20 Temmuz 2013 Cumartesi

Doğum için ne zaman hastaneye başvurmak gereklidir?



 Her doğum için değişebilen bir sürenin sonunda kasılmalar düzenli ve güçlü hal alır. Genel olarak 30 - 40 dakikalık bir sürede beş dakika veya daha az aralarla düzenli  kasılmalar hissediyorsanız hastaneye başvurma zamanı gelmiş demektir. Düzenli ağrıların başlamasıyla doğumun ‘aktif evre’ adını verdiğimiz bölümü başlamış demektir. Bu dönemde rahim ağzı açıklığı da genelde 3 - 4 cm.ye ulaşmış durumdadır. Aktif evrenin hastanede geçirilmesi anne ve bebek açısından daha güvenlidir.
Ağrıların başlamasıyla sümük gibi bir akıntının olması
(“nişan”) adeta doğumun habercisidir.Nişan geldiğinde hemen hastaneye gitmek gerekmez. Bu doğumun çok yaklaştığını bugün yarın doğumun gerçekleşeceğini gösterir. Hazırlıkları gözden geçirmek için zamanınız vardır.
Bazen ise hiç doğum sancıları başlamadan
amniyon suyu gelebilir. Suyun gelmesi hafif hafif ama sürekli şekilde olabileceği gibi birden bacakları ıslatır tarzda da olabilir. Bu durumda da acil olarak doktorunuzu arayınız. Doğumdan önce su keseleri yırtılan gebe kadınların çoğunluğu 12 saat içinde ilk kasılmaları hissederler; kalanların çoğu bunları 24 saat içinde hisseder. Sularınız geldikten sonra anne ve bebeğin enfeksiyon kapma ihtimalinden dolayı max. 24 saat içinde doğum gerçekleşecektir.
Kanama gebelik süresince riskli bir durumdur. Her türlü kanama dikkatlice değerlendirilmelidir. Az veya çok kanamanın olması doğumun habercisi olmakla beraber gebelikle ilgili bir problemi de ifade edebilir.
Bebeğin hareketlerinde azalma hissedilmesi durumunda da hastaneye başvurulmalıdır. Bu da bebeğin sıkıntıya girdiğinin işareti olabilir. Bu durumda genellikle NST çekilerek ve ultrason değerlendirmesi yapılarak karar verilir

RAHAT VE SAĞLIKLI BİR DOĞUM İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?


Doğuma hazırlanan ve bu konuda bilgisi olan anne adayları kendi vücutlarını ve ağrılarını kontrol edebiliriler. Doğumunuzun rahat ve hafif geçmesi için uygulabileceğiniz birkaç öneriyle her şey daha kolay olacaktır.

Doğumunuzun rahat ve hafif geçmesi için uyguayabileceğiniz bir kaç öneri:
-Doğumunuzun rahat olabilmesi için, doktorunuza güvenin.
Doktor- gebe ilişkisi iki insan arasındaki güvene dayalı bir ilişkidir.
- Hamileliğinizin başından itibaren beslenmenize çok önem verin. Ne yerseniz bebeğinizde onu yiyecektir. İki kişilik yemeyin. Doğal ve dengeli beslenmelisiniz.
-Doğumunuz yaklaştıkça daha çok sıvı gıdaları tercih edin. Bağırsaklarınızın boş olması doğumunuz daha da kolaylaştıracaktır.
-Doğuma günler kala vücudun bağırsakları temizlemesi nedeniyle ishal olabilirsiniz, meraklanmayın.
-Hamilelik döneminde nerede doğum yapacağınıza karar vermelisiniz.
-Doğum yapacağınız hastaneyi ve orada çalışan sağlık ekibiyle önceden tanışmalısınız.
-Doğum planınız oluşturmalısınız. Doğum esnasında aranacak numaralar, yanınızda kimlerin olacağı, doğum çantanıza koyduklarınızın yedeklerinin nerede olduğu gibi bilgileri planınız da yer vermelisiniz.
-Doğum yaklaştıkça hafif işler yapmalı ve daha çok dinlenmelisiniz.
-Doğuma hazırlık kursuna katılabilirsiniz. Doğumun nasıl olacağını öğrenen ve doğuma hazırlanan anneler bilgi ve özgüven sahibi olurlar. Ayrıca zamanı geldiğinde kendi vücudunu ve doğum sancılarını kontrol edebilir.
-Yoga veya pilates yapabilirsiniz. çünkü sizi hem zihinsel hem de fiziksel olarak doğuma hazırlar. Yoganın ve pilatesin  kas ve nefes kontrolü açısından etkisi de kanıtlanmıştır.
-Doğum ağrılarıyla baş etmek için nefes egzersizleri yapabilirsiniz. .Doğumda en önemli faktör uzun ve derin nefeslerdir. Bu nefesler bir yandan bebeğinize yeterli oksijenin ulaşmasını sağlarken diğer yandan rahatlamanızı ve kasılmaları daha rahat karşılamanızı sağlar. Nefesle doğum daha kolaydır.
-Rahat bir doğum için gevşemeyi öğrenin. Doğumda rahim kasınız aktif olarak çalışırken, diğer kasların gereksiz enerji tüketmemesi gerekir. Bu yüzden doğumda gevşeme de önemlidir.
-Bebeğinize şarkılar söyleyebilirsiniz, onunla konuşabilirsiniz. Böylelikle aranızda iletişim kurmuş olursunuz.
-Hastaneye gitmeden önce ılık duş alın ve rahatlayın.
-Doğal doğum, doğal ve sağlıklı olanıdır. Ancak bazen doğanın da yardıma ihtiyacı olabilir. Belli bir oranda sezeryan da olabilirsiniz. Sezeryan olma durumundaki seçeneklerinizi ve tercihlerinizi belirleyin. 

DOĞUM ÖNCESİ DOKTOR SEÇİMİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KRİTERLER



Hamilelik ve öncesinde doktor seçimi oldukça önemli, üzerinde iyi düşünülmesi gereken bir konudur. Hamilelik sürecini rahat geçirebilmeniz için bu konuya dikkat etmelisiniz.
Doktorunuzu seçerken ilk önce etrafınızdaki akraba ve arkadaşlarınızın tavsiyelerini dikkate alabilirsiniz. Fakat kişisel farklılıklardan dolayı, başkasının iyi anlaştığı bir doktor size uygun olmayabilir. O nedenle tek başına tercih etme kriteri olmamalıdır.
Doktor tercih ederken;
*Doktorunuza güvenmek,
Doktorunuzun yanında kendiniz rahat hissetmeniz ve ona gerçekten güven duymanız çok önemli. Doktorunuzun tedavinizle ilgili vereceği kararlar sağlığınız direkt olarak etkileyecektir. Eğer doktorunuza güven duymazsanız, onun size önerilerine uymakta zorlanırsınız. Kaliteli bir sağlık hizmeti alabilmeniz için ilk şart doktorunuza güven duyabilmenizdir.

*Doktorunuzun Mesleki Deneyimi,
Doktorunuzun mesleki deneyimini sorgularken bazı noktalara dikkat etmekte fayda vardır. Tıp bilimi çok hızla ilerlemekte ve her branş kendi içinde alt branşlara ayrılıp, uzmanlaşmalar olmaktadır. O nedenle doktorunuz sizi muayene edip, başka bir uzmana yönlendirmesi, onun yetersiz veya kötü olduğunu göstermez. Bu durum ekip çalışması içinde bulunan klinikler de fazlaca görülmekte ve doktorunuzun yetersizliği değil  sizin sağlığınıza verdiği önemi gösterir.

*Doktorunuzun yaklaşımı,
Doktorunuz sizi soru sormaya özen gösteriyor, sorularınız dikkatle dinliyor ya da dinlemiyor mu? Sizi muayene ederken sizler ne kadar ilgili? sizi soru sormaya teşvik ediyor mu?
Durumunuz hakkında size detaylı bilgi veriyor, alternatifleri açıklıyor mu?
Bunlar çok önemli olup, durumunuz hakkında bilgi edinmek, nedenini öğrenmek, riskleri, tedavi yollarını öğrenmek bir hasta olarak sizin hakkınızdır.
Eğer doktorunuzla bu iletişimi kurabiliyorsanız, doktorunuzu belirlemede önemli bir rol oynamaktadır.

*Ulaşılabilirlik,
Günümüzde iletişim ne kadar önemli herkes tarafından bilinmekte. Özellikle bebek bekleyen bir gebe de ihtiyaç duyduğu her an doktoruna ulaşmak isteyecektir. Özellikle bebek bekliyorsanız, bu durum daha bir önemlidir. Her ihtiyaç duyduğunuzda doktorunuza telefon, e-mail vb. iletişim araçlarıyla ulaşabilmeli ve cevap alabilmelisiniz. Bazı problemler muayeneye gitmeden, evden bile çözüle bilinir..

*İletişim,
Doktorunuzun sizin anlayacağınız dilden konuşması çok önemli. Size bilgi verirken tamamen tıbbı terimlerle konuşması sadece sizin kafanızı karıştıracaktır. O nedenle doktorunuzla konuşurken, onun  ne demek istediğinizi anlamanız da çok önemli..

Sonuç olarak doktorunuzu seçerken;
-Kendinizi  yanında rahat hissettiğiniz,
-Aklınıza gelen soruları rahatça sorabildiğiniz,
-Sorduğunuz sorulara cevap alabildiğiniz,
-Durumunuz hakkında yeterli ve aydınlatıcı bilgi alabildiğiniz,
-Gerektiği zamanlarda cep telefonuyla veya e-mail yoluyla rahatça ulaşabildiğiniz,
Muayeneden çıktığınızda aklınızda herhangi bir şüphe kalmadan gönül rahatlığıyla eve dönebilmenizi sağlayan doktor, sizin için en uygun doktor olacaktır.


19 Temmuz 2013 Cuma

Johnson’s Baby Yağ Yazın En Işıltılı Bacaklarını Seçiyor



Işıltını Modaya Yansıt...


Güzel bir bacak dekoltesi için ince ve uzun bacaklar kadar pürüzsüz bir cilt ve parlak bir ten de şart diyen cilt güzellik ikonu Johnson’s Baby YağVogue Türkiyeişbirliğinde düzenlediği eğlenceli yarışma ile yazın en ışıltılı bacaklarını seçiyor.
Johnson’s Baby Yağ ile moda sayfalarının yıldızı ol!
Johnson’s Baby Yağ “Işıltını Modaya Yansıt” yarışması ile 3 şanslı genç kız Vogue Türkiye Eylül 2013 sayısında çok özel bir moda çekiminin yıldızı olma şansını yakalayacaklar.  Işıltısını Modaya Yansıtmak isteyenler stillerini tamamlayan bir ayakkabıyı, sezonun favori elbise, etek ya da şortlarıyla giyerek Johnson’s Baby Yağ’ın da olduğu bir fotoğrafı Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasından paylaşarak yarışmaya katılabilecekler.  20 Temmuz - 11 Ağustos tarihleri arasında Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasına yüklenecek fotoğraflar arasından seçilecek 3 şanslı genç kızı Vogue editörlerinin de yer alacağı jüri belirleyecek. 18 yaşından büyük genç kızların başvurabileceği yarışmanın kazananları 14 Ağustos tarihinde Johnson’s Baby Türkiye facebook sayfasından duyurulacak.  Kazananlar Vogue Türkiye’nin Eylül 2013 sayısında yayınlanacak yeni sezon bir moda çekiminde yer alacaklar.
Johnson’s Baby Yağ’dan yarışmacılara özel ipucu! “Islan,Yağlan, Kurulan”
Islak cilde uygulandığında 10 kata kadar daha fazla nemi hapseden Johnson’s Baby Yağ, yarışmaya katılacaklar için ipeksi görünümde bacaklara kavuşamanın sırrını da veriyor: “Her duşta cildiniz ıslakken Johnson’s Baby Yağ’ı uygulayın sonrasında cildinizin ıslaklığını havlu ile nazikçe alın. Böylece nemi cildinize hapsedin ve bebeksi yumuşaklıkta bir cilde kavuşun.
Daha fazla bilgi için: www.facebook.com/johnsonsbabyturkiye

18 Temmuz 2013 Perşembe

DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI EĞİTİMİ



Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.Ağırlıklı olarak bebek ve bakımından bahsedeceğiz.



 Bu eğitim programın da 


*Anne sütü ve Emzirme

*Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
 -Göbek bakımı,
-Yeni doğan sarılığı,
-Bebeğin altının değiştirilmesi,
 -Bebeği tutuma ve taşıma,
 -Bebeği giydirme,
 -Yenidoğan refleksleri,
 -Bebeğin yıkanması,
 -Bebeğin gazının çıkarılması,
-Bebek için rahatlatma masajı,
 -Bebeğin aşıları,
-Bebeğin uyku düzeni,
-Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları  ana başlıkları altında olacaktır.

 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız.İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
11 Ağustos 2013 pazar günü saat 11:0-14:00 saatleri arasında eğitim olacaktır.Kayıt içinertugrul.esra@gmail.com e-mail atarak kayıt yaptırabilirsiniz.
Eğitim yerimiz: Bostancı‘dadır.
Ücreti: 100 TL..

Eşler isterlerse katılabilirler.

3 - 6 Yaş Arası Çocukların Gelişim Özellikleri


Sosyal Gelişim:
3-6 yaş arası oyun çağı çocuğu bedenen,zeka ve kişilik bakımından hızla büyümekte,öteki dönemlerde kazandığı güven ve bağımsızlık duygularına paralel olarak çevresini genişletmekte,keşifler yapmaktadır.
Bu dönemde çocuğun çevresini,kendine,özellikle cinselliğe karşı merak ve öğrenme eğilimi kendini gösterir,soru sorması en yüksek düzeyine ulaşır.Girişim dönemi olarak adlandırılan bu dönemde çocuğun merak ve ilgilerine yönelik suçlayıcı,cezalandırıcı tutumlar onu hayat boyu gereken öğrenme isteğini,girişimciliğini  engelleyecek,bir takım sosyal ve duygusal sorunlara yol açabilecektir.
Bu dönem ayrıca çocukta vicdanın geliştiği dönemdir.Çocuk artık dış dünyadan,anne babasından gelen disiplini içselleştirmeye başalmıştır.Dozunda bir disiplin doğru ve sağlıklı bir vicdan gelişimine,suçlayıcı,cezalandırıcı disiplin bireyin suçluluk duygularının gelişimine yol açar.Suçluluk duyguları çocuğun hareketlerini kısıtlar,yeni şeyler öğrenmek,merak etmek yani girişimcilik yeteneklerinden onu alıkoyar.Dozunda bir vicdan gelişimi ise toplumsal kurallara uyan ama gereksiz suçluluk duyguları ile kendini kısıtlamayan, dolayısıyla özgür düşünebilen, hedefler koyabilen,öğrenmeye açık,girişimci bir kişilik sağlayacaktır.
Bilişsel gelişim:
Bu evrede çocuk dile ve sembolik düşünce yeteneğine sahiptir. Sembolik düşünme yeteneği;kavram geliştirme,dil,jestler,yaratıcılık,resim ve diğer sanatsal eylemler için  temel oluşturu.Sembolik düşünme yeteneği oyunda da kendini gösterir.Çocuk farklı objeleri hayal ettiği biçimde kullanır,onlarla oynar.
Bu dönemdeki çocuğun zihinsel işleyişi görünenin etkisi altındadır.Örneğin eşit ağırlıkta olduğu gösterilen iki parça hamurdan birine daha büyük ,diğerine daha küçük bir şekil verildiğinde görüntünün etkisi altındaki bu yaş çocuğu büyük parçanın ağır olduğunu söyleyecektir.
Benmerkezcilik bu dönemdeki düşünce yapısının tipik özelliğidir. Başkalarının duygu ve gereksinimlerini farketme konusunda yetersizlik gösterirler.Bu dönemin sonlarına doğru başkalarının ne hisettiği ve ne düşündüğüne ilişkin becerileri gelişmeye başlar.
3-4 yaş           Nesneler arasındaki ilişkileri anlayabilir,eşleştirme yapabilirler.
                     Uzun-kısa ayırımını yapabilirler.
                     Basit-somut sınflandırmalar yapabilirler (yiyecek,giyecek,hayvan gibi)
                     10’a kadar sayabilir
                     6 parçalı yap boz yapabilir
                     Kare çizebilir
                     Benzerlik ve farklılıkları söyleyebilir.
                     3 rengi isimlendirebilir
                     3 şekli isimlendirebilir (kare,üçgen,daire) 
2
4-5 yaş            Kısa dize,tekerleme tekrar edebilir
                      Ağır-hafif ayırımı yapabilir
                      Dinlediği öyküdeki birkaç ana noktayı tekrarlayabilir
                      İnsan resmi çizebilir
                      20’ye kadar sayabilir
1                    1-20 arası rakamları tanıyabilir Sağını solunu söyleyebilir
                      Adını yazabilir
                      Basit labirenti tamalayabilir
                      Haftanın günlerini söyleyebilir
                      Basit toplama çıkartma yapabilir
                      100’e kadar sayabilir
Motor Gelişim:
3-4 yaş                     Makas kullanabilir
                               Atlayıp,zıplar,topa tekme atar,parmak ucunda yürür
                               Kısa mesafe koşar,3 tekerlekli bisiklete biner
                               Ayak değiştirerek merdiven çıkabilir
                               Atılan topu tutabilir
                               Öne doğru takla atabilir
4-5 yaş                     4-8 saniye tek ayak üzerinde durabilir
                               Öne doğru,arkaya doğru çift ayak zıplar
                               Eğik çizgiyi ,daireyi makasla kesebilir
                               Ev,adam,ağaç resmi yapabilir
5-6 yaş                     Denge tahtasında yürüyebilir
                               Ayak değiştirerek zıplayabilir
                               Sınırların içini boyayabilir
                               Modele bakarak harfleri,karmaşık şekilleri kopya edebilir.
                               İp atlayabilir
                               İki tekerlekli bisiklete binebilir
                               Patenle kayabilir
Dil Gelişimi:
3-4 yaş                     Soru ekini doğru olarak cümle sonunda kullanabilir
                               Sık kullanılan nesnelerle ne yapıldığını söyleyebilir
                               Gelecek zaman kipini kullanabilir
                               Sıralamalı iki  olayı kısa cümlelerle anlatır 
4-5 yaş                       Edilgen cümle kullanır
                                 Birleşik cümle kullanır (topa vurdum ve top yola kaçtı)
                                 Nesnelerin altını,üstünü bulabilir
                                 Resimdeki saçmalıkları gösterebilir,yardımla anlatabilir
4-5 yaş                       Zıtlıklarla ilgili karşılaştırmalarda en son kelimeyi söyler
                                 ( Örn. Yazın hava sıcaktır,kışın............. ) 
                                 Bildiği bir hikayeyi anlatır
                                 Kafiyeleri farkeder
                                 Karmaşık cümleler kurabilir
1                                Adresini söyleyebilir 
                                 Telefon numarasını söyleyebilir
                                 Basit fıkralar anlatabilir
                                 Günlük deneyimlerini anlatabilir
                                 Sözcükleri tanımlayabilir
                                 Dün ve yarın’ı anlamlı olarak kullanabilir
                                 Yeni ve bilmediği sözcüklerin anlamını sorar


Gülay ÖTERUzm. Pedagog M.A

ALTUĞ 3,5 YAŞINDA:))






Çocuğunuzun 3,5 yaşına gelmiş olması ona ninni söylemenizi engellemez. Ama artık söyleyeceğiniz şarkılar biraz daha hayattan, biraz daha yaşamın renklerinden olacaktır. Örneğin soğuktan donmak üzere olan bir kuşun hikayesini bir şarkı gibi mırıldanmanız,çocuğunuzun empati yeteneğine mutlaka güç katabilir.Başkalarının ayakkabılarından hayata bakmak diyorlar yabancılar empati için.Bu duygu zamanla sizin çocuğunuzun içinde gelişecek ve sağlıklı arkadaşlık kurmak için temel olacaktır.Ona şarkılar söyleyerek , ritim duygusu içinde hayatı karşılamasını da sağlarsınız.
Bunun için benim önce şarkı öğrenmem gerekti. 1-2 şarkıyı bizimleyken söylüyor. Ama okulda söylediklerini asla evde söylemiyor.

3,5 Yaş Fiziksel Gelişim :
3,5 yaşına gelmiş bir çocuk tek ayağı üzerinde 5 saniye kadar durabilir. El ve parmak becerileri gelişen çocuk ,kare ve yuvarlak şekiller çizebilir. Bu yeteneğini kullanırken onun  harfleri çizmesini sağlayabilirsiniz.”O” harfini yapmak en kolay iş olabilir minik yazarınız için.Üstelik adı da ”Oya” veya ”Olgun” ise değmeyin keyfine! Onu ,yazı yazması için kesinlikle zorlamayın,süreci kendi içindeki ahenge bırakın.Makas kullanmayı da beceren çocuğunuza tehlike yaratmayacak bir makas alın.Kağıtları düz bir çizgi halinde kesmesi sizi şaşırtmamalı.
Altuğ yuvarlak yapmayı becerebiliyor. El ve parmaklarını iyi kullandığını düşünüyorum. Okulda olduğu kadar evde de faaliyet yapmaya bayılıyor. Noktaları birleştirmek, aradaki farkşlılıarı bulma oyununu seviyor. Ama boyamadan çok hoşlandığı söylenemez. Diğer şekilleri benzetmeye .alışsa da olmuyor.. Makası epeydir çok güzel kullanıyor. Artık düz de kesiyor..

Sayılar :

”Minik matematikçi”  için ilk ders sayılar olacaktır. Onu bir sınıf ortamına kapatarak sayıları öğretmeyin. Bu yaşlardaki çocuklar hayatın doğal akışı içinde öğrenmek isterler. Yolda yürürken geçen arabaları saymayı denediniz mi hiç? Ya da kızınızın kaç tane oyuncak bebeği olduğunu birlikte saydınız mı? Bu şekilde yapılan pratikler oyun ve eğitimi iç içe geçirerek daha anlamlı bir dünya yaratır onlar için.3,5 yaşındaki bir çocuk 3-4’e kadar sayabilir. Onu çok fazla zorlamayın.
Bu sene anaokulunda sayıları öğrendiler. Biz en çok merdivenleri çıkarken sayıyoruz. Okulda 1-10' a kadar, 5'er %'er  ve 10'ar 10 'a kadar saymayı öğrettiler. Ama Altuğ 1-10 arasını sayıyor sayılabilir.

Disiplin ve İstikrar :

Tüm çocukluk boyunca olduğu gibi 3,5 yaşında da disiplin ve istikrar bir arada sürdürülmelidir.  Çocuğunuzun hayatında koyduğunuz kurallar iyi düşünülmüş olmalı. Çok fazla kural,çok fazla ihlal anlamına gelebilir.Çocuğunuz bir gün içinde birden çok ”mola” alıyorsa bir şeylerin yanlış gittiğinden emin olabilirsiniz.
Ayrıca kuralları sizin, bakıcının ve babanın aynı istikrarda takip ettiğini kontrol ediyor musunuz? Tükürmek yasak olmasına rağmen, babayla geçirilen bir zamanda ”bir seferlik bir şey olmaz” düşüncesi başınızı çok ağrıtabilir. Çocuğun”bir seferlik” düşüncesi sizin algıladığınızdan çok daha farklıdır. Kurallar çiğnendiğinde memnuniyetsizliğinizi onunla paylaşmanız gerekir. Ayrıca anneden alınamayan bir iznin babadan alınabiliyor olması ,çocuğun size karşı oynayacağı yeni bir oyun olabilir.”Minik Zeki” nin tuzağına düşmeyin.
Buna ailecek dikkat ediyoruz. Ne kadar iyiyiz pek bilmiyorum.Önceleri kurallarımız pek yoktu.Benim bir pedagogla danışmamdan sonra bunun ne kadar hatalı  olduğunu anladık. o günden beri dikkat etmeye çalışıyoruz..
”Gürültü yapmayan insan tehlikeli olabilir. ” Jean de La Fontaine (1621-1695)

Hayvanlar Konuşur mu ?

Hayal ve gerçek arasındaki çizginin net olmadığı 3,5 yaş çocuğu için cevap ”evettir”.Hareket özgürlüğüyle bağımsızlaştıkça kendini ayrı bir birey olarak görür ve algılar.Bu gerçekliği algılaması dünyaya tamamen gerçek gözlüklerle bakmak anlamına gelmez. Masallar onun için çok eğlencelidir bu yaşlarda.Hatta tilki ile karganın hikayesi en favori olan olabilir. Ünlü fabl yazarı Fransız La Fontaine basit ve yalın hikayelerle hayvanları konuşturmuştur. Hikayelerindeki güzel  ahlak dersleri çocuğun iç dünyasına yeteri kadar mesaj gönderecektir.
Bu yaşında çocuğunuz çıkıp size masallar okumaya başlarsa şaşırmayın. Aylardır tekrar tekrar okuduğunuz kitapları hard diskine(!) iyi kaydetmiş olabilir. Onu dinleyin ve anlatması için yüreklendirin.
Gerçekten öyle:)) Altuğ bu aralara bülbül gibi konuşuyor Bir hikayeler anlatıyor ki inanamazsınız:))

Bayramlar :

Özel gün kavramı çocuklarımıza yaşatmamız gereken mutluluk. 3,5 yaşındaki bir çocuğun bazı günlerin diğer günlerden farklı olduğunu bilmesi ona heyecan verecektir.Bu özel gün dini veya milli bir bayram olabilir.Bazı özel törenler ,hareketler ,aile yaşamının sıcaklığı ve birlik duygusu ona iyi gelecektir.
Bayramda anneannesinin elini öpmesi onun doğuştan getirdiği bir özelik değildir.Bunu bizim öğretmemiz ve yaşatmamız gerekiyor.Bu tür duygular çocuğa yalnız olmadığımız duygusunu verecektir.İnsanoğlu binlerce yıl topluluk halinde kalabalık aileler içinde yaşadı.Dolayısıyla GFUYgenlerimize yazılan şey birlik ve kalabalık olmanın gücüdür.Modern yaşamın olumsuzluklarını yapabildiğiniz kadar engellemeye çalışın.
İş yaşamındaki yoğunluk bayram günlerini tatile çeviriyor, bunun tabiî ki farkındayız. İlk gün bayram kutlamaları yapmak ikinci gün tatile çıkmak bir ara çözüm olabilir belki.

Beslenme :

3 N ,1 N kuralını hatırlıyor musunuz? Ne zaman, ne ve nerede yenileceğine biz karar veririz; ama ne kadar yiyeceğine çocuk karar verir. Yemiyor diye onu zorlamayın. Onu bıkmadan, usanmadan yeni yiyeceklerle tanıştırın.Bir yemeği iki üç kez yememiş olması,dördüncü seferde de reddedeceği anlamına gelmez.
  • Televizyon karşısında yeme alışkanlığı geliştirmemelisiniz,
  • Ona  model olun. Sizin yerken zevk aldığınız şeyleri o da denemek ister. Onu kandırmaya çalışmayın,gerçek hislerinizi anlamakta çok marifetlidir!
  • Yemek masası ödül veya ceza alanı değildir. Yemeği ona ceza gibi veya ödül gibi sunmayın.
  • Abur cubur onun karnını doyurabilir ; ama gerçek gereksinimlerini değil.
  • Masayı kurmanızda size yardım etmesi onun için sorumluluk geliştirici bir aktivitedir. Aile ile birlikte yenilen Yemeğin, özel bir aktivite  olduğunu algılamasını sağlar.
Biz ne zaman bu kurala uymaya başladık benim iştahsız minik oğlumun yemek yeme düzeni çok daha iyi duruma geldi. Bu kurala gerçekten dikkat edilmeli..

Bilgi Hapı:
Montessori Method’unu duymuş muydunuz? Bu yöntem Maria Montessori tarafından felsefesi oluşturulmuş bir eğitim yöntemidir. Tüm dünyada birçok okul öncesi eğitim kurumu onun felsefesine uygun eğitim yapmaktadır. Çocuklara gerekli materyallerin verilmesiyle onların kendi kendilerine ve doğal bir şekilde eğitilmelerinin üstünlüğü ,ana felsefedir.Öğretmen çocuklara mümkün olduğunca müdahil olmaz,onların kendi iç güdüleriyle deneyler yapmalarını ve sonuca ulaşmalarını teşvik eder.
”Çocuğunuzun başarabileceğini hissettiği bir işte ona asla yardımcı olmayın”
Maria Montessori (İtalyan Çocuk Doktoru ve Eğitimci -1870-1952)

Kaynak:http://www.bebekolay.com/3-5-yas-cocuk-gelisimi-mini-mini-bir-kus-konmustu/
Montessori Medonu biliyorum ve bazı siteve kitaplardan kendimce bilgiler edindim. Evde de bu yöntemi kullandığımız şeyler oldu. Altuğ'unun gittiği anaokulu montessori değil ama ona yakın eğitim verdiğini düşünüyorum. Gerçekten çocuğun birey olarak hareket etmesini sağlayan, ayakları üzerinde durmasına yardımcı olan bir metot..