6 Eylül 2010 Pazartesi

NEHİR'E EVET.....

Dün sabah kalktığımda bilgisyardan facebooka bakarken, gördüğüm habere gerçekten çok üzüldüm. Nehir'i kaybetmiştik. Annesinin yazdığı blogtan gelişmeleri takip ediyordum. Sanki çok yakınımı kaybetmişim gibi hissettim, haberi öğrendiğimde. İlk başta inanamadım, ama doğruydu.. o artık Küçük bir melek olmuştu. Anne ve babasına sabırlar diliyorum.. ..
Bugünde Hürriyette Ayşe Arman bu konuyla ilgili yazısını görünce , tabii ki NEHİR  demek için bloğumda da paylaşmak istedim.. Aşağıdaki yazı Ayşe Armana'ın yazısı.. hadi sizde ona mesaj atın... TABİİ Kİ NEHİR'E EVET...

''Allah, kimseyi evladıyla sınamasın..

DÜN, Yarım Kalan Hayatlar 8’in, yani Nehir Bayazıt’ın hayatını kaybettiğini okudum.


Annesi, Zeynep Erden Bayazıt’ın şu satırlarından:

“Nehir’im borularından kurtulmak üzere, her şeyi çok güzel yaptı. Annesinin, babasının, ablasının bir tanesi. Sizleri yanıltmak istemedim. Ama nasıl yazacağımı da NEHİR BAYAZIT

12.03.2007- 04.09.2010

BU dünyadaki 3 yıllık kısacık hayatında, şahane bir anneye, babaya, ablaya, halaya sahip oldun. Seni çok sevdiler, hastalığında seninle birlikte mücadele ettiler. Canla başla. Sen iyileş diye ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Çünkü sen çok özel bir ruhsun ve onlar için seni tanımak bile lütuftu. Biliyor musunuz bizim için de öyle... Başından beri, yüreğimiz seninle birlikteydi. Sen belki bizi tanımadın ama biz seni çok sevdik, olan biten her şeyi, annenin satırlarından, blog’undan izledik, takip ettik. Çok istedik ki sen iyileş, 3 yaşındaki diğer çocuklar gibi parklarda, plajlarda koştur. Olmadı. Şu anda sonsuzluğa akıyorsun. Yolun açık olsun. Biz hep bileceğiz, küçük bir Nehir vardı, yüreğimizden sonsuzluğa aktı. Neredeysen mutlu ol, annenle babanla, ablanla bir gün kavuşacağını da bilemedim. Nehir bu akşam, halası, babası, Cengiz amcasının ve benim yanımda, kollarımda, kucağımda bize veda etti. Çok mücadele etti. Biz de, o da. Ama bedeni artık yoruldu. Kederi de, sevgisi de sonsuz kalbimde.”

Nehir 3 yaşındaydı ve Neuroblastoma hastasıydı.

Bir tür çocuk kanseri.

Amerika’da bir hastanede tedavi görüyordu.

Ama dün, hayata gözlerini yumdu.

Bütün ailesine, sevenlerine, onu aylardır http://nehir-im.blogspot.com// adresli blog’dan takip edenlere baş sağlığı diliyorum.

Ben de tıpkı sizin gibi, çocuklar bizi bırakıp gidince çok ağlıyorum, hiçbir şey yaşayamadan giden o miniklere mi, geride bıraktığı -hayatı bir daha asla aynı olamayacak- annelere, babaları mı bilmiyorum...

Ama ağlıyorum.

Allah, kimseyi evladıyla sınamasın.

Para kimin hesabına yatsın?

BU arada...

Henkel’den gelecek 20 bin lira bu hafta Nehir’in hesabına yatacaktı.

Bu kadar büyük bir acının arasında size tuhaf gelecek ama...

Sormak istedim, çünkü ben karar veremedim, bu söz konusu 20 bin lira, yine de Nehir’in hesabına mı yatırılmalı, yoksa Nehir’den hediye olarak bir başka yardıma ihtiyacı olan birine mi verilmeli...

Siz ne derseniz onu yapacağım:

EVET Nehir’e...

HAYIR ihtiyacı olan başka birine...

Neden böyle bir şey yazıyorsun derseniz, Nehir’i kaybettik ama hâlâ hastaneye ödenmesi gereken paralar var, birikmiş borçlar var...

Ama destek olunması gereken başka hayatlar da var...

Kararı siz verin.

O güzel anneye...

NEHİR’in annesi Zeynep... Dün blog’unu yeniden okudum, bütün bu aylar boyunca yazdıkların, yaşadıkların, duruşun inanılır gibi değil.

Büyük kadınsın. Yazdığın her satır, insanlık dersi gibi. Nehir de, Leyla da böyle bir anneleri olduğu için çok şanslı. Sana güç diliyorum, sabır diliyorum.

Bu arada, bana Nehir’in hikâyesini ve yaşadıklarınızı ne zaman anlatmak istersen seve seve dinlerim...''