yarık dudak , ağızda pamukçuk olması ,doğumda ağzında diş olan bebekler , fenilketonüri ,homosistinüri ,galaktozemi , Laktoz intörelansı
EMZİRMEYİ ENGELLEYEN ANNE HASTALIKLARI NELERDİR :
Kabakulak ,hepatit B ,AİDS , emziriken gebe kalma , meme abseleri ,tüberküloz.
ANNE SÜTÜ İLE BEBEĞE ZARARLI ETKENLER GEÇEBİLİR Mİ?
Malesef bazı durumlarda anne sütünden bebeğe zararlı maddeler geçiş yapar, peki bu hangi durumlarda ortaya çıkar bu maddeler nelerdir?
• HIV enfeksiyonu
• Aflatoksin (annenin küflü besinleri yemesi sonucu oluşur)
• Tarımsal ilaçlar (DDT..)
EMZİRMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
• Doğumdan hemen sonra emzirme başlanmalıdır ve yukarda bahsettiğim kolostrum ( ağız sütü) mutlaka bebeğe verilmelidir.
• Emzirmeden önce bebeğe su dahil hiçbir içecek verilmemelidir.
• Anne emzirme süresince mutlaka bol sıvı almalıdır.Anne çay ve kahve tüketiminden uzak durmalı sıvı alımını daha çok süt , ayran ,taze sıkılmış meyve suları , limonatadan sağlamalıdır.
• İlk 6 ay bebeğe mutlaka tek başına anne sütü verilmelidir. Ek besinlere 4 aydan önce ve 6 aydan sonra başlanmamalıdır.
• 6 ayından sonra bebeğe mutlaka ek besinler verilmelidir. Çünkü anne sütü 6 ay sonrası bebek için tek başına yeterli olmayacaktır. Fakat ek besın suresınce de emzırmeye devam edilmelidir. Bu nedenle iki yaşına kadar herhangi bir sorun olmadığı sürece emzirme bırakılmamalıdır.
• Emzirme süresince mutlaka anneye ruhsal yönden yardımcı olunmalıdır , annenin yeteri kadar dinlenmesi sağlanmalıdır. Anneye özgüven kazandırmak için destek olunmalıdır.(burada iş birazda babalara düşmektedir)
• Emzirme süresince mutlaka bebeğin büyümesi belirli periyotlarla izlenmelidir.
EK BESİNLERE GEÇİŞ :
İlk 6 ay tek başına anne sütü yeterli demiştik peki hangi ek besinlerle başlayacağız.
Bebeğin ayına ve alması gereken ek besinlere ilişkin sıralama yapacak olursak :
6. ayda : Yoğurt, Taze meyve suyu, Pekmez, Çeyrek yumurta sarısı, Sebze suları, Devam maması, İnek sütü
7. ayda : Tam yumurta sarısı, Pirinç unu, Bebe bisküvisi, Taze meyve suyu, Tavuk , balık eti, Sebze püreleri, İnek sütü , yoğurt, Pekmez, Devam maması
8.ayda : Süt , yoğurt, Tam yumurta, Pekmez, Kıymalı sebzeli ev yemekleri ( iyi ezilmiş), Peynir, Devam maması
12.ay : Tüm ev yemekleri, 500 ml süt veya yoğurt, Taze meyve suyu, Tavuk , balık , dana eti, Yumurta, Peynir, Pekmez, Devam maması
YOĞURT : İçerisindeki mayadan dolayı barsağı koruyu etkisi vardır ve bebeği enfeksiyonlara karşı korur. Ayrıca başlanılması gereken ilk ek besindir.
UNUTMAYIN Kİ : Bebeğiniz 1 yaşını doldurmadan ona sakatatlar ( karaciğer , böbrek , yürek ) tuz , bal vermeyiniz.

Bu özellikler nelerdir?
• Enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi vardır.
• Protein içeriği yüksektir . arginin ve triptofan içerir.
• T ve B lenfositlerden zengindir
• Yağ içeriği olgun anne sütüne göre daha azdır..
• Allerjilerden koruyucu etkisi vardır.
• Bağırsağın olgunlaşmasını sağlar.
• A , D , B12 vitaminlerini içerir.
• Çinko bakımından zengindir.
• Sarılığın önlenmesinde yardımcıdır.
Anne sütünün içerdiği yağların inek sütü yağlarına göre sindirimi ve emilimi daha kolaydır.Yağlı süt bebekte doygunluk sağlayacaktır, bu nedenle emme süresinin uzun olması gerekir çünkü emme süresi uzadıkça bebeğin yağlı süte ulaşması sağlanacaktır.
Anne sütünün mineral içeriği annenin beslenmesi ile değişmez çünkü annenin depoları kullanılarak bu düzenleme sağlanır. Anne sütündeki kalsiyum ve demirin yoğunluğu inek sütüne karşın düşüktür fakat burada önemli bir nokta vardır ki anne sütündeki kalsiyum ve demir inek sütündekine göre daha çok emilmektedir.
EMZİRMENİN YARARLARI NELERDİR?
• Doğum sonrası bazı annelerde psikolojik stres oluşabilmektedir. Bebeğini reddetme durumları gözlenebilir.Emzirme ile anne ile bebek arasındaki duygusal bağ artmaktadır.
• Emzirme anneyi over kanseri , göğüs kanseri , osteoporoz ve anemiye karşı korumaktadır.
• Kontaseptif (doğum kontrol) etkisi vardır.
• Anne sütü alan bebeklerde orta kulak iltihabı riski daha azdır.
• Anne sütünün steril olması ve ısı derecesi bakımından bebek için idealdir.
• Anne sütü alan bebeklerde tip 1 diyabet , koroner kalp hastalığı , çölyak hastalığı görülme riski daha azdır.
• Anne sütü alerjiye karşı da koruyucudur.
• Bebeğin çene ve diş gelişimine yardımcı olmaktadır.
DOĞRU EMZİRME POZİSYONU : Bebeğin ağzı tam olarak açık olmalıdır memenin kahverengi kısmı bebeğin ağız içinde olmalıdır, bebeğin çenesi memeye dayalı ve burnu nefes almak için serbest olmalıdır.
Bebek emerken meme ucunuzun tamamı ve aerolanın büyük kısmı, bebeğin ağzının içinde olmalıdır. Emme başladığında anne meme ucunda ağrı hissedebilir. Ancak emzirme süresi boyunca meme ucunun devamlı acıması bebğin memeyi doğru kavramadığını gösterir.Meme ucunda acı duyulmasının nedeni, bebeğin dilini memyerine meme ucuna karşı hareket etmesidir.Eğer bebek memeyi doğru olarak kavramışsa her emme işlemi sırasında çenesinin , bazen de kulaklarının hareket ettiği görülür. Bbek sürekli emmez. Bir süre kuvvetli emmip, kısa arrlıklarla dinlenerek ememyi sürdürür. Bu esnada siz de su içme ihtiyacı hissedersiniz, böyle hissettiğnizde anlayın ki bebek sizden süt alıyor. Emzirmeye başlarken kendinize de içecek hazırlayıp,yanınızda bulundurunuz.
Göğüs uçlarınızı yanlızca su ile temizleyin.Temizliği sadece ihtiyaç varsa yapın, sürekli silmek ykamak, kuru kalmayı engeller ve cildi bozar. Göğüs uçlarınızı sıkça açık bırakın. Hava ile temas edip kurumalarına imkan tanıyın.İhtiyaç duyduğunuzda , göğüs uçlarınızı onaran , yumuşatan,rahatlatıp koruyan bir göğüs ucu kremi kullanabilirsiniz.
Emerken şapırtı sesi duyulması yada yanaklarının içeri çekilmesi genellikle bebeğin yanlızca meme ucunu emdiğini ve ağızyla yeterince meme dokusunu kavramamış olduğunu gösterir.Eğer memeyi düzgün kavramışsa , emzirme ne kadar uzun sürerse sürsün mem ucu zedelenmez.
Bebk memeyi emerken, onu çekerek göğüsten almaya çalışamyın.Küçük parmağınızı ağzının kenarına koyarak dikkatini dğıtmaya çalışın,emmeyi bırakmıyorsa parmağınızı ağzının içine doğru itin ve dili ile vakum yapmasını engelleyin, emmeyi bırakacaktır.
EMZİRMEDE MEME İLE İLGİLİ SORUNLAR :
Birçok anne emzirme konusunda göğüslerinin şekli ile ilgili sıkıntı yaşar kaygı duyar. Özellikle küçük göğüslü anneler sütünün az geleceğine inanmaktadır.Halbuki sütün verimli gelmesi memenin büyük yada küçük olması ile alakalı değidir memedeki yağ dokusu sütün gelmesini belirler. Memenin küçük olması demek süt gelmeyeceği anlamını taşımaz.
Düz ve içe çökmüş olan memelerde emzirmeden önce mutlaka masaj ile meme ucunun çıkması sağlanmalıdır. Annelerimizde bazı kaygılar oluşmaktadır. Bu kaygıları. “ sütüm gelmiyor , bebeğim hep ağlıyor sütümle doymuyor , bebeğim sütümle kilo almıyor , bebeğim hep emmek istiyor doymuyor” gibi örneklendirebilirim.Emzirme süresince annenin öz güven kazanması çok önemlidir ve biraz önce saydığım kaygılar ile bu özgüvenini cok çabuk kaybedebilmektedir.Sonuçta bu kaygıları yenmek için kulaktan dolma yanlış bilgiler ile bebeğine gereksiz ve yapay besinler yedirebilmektedir.Oysa kendine güvenen bir anne emzirmeyi kolayca başaracağı gibi yanlış bilgilere ve yanlış inanışlara da karşı koyabilmektedir.Bebeğine zarar vereceğini düşünme , kendisini yetersiz hissetme duygusu annenin kendine olan güvenini azaltacaktır bu durumlarda anneye destek olunmalıdır. Mutlaka anneyi dinlemeli onun duygularını anlamaya çalışmak gerekmektedir.Ve onun güvenini tekrar kazanmasına yardımcı olunmalıdır
Çalışan anneler kendi sütünü temiz ve steril bir biberona sağmalı dolapta 24 saat saklanabilen anne sütünü yinede bebeğine vermelidir. annenin çalışması emzirmeye engel teşkil etmemelidir.
EMZİRMEYİ ENGELLEYEN BEBEK HASTALIKLARI NELERDİR :
Yarık damak , yarık dudak , ağızda pamukçuk olması ,doğumda ağzında diş olan bebekler , fenilketonüri ,homosistinüri ,galaktozemi , Laktoz intörelansı
EMZİRMEYİ ENGELLEYEN ANNE HASTALIKLARI NELERDİR :
Kabakulak ,hepatit B ,AİDS , emziriken gebe kalma , meme abseleri ,tüberküloz.
ANNE SÜTÜ İLE BEBEĞE ZARARLI ETKENLER GEÇEBİLİR Mİ?
Malesef bazı durumlarda anne sütünden bebeğe zararlı maddeler geçiş yapar, peki bu hangi durumlarda ortaya çıkar bu maddeler nelerdir?
• HIV enfeksiyonu
• Aflatoksin (annenin küflü besinleri yemesi sonucu oluşur)
• Tarımsal ilaçlar (DDT..)
EMZİRMEDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?
• Doğumdan hemen sonra emzirme başlanmalıdır ve yukarda bahsettiğim kolostrum ( ağız sütü) mutlaka bebeğe verilmelidir.
• Emzirmeden önce bebeğe su dahil hiçbir içecek verilmemelidir.
• Anne emzirme süresince mutlaka bol sıvı almalıdır.Anne çay ve kahve tüketiminden uzak durmalı sıvı alımını daha çok süt , ayran ,taze sıkılmış meyve suları , limonatadan sağlamalıdır.
• İlk 6 ay bebeğe mutlaka tek başına anne sütü verilmelidir. Ek besinlere 4 aydan önce ve 6 aydan sonra başlanmamalıdır.
• 6 ayından sonra bebeğe mutlaka ek besinler verilmelidir. Çünkü anne sütü 6 ay sonrası bebek için tek başına yeterli olmayacaktır. Fakat ek besın suresınce de emzırmeye devam edilmelidir. Bu nedenle iki yaşına kadar herhangi bir sorun olmadığı sürece emzirme bırakılmamalıdır.
• Emzirme süresince mutlaka anneye ruhsal yönden yardımcı olunmalıdır , annenin yeteri kadar dinlenmesi sağlanmalıdır. Anneye özgüven kazandırmak için destek olunmalıdır.(burada iş birazda babalara düşmektedir)
• Emzirme süresince mutlaka bebeğin büyümesi belirli periyotlarla izlenmelidir.
EK BESİNLERE GEÇİŞ :
İlk 6 ay tek başına anne sütü yeterli demiştik peki hangi ek besinlerle başlayacağız.
Bebeğin ayına ve alması gereken ek besinlere ilişkin sıralama yapacak olursak :
6. ayda : Yoğurt, Taze meyve suyu, Pekmez, Çeyrek yumurta sarısı, Sebze suları, Devam maması, İnek sütü
7. ayda : Tam yumurta sarısı, Pirinç unu, Bebe bisküvisi, Taze meyve suyu, Tavuk , balık eti, Sebze püreleri, İnek sütü , yoğurt, Pekmez, Devam maması
8.ayda : Süt , yoğurt, Tam yumurta, Pekmez, Kıymalı sebzeli ev yemekleri ( iyi ezilmiş), Peynir, Devam maması
12.ay : Tüm ev yemekleri, 500 ml süt veya yoğurt, Taze meyve suyu, Tavuk , balık , dana eti, Yumurta, Peynir, Pekmez, Devam maması
YOĞURT : İçerisindeki mayadan dolayı barsağı koruyu etkisi vardır ve bebeği enfeksiyonlara karşı korur. Ayrıca başlanılması gereken ilk ek besindir.
UNUTMAYIN Kİ : Bebeğiniz 1 yaşını doldurmadan ona sakatatlar ( karaciğer , böbrek , yürek ) tuz , bal vermeyiniz.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)