30 Aralık 2013 Pazartesi

Meme uçlarında yaralar ve Alınacak Önlemler | Bebegim Geliyor

Meme uçlarında yaralar ve Alınacak Önlemler | Bebegim Geliyor

Ek gıdalara başlarken dikkat edilecek konular nelerdir?


Ek gıdalar mutlaka bebek aç iken denenmelidir.
Her yeni gıda tek başına denenmelidir.
Bebeğe verilecek ek gıda önce çok az denenmeli, daha sonraki günlerde miktar arttırılmalıdır.
İlk denemenizde sevmediği bir gıdayı zorla vermeyiniz.
Ek gıdaları bebeğinize kaşık veya bardakla veriniz, biberon kullanmayınız.
Ek gıdaları hazırlarken, temizliğe çok önem verin, cam rende, temiz su kullanın.
Bebeğinize vereceğiniz her gıda doğal ve taze hazırlanmış olmalıdır. Konserve , dondurulmuş ve paketlenmiş yiyecekler, hazır meyve suları, kolalı içecekler, hazır çorbalar, içine boya, tatlandırıcı veya aroma katılmış besinler bebeğiniz için uygun değildir; asla vermeyin
Hazırladığınız yiyecekleri oda ısısında 2 saatten fazla bekletmeyin, buzdolabında muhafaza edin.
Taze sıkılmış meyve sularını sadece hazırladığınız öğün için bebeğe verin
Ek Gıdaya Geçerken Altın Kural
Ek gıdaya geçtiğinizde hangi yemeğin ne zaman verileceğine bebeğe bakan karar vermeli..
Yemeği yiyip-yemeyeceğine veya ne kadar yiyeceğine bebek karar verir.
Unutmayın; bebeğiniz zorlamak iyi bir fikir değildir; ileride yeme problemlerine yol açar.

Sizde Ek Gıdaya Geçiş sürecindeyseniz 11 Ocak 15:00-17:00 saatleri arasında Marga Yaşam Atölyesindeki seminerimize bekleriz:)) 


Kayıt için ertugrul.esra@gmail.com e-mail atabilirsiniz.

EMZİRME AŞAMALARI




Doğumdan 4. Güne Kadar 

— Anne, Bebeğini Yakınında Tutmalı, Sıklıkla Emzirmeli
Doğumdan 4. güne kadar olan dönemde, emzirmenin nasıl bir süreç izlediğini görelim. Bu döneme ait temel bilgiler şunlardır:
Gerçekler:
Yenidoğan bebeğin midesi, bir bilye kadar küçüktür.
Doğumda, tam da bu mideyi dolduracak, yeterli miktarda süt vardır.
Memeler asla boş değildir.
Emzirme deneyimi başarılıysa bebekler, su ve formül süte ihtiyaç duymazlar.
Sık emzirmek, daha çok sütün gelmesini sağlar.
Sık emzirmek, memelerin şişmesini engeller
Bir anne, her koşulda ikiz, üçüz ve daha çok bebeği için yeterli süt üretir.
Anne, bebeğinin teninin, kendi teniyle temasta olmasına özen göstermeli. Böylelikle emzirme daha kolay olur ve daha çok süt üretimi gerçekleşir.
Çok emzirmeli.
Meme başı, ilk dakikalarda hassaslaşabilir, sonra iyileşir.
Bebek, huzursuzlaşırsa her bir memeyi bir kereden fazla emebilir.
Her gün 1 ila 2 ıslak ve dolu bez çıkmasını bekleyebilirsiniz.
İlk 4 güne kadar, bebeğin kilosunda, % 10'a varan azalma normaldir.
Bu dönem de yapılacaklar:
Uzanarak emzirme egzersizleri yapılır. Böylelikle anne bebeğini beslerken dinlenebilir.
Bebeğin, memeyi tam olarak, kahverengi kısmıyla beraber ağzına alması sağlanmalı. Anne, acı ya da ağrı hissederse, yardım isteyebilir.
Bebeğin her gün, en az 8 kez emmesi sağlanmalı. Arka arkaya emzirme yapılabilir. Gerekiyorsa, uyandırarak emzirilmeli.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme sürekli ya da çok acı veriyorsa.
Bebek, doğum kilosunun % 10'unundan daha çoğunu kaybettiyse.
Dördüncü Günden 6 Haftaya Kadar — Süt Üretiminin Düzenlenmesi
Bu, yoğun geçecek bir emzirme dönemidir. Dördüncü günden 6. haftaya kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Var olan durum:
Bebeğin midesi, 10. gün itibarıyla, bilye büyüklüğünden ping-pong topu büyüklüğüne ulaşır.
Çoğu bebek, günde 8 ila 12 kez anne sütü alır fakat bu öğünler belirli zamanlarda gerçekleşmez.
Bebekler, her öğünde tek bir memeyi emebilecekleri gibi her iki memeden de beslenmeye ihtiyaç duyabilirler.
Ne kadar çok emzirilirse o kadar çok süt oluşumu sağlanır
Çoğu anne 3. ya da 4. gün itibarıyla daha çok süt üretmeye başlar.
Boşaltılmış memeler daha hızlı süt üretirken, dolu memeler daha yavaş süt üretirler.
Bebeğin sadece emzirerek beslenmesi önemlidir. Emzik, su ve diğer sıvı gıdalardan uzak durulması önemlidir.
İlk günden 40. güne değin geçen dönemde, süt miktarı, yaklaşık 30 ml'den 900 ml'ye ulaşır.
Memeleriniz çok doluysa daha sık emzirilmeli ya da süt sağılmalı. Bu uygulama, annenin daha iyi hissetmesini sağlar.
Üçüncü ila beşinci günler arasında, bebeğin dolu bezleri önce yeşile sonra sarıya döner.
Bundan sonraki günler, 3-4 ya da daha fazla yeşil, dolu bez beklenir.
Beşinci gün itibarıyla 5-6 ya da daha fazla ıslak bez beklenir.
Bebek, ilk 2 hafta içinde doğum kilosuna ulaşmalıdır. Sonrasında, haftada en az 125 gr. ya da ayda en az 500 gr. kilo alması beklenir.
Bebeğin, emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi normaldir.
Çoğu bebek, günde bir kez, 4-5 saat aralıksız uyur. Bu, gece gerçekleşmeyebilir.

Bu dönemde yapılacaklar:Bebek ne zaman isterse o zaman emzirilmeli. Ağzı açık olarak kafasını sağa sola oynattığında ya da elini ağzına koyduğunda emzirme vaktinin geldiği anlaşılır.
Bebeğin huysuzlanmasını ya da ağlamasını beklememek gerekir. Kötü hissettiğinde onu beslemek daha zordur.
Anne, hem kendisini hem de bebeğini iyi hissettiren bir tutuş şekli kullanmalıdır.
Anne, emzirirken uyumayı öğrenmeye çalışabilir. Gün içinde bunun pratiğini yapabilir.
Emzirme acı veriyorsa, anne yardım isteyebilir. Bebeğin memeyi kapışındaki ufak bir değişiklik, annenin daha iyi hissetmesi için gereken tek şey olabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Anne emzirirken acı hissediyorsa.
Bebek çok yavaş kilo alıyorsa.
Emzirme iyi gidiyor olsa bile şunlar yaşanıyor olabilir:
Aralıklarla bebeğin huzursuzlanması
Emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi
Daha sık beslenmek istemesi
Memelerinin dolu oldukları hissinini vermemesi
Bebeğin, daha az bir sıklıkla ya da daha kısa süreli emmesi
Gece, sıklıkla uyanması
Emdikten sonra biberon istemesi
Annenin, daha çok süt sağamaması
Memelerde akıntı olması da olmaması da mümkündür 
Anne, sadece kendi sütüyle besleyerek bebeğinin yeterli kilo aldığını gördüğünde yeterince sütü olduğunu görür.
6 Haftadan 6 Aylık Döneme Kadar — Emzirme Gittikçe Kolaylaşır
Artık, emzirme daha kolay ve daha hızlı gerçekleşir. Altıncı haftadan 6. aya kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Bu dönemde yapılacaklar:
Bebeğin midesi büyümüştür ve daha çok süt alır, bu sebeple daha seyrek beslenebilir.
İlk bakışta, çok sayıda emzirme yapılabilmesi, süt üretiminin düzenlendiği anlamına gelir.
Çoğu anne, çok süt üretimi halinde bile artık dolu memeden şikayet etmez.
Bebekler, altı aylıkken de, altı haftalıkken ihtiyaç duydukları süt miktarı kadar süte ihtiyaç duyarlar.
Bu dönemde, emzirerek besleme, biberonla beslemekten daha az zaman alır.
Emzirme iyi gidiyorsa, 6 aylık olana dek sadece annesinin sütüyle beslenmesi bebek için en iyisidir.
Var olan durum:
Bebekler, büyüdükçe daha hızlı beslenirler.
40 dakika emzirilen bebek, artık 10 ila 15 dakikada emmeyi bitiriyor olabilir.
Bu yaştaki bazı bebekler, az dışkılar fakat sağlıklı kilo almaya devam ederler.
Bebekler, bir şey duyduklarında ya da etraflarında hareket eden bir şeyler gördüklerinde memeyi çekebilirler.
Bebeğin, haftada 125 gr. ya da ayda 500 gr. kilo alması beklenilir.
Öğrenilecekler:
Bebeğin, doğru beslenme zamanını bileceğine güvenilmeli.
Anne, evinde ve diğer ortamlarda, insanlar arasındayken yapacağı emzirme alıştırmalarına, kendisini rahat hissedene dek devam etmeli.
Anne emzirme sırasında, boştaki koluyla diğer çocuğuna sarılabilir ya da kitap okuyabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme acı veriyorsa.
Bebek, çok yavaş kilo alıyorsa.
Emzirme iyi gidiyor olsa bile şunlar yaşanıyor olabilir:
Aralıklarla bebeğin huzursuzlanması
Emzirmenin hemen ardından yeniden emmek istemesi
Daha sık beslenmek istemesi
Memelerinin dolu oldukları hissinini vermemesi
Bebeğin, daha az bir sıklıkla ya da daha kısa süreli emmesi
Gece, sıklıkla uyanması
Emdikten sonra biberon istemesi
Annenin, daha çok süt sağamaması
Memelerde akıntı olması da olmaması da mümkündür
Anne, sadece kendi sütüyle besleyerek bebeğinin yeterli kilo aldığını gördüğünde yeterince sütü olduğunu görür.
6 Aydan 12 Ay Sonuna Dek — Diğer Gıdalarla Destekleme Zamanı
Anne bebeğinin sağlığı için sütünün devam eden önemini bilmektedir. Onun sütüyle büyüyor olduğunu görmek, çok iyi hissetmesini sağlar.
6 aydan 12 ay sonuna kadar olan döneme ait gerçekler şunlardır:
Gerçekler:
Bebek ne kadar çok emzirilirse o kadar çok süt üretilir. Süt üretimini, bebek belirler.
Çocuk sağlığı uzmanları, en az 1 yıl boyunca emzirmeye devam edilmesini önermektedir.
Bebekler, yaklaşık 6 aylık dönem sonrasında diğer gıdalarla beslenmeye başlarlar.
Bebek dişi çıktığı ve oturmayı öğrendiğinden kendi kendine yemeye çalışır. Bu dönemde, yemek öğünlerinde ortam biraz dağınık ve kirli olmaya başlar!
Bebekler, diğer gıdalarla beslendiklerinden anne sütüne daha az ihtiyaç duyarlar. Daha az süt emdiklerinden süt üretimi azalmış olur.
Ne Beklenmeli:
Kilo alımı azalmaya başlamalıdır.
Bu yaşlarda emzirme, besleme özelliği kadar bebeğinizi rahatlatan bir deneyimdir.
Bebekler, emzirme sırasında oynamaya bayılırlar.
Bebeğinizden bolca büyüme, sürtünme ve yürüme bekleyin!Öğrenilecekler:
Bir diğerine başlamadan önce, her yeni katı gıdayı birkaç gün boyunca denemek iyi olur.
8 ay civarında besleme kabı kullanmaya başlanabilir.
Yardım İstemeyi Gerektirecek Bazı Sebepler:
Emzirme acı veriyorsa.
Bebek, çok yavaş kilo alıyorsa.

KIZIL'I BİLİYOR MUSUNUZ?


Bu aralarda çok fazla hastalığın salgın halinde ortalarda dolaştığını görüyorum. Altuğ da 3,5-4 yaşında olduğu için daha bir dikkatle izliyorum bu salgınları.Çalışan bir anne olarak da tedirginlikle izliyorum. Oğlum hastalandığında hayat duruyor benim için. Allahtan annem yanımızda olduğu için içim biraz daha rahat.
Sizde eğer benim gibi kaygılı bir anneyseniz çocuğunuz kızıl olursa aşağıdaki bilgiler belki işinize yarar:

KIZIL

Kızıl özellikle 3-7 yaş aralığında ki çocuklarda görülen bakteriyel bir enfeksiyon hastalığıdır. Adını genelde hastanın vücudunda, özellikle dil, yüz, koltuk altları ve kasık bölgesinde kırmızı lekeler oluşturmasından alır. Ancak bu lekelerin hiç oluşmadığı enfeksiyonlar da görülür. Yetişkin yaşlarda da hastalığa yakalanmak mümkündür.

Sebebi

Etkeni A grubu streptokoklardır (Streptococcus pyogenes). Toksin oluşturacak bakteriyofaja sahip olmaları halinde hastalık ortaya çıkar. Bunların farklı serotipleri olması nedeniyle insanlar birden fazla kere bu bulaşıcı hastalığa yakalanabilirler. Kızıl, damlacık enfeksiyonu ile ya da has­talıklı kişinin salgılarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşır. Soyulan deri, hastanın vücut salgılarını taşımadığı sürece, zararsızdır.



Belirtiler

  • Ateş (38 °C ila 40 °C)
  • Halsizlik
  • Boğazda ağrı
  • Yutkunmada zorluk
  • Kızarıklıklar, normalden kırmızı yüz
  • Karın ağrısı
  • Bulantı ve kusma
  • Dilin çilek gibi kızarması ve dilin üstünde beyazlık olusması
  • Boyun tutulması

Tespit ve tedavisi

Bu hastalığın tespit ve tedavisinin bir doktor tarafından yapılması gerekir. Antibiyotiklerle tedavisi çoğunlukla mümkündür. Tedavi edilmemesi yüksek riskli sonuçlar doğurabilir ve başka hastalıklara sebebiyet verebilir.
Çevresinde kızıla yakalanmış hastalar bulunan kişilerin de bir doktora görünerek taşıyıcı olmadıklarını tespit etmeleri hastalığın yayılmasını


28 Aralık 2013 Cumartesi

ALTUĞ'UNUN YENİ FAVORİSİ, LİMONLA ZEYTİN:))



Altuğ için Martı yayınlarından çıkan ''Sizinkiler Kardan Adamın Sırrı'' kitabını bana yolladıklarında , inanın bu kadar ilgisini çekeceğini hiç düşünmemiştim.
Daha önceden Limonla Zeytin dergisiyle tanışmıştı ama o kadar da ilgi göstermedi.
Bu kitabı geldiğinden beri belki 30-35 kere okumuşuzdur.
Yakın dönemde de  Limon ile Zeytin dergisinin yeni sayısı bana ulaşınca bu sefer Altuğ bayıldı.


Şu sıralar en büyük favorisi!!! Youtubedan çizgi filmi olduğunu da öğrenince her anımız Limon ile Zeytin ile doldu:))



Özellikle bu sayısında dergi Altuğ için çok yararlı oldu. Özellikle alışkanlıklarla ilgili olan tabloyu odasına astık. alışkanlıkların iyice yerleşmesini sağladığını düşünüyorum.dişlerini fırçaladıkça, yemeğini yedikçe stikerları birlikte yapıştırıyoruz. Bunun dışında dergi içindeki faaliyetlerin hepsi Altuğ 'unun yaşına uygun.
Kitaba gelirsek; çizgi roman şeklinde hazırlanmış. Böyle bir kitabı ilk defa okuduk Altuğ'a.. çok renkli ve konunun Altuğ'unun ilgi alanı içinde olması ilgisini çekti.
Sizinde çocuğunuz 3-4 yaşlarındaysa dergi ve kitabı tavsiye edebilirim. Biz çok sevdik!!!




Toyyzshop'tan yeni siparişimiz; Mattel- Hot Wheels Hot Wheels Çılgın Dinazor T-Rex

Altuğ için yeni yıl hediyesi almak istiyorduk. Vakitsizlik dolaşarak bir şeyler bakmamızı engelliyordu. Ama Toyyzshop'un internet sayfası hayatımızı kurtardı.
Altuğ'unun babasıyla siteyi epey bir dolaştıktan sonra

Mattel- Hot Wheels Hot Wheels Çılgın Dinazor T-Rex    



almaya karar verdik.Altuğ hem dinazorları hem de arabaları çok sevdiği için onun için ideal bir hediye oldu.
Daha evvelki Toyyzshop siparişlerimizi Altuğ bildiği için Noel babanın ona hediyesini kargo ile göndereceğini söyledik.
Geçtiğimiz hafta ana okulundaki kutlamada Noel baba hediyesini bizzat verecek,ama eve vakti olmadığı için hediyesini kargo ile ona göndereceğini söyledik.
Heyecanla kargosunu bekledi.
Kargo geldiğinde kocaman paketi karşısında görünce çok şaşırdı, Altuğ :))

Paketi açınca da çok mutlu oldu.
Sizin de vakit sorununuz var ya da oyuncakçı oyuncakçı dolaşmak istemiyorsanız Toyyzshop'un internet sayfası tam size göre:))

27 Aralık 2013 Cuma

İSTANBUL BİLİM ÜNİVERSİTESİ - GRUP FLORENCE NİGHTİNGALE HASTANELERİ VE DOWN TÜRKİYE- DOWN SENDROMU DERNEĞİ ORTAK PROJESİ BALKANLARIN VE ORTADOĞU’NUN İLK DOWN SENDROMU KLİNİĞİ AÇILDI


 

“Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Şişli Florence Nightingale hastanesinde faaliyete geçti. İstanbul Bilim Üniversitesi Şişli Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi ve Down Türkiye-Down Sendromu Derneği işbirliği ile Şişli Florence Nightingale Hastanesi Araştırma ve Uygulama Merkezi'nde faaliyete geçecek ilk Down Sendromu Kliniği için imza atıldı.
T.C. İstanbul Bilim Üniversitesi’ne bağlı olarak Down Türkiye’nin danışmanlığında kurulan “Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkezi”, Şişli Florence Nightingale hastanesinde faaliyete geçti. Klinikte tüm ücret fiyatlandırması SGK’nın Üniversite Hastanelerinde Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca yapılacak.
Kendi alanlarında iki öncü kuruluşun işbirliği ile Down sendromu konusu, Şişli Florence Nightingale hastanesinin odak noktalarından biri olarak belirlendi. Öncelikle ülkemizde, daha sonra da bölgesel ve global düzeyde, DS’lu bireylerin beden ve ruh sağlıklarına yönelik ve yasam kalitesini yükseltmeye yönelik her türlü sağlık hizmeti, tıbbi tetkik ve tedavileri ile psikososyal rehabilitasyonu sağlanacaktır.





Ülkemizde ve bölgemizdeki önemli bir ihtiyacı giderecek bu kliniğin açılması DS’lu aileler tarafından büyük bir sevinçle karşılandı. DS’lu çocukların ve yetişkinlerin sağlık gereksinimlerinin bu konuya odaklanmış uzmanlar tarafından yapılacak olması kliniğin önemli özelliklerinden biri
T.C.Bilim Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Çavlan Çiftçi; “Hekimlik bir meslek olmanın ötesinde insanlık için üstlenilmiş olağanüstü bir sorumluluktur; Istanbul Bilim Üniversitesi, Down Sendromu Dernegi işbirliğiyle kurduğu Down Sendromu Araştırma ve Uygulama Merkeziyle ve mevcut uzman hekimleriyle Down sendromlu bireylerin her türlü tıbbi tetkik, tedavi ve psikososyal rehabilitasyonlarını yapmanın Türkiye’nin ilk sağlık üniversitesi olarak kendilerine düşen bir görev olduğunu, üniversite olarak bir ilke imza atmaktan onur duyduklarını” ifade etti.
Down Sendromu Derneği Başkanı Gün Bilgin ise “Kliniğin DS’lu çocukların ve yetişkinlerin sağlık gereksinimlerinin karşılanmasında yaşanılan sorunların giderilmesi yolunda bir dönüm noktası olduğunu ve kısa sürede bölgede bir mükemmeliyet merkezi olmasını beklediğini” bildirdi.
Bu işbirliği ve Klinik kapsamında yapılacak çalışmalar ve araştırmalar Down Sendromlu (DS) bireylerin hayat kalitesini yükseltme amacına yönelik. DS ile ilgili (hamilelik öncesi, süresi ve sonrası da dahil olmak üzere) Kliniğe başvuran aileler ile gerçekleştirilen tüm iletişim ve etkileşim sürecinde, güncel ve gerçekçi bilginin pozitif ve duyarlı bir yaklaşım ile ailenin kararlarına saygı çerçevesinde verilmesi esastır.