Kolik bir başka deyişle ''İnfantil Kolik ''sağlıklı pek çok bebekte hayatın ilk üç ayı içinde sıklıkla görülen bir durumdur.
Bebek öğleden sonra özellikle de akşam üzerine doğru huzursuzlaşır. Akşamın ilk saatlerinde ise bu huzursuzluk yerine ağlamaya bırakır.Gece yarısına kadar devam eden bu sıkıntılı durum, bebeğin geç saatlerde uyumasıyla sona erer.Bu sırada bebek sıklıkla ayaklarını karnına çekerek gaz çıkarır ve bu dönemlerde yüzü kızarır, ağlamasının şiddeti artar. Bu tablo, bebeğin ani ve şiddetli karın ağrısı çektiğini düşündür.
Bu sıkıntılı durumla ilgili bilimsel çalışmalar da, koliğin nedeni olabileceği düşünülen faktörlerden biri olan beslenme şekli üzerinde çok çalışılmıştır. Pek çok çalışmada anne sütü ile beslenen bebeklerde infartil koliğin inek sütü veya biberon maması ile beslenen bebeklere oranla daha az görüldüğü belirlenmiştir.Ancak bu hiç görülmediği anlamına gelmez.Ayrıca ''infantil kolik''görülme sıklığı ile anne sütü ve diğer beslenme şekilleri arasında fark olmadığını savunan çalışmalar vardır.
Bu bilgiler ışığı altında bebeğin anne sütü aldığı dönemde infantil kolik tanısı alması şaşırtıcı değildir.
28 Haziran 2012 Perşembe
26 Haziran 2012 Salı
Bu yazın en çok okunacak dergisi “Huggies Little Swimmers Summer Mag” Kapak Bebeğini Arıyor!
Huggies Little Swimmers bu yaza özel fotoğraflardan oluşan bir dergi hazırlıyor. Ve derginin yıldızları Facebook sayfasında yapılacak bir oylamayla belirleniyor. Siz de 30 Temmuz’a kadar, bebeğinizin fotoğrafını Huggies Türkiye Facebook sayfasındaki “Little Swimmers Summer Mag” uygulamasına yükleyin, “Bebeğim ve Biz” dergisinin kapağında ya da içerisinde basılacak olan “Summer Mag”de, sizin bebeğiniz yer alsın.
Yaz mevsiminin tadını çıkaran bebeklerin keyfine diyecek yok. Kimi sudan çıkmıyor, kimi kumdan kale yapıyor, kimi gölgede dinleniyor ya da güneş banyosunun keyfine varıyor. Ve en renkli fotoğraflar hep bu anlarda çekiliyor. Huggies Little Swimmers bu fotoğraflarıLittle Swimmers Summer Mag dergisinde biraraya getiriyor. Bebek dünyasından en yeni haberleri, bebek jimnastiği, modası, bakım önerileri ve dahasını içerecek “Huggies Little Swimmers Summer Mag”de ve hatta kapağında bebeğinizin yer alması için Facebook’ta Huggies Türkiye sayfasındaki “Little Swimmers Summer Mag” yarışmasına katılmanız yeterli. “Huggies Little Swimmers Summer Mag” yıllarca saklanacak harika bir 2012 yaz dergisi olacak.
30 Temmuz’a kadar Facebook’taki Huggies Türkiye “Little Swimmers Summer Mag” uygulamasına fotoğraf yükleyerek, bebeğinizin fotoğrafının basılacak dergide yer alma şansını yakalayabilirsiniz. Uygulamada tam 8 farklı kategori var; sudan çıkmayanlar; plajın en yakışıklısı; plajın en güzeli; kumdan kale yapanlar; gölgede takılanlar; gözlüksüz çıkmayanlar; şapkasız çıkmayanlar ve güneş banyosu yapanlar.
Facebook’a yüklenen yaz konseptli fotoğraflar derginin farklı kategorilerdeki sayfalarına yerleştirilmiş şekilde paylaşılarak beğenileri toplayacak. En fazla beğenilen fotoğraf o kategorinin birincisi olacak ve derginin içerisinde yer alacak. Özel jüri tarafından seçilecek bir fotoğraf ise “Little Swimmers Summer Mag”in kapağını süsleyecek. Yapılacak olan oylamalara göre ayrıca, her hafta en çok oy alan 10 kullanıcı Huggies Little Swimmers Mayo Bebek Bezi kazanacak.
Huggies Little Swimmers, yaz boyunca annelerin yardımcısı, bebeklerin suda arkadaşı. Suyu geçirmeyen dış yüzeyi ve özel yapısı ile normal bebek bezleri gibi ıslandığında şişmeyen, koruyucu bariyerleri ile sızdırmayan Huggies Little Swimmers bu yaza da imzasını atıyor… Huggies Little Swimmers’ın 7 kg’dan büyük bebekler için 3 ayrı boyu var.
25 Haziran 2012 Pazartesi
BİREYSEL EMZİRME DANIŞMANLIĞI
Yaklaşık 6 aydır, Doğuma hazırlık eğitimlerimin dışında Anne sütü ve Emzirme seminerleri vermeye başladım. Bu eğitimlerle beraber e-mail ya da telefonla da bir çok anne adayı ve anne ile konuştum.
Emzirme olayı anne olmadan önce hayal ettiği gibi olamıyor bazen. Siz yeni anne olunca ,yeni hayata başlamış oluyorsunuz. Bu hayatı düzene koymak bir süre alıyor.
Bu düzende sanırım en önemli konu bebeğimizi doyurabilmek, anne sütü verebilmek, emzirmek..
Birçok annenin bu konuda endişeleri oluyor.Genelde doğum öncesinde ne yapacaklarını, doğum sonrasında ise sütüm yetecek mi kaygıları içine giriyorlar.
Bu dönemde ben sizlere yardımcı olmaya talibim:))
Eğer yeni bir bebeğiniz olacak, onu nasıl besleyeceğim, evdeki ilk günleri nasıl düzene sokacağım?, bebeğim için neler almalıyım? diyorsanız fakat çalışıyor ve vaktinizde yoksa, bu eğitimi sizin istediğiniz bir yerde ve birebir yapabiliriz..
Ya da bebeğiniz doğdu ve evde bir düzen oturtamıyorsunuz? Emziriyorum ama... gibi endişeleriniz varsa, evinizde , sizin ortamınızda size destek olabilirim..
Bunlar için yapabileceğiniz tek şey bana e-mail atmak.. Sizle konuşup, gerekirse e-maille gerekirse yüz-yüze konuşarak hayatınız kolaylaştıracak ipuçlarını paylaşıyorum..
E-mail adresim: ertugrul.esra@gmail.com
Size bir e-mail kadar yakınım:)))
Emzirme olayı anne olmadan önce hayal ettiği gibi olamıyor bazen. Siz yeni anne olunca ,yeni hayata başlamış oluyorsunuz. Bu hayatı düzene koymak bir süre alıyor.
Bu düzende sanırım en önemli konu bebeğimizi doyurabilmek, anne sütü verebilmek, emzirmek..
Birçok annenin bu konuda endişeleri oluyor.Genelde doğum öncesinde ne yapacaklarını, doğum sonrasında ise sütüm yetecek mi kaygıları içine giriyorlar.
Bu dönemde ben sizlere yardımcı olmaya talibim:))
Eğer yeni bir bebeğiniz olacak, onu nasıl besleyeceğim, evdeki ilk günleri nasıl düzene sokacağım?, bebeğim için neler almalıyım? diyorsanız fakat çalışıyor ve vaktinizde yoksa, bu eğitimi sizin istediğiniz bir yerde ve birebir yapabiliriz..
Ya da bebeğiniz doğdu ve evde bir düzen oturtamıyorsunuz? Emziriyorum ama... gibi endişeleriniz varsa, evinizde , sizin ortamınızda size destek olabilirim..
Bunlar için yapabileceğiniz tek şey bana e-mail atmak.. Sizle konuşup, gerekirse e-maille gerekirse yüz-yüze konuşarak hayatınız kolaylaştıracak ipuçlarını paylaşıyorum..
E-mail adresim: ertugrul.esra@gmail.com
Size bir e-mail kadar yakınım:)))
Bebek şampuanının göz yakmaması yetmez
JOHNSON’S® BABY
ANNE VE BABALARI GÜVENLİ ÜRÜN KONUSUNDA UYARIYOR !
Tüm dünyada anneler ve doktorların, güvenle kullandıkları Johnson’s® baby Şampuan, bebeklerde ve çocuklarda güvenli ürün kullanımı konusuna dikkat çekiyor. Güvenli bebek şampuanının göz yakmayan özelliğinin yanısıra, 26 alerjen parfüm, paraben ve alkol de içermemesigerektiğini anne ve babalara duyuruyor.
Pediatrik Dermatoloji Derneği’nin önerdiği Johnson’s® baby Şampuan, Avrupa Birliği’nin araştırmaları sonucunda alerjen olarak belirlediği,26 alerjen parfüm, paraben ve alkol de içermiyor; pH değeri bebeğin cildine uygun ve Gerçek Göz Yakmayan® güvenli formülü ile bebek cildini koruyor.
Johnson’s® baby Şampuan, hem anne, hem de doktor olan çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı ile ebeveynlere seslendiği yeni reklam kampanyasında, Avrupa Birliği’nin etiketlenmesini zorunlu kıldığı 26 parfüm alerjeni ile ilgili aileleri uyarıyor ve formülünün güvenilirliğini bir kez daha tüketicisine kanıtlıyor.
David Mays ayrıca, Johnson’s® baby Şampuan’ın dünya çapında en çok satılan bebek şampuanı olma başarısının nedenini“Başarımızın arkasındaki neden sadece bebekler için en hassas ve yenilikçi ürünleri sunmamızın ötesinde; bilim insanlarımızın bebek cildiyle ilgili sürekli olarak yaptıkları bilimsel araştırmalar ve buluşlardır. Araştırmacılarımız bugüne kadar, 130’u aşkın bilimsel makale, 65’i aşkın yayın ve dünyanın her köşesinde binlerce sunuma imza attılar” diyerek açıkladı.
Johnson’s® baby Şampuan’ın kullanmadığı ve alerjiye neden olabilen 26 parfüm, Avrupa Birliği yönetmeliğince alerjen olarak nitelendirilmiş ve ürünler üzerindeki etiketlerde belirtilmesi zorunlu kılınmıştır. Bu karar, Almanya’da Göttingen Üniversitesi, IMBE, Erlangen-Nünberg Üniversitesi, Klinikum Dortmund akademisyenleri işbirliği ile gerçekleştirilen araştırma sonucu, hergün kullandığımız ürünlerin içinde bulunan bazı parfümlerin alerjiye neden olduğunun kanıtlanması üzerine alınmıştır.
Johnson’s® baby Şampuan’da bulunmayan ve anne babaların ürün etiketlerinde dikkat etmesi gereken alerjenler şunlardır:
Alerjen Koku Bileşenleri- Amyl – cinnamic alcohol
- Anisyl alcohol
- Benzyl salicylate
- Benzyl alcohol
- Benzyl benzoate
- Benzyl cinnamate
- Cinnamic alcohol
- Cinnamic aldehyde
- Citral
- Citronellol
- Coumarin
- Eugenol
- Farnesol
- Geraniol
- HMPCC
- Hydroxycitronellal
- Isoeugenol
- Lilial
- Limonene
- Linalool
- Methylheptin carbonate
- Oak moss abs
- Tree moss abs
- α- Amyl –cinnamic aldehyde
- α- Hexyl – cinnamic aldehyde
- γ-Methylionon
22 Haziran 2012 Cuma
29-30 aylık çocukların gelişim özellikleri..
1. Çocuğun kas gücünün gelişmesiyle birlikte hareketlerindeki denge ve uyum çok daha iyi hale gelmektedir. Çok enerjiktir ve bu enerjik halinden dolayı da oldukça hareketlidir.
Altuğ da o kadar çok hareketli ki:) Yaşı demek ki !!!!
2. Zihinsel becerileri de genel gelişimine paralel olarak gelişmeye devam etmektedir. Yaptığı fiziksel aktiviteler ve zihinsel aktiviteler onun zihin gelişimine katkıda bulunmaktadır. Fiziksel gelişimi önemli bir yer tutar. Dolayısıyla fiziksel gelişimini artıracak, kas gücünü daha da geliştirecek aktivitelere yönlenmesi faydalı olacaktır. Mesela koşması, topa vurması, tırmanması, bisiklete binmesi v.b. şeyler onun gelişimini olumlu etkileyecektir.
Bisiklet, scooter çok sevdikleri. Top oynamaktan pek anlamasa da bisiklet konusunda yarış yapabilecek kadar iyi. Biz 1 yaşından beri Altuğ İçin pedalsız bisiklet aldık.. O kadar güzel kullanıyor ki.. Şimdi geçenlere de Unnado'nun bir kampanyasıyla yaşına uygun olanını sipariş ettik. Dört gözle bekliyoruz..deneyimlerini daha sonra paylaşırım sizlerle..
3. Özellikle bu dönemlerde daha hareketli bir yaşam sürmesi önemlidir. Mesela dışarı çıkarken onu bebek arabasına bindirmek yerine yürümesini sağlamak onun için de fiziksel bir egzersiz olacaktır. Çocuğu tembel ve hareketsiz bir yaşama alıştırmamak gerekir.
Yurutme işine gerçekten de dikkat ediyoruz. Arabadan çok kucak istiyor bizim koca bebek:)))
4. Çocuğun sosyal becerileri gelişmektedir. Artık kendine göre bir arkadaş grubu vardır. Bazı arkadaşlarını diğerlerinden daha çok sevebilir. Kendine göre bir hoşuna gidenler listesi oluşturmuştur. Mesela en sevdiği yemekler, oyunlar çizgi filmler listesi gibi… Bu onun kendine göre bir kişilik yapısı ve düşünce sistemi geliştirmeye başladığını da gösterebilir.
Callio , keleoğlan sevdiği çizgi filmler. Bunun dışında babası yakın dönemde Sünger Boo'u öğretti. Onu seviyor: Robotları da seviyor. Arçelik reklamıyla öğrendi. En kısa sürede ona bir robot almaka istiyorum..Küçükken vardı ama bozuk:(((yeni bir tane almam gerek küçük beyfendiye..
5. Artık çocuğunuz başlı başına bir bireydir. Kendi duyguları vardır. Ona her istediğinizi yaptıramazsınız, ona her istediğinizi yediremezsiniz. Onun kendi beğenileri ve hoşnutsuzlukları vardır. Onlara saygı göstermenizi beklemektedir. Çünkü artık o duygularını keşfetmeye başlamıştır. Çocuğun duygularına önem ve değer vermeniz onun da bu şekilde davranmasına yardımcı olacaktır. Kendisine saygı gösterilen ve empati duyulan bir çocuk başka insanlara karşı daha saygılı ve empati dolu olacaktır.
Mutlaka giydirirken, yedirirken Altuğ'a sorruyorum. Ama direkt sormadan brşey yapmaya kalktığımda çoğu zaman sorun çıkarıyor. Özellikle yemek konusunda..Onun için bu konuya dikkat ediyorum, doğrusu
6. Çocuğunuzun zihinsel gelişiminden diğer başka şeyler de etkilenecektir. Bunlardan birisi de dil gelişimidir. Tabi dil gelişiminde anne ve baba tutumlarının da etkisi vardır. Dolayısıyla zihinsel gelişiminin bu hızlı evrelerinde dil gelişimi için onunla bol bol sohbet etmek, onu dinlemek, onu konuşmaya teşvik etmek faydalı sonuçlar doğuracaktır.
Gerçekten konuşmak , sohbet etmek çok etkili. Bizde babasıyla bol bol sohbet ediyoruz. Benim dışında herkes her söylediğini çok anlamasa da onu zorlamadan konusuyoruz. Özellikle kitap okumak ve ardından ona kitabı anlattırmak dil gelişimde çok işe yaradığını düşünüyorum.
7. Bu dönemlerde çocukların somut öğrenme becerileri daha gelişmiştir. Yani onun öğrenme süreci somut olaylara ve nesnelere daha çok odaklıdır. Bundan dolayı çocuğa bir şey öğretirken onu göstermek ve aynı zamanda açıklamalarda bulunmak daha etkili olacaktır. Tabi bu arada onun soyut düşünme becerileri de gelişmeye devam etmektedir.
8. Çocuğun zihinsel becerilerinin gelişmesiyle beraber kavram gelişimi de ilerler. Hatta renklerin bile isimlerini bilebilir. Nesnelerin ne işe yaradıklarını bilir.
Nesnelerin ne işe yaradığını biliyor. renklerden pembeye karşı bir zaafı var. Öne herşeye pembe diyor.. Sonra ise gerçek rengi söylüyor oğluşum.. Her ay ne öğreteceğimi karar verip, onun üstünde çalışmaya çalışıyoruz. Sayıları sayıyoruz ve renkler hakkında konuşuyoruz. 1-10 arasındaki sayıları kısmen öğrendi. Biraz daha üstünde durmak gerek.. renkleri de biliyor fakat ne değiliz henüz
9. Artık ellerini daha iyi kullandığı için bir resme bakarak onu çizmeye çalışabilir.
En sevdiği Kalp yapmak:)))
10. Daha da güçlendiği ve dengesini daha da geliştirdiği için tek ayağı üzerinde kısa süreyle durabilir ve iki ayağıyla zıplayabilir.
zıp zıp böcüğü bu aralar. Her geçen gün zıplama konusunda ihtisas yapıyor oğluşum:))
GÜNEŞ KORUMA ÜRÜNÜNÜZÜ SEÇERKEN VE KULLANIRKEN DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN NOKTALAR
Güneşin kısa ve uzun vadeli pek çok olumsuz etkisi bulunmaktadır. Kısa vadeli etkiler arasında güneş yanıkları, bronzlaşma ve çillerın oluşması sayılabilir. Uzun vadeli etkiler arasında sayılabilecek kırışıklık ve lekeler gibi foto yaşlanma belirtileri, deri kanserine yol açar.
Güneşten koruma faktörü (SPF), UVB nin yol açtığı kızarıklığa karşı koruma miktarını, böylece güneş koruyucuların etkinliğini gösteren bir ölçü birimidir.
En az 15 koruma faktörlü ürünler tercih edilmelidir. Ancak SPF’nin sadece UVB ışınlarına karşı koruma için bir ölçü olduğu unutulmamalıdır. Kullanacağınız güneş koruyucusunun deri yaşlanmasında, güneş yanıklarında ve kanser oluşumunda etkili olan UVA ışınlarına karşı da koruyucu olabilmesi için geniş spektrumlu bir ürün tercih edin.
Güneş koruyucular kullanırken bunlara dikkat edin:
- Birçok faktör, güneş koruyucuların etkinliğini etkiler. Bunlardan biri de kullanılan miktardır. Yapılan çalışmalarda güneş koruyucu kullananların bu ürünleri gerekenden daha az miktarda uyguladıkları saptanmıştır. Ayrıca sırt, boynun iki yanı, şakaklar ve kulaklar sıklıkla güneş koruyucu sürmenin atlandığı bölgelerdir.
- Güneş koruyucular, az kullanıldıkları takdirde koruma oranları düşmektedir; deri yüzeyinin santimetrekareye 2 mg gelecek şekilde uygulanmalıdır.
- Güneş koruyucular, güneşe çıkmadan 15-30 dakika önce sürülmeli dışarı çıkmadan hemen önce tekrarlanmalıdırlar. Bu uygulama, hem atlanan alan yüzeyini minimuma indirilmesini, hem de optimum güneş koruyucu miktarının kullanılmasını sağlar.
- Güneş koruyucular 2-3 saatte bir, özellikle yüzme, terleme ya da havlu ile kurulanma sonrası tekrarlanmalıdır.
Örnek ürün:
RoC® SOLEIL PROTEXION+
KAHVERENGI CİLT LEKELERİNE KARŞI GÜNEŞ KORUMALI YÜZ KREMI
SPF 50+ ÇOK YÜKSEK GÜNEŞ KORUMA FAKTÖRÜ
RoC® BULUŞU
SPF 50+ Güneş Koruma Faktörü ile cildinize çok yüksek koruma sağlarken, cildinizi güneşin zararlı ışınları nedeniyle meydana gelen erken yaşlanma etkilerine karşı korur.
1. Güneşe Karşı Çok Yüksek Koruma: Yüksek performansa sahip, patentli* güneş filtreleri kombinasyonu, uygulandığı andan itibaren UVA ve UVB** ışınlarının 95%’inden fazlasını bloke eder.
2. Kahverengi lekelere karşı aktif madde: Soya özü içeren patentli teknolojisi sayesinde ciltte kahverengi lekelerin oluşmasına sebep olan melanin oluşumunu düzenler**. Kahverengi lekeler gözle görülür seviyede azalır.
SOYA EKSTRESI
- MELANIN PIGMENTININ KERATINOSITLERE TRANSFERINI KISITLAR.
- MELANIN OLUŞUMUNU KISITLAR.
Yumuşak , kadifemsi ve yağlı olmayan yapısı sayesinde ciltten kolayca emilir.
*patent başvurusu yapılmıştır.
** in-vitro test sonucudur.
20 Haziran 2012 Çarşamba
Çocuk beslenmesinde yeni kurallar
Obezite ve metabolizma uzmanı Dr. Ayça Kaya, çocuk beslenmesinde değişen kuralları anlatıyor:
ÇOCUKLARDA DİYET YAŞI 12’DEN 8’E DÜŞTÜ:
Çocukluk çağı obezitesi şu anda dünyadaki en büyük sağlık sorunlarından biri. Yeme alışkanlıklarının değişmesi, hareketlilik düzeyinin azalması, televizyon ve bilgisayarlar karşısında geçirilen sürelerin artması ile birlikte gün geçtikçe çocuklar şişmanlamaya başladı. Hazır gıdaların bu kadar yaygınlaşması, yağı ve şekeri yüksek yiyeceklerin,ucuz ve kolay ulaşabilirliği olması nedeni ile çocuklarımızın yeme alışkanlıkları nerede ise tamamen değişti. Yüzyılın gizli tehlikesi yani obezite çocuklarımızı esir almaya başladı. Obezitenin ortaya çıkışı çocukluk çağında görmeye alışık olmadığımız hastalıkları çığ gibi büyütmeye başladı. Artık çocuklarda kan yağı yükseklikleri, karaciğer yağlanması, özellikle erişkinlik diyabeti dediğimiz tip 2 diyabet ve insülin direnci kilolu çocuklarda mutad hale geldi. Artık oluşmuş olan şişmanlıkla mücadeleden çok şişmanlık ortaya çıkmadan doğru yeme alışkanlıklarını kazandırabilmek için 7-8 yaşından itibaren çocuklara doğru beslenmenin öğretilmesi gerekiyor.
TABAĞINDAKİNİ BİTİR DEVRİ BİTTİ:
Eskiden çocuğun yediği kar giydiği haram denirdi. Her türlü yiyecek zorla olsa çocuğa yedirmeye çalışılırdı. Çocuğa yemek yedirmek için her türlü yol denenirdi. Hatta çocuk iyice yesin diye tabağına dolu dolu yemek koyulurdu ve yemesi için ısrar edilirdi. Tabağındakileri bitirmez isen arkandan ağlar bile denirdi. Bu sözcükler birçoğumuz için çocukluğumuzda duymaya alışık olduğumuz cümlelerdi. Ancak artık çocuğun çok yiyerek değil, dengeli yiyerek aynı zamanda hareket ederek büyüdüğünü, çok yiyen çocuklarda obezitenin ortaya çıktığını ve bu çocuklarda erken ergenliğin ortaya çıktığını, bu nedenle büyüme gelişme geriliği bile olduğunu biliyoruz. O nedenle tavsiyemiz çocuğunuza yemek konusunda ısrar etmeyin. 6 yaşından itibaren çocuğunuz kendi yemeğini tabağına kendisi koysun. Tabağında yemek bıraktığında ise asla bitirmesi yönünde baskı yapmayın.
SIK YEDİRMEK İÇİN ISRAR ETMEYİN, BIRAKIN ACIKTIĞINDA YESİN:
Yemek konusunda anne ve çocuk arasında anlaşmazlıklar olabilir. Anneler bazen fazla miktarda yiyeceği çocuklarına yedirmek isterler ve diğer çocuklarla kendi çocuklarını kıyaslarlar.Her çocuğun metabolizma hızı ve vücut yapısı aynı olmadığı için aynı miktarda yiyecek tüketmeleri de doğru değildir. Yiyeceklerin mideyi terketme süreside her çocukta aynı değildir. Çocuğun gösterdiği açlık hissini rehber alarak çocuğu beslemek doğru olur. Ayrıca çocuğa istemediği yiyeceği zorla yedirmemek gerekir. İstediği yiyeceği seçmekte bir nebze özgürlük tanımakta çocuğa daha sağlıklı alışkanlıklar kazandirabilir. Büyümesi normal olan çocukta yedikleri yeterli geliyordur demektir. Burada özellikle yiyeceğin miktarından çok çeşitliliğine önem verilmelidir.
Çocukluk döneminde kazanılan alışkanlıkların sonraki yaşamda da devam edeceği göz önünde bulundurulmalıdır. Çocuklara düşük kalori ile diyet yaptırmak ve çocuğun yediklerini diğer çocuklarla kıyaslamak son derece yanlıştır. Çocuğun öğün saatlerinde sofraya oturması, başka şeylerle ilgilenmeden yemek yemesi gerekir. Oyun oynarken ve televizyon seyrederken çocuğun beslenmesi son derece yanlıştır.
ÇOCUKLARIN TEK ENERJİ KAYNAĞI SADECE MAKARNA PİLAV PATATES DEĞİL:
Çocuklar hızlı büyüdükleri ve erişkine göre daha hareketli oldukları için pilav, makarna, patates gibi karbonhidrat oranı yüksek besinleri sever. Anneler de aman çocuğumuz bu yiyecekleri seviyor nasıl olsa diye sık sık bu yiyecekleri pişirirler. Bu tür yiyecekleri sık yemek diğer yemeklere olan ilgiyi azaltır ve çocuk çeşitliliği çok olmayan tek yönlü beslenmeyi seçer. Bu durum çocukta büyüme gelişme yetersizlikleri ne neden olur. O nedenle besin çeşitliliğini özellikle hızlı büyüyen çocuklarımızda kas yapımını artırmak için protein alımını desteklemek gerekir. Çocuğun her yemeğinin yanına yoğurt veya ayran koyulduğunda günlük kalsiyum alımı sağlanmış olur. Her sabah bir yumurta ve küçük bir dilim beyaz peynir de kaliteli protein alımı için önemlidir. Sebze yemeklerini kıyma ile pişirmek besin değerini yükseltir. Haftada 2-3 gün balık tüketimi hem protein hem de kaliteli yağ asidi olan omega-3 alımını sağlar.
ÇOCUKLARA YAĞ YEDİRMEKTEN KORKMAYIN:
Çocuklara yağ yedirmekten korkmayın. Bazı anneler aman çocuğumuz yağ yemesin, yağ çok zararlı diye düşünerek, çocuklarına pişirdikleri yemeklere hiç yağ koymazlar, sütün, yoğurdun, peynirin sıfır yağlısını alırlar. Her şeyin çoğu zarar olduğu gibi yağın çoğu da zararlıdır. Ama özellikle beyin gelişimi için çocuklarda tam doymuş yağlar dediğimiz hayvansal yağların yeteri kadar alınması önemlidir. Bununla birlikte esansiyel yağ asitleri dediğimiz omega-3 ve omega-6’nın da yeteri kadar tüketilmesi de önemlidir. Özellikle omega-3 yağ asidi vücut ve beyin için elzemdir. En zengin omega-3 yağ asitleri balıkta ve cevizde bulunur. Haftada 3 gün çocuğa balık yedirmeye çalışmak gerekir. Kahvaltıda her gün 1-2 adet ceviz yedirebilir.
Burada yağı sıfırlamaktansa yeteri kadar yağ alımına özen göstermek gerekir. Ergenliğe kadar çocuklarınıza normal yağlı günlük süt, yoğurt yedirmeniz daha sağlıklıdır. Sebze yemeklerinize 1 kilosu için 2-3 yemek kaşığı zeytinyağı koyabilirsiniz. Pilavlarınızda 1 çay bardağı için 2 silme tatlı kaşığı tereyağı kullanabilirsiniz. Ama çocuklarınızı kızartmalardan, yağlı pastane ürünlerinden, yağlı paketlenmiş cipslerden, dışarıda satılan yağ oranı yüksek kıyma etlerden uzak tutmalısınız.
BEYAZ EKMEK ÇOCUKLAR İÇİN KABUS DEĞİL
Kendi kilosuna özen gösteren birçok anne evde kepekli ekmek tercih eder. Çocuklarına da özellikle kepek ekmeği yedirir ve çocuğun sağlıklı beslendiğini düşünür. Oysa kepek ekmek yemeklerle birlikte çok sık tüketildiğinde demirin vücutta kullanımını azaltır. Çocukta demir eksikliği yapar. Demir kan yapımında kullanılan en önemli elementtir. Böylelikle çocukta kansızlık ortaya çıkar. Bu durum büyüme-gelişmeyi olumsuz yönde etkiler. O nedenle çocuğa çok sık kepekli ekmek yedirmek doğru değildir. Bununla birlikte tam buğday ekmeği B grubu vitaminler açısından daha zengin bir ekmektir. Çocuk beslenmesinde kepekli ekmeğe tercih edilebilir. Beyaz ekmeğin yemeklerle birlikte yenmesi demiri vücuttan atmaz. O nedenle çocuklarınıza beyaz ekmek de yedirebilirsiniz.
ÇOCUK DOĞUM GÜNLERİ ARTIK HAMBURGERCİ DE KUTLANMIYOR:
Çocukların en sevdiği yiyeceklerden biridir hamburger ve patates kızartması. Çoğu zaman çocukları ödüllendirmekte kullanılır. Ancak hamburgercide yapılan bu yiyeceklerde kullanılan yağlar çocuklar için tehlikelidir. Trans yağ asitleri dediğimiz kimyasal yapısı değişmiş yağ asitleri vardır bu tür yiyeceklerde. Bir öğünde yenilen hamburger ve patates kızartması kişinin bir günlük alması gereken kaloriden daha çok kalori içerir. Hele yanında içilen gazlı içeceklerin asidik düzeyi yüksek olduğu için çocuğun kemik yapısına ve mide-bağırsak sistemine neden olabilir. O nedenle artık çocuklarınıza hamburgeri kendiniz yapın. Yağsız dana etinden köfte yapın, içine bolca domates ve yeşillik koyun, patatesi elma dilimleyip azcık yağ püskürterek fırınlayın ve yanında yapacağınız güzel bir ayranla çocuğunuza yedirin. Artık çocuğunuzun doğum günlerini ve özel günlerini, çocuğunuzu ödüllendirmeyi, evde kendi yapacağınız hamburgerler, ev yapımı kekler ve böreklerle kutlayabilirsiniz.
ÇOCUĞA DİYET ÖNERİLMİYOR, DİYET ÇOCUK PSİKOLOJİSİNİ BOZUYOR. HAYDİ ANNELER ÇOCUĞUNUZA DOĞRU BESLENMEYİ ÖĞRETİN
Kemik gelişmesi ve boy uzaması 18 yaşına kadar devam eder. Bu nedenle kalsiyum, protein ve diğer vitaminlere olan ihtiyaç artar. Ayrıca 12-13 yaşlarında kız çocuklarında adetlerin başlaması ile birlikte demir ve diğer kan yapıcı besin ögelerine ihtiyaç artar.
Büyüme gelişme çağı olarak adlandırdığımız bu dönemde ne yazık ki özellikle kız çocuklarında fiziksel görüntülerine çok önem verdikleri için bilinçsizce az ve dengesiz beslenme görülebilir. Sabah kahvaltılarını yapmadan okula gitmeler, açlık duygularını, beslenme ve kalori değeri düşük yiyecek ve içeceklerle geçiştirmeler olabilir. Bunun sonucunda da büyüme gerilikleri, boy kısalıkları, kansızlık gibi birçok sorun ortaya çıkabilir. Bu çocukların okul başarıları düşük olur. Son derslere doğru halsizlikler, yorgunluklar ve dikkat dağınıklığı ortaya çıkabilir.
Çocuğun bluğ döneminde olduğu göz önünde tutularak özgüvenini kırıcı vücut algısı ile ilgili yorumlar yapmadan diyet sözcüğünü bile kullanmadan yeterli ve dengeli beslenme alışkanlıkları kazandırılmalıdır. Günlük enerji alımı 6-8 öğüne bölünerek az az sık sık beslenilmelidir. Günün en önemli öğünü olan kahvaltı asla atlanmamalıdır. Öğünlerde 4 temel besin gurubundan tüketmeye özen gösterilmelidir.
Düzenli öğünlerde beslenme bir alışkanlık haline getirilmeli, ara ve ana öğünlerde dengeli besin seçimi, şeker içeriği ve yağ içeriği yüksek yiyeceklerin azaltılması, özellikle taze sebze ve meyva yemenin özendirilmesi gerekir. Yemeklerin yanında çay, kola gibi içecekler yerine süt veya ayran tercih edilmelidir. Ayrıca çocukları fizik egzersize teşvik ederek hereket etmeleri sağlanmalıdır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)