18 Mayıs 2012 Cuma

ALTUĞ 28 AYLIK OLDU:))

Sağ elini mi, yoksa sol elini mi kullanacağı artık belli olmaya başlamıştır. Günümüzde her 100 kişiden 10’unun sol elini kullandığı belirlenmiştir. Maalesef bazı yanlış yönlendirmelerle bir elin diğerinden üstün olduğu yönünde bazı inanışlar ve düşünceler var. Daha da vahimi ise bu düşüncelere uyarak, çocukların el tercihlerinin değiştirilmeye çalışılması. Çocuğunuzun kaşığı hangi eliyle tuttuğu, top atarken hangi elini kullandığı onun solak mı, yoksa sağlak(!) mı olacağının göstergesidir. Bu aşamada yapacağınız herhangi bir yönlendirme ileride çocuğunuzun psikolojik engellenme nedeniyle sorunlar yaşamasına yol açabilir. Sofra adabı öğreteceğim diyerek kaşığı hep sağına koymayın. Ortaya koyun, o istediği gibi alsın ve kullansın.

Altuğ şimdilik iki elini de kullansa, sanırım sağ elini kullanacak..Çok da önemli değil benim için. Hangi elini kullanırsa kullansın:))




  Çocuk Ne Yemeli ve İçmeli :

 28 aylık çocuğun hayatında televizyonun yeri olabilir. Televizyon izleme zamanlarını düşük tutmaya gayret etsek de bu yaşlarda televizyon çocuğun beyin faaliyetlerini maalesef ele geçirmeye başlar. Markette yürürken kırmızı renkli bir içeceği ısrarla istediğini veya parlak mavi renkli cipsi istediğini görüyorsunuz değil mi? Oysa siz ona bunları hiç almamıştınız. Reklam dünyası ‘’çocuklara oynamayı’’ sever! Çocuğunuz, satın alma kararlarında etkindir ve ona karşı koymak ne de olsa güçtür diye düşünürler. Reklamcıları suçlamak doğru değil; bu da onların işi sonuçta. Sizin işinizse yararlıyla zararlıyı belirlemek ve çocuğunuzun sağlıklı gelişimine yardımcı olmak. Abur cuburdan mümkün olduğunca uzak durun ve ürün paketlerini okuyun! Renklendiricilerin, yabancı maddelerin olduğu içecek ve gıdalardan uzak durmalısınız. Kola, soda, enerji içeceği, cips ve kafeinli içecekler (kahve, çay, buzlu çay ve espresso!) minik bir insan için değildir. Bunları ya hiç kullanmayın ya da minimum da tutun. Belki %100 meyve suyunu tercih edebilirsiniz. Sebzeler de çok önemli tabiî ki; ama meyveleri onun için neşeli hale getirmek daha kolay olabilir. Meyve – sebze reyonunda gezinirken onun elmayı, armutu, muzu ve portakalı tanımasını sağlayın. Eminiz ki , rengarenk ortamda, güzelce dizilmiş kırmızı elmalar onun büyüleyecektir. Ona gösterin ve meyveler hakkında konuşun. Ne yazık ki bu sağlıklı gıdaların televizyon reklamcısı yok; ama siz bu sağlıklı gıdaların reklamcısı olabilirsiniz ! ‘’Neden’’ler : 28 aylık bebek, her şeyin nedenini sorarak sizi yorabilir. Sabırlı olmak gerekir. Peki ya siz bir kararınızı çocuğunuza söylerken nedenleri kendiliğinizden anlatıyor musunuz?’’Dışarı çıkmamız gerek’’, ’’Bu elmayı yeme’’ gibi sadece sonuç-emir içeren cümleler kullanmak pek çözüm olmayacaktır. ‘’Çünkü’’ sözcüğü bebeğiniz için en önemli kelimedir. Çünkü(!) nedenleri öğrenmek onun sebep sonuç ilişkisi kurabilmesi, okul çağlarında da her şeyin nedenini araması için önemlidir. ’’Dışarı çıkmamız gerek; çünkü babaanne çok güzel yemekler yapmış ve bizi bekliyor’’, ’’Bu elmayı yeme; çünkü yere düştü ve kirlendi’’ gibi cümleler çocuğunuzun zihnine daha çok hitap edecektir.

Altuğ Tv seyretmektense bilgisayar da Callio seyretmeyi seviyor. Evde tv hep açık olmasına rağmen hiç ilgilenmedi.. Ama reklamlar gerçekten etkili. Ben hep TV açıkken reklamlar başladığında kanal değiştirdik. Böyle olunca da henüz reklamlardan etkilenmedi.
Ama market alışverişi yaparken istediklerini kendi sepete koyarak alışveriş yapmayı çok seviyror:

Siz : Bazen ‘’yeter artık, çok yoruldum’’ diyebilirsiniz. Milyonlarca yıl ‘’çekirdek aile’’ yerine insanlar hep daha geniş ailelerde yaşadılar. Dolayısıyla çocuğa bakacak sizin dışınızdaki birey sayısı hiç de az değildi. Ama modern yaşam bizleri 100 m2’lik betonların içine sıkıştırdı. Sadece 3-4 kişiyle sürdürülen bir hayata. Bu kalıpları kırmayı ve öze dönmeyi denemek size iyi gelecektir. Çocuğunuzu birisine teslim ederek biraz hava alın.’’Nefes Alma Eylemi’’ yoga, pilates gibi sporlarda vücuda ‘’sakinleş’’sinyali verdiği için sıkça kullanılmaktadır. Siz de sıkılınca, güçlü bir nefes alıp verme tekniği kullanın. Hatta arkadaşlarınızla buluşun ve şöyle güzel bir kahve için. İçinde ‘’çocuk’’ konuları olmayan sohbetler etmeyi deneyin. Vizyona en son hangi filmin girdiğini biliyor musunuz? Elif Şafak’ın ya da Ayşe Kulin’in son kitabını okudunuz mu? Hayatı soyutlaştırmayın, onu yaşayın.
 Çocuk ve Dağınıklık :
 2 yaşını geçen bir bebekli ev dağınık olmaya biraz mahkumdur. Her şeyi yerli yerinde görmek istiyorum gibi düşünce kalıplarına sıkışmayın. Çocuğunuzun sürekli deneyler yapmak için laboratuara gitmesine gerek yok. Eviniz onun laboratuarıdır. Denedikçe yeni şeyler öğrenecek, hatta aynı deneyi defalarca tekrar edecektir.’’Oyuncak araba yerde çok iyi gidiyor, acaba televizyonun üzerinde de aynı hızda gider mi?’’ diye düşünmektedir. Tehlikeli olmadığı sürece onun deneylerini kısıtlamayın.

*****  Bazen bizlerde ebeveyn olarak hafta içi karınca, hafta sonu ağustos böceği olmak isteriz değil mi? Bu deyimi sevdik biz. Modern yaşam mükemmel anneler, babalar üretmeye çalışıyor. Ama biz bunun imkansız olacağını düşünüyoruz. Aşırı titizlenmek, çocuğun her şeyin en iyisini yapmasını beklemek, anne babanın en iyi olmasını istemek takıntılı olmaya kadar gidebiliyor. Takıntılı olmayın, ayrıca ağustos böceği de kötü bir canlı değildir!

17 Mayıs 2012 Perşembe

İlk Defa Bir Bebek Bezi Markası Deneyimli Annelere Seslendi!

Anneler tabii ki bebekleri için hep en iyisini ister. Söz konusu bebek bezi olunca da en fazla dikkat ettikleri nokta minik kuzucuklarını konforlu ve kuru tutacak bir bezdir. Yapılan araştırmalarda da sonuç değişmedi. Tüm bunları dikkate alan Canbebe, daha gelişmiş bir ürünü piyasaya sürdü, yeni Canbebe ComfortDry.

Senelerdir özellikle uygun fiyatlarıyla dikkat çeken Canbebe, ComfortDry’la da yine rakiplerinden daha hesaplı. Üstelik bu kez annelerin başka isteklerine de kulak veriyor. Bu konuda belirlediği hedef kitle ise deneyimli anneler...

Araştırmalarda Canbebe’yi özellikle deneyimli annelerin tercih ettiği sonucu çıktı. Bunun sebebi de annelerin deneyim kazandıkça aynı kalitedeki bir beze daha fazla para vermeyi gereksiz bulmaları. Bu yüzden yine hesaplı olmayı tercih eden Canbebe ayrıca ComfortDry’la emiciliğini artırarak bebeklerin pişik sorununu çözmeye odaklandı. Bebekleri daha rahat ettirmek için de topaklanmayı önleyen özel bir doku kullandı. Bu sayede bebekler eskisinden daha rahat ve daha mutlu. E tabi onları gülücükler saçarken gören anneleri de...

ComfortDry için seçilen slogan ise oldukça anlamlı: “Deneyimli Annelerin Akıllı Seçimi”

Bir bumads advertorial içeriğidir.

15 Mayıs 2012 Salı


10-16 Mayıs Engelliler haftası. Bu hafta nedeniyle Çamlıca E-bebek de çok güzel bir söyleşi düzenleniyor. Engellilerin yaşadıkları sorunlar, zorluklar.. Engelli annesi olmak..Gibi birçok konu konuşulacak.

Engelli cocuk yetiştiren pek çok konuda mücadele veren anneleri dinlemek ve desteklemek, bu konuda psikolog ve eğitimcilerin dinlemek için Çamlıca e-bebek de saat 14:00 de olalım..
Detaylar: 
Katılımcılar:
* Otizmli çocuğu için çabalarken çok sayıda engelli çocuğa umut olan Algı Özel Eğitim Merkezi‘nin kurucularından  
* Dağhan’ın annesi CNN Türk’ün sevilen yüzü Özge Uzun,
* E-bebek ailesinin annesi Hande Yuvakuran,
* Özel eğitim öğretmeni Aylin Atasagun.

Söyleşinin Detayları

Hande Yuvakuran: Moderatör
Parin Yakupyan: Otizmli bir çocuğun annesi olmak.
Özge Uzun: Dağhan’ı büyütürken…
Aylin Atasagun:Özel eğitimde aile rehberliginin önemi
Uzman Psikolog Yeşim Tuna: Engelli çocuğu büyütürken annelerin karşılaştığı sosyal ve psikolojik güçlükler. Stresle başa çıkabilme yolları
Soru-yanıtlar ve konukların paylaşımları
Tarih:16 Mayıs 2012 Çarsamba
Yer: E-bebek Çamlıca Seminer Salonu
Saat: 14:00-16:00

13 Mayıs 2012 Pazar

En Yaratıcı Anneler Günü Hediyesini mi Arıyorsunuz?

Anneler Günü’nün en yaratıcı hediyesini aramanıza artık gerek kalmadı. Vestel'in bu yılki Anneler Günü’ne özel tasarladığı Anne Bak N’aptım Facebook uygulamasıyla, annenizin sevinç gözyaşları garanti :)

Malum, sosyal medyanın popülerliği arttıkça, “kaç yaşında olursa olsun, yeter ki gözümün önünde olsun” diyen annelerimiz, Facebook’ta da “arkadaşımız” oldular. Bir hesap açar açmaz da genelde yaptıkları ilk iş, profil ya da kapak fotoğraflarına biricik evlatlarının resimlerini koymak oluyor.

İşte buradan yola çıkan Vestel, Facebook sayfasındaki Anne Bak N’aptım uygulaması ile kullanıcılara, Anneler Günü’nü Facebook’ta “anne stili” kutlama şansı veriyor.  Vestel'in bu uygulamasıyla, Anneler Günü kutlamanızı Facebook kapak resminize taşıyıp, annenize olan sevginizi dünyaya ilan edebiliyorsunuz. İsterseniz kendi annenizin fotoğrafını şablonlara yerleştirerek kendinize özel bir tasarımla, isterseniz de önceden hazırlanmış tasarımlardan birini kullanabiliyorsunuz.

Üstelik, annesi için tasarım yapanlar çok özel bir indirime de hak kazanıyor. Bu Anneler Günü’nde annesine en yaratıcı hediyeyi vermek isteyenler buraya:


http://gid.io/AnneBakNaptim

Bir bumads advertorial içeriğidir.

12 Mayıs 2012 Cumartesi

Doğum da Rahatlama Teknikleri


Nomal doğum sırasında rahatlatıcı teknikler kullanmak birçok açıdan faydalıdır.Doğum süresindeki ağrıyı azaltır, doğum
 süresini kısaltmakta yardımcı olabilir ve istenilmeyen sezaryen oranlarını düşürebilir. Bunun dışında anne için güzel bir 
doğum hikayesi bebeğine bağlanmayı kolaylaştırır ve bebek için güzel bir atmosferde hayata ilk adımını atmak demektir. Rahatlama psikolojik açıdan komplike bir durumdur ve bir düğmeye basmak gibi rahatlama tabiî ki mümkün değildir. Genel olarak doğum yapan kadınları rahatlatacak bir takım faktörler bilinir, ama unutulmamalıdır ki rahat olmak şahsi bir hisdir ve sizin kişiliğinzle ilgilidir. 






Bununla ilgili bir kaç ip ucu:

  • Doğru nefes alma ve ıkınma tekniğini öğreniniz .
  • Doğum yapıcağınız hastaneyi önceden ziyaret ediniz
  • Doğumu önceden aklınızdan hayal gibi geçirin. Bu esas doğum yaparken kolaylık sağlıyacaktır.
  • Doğum sancıların arasında ağrı hissetmeyeceğinizi düşünün.
  • Önceden yanızda hangi kişilerin ne zaman olucağını konuşun.
  • Ziyaretçiler için organizasyon yapın ('ben haber vermeden gelmeyin' gibi)
  • Rahat ediceğiniz kıyafet, müzik, film, koku vs hazırlayın.
  • İsterseniz bebeğinize giydireceğiniz bir kıyafet veya vericeğiniz bir oyuncak yanınıza alabilirsiniz. Bebeğinizi size hatırlatarak mutlu olmanızı sağlar.
  • Doğumun her safhasında isteklerinizi ve sorularınızı doktorunuz ile veya ebeniz ile paylaşın.
  • Doğumun öncesinde detaylı bir doğum planı hazırlayın. Bunu eşinizle beraber hazırlamkata fayda vardır.

DOĞUMUN BAŞLADIĞI NASIL ANLAŞILIR? VE NORMAL DOĞUM AŞAMALAR NELERDİR?



Doğum başladığı nasıl anlaşılır?
Doğumun başlamasını sağlayan faktörler henüz çok iyi bilinmemektir. Bebek tarafından üretilen SP-A isimli bir proteinin doğumun başlamasında rol oynadığıtartışılıyor.
Doğumun başladığının işaretleri:
  • Ağrı:  Düzenli aralıklar ile, istirahat ile geçmez ise, elle karın üzerinde hissedilir ise
  • Suyun gelmesi
  • Vaginal kanama
Normal doğum hangi safhalardan oluşur?
 
Vaginal doğum üç safhadan oluşur.
 
1.safha:
Doğumun en uzun süreli kımıdır (8-13 saat ilk doğumda, sonraki doğumlarda daha kısa)
Düzenli ağrıların başlangıcından rahim ağzının tam açılmasına kadar sürer.
Doğum ağrılarının süresi ve şiddeti doğumdan doğuma farklı olabilir. Genel olarak ağrılar ilk başta 30 dakikada 2-3 kez sonra 10 dakkika da 2-3 ağrı olur. Ağrının süresi 1 dakika kadardır. Suyun gelmesi (poşun açılması) ağrıları artırabilir. Rahim kontraksiyonu sırasında bebeğin başinin üzerindeki rahim duvarı yukarı doğru kasılır böylece rahimin alt kısmı gerilir ve rahim ağzı açılır. Rahim ağzının açılması kasılma dişinda birçok faktöre bağlıdır (hormonel vs) genel olarak anne rahat ise ve kendisini iyi hisseder ise daha rahat açılır. Bu safa doğumun pasif safhasıdır. Ağrı çekmek her ne kadar anne için zorluk taşısa da bu dönemi mümkün oldukça sakin geçirmek ve hem fiziksel hemde mental gücünü doğumun 2. safhası için saklamak önemlidir.

2. safha:
Süresi 30 dakkika ve 1 saat arasıdır
Rahim ağzının tam açılmasından bebeğin doğumuna kadar olan kısım.
Bu safada ağrıların şiddeti ve sıklığı artar. Bebeğin başı annenin barsaklarına baskı yaptığı için annede ıkınma refleksi ortaya çıkar. Bu safhada anne olabildiğince kuvvetli ve uzun ıkınması doğumu çabuklaştırır. Derin nefes alıp tutarak kabız kalmış gibi ıkınılması esastır. Kesik ve tekniğine uygun olmayan ıkınma hem anneyi boşuna yorar hemde doğumu gecıktırır.
Bebeğin başı doğum kanalın da öne doğru bükülmüştür, başı doğduktan sonra arkaya doğru düzelir. Baş doğduktan sonra genelde ağrılar kısa bir ara verir sonra bebek 90 derece döner ve omuzlar oval çıkıştan doğar. Omuzlardan sonra bebeğin kalan vücudu doğar.
 
 
3. safha:
Yaklaşık 10- 30 dakkika sürer
Plasentanın tamamen atılması ile biter.
Ağrıların kuvvetine göre 10-30 dakika süren bu safanın sonunda plasenta doğar. Plasentanın tümü çıktığı doktor tarafından kontrol edilir. Gerekir ise kalan parça çıkartılır.
 
Doğumdan sonra kordon kesilir ve bebeğinizi kucaklıyabilirsiniz!
 

DOĞUMDA KULLANACAĞIMIZ NEFES TEKNİKLERİ


Normal doğum esnasında "ıkınırken" güçlü bir nefese ve güçlü karın kaslarına ihtiyaç duyacaksınız. Kasılmalar esnasında bebeğinize maksimum oksijen gitmesi için yapmanız gerekenler ise şöyle:
Doğum eyleminde uygulayacağınız doğru nefes alma-verme tekniklerini gebelik döneminizde ne kadar sık uygularsanız bu teknikleri o kadar iyi öğrenirsiniz.


Doğum eylemi esnasında doğru nefes alıp verme iki açıdan önemlidir: Doğum eyleminde belli aralıklarla gelen uterus kasılmaları esnasında bebeğinize giden kan akımı nispi olarak azalır. Bu fizyolojik, yani normal bir durumdur. Siz bu esnada derin bir nefes aldığınızda kanınıza normal bir nefeste geçtiğinden daha fazla oksijen geçer ve bu ek oksijen kasılmalar esnasında bebeğinizin oksijensiz kalmasını önler.

Doğru nefes alıp vermenin diğer bir önemi de şudur:Kasılmalar esnasında duyacağınız muhtemel ağrı, zihinsel olarak daha çok doğru nefes alıp vermeye odaklanmış olmanız nedeniyle daha hafif olarak algılanacaktır.

ALIŞTIRMALAR:

1- Gevşeme: Yere yatın ve dizlerinizi bükün. Vücudunuzdaki bütün kasları bilinçli bir şekilde teker teker gevşetin. Bunun ne kadar zor olduğunu denedikçe göreceksiniz. Tüm kaslarınızı gevşettiğinizi düşündüğünüzde bile tekrar yaptığınız bir kontrolde bazı kaslarınızın halen kasılı olduğunu görebilirsiniz. Tümüyle gevşemiş olmaya özen gösterin.

2-Derin nefes alma-verme: Tümüyle gevşediğinizden eminseniz sanki 45-50 saniye süren bir kasılmanız varmış gibi hissetmeye çalışın. Burnunuzdan (eğer burun tıkanıklığınız varsa ağzınızdan) içinize mümkün olduğunca ve yavaş yavaş derin bir nefes çekin, bu nefesi yine yavaş yavaş ağzınızdan dışarı verin. Bu esnada bütün kaslarınızın gevşek olduğunu tekrar kontrol edin. Kafanızda canlandırdığınız kasılmalar devam ettikçe bu işleme devam edin.
Dikkat: Nefes alıp verme işlemini çok hızlı yaparsanız, kanınızdaki karbondioksit hızlı bir şekilde azalabilir, bu da geçici bilinç kaybına kadar gidebilen durumlara yol açabilir, bu nedenle derin nefes alma işlemini yavaş yavaş uygulayın. 45-50 saniye süren bir kasılmada 5-7 adet nefes alma-verme uygundur.

Karından nefes alma tekniği: Bu egzersiz karın kaslarınızın gevşemesine yardımcı olduğu gibi, kasılı kasların uterus üzerine gereksiz baskı yapmasını engeller.

Yere uzanın ve ellerinizi karnınızın üzerine yerleştirin. Derin bir nefes alarak karnınızın "şişmesini" sağlayın. İçinizden beşe kadar saydığınız sürede bu pozisyonu koruyun. Nefesi ağzınızdan verin ve bu işlemi 4-5 kez tekrarlayın.
  
DİĞER NEFES TEKNİKLERİ:

Tutulmuş nefes: Derin bir nefes alın ve sonuna geldiğinizde nefesinizi tutun, içinizden ona kadar sayın, sonra havayı ağızdan bırakın. Bu tutulmuş nefes doğum sırasında özellikle bebeğinizi dışarı iterken faydalı olacaktır.

Yüzeysel küçük nefes: Hafifçe ve çabucak, ses çıkarmadan nefes alıp verin. Yalnızca göğsünüzün üst kısmı kıpırdamalı, karın hemen hemen hareketsiz kalmalıdır. Bu nefes ritmik olmalı. Dolayısıyla nefes alma zamanının verme zamanına eşit olmasına dikkat edin. Bu nefesi ağzınızı açık veya kapalıyken yapabilirsiniz. Bu yüzeysel nefes rahim ağzının doğum için genişlemesini sağlayan güçlü kasılmalar geldiğinde işe yarayacaktır.
Büyük sık nefes: Bu kez nefes ritmi hızlanmalı, saniyede tam bir nefes alıp vermek gerek. Ağız yarı açık nefes alın, nefes verin. Bu nefes rahim ağzı genişlemesinin sonunda bebeği iterken ve bebek dışarı çıktıktan sonra kendinizi engellemeniz gerektiğinde çok işe yarayacaktır.

BİR DOĞUM PROVASI
Bu farklı nefeslere hakim olmayı öğrendikten sonra bir doğum provası yapabilirsiniz. Bebeği dışarı atma sırasında duracağınız pozisyona geçin, yani sırt yastıklarla kalkmış, bacaklar bükülü, uyluklar ayrılmış olarak uzanın. Bu pozisyonda kendinizi şu egzersize alıştırın: Önce bebeği dışarı itmeyi kolaylaştıran nefes tutmayı yapın, hemen ardından bebeği daha fazla itmeyi engelleyen sık sık yüzeysel küçük nefesleri yapın. Doğum sırasında önce bebeği itmek için kendinizi kastıktan sonra, birden çocuğun başı göründüğünde ebe artık “itmeyin itmeyin” diyecektir.

Tutulmuş nefesten hemen sık nefese geçmek kolay değildir. Bu yüzden çalışmak gerekir. Ancak bu nefes egzersizlerini yaparken arada normal solumanıza dönüp, kendinizi dinlendirmeyi unutmayın.