23 Ocak 2014 Perşembe

Teşekkür Ederim, Sessiz Çığlığımızı Duyduğunuz İçin!

***Sevgili Merve, İstanbul Florence Nightingale HastanesiTüp Bebek bölümünde her ay yaptığımız Tüp Bebek Anneleri Destek toplantısına katılmış ve deneyimlerini anneler ve anne adaylarıyla paylaşmıştı.Ona çok teşekkür ederim geldiği,deneyimlerini bizlerle paylaştı ve burada duygularını bizle paylaştığı için. Bundan sonra ki ilk toplantımız 2 Şubatta İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Tüp Bebek Bölümünde olacak. Sizde ücretsiz yapılan bu toplantımıza katılmak isterseniz bu yazının altına yorum bırakmanız yeterli olacaktır.

Eşimle, evliliğimizin ikinci yılında çocuk sahibi olmaya karar verdik ve ilk denemede, hamile olduğumu öğrendim. Ben, mutluluktan ayaklarım yerden kesilmiş halde, bebeğimizi kucağıma alacağım günleri düşlerken, bir gece yarısı, şiddetli mide bulantısı ve karın ağrısı ile uyandım. Henüz, hamilelik esnasında yaşanabilecek komplikasyonlardan haberim yoktu ve ağrılarımın ‘normal’ olduğunu sanıyordum.
Hastanede gözlerimi açtığımda,  yeni doğum yapmış annelerle aynı katta yatıyordum. İç kanama geçirmiş, acilen ameliyata alınmış ve ölümün kıyısından dönmüştüm. Ancak o anda asıl canımı yakan, çektiğim ağrılar değil, kulağıma gelen bebek sesleri ve bomboş olan kollarımdı
Bir yılın sonunda kendimi toparlamış olarak, tekrar bebek sahibi olmaya karar verdim. Bir kez daha hamile kalmam hiç zor olmadı. Ancak ikinci defa dış gebelik geçirmem ve bunun sonucunda tek tüpümün ameliyatla alınması, umudumu her geçen gün kaybetmeme sebep oluyordu. 
Bir kez daha denemek için cesaret toplamam, zaman aldı. 
Nihayetinde, eşimle, tüp bebek yöntemi ile çocuk sahibi olmaya karar verdik. Ancak, ilk denemenin sonunda negatif sonuç alınca, anne olmaya giden yolumun sandığımdan daha zorlu ve uzun olacağını fark etmeye başladım.
Yaşadığım hayal kırıklıkları ve içimde kopan fırtınalar, eskiden birçok şeyi paylaştığım arkadaşlarımdan uzaklaşmama ve içime kapanmama neden oluyordu. Ortak bir konu bulamıyor, onların ilgi alanlarına dâhil olamıyor, birlikte geçirdiğimiz zamandan keyif alamıyordum. 
İkinci ve üçüncü tedavilerimde peş peşe aldığım negatif sonuçlar da, dışarıdaki dünyadan tamamen kopmama sebep oldu. Arkadaşlarım art arda hamile kalıp, birbirleriyle bu mutlu haberi paylaşırken, ben bir köşeden olan biteni izliyordum. Sanki farklı bir dünyaya aittim ve orada benden başka kimse yoktu. Kendimi yapayalnız, eksik ve ümitsiz hissediyordum. 
Artık tüm günümü internet başında, tüp bebek başarı hikâyeleri arayarak geçiriyor, aynı yoldan geçen birileriyle konuşmaya ihtiyaç duyuyordum. Ünlü tüp bebek doktorlarının ve psikologların kliniklerini aramaya başladım. Benimle aynı duyguları paylaşan biriyle konuşmaya, “arkadaşım, seni çok iyi anlıyorum”u duymaya öyle ihtiyacım vardı ki!
Ama mümkün değildi, bulamıyordum. Koskoca İstanbul’da bir Allah’ın kulu, böyle faydalı bir toplantı düzenlemiyordu!
Nihayet, internette ünlü bir yazarın tüp bebek macerasına denk geldim. 6. tüp bebek denemesinden sonra hamile kalmış ve bu yolculuk esnasında bankacılık kariyerine son vererek, kendisine faydası dokunan meditasyonların Koçluk eğitimini almış, başkalarına da yardımcı olmaya karar vermişti. Beni, ondan daha iyi kim anlayabilirdi?
İçimde yeniden yeşeren bir umutla, ofisini aradım ve sadece konuşmak istediğimi belirttim. Ancak iki ay sonraya randevu verebiliyorlardı. Vazgeçmedim ve uzaktan akrabası olan bir arkadaşımı devreye sokarak, acil randevu almayı başardım. 
İlk seansta, geçtiği zor yolu, yaşadığı güçlükleri, fedakârlıklarını, azmini ve nihayetinde en büyük arzusuna kavuşmasını gözlerim dolu dolu, içime sindirerek dinledim. Ofisinden çıkarken yüzümde kocaman bir gülümseme, önümde yeni bir yol, içimde yepyeni bir umut vardı. Yalnız değildim. 
4. tüp bebek denemesinden önce, beynimi boşaltmaya, ruhumu dinlendirmeye ve vücudumu yeni sürece hazırlamaya karar verdim. 
Yaptığım kişisel meditasyonlar, Kıbrıs’ta aldığım nefes terapisi ve akupunktur tedavisi sonunda dinlenmiş, huzur bulmuştum. Hiçbir zaman ulaşamayacağımı düşündüğüm, hatta bahsi geçtiğinde bile tüylerimi diken diken eden yere gelmiştim işte… Ben, çocuk sahibi olmasam da bir bütündüm, tamdım, eksiksiz bir kadındım.
Son transfer öncesinde, kitap okuyor, hiçbir şeyin kafamı kurcalamasına izin vermiyordum. Hatta gününden önce test yapılması için ısrar eden ben, bu sefer teste gitmeyi bile son ana bırakmıştım. İlk defa yana yakıla doktoru aramak yerine, sakince onun beni aramasını bekledim. 
Nihayet mutlu haberi aldığımda, kafamda hiçbir soru işareti olmadan, bu sevincin kollarına bıraktım kendimi. ‘HAMİLEYDİM’. Ben, anne olacaktım. 
Tüp Bebek sürecinde yıpratıcı badireler atlatmış, canı yanmış ve dönem dönem umutsuzluğa kapılmış biri olarak, benzer deneyimler yaşayanları çok iyi anlıyorum. Bebeğime giden yolda sosyal çevremi kaybettim, işimde sorunlar yaşadım ve kendimi yapayalnız hissettim.  Bu yüzden daha önce yüz yüze tanışmadığım Esra Hanım’ın ‘Tüp Bebek Destek Toplantısı’ davetini içeren fotoğrafını gördüğümde, internet başında destek bulabilmek için harcadığım saatler, yaşadığım iniş çıkışlar ve atlattığım engeller gözlerimin önünden film şeridi gibi geçti. Birileri bir zamanlar attığım sessiz çığlıkları nihayet duymuştu. Kendisine hemen mesaj attım ve iki elim kanda olsa katılacağımı bildirdim. Asla, ‘ben sıramı savdım’ diye bir kenara çekilmeyi düşünmedim. 
Toplantıya katıldığımda bir kez daha gördüm ki, zorlu yollardan geçen anne adaylarını bir araya getirerek deneyimlerini paylaşmalarını, bilgi alışverişinde bulunmalarını ve rahatlamalarını amaçlayan bu organizasyon, herhangi bir kar amacı gütmüyor, aksine, Esra Hanım’ın liderliğinde, anne adaylarının endişelerine tatlı bir dille son veriyordu. 
Kalbinin güzelliği yüzüne yansımış olan Esra Hanım’ı ve ekip arkadaşlarını, düzenlemiş oldukları bu verimli toplantı için, binlerce kez tebrik ederim. 
Teşekkür ederim, sessiz çığlığımı duyduğunuz için.
Teşekkür ederim, arkadaşlarıma destek olduğunuz için.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder