27 Ocak 2014 Pazartesi

AYŞE KULİN'İN HAYALİ GERÇEK OLDU!



Ayşe Kulin'in Remzi Kitabevi tarafından yayına hazırlanan yeni kitabı Hayal şubat ayının ilk haftası raflarda olacak. Kapak tasarımını Ömer Erduran'ın, kapak ve kapak içi çizimlerini Umut Karaman'ın, iç çizimlerini ise Irvin Mandel'in yaptığı kitapta ünlü işadamı Asil Nadir’den reklamcı Tunca Yönder’e; halkla ilişkiler alanının duayeni Betûl Mardin'den işadamı Rahmi Koç’a kadar tanınmış pek çok isimle ilgili anekdot yer alıyor.
                                                                                                                                 27.01.2014 
Adı: Aylin, Sevdalinka, Füreya, Köprü, Nefes Nefese, Kardelenler, Gece Sesleri, Veda, Türkan, Gizli Anların Yolcusu, Bora’nın Kitabı, Dönüş gibi çok satan kitapların yazarı Ayşe Kulin'in yeni kitabı Hayal şubat ayında raflarda olacak. Remzi Kitabevi tarafından yayına hazırlanan biyografi kitabı 150.000 adet basılacak. Kulin'in 1983'den bu yana yaşamından ilginç anekdotları içeren Hayal'i diğer kitaplardan ayıran en önemli özelliği ise metnin birbirinden renkli çizimlerle desteklenmiş olması. Kapak tasarımını Ömer Erduran'ın yaptığı kitabın ön kapak ve kapak içi çizimleri Umut Karaman, iç çizimleri ise Irvin Mandel'in imzasını taşıyor. 
Yahya Kemal Beyatlı'nın "İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar" sözleriyle başlayan kitap Kulin'in bir umuduyla son buluyor: "Bu dünyada var olduğum sürece hayal kurmaktan vazgeçmeyeceğim. Okurlarımla daha nice hayalde buluşmak üzere!" Ünlü işadamı Asil Nadir’den reklamcı Tunca Yönder’e; halkla ilişkiler alanının duayeni Betûl Mardin'den işadamı Rahmi Koç’a kadar iş, yayın, siyaset dünyasından pek çok tanınmış ismin yer aldığı kitabın arka kapağında ise Kulin okurlarına şöyle sesleniyor: "Yazar olmanın hayalini kurduğumda kaç yaşındaydım tam hatırlayamıyorum ama okul öncesinde, evdekilerden harfleri öğrenip yazarlığa özendiğime göre, altı yaş civarında olmalıydım. Nerdeyse bir yarım asır bu hayalin peşinde koştum; yazar hanesine rastlatmak için çevirip durdum, feleğin çemberini. Elinizde tuttuğunuz Hayal’in satırları, beni, yazmaya tutkun bir genç kadından bir yazara evrilten birikimin, tesadüflerin, olayların dökümünü verirken, kahramanlarımın roman kişilerine dönüşme nedenlerini de anlatıyor; sizi kitaplarımın arka bahçelerinde bir gezintiye çıkarıyorum. Dilerim gezintiniz keyifli geçer." 
EDİTÖRE NOT:Kitap adı: HayalYazar adı: Ayşe KulinYayınevi: Remzi KitabeviTürü: AnıSayfa sayısı: 360Baskı adedi: 150.000
KİTAPTAN NOTLAR:
ALLAHIM SEN BANA SABIR VER!Bu kargaşanın en üstünde, içinde babamın daktilosunda yazıp yer yer tipeksle düzelttiğim yedi-sekiz adet öykümün bulunduğu soluk pembe dosya duruyor. Masanın arkasında ise sinirli hareketlerle sigara içen Mustafa Kemal var. Mustafa Kemal Atatürk değil, Mustafa Kemal Ağaoğlu! Yani, açılımı Yazarlar Kooperatifi gibi bir şey olan YAZKO’nun müdürü veya idarecisi veya başkanı. Bu sıfatlardan hangisini taşıdığından emin değilim. Emin olduğum, ben on beş yaşındayken, o on dokuz yaşındaydı ve bana âşıktı.(…) “Allahım sen bana sabır ver,” diyor Mustafa Kemal, “iyi ki evlenmemişim seninle! Deli ederdin beni herhalde.” İçimden, “Ne evlenmesi be, sen beni öpemedin bile,” diyorum, ilkgençliğimde ona yüz vermediğim için şu anda hayli pişman.
BİR DAHA KİTAP BASTIRMAYACAĞIM!
Dava filan açmayın. Bu bana bir işaret,” dedim. “Ne işareti?” “Mis gibi bir işin var, kitap senin neyine, diyor Allah bana. Bir daha kitap filan bastırmayacağım!” Tuttum sözümü. Kitap bastırmayı silip attım kafamdan, tam on sene.
YAŞAR NABİ: "YAZAR OLMANIZA VAKİT VAR"
Elini uzattı dosyayı almak için. Dosya elim titrediğinden dolayı dalgalandı aramızda. Varlık Dergisi’nin sahibi Yaşar Nabi Bey gözlüklerini çıkardı, boncuk mavisi gözlerini bana dikti; “İlginç şeyler yazmışsınız ama daha yazar olmanıza vakit var,” dedi.
ERDAL ÖZ: "SİZİN İÇİN ÜZGÜNÜM
"Sayın Kulin, Son öyküleriniz, öncekilerin de gerisinde. Sizin için üzgünüm." Erdal Öz.Artık reddedilmelerin arsızı olmuştum ya, sadece şunu düşündüm; özenle ayırdığı sayfanın diğer yarısını ne için kullandı acaba? Herhalde ziyan etmemiştir.
“YAZIP, GETİRİN, BASACAĞIM”


Yaklaşık kırk dakika sonra aynı kapıdan çıkarken, Aylin’in bir yayıncısı vardı artık!, “Yazıp, getirin, basacağım,” demişti. Erol Bey ki, yayınevinin PR’ı, editörü, müdürü, genel yayın yönetmeni filan değil, harbiden Remzi Kitabevi’nin sahibiydi.
DÜNYA GÜZELİ BİR KIZ
Sıra geldi Hülya’nın kim olduğunu öğrenmeye. Kulaklarımı ve gözlerimi açınca, pek çok dergi ve gazetede ismine, resmine rastlamaya başladım. 1987 yılında Hülya Avşar, dünya güzeli bir kızdı. Nisan da zaten, “Ayşe, Gülizar’ı oynayacak olan, taze erik gibi bir kız, görünce bayılacaksın,” demişti ki gerçekten de görünce bayılmıştım.
AYŞE KULİN REKLAM YAPIMCISI, ONAT KUTLAR METİN YAZARI
Onat Kutlar’la yollarımız ilk kesiştiğinde, ikimiz de Repro Reklam’da çalışıyorduk. Ben malum, reklam yapımcısı o ise metin yazarı olarak.
BAŞBAKAN VE PAPATYA KARISINI İTİCİ BULUYORDUM
Ben, huyum icabı her iktidar partisine muhalif olduğum için, ANAP’a da karşıydım. (…) Başbakan ve Papatya karısını, tahammül çizgimin sınırlarını zorlayacak kadar itici buluyordum…
ANNELER GENCECİK HAYATLARA YANIYORSA
Bir Gün’ü okuyanlar, Kürtleri dağa çıkartan nedenleri anlayabildilerse ve her iki tarafın anneleri kaybedilen gencecik hayatlara yanıyorlarsa benim gibi, bugün gelinen noktada, en azından silahların susmasına seviniyorlardır eminim.
TERÖR ÖRGÜTÜ MENSUBU
Ben, bu işi bu kadar geçe bırakmanın pişmanlığı, o ise, kitabını görmeden gitmemenin telaşındaydı. Tam da o günlerde evi basıldı. Azize mertebesine konması gereken Türkan Hoca, ağır hastalığının son evresinde, terör örgütü mensubu ilan edildi. İşte o an, benim iktidardaki partiyle tüm bağlarımın koptuğu andır!
KADER DEDİĞİMİZ
O dehşet günleri içinde suda, havada ve karada kurşunlanmayı göze alan Recep Yazıcıoğlu’na bir taş bile isabet etmedi de, yıllar sonra Denizli’de valilik yaparken pisipisine bir araba kazasına kurban gitti. Kader dediğimiz, tam da bu olmalıydı.
BENDENİZ ASİL NADİR
“Valla sizin gibi bir elemanım oldukça, sırtım yere gelmez Ayşe Hanım,” dedi.“Tanışıyor muyuz?”“Tanışıyoruz. Bendeniz Asil Nadir.”“Aaaa! Aaaa!”
DÜNYANIN EN YAKIŞIKLI KÜRŞAT’I
Ben, dünyanın en yakışıklı Kürşat’ına bağlandığımı bilsem, kendimi rezil eder miydim böyle! Bu yanlışlık, benim Kürşat Başar’la dostluğumun başlangıcı oldu.
AYŞE KULİN'İN DİĞER ESERLERİ
·         Güneşe Dön Yüzünü (Öykü)           
·         Bir Tatlı Huzur (Biyografi)
·         Foto Sabah Resimleri (Öykü)
·         Adı: Aylin (Biyografik Roman)
·         Geniş Zamanlar (Öykü)
·         Sevdalinka (Roman)
·         Füreya (Biyografik Roman)
·         Köprü (Roman)
·         İçimde Kızıl Bir Gül Gibi (Deneme)
·         Babama (Şiir)
·         Nefes Nefese (Roman)
·         Kardelenler (Araştırma)
·         Gece Sesleri (Roman)
·         Bir Gün (Roman)
·         Bir Varmış Bir Yokmuş (Öykü)
·         Veda (Roman), Veda (Çizgi Roman)
·         Sit Nene’nin Masalları (Çocuk Kitabı)
·         Umut (Roman)
·         Taş Duvar Açık Pencere (Derleme)
·         Türkan–Tek ve Tek Başına (Anı-Roman)
·         Hayat–Dürbünümde Kırk Sene (Anı-Roman)
·         Hüzün–Dürbünümde Kırk Sene (Anı-Roman)
·         Gizli Anların Yolcusu (Roman)
·         Saklı Şiirler (Şiir)
·         Sessiz Öyküler (Öykü Derlemesi)
·         Bora’nın Kitabı (Roman)
·         Dönüş (Roman)
·         Hayal (Anı)

24 Ocak 2014 Cuma

Türkiye’nin İlk Probiyotik İçerikli Bebek Bakım Serisi BIOBABY






Bitkisel formüllü ürünleriyle bilinen B’iota Laboratuvarları, bu konudaki uzmanlığını bebek ürünlerine de taşıdı. B’iota Laboratuvarları Ar-Ge’sinde geliştirilen ve Almanya’nın önde gelen laboratuvarlarından Dermatest’te klinik testleri yapılarak piyasaya sunulan BIOBABY, Türkiye’nin ilk probiyotik içerikli Bebek Bakım Serisi olma özelliğine sahip.

Temizlik ve Hijyen Serisi, Günlük Bakım Serisi, Özel Bakım Serisi, Yenidoğan Serisi, Güneş Serisi gibi 5 farklı seri altında bulunan 17 adet üründen oluşan Biobaby’nin ürün yelpazesinde saç ve vücut şampuanı, temizleme mendilleri, losyon, bebek yağı, pişik kremi, konak şampuanı, atopik ciltler için şampuan ve krem, güneş koruyucuların yanı sıra yeni doğanlara özel bakım serisi de bulunmaktadır.

Bebeklerine özen gösteren annelerin sadece eczanelerde bulabileceği Doğal Anzer Kaynak Suyu kullanılarak üretilen BIOBABY, organik ve probiyotik içerikli olması, medikal duruşu ve yenilikleri nedeniyle rakiplerinden farklılaşıyor.



23 Ocak 2014 Perşembe

Teşekkür Ederim, Sessiz Çığlığımızı Duyduğunuz İçin!

***Sevgili Merve, İstanbul Florence Nightingale HastanesiTüp Bebek bölümünde her ay yaptığımız Tüp Bebek Anneleri Destek toplantısına katılmış ve deneyimlerini anneler ve anne adaylarıyla paylaşmıştı.Ona çok teşekkür ederim geldiği,deneyimlerini bizlerle paylaştı ve burada duygularını bizle paylaştığı için. Bundan sonra ki ilk toplantımız 2 Şubatta İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Tüp Bebek Bölümünde olacak. Sizde ücretsiz yapılan bu toplantımıza katılmak isterseniz bu yazının altına yorum bırakmanız yeterli olacaktır.

Eşimle, evliliğimizin ikinci yılında çocuk sahibi olmaya karar verdik ve ilk denemede, hamile olduğumu öğrendim. Ben, mutluluktan ayaklarım yerden kesilmiş halde, bebeğimizi kucağıma alacağım günleri düşlerken, bir gece yarısı, şiddetli mide bulantısı ve karın ağrısı ile uyandım. Henüz, hamilelik esnasında yaşanabilecek komplikasyonlardan haberim yoktu ve ağrılarımın ‘normal’ olduğunu sanıyordum.
Hastanede gözlerimi açtığımda,  yeni doğum yapmış annelerle aynı katta yatıyordum. İç kanama geçirmiş, acilen ameliyata alınmış ve ölümün kıyısından dönmüştüm. Ancak o anda asıl canımı yakan, çektiğim ağrılar değil, kulağıma gelen bebek sesleri ve bomboş olan kollarımdı
Bir yılın sonunda kendimi toparlamış olarak, tekrar bebek sahibi olmaya karar verdim. Bir kez daha hamile kalmam hiç zor olmadı. Ancak ikinci defa dış gebelik geçirmem ve bunun sonucunda tek tüpümün ameliyatla alınması, umudumu her geçen gün kaybetmeme sebep oluyordu. 
Bir kez daha denemek için cesaret toplamam, zaman aldı. 
Nihayetinde, eşimle, tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya karar verdik. Ancak, ilk denemenin sonunda negatif sonuç alınca, anne olmaya giden yolumun sandığımdan daha zorlu ve uzun olacağını fark etmeye başladım.
Yaşadığım hayal kırıklıkları ve içimde kopan fırtınalar, eskiden birçok şeyi paylaştığım arkadaşlarımdan uzaklaşmama ve içime kapanmama neden oluyordu. Ortak bir konu bulamıyor, onların ilgi alanlarına dâhil olamıyor, birlikte geçirdiğimiz zamandan keyif alamıyordum. 
İkinci ve üçüncü tedavilerimde peş peşe aldığım negatif sonuçlar da, dışarıdaki dünyadan tamamen kopmama sebep oldu. Arkadaşlarım art arda hamile kalıp, birbirleriyle bu mutlu haberi paylaşırken, ben bir köşeden olan biteni izliyordum. Sanki farklı bir dünyaya aittim ve orada benden başka kimse yoktu. Kendimi yapayalnız, eksik ve ümitsiz hissediyordum. 
Artık tüm günümü internet başında, tüp bebek başarı hikâyeleri arayarak geçiriyor, aynı yoldan geçen birileriyle konuşmaya ihtiyaç duyuyordum. Ünlü tüp bebek doktorlarının ve psikologların kliniklerini aramaya başladım. Benimle aynı duyguları paylaşan biriyle konuşmaya, “arkadaşım, seni çok iyi anlıyorum”u duymaya öyle ihtiyacım vardı ki!
Ama mümkün değildi, bulamıyordum. Koskoca İstanbul’da bir Allah’ın kulu, böyle faydalı bir toplantı düzenlemiyordu!
Nihayet, internette ünlü bir yazarın tüp bebek macerasına denk geldim. 6. tüp bebek denemesinden sonra hamile kalmış ve bu yolculuk esnasında bankacılık kariyerine son vererek, kendisine faydası dokunan meditasyonların Koçluk eğitimini almış, başkalarına da yardımcı olmaya karar vermişti. Beni, ondan daha iyi kim anlayabilirdi?
İçimde yeniden yeşeren bir umutla, ofisini aradım ve sadece konuşmak istediğimi belirttim. Ancak iki ay sonraya randevu verebiliyorlardı. Vazgeçmedim ve uzaktan akrabası olan bir arkadaşımı devreye sokarak, acil randevu almayı başardım. 
İlk seansta, geçtiği zor yolu, yaşadığı güçlükleri, fedakârlıklarını, azmini ve nihayetinde en büyük arzusuna kavuşmasını gözlerim dolu dolu, içime sindirerek dinledim. Ofisinden çıkarken yüzümde kocaman bir gülümseme, önümde yeni bir yol, içimde yepyeni bir umut vardı. Yalnız değildim. 
4. tüp bebek denemesinden önce, beynimi boşaltmaya, ruhumu dinlendirmeye ve vücudumu yeni sürece hazırlamaya karar verdim. 
Yaptığım kişisel meditasyonlar, Kıbrıs’ta aldığım nefes terapisi ve akupunktur tedavisi sonunda dinlenmiş, huzur bulmuştum. Hiçbir zaman ulaşamayacağımı düşündüğüm, hatta bahsi geçtiğinde bile tüylerimi diken diken eden yere gelmiştim işte… Ben, çocuk sahibi olmasam da bir bütündüm, tamdım, eksiksiz bir kadındım.
Son transfer öncesinde, kitap okuyor, hiçbir şeyin kafamı kurcalamasına izin vermiyordum. Hatta gününden önce test yapılması için ısrar eden ben, bu sefer teste gitmeyi bile son ana bırakmıştım. İlk defa yana yakıla doktoru aramak yerine, sakince onun beni aramasını bekledim. 
Nihayet mutlu haberi aldığımda, kafamda hiçbir soru işareti olmadan, bu sevincin kollarına bıraktım kendimi. ‘HAMİLEYDİM’. Ben, anne olacaktım. 
Tüp Bebek sürecinde yıpratıcı badireler atlatmış, canı yanmış ve dönem dönem umutsuzluğa kapılmış biri olarak, benzer deneyimler yaşayanları çok iyi anlıyorum. Bebeğime giden yolda sosyal çevremi kaybettim, işimde sorunlar yaşadım ve kendimi yapayalnız hissettim.  Bu yüzden daha önce yüz yüze tanışmadığım Esra Hanım’ın ‘Tüp Bebek Destek Toplantısı’ davetini içeren fotoğrafını gördüğümde, internet başında destek bulabilmek için harcadığım saatler, yaşadığım iniş çıkışlar ve atlattığım engeller gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Birileri bir zamanlar attığım sessiz çığlıkları nihayet duymuştu. Kendisine hemen mesaj attım ve iki elim kanda olsa katılacağımı bildirdim. Asla, ‘ben sıramı savdım’ diye bir kenara çekilmeyi düşünmedim. 
Toplantıya katıldığımda bir kez daha gördüm ki, zorlu yollardan geçen anne adaylarını bir araya getirerek deneyimlerini paylaşmalarını, bilgi alışverişinde bulunmalarını ve rahatlamalarını amaçlayan bu organizasyon, herhangi bir kar amacı gütmüyor, aksine, Esra Hanım’ın liderliğinde, anne adaylarının endişelerine tatlı bir dille son veriyordu. 
Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış olan Esra Hanım’ı ve ekip arkadaşlarını, düzenlemiş oldukları bu verimli toplantı için, binlerce kez tebrik ederim. 
Teşekkür ederim, sessiz çığlığımı duyduğunuz için.
Teşekkür ederim, arkadaşlarıma destek olduğunuz için.


MOM'S NİGHT OUT TÜRKİYE :))




Dün gece çok güzel bir etkinlikteydim. Müzisyen anne Ahu'nun davetlisi olarak Mom's night out Tr 'nin ilk tanıtım etkinliğindeydim. Anneler çocuksuz eğleniyor,mantığı ile yola çıkarak diğer blogger ve girişimci annelerle birlikteydik.  Mom's Night Out Tr her ay olacak. Sosyal medyadan duyurular olup, minik katkı payı ile hepimiz ayda bir eğleneceğiz. İnanın çok eğlendim.

Müzisyen Anne Ahu Etiler Kids Müzik Class isimli müzik okulu var ve tanıdığıma çok memnun oldum.Çok sıcak ve tatlı:)) Sevgili Ahu'a Vitringez yani modanın Google sloganıyla açılan muhteşem site sahibi Natali Yeşilbahar da eşlik ediyordu.Dün gece ki etkinliğin iki ev sahibi güler yüzlü ve misafirpeverdi.. Natalli 'i MomZ de dinlemiş ve çok etkilenmiştim.Tanıştığım için de çok sevindim.Çok güzel bir girişim; Vitringez. Girip bir bakmanızı kesinlikle tavsiye ederim..





Ben çok eğlendim..Önümüzdeki ayı dört gözle bekliyorum...


Mom's Night Out Tr takip etmek isterseniz;


https://twitter.com/Momsnightouttr
https://www.facebook.com/momsnightouttr/posts/440665069390184
http://instagram.com/Momsnightouttr

CNR EXPO DA MOTHER BABY KİDS SHOW 2014 DE İNTERNETANNELERİ STANDINDAYDIM!!








Sevgili İnternetanneleri her zaman olduğu gibi bu fuarda da bana destek oldular.Pazar günü standlarında Emzirme ile ilgili soruları cevapladım.

Bu fırsatı bana verdikleri için çok teşekkür ederim:))

22 Ocak 2014 Çarşamba

HARİKA DOĞUM ALETİNİZ : RAHİM





Rahimniz bebeğinizi doğurmanıza yardımcı olmak üzere mükemmel şekilde tasarlanmıştır. Korkunun yükünden kurtulduğu zaman rahmin nasıl doğal şekilde işlediğini anladığımızda, daha kolay, daha rahat doğum kavramı anında belirginleşiyor, dolayısıyla da ulaşılabilir hale geliyor. Bu çok kısa açıklama  ve dış görünüm resimleri aslında bütün programınızın özünü oluşturuyor. Dalgalar sırasında işbirliği yapacağınız şey, tam olarak bedeninizin işte bu işleyişidir. Doğum kasları bu şekilde mükemmel uyum içinde çalışacak şekilde tasarlanmıştır.
Rahimde 3 kas tabakası vardır. Bizi ilgilendiren 2 tabaka , dikey (aşağıdan yukarıya bebeğinizle hizalanmış) kaslara sahip dış tabaka ile yatay şekilde ( bebeğinizi çevreleyen) kaslara sahip iç tabakadır.
İç tabakanın dairesel kasları rahmin alt bölümünde bulunur. Resimlerin de gösterdiği gibi , dairesel kaslar rahim ağzı denilen rahim açıklığının veya boynun hemen üzerinde yer ala en kalın kaslardır. Rahim çıkışının açılarak bebeğin kolayca aşağı doğru hareket etmesine,rahim boyunca ilerleyip doğum kanalına çıkmasına izin vermek amacıyla daha kalın kasların gevşeyip incelmeleri gerekir.
Rahmin dış tabakasındaki daha fazla güçlü kaslar dikey liflerdir ve üst kısımda yoğunlukları daha fazladır.Rahmin arkasından yukarıya uzanırlar ve üst kısmının üzerinden geçerler. Bu kaslar gerilip rahim boyundaki gevşemiş dairesel kasları yukarı çekerler,rahmin kenarlarının giderek incelip genişlemesine neden olurlar.Neredeyse bir dalga hareketiyle, uzun kas şeritleri bebeği rahim boyunca aşağı ve nihayetinde rahim dışına sürüklemek için kısalıp kasılır.
Biz yaptığımız Doğuma Hazırlık eğitimlerin de sizlere öğrettiğimiz yavaş nefes teknikleriyle bu doğum kaslarıyla uyumlu çalışmanıza yardım etmeye çalışıyoruz. Evde günlük olarak yapacağınız gevşeme alıştırmalarıyla birleştiğinde bu, bedeninizi,kasılmaları daha etkili hale getirebilecek ve kasılma sürecinizi ciddi ölçüde kısaltabilecek olan gevşek bir duruma getirmeyi öğrenmenize yardım edecektir.

21 Ocak 2014 Salı

HADİ HAM YAP ANNE:))



Emzirenannelerden tanıdığım iki güzel anne Dalya ve Filiz çok güzel bir işe başladı. Ben  de size bahsetmek istedim:




Hadihamyap.com fikri nasıl doğdu, nasıl gelişti ?

Biz Emziren Anneler mail grubunda tanıştık ve “anne eksenli girişimcilik projeleri yapalım, herkes elinden en iyi hangi iş geliyorsa ve kalbinden ne geçiyorsa onu yapsın mutlu olsun” diye yola çıkan kalabalık bir ekiptik en başta.. Dalya ve ben gönlümüzü mutfağa vermişiz bir kere, yollarımız kolaycacık kesişti.. Zaten hemen farkettik ki zaten bu proje olmadan da biz çocuklarını sağlıklı ve doğal  şekilde beslemeye ve büyütmeye çalışan anneleriz.. Eşlerimizden de tam destek alınca ve Dalya’nın eşi “fikir babamız”, benim eşim de “isim babamız” olunca Hadihamyap.com ana hatlarıyla şekillenmiş oldu.

Kendi mutfaklarımızda pişirdiğimiz ürünler için “Kendi çocuklarımıza yedirmediğimiz hiçbir gıdayı satmamak” mottosuyla hareket ediyor; “Organik/ekolojik tarım ürünlerinden yapılmış, içinize sinerek çocuğunuza yedirebileceğiniz sağlıklı ve lezzetli atıştırmalıklar” hazırlıyoruz.

Neden mi?

Çünkü çocuğunuzun aldığı gıdalar, kişiliğini ve düşüncelerini de etkiler. Yani sizin kalsiyum deposu sandığınız hazır meyveli bir yoğurt, çocuğunuzu huysuz, söz dinlemez, hiperaktif yapabilir…  GDO’lu mısır şurubuyla yapılmış, içine koruyucu maddeler katılmış bir kek, çocuğunuzun zeka gelişimini olumsuz yönde etkileyebilir.

Her çocuk atıştırmayı sever..  Ama çocuklarımıza ancak çocukluk çağlarından itibaren verebileceğimiz “sağlıklı olanla sağlıksız olanı ayırma ve tercih edebilme” alışkanlığını da çok ama çok önemsiyoruz.

Nelere dikkat ediyoruz ?

Birinci önceliğimiz kullandığımız hammaddeler.. Un, süt, yoğurt, sebze, meyva, yağ... Tümünü Türkiye'nin en temiz tarımının yapıldığı topraklarda, kimyasal gübre ve GDO’lu tohum kullanmadan, sadece yerli tohumlarla üretim yapan yerel çiftçilerden tedarik ediyoruz. Çiğ süt kullanıyor ve yoğurdumuzu evlerimizde kendimiz  mayalıyoruz.

Şeker konusunda ise karar vermek bizi de oldukça zorladı aslında.. Önceleri balla veya pekmezle tatlandırılmış atıştırmalıklar yapmak üzere yola çıkmıştık ancak bal ve pekmezin yüksek ısıya maruz kalması sonucu ortaya çıkan istenmeyen maddelerden haberdar olduktan sonra “organik şeker” konusunu araştırdık. Türkiyede malesef organik şeker üretilmiyor ve kullandığımız şekerin tamamı rafine ediliyor ve beyazlatılıyor. Oysa biz bunun da sağlıklı olanını araştırdık ve yurt dışından organik rafine edilmemiş ve beyazlatılmamış şeker kamışından üretilen esmer şeker getirtiyoruz. Şimdi tüm tatlı ürünlerimizde (Granola tipler hariç, onlarda şeker yok zaten) bu şekeri kullanıyoruz. Şeker konusundaki tercihimizi niçin bu şekilde kullandığımızı ünlü onkolog Prof.Dr.Erkan Topuz'un ağzından okumak için "Rafine şeker zehir, doğal şeker şifa" başlıklı şu yazısını da paylaşmak isteriz : http://www.gidahareketi.org/Rafine-Seker-Zehir,-Dogal-Seker-Sifa-750-haberi.aspx

"Kendi çocuklarımıza yedirmeyeceğimiz hiçbir gıdayı satmıyoruz" derken hassasiyetimizin sadece kullandığımız malzemelerle sınırlı kalmadığını, hijyenik olarak da çok dikkatli çalıştığımızı, birer anne olarak had safhada titiz davrandığımızı özellikle vurgulamak isteriz.

Sonuç itibariyle çocuğunuzu çocuğumuz gibi görüyor, O’nun gelişimi için en sağlıklı, en lezzetli atıştırmalıkları hazırlıyoruz.

Peki ya teslimat ?

İstanbul içine özel kurye ile gönderim yapıyoruz. Zira özellikle kurabiye grubumuz pek gevrek, pek kırılgan.. Ama siteyi açtığımızdan beri şehir dışına gönderim olmayacak mı diye de sorular gelmeye başladı.. Biz de şehir dışına Kurbiye gurupları hariç diğer ürünlerimizi kargo ile gönderebileceğimiz bildirdik..



www.hadihamyap.com
Instagram : @hadihamyap
Twitter :  @hadihamyap
Facebook : https://www.facebook.com/Hadihamyap