28 Haziran 2013 Cuma

Hamilelerin tatil öncesi merak ettikleri sorular ve cevapları:




Anne adaylarının tatile çıkmasında herhangi bir sakınca var mı?
Hamileliği normal ve sorunsuz süren anne adaylarının tatile çıkmasında herhangi bir sakınca yoktur. Hatta doğum sonrasında anne adayını yorucu bir süreç beklediğinden hamilelik sırasında tatil çıkmak hamilenin dinlemesi açısından iyi bir fırsat olabilir. Ancak hamileliğin ilk trimesterında bulunan hamilelerin düşük tehlikesine karşı dikkatli olması gerekiyor. Kendilerini yoracak veya bedenlerini zorlayacak aktivitelerden kaçınarak ağırlıklı olarak dinlenebilecekleri bir tatil geçirmelerinde yarar var. Hamileliğinin son döneminde özellikle son iki ayında bulunan anne adayları ise uzun süreli ve yorucu yolculuklardan kaçınmalı. Tatile çıkmadan önce tüm hamilelerin doktorları ile görüşüp onay almaları gerekir.
Tatil mekanının seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Hamileler için tatil mekanın seçimi oldukça önemlidir. Hamileliğin hangi döneminde olursa olsun aşırı sıcak ve yüksek rakımlı bölgeler anne adayı ve bebeğin sağlığı için uygun bölgeler değildir. Yurt dışında tatil yapmak isteyen anne adaylarının az gelişmiş ülkeleri tercih etmemelerinde yarar var. Az gelişmiş ülkelerde tıbbi imkanlar yetersiz olduğu gibi bu ülkelerde görülen mikrobik hastalıklar anne ve bebeğin sağlığını olumsuz etkileyebilir.
Tatilde en çok hangi sorunlarla karşılaşmak mümkün?
Genellikle anne adaylarının tatilde en çok karşılaştıkları sorunlardan biri mikrobik ishaldir. Aşırı sıvı kaybına neden olan ishal hem anne adayının hem de bebeğin sağlığını tehlikeye sokabilir. İshal olan anne adayının kesinlikle doktor kontrolü dışında ilaç veya antibiyotik kullanmaması gerekir. Hamilenin ishale yakalanması durumda hemen bir doktora başvurup, doktorun uygun gördüğü önlemleri alması gerekir.
Tatilde hastalanmamak için hangi önlemler alınabilir?
Anne adaylarının özellikle yiyecek ve içecekler konusunda dikkat etmesi gerekir. Açıkta satılan gıdalardan ve içeceklerden uzak durmalı. Özellikle içme suyu konusunda kapalı ambalajlarda satılan sular tercih edilmeli. Suyun içerisine katılan buzun genellikle şebeke suyundan hazırlaması nedeniyle suyu buzsuz tüketmekte yarar var. Salata gibi bol suda yıkanması gereken gıdaları dışarıda yememeye özen gösterilmeli. Ayrıca az pişmiş et ve mayonez gibi içerisinde çiğ yumurta bulunan gıdalardan uzak durmakta yarar var. Tatilde hamilelerin sıkça yaşadıkları sorunlardan biri kabızlıktır. Kabızlığı önlemek için anne adaylarına lifli gıdalar tüketmek önerilir.
Tatile çıkmadan önce alınması gereken önlemler arasında tatil mekanının özelliklerini araştırmak da yer alıyor. Tercih edilen bölge veya mekanın tıbbi olanaklarını önceden araştırmak gerekir. Herhangi bir sorun karşısında veya acil bir durumda hangi sağlık kuruluşuna başvurabileceğinizi önceden belirlemekte yarar var. Bunun dışında acil durumlar için kan grubunuzu gösteren bir belge, sürekli kullanılan ilaçların listesi, alerjiniz varsa bununla ilgili bilgiler, hamilelik ile ilgili tıbbi kayıtlar ve doktorunuzun irtibat numaralarının yanınızda bulunması çok önemlidir.
Hamilelikte tatil kimler için risklidir?
Düşük öyküsü,
Rahim ağzı yetmezliği,
Dış gebelik öyküsü,
Erken doğum öyküsü,
Vajinal kanama,
Düşük riski,
Çoğul gebelik,
Hipertansiyon,
Diyabet,
Kalp hastalığı,
Diğer organ sistemlerine ait kronik hastalığı olan hamileler risk grubunda bulunan anne adaylarıdır. Bu hamilelerin uzak yerlere veya yurt dışına seyahat etmeleri tavsiye edilmez.
Araba ve tren ile yolculuk esnasında nelere dikkat edilmeli?
Araba ve tren gibi ulaşım araçlarında en önemli sorun uzun süre oturmanın sonucunda oluşan dolaşım problemleridir. Araba ile seyahat edecek anne adaylarının rahat edebilecekleri bir koltuk seçmelerinde yarar var. Sırt ve boyun bölgelerini küçük bir yastıkla destekleyip emniyet kemerini karını sıkmayacak şekilde takmak gerekir. Yolculuk sırasında yanınızda atıştırabileceğiniz gıdalarda bolca sıvı bulunmalı. Seyahat esnasında sık sık mola verip tuvalet ihtiyacınızı giderin. Tuvalet ihtiyacını ertelemek idrar yolları enfeksiyonuna yol açabilir. Ayrıca molalar esnasında dolaşımın dengelenmesi için yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Araba yolculuğu esnasında kendinizi ve bebeğinizi korumak için mutlaka emniyet kemeri takın.
Tren ile seyahat eden anne adaylarının yine aynı şekilde sıkça yürüyüp dolaşımlarını düzenlemelerinde yarar var. Trende yolculuk esnasında tuvalet ihtiyacınızı rahatça giderebilmek için tuvalete yakın yerlerde oturmayı tercih edebilirsiniz.
Uçak yolculuğu sırasında nelere dikkat edilmeli?
Hamileliğinin ilk iki trimester'ında uçak yolculuğunun anne adayları açısından zararı yoktur. Ancak yolculuktan önce mutlaka doktor kontrolünden geçip onay almak gerekir. Hamileliğin son döneminde uçak yolculuğu yapmak isteyen anne adayları, uçak şirketinin hamile yolcular için geçerli tüm uygulamaları hakkında bilgi edinmeli. Hamileliğin 28. – 36. haftaları arasında doktorunuzdan izin belgesi almanız gerekir. 36. haftadan itibaren genellikle anne adaylarının uçmasına izin verilmez. Basınç değişiklikleri su kesesinin erken patlamasına neden olduğundan hamileler için küçük uçaklar uygun değildir. Yolculuk esnasında vücudun susuz kalmaması için bol bol sıvı tüketmeye çalışın. Uçak ile seyahat sırasında her yarım saatte bir dolaşıp bacaklarınızı hareket ettirmeniz dolaşım açısından önemlidir. Uçuş süresince kemerinizin bağlı olmasında yarar var.
Tropik bölgelere yolculuk ve aşılama
Bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hangi dönemde olursa olsun çoğunlukla hamilelerin tropikal bölgelere gitmesine izin verilmez. Özellikle sıtma gibi hastalıkların düşük ve erken doğumu tetiklemesi nedeniyle anne adaylarının bu tarz bölgelere yolculuk etmesi tavsiye edilmez.
Hamilelik döneminde anne adaylarına canlı virüs aşısı önerilmediğinden ağızdan alınan ölü polyo aşısı veriliyor. Ancak aşı konusunda son kararı doktorunuz verecektir. Bu nedenle tatile çıkmadan önce aşı konusunda mutlaka doktorunuza danışın.
Hangi durumlarda acilen doktora başvurmalı?
· Vajinal kanama,
· Şiddetli karın ağrısı,
· Aşırı kusma,
· Vücutta şişlik,
· Şiddetli baş ağrısı,
· İshal,
· Ateş,
· Bebeğin hareketlerinde azalma durumlarında
en kısa sürede doktora başvurmak gerekir.

26 Haziran 2013 Çarşamba

BLOGLOVİN'E ÜYE OLDUM:)





Geçenlerde dolaşırken Balyanağın Hikayesi bloğunda 1 Temmuz itibariyle Bloggerın izleyiciler kısmının kalkacağını ve Bloglovinden sevdiğimiz, takip ettiğimiz blogları takip edebileceğimiz, hatta bu sitelere nasıl üye olunur diye bir yazı okudum. Çok işime yaradı ve tüm aşamaları okuyarak Bloglovin'e üye oldum. Uzun zamandır haberdar olduğum ve nedense üye olmadığım bir yerdi. Artık Blogloinde de varım.
Sizde sevdiklerinizi takip etmek ve izleyici kazanmak ,isterseniz Bloglovine buyrun..

Beni izlemek için;
http://www.bloglovin.com/blog/5116705/bebegim-geliyor  tıklamanız yeterli:)))

24 Haziran 2013 Pazartesi

Doğumdan 9. aya kadar emme düzeni için gereken bilgiler:

Bebeğiniz 2700-300 gr doğduysa,



ilk üç gün; iki saatte bir 60 ml ( toplamda 450-600 ml) süt almalı. Emzirirken ilk gün her göğüs 5 dk ( tüm gün boyunca her istediğinde)., ikinci gün 10 dk.( her 2 saatte bir), üçüncü gün 15 dk(her 2,5 saatte bir). emzirilmeli.Emziren annelerin sütlerinin akış hızını kazanması için, özellikle ilk 3 gün çok sık emzirmeleri gerekir; 4. günde tek memeden emzirin.

6. haftaya kadar; iki saatte bir 60 ml. ( toıplam da 60-150 ml.) en çok 45 dk. göğüs de durmalıdır.Gündüz vakti her 2,5-3 saatte bir. Akşamları ise 4-4,5 saatte bir emzire bilirsiniz.
Başlangıç da biberonla beslenen bebekler, öğünler arası daha uzun süre bekleyebilirler;eğer anne süt miktarı ve emzirmeyle ilgili sorun yaşamıyorsa, bu süre 3.-4. haftalarda eşitlenir.

6 hafta-4 ay; her öğünde 60-150 ml. ( günde 7-8 öğün, toplamda 450-900 ml)En çok memede 30 dk. kalmalıdır. Her 3-3,5 saatte bir; bebeğiniz 16 haftalık olduğunda geceleri 6-8 saat uyuyabilir. Bu haftalarda amacımız; emzirme aralarını açıp, sabitlemektir. Ortalama 4 saatte bir emzirilmelidir.Eğer bu dönemde bebeğiniz büyüme atağı geçiriyorsa 3 saatte bir emzirilerek ihtiyacı karşılanmalıdır.
4-6 aylık her öğünde 150-210 ml.( günde 6 öğün  toplamda 700-1200 ml. Memede ortalama 20 dk. kalmalıdır.Her 4 saatte bir; geceleri 10 saat kadar uyuyabilmesi gerekir.4. ve 6. ay arasında bebeklerin iştahı, diş çıkarma ya da yeni kazandıkları hareket becerilerinden dolayı azalır. Dolayısıyla bebeğinin az emiyorsa sorun etmeyin.
6-9 aylıkken Katı gıdalarla birlikte 5 öğün anne sütü alabilir bebeğiniz. Bebeğiniz bu dönemde ortalama  1000-1400 ml. kadardır. Katı gıda almaya başladığında 500 ml katı gıda, 1000 ml. anne sütü alırsa endişelenmeyin. Katı gıdaya geçen bebeklere önce katı gıda  verin, sonra biberon veya 10 dk.emzirme.
Bazı bebeklerin katı gıdaya geçişleri zor olabilir. Bebeğinizin burnu akıyorsa, yanakları kızarıyorsa, poposunda pişik veya ishali varsa yemek alerjisi olabilir,. Bu durum mutlaka doktorunuzla paylaşın.

HAMİLE KURSUMUN SEVGİLİ ANNESİ SELCEN'İN MİNİK KUŞU KARŞINIZDA!!!






KIRK UÇURMA HAZIRLIKLARI:))

''KIRK UÇURMAK SEREMONİSİ'' ( BEBEĞİN İLK ZİYARETİ ) 

Eski Türklerde; 40 Banyosu yaptırılan ve yeni giysileri giydirilen bebeğin, aynı şekilde 40 Banyosu yapan ve dua eden annesi ile birlikte yapacakları ilk ziyaret çok önemliymiş. 
Bebeğin, Babaanne ve Anneannesine yaptığı kısa el öpme ziyaretlerinden sonra, aile büyüklerini de alarak, hep birlikte 'Kırk Uçurma Evine' ( Ziyaret Evine) gidilirmiş. 
Seçilen Ziyaret Evi, yükseklerde veya yüksek katta, havadar, ferah, aydınlık ve geniş olmalıymış. 
Ziyaretine gidilen ev halkı sağlıklı, mutlu, huzurlu, maddi ve mevki olarak da yüksek düzeyde olmalıymış. Bebeğe iyi şansları geçmesi açısından bu değerler önemliymiş. 
Yeni Anneye, ziyaretine gittiği yerlerde sütünün bol olması dilenerek su ikram edilir, anne de bu suyu içermiş. 
Seçilen evin sahibi, Bebeğin ‘Kırklama Annesi’ olacağı için Seremoniyi üstlenirmiş. 
Salonda orta sehpa üzerine temiz ve şık bir örtü serermiş. Örtünün üzerine, içinde su bulunan şık bir Sürahi ile şık bir kase koyarmış.

Kırklama Annesi, bebeğin ilk ziyareti şerefine hazırladığı ;










UN (Ömrü uzun olsun),
ŞEKER (Ağzı tatlı olsun),
TUZ (Evin tadı tuzu gibi ömrü iyi olsun),
PİRİNÇ (Bereket getirsin, ziyaret evinin bereketi geçsin),
YUMURTA (Sağlıklı olsun),
PAMUK (Ak saçı,sakalı uzasın),
metal bozuk PARA (Bol kazançlı olsun) gibi, gıda ve materyalleri

Nazar boncuk , Şık bir mendil , havlu, tabak, çanak kısaca şık bir sunum içerisinde sehpa üzerine bebeğe giderken vermek üzere hazır tutarmış.

Kırklama Annesi önce abdest alır, başına beyaz başörtüsünü bağlar, 'Seremoni Sehpası'nın başına geçermiş. Sürahi içindeki sudan bir miktar doldururmuş. Önceden bebek için almış olduğu altını, su dolu tasa atar, bebeğin annesinin alyansını da içine attıktan sonra bebeği eline alırmış.
Kırklama Annesi, dualar okuduktan sonra içi altın dolu sudan 3 defa bebeğin başını ıslatır, yüksek sesle bebeğe iyi temennilerde bulunurmuş. Daha sonra suyun içerisindeki altını alır bebeğe takar ve iyi dileklerle annesine verirmiş.
Seremoni sonrası yiyecek ikramına geçilirmiş.
Çok ilginç değil mi? Bu seromoni hikayesini bir arkadaşımdan öğrendim...sizlerle de paylaşmak istedim...

BİR BABYSHOWER HİKAYESİ:))



Geçenlerde eğitimlerime eşiyle katılan Esra'nın Babyshower'daydım. Çok heyecanlandım, ben de giderken. Eskiden beri tanıdığım ama geçtiğimiz ay ki Hamile okuluma eşiyle birlikte katıldıktan sonra gönülden bağım oluşan Esra'nın babyshowerı çok güzeli.










Annesinin muhteşem ikramları, arkadaşlarının canlılığı ve süpriz oyunlarıyla tam bir babyshower oldu. Özellikle annesinin hazırladığı bonibonlu kurabiyelerie Altuğ bayıldı. Ayrıca Derin bebeğin bizlere hediyesi çok özeldi. Bu kadar güzel çilek reçeli sanırım uzu zamandır yememiştim.. Çok teşekkürler...




Sıra şimdi Derin Bebek de:))


Sanırım 15 Temmuz da bekleniyor Sağlıkla kucaklarına alabilmeleri dilekleriyle:))

14 Haziran 2013 Cuma

İLK GÜNLERDE SÜTÜNÜZÜ ARTTIRABİLMEK İÇİN;

Sütünüzü arttırmak için anahtar nokta; göğsünüzdeki sinüslerin bir pompa veya bebeğinizin ağzı tarafından uyarılmasıdır.Ne kadar çok uyarı verilirse sütünüz o kadar çok artacaktır.


İlk günlerde bebeğinizi iki saatte bir emzirin, bu şekilde süt akışınız artacaktır.Bebeğiniz ağzıyla memenizi iyice kavrayarak ,sinüsleri uyarır, onlarda beyne sinyal gönderir; Süt üret!


Gerekli miktarda beslenebildiği için daha sonraları bebeğiniz, 2,5-3 saatte bir beslenmeye başlayacaktır.Sonraki 4 gün içinde öğünler arası zaman uzamıyorsa, bebeğiniz''atıştırmacı'' bir bebek olabilir, gözlemleyin..

Pompayla; Emzirdikten hemen sonra ya da bir saat sonra sütünüzü sağın. Eğer bebeğiniz 2 saatte bir emiyorsa, hemen ardından süt sağmak garip gelebilir ama pompalayarak depoyu tam anlamıyla boşaltmış olursunuz. Bir sonraki öğünde bebeğiniz eski öğünden kalma arttığı,emeceğine , emme hareketi ile beyninize süt üretmesi gerektiği ile ilgili sinyal verecektir.
Her iki durumda da , 3 gün sonra süt üretiminizin artmış olması gerekmektedir.

HAMİLE KALMADAN ÖNCE DOKTORA!


Çocuk sahibi olmaya karar vermek hayatımızın en önemli kararlardan biri. Bu zor kararı vermeden önce kadınların kendisini ruhsal ve fiziksel olarak mutlaka hazırlaması gerekiyor. Pek çok kadın ilk hekim ziyaretini gebe kaldıktan sonra gerçekleştiriyor. Anne adayının kendisini gebeliğe hazırlaması için bebek kararı aldıktan sonra en az bir kere hekimine danışmasının çok önemli olduğunu söyleyen Liv Hospital Kadın Hastalıkları ve Doğum Perinatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Alp Nuhoğlu “Gebe kalındıktan sonra rutin kontrollerin devam edilmesi gerekiyor. Çünkü doğum öncesi bebeğin sağlıklı olup olmadığının bilinmesi çok büyük önem taşıyor. Böylece, down sendromlu bebeklerin doğmasını engellemek ve anomali bebeklerin belirlenmesi için doğum öncesi spirental tanı, diagnostik ultrasonla detaylı incelemelerle sağlıklı bebekler dünyaya getirme şansını arttırmak mümkün” diyor.

11-14. Hafta Önemli!

Hamileliğin başından itibaren, yapılan testlerle her şeyin normal olduğunu görmek ve bu sonuçlara göre yöntem belirlemek gerekir. Her hamilelikte herkese yapılan ana testler var, buna ek olarak 11 ve 14. hafta arasında NT testi olarak isimlendirilen bir kan testi bulunuyor. Bu test yapılmadan önce muhakkak bebeğin ölçümleri alınması gerekiyor. Bebek belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra hem anne karnındaki iki hormon, hem bebeğin büyüklüğü hem bebeğin ense kalınlığı hem de bebeğin burun kemiği ölçümü yapılıyor. Bunlarda herhangi bir şüphe olursa bu sefer damardaki doppler ölçümleri de işin içine girerek bir risk analizi çıkıyor. Eğer bu değerlerde bir sorun görülürse bunlara invasign girişim öneriyoruz. Bu haftalarda yapılacak CVS plasentadan bir örnek alınarak kromozomların incelenmesinin herkesin yapacağı bir iş değil. Tecrübeli ellerde yapılması gerekir. Anne karnından bebeğin olduğu keseye girilerek plasentadan bir doku örneği alınıp yapılan testle bebeğin durumu tespit edilebiliyor. Yine bu dönemde yapılan 3’lü test ve 4’lü test ise anne kanından alınan 4 veya 3 hormona bakılarak tekrar bir risk oranının hesaplanması yapılıyor. Ama bu artık geçerliliğini yitiren bir yöntem. Yani ilk testin değeri çok daha önemli ve çok daha doğru.

5. Ayda Anatomik İnceleme

Bebek büyüdüğü zaman yani 5. ay dolaylarında, bebeğin ultrason ile detaylı bir anatomik incelemesinin yapılıyor. Bu ultrasonda bebekte, beyinden kalbe, akciğerden mideye, bağırsaktan böbreğe kadar herhangi bir fiziksel sorun olup olmadığı inceleniyor. Bunda da eğer herhangi bir şüphe oluşmazsa bu bebek normal kabul ediliyor ve son teste geçiliyor.

Son Test 6. Ayda

6. ayda yine anne kanından, gebelikte ortaya çıkan bir şeker hastalığı olup olmadığına dair yapılan son testte de her şey normal giderse artık yeni bir test yapmaya gerek kalmıyor. Zaten 37. haftaya ulaştıktan sonra normal doğum süreci başlıyor ve 41. haftaya kadar olan zamanda da doğumun gerçekleşmesi bekleniyor.

Bu Dönemde Beslenmeye Çok Dikkat Edilmeli!

Hamilelikte kilo alma durumu bireyin başlangıç kilosuna göre değişiyor. Uzun boylu ve düşük kiloyla hamile kalmış birinin fazla kilo alması sorun teşkil etmiyor; fakat kısa boylu ve kilolu bireyin 6 ile 9 kilo arasında alması hamileliğin son dönemlerini rahat geçirebilmeleri açısından önemli. Düzenli beslenmeyenlerde şeker hastalığının artma olasılığı da sağlıklı beslenmenin önemle üzerinde durulması gerektiğini doğruluyor. Özellikle 4. aydan sonra bebeğin beyin gelişimi açısından Omega-3, demir, süt ve süt ürünlerinden alınan kalsiyum büyük önem taşıyor. Tüm hamilelere tavsiye edilen folik asit kullanımı da bebekte kafa kemiği, omur kemiği yapılanmasında oldukça önemli.

KUTU….. KUTU…. KUTU…..
Bütün Testler Bir Tanesinde Birleşecek

Son dönemde tıp dünyasının yakından ilgilendiği bir test var. Bu testin uygulanmaya başlaması anne adayını hamilelik sürecinde yapacağı testlerin tamamını ortadan kaldırarak 7-8. haftada yapılan tek bir testle bebeğin tüm gelişiminin takip edilebileceği bir test olacak. Anneden alınan kan örneği ile bebeğe ait hücrelerin tespit edilebildiği bu test sonucunda bebeğin DNA’sı çözülerek bebekte herhangi bir sorun olup olmadığı tespit edilebilecek. Böylece gebeliğin diğer süreçlerinde yapılacak testler de ilk aylardan tamamlanmış olacak.  Mart ayından itibaren legal olmaya başlayacak bu test Amerika’da şu anda uygulanıyor.  Yakında tüm Avrupa ve Türkiye’de de bu şekilde bir çalışma başlayacak. Liv Hospital da bunu uygulamaya başlayacak ilk hastanelerden olacak.”

13 Haziran 2013 Perşembe

DOĞUM SONRASI BEBEK BAKIMI EĞİTİMİ

Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.Ağırlıklı olarak bebek ve bakımından bahsedeceğiz.




 Bu eğitim programın da 


*Bebek Bakımı ile ilgili tüm detaylar anlatılacaktır!!!
-Anne sütü ve Emzirme -Göbek bakımı,
-Yeni doğan sarılığı,
-Bebeğin altının değiştirilmesi,
 -Bebeği tutuma ve taşıma,
 -Bebeği giydirme,
 -Yenidoğan refleksleri,
 -Bebeğin yıkanması,
 -Bebeğin gazının çıkarılması,
-Bebek için rahatlatma masajı,
 -Bebeğin aşıları,
-Bebeğin uyku düzeni,
-Bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-Bebek için ilk yardım tavsiyeleri,
-Bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları  ana başlıkları altında olacaktır.

 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız.İsteyen anne ve baba bebeklerimiz üzerinde uygulama yapabilecekler..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; 24 Hazirana kadar ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
Eğitim yeri: Miniaktivite Çocuk Etkinlik Merkezi Mekan ile ilgili; www.miniaktivite.com bakabilirsiniz.

Eğitim ücreti:75 TL

Eğitim Tarihi: 29 Haziran 2013 cumartesi saat 17:00-19:00 arasında olacaktır.

Yaz tatilinde kendi haline bırakılan çocuklar daha mutsuz.


Okulların tatile girmesiyle, uzun bir tatil dönemi çocukları ve ailelerini bekliyor. Çocukların yaz tatilini en iyi, verimli, her şeyden önemlisi keyifli ve mutlu değerlendirebilmesi için velilere önemli görevler düşüyor. Düşyeri dergisi yazarlarından Uzm. Klinik Psikolog Yasemin Meriç Kazdal, çocukla geçirilecek güzel zamanların, ileride onun hafızasına yerleşmiş güzel anılara dönüşeceğini ifade ediyor. Kazdal, tatilde çocuğa ödevlerini yapması, çalışması için baskı kurmak ya da onu tamamen kendi haline bırakıp zamanını boşa geçirmesine göz yummak yerine, birlikte oynayarak, konuşarak, eğlenerek verimli ve kaliteli zaman geçirilmesi gerekliliğinin altını çiziyor. 

Çocuğun zihninde güzel anılar yaratmanın onu mutlu bir birey kılacağını belirten Kazdal, yaratılan güzel anıların çocuğu hayata sımsıkı bağlayacağını belirtiyor. Çocukla geçirilen zamanın uzunluğunun değil kalitesinin önemli olduğunu vurgulayan Kazdal, “Çocuğunuzu tanıyın, birlikte oyun oynayıp dünyasına girin, onu gözlemleyin. Birlikteyken samimi olun, dünyada olup bitenden haberdar edin.” önerisinde bulunuyor.  

Çocuğuyla yaz tatiline hazırlanan velilere kolaylık sağlayacak, yeni fikirler üretmeleri için zemin hazırlayacak 100 pratik öneriyi Düşyeri dergisinde paylaşan Kazdal’ın tavsiyelerinden bazıları şu şekilde; 

    • Birlikte kitap okuyun, okuduğunuz kitapla ilgili sorular sorun
    • Odasını birlikte düzeltin, toplayın
    • Beraber film seyredin. Filmin belirli sahnelerini konuşun
    • Beraber yemek yapın
    • Beraber hikayeler uydurun
    • Futbol oynayın
    • Resim yapın
    • Salona sandalyeler üzerine çarşaf atarak bir çadır ya da kutulardan kale yapın
    • Yürüyüşe çıkın
    • Lunaparka gidin 



12 Haziran 2013 Çarşamba

BEBEĞİNİZİ EMZİRİRKEN ÖĞÜNLER 10-15 DAKİKADAN KISA SÜRÜYORSA, BUNU CİDDİYE ALIN!




Bebeğin emziren bir anne'' haftalık kızım sadece 10 dakika emiyor'' dediğinde kafamda birçok soru belirir.
Hemen emzirme pozisyonunun yanlış olması ve sütün üretimiyle ilgili sorularımı anneye sorarım:
*Bebeğinizi emzirmeden 15 dakika önce sütünüzü sağıp miktarına bakmayı denediniz mi?
*Meme uçlarınız acıyor mu?
*Göğüsleriniz de aşırı süt biriktiğini,hassasiyet ( angorje) oluyor mu?
2. ve 3. sorulardan birine veya ikisine birden ''EVET'' cevabı, bebeğin memeye düzgün yerleşmediğini işaret eden bir cevap sayılabilir.Bu durum sonucunda büyük olasılıkla annenin memesinin kanalları tıkanmış olabilir. Böyle bir durumda anneye emzirme danışmanıyla görüşmesini öneririm. Uygunsam ben uygun değilsem bir arkadaşımı anneye yönlendiririm.
Tanıdığımpek çok annenin ilk haftada düştüğü yanılgılardan biri de ; Bebeklerini gerektiği kadar memede tutmamaktır.Küçük bir bebekte, özellikle minyon yapıda, bu durum ciddi sorunlara yol açabilir.4 haftalık Azra'nın annesi Aslı'ı beni aradı. Bebeğinin kilo almamasından, en uzun uykusu 45 dakika  çoğu zaman ise 20-25 dakika sürdüğünü söyledi. Aslı , bebeği için bir düzen oluşturması gerektiğini bilmiyordu. Moralinin çok bozuk olduğunu ve yıkılmak üzere olduğunu, kontrolünü kaybettiğini anlattı.
Aslı 'ile ertesi günü birlikte geçirdik. Birinci saatin sonunda sorunun  ne olduğunu görmüştüm. Azra emmeye başladıktan 10 dakika sonra gözlerini kapamaya başlıyor. Aslı da bebeğinin doyduğunu düşünüp, yatağına yatırmaya gidiyordu.Aslında bebeği sadece ön sütü alıyordu. Yaklaşık 15 dakika sonra gelecek yağlı kısmı almıyordu, bebeği. Bunun yerine sürekli oksitosin alıyordu. 10 dakika sonra bebeği aç olarak uyanıyordu. Aslı ''daha yeni emzirdim. Neden?'' diye söylenip, bebeğin altını kontrol ediyor, onu kundaklıyor, kucağında sakinleştirmeye başlıyordu.Azra yaklaşık 20-30 dakika geçmesine rağmen halen ağlıyordu. Sonra dayanamayarak bebeği uykuya daldı.Ama yine hemencik uyandı. Annesi yine uyutmaya çalıştı bu sefer de 20 dakika sonra bebeği yine uyandı. Bu durum anneyi maffetti.

Bana''Onu sadece 1 saat önce emzirdim.3 saat yada en azından 2,5 saat boyunca uyuması gerekmez mi? n'' diye sordu.
Ona tek tek neler yapacağını anlattım, sorunun ne olduğundan bahsettim.
Azra yeteri kadar süt alamıyordu, aldığı süt tam bir öğüne denk gelmiyordu.O nedenle de uykuya dalıp dalıp ağlıyordu.Azra sürekli sudan zengin kısmı alıyor, bu onun susuzluğunu gideriyor amam karnını tamdoyurmadığı için kısa sürede uyanıp, acıkıyor. Ortalama 25-30 dakika süren bir öğün sonunda bebeğiniz hem ön sütü hem de arkadan gelen yağlı ve karbonhidrattan zengin sütü almış olacak. Neler olduğunu kavradıktan ve emzirdikten sonra uykuya dalan Azra rahat rahat uyudu.
Yani, öğünlerin sürelerine lütfen dikkat edin. Her bebek birbirinden farklıdır bunu da lütfen dikkate alın...

EMZİRİRKEN YETERİ KADAR UYKU ALDIĞINIZDAN VE İYİ BESLENDİĞİNİZDEN EMİN OLUN!





Anne sütü , annenin hayata tarzına göre değişim gösterir.Anne az uyku aldığında , sütü azalabilir,hatta sütünün kalori değeri düşebilir. Bunun için özellikle sütünüzün olgunlaştığı ve devamı için öğlen bebeğiniz uyuduğunda minik uyku molaları vermeniz Hem size enerji verecektir hem de sütünüze gerçekten önemli katkıda olacaktır.

Günlük yeme düzeninin süt üretimine etkisi büyüktür. Emzirirken sıvı alımınızı iki katına çıkarmanız gerekir. Yaklaşık 16 bardak su veya benzeri içecek içmenizi öneririm.Bu dönemde günlük beslenmenize 500 kalori ek almalısınız. Bunun yüzde 50 karbonhidratlar, yüzde 25-30 yağ ve protein olması önemli.Bu şekilde süt üretmek ve emzirmek için vücudunuzun gereksinim duyduğu enerjiyi geri kazanabilirsiniz.Bu arada yaşınız, normal kilonuz ve boyunuzu da dikkate almanız gerekir. Bunlara bağlı olarak, ortalama değerlerden daha az ya  da daha fazla almanız uygun olabilir. Kafanız karışıyorsa bir diyetisyenle görüşmek sizi rahatlatabilir.

SÜTÜNÜZÜN MİKTARIYLA İLGİLİ ŞÜPHENİZ VARSA,NE KADAR ÜRETTİĞİNİZİ GÖRMEK İÇİN SÜTÜNÜZÜ SAĞIN!





Bebeğiniz kısa aralıklarla emiyorsa, bebeğinizin doyup- doymadığını anlamak , kendi sütünün yetersiz olup- olmadığını anlamak için sağmak bize bir fikir verebilir.
Günde bir kez, emzirmeye başlamadan evvel 15 dakika sütünüzü sağın ve ne kadar çıktığını görün. Diyelim ki iki 60 cc çıktı, bundan bebeğiniz sizden 90 cc kadar sür emebileceği sonucunu çıkarabilirsiniz.Fiziksel olarak emme pompanın gücünden daha etkili bir sonuca ulaştırır. Sonra bu sütü bebeğinize minik bir kadeh ile veya biberona başladıysanız biberonla verebilirsiniz.Ama öncesinde göğüslerinizi emzirmeyi deneyin, pompanın boşaltamadığını bebeğiniz çekebilir.Sonra sağdığınızı verebilirsiniz.

Akvaryum ile su altının büyülü dünyasını hediye edin!


Türkiye’nin ilk dev akvaryumu olan Bayrampaşa’daki Turkuazoo Akvaryum, Babalar Günü’ne özel kampanyasıyla tüm babalarla çocuklarını sualtı dünyasının güzelliklerini keşfetmeye davet ediyor.




Erkeklere hediye almak her zaman çok zor olmuştur. Söz konusu olan dünyada en çok sevdiğimiz erkek olan babalarımız olunca iş daha zor hale gelebilir. Babasına hediye almakta zorlanan ama bir yandan da onunla farklı ve keyifli zamanlar geçirmek isteyenlere işte fırsat.
Babalar Günü’nde babasına su altının büyülü dünyasını hediye etmek isteyenler için Turkuazoo’nun babalar günü özel kampanyasında giriş ücreti, babalar için 29.50 TL yerine 22.00 TL olacak.
Babalar ve çocuklarının birlikte yapacağı “Köpek balıklarıyla Dalış” aktivitesinde ise kişi başı dalış ücreti 215 TL yerine 130 TL olacak. Çocuklar, bu özel günde babalarına hediye ettikleri heyecan dolu köpek balıklarıyla dalış aktivitesini de su altında çekecekleri fotoğrafla ölümsüzleştirebilecekler.
Türkiye’nin ilk dev akvaryumu Turkuazoo, sadece çocukların değil, bir ailenin tüm fertlerinin ilgisini çekebilecek nadir yerlerden biri. Babanızla kaliteli zaman geçirmek ve ailenizle her an yeni deneyimler tadabilmek için Babalar Günü’nde tüm aile Turkuazoo’ya gidip denizlerin derinliklerinde bir yolculuğa çıkmanız yeterli.

6 Haziran 2013 Perşembe

BEBEĞİNİZİ DOĞRU YERLEŞTİRDİĞİNİZDEN EMİN OLUN!





Kendinize bir paket yara bandı alın. İçindeki yuvarlak olan bantları hedef çalışması olarak kullanabilirsiniz.
Emzirmeye başlamadan önce , birini meme ucunuzdan 2,5 cm yukarıya , diğerini de 2,5 cm aşağısına yapıştırın. Bunlar sizin ''hedefleriniz'' olsun.
Bebeğinizi sıkı bir yastığa veya emzirme  yastığına yerleştirin, memenizle aynı hizada olacak şekilde kolunuzun iç kısmına yatırın. Bebeğinizle aynı hiza da olacak şekilde kolunuzun iç kısmına yatırın. Bebeğiniz bu pozisyondayken boynunu incitmeyecektir.Başparmağınızı üst hedefin üstüne, işaret parmağınızı da alttaki hedefe koyarak bastırın. sonra nazikçe bebeğinizin başını tutun ve ağzını meme ucunuza yerleştirin. Bebeğinizin doğru şekilde yerleştiğinde emin olmak için aynada kendinize bakabilir, eşinize veya annenize ya da bir arkadaşınıza bebeğinizin dudaklarının meme ucunuzu doğru şekilde ağzına alıp almadığını sorabilirsiniz.
Dikkat etmeniz gerekenler şunlardır:
Bebeğinizin ağzının genişçe açıldığından ve meme ucunuzu ortalayarak kavradığından emin olun. Bebeğinizin dudakları meme ucunuzu ve aerolanızı bir boru bileziği gibi kavramalıdır.Eğer iyi kavramadığını hissettiyse, alt dudağını kontrol edin, içe kıvrılmış olabilir.Ya da bebeğinizi bir olasılıkla, meme ucunuz tam olarak ağzına almamış, sadece üst kısmını emmeye çalışıyor olabilir.Eğer parmaklarınız iki buçuk cm aşağıdaki ve yukarıdaki hedef noktalarında değilse, bebeğiniz tam olarak meme ucunuz ağzına alamamış olabilir.Bebeğinizi doğru yerleştirdiğinize dair en önemli işaret vücudunuzdur.
Emzirirken acı çeken çok anneyle karşılaştım. meme ucu acıyan hatta kanayan anneler.Böyle bir anneden sıklıkla şunu duyarım,''Tüm bunları bebeğim için yapıyorum''düşünen annelere şunu söyleyebilirim bu durumda bebeğiniz de maalesef tam olarak sütünüzü alamıyor olabilir.Eğer emzirirken kendiniz iyi hissetmiyorsanız , vücudunuzun verdi,ği işaretlere mutlaka güvenin. Meme uçlarınızda oluşan hafif duyarlılık ,ilk iki üç gün içinde normal sayılabilir. Fakat rahatsızlık daha uzun sürerse yada kötüye giderse, bir şeyler gerçekten iyi gitmiyor demektir.Eğer meme ucunuz su topladıysa, elleriniz yanlış pozisyonda olabilir.Fiziksel olarak kendinizi iyi hissetmiyorsanız , ateş,,üşüme, gece terlemesi veya göğsünüzde acı ve şişme hissediyorsanız bunlar angorjman (aşırı süt birikimi sonucu memenin hacminde meydana gelen artış)veya kanallarda tıkanıklığın habercisi olabilir.Bu tip problemler mastit veya meme bezlerinin iltihaplanmasına kadar gider. BU durumda doktorunuza veya emzirme danışmanınıza başvurmanızda yarar vardır.

BEBEĞİNİZ ÖĞÜNLERDEN HEMEN SONRA VEYA EN AZ 1 SAAT İÇİNDE AĞLIYOR MU?



ç bir bebek beslendiği an da ağlamayı keser. Ne istediğini-süt- size söylemiştir ve isteği karşılanmaktadır. Emerken ya da emzirildikten hemen sonra ağlayan bebeklerin ağlama sebepleri ise, karınlarının doymamış olmasına bağlanır.
Bu durumda öncelikle süt üretimi ya da tıkanmış süt yolları gibi vücudunuzda oluşabilecek sorunları saptamaya çalışmanız gerekir.

Bu sorunlar bebeğinizin emme isteğini karşılıksız bırakabilecek sorunlardır. Eğer bunlarda bir sorun yok ise, bebeğinizin bir rahatsızlığı olabilir. Örneğin, gaz yada reflü gibi.. Bunun için çocuk doktorunuza danışmanızda fayda olacaktır.

BEBEĞİNİZİ NE SIKLIKLA EMZİRİYORSUNUZ? BİR ÖĞÜN NE KADAR SÜRMELİDİR?




Orta ve daha iri yapıda olan bebeklerin her 2,5-3 saatte bir beslenmeleri gerekir.Daha az veya daha çok değil. Daha kilolu bebeklerde bile bu kurala uymak gerekir.
Eğer ''Bebeğim her saat başı acıkıyor!''diyen bir anne iseniz, öğünlerinizin çok kısa olma ihtimali veya bebeğinizin öğünlerinde gereği kadar beslenmiyor olma ihtimali var demektir.Böyleyse, onu daha çok beslemeniz gerekir.Eğer formül süt veriyorsanız , çözüm basittir:Bebeğinizin her bir öğününe fazladan 30 cc ekleyin.Eğer emziriyorsanız, bebeğinizin ürettiğinizden daha çok süte ihtiyacı olabilir.Veya emme pozisyonu rahat değildir ve dolayısıyla göğsünüzden yeterli miktarda süt alamıyor olabilir. Bu durum, 2 veya 3 haftalık süre içinde daha az süt üretmenize neden olacaktır.Bebeğiniz bir defa da sadece 10 dakika emiyorsa,vücudunuz bundan fazla süt üretmenize gerek olmadığı komutunu almış gibi hissederek, süt miktarınızı günden güne azaltmaya başlayacak ve en sonunda da süt üretimi son bulacaktır. Böyle bir durumda bebeğinizin bir hızlı büyüme döneminden geçiyor olması da ihtimaller arasındadır. Ancak bu ilk altı hafta ada rastlanan bir durum değildir.
Bir Öğün Kaç Dakika Sürer?
İlk 6-8 hafta boyunca , orta yapıda bir bebeğin öğünü 20 ila 40 dakika kadar sürecektir.Böylelikle bebek saat 10:00 ' da emmeye başlıyorsa,10:45 ' te bitirir.Bu bebeğin 11:15 'te yatması ve 1,5 saat kadar uyuması beklenmektedir.Biberonla beslenen bebeklerin henüz biberon ağızlarındayken uykuya dalabildiklerini biliyoruz.Ama 3 ve ya daha fazla bir kiloya eriştiklerinde, memedeki bir bebek gibi uyuya kalmaları daha az rastlanır.Anne sütü alan bebekleri ise, çoğu zaman ilk on dakikadan sonra uyku bastırır.Bunun sebebi, anne sütünün oksitosin hormonu bakımından zengin, susuzluğu gideren ilk kısmıdır. Oksitosin hormonu uyku etkisi yapar. Prematüre ve sarılıklı bebeklerde aynı şekilde, öğünler sona ermeden uyumaya eğilim gösterir.Her iki durumda da, bebeklerin uyku ihtiyaçları çoktur ama beslenirken uyanık tutulmamaları gerekir.

Bebeğiniz nadir de olsa memenizde uyuya kalıyorsa, bunu dünyanın sonu görmeyin. Ama bu 3 öğünden fazla olursa, bebeğiniz istemeden de olsa atıştırmacı bebek haline getirmiş olursunuz.Ayrıca unutmayın, yemek yemekle ile uykuyu ilişkilendirmeye başladıysa, ona kendi kendine uykuya dalmasını öğretmek de güç olacaktır.