19 Eylül 2009 Cumartesi

YENİDOĞANIN GÜNLÜĞÜ


1. Gün
Böylesi kötü bir başlangıç beklemiyordum.
Oha! hortumumu bile kesmişler! Meme diye, süt diye birşey varmış.
Nerden nasıl bulunur bu ya?
Hayattan daha 1. günden soğutacaklar beni.
2. Gün
Meme buldum ama bundan süt gelmiyor, emiyorum allah emiyorum, tık yok, süt başka yerde mi? neyse biraz daha emdim geldi, fazla abanınca meme sahibi kişilik bağırdı, ne bağrıyosun açım ben! Çok yalnızım be günlük.
Hayır bişi değil içerdeyken de yalnızdım ama yediğim önümde yemediğim arkamdaydı en azından, bak yine aklıma geldi, hortumu bile kestiler yaa!
Uykum geldi yine. Zzzzz!
3. Gün
Memeyi sevdim, bu dünyadaki tek dostlarım bu iki meme. İyi ki varsınız.
4. Gün
Bugün bir sürü olaylar oldu, gürültü yaptılar, başka bir yerlere gittik galiba. Memeden ayrılınca bağrıyorum geri geliyor, sonra uyuyorum, uyanıyorum bir bakıyorum meme yok, neyse ama tekrar bağrınca geri geliyor nasılsa. Sıçmak da zevkliymiş be, eskiden yapamıyordum.
5. Gün
Bugün 15 kez kaka yaptım, rekorumu geliştirmeliyim. Dikkat ettim de her yaptığımda temizliyorlar, bunu sevdim. Dikkatimi çeken bir noktada şu ki, amma koca kafalıyım be arkadaş, ağır mı ağır tutamıyorum şerefsizim, pat o yana, pat bu yana, dikkat etseler bari de çatlatmasak daha ilk günden.
6. Gün
Avucuma ne verseler hemen tutuyorum, tik gibi birşey, maalesef farkettiler, herkes parmağını veriyor avucuma, mecburen tutuyorum, alemin maymunu oldum iyi mi?
Bu arada ne çok uyuyorum ya arkadaş, atamadım şu yorgunluğu, daha çok süt içeyim en iyisi. hayır içtikçe de yoruluyorum o da ayrı, nerde o eski günler, hortumdan geliyordu ne güzel, şimdi em allah em, bak yine aklıma
geldi, şerefsizler kestiler hortumu yaa.
7. Gün
Bugün solaryuma girdim, sarılık mı ne ondanmış. yine uykum geldi.
8. Gün
Biraz daha iyi hissetim kendimi, daha çok süt içiyorum artık. Kaka yapma işini de tam alt açma anına denk getiriyorum ki etraf pislensin, eziyet olsun. Naapayım ama alt açıkken daha rahat roketleyebiliyorum. Kaka yaparken başka birşey daha yapıyorum galiba, anlamaya çalışacağım bakalım.
9. Gün
Çok fena hıçkırık tutuyor, geçsin diye nefesimi tutayım dedim onu da beceremedim, neyse ki süt içince geçiyor. Bu süt her derde devaymış, bugün bunu gördüm.
10. Gün
Sütten başka birşeyler verdiler, var ya, yeter artık be, tam alışıyordum yine dayadılar başka birşey, hayret bişi ya, vitaminmiymiş neymiş.
Bu arada memelerin arasından dün gördüğüm lavuk gündüzleri piyasada yok akşamları geliyor sadece, hadi bakalım hayırlısı.
11. Gün
Al işte, başladı yine bir arıza. Sütten sonra çok feci karnım ağrıyor, böyle gaz gibi bişi, eğilip bükülüyorum, binbir şekile giriyorum çıkaracağım diye. Sırtımı falan sıvazlayın bari be kardeşim.
12. Gün
Bütün gün gazdan kıvrandım arkadaş ya, bela oldu başıma, yaygarayı bastım ben de. Uyutmadım, diktim bunları da hazır asker. Sonra bir saldım ki evlere şenlik, akabinde uyudum hemen gerisini hatırlamıyorum.
13. Gün
Annemin suratına sıçtım. Tamam utandım biraz da insan bebeği götünden öper mi yaa. ayıp oldu di mi? Naapıyım abi, neyse fazla kızmadı herhalde.
14. Gün
Anneme kırmızı renkli birşeyler içiriyorlar, o zaman süt daha bi randımanlı oluyor sanki, böyle tadı da hoşuma gidiyor, şu memelere bir rating aleti taksalar da hangisini sevip hangisini sevmediğimi söyleyebilsem.
15. Gün
Topuktan kan alıp duruyorlar, metin olayım çok ağlamayayım diyorum ama canım yandı be arkadaş, hayır ondan sonra da hemen süt verince sakinliyorum, kızgınlığım geçiyor, ağız tadıyla asabiyet yaptırmıyorlar, şu memelere karşı biraz daha dikbaşlı durabilsem.
16. Gün
Şu memeleri çok sevdiğimi bir kez daha anladım, çok seviyorum onları, onlardan ayrılınca içimi bir huzursuzluk kaplıyor, en iyisi onlardan uzaklaştığım anda yaygarayı basayım ben. Bugün benden biraz büyük biri geldi yanıma, sevme amaçlı olsa gerek bir geçirdi, başım dönüyo hala.
Sonradan öğrendim kuzenmiş, neyse yazdım kenara intikam alınacak.
17. Gün
Etrafı daha net seçer oldum, ama el ve ayak koordinasyonu hala zayıf, memeyi kavrayabiliyorum ancak. Bir de bu eller ve ayaklar bana mı ait tam olarak emin değilim, sallıyorum öyle, zevkli birşey. Yüze ve gözlere dikkat etmem lazım ama, tırnaklar tehlikeli. diğer yandan annem bugün onları kesmeye çalıştı ama huysuzluk ettim, etmeseydim daha iyi olacaktı galiba, bak çizdik tam gözün altını yine.
18. Gün
Elime torbalar taktılar, kafaya çarpınca artık acıtmıyor, yara bere de yapmıyor. sanırım onlar da beni seviyor, iyiliğimi düşünüyorlar. Aslında hala çıktığım yeri özlüyorum, geri girme imkanım olmaz mı acaba?
19. Gün
Nihayet o adamın neden eve sadece akşamlari geldigini anladım meğerse bana ve anneme bakmak için gündüz çalışıyormuş… Aferin gözüme girdi şimdi bak!..
20. Gün
Tabii ya, annemin karnındayken de duyuyordum o adamın sesini sık sık. Ona da ilgi alaka gösterdim, bağırdığımda bazen o alıyor beni kucağına, meme vardır diye saldırdım ama vermedi. Bir ara meme açıkken kıstırdım ama emme
olayından bir randıman alabilmiş değilim, meme yüzeyi bayağı bir farklı.

KAYNAK.WWW.BABAOLMAK.COM

15 Eylül 2009 Salı

HAMİLE KURSUNUN ÖNEMİ



HAMİLE KURSU

Hamilelik kursları gerek anne gerekse baba açısında doğuma hazırlıkta büyük yarar sağlamaktadır. Anne psikolojik ve fiziksel olarak doğuma hazırlanırken baba da onun yanında olarak kendini bu serüvene hazırlar.Hamilelik dönemi bayanların fiziksel ve psikolojik değişimler yaşadıkları zor bir dönemdir. Anne adaylarının gerek kendisi ve gerekse bebekle ilgili kaygıları,doğum ve sonrasında yetersizlik korkusu bazen hamilelik döneminin endişe ve sıkıntılarla dolu geçmesine neden olmaktadır.
Hamillelik Kursu’nun amacı,hamilelik süreci, doğum ve bebek bakımı gibi konularda katılımcıları bilinçlendirerek kaygılardan uzak mutlu bir hamilelik ve sağlıklı bir doğum dönemi geçirmelerini sağlamaktır.Hamilelik Kursu’nda hamileliğin oluşumundan, hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken hususlara, gebelikte vücudunuzda oluşacak değişiklikler doğum sürecine ve hamilelik sonrası anne-bebek sağlığına kadar bilinmesi gereken tüm konular, uzmanlar tarafından anlatılır.Günümüzde, geleceğin anne babalarının çocuklarıyla ilişkilerine alışmasını ve yeni rollerini benimsemesini kolaylaştıracak ve destekleyecek hamilelik kurslarına talep artmaktadır. Bu tip kurslar talepleri karşılamak için içeriklerini zenginleştirerek “doğuma ve anne-baba olmaya hazırlanmak” konularında destek vermekteler. Doğuma hazırlık kursunda anne adayları istediği takdirde programa eşleri ile katılabilirler.Bu tip kurslarda hamileliğinizin birinci üç aylık döneminde bir başlangıç görüşmesi yapılır. Bir ebe veya doktor eşliğinde, durumun gözden geçirilmesi şeklinde yapılan bu görüşmede, ihtiyaçlar belirlenir ve buna uygun düzenlemeler yapılır. Doğum öncesi hazırlıklar ikinci üç aylık dönemde başlayabilir. Bireysel veya grup çalışmasını tercih etmiş olabilirsiniz. Doğumun nerede olacağı veya kimin yaptıracağı da önemli değildir. Bu tip çalışmalarda önemli olan yaratılan güven atmosferidir. Baba adayı da bu çalışmalara dahil edilebilir. Özellikle nefes alma egzersizlerinde baba adayının desteğine gerek duyulmaktadır. Her bir ders önemlidir. Derslerde çeşitli konular tartışılır: Hamilelik, vücudunuz, nefes alma egzersizleri, farklı duruşlar, vs. Uzmanımız orada bulunarak bebeğinizin günlük yaşamı ile ilgili soruları yanıtlar: Tuvalet ve beslenme vb.Ayrıca, programda rahat bir hamilelik dönemi ve sonrasında rahat bir doğum için yapılabilecek fiziksel aktiviteler (egzersiz uygulamaları) uygulamalı olarak gösterilir.

Hamilelik kursunun önemi


Her doğum çok özel bir durumdur ve nasıl gelişeceği önceden bilinemez. Ama doğuma çok iyi hazırlanmak mümkündür. Tavsiyemiz: bir doğum hazırlık kursuna katılınız!

Doğuma iyi hazırlanmış bir anne adayı bebeğini genelde daha kolay dünyaya getirir. Bu yüzden doğum hazırlık kurslarının sunduğu avantajlardan siz de mutlaka faydalanın. Bir doğum hazırlık kursu sizi hem bedenen hem zihnen doğuma hazırlayacaktır. Böyle bir kurs sizi yeni ‘‘mesleğinize’’, anneliğe yaklaştıracak. Bu kursda emzirmeyi ve bebek bakımını öğrenebilirsiniz; ayrıca hayatınızdaki değişiklikler de sürpriz olmaktan çıkacaktır.

SEVGİLİ BABALAR



Baba adaylarının 9 ayı
Tebrikler, eşiniz hamile... Peki babalığa geçiş döneminde, erkek olarak sizi neler bekliyor? Eşinizin hamileliği boyunca ve lohusalık döneminde neler yapmalısınız? İşte erkeklerin yaşamlarındaki bu en önemli dönüm noktası hakkında ipuçları...
Birinci üç aylık önem
Eşinizin sağlığı hakkındaki korkularınız, mali durumunuz ve nasıl bir baba olacağınızla ilgili endişeleriniz ilk üç aylık devrede yaygın olarak görülebilir. İlk birkaç ayda eşinizde uykusuzluk, yorgunluk, bulantı, kusma ve yeme alışkanlıklarında değişmeler görülür. Bütün bu belirtiler normal olmasına rağmen eşinizi böyle rahatsız görmeye alışamayabilirsiniz. Ona nasıl yardım edebileceğinizi merak ediyor olmalısınız.
Baba adaylarının, ilk üç aylık devre boyunca ihtiyaç duyacakları birkaç öneri sunuyoruz:
Eşiniz için;
Çocuk sahibi olmanın onda yarattığı korku ve endişeleri, çocuğunuzla ilgili umutlarını, hayallerini konuşun, paylaşın.
Birlikte düzenli zaman aralıklarıyla yürüyüşler yapın.Kendiniz için;
Hamile olmakla ilgili haberleri paylaşmak isteyeceğiniz arkadaşlar seçin. Kendinize babalıkla ilgili kitaplar alın. Baba olma duygusunu benimsemek için kendinize zaman tanıyın, hislerinizi doğru tartın.
İkinci üç aylık dönem
İkinci üç aylık devrede ultrasonda bebeğinizi görmeniz mümkün ve kalp atışlarını duyma şansınız olacaktır. Bu tür deneyimler bebek sahibi olma fikrinin gözünüzdeki gerçekliğini artıracaktır. Hamileliğin bu döneminde destekleyici ve pozitif bir ilişki içinde olun ve eşinizle açık iletişim kurun.
Hamileliğin ikinci üç aylık devresinde baba adayları için öneriler de şunlar:
Eşiniz için;

Evinizdeki işlerin çoğunu üzerinize almaya başlayın.
Eşinize müthiş bir anne olacağını anlatın.
Onunla hamile olmanın pozitif ve negatif yönlerini konuşun.
Kendiniz için;
İki yeni babayla, baba olarak kendilerini nasıl hissettikleri hakkında görüşün.
Mümkünse; babanıza siz doğduğunuzda kendisini nasıl hissettiğini sorun.
Baba adayı olma hakkında anlatacaklarınızı dinleyecek bir arkadaşınızla yürüyüşe çıkın.
Üçüncü üç aylık dönem
Ve 6 ay geçti, hamileliğin son 3 ayına girdiniz.... 90 gün içinde siz ve eşiniz bebeğinize kavuşacaksınız. Bu son devre, doğuma yakın ya da doğumdan sonra yapmak istediğiniz ayarlamalar ve iş ilişkilerini yeniden gözden geçirmeniz için uygun bir zamandır. Planlarınızda kendinize esnek davranmanız gerektiğini hatırlayın. Hiç kimse bebekleri doğduğunda tam olarak ne olacağını bilemez. Ve en iyi yapılmış planlar bile sıkça bebeğin doğumundan önce dikkate alınmayan duygular ve şartlar sebebiyle yeni ayarlamalar gerektirir.
Son devrede eşinizin vücudundaki fiziksel değişmeler yoğunlaşacaktır. Aynı zamanda bu fiziksel değişmeler, onun psikolojik durumunu da etkileyecektir. Hamilelik boyunca onların hormonlarının çok farklı çalışacağını unutmayın... Hamileliğin son devresinde bazı anne adayları, vücutlarının kontrolünü kaybettiklerini düşünürler. Son ayı boyunca eşinizin sıkıntılarının arttığını ve daha çok yardıma ihtiyacı olduğunu hissedebilirsiniz. Birbirinize karşı sabırlı olun. Açık iletişimin gerekliliğini hep göz önünde bulundurun.
İşte son üç aylık devre için öneriler:
Eşiniz için;

Eğer mümkünse eşinizle birlikte bebeğinizin yatağını, mobilyalarını, giysilerini hazırlayın.
Doğum hakkında alacağınız en az iki filmi birlikte seyredin.
Ona doğumda yanında olacağınızı bilmesi gerektiğini söyleyin.
Doğumun yapılacağı yeri gezin.
Kendiniz için;
Doğumu planlamaya başlayın. Doğum ve sonrası için çalışma saatlerinizi kontrol edin, uykusuz geçecek geceler için hazırlıklı olun.
İki yeni baba ile bebeklerinin doğumu ile ilgili tecrübeleri hakkında konuşun.Lohusalık dönemiDoğumdan sonra bazı kadınlarda geçici bir depresyon yaşanıyor. Ancak bu durum sadece anneler için değil, babalar için de geçerli. Bebeğin dünyaya “merhaba” deyişiyle birlikte, erkek de bir çok problemle karşı karşıya kalıyor. Erkeğin cinsel açıdan eşinden uzaklaşması olarak nitelendirilebilecek bu durum kadınları endişelendiriyor.
Aslında bu durumun ortaya çıkmasında kadınların da önemli rolü var. Çünkü kadınlar anne kimliğine öyle sıkı sarılıyor ve çocuğun sorumluluğunu öyle fazla kendilerine mal ediyorlar ki, erkeği bu ikili dünyaya sokmuyorlar. İşte bu noktada baba kendisini gereksiz hissediyor ve bir savunma mekanizması geliştirerek kaçıyor.
Zaten evlilik denen kurum sayesinde erkekler kendilerini bambaşka bir statüde buluyorlar. Çocuk sahibi olarak da yepyeni bir rolü kabullenmek zorunda kalıyorlar. Anne çocuğu 9 ay karnında taşıdığı için bu ikinci statü değişimine daha kolay uyum sağlıyor. Baba ise dışarıdan izleyen olmaktan öteye gidemiyor. Bu nedenle babayı hamilelik döneminden itibaren mümkün olduğunca çok, işin içine sokmak gerekiyor. Ayrıca kadının kendisini sadece anne olarak görmemesi gerekiyor.

GEBELİKTE KANSIZLIK


GEBELİKTE KANSIZLIK

Gebelik anne vücudunda ikinci bir canlının oluştuğu dönemdir. Yetersiz ve dengesiz beslenme gebe anne üzerinde çeşitli bozukluklara neden olur.Gebelik süresince bebek anne zayıf olsa bile kendisi için gerekli olan enerjiyi protein demir kalsiyum gibi minaralleri ve vitaminleri anneden alarak gelişimini sürdürür.
Böylece annenin bu besin öğelerine olan gereksinimi artar. Artan gereksinimlerin karşılanmaması halinde; beslenme yetersizliğinin belirtileri olan kansızlık diş çürümesi kemik bozuklukları meydana gelir. Anne halsiz ve yorgun düşer bebeğini de yeterince besleyemez. Bu kez bebeğin büyüme ve gelişmesi tam olmaz ve sağlıksız doğar.
Ülkemizde önemli bir sağlık sorunu olan anemi özellikle demir ve folik asit
yetersizliğine bağlı olarak görülmektedir. Gebe kadınlarda hemoglobin düzeyi llg/lOOmL. altına düştüğünde demir yetersizliği anemisi tanısı konulmaktadır.
Nedeni; Diyetteki demirin emilim oranının düşük olması (bitkisel kaynaklı besin oluşu) parazitler gereksinmenin fazla oluşu sık doğumlar düşükler ve pikadır (toprak yeme). Ayrıca gebelik nedeniyle % 50 oranında artan plazma hacmine karşın kırmızı kan hücrelerinin hacminin artışı ( % 20 artış) bu orana ulaşamamaktadır. Hemoglobin düzeyinin 11-12 g./lOO mL. arası olması en sağlıklı doğumu sağlamaktadır. Ülkemizde gebe ve emziklilerde ulusal düzeyde anemi oranı sırasıyla % 73.9 ve % 65.4 dür. Hastalık dudak içi avuç içi tırnak yatakları ve göz diplerinde solma çarpıntı-çabuk yorulma kemiklerde zayıflık çabuk ve sık hastalanma baş dönmesi baş ağrısı bulantı iştahsızlık ve ishal gibi belirtilerle başlar.Anemik gebelerde taşikardi baş dönmesi yorgunluk bayılma dudak ve alt göz kapaklarında soluk renk (normalde kırmızıdır) nefes almada güçlük yüz ve bacaklarda şişme gibi belirtiler görülmektedir. Anemik annelerin bebeklerinde prematüre doğumlar perinatal ve neonatal ölümler artmaktadır.
Gebelikte artan demir gereksinmesini karşılamak için ek demir verilmesi çinkonun kullanımını azaltmaktadır. Hemoglobin düzeyi lig./100 mL. altına düşmeden ek demir preplarının kullanılmasına gerek yoktur. Her öğünde C vitamini içeren besinlerin tüketilmesi demir emilimini artırmaktadır. Her ay annenin hemoglobini ölçülmeli aneminin önemi ve belirtileri anneye öğretilmelidir.
Gebeliğini hijyenik koşullarda sürdüren gebeliği sırasında düzenli izlenen eğitilen ve gerekli tedavilerini zamanında yaptıran doğumu sağlıklı koşullarda ve sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen bir annenin gebelik ve doğuma bağlı bir nedenle ölmesi veya sakat kalması normal koşullarda nadirdir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde ise anne ve çocuk sağlığı ile ilgili önemli sorunların ortaya çıkması muhakkaktır.
Demir eksikliğinin başlıca nedeni yetersiz ve dengesiz beslenmedir!
Demir depolarını boşaltan ve anemiye yol açan nedenlerden ayrı olarak demir eksikliği başlı başına ana ölümüne yol açan bir faktördür. Ayrıca demir eksikliğinde bağışıklık sistemin zayıflaması ile enfeksiyon riski artar. Barsak parazitleri beslenme dengesini bozarak anemide rol oynar. Demir eksikliği anemisi birkaç hafta içinde ortaya çıkar.
Sigara ve alkol kullanmayınız.
Yemeklerle birlikte çay içmeyiniz.
Taze sıkılmış meyve suyu içip meyve yiyiniz.
Hamilelik süresince düzenli sağlık kontrolleri yaptırınız.
Gebelikte et balık tavuk yumurta karaciğer dalak böbrek vb. sakatatlar ceviz badem gibi kuruyemişler üzüm (pekmez) kayısı erik pestil ve benzeri kurutulmuş meyveler kuru fasulye nohut mercimek barbunya vb. kuru baklagiller pekmez tahin susam ve yeşil yapraklı sebzeler demir yönünden zengin yiyeceklerdir. Günlük beslenmede sık tüketilmesinde yarar vardır.
Demirden zengin yiyeceklerle birlikte C vitamini kaynağı domates biber maydanoz kıvırcık gibi taze sebze ve portakal greyfurt çilek gibi meyveleri alması demir emilimini artırarak kansızlığa engel olur.

11 Eylül 2009 Cuma

ASLI'NIN KIZI MISRA BEBEK BÜYÜDÜ....




Aslı'nın bebişi Mısra büyüdü.. Ek gıdalara geçtikten sonra gördük. Epey büyümüş..Gonca da dayanamadı kucağına alıp, onu bir güzel yedi.O kadar narin ki, aynı annesi Aslı gibi..Doğduğu anı bildiğim bebekleri büyüdüğünde görmek, çok zevkli. Dünyaya gözlerini ilk açtığı an aklıma geliyor.. Bebeğini ilk gördüğü ilk an Aslı gözyaşlarını tutamamıştı.Bence dünyadaki en mucizevi olay; DOĞUM....