Rahim ağzı kanseri 20 yaştan önce çok seyrek görülür, bu yaştan sonra giderek oranı artar ve 50 yaşta en yüksek orana ulaşır. Yumurtalık ve rahim kanserinden daha erken yaşta görülür.
Az gelişmiş ülkelerde en sık görülen jinekolojik kanserdir. Gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanser taraması için kullanılan smear testin yaygın ve uzun süreden beri kullanılması bu hastalığın oranını düşürmüştür.
Risk faktörleri şunlardır:
- Genç yaşta evlenme,
- Erken cinsel yaşama başlama
- Çok sayıda çocuk sahibi olma
- Düşük sosyoekonomik düzey
- Kötü hijyenik şartlara sahip olma
- Çok sayıda partner ya da eşinin çok sayıda partneri olması
- Sigara kullanımı
- En önemli risk faktörü ise cinsel ilişki ile geçen bir virüs enfeksiyonu olan insan papillomu virüs (HPV) enfeksiyonu geçirmiş olmaktır. Rahim ağzı kanseri olanların tamamına yakınında (% 98) bu enfeksiyon saptanmış ve neden bu virüs enfeksiyonlarıdır.
HPV virüsünün 100’den fazla tipi vardır. HPV-6 ve 11 tipi genital bölgede ortaya çıkan genital siğillerin % 90’ından sorumludur. HPV 16 ve 18 tipi ise rahim ağzı kanserlerinin % 70’inden sorumludur.
Rahim ağzı kanserinin erken belirtisi yoktur. Ancak düzenli smear ile erken dönemde kanser ortaya çıkmadan yakalanmaktadır. Geç dönemde belirtileri kanlı akıntı, ilişki sırasında kanama ve düzensiz adet kanamalarıdır.
Rahim ağzı kanserinin erken tanısı için en önemli yöntem yılda en az bir kez yapılan smear testidir. Şüpheli smear test varsa kolposkopi ve biyopsi yapılır. Korunmak için ise en önemli yöntem HPV aşılarıdır. HPV aşıları gelişmiş ülkelerde rutin aşılama programına girmiştir. Ülkemizde de uygulamaya başladığımız HPV aşılarının yapılmasını öneriyoruz. Bu aşıların yapılması Kadını rahim ağzı kanserinden % 70 oranında korumaktadır. Diğer korunma yöntemleri ise tek eşli olma ve güvenli olmayan ilişkilerde mutlaka prezervatif kullanılmasıdır.
Tedavide erken dönemde rahim ağzının küçük bir kısmı koni şeklinde alınırken geç dönemlerde ameliyatın alanı genişlemektedir. Bazı hastalarda ise ışın tedavisi ve kemoterapi gerekmektedir.
RAHİM KANSERİ
Genellikle menopozdan sonra ortaya çıkan bir kanserdir. Ortalama görülme yaşı 55 - 58 olmasına karşın bazı genç kadınlarda da görülebilir. Diyabetli, şişman ve hipertansiyonu olan kadınlarda sık görülür. ABD’de meme kanserinden sonra en sık görülen jinekolojik kanserdir.
Risk faktörleri şunlardır:
- Doğum yapmamış olma
- Yüksek sosyoekonomik düzey
- Şişmanlık ve tansiyon yüksekliği
- 50 yaşından sonra adetten kesilme (Türkiye’de ortalama adetten kesilme yaşı 47’dir)
- Doktor kontrolü dışında hormon kullanma
- Meme, yumurtalık ve kalınbağırsak kanseri geçirmiş olmak
- Hormon salgılayan yumurtalık tümörleri bulunmasıdır.
Hastalığın belirtileri menopozda bir kadında vajinal kanama olması, adet gören kadınlarda ise düzensiz kanamaların ve ara kanamaların olmasıdır. Rahim kanseri belirtileri nedeniyle erken tanı konulabilen bir kanserdir. Hastaların % 75’i erken dönemde yakalanmaktadır.
Rahim kanseri tanısı rahim içinden parça alınarak yapılmaktadır. Erken dönemdeki tedavide rahmin alınması yeterlidir.
YUMURTALIK KANSERİ
Yumurtalık kanserleri de dünyada giderek artmaktadır. Tüm yaşamı boyunca bir kadının yumurtalık kanserine yakalanma riski % 1 - 2’dir. Bazı tiplerinde genetik geçiş söz konusudur. Bu kadınlar gen araştırması yapılarak sıkı takibe alınmalıdır.
Risk faktörleri şunlardır:
- Doğum yapmamış olma
- Erken adet görme
- Geç adetten kesilme
- Meme ve rahim kanseri geçirmiş olma
- Ailesinde genetik geçişli meme kanseri olmasıdır
Doğum kontrol haplarının 2 yıl kullanılması % 50, 5 yıl kullanılması % 70 oranında yumurtalık kanserinden koruma sağlamaktadır.
Hastalık erken belirti vermez, belirti verdiğinde tümör genellikle ileri evredir. Belirtiler daha çok mide bağırsak sistemiyle ilişkili hazımsızlık, karında şişme, bulantı ve kilo kaybıdır.
Yumurtalık kanserinden en önemli korunma yöntemi düzenli aralıklarla jinekolojik muayene ve ultrasonografi yapılmasıdır. Riskli olduğu saptanan kadınlarda ise bazı kan testleri (tümör belirteçleri) ve ultrasonografik takip önemlidir.
MEME KANSERİ
Kadınlarda en sık görülen kanserdir. Yaşam boyu 7 kadından 1’i bu kansere yakalanmaktadır.
En önemli risk faktörleri şunlardır:
- Çocuk doğurmamış olma
- Şişman olma
- Düzenli alkol tüketme
- Kısır olmak ya da kısırlık tedavisi görme
- Konsantre doğal olmayan lifsiz besinler tüketme
- Ailesinde meme kanseri olmasıdır.
Meme kanseri otuzlu yaşlardan sonra her yaşta görülebilir. Ailede meme kanseri olan kadınlar bu yaşlarda takibe alınmalıdır. Kanser araştırması için her kadın 35 yaşında bir kez, 40 yaştan sonra iki yılda bir kez, 50 yaşından sonra her yıl mamografi yapılmalıdır. Yeni bir teknik olan dijital mamografi ile görüntü kalitesi artmış ve değerlendirme daha objektif yapılmaktadır. Ayrıca seçilmiş olgularda meme MR’da kullanılmaktadır.
Meme kanserinin erken yakalanma yöntemi düzenli meme muayenesi ve mamografi yaptırmaktır. En önemli muayene kadının adet sonrası dönemde kendini muayene etmesidir. Ele gelen kitle varlığında hekime başvurmalıdır.
Meme kanseri tanısı ya biyopsi ile ya da kitlenin çıkarılması ile yapılmaktadır. Yeni ameliyat teknikleriyle tüm meme dokusu yerine kanserin aktığı lenf kanalları tespit edilip memenin yalnızca ilgili bölümleri ameliyatlarla alınmaktadır.
Bütün kanserlerde olduğu gibi kanserden korunma ve erken dönemde teşhis jinekolojik kanserlerde de önemlidir. Kadınlar kanser için taşıdıkları riskleri ve kanserin öncü belirtilerini bilmeli ve düzenli aralarla jinekolojik muayene yaptırmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder