Doğum korkusu her gebenin hissettiği bir duygu olup doğum yaklaştıkça artar.onun için normal veya sezeryan doğum .... herikisiyle başetmenin yolu ; yaşanılacak olayı iyice bilmek ve ona hazırlanmaktır
Kadın, öncelikle doğum esnasında çekilecek ağrının şiddetine dayanamamaktan korkuyor. Ayrıca yabancı bir ortamda yalnız ve çaresiz kalmaktan, bebeğin başına kötü bir şey gelmesinden, doktora ya da hastaneye ulaşamamaktan korkuyor. Ayrıca normal doğum olarak adlandırılan vajinal doğumun doğum sonrası cinsellikten zevk almayı olumsuz yönde etkilediği düşüncesi de endişeye yol açabiliyor.
Yalnız normal doğumdan değil bazen sezaryenle doğum yapmaktan da korkuyor kadınlar... Bu korkuları; anestezi korkusu, bilinci kaybettikten sonra kontrolün tamamıyla başkalarının elinde olması, ameliyat esnasında ve de sonrasındaki ağrılar, operasyon sonrası iyileşme döneminin uzun olması şeklinde sıralayabiliriz. "Ya bayılıp tekrar ayılamazsam?... Sonuçta bu bir ameliyat ve her ameliyatın riskleri vardır!... Kontrolü tamamen kaybedeceğim ve bebeğimi herkesten sonra ben göreceğim!..." gibi düşünceleri olabiliyor kadının.
Annelik kimliğinin yerleşmesinde doğum tecrübelerinin yeri büyüktür. Doktor ve hemşirelerle işbirliği içerisinde, ağrıya ya da paniğe yenik düşüp kontrolü kaybetmek sizin gerçekleşen başarılı bir doğum sonrasında kadının kendine güven duygusu artıyor, bununla birlikte annelik yetenekleri konusundaki özgüvenini de arttırıyor. Ve ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz oluyor.
Aslında insan bilmediği şeyden korkar. Bu nedenle korkuyla başa çıkmada ilk adım yeterli bilgi edinmek olmalı. Onlara hamilelik süreci ve doğum hakkında bol bol okumalarını, kaygılarını ve korkularını ise doktorlanyla paylaşmalarını öneriyorum.
Doğum korkusuyla başedebilmek için;
* Sağlıklı bilgi edinin: Doktorunuzla mutlaka konuşun
* Fiziksel ve duygusal endişelerinizi ayırt etmelisiniz:
• Doğum sonrasında hayatınızı dusunmeye çalışın: Doğuma sizinle kim gelecek, evde size kim destek olacak bunları doğumdan önce mutlaka planlayın.
• Kendinize vakit ayırın:doğum öncesinde kendiniz rahatlatmak,stresini azaltmak için bir takım aktiviteler yapın.( rahatlama ve gevşeme egzersizleri buna bir örnek)
* Yardım almalisiniz:doğum korkusu günlük yaşamınızı olumsuz etkilemeye başlarsa ve bunlarla tek başınıza baş edemediğinizi hissederseniz profesyonel yardım alın.
Özetlemek gerekirse doğum korkusuyla başa çıkmada ilk adım anne adayının kendisini en çok endişelendiren konuyu iyi bilmesi, bunu doktoruyla ya da doğum öncesi kurslara katılarak çözmeye çabalaması, çabalar yetersiz kaldığında bireysel bir psikolojik destek alması olmalıdır. Doğuma eşin katılımı özellikle yabancı bir ortamda (doğumhane) yalnız kalma korkusuna yardımcı olmaktadır. Bunun yanında doğum personelinin doğum sırasındaki pozitif ve destekleyici tutumları, anneyi doğum süresince bilgilendirmek ve bir sonraki aşamanın ne olduğunu anlatıp doğuma onun da katılımını sağlamak annenin kontrol duygusunu güçlendirecek ve korkusunu azaltacaktır. Korku azaldığında ağrı kesici ihtiyacı da azalmakta ve doğum süresi kısalmaktadır.
Ne şekilde doğum yapmış, ne kadar acı çekmiş olursanız olun, aklınızda kalacak tek şey bebeğinizi kucağınıza aldığınız andaki heyecan ve mutluluğunuz olacaktır.
28 Temmuz 2009 Salı
24 Temmuz 2009 Cuma
BABALARIN DOĞUM PLANI

Doğum sırasında beklenmedik şeyler olabilir, dolayısıyla herşeyi mümkün olduğunca planlarken bir yandan da esnek düşünmeniz önemlidir. En küçük ayrıntısına kadar herşeyi önceden ayarlayın ki, doğum sırasında olabilecek beklenmedik durumlarla ilgilenme fırsatınız olabilsin. Peki, nedir bu küçük ayrıntılar?
- Hastane kaydı
- Hastaneye giden yolların belirlenmesi ve yollardan birinin tıkalı olması durumunda kullanılabilecek alternatif yolların bulunması
- Hastane girişleri ve park yerlerinin öğrenilmesi
- Aranacak kişilerin telefon numaralarının bir kağıda yazılması. Telaş halinde kimleri arayacağınızı ve telefon numaralarını unutabilirsiniz.
- Cep telefonunuzun şarj aleti (ancak hastane içinde cep telefonunuzu kullanıp kullanamayacağınızı önceden öğrenin, büyük olasılıkla cep telefonunuzu kullanmanıza izin verilmeyecektir!)
- Annenin hastane çantası ve sizin hastanede ihtiyaç duyabileceğiniz eşyalar
- Bebek koltuğu arabada kullanıma hazır olmalı
- Doğum sırasında büyük çocuğunuz/çocuklarınıza ilgilenecek kişinin ayarlanması
22 Temmuz 2009 Çarşamba
Maxi-Cosi Mura - 3 tekerlekli Bebek Arabası

Özellikleri: - Rahat ve geniş oturma ünitesi ile bebeklikten 4 yaşına kadar kullanıma uygun, 3 tekerlekli ve çok konforlu bu bebek arabasının birbirinden şık 6 renk alternatifi bulunuyor.
- Kolayca yönü değişebilen ve ayarlanabilen oturma ünitesi 3 pozisyonda kullanılabilir; Oturma, dinlenme ve yatış pozisyonu...
- Oturma ünitesinin ön tarafında, çocuğunuz oturduğunda onu ergonomik olarak destekleyen T şekilli koruma barı mevcut.
- Birbiriyle tamamen uyumlu renklerde aksesuar serisi...
- 3’ü 1 arada seyahat sistemi oluşturmak üzere MaxiCosi CabrioFix ve MaxiCosi Mura Portbebe ile uyumludur.
Hitap Ettiği Yaş Aralığı: 0- 4 yaş
Taşıma Kapasitesi: 0- 20 kg
Ürün Açık Ölçüleri: en = 67cm x yükseklik= 100cm x derinlik= 116cm
Ürünün Kapalı Ölçüleri: en= 56cm x yükseklik= 81cm x derinlik= 40cm
Miktar/ ml/ Kg: 16.8 kg
Ürün Madde İçeriği: Şase Gümüş Rengi mat aliminyum, Kumaş Nano Teknolojisi ile 3M Scotchgard özelliği ile (Özel silikonlu, leke tutmaz, su geçirmez, hava alan kumaş bebeği yazın serin, kışın sıcak tutar) üretilmiştir.
Temizlenme: Nemli bez ile silinebilir kumaş, elde 30 derecede yıkanabilir
Teknik Özellikleri: - Ayarlanabilir 5 nokta emniyet kemeri (omuz pedleri ile birlikte), emniyet kemer yüksekliği iki boyda ayarlanabilir,
- Arka tekerleklerde süspansiyon
- 360º dönebilen ön tekerlek tek bir düğme ile kilitlenebilir.
- Kolay sökülüp takılabilen tekerlekler( temizlemeye ve arabada taşımaya çok uygun)
- Tek buton ile her iki arka tekerleği kilitleme ve çözme özelliği
- Ayarlanabilir ayak desteği
- Oturma ünitesini kolay takıp çıkarabilmek için özel sistem
- İtme kolu yükseklik ayarı
21 Temmuz 2009 Salı
BEBEKLERDE İSHAL
İSHAL
Yaz aylarında sık karşılaşılan ishallere çeşitli mikroplar neden olmaktadır. Fazla meyve suyu içmek nedeniyle ve gıda alerjilerinde de ishal görülebilmektedir. 1 ya da 2 kez sulu dışkılama belki de çocuğun yediği değişik bir gıdadan kaynaklanabilmektedir. İçme suları ve gıdalarla alınan mikroplar; çocuklarda kusma, ishal ve dehidratasyona neden olmaktadır.
En çok E. Coli basilinin neden olduğu ishaller görülmektedir. Bunlara turist ishali de denmektedir. Bu tür ishaller, kanalizasyon sularının karıştığı, kirli suda yüzmek veya bu kirli suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu durum yeşil, sulu kabuklu dışkılamaya neden olmaktadır. Yeşil dışkılama, bağırsak pasajının hızlandığını ve orta derecede bir ishalin göstergesidir. İshalin şiddetini belirleyen en önemli gösterge dışkılama sıklığıdır.
İshalin en önemli komplikasyonu aşırı sıvı kaybına bağlı dehidratasyondur ki bulguları 8 saat boyunca gözyaşı olmaması ve idrar yapamama şeklinde gözlenebilmektedir. İshaller birkaç gün ya da bir hafta sürebilir. Esas tedavi, dehidratasyonu önlemek ve ishalle kaybedilen sıvıyı oral yoldan geri kazanmak olmalıdır. İshal tedavisinde evde diyet değişikliği yapmak en doğru yöntemdir. Çocuğun yaşına ve ishalin şiddetine göre diyet uygulanmalıdır.
2 yaşından küçük çocuklarda ve hafif derecedeki ishallerde ne yapılmalıdır?
Çocuğunuz biberon ile besleniyorsa; her biberon ile çocuğunuza ekstra 30-60 ml. su veriniz. Eğer bebeğiniz katı gıda ile besleniyorsa; çocuğunuza elma, muz püresi ve havuç püresi ile patates ve haşlanmış pirinç veriniz.
1 yaşından küçük bebeklerde orta derecedeki ishallerde ne yapılmalıdır?Bebeklere oral elektrolit solüsyonlarından ilk 24 saatte verilmelidir. Bu solüsyonlar, reçetesiz olarak eczaneden alınabilir. 6-24 saat sıvı veriminden sonra bebek acıkacaktır. 3 günden uzun süren ishallerde standart mama, soya formüllü mama ile değiştirmelidir. Normal bebek mamalarında laktoz (süt sekeri) bulunmaktadır, soya formüllü olan mamalarda ise laktoz yoktur. Beslenmeye 3 gün boyunca, soya formüllü mama ile ishal düzelene dek devam edilmelidir. Her biberona mama hazırlarken ekstra 30-60 ml. su konulmalıdır.
1-2 yaş arası çok sulu dışkı yapan çocuklarda, ne tür diyet değişikleri yapılmalıdır?
1. gün; sadece sıvı gıdalar, acıkılırsa tost tuzlu kraker, pirinç
2. gün; çorbalar, patates, havuç, elma, muz ve lif açısından zengin gıdalar
3. gün; yağsız et, haşlanmış makarna, haşlanmış yumurta, yoğurt
6. gün süt ürünleri dışındaki dışında normal beslenme
7. gün: süt ve süt ürünleri eklenebilir.
Anne sütü ile beslenen bebek ishallerinde ne yapılmalıdır?
Dışkının nasıl gözüktüğü (kan ve mukuslu olmadığı sürece) anne sütü ile beslenen bebeklerde önemli değildir. 2-3 aylık bebekler, her beslenme sonrası dışkı yapabilir. Annenin diyetindeki kahve, kola, bitkisel çaylar; bebeğin dışkısını etkileyebilmektedir. Hafif-orta derecedeki ishallerde, anne sütünü kesmeksizin emzirme aralarında ekstra su verilebilir. İshaller bulaşıcı olduğu için korunma çok önemlidir. Ellerin sık sık yıkanması en önemli konudur.
Çocuklar ne zaman doktora götürülmelidir?
• Çocuğunuz 8 saattir idrarını yapmıyorsa,
• Çocuğunuzun dışkısında kan varsa,
• Çocuğunuzda şiddetli karın ağrısı gözleniyorsa,
• 1 haftadan uzun süren ishallerde,
• Çocuğunuzun 72 saattir ateşi varsa,
• 48 saatlik diyete rağmen, çocuğunuzda düzelme yoksa
Uzun sure açıkta kalan gıdalar veya dondurma, mayonez gibi kolay bozulan gıdaların tüketilmesinden itibaren 6-24 saat içerisinde; kusma, karın ağrısı, kramplar gibi besin intoksikasyonu (zehirlenme) belirtileri gözlenmektedir. Kusma ve ishal vücudumuzun savunma mekanizmalarıdır. Bu tür durumlarda bu şikayetleri engelleyen ilaçlar kullanılmamalıdır. Çünkü gıda zehirlenmesine neden olan toksinler ve bakteriler vücuttan atılana dek kusma ve ishal devam etmektedir.
Yaz aylarında sık karşılaşılan ishallere çeşitli mikroplar neden olmaktadır. Fazla meyve suyu içmek nedeniyle ve gıda alerjilerinde de ishal görülebilmektedir. 1 ya da 2 kez sulu dışkılama belki de çocuğun yediği değişik bir gıdadan kaynaklanabilmektedir. İçme suları ve gıdalarla alınan mikroplar; çocuklarda kusma, ishal ve dehidratasyona neden olmaktadır.
En çok E. Coli basilinin neden olduğu ishaller görülmektedir. Bunlara turist ishali de denmektedir. Bu tür ishaller, kanalizasyon sularının karıştığı, kirli suda yüzmek veya bu kirli suların bulaştığı gıdaların tüketilmesi sonucunda oluşmaktadır. Bu durum yeşil, sulu kabuklu dışkılamaya neden olmaktadır. Yeşil dışkılama, bağırsak pasajının hızlandığını ve orta derecede bir ishalin göstergesidir. İshalin şiddetini belirleyen en önemli gösterge dışkılama sıklığıdır.
İshalin en önemli komplikasyonu aşırı sıvı kaybına bağlı dehidratasyondur ki bulguları 8 saat boyunca gözyaşı olmaması ve idrar yapamama şeklinde gözlenebilmektedir. İshaller birkaç gün ya da bir hafta sürebilir. Esas tedavi, dehidratasyonu önlemek ve ishalle kaybedilen sıvıyı oral yoldan geri kazanmak olmalıdır. İshal tedavisinde evde diyet değişikliği yapmak en doğru yöntemdir. Çocuğun yaşına ve ishalin şiddetine göre diyet uygulanmalıdır.
2 yaşından küçük çocuklarda ve hafif derecedeki ishallerde ne yapılmalıdır?
Çocuğunuz biberon ile besleniyorsa; her biberon ile çocuğunuza ekstra 30-60 ml. su veriniz. Eğer bebeğiniz katı gıda ile besleniyorsa; çocuğunuza elma, muz püresi ve havuç püresi ile patates ve haşlanmış pirinç veriniz.
1 yaşından küçük bebeklerde orta derecedeki ishallerde ne yapılmalıdır?Bebeklere oral elektrolit solüsyonlarından ilk 24 saatte verilmelidir. Bu solüsyonlar, reçetesiz olarak eczaneden alınabilir. 6-24 saat sıvı veriminden sonra bebek acıkacaktır. 3 günden uzun süren ishallerde standart mama, soya formüllü mama ile değiştirmelidir. Normal bebek mamalarında laktoz (süt sekeri) bulunmaktadır, soya formüllü olan mamalarda ise laktoz yoktur. Beslenmeye 3 gün boyunca, soya formüllü mama ile ishal düzelene dek devam edilmelidir. Her biberona mama hazırlarken ekstra 30-60 ml. su konulmalıdır.
1-2 yaş arası çok sulu dışkı yapan çocuklarda, ne tür diyet değişikleri yapılmalıdır?
1. gün; sadece sıvı gıdalar, acıkılırsa tost tuzlu kraker, pirinç
2. gün; çorbalar, patates, havuç, elma, muz ve lif açısından zengin gıdalar
3. gün; yağsız et, haşlanmış makarna, haşlanmış yumurta, yoğurt
6. gün süt ürünleri dışındaki dışında normal beslenme
7. gün: süt ve süt ürünleri eklenebilir.
Anne sütü ile beslenen bebek ishallerinde ne yapılmalıdır?
Dışkının nasıl gözüktüğü (kan ve mukuslu olmadığı sürece) anne sütü ile beslenen bebeklerde önemli değildir. 2-3 aylık bebekler, her beslenme sonrası dışkı yapabilir. Annenin diyetindeki kahve, kola, bitkisel çaylar; bebeğin dışkısını etkileyebilmektedir. Hafif-orta derecedeki ishallerde, anne sütünü kesmeksizin emzirme aralarında ekstra su verilebilir. İshaller bulaşıcı olduğu için korunma çok önemlidir. Ellerin sık sık yıkanması en önemli konudur.
Çocuklar ne zaman doktora götürülmelidir?
• Çocuğunuz 8 saattir idrarını yapmıyorsa,
• Çocuğunuzun dışkısında kan varsa,
• Çocuğunuzda şiddetli karın ağrısı gözleniyorsa,
• 1 haftadan uzun süren ishallerde,
• Çocuğunuzun 72 saattir ateşi varsa,
• 48 saatlik diyete rağmen, çocuğunuzda düzelme yoksa
Uzun sure açıkta kalan gıdalar veya dondurma, mayonez gibi kolay bozulan gıdaların tüketilmesinden itibaren 6-24 saat içerisinde; kusma, karın ağrısı, kramplar gibi besin intoksikasyonu (zehirlenme) belirtileri gözlenmektedir. Kusma ve ishal vücudumuzun savunma mekanizmalarıdır. Bu tür durumlarda bu şikayetleri engelleyen ilaçlar kullanılmamalıdır. Çünkü gıda zehirlenmesine neden olan toksinler ve bakteriler vücuttan atılana dek kusma ve ishal devam etmektedir.
15 Temmuz 2009 Çarşamba
Bebeğinizin ilk oyuncakları nasıl olmalı?
Bebeğin gelişimi; sevgi ve ilgiyle beslenirken oyuncaklar da bu sürece katılmalıdır.
İlk oyuncaklar neler olmalıdır?
Sallanan oyuncaklar:
İlk ay oyuncağının göz hizasında olması çok önemlidir. Sallanan renkli oyuncaklar seçebilirsiniz. Başlangıçta bebek bu oyuncağa bir süre ilgisiz kalsa da dış dünyaya uyum sağladıkça ilgisi artacaktır. Bu tip oyuncaklar bebeğin algısını güçlendirerek çevresini daha çok fark etmesine yardımcı olacaktır.
Sallanan oyuncak ve objeyi aralıklarla değiştirin. Bu değişimi fark edecektir.
Renkli oyuncaklar: Sallanan objelerin canlı renklerde seçilmesi önemlidir. Kırmızı, mavi, yeşil renklerde olabilir. Parlak renkli oyuncaklar da olabilir. Yatağan yakın çevresine de bu renkli oyuncakları yerleştirebilirsiniz. Diğer aylarda başını hareket ettirmeye başladıkça bu oyuncaklar da dikkatini çekmeye başlayacaktır.
Sesli oyuncaklar: Bebeğin çevresinin farkında olmasını sağlamak için oyuncaklar bebeğin duyularına hitap etmelidir. İşitme duyusunu güçlendirecek müzikli dönenceler ilk ayda çok yararlıdır. Bu oyuncak ; bebeğin farklı sesleri de fark etmesini sağlayacaktır. Bir müzik kutusu , cd çalar da işe yarayabilir. Özellikle de uykuya geçiş zamanlarında çalacağınız müzikler onu rahatlatarak daha sakin ve huzurlu bir şekilde uykuya dalmasını sağlayacaktır.
Anne / Baba da ilk ay oyuncaklarıdır. Dokunulmak bebeğin sevildiğini, değer verildiğini ona hissettirir. Güven duygusu kazandırır. Yüzünüz ve gülüşünüz onun için en eğlenceli oyuncaktır. Yüzünüzü ona yaklaştırın ve sesli bir şekilde gülümsemeye başlayın. Onu sevdiğinizi söyleyin. Şarkılar , ninniler söylediğinizde sizi dikkatlice dinlediğini ,her yaklaştığınızda heyecanlandığını fark edeceksiniz. Onunla ne kadar çok konuşursanız o kadar çok uyaran alır. Sizinle iletişimi artar ve annesi olduğunuzu daha çok fark eder.
Oyuncaklar ; bebeklik döneminde çok önemlidir. Bebeğin tüm duyuları için uyaran görevindedir. Dış dünyayı daha çok algılamasına, görsel ve işitsel dikkatinin artmasına olanak sağlar. Bebeğin diğer aylarda göstereceği gelişim aşamaları için bir temel oluşturulmasına yardımcı olur.
Çevresinin daha çok farkında olan bebek ; çevresi ile daha fazla iletişim kurar, güven duygusu gelişir ve mutlu bir çocuk olmanın temellerini atmış olur.
İlk oyuncaklar neler olmalıdır?
Sallanan oyuncaklar:
İlk ay oyuncağının göz hizasında olması çok önemlidir. Sallanan renkli oyuncaklar seçebilirsiniz. Başlangıçta bebek bu oyuncağa bir süre ilgisiz kalsa da dış dünyaya uyum sağladıkça ilgisi artacaktır. Bu tip oyuncaklar bebeğin algısını güçlendirerek çevresini daha çok fark etmesine yardımcı olacaktır.
Sallanan oyuncak ve objeyi aralıklarla değiştirin. Bu değişimi fark edecektir.
Renkli oyuncaklar: Sallanan objelerin canlı renklerde seçilmesi önemlidir. Kırmızı, mavi, yeşil renklerde olabilir. Parlak renkli oyuncaklar da olabilir. Yatağan yakın çevresine de bu renkli oyuncakları yerleştirebilirsiniz. Diğer aylarda başını hareket ettirmeye başladıkça bu oyuncaklar da dikkatini çekmeye başlayacaktır.
Sesli oyuncaklar: Bebeğin çevresinin farkında olmasını sağlamak için oyuncaklar bebeğin duyularına hitap etmelidir. İşitme duyusunu güçlendirecek müzikli dönenceler ilk ayda çok yararlıdır. Bu oyuncak ; bebeğin farklı sesleri de fark etmesini sağlayacaktır. Bir müzik kutusu , cd çalar da işe yarayabilir. Özellikle de uykuya geçiş zamanlarında çalacağınız müzikler onu rahatlatarak daha sakin ve huzurlu bir şekilde uykuya dalmasını sağlayacaktır.
Anne / Baba da ilk ay oyuncaklarıdır. Dokunulmak bebeğin sevildiğini, değer verildiğini ona hissettirir. Güven duygusu kazandırır. Yüzünüz ve gülüşünüz onun için en eğlenceli oyuncaktır. Yüzünüzü ona yaklaştırın ve sesli bir şekilde gülümsemeye başlayın. Onu sevdiğinizi söyleyin. Şarkılar , ninniler söylediğinizde sizi dikkatlice dinlediğini ,her yaklaştığınızda heyecanlandığını fark edeceksiniz. Onunla ne kadar çok konuşursanız o kadar çok uyaran alır. Sizinle iletişimi artar ve annesi olduğunuzu daha çok fark eder.
Oyuncaklar ; bebeklik döneminde çok önemlidir. Bebeğin tüm duyuları için uyaran görevindedir. Dış dünyayı daha çok algılamasına, görsel ve işitsel dikkatinin artmasına olanak sağlar. Bebeğin diğer aylarda göstereceği gelişim aşamaları için bir temel oluşturulmasına yardımcı olur.
Çevresinin daha çok farkında olan bebek ; çevresi ile daha fazla iletişim kurar, güven duygusu gelişir ve mutlu bir çocuk olmanın temellerini atmış olur.
14 Temmuz 2009 Salı
YAŞAMIN İLK İKİ YILINDA ÇOCUK SAĞLIĞI VE BAKIMI
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)