20 Temmuz 2012 Cuma

anneysen.com da Ay Ay bebeğinizin Gelişimini Takip Edin!!!!




anneysen.com'da Ay Ay Bebek Gelişimi Bölümü ile Bebeğinizin Gelişimini Takip Edin

Anneler Ay Ay Bebek Gelişimi Bölümü'nde aylık olarak bebeklerinin gelisimlerini takip edebilecekler. Bu bölüm Çocuk Hastalıkları Doktorları ve Pedagoji uzmanları tarafından hazırlandı, adresi ise şöyle: 


Ay Ay Bebek Gelişimi Bölümü'nde, anneler bebeklerinin fiziksel, sosyal, algısal gelişimini inceleyebiliyor, aşı takvimini görebiliyorlar. Aynı zamanda bebeğinin ayına uygun gelişimini destekleyici önerileri de bulabiliyorlar.  

Tüm annelerin faydalanacağı bir kaynak olmasını diliyoruz. 

HAMİLEYKEN YA DA EMZİRİRKEN ORUÇ TUTMALIMIYIZ?


Ramazanın ilk günü için sanırım ideal bir konu, bu. Bu aralarda twitterdan , bloglarlardan bana gelen en sık soru: Oruç Tutmalı mıyım?
Hamilelik ve emzirme döneminde oruç tutmak hem anne için hem de bebek için riskli olabilir. Onun için mutlaka doktorunuza danışmak gerekmektedir.
Özellikle bu yıllarda ramazan ayının yazın ortasında olmasından dolayı çok dikkat etmek gerekmektedir.
Zaten dinen baktığınızda hamile ve emziren anneler için istisnalar sözkonusu. Onun için şartları çok da zorlamamalı diye düşünüyorum.
Gebelik döneminde ,anneler daha sık acıkırlar. Ortalama olarak 3-4 saat arayla sık sık beslenmeleri kan şekeri açısından önemlidir.2004 yılında Singapur da yapılan bir araştırmada, oruç tutan gebelerin yarısından fazlası gebelik öncesindeki oruçlara göre daha fazla zorlandıklarını, üçte biri ise oruca bağlı yan etkiler yaşadıklarını belirtmişlerdir.Uzun süre açlıkta vücudun şeker deposu çabuk tükenir ve hücrelerin enerji gereksinimi için yağlar yakılır. Bunun sonucunda hem anneye hem de bebeğe zararlı olabilecek ketonlar yağ yakılması sonucu açığa çıkarlar.
Oruç tutarken en önemli sorunlardan biri de vücudun susuz kalmasıdır.( dehidratasyon) Gebelerde damarlarda dönen kan ve sıvı miktarı çok artar.Bu kan ve sıvı miktarını koruyabilmek için gebelerin günde enaz 3 litre civarında sıvı almaları gerekir. Nisbi sıvısızlık durumlarında,kan basıncı düşer, bebeğin eşi ve dolayısıyla bebeğe giden kan akımı azalır.bunun  sonucunda bebeğin oksijenlenmesi ideal oranların altına düşebilir. Sıvısızlık ayrıca emziren anne içinde önemli bir sorun olabilir.2-5  ay arasında bebeği olan anneler üzerinde yapılan bir araştırma da da oruç şırasında anne sütünün içeriğinde bir miktar değişim olduğu görülmüş.
Emzirirken susuz kalmanın iki önemli riski vardır: Annenin sıvı kaybı ve buna bağlı sütün azalması. Özellikle bu yıllarda ortalama 17 saat süren bir oruç tutulduğu düşünüldüğünde buna çok dikkat etmek gerekir.
Onun için özellikle ilk ay 6 ay boyunca sadece anne sütüyle beslenen bebeklerin annelerin bu kadar uzun susuzluktan dolayı sütü direkt etkileneceğinden dolayı dikkat etmeleri, doktorlarına danışmaları gerekir. Eğer bebeğiniz daha büyük ve ek gıdalara geçtiyseniz annenin oruç sırasında annenin yememesi ve içmemesi daha kolay tolere edilebilir.Ancak bu durumda mutlaka sahura kalkmak ve iftardan sahura kadar olan sürede bol sıvı almak şarttır.Ayrıca günü dinlenerek geçirmek ve kendilerini çok fazla yormamak da yararlı olacaktır.
Şunu unutmamak gerekir hamileyseniz de emziren anneyseniz de oruç tutmadan önce doktorunuz danışmak çok önemlidir. Hem bebeğinizin hem de kendi sağlığınız için:))

Keşfetmenin Dayanılmaz Çekiciliği


UZAY.png

 fenerli kitaplar korsanlar içgörsel.JPG


KORSAN.pngfenerli kitaplar uzay iç görsel.JPG



Pearson Türkiye’nin, Fenerli Kitaplar Serisi’nin iki yeni kitabı “Korsanlar, Kayıp Hazine” ve “Uzay, Kayıp Gezegen”, meraklı ve öğrenmeye istekli çocuklara ve çocuğuyla kaliteli zaman geçirmek isteyen anne ve babalara, keşfetmenin dayanılmaz çekiciliğini yaşatıyor.

Kaptan Gözükara ile korsanların haritadaki yolu takip ederek kayıp hazineyi bulma çabalarının çekici resimlerle aktarıldığı “Korsanlar, Kayıp Hazine”isimli kitapta, çocuğunuz, korsanların yasak ormandan geçerek hazine sandığına ulaşması için sihirli feneriyle yol gösterecek.

“Uzay, Kayıp Gezegen” isimli kitapta da Komutan Bora ve ekibi, kayıp gezegen Dragonya’yı bulmak ve onlara Dünya’dan yardım götürmek için çıktıkları uzay macerasında, çocuğunuzun sihirli fenerine ihtiyaç duyuyor.

3-6 yaş grubuna yönelik, kalın kapağı ve iç sayfaları ile dayanıklı olan Fenerli Kitaplar serisinin bu iki yeni kitabının yapımında AB standartlarına uygun malzemeler kullanıldı ve sağlık kontrollerinden geçirildi. Her iki kitabın fiyatı da 24,50 TL.

Şeker Çocuklar Kampı 20 yaşında




İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü ve İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı ile Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği tarafından Aygaz’ın desteğiyle düzenlenen Diyabetik Çocuklar Kampı, Türkiye’nin şeker çocuklarını 20. kez bir araya getiriyor. 23- 28 Temmuz 2012 tarihlerinde gerçekleşecek olan kamp, Türkiye’nin çocuklara yönelik ilk sağlık kamplarından biri olma özelliğini taşıyor. Aygaz’ın sekiz yıldır destek verdiği projede bu sene de 100’den fazla çocuk diyabet ile yaşamayı öğrenecek.

İstanbul, 20 Temmuz 2012 - Çocuk ve Adolesan Diyabetikler Derneği tarafından Aygaz’ın desteğiyle düzenlenen Diyabetik Çocuklar Kampı, Türkiye’nin şeker çocuklarını 20. yılında bir kez daha bir araya getiriyor. 8-18 yaş arasındaki diyabetik çocuklara yaşamlarını kolaylaştırıcı bilgiler vermek amacıyla düzenlenen kamp, Türkiye’nin dört bir yanından çocukları ağırlıyor.  
Herkesin gönüllü olarak çalıştığı kampta her yıl, çocuk diyabetinde uzman profesörler, doçent ve uzman doktorların yanı sıra, hemşireler, diyet uzmanları, psikologlar, psikiyatristler ve spor eğitmenleri de bulunuyor. 
Çocuklar hem arkadaşlığı, hem de diyabeti öğreniyor
Kampta çocuklara hipo ve hiperglisemi nedenleri, klinik bulguları, alınacak önlemler, kan ve idrarda glikoz keton bakılması, insülin tipleri, etki özellikleri, enjeksiyon teknikleri, spor ve egzersiz yapma alışkanlığı, diyabette beslenme özellikleri ve düzeni, diyabetin komplikasyonları anlatılıyor. Diyabette takip kriterleri ve izlemenin önemi konusunda uygulamalı ve teorik bilgilendirmeler yapılıyor. Çocuklar bir yandan yoğun bir şekilde bilgileri alırken bir yandan da yeni arkadaşlıklar geliştiriyor. Daha önceki senelerde kampa katılanlar artık ‘ağabey’ ve ‘abla’ olarak katılabiliyor.
Kampın 20 yıllık müdürü, İstanbul Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Çocuk Endokrinolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Çocuk Sağlığı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Rüveyde Bundak. Bundak, bu tarz kampların çocukların psikososyal gelişimlerinin yanı sıra diyabetli olarak yaşam konusundaki bilgi eksikliklerini de giderdiğini belirtiyor: “Kamplarda edindikleri bilgiler ve arkadaşlıklar, diyabetik çocuklara yarınlara daha umutla bakmaları için büyük bir güç veriyor.” Finansmanın kampın en büyük ihtiyacı olduğunu vurgulayan Bundak, Aygaz sayesinde hareket özgürlüğü kazandıklarına değiniyor ve Türkiye’deki diğer kuruluşların da Aygaz’ı örnek almasını diliyor. Bu tip kampların koruyucu hekimlik çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini belirten Bundak, şirketlerin sosyal sorumluluk bilinciyle hareket etmelerinin ülkenin geleceğine ve ekonomisine bir yatırım olduğunu ifade ediyor.
Sekiz yıldır projeye destek veren Aygaz, Türkiye’nin en eski sağlık kamplarından biri olan Diyabetik Çocuklar Kampı’nın bir parçası olmaktan büyük mutluluk duyulduğunu bildirdi. Sosyal sorumluluk çalışmalarında aile ve eğitim konusuna büyük önem veren Aygaz’ın bundan sonraki senelerde de proje ile ilgili çalışmaları devam edecek.
Rakamlarla Şeker Çocuklar kampı
20 yıldır aynı uzman ekibin görev yaptığı ve herkesin gönüllü olarak çalıştığı kampta çocuk diyabetinde uzman üç profesör, bir uzman doktor, iki asistan doktor, dört hemşire, üç diyet uzmanı, bir psikolog, bir psikiyatrist ve iki spor eğitmeni bulunuyor. Birçok sağlık kampı için örnek teşkil eden Diyabetik Çocuklar Kampı, 20 yılda toplam 1500 çocuğu konuk etti. Kampa Antalya, Diyarbakır, Edirne ve ülkemizin başka şehirlerinden ve Azerbaycan’dan katılan doktor, hemşire ve diyetisyenler kendi ülkelerinde ve bölgelerinde benzer kamplar kurdular.