Her beş bebekten biri akşamüstüne doğru başlayan ve gece yatma zamanına kadar süren ağlama krizlerine tutuluyor. Doğumdan iki ya da üç hafta sonra başlayan kolik bebeklerin ağlamasının üçüncü ayın sonunda tamamen ortadan kalkması beklenir. Bebeğinizin ağlamasını dikkate almakla birlikte, koliğin tedavisinin olmadığını da bilmelisiniz. Halk arasında gaz sancısına iyi geldiği düşünülerek bebeklere verilen bitki çayları ise, sadece anneyi psikolojik olarak rahatlatmakta, bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Üstelik, anne sütü alacağı miktar yerine bebeklerin karınlarının boş yere doldurulması da hoş değildir. En iyisi mi sabırlı ve sakin bir tutum izleyin. Çünkü kolik ağlamaları sonucu kendinizi çileden çıkmış ve çaresiz hissedebilirsiniz.
Bebeğinizin sıkıntılarını anlatmasının en kolay yolu ağlamasıdır. Ağlamak yeni doğmuş bir bebeğin olgunlaşmamış fizyolojisinden kaynaklanır. Bütün bebekler ağlarlar, fakat herhangi bir sağlık sorunu olmayan bebekte her türlü kontrol edilemeyen ağrıya,“kolik” yani gaz sancısı denir. Kolik ağlaması diğer ağlamalardan farklıdır. Bebek sakinleştirilemeden saatlerce ağlayabilir, çok ender ağlama bir gün boyunca sürer.
Gaz sancısı olarak da adlandırılan “infantil kolik”, genellikle bebeler 3-4 haftalıkken başlar ve 4. aya kadar devam edebilir. Bu sorunun kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Fakat uygulanan bazı yöntemler yararlı olabilir. Kolik 3 ayın altındaki bebeklerin yüzde 10 ila 30’unda görülebilir. Genellikle kolik ağlaması her gün tekrarlar, bazen bir gece ara verdiği görülür.
Koliği olan bebekler günde ortalama 3 saatten fazla ağlarlar ve bu durum haftada en az 3 gün tekrar eder. Bu sorun aileleri fazlaca endişelendirebilir. Tedavi gerektiren herhangi bir sorun olmamasına rağmen, ebeveynler en çok bu nedenle doktora başvururlar.
KOLİK NASIL ANLAŞILIR?
Bütün bebekler zaman zaman ağlarlar, bu çok doğaldır. Fakat yine günde 2 saati geçen ağlamalarda doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
Bebeğinizin ağlaması günde 2-3 saati geçiyorsa, 18.00-24.00 saatleri arasında akşamları daha da şiddetleniyorsa, huzursuzsa, sıkıntılı bir şekilde bacaklarını çekerek gaz çıkarıyorsa bu belirtiler koliğe işarettir.
Aşırı ağlamanın bebeğinize hiç bir zararı yoktur. İkinci aydan itibaren kolik ağlamaları azalmaya başlar. 3. - 4. aya geldiğinizde kaybolur. Ağlama nöbetlerini tamamen yok etmenin kesin bir yolu yoktur, ama bazı uygulamalarla süresi kısaltılabilir. Uzun vadede bu bebekler diğer bebeklere oranla daha duyarlı olabilirler.
KOLİĞİN NEDENLERİ
Sağlıklı olan her bebek doğumdan sonraki birkaç ayda farklı sebeplerden dolayı ağlayabilir. Koliğe neden olan sebepler tam olarak bilinmemekle birlikte, bebeğinizi rahatlatmanızın en iyi yolu onu kucağınıza alarak, hafif ve yumuşak hareketlerle karnını okşamanızdır. Bazen ılık bir banyo da ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.
Bebeğe uygulanan bakım yöntemleri koliğe neden olmaz. İçiniz rahat olsun, kendinizi suçlamayın. Bebeğinizin aşırı ağlamasının nedeni çok gazının ya da karın ağrısının olması değildir. Gazını çıkarmak için bebeğinizi hırpalamayın ve özel biberonlara da gerek yoktur. Ağladığı sırada karnının çok fazla sert olduğunu farkederseniz paniklemeyin. Bunun nedeni ağlarken karnını kasmasıdır. Kollarını ve bacaklarını da kendine çekerek kasabilir.
ÖNERİLER
- Ağladığı zaman kucağınıza alarak onu sakinleştirmeye çalışın. Kucağınızda gezdirin ya da yavaş yavaş sallayın. Yalnız olmadığını, yanında olduğunuzu ona hissettirin.Dr. Harvey Krap'ın bu konuyla ilgili önerileri de çok işe yarar.Buradan okuyabilirsiniz:http://blogcuanne.com/tag/harvey-karp/
- Sakin ve sessiz bir yerde emzirin. Yediklerinize dikkat etmeniz gerekir. Bir görüşe göre, yediğiniz besinler örneğin; inek sütü, baharatlı gıdalar vb. bebeğinizde gaz yapabilir.
- Eğer hazır mama kullanıyorsanız doktorunuza başvurarak daha az gaz yapan bir mamayı tercih edebilirsiniz.Her markanın gazlı bebeklere özel maması var, meraklanmayın!
- Emzirirken ya da biberon ile beslerken bebeğinizin hava yutmamasına özen gösterin. Örneğin; meme ucunu olabildiğince geniş olarak bebeğinizin ağzına verin. Biberon ile besleniyorsa biberonu yatay değil, dik olarak verin.
- Stresli ortamlarda yaşayan bebeklerin gaz problemini daha çok yaşadığına dair araştırmalar var. Bebeğiniz için mümkün olduğunca sakin ortamlar yaratın, stresten uzak durmaya çalışın. Fırsat buldukça dinlenmeye çalışın. Siz ne kadar rahat ve mutluysanız, bebeğiniz de öyle olur.
- Bebeğinizi uyku düzenine alıştırmaya çalışın. Örneğin; geceleri daha çok uyumasını sağlayın. Uykusu geldiğinde kendi kendine uyumasına imkan yaratın. Gündüzleri ise çok uzun süreler uyumasına izin vermeyin.
- Açlık nedeniyle ağlamasını azaltmak üzere bebeğinizi sık aralıklarla az az besleyin.
- Emzik vermeyi de deneyebilirsiniz.
- Altının temiz olmasına dikkat edin.
Bütün bunların dışında kolikle başa çıkamadığını düşünüyorsanız, doktorunuza danışarak ilaçla tedavi yöntemini tercih edebilirsiniz. Fakat bilmelisiniz ki, koliği kesen sihirli bir ilaç yok. Ve ilaçların da yan etkileri olabilir.
Bebeklerde gaz sancısının (koliğin) genellikle mide bağırsak problemlerinden kaynaklandığı düşünülse de, yapılan bazı araştırmalara göre çıkış noktası bebeğin anneyle kurduğu ilişkidir. Anne gergin olduğunda ve emzirme deneyimi keyifle yaşanmadığında; anne bebeğini tedirgin tuıtar ve bebek de bunu hisseder. Bir an önce karnını doyurup, memeden çekilmek ister. O yüzden hızlı hızlı emer ve dolayısıyla hava da yutar ve bu gaz olarak karşımıza çıkabilir. Burada olayı başlatan ilişkidir; bebeğin annenin kucağında tedirgin durması, keyif alarak, sindire sindire emmemesidir. Örneğin; İngiltere’de yapılan bir araştırmada 5 yıl boyunca anne babası olmayan çocuklar gözlenmiş ve bu çocuklarda kolik sorununa rastlanmamış. Yani, ilişki yoksa kolik da yok denilebilir. Sonuçta, emzirmeye-ilişkiye eşlik eden süreçlerin, davranışların üzerinde durulup, düşünülmesinde büyük yarar var.
Ama bu demek değil ki; her kolik bebeğin annesiyle olan ilişkisi kötü..
Kolik bebeklerde anne - bebek teması çok önemli. bunun için de wraplar süper!! tavsiye ederim.. Bunun içinde http://www.babyslingo.com/ bu siteyi öneririm. Ben de kullandım. gerçekten bebğinizle bütünleşmek çok güzel..
White noise da çok işe yarıyor.http://arsiv.sabah.com.tr/cp/rop101-20070311-102.html buradan Buzuki orhan'ın neden bir cd hazırldığı ile hikayeyi de okuyabilirsiniz.
Kolik bebekler genelde anne karnında kalmak isteyen bebekler . O nedenle annenin yakınlığına çok ihtiyaç duyuyorlar. Klasikleşmiş fakat günümüzde uzaklaşılmış olan kundaklama da işe yarıyor. Özellikle bebeğin uyutacağınız zaman kundaklarsanız, ellerini uykuda oynatırken kendini uyandırmaz, daha uzun ve huzurlu bir şekilde uyuyabiliir.
Bir de ılık duş ardından elma yağı veya bebeğine banyo sonrası kullandığın bebe yağı ile yapacağınız masaj çok etkili olabillir.Bebeklere masaj yapmanın ne özel bir tekniği ne de belli bir sırası vardır; esas sorun bunu onların küçük bedenlerine uydurabilmektedir. Bebeğin vücudu çok küçük olduğundan, en çok sıvazlamaları kullanacaksınız.
Bebeğiniz için bir rahatlama ve rahatlatma tekniği olan masajın temeli, eller yardımıyla bebeğin tüm vücudunda yumuşak dokunuşlar yaratmaktır. Masaja, bebeğinizin başından başlayarak kollarına, karnına, kol ve bacaklarına uyguladığınız hafif dokunuşlarla başlayın. Kendinizi güvende hissettikçe ve bebeğiniz alıştıkça, uyguladığınız basıncı yavaşça arttırarak masaja devam ediniz.
Masaj sırasında üzerinde çalıştığınız bölge elleriniz için fazla küçükse, parmak uçlarınızla masaj yapın. Bebeğinizin hoşuna giden hareketleri hemen keşfedeceksiniz. Tüm hareketleriniz yavaş ve dengeli olsun; kendinizi zorlamayın, stres yapmayın, bırakın elleriniz sizi yönlendirsin.
Masaj yaparken yüz de dâhil olmak üzere tüm bölgelerde badem veya zeytinyağı gibi hafif bir bitkisel yağ kullanın. Bebekler için uygun olan bu yağları kolayca bulabilirsiniz. Bebek yağı mineral esaslı bir yağdır, deri tarafından kolayca emilmez.
Bu arada kolik bir bebeğe sahip çok zordur. O nedenle arada sizin de rahatlatılmasının da önemi var. Anneniz, kardeşiniz veya size yakın olan bir arkadaşınızdan arada mutlaka size destek olmasını rica edin. Eşiniz eve geldiğinde , dışarı bir markete bile gitseniz sizi rahatlatacaktır. Siz iyi olmalısınız ki bebişiniz de iyi olsun. Siz de ara ara nefes egzersizleri de yapabilirisniz
4 Mart 2014 Salı
Emzirmede Nelere Dikkat Edilmeli?
• Doğumdan sonraki ilk 1/2 - 1 saatte emzirmeye başlanmalıdır. Emzirmeden önce bebeğe hiçbir içecek verilmemelidir. Bebek her istediğinde emzirilmeli, emzirilen bebeklere yalancı meme verilmemelidir.
• İlk 6 ayda bebeklere sadece anne sütü verilmelidir. Annelere emzirme tekniği öğretilmeli. Her emzirmede bebek her iki memede en az 7-10 dk tutulmalı, her emzirmede farklı meme ile başlanmalıdır.
• 6 ayın üzerindeki tüm bebekler tamamlayıcı besin almalıdır ve çocuklar 2 yaşına kadar emzirilebilir.
• Süt üretimini arttırmak için, bebekle anne doğumdan sonra aynı odada olmalı ve emzirmeye hemen başlamalıdır.
• Anne, laktasyon dönemine uygun, yeterli ve dengeli beslenmeli, bol sıvı tüketmelidir. Emziklilik döneminde suyun yanı sıra besin değeri yüksek olan süt ve taze sıkılmış sebze-meyve suları gibi içecekler tercih edilmelidir.
• Anne sütünün bileşimini etkileyen faktörlerin başında annenin diyeti (beslenme şekli ve alışkanlıkları) gelmektedir. Kadınların gerek gebelikte gerekse laktasyonda tükettikleri enerji ve besin ögeleri miktarı, sütlerinin genel bileşimini etkilemektedir. Bu nedenle, kadınlara gebelikte ve emziklilikte yeterli ve dengeli beslenmenin önemi vurgulanmalı, diyetlerindeki farklılıkların sütlerine yansıyacağı, dolayısıyla bebeklerin büyüme ve gelişimlerini etkileyeceği konusunda eğitilmeleri gerekmektedir.
• Emziklilik döneminde zayıflama diyeti yapılmamalıdır. Bu dönemde enerji alımı günlük 1800 kalorinin altına düşerse, vücut için gerekli olan besin ögeleri yeterli düzeyde alınmamaktadır. Özellikle emziklilik döneminin başında düşük kalorili bir diyet uygulaması süt yapımını azaltmakta ve sütün besin değerini olumsuz etkilemektedir.
• Emziklilik döneminde alkol ve sigara kullanılmamalıdır.
• Annenin dinlenmesi sağlanmalıdır, anneye ruhsal yönden yardımcı olunmalıdır. Bebeği ile tensel temas kurmalıdır.
• Anneye özgüven kazandırıcı yakınlık ve ilgi gösterilmeli ve sakinleşmesi sağlanmalıdır.
• Bebekler anne sütü ile beslendikleri dönemde büyüme ve gelişme açısından mutlaka izlenmelidir.
Tüp bebek merkezi seçiminde dikkat edilmesi gerekenler nelerdir?
Op. Dr. Serdar Koç tüp bebek merkezi seçimi hakkında bilgi veriyor.
Doğal yollardan bebek sahibi olamayan insanların en çok başvurduğu yöntem olan tüp bebek yönteminde en önemli aşama olan tüp bebek merkezinin seçimi olmaktadır. Bu merkezin seçiminde ise bizlere yön gösterecek belirli birkaç sorular merkez seçiminde büyük yardımcı olmaktadır. Merkeze sorulan sorular ile merkezin başarısını ve doğru bir seçim olup olmadığını belirlemek daha kolay olmaktadır.
Tüp bebek merkezine sorulacak sorular nelerdir?
Tüp bebek merkezlerinde kalitenin ve başarının ölçütlerini belirleyen bir takım sorular bulunmaktadır. Bunlar;
- Merkezdeki canlı doğum oranının ne kadar olduğu
- Merkezin ne kadar süredir hizmet verdiği
- Başarı oranındaki yaş aralığı
- Hastalarla iletişimin nasıl kurulduğu
- Hijyen kurallarına ne kadar dikkat edildiği
- Hastaların tercih etme oranı
Bu sorular gibi pek çok soru sorulabilmektedir.
Tüp bebek Merkezinin müşterileri ile ilgisi ve sunduğu hizmetler nelerdir?
Her çiftin önemli olarak dikkat etmesi gereken merkez seçiminde merkezin hastalara sunduğu hizmetin kalitesi ve seçenekleri neler olduğuna da dikkat edilmelidir. Hastaların sorduğu sorular verilen cevapların tatmin ediciliği ise hastaların güvenini kazanmaktaki büyük bir etken olmaktadır.
Tedavide Başarıyı Yükseltmek İçin Merkez Seçimi
Tüp bebek merkezi hastasına gebelik için garanti vermemeli; tedavinin aşamaları, süresi, olası riskleri hakkında hasta bilgilendirilmeli hasta bunların bilincinde olarak tedavi hakkında kararını vermelidir. Bu yöntemin en önemli nedeni sonuç başarısız olurda tedavi olumsuz sonuçlanırsa hastada büyük yıkım meydana gelir. Hasta her olasılıktan haberdar olarak her ihtimale hazırlıklı olmalıdır. (http://www.serdarkoc.net/tup- bebek-merkezi-nasil-secilir)
Merkezde hijyenin kontrolü
Tüp bebek merkezine giden hastaların merkezden beklentileri yüksek olması gerekmektedir. Öncelikle başvurulan merkez tedavi uygulanan bölgenin ve hastaların kalacağı bölümlerin gezilebilmesindeki gösterdikleri özen hastaların tedavi öncesindeki merkezin hijyene verdiği önemi görmelerinde önem taşımaktadır. Hastaların merkeze aramaktaki gösterdikleri özen aldıkları sonucu ve oluşabilecek sağlık sorunlarını etkilemektedir.
Yenidoğan Bebekler İçin Yeni Johnson’s baby Top – To – Toe Saç ve Vücut Şampuanı
Yenidoğan bebeğinizin cildi yetişkinlere göre daha hassastır. Çok daha hassas olmasının yanı sıra, yapısal farklılıkları sebebiyle koruyucu özelliği de yetişkin cildi kadar gelişmemiştir.Tüm bu sebeplerle yenidoğan bebek cildinin özenle korunmasıgerekir.
Şampuan yenidoğan bebeğin hem saçına hem cildine temas eder; seçilecek şampuan, bebek cildine özel olmalıdır. Yeni Johnson’s baby Top To Toe Saç ve Vücut Şampuanı, yenidoğan bebeklerin hassas cildini ve saçlarını ilk banyosundan itibaren tahriş etmeden nazikçe temizleyecek şekilde formüle edilmiştir. Gerçek Göz Yakmayan formülü sayesinde gözler için saf su kadar yumuşaktır. Sabun içermez, bebeğin cildini kurutmaz. Hipoalerjenik* olan Johnson’sbaby Top to Toe saç ve vücut şampuanı bebek cildinin doğal PH değerine uygundur. Pediatristler tarafından test edilen Top toToe Saç ve Vücut Şampuanı’nın yenidoğan bebek cildine uygunluğu klinik olarak kanıtlanmıştır.
*Alerji riskini minimize edecek şekilde formule edilmiştir.
Tavsiye edilen satış fiyatı 13.9 tl /300 ml şampuan
3 Mart 2014 Pazartesi
Tarihsel Olarak Anne Sütü Kullanımı
Bebek beslenmesi ile ilgili uygulamaların tarihsel olarak gelişimi incelendiğinde, günümüze değin bebek beslenmesinde en önemli besinin anne sütü olduğu görülmektedir. Tarihsel yazıtlardan Ebers Papirusu’nda (Eski Mısır MÖ 1550 ) bebek beslemesinde kullanılacak tek besinin anne sütü olduğu ve bebeğin üç yaşına kadar anne sütü alması gerektiği vurgulanmıştır.
Anne sütü ile beslenmeye büyük önem veren Babiller (Mezopotamya) baştanrıçaları İştar’ı bebeğini emzirirken tasvir etmişlerdir. Anne sütünün kutsallığına inanan Yakut Türkleri’nde analık tanrıçası Ayzıt’ın bebeğine anne sütü damlatarak can verdiğine dair inanışlara rastlamaktayız. Benzer inanışlar İslam dininin ortaya çıkışı ile birlikte yoğunlaşmış olup İslam’a göre annenin beslenmesi ile bebeğin anne sütü ile beslenmesi arasında bir ilişki vardır.
Rönasans döneminde Avrupa’da yazılan kitaplarda da anne sütünün bebekler için en iyi besin olduğu belirtilmiştir. Buna karşın 20.yüzyıl Avrupa’sında endüstri devrimi ile birlikte kadınların çalışma hayatına girmesi anne sütü ile beslenmeye ilginin azalmasına ve sosyal değişim hareketleri ile biberonla beslemenin modern anneliğin simgesi haline dönüşmesi gibi yanlış uygulamaların yaygınlaşmasına neden olmuştur.1970’lerden sonra anne sütü konusunda yapılan araştırmalara ağırlık verilmesi ve günümüze kadar bu çalışmaların giderek artması anne sütünün eşsiz bir besin olduğunu ve bebek beslenmesindeki önemini vurgulamıştır. 1970’lerde anne sütü ile beslenme oranı %24.9 iken, bugün bu oran yaklaşık olarak 3-4 kat artmıştır. Bu artış şüphesiz çeşitli bilim alanındaki profesyonellerin, anne sütü ile beslenmenin yararlarının önemini benimsemeleri ile olmuştur. Dünyada anne sütü kullanımı hızla artarken aynı durum ülkemiz için de geçerlidir.
Ülkemizde yapılan Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması (TNSA )-2003’e göre emzirme oranı ve süresi Tablo 1‘de verilmiştir;
Tablo 1: Türkiye Nüfus Sağlık Araştırması (TNSA )-2003 Emzirme Oranı (%)
Ay Hiç Sadece Anne Anne Sütü ve
Emzirilmeyen Sütü Ek Besin
% % %
0-2 Ay 1.8 43.5 54.7
2-3 Ay 6.2 15.7 78.1
4-5 Ay 13.4 10.6 76
6-7 Ay 18.8 1.8 79.4
Her canlının sütünün kendisine ve bebeğine özel olması anne sütünü yavrusu için benzersiz bir besin maddesi yapan bir özelliktir. Örneğin erken doğmuş bebek için en ideal besin yine kendi annesinin sütüdür. Çünkü bebeğin o anda ihtiyaç duyduğu tüm maddeler yalnızca kendi annesinin sütünde bulunmaktadır. Yaşamlarının ilk altı ay içerisinde bebeklere verilebilecek en ideal besin anne sütüdür. İdeal bir besin olan anne sütü ve emzirme bebek ve anne için sayısız yararlar sağlamaktadır. Sadece anne ve bebek için değil aynı zamanda sosyoekonomik boyutu düşünüldüğünde, emzirmenin toplumsal yararlarıda gözardı edilmemelidir.
2 Mart 2014 Pazar
BU HAFTA SONU MİLLİYET CUMARTESİ'DEYDİM!!
Severek takip ettiğim Özge Lokmanhekim Milliyet Cumartesi de bulunan köşesinde benden bahsetti..Kendisine çok teşekkür ederim:)
28 Şubat 2014 Cuma
BEBEİMGELİYOR SOHBETLERİ; EK GIDA SERÜVENLERİ BABY LED WEANİNG
Bebeimgeliyor Hangout sohbetlerinin ilkini biraz önce gerçekleştirdik. Sevgili Evren ve Oya Hanımın katılımıyla benim için de ilginç bir deneyim oldu. onlara da çok teşekkür ederim..
Sizler için sadece başlangıcını kaydettim.
Bundan sonra ara ara sizlerle sohbet etmeye devam edeceğim.
Merak ettiklerinizi birlikte sohbet ederek konuşabiliriz:))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)