12 Şubat 2012 Pazar

Normal Doğum Nasıl olur ?

Bebeğinizin, doğum kanalınız yoluyla dünyaya gelmesine normal doğum denir. Normal vajinal doğumun üç evresi vardır. 1. Sancılarınızın başlamasından serviks (Rahim ağzı) açıklığının tam olmasına kadar süren ilk evre. 2. Bebeğinizin doğuşu ile tamamlanan ikinci evre. 3. Plasentanın (Eş) çıkmasıyla tamamlanan üçüncü evre. Üçüncü evrenizden sonra ise, kanama ya da yırtıklarınızın kontrolü yapılarak, epizyotomi veya varsa yırtıklarınızın dikilmesi işlemi yapılır.

Sizin sabrınızı ve dayanıklılığınızı zorlayabilen, vajinal doğumdan çekinmenize yol açan uzun süreli ağrılarınız, doğumunuzun birinci evresinde gerçekleşir ve bir amaca yöneliktir. Bu evrede genellikle düzenli aralıklarla gelen her sancınız, rahminizin kasılmasına, rahim ağzınızın açılmasına ve bebeğinizin aşağı doğru itilmesine neden olur. Başka bir deyişle, gelen her sancınız, bebeğinizi size biraz daha yaklaştırır.







ilk bebek için kırk beş, ikinci bebek için aşağı yukarı on beş dakika sonra, bebeğin başı görünür. Yani, kasılma dalgasının sonunda, bebeğin başı doğum kanalının sonuna gelmiştir. O anda anneye, artık ıkınmaması ve hemen soluk alıp vermesi söylenir. Bu sayede, diyafram boşalmış olur. Bundan böyle kadın, yalnızca hekim istediği zaman, eğer isterse ıkınacaktır. Böylece, bebek döl yatağından dışarı, şampanya şişesinin mantarının patlaması gibi değil de, hafifçe sıyrılır.

Önce bebeğin yanakları dışarı çıkar ve birlikte başı da gelir. Bu arada, henüz annenin karnı içinde olan omuzlarıyla bir hizaya gelmesi için bebeğin başı hafifçe döner. Kısa bir aradan sonra, omuzlar teker teker dışarı çıkar. Sonra sıvılarla birlikte bedenin geri kalan kısmı gelir. Anne eğilip bebeğine bakabilir. Çocuk, annesinin bedenini terkeder etmez soluk almaya ve ağlamaya başlar. Ancak, bazı bebeklerde bu, beş dakika gecikmeyle olabilir. Bebeğin solunum yolları mukustan temizlenir. Böylece, bebek rahat nefes almaya başlar. Döl yatağının içinde olduğu sırada, annesinin plasentasından beslenmesini sağlayan bağ, yani göbek bağı (ya da kordonu) iki yerden düğümlenir ve iki düğüm arasından kesilir. (Düğümlenen kısım küçülüp bebeğin göbeğini oluşturacaktır.) Bebek artık yepyeni bir varlık haline gelmiştir.
Doğumu izleyen üçüncü dönemde, kasılmalar devam eder. Bu kasılmalar plasentanın, döl yatağının kenarlarından kopup dışarı atılmasını sağlar. Bu dönem anneye, gerilim sonrası bir rahatlama dönemi gibi gelebilir. Gene de, doğum sancılarının ve doğumun önemli bir bölümüdür. Doğum sırasında genellikle hormon türevi olan bir iğne yapılır. Bu iğne, döl yatağının iyice kasılmasını ve üçüncü dönemin on beş dakikayı geçmemsini sağlar. Anne de, ıkınarak kasılmalara yardımcı olabilir. Doğumun ardından, ebe ya da hekim, perineye dikiş atılmasının gerekli olup olmadığına bakar. Gerekliyse doğumdan sonraki yarım saat içinde, lokal anestezi yapılarak dikiş atılır. Dikiş atılması, ağrı verici bir işlemdir. Ne var ki, bebek annenin yakınında ya da kolları arasındaysa, anne genellikle bu yepyeni, inanılmazyaratığa kendisini öylesine kaptırmıştır ki, neler olup bittiğinin hemen hiç farkına varmaz.

Doğumlar çoğunlukla pürüzsüz olur. Ama bazı durumlarda, birtakım terslikler olabilir. Sözgelimi, bazen bebek, döl yatağında doğuma en elverişli biçimde yatmamış olabilir. Hekimler bebeğin döl yatağı içindeki yatış biçimini, annenin karnına dokunarak, karnını muayene ederek anlayabilirler. Bazı durumlarda ise, plasenta doğum kanalının öteki tarafında, bebeğin başı önünde bulunabilir. Bu durumda çocuğu sezaryanla almak gereklidir.

26 ŞUBAT DA BEBEİMGELİYOR ANNE SÜTÜ VE EMZİRME KURSU

EMZİRME;HAYATA SAĞLIKLI BİR BAŞLANGIÇ!!!




Bir çocuk bekliyorsunuz. Gebelik, doğum ve emzirme dönemi,hayatınızın yepyeni bir kesitini oluşturur. Kadın olmayı belki de çok yoğun yaşayacağınız bu dönem hakkında daha fazla bilgi edinmek istersiniz.

Bu kursumuzdaki amaç size, emzirmenin gayet doğal olduğu güvenini vermektir.

Vücudunuz daha şimdiden kendiliğinden buna hazırlanmaktadır.Emzirmek kolay öğrenilir, ancak bazı küçük şeyler yüzünden çok zahmetli bir hal alabilir. Güçlüklerden kaçınmanız amacıyla, emzirmeyle ilgili en önemli şeyleri bu eğitimde toparladım.

Emzirme yoluyla çocuğa sıcaklık, korunma duygusu, huzur, koruma ve güvenlik vereceksiniz. Çocuğunuza hayat için mümkün en iyi başlangıcı sağlayacaksınız.

Kursumuzun İçeriği:

-Anne sütünün oluşumu ve üstünlükleri,

Anne sütüne nasıl başlamalıyım?

-Anne sütünün gelişimi

-Sütüm bebeğe yetiyor mu?

-Memeye yerleştirme ve emzirme pozisyonları

-Emzirme sorunları

-Anne sütünü Arttırmak için yapılabilecekler

-Emziren Annenin Beslenmesi

-Emzirme ve Baba

-Prematüre ve Düşük Ağırlıklı Bebeklerde Emzirme

-Çalışan annenin Emzirmesi ve İşe Adaptasyonu

-Biberon ve Emzik

-Emzirme Döneminde kullanabileceğiniz yardımcı malzemeler



Bu kursumuza ister hamileyken ister bebeğiniz yeni doğduğunda katılabilrisniz.
Size eşinizde eşlik edebilir. Uygulamalı olarak ders anlatılacaktır. 5 çiftten oluşan küçük gruplar şeklinde eğitimler veriyorum. Doğum sonrasında da telefonla destek verebilirim, eğer isterseniz..


Dersimiz 2 saat sürecektir. Pazar günü 11:00-13:00 arasında olacaktır.

Adres: Dr. Zeki Zeren sok. no: 15 Palmiye apt. D /1 Göztepe
Göztepe Oyuncak Müzesi yanı
ÜCRETİ 75 tl +kdv
Ayrıca bu kursa katılan herkese Doğum Fotoğrafçısı Burçin Çobanoğlu hamile ve ya bebek çekimlerin de % 25 indirim yapacak.. http://www.burcincobanoglu.com/

kATILMAK İSTERSENİZ 19 ŞUBATTA KADAR BANA İLETİŞİM BİLGİLERİNİZİN OLDUĞU BİR EMAİL ATMANIZI RİCA EDERİM.

MERAK ETTİĞİNİZ BAŞKA BİR ŞEY VARSA İSTER EMAİL ATABİLİRSİNİZ!!!
Detayları öğrenmek için ertugrul.esra@gmail.com bana email atabilirsiniz.

10 Şubat 2012 Cuma

BEBEKLERİMİZE GECE- GÜZDÜZ FARKINI NASIL ÖĞRETEBİLİRİZ?

Bebeklerimiz yeni doğduklarında gece ile gündüz arasındaki farkı anlamazlar. Yeni doğan bebekler gündüz uyuma seanslarının süresi en fazla 2.5–3 saat uyumalılar. Eğer uyanmazlar ise yanağına dokunarak, onu minik minik öperek, gerekirse kıyafetlerini yavaş yavaş çıkararak uyandırmalıyız. Bu ilk günlerde çok kolay olmaya bilir.



Geceleri ise 4–5 saatte bir beslemek için uyandırmak gerekir. Bebeğiniz büyüdükçe gece uyandırmaya da gerek yoktur.

Yeni doğan bebekler rutinlere çok kolay alışırlar. O nedenle gündüzleri sesli ortamda ve aydınlık ortamda uyutmak, geceleri ise daha karanlık, loş, sessiz ortamlarda uyutmak hatta gece uykusunda önce bebeğinizi yıkayıp, masaj yaptıktan sonra pijamalarını giydirip, emzirerek uyuyabilirsiniz.

Banyo yapma ve pijama giydirerek belli bir rutin oluşturmak, bebeğiniz için uykuya geçmek açısından daha kolay olacaktır. Yeni doğan bebeklere bir şey öğretmek için rutinler oluşturmak, işleri kolaylaştıracaktır

7 Şubat 2012 Salı

EMZİRME DE ÖNEMLİ PÜF NOKTALARI

*Sıvı alın. Her emzirmeden önce veya emzirirken içeceğiniz bir bardak süt, meyve suyu veya su yeterli miktarda süt üretiminiz için gereken ekstra sıvıları oluşturur.



*Rahat bir pozisyon bulun. İlk emzirmelerde yan tarafınıza yatmanız fayda sağlayabilir. Sonradan yatakta veya saandalyaede dik oturmak faydalı olabilir.Ancak bebeğin ağzına sokmak için öne eğilmeyin; bunun yerine bebeği sallarken kolunuza destek sağlamak ve bebeği tamö göğsünüzün karşısına getirmek için kucağınıza bir yastık koyun. Sizin için en rahat olan ve kolunuzu yorgun veya kaskatı hale getirmeyecek pozisyonu bulmak için denemeler yapın.


*Serbest kalan baş parmak ve işaret parmağınızla göğsünüzüe ( baş parmak yukarıda) areola ( memedeki kahverengi alan) hizasında destek sağlayın. Bu şekilde tuttuğunuz da mem ucunu bebeğin dudakları arasınada aşağı yukarı dolaştırarak ağzını açmasını sağlayabilirsiniz.Ancak bebeğin yanaklarını sıkıştırarak ağzını açmasını zorlamayın, çünkü bebek nereye döneceğini kestiremez.Bebek ağzını açtığı zaman meme ucunu yavaşça bebeğin ağzının tam ortasına yerleştirin; bu şekilde bebeğin memeyi yakalşaması kolaylaşır.Gerekirse bu olayları bebek memeyi ağzına alana kadar tekrarlayın, fakat zorlamayın.Sürekli şans tanıdığınızda bebeğiniz sonunda insiyatifi ele alacaktır.


*Bebeğiniz meme ucunu olduğu kadar kahverengi olan alanı tamamen tutmasını sağlayın. Bebeğin sadece mem ucundan beslenmesi ( süt üreten bezlerin yeterince bastırılmaması nedeniyle) hem bebeğin aç kalmasına , hem de göğüslerinizin acımasına yol açar. Ayrıca bebeğin memenin başka taraflarından emmesine de dikkat edin. Yenidoğanlar hiç süt gelmediği halde hassaslaşmış meme dokusuna yapışarak hırsla emmeye devam ederler ve bu ağrılı bir çürük olabilir.
*Bebeğinizin kendi alt dudağını veya dilini emmediğinden emin olun. Emzirirken alt dudağını aşağıya çekerek bunu önleyeblirisniz.Bebeğin kendidilini emmesi söz konuusysa parmağınız kullanarak emmeye ara verin, meme ucunu ağzından geri çekin ve yeniden başlamadan önce dilin aşağıda olup-olmadıoğını kontrol edin.Eğer bebek dudaklarını emiyorsa dudağını hafifçe kenara çekin.
*Bebeğiniz memenizi sıkıca kavradığında nefes almasının engellememesine dikkat edin.Böyle olduğunda parmağınızla memenize bastırarak burnunun yeteri kadar hava almasına izin verin.
*Bebeğin yanağının ritmil, düzenli ve güçlü bbiçimde inip-kalktığını gözlemleyin. Bu durum emzirmenin iyi gittiğinin göstergesidir.Sonradan süt gelmeye başladığında bebeğin havayı yutmadığını gösteren yutma sesini (gulp sesi) yakalamaya çalışın.Süt çok hızlı gelip bebeğin ağzından taştığında emzirmeyi kesin ve sütün fazlasını pompa ile sağarak sütün fazlasını alın.
*Emzirirken ilk gün her iki memeden de 5 er dakikadan , ikinci gün 10'ar dakikadan ve üçüncü gün 15 dakika veya fazla olmamak şartıyla süt verin.Süt geldiği zaman ilk memeden 10 dakika emzirin ve sonra bebek isterse ikinci memeye geçin; bebek ikinci memeyi bitirdikten sonra yine doymazsa birirnci memeye dönün. Siz meme değiştirirken bebek uyuyakalırsa iyi bir geğirmeyle tekrar kendine gelip, daha fazla isyetebilir.
Emzirirken her seferinde diğer memeyle başlayın.Hangi memenizi emzirdiğinizi hatırlamak amacıyla sütyeninize önceden emzirdiğinizi hatırlatmak amacıyla bir çengelli iğne takın.
*Bebekle işinizi bitiridiğinizde memenizi bir bezle silerek ve mümkünse 10-15 dakika hava almasını sağlayarak kurutun.Bu , memelerinizin sertleşmesini sağlar. Emzirme olayı tam olarak oturduğunad buna gerek kaLmayacaktır.

*Sütünüz  geldiğinde bebeği sık sık emzirin, 24 saat içinde enaz 8-10 kez her iki memeyi de emzirin ve her seferinde en azından birini tamamen bitirmesini sağlayın.Bebek uzun süre veya yeterli miktarda emmediğinde veya bir meme bitirilmediğinde içerde kalan sütü bir şekilde toplamak ( özellikle sütünüz azsa) iyiy fikir olabilir.Toplanan süt destek besin olarak kullanılmak üzere buzdolabında  ya ada dondurucuda saklanabilir.

BEBEĞİNİZİ EMZİRMEK İÇİN HAZIRLAMAK

Emzirmeye hazırlanırken sertleştirebilmeme için meme uçalrına masaj yapmalımıyım? Sorusunu soran bir anne  adayının ardından bu sorunun cevabını buradan paylaşmak istedim.
Kadınların meme uçları emzirmek için uygun olup, doğum öncesinden hazırlığa gerek yoktur.Mem ucunu sertleştirebilmek adına göğüs ucuna sürülen alkol veya tentürdiyot uygulaması meme ucunu kurutabilir ve çatlamasına neden olur.Sabun bile bu kurumaya neden olabilir.Özellikle gebeliğin son 3 ayında ve emzirme döneminde bu maddeleri kullanımından kaçınılmalıdır.Meme başlarında fırça kullanımı da zararlıdır, doku irirtasyonuna neden olur ve emzirme döneminde çatlamayı kolaylaştırır.


Emzirme dönemi öncesinde pek çok annenin göğüs ucu için özel bir hazırlık yapmasına gerek yoktur.. Ama bu dönemde yapılan hazırlık ane adayınmı mutlu eder.Eğer bir şey yapmak istiyorsa, meme ucu içerde olması,gelişmemiş meme dokusu gibi herhangi bir sorun olup-olmadığını doktoruna danışarak anlayabilirsiniz.Meme başına masaj yaparak uyarı evrilmesini doktorunuza sormadan yapmayınız. Bu durum erken doğuma neden olabilir.

Emzirmek için memelerin hazırlanmasında daha önemli olan sey, zihinsel olarak hazırlanmaktadır.Emziremk için öğrenebileceğiniz herşeyi öğrenin. Gerekirse doğum önvcesi kurslara, Emzirme kurslarına katılın.

6 Şubat 2012 Pazartesi

DOĞUM KORKUSU VE BAŞETME YOLLARI

Doğum korkusu her gebenin hissettiği bir duygu olup doğum yaklaştıkça artar.onun için normal veya sezeryan doğum .... herikisiyle başetmenin yolu ; yaşanılacak olayı iyice bilmek ve ona hazırlanmaktır.

Kadın, öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamamaktan korkuyor. Ayrıca yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalmaktan, bebeğin başına kötü bir şey gelmesinden, doktora ya da hastaneye ulaşamamaktan korkuyor. Ayrıca normal doğum olarak adlandırılan vajinal doğumun doğum sonrası cinsellikten zevk almayı olumsuz yönde etkilediği düşüncesi de endişeye yol açabiliyor.

Yalnız normal doğumdan değil bazen sezaryenle doğum yapmaktan da korkuyor kadınlar... Bu korkuları; anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün tamamıyla başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde sıralayabiliriz. "Ya bayılıp tekrar ayılamazsam?... Sonuçta bu bir ameliyat ve her ameliyatın riskleri vardır!... Kontrolü tamamen kaybedeceğim ve bebeğimi herkesten sonra ben göreceğim!..." gibi düşünceleri olabiliyor kadının.

Annelik kimliğinin yerleşmesinde doğum tecrübelerinin yeri büyüktür. Doktor ve hemşirelerle işbirliği içerisinde, ağrıya ya da paniğe yenik düşüp kontrolü kaybetmek sizin gerçekleşen başarılı bir doğum sonrasında kadının kendine güven duygusu artıyor, bununla birlikte annelik yetenekleri konusundaki özgüvenini de arttırıyor. Ve ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz oluyor.

Aslında insan bilmediği şeyden korkar. Bu nedenle korkuyla başa çıkmada ilk adım yeterli bilgi edinmek olmalı. Onlara hamilelik süreci ve doğum hakkında bol bol okumalarını, kaygılarını ve korkularını ise doktorlanyla paylaşmalarını öneriyorum.

Doğum korkusuyla başedebilmek için;

* Sağlıklı bilgi edinin: Doktorunuzla mutlaka konuşun

* Fiziksel ve duygusal endişelerinizi ayırt etmelisiniz:

• Doğum sonrasında hayatınızı dusunmeye çalışın: Doğuma sizinle kim gelecek, evde size kim destek olacak bunları doğumdan önce mutlaka planlayın.

• Kendinize vakit ayırın:doğum öncesinde kendiniz rahatlatmak,stresini azaltmak için bir takım aktiviteler yapın.( rahatlama ve gevşeme egzersizleri buna bir örnek)

* Yardım almalisiniz:doğum korkusu günlük yaşamınızı olumsuz etkilemeye başlarsa ve bunlarla tek başınıza baş edemediğinizi hissederseniz profesyonel yardım alın.

Özetlemek gerekirse doğum korkusuyla başa çıkmada ilk adım anne adayının kendisini en çok endişelendiren konuyu iyi bilmesi, bunu doktoruyla ya da doğum öncesi kurslara katılarak çözmeye çabalaması, çabalar yetersiz kaldığında bireysel bir psikolojik destek alması olmalıdır. Doğuma eşin katılımı özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olmaktadır. Bunun yanında doğum personelinin doğum sırasındaki pozitif ve destekleyici tutumları, anneyi doğum süresince bilgilendirmek ve bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatıp doğuma onun da katılımını sağlamak annenin kontrol duygusunu güçlendirecek ve korkusunu azaltacaktır. Korku azaldığında ağrı kesici ihtiyacı da azalmakta ve doğum süresi kısalmaktadır.

Ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz olacaktır