31 Ağustos 2012 Cuma

GEBELİKTE SIK SORULAR SORULAR:



1-ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ VE HAVA ALANLARINDAKİ GÜVENLİK KAPILARINDAN GEÇMEKTE SAKINCA VAR MIDIR?


Güvenlik görevlilerinin ellerindeki dedektörler de dahil olmak üzere, yukarıda sözü edilen yerlerdeki kapılar manyetik bir alandaki metalleri tarar, bu işlem esnasında X ışını yaymazlar.

Dolayısıyla dokuya, ANNE KARNINDAKİ BEBEĞE ve insana etki edebilecek herhangi bir ışın ya da zararlı başka bir etki söz KONUSU DEĞİLDİR.

2-BEBEĞİN SAĞLIKLI GELİŞİMİ İÇİN YENİLMESİ GEREKEN ŞEYLER NELERDİR?

Sağlıklı bir kadının gebe kaldığı zaman bebek için ekstra beslenme düzeni içine girmesi gerekli değildir. Kalori alımını özellikle ilk üç ayda artırmamak ve kilo almamak veya üç ay için toplam 1-2 kilo arası almak yeterli olacaktır. Günlük aktiviteyi eğer düşük tehdidi tablosu yani kanama yoksa aynen sürdürmek gerekir. Sağlıklı ve hijyenik olan her şeyi yemek mümkündür. Aspartam içeren yapay tatlandırıcılı içecekler tüketilmemelidir.

3-GEBELİKTE YASAK OLAN ŞEYLER NELERDİR?

Tüp bebek tedavisi ile oluşmuş gebelikler de dahil, bu dönem doğal bir dönemdir. Çalışan kadın çalışmaya devam eder, cinsel yaşantı eğer vaginal kanama ve başka bir gebelik problemi yoksa devam eder. Gebenin yürümesi, kolunu kaldırması, yüzmesi dikkatle yapılması veya yapılmaması gereken hareketler değildir, fakat aile büyükleri tarafından en fazla uyarıda bulunulan durumlardır.

4-SAÇLARIMI BOYATABİLİR MİYİM?

Gebelikte organ gelişiminin tamamlandığı ilk on hafta herhangi bir ilaç ve kimyasal maddeye maruz kalınması arzu edilmez. Saç boyamaya ait herhangi bir olumsuz etki bildirilmemiştir. Özellikle on haftadan sonra saç boyatmanın hiç sakıncası yoktur.

5-UÇAKLA SEYAHAT ETMENİN SAKINCASI VAR MIDIR?

Yoktur, çünkü uçakların kabin içi basınçları ayarlanmıştır. Gebelikte uçakla seyahat etmenin düşük yaptırıcı veya erken doğumu başlatıcı etkisi YOKTUR.

6- GEBELİKTE YASAK OLAN İLAÇLAR

Gebelikte bazı ilaçlar gerektiğinde emniyetle kullanılmaktadır. Kesin kullanılmaması gereken ilaçlar konusunda herhangi bir ilaç almadan önce doktorunuza danışmalısınız.

7-KAHVE, ÇAY VEYA YEŞİL ÇAY İÇMENİN SAKINCASI VAR MIDIR?


Hayır yoktur. Fazla miktarda alındığında taşikardi yani nabzın hızlanması ve çarpıntı yapıyorsa az tüketilmelidir. Anneye ve bebeğe zararı yoktur.

BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK EĞİTİMİ



Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.

 Bu eğitim programın da 

 ***Anne sütü ve Emzirme,
 ***Bebek Bakımı
 -göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,
 -bebeği tutuma ve taşıma,
 -bebeği giydirme,
 -yenidoğan refleksleri,
 -bebeğin yıkanması,
 -bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
 -bebeğin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları
 ***Lohusalık ana başlıkları altında olacaktır.
 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
www.bebekesya.com  hakkında detaylı bilgi için tıklamanız yeterli...
Eğitim yerimiz: Kabataş ‘dadır.
Adresi: Ömer Avni Mah. İnebolu Sok. No: 37 34427 Kabataş - Beyoğlu / İstanbul
Ücreti: 50 TL.. G

28 Ağustos 2012 Salı

Çocuk yemekleri dendiğinde: www.yiyorumbuyuyorum.com

Bloğumda ara ara sevdiğim, sıkı takipçisi olduğum blog ya da sitelerden bahsediyorum: Bugün de özellikle iştahsız oğluma alternatif tarifler bulmak için ve güzel yazıları okumak için her gün girip baktığım siteden bahsedeceğim: yiyorumbuyuyorum.
Eğer siz daha keşfetmediyseniz , mutlaka bir bakın. Gerçekten çok yararlı bilgiler edineceğiniz, tariflerle işinizi kolaylaştıran ,annelerin de yazılarını ve tariflerini paylaştığı paylaştığı güzel bir site
Site kurucusu Zümrüt Özkan ile yüz yüze tanışmadıysam da ara ara twitterda yazışıyorum. Çok tatlı biri.

Sevgiyle Hazırlanan Sağlıklı Çocuk Yemekleri
Kitabını çok severek okumuştum. Üzerine sitesi olduğunu duyduğumda çok sevindiği hatırlıyorum.
O günden beri de hemen hemen her gün tıklıyorum..www.yiyiorumbuyuyorum.com
Bir anne için çok yararlı bir site.Kesinlikle herkese tavsiye ederim..

KOLİK BEBEK DE YAPILABİLECEKLER:


Her beş bebekten biri akşamüstüne doğru başlayan ve gece yatma zamanına kadar süren ağlama krizlerine tutuluyor. Doğumdan iki ya da üç hafta sonra başlayan kolik bebeklerin ağlamasının üçüncü ayın sonunda tamamen ortadan kalkması beklenir. Bebeğinizin ağlamasını dikkate almakla birlikte, koliğin tedavisinin olmadığını da bilmelisiniz. Halk arasında gaz sancısına iyi geldiği düşünülerek bebeklere verilen bitki çayları ise, sadece anneyi psikolojik olarak rahatlatmakta, bilimsel bir temele dayanmamaktadır. Üstelik, anne sütü alacağı miktar yerine bebeklerin karınlarının boş yere doldurulması da hoş değildir. En iyisi mi sabırlı ve sakin bir tutum izleyin. Çünkü kolik ağlamaları sonucu kendinizi çileden çıkmış ve çaresiz hissedebilirsiniz.

Bebeğinizin sıkıntılarını anlatmasının en kolay yolu ağlamasıdır. Ağlamak yeni doğmuş bir bebeğin olgunlaşmamış fizyolojisinden kaynaklanır. Bütün bebekler ağlarlar, fakat herhangi bir sağlık sorunu olmayan bebekte her türlü kontrol edilemeyen ağrıya,“kolik” yani gaz sancısı denir. Kolik ağlaması diğer ağlamalardan farklıdır. Bebek sakinleştirilemeden saatlerce ağlayabilir, çok ender ağlama bir gün boyunca sürer.

Gaz sancısı olarak da adlandırılan “infantil kolik”, genellikle bebeler 3-4 haftalıkken başlar ve 4. aya kadar devam edebilir. Bu sorunun kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Fakat uygulanan bazı yöntemler yararlı olabilir. Kolik 3 ayın altındaki bebeklerin yüzde 10 ila 30’unda görülebilir. Genellikle kolik ağlaması her gün tekrarlar, bazen bir gece ara verdiği görülür.

Koliği olan bebekler günde ortalama 3 saatten fazla ağlarlar ve bu durum haftada en az 3 gün tekrar eder. Bu sorun aileleri fazlaca endişelendirebilir. Tedavi gerektiren herhangi bir sorun olmamasına rağmen, ebeveynler en çok bu nedenle doktora başvururlar.

KOLİK NASIL ANLAŞILIR?

Bütün bebekler zaman zaman ağlarlar, bu çok doğaldır. Fakat yine günde 2 saati geçen ağlamalarda doktorunuza danışmanızda fayda vardır.
Bebeğinizin ağlaması günde 2-3 saati geçiyorsa, 18.00-24.00 saatleri arasında akşamları daha da şiddetleniyorsa, huzursuzsa, sıkıntılı bir şekilde bacaklarını çekerek gaz çıkarıyorsa bu belirtiler koliğe işarettir.
Aşırı ağlamanın bebeğinize hiç bir zararı yoktur. İkinci aydan itibaren kolik ağlamaları azalmaya başlar. 3. - 4. aya geldiğinizde kaybolur. Ağlama nöbetlerini tamamen yok etmenin kesin bir yolu yoktur, ama bazı uygulamalarla süresi kısaltılabilir. Uzun vadede bu bebekler diğer bebeklere oranla daha duyarlı olabilirler.

KOLİĞİN NEDENLERİ

Sağlıklı olan her bebek doğumdan sonraki birkaç ayda farklı sebeplerden dolayı ağlayabilir. Koliğe neden olan sebepler tam olarak bilinmemekle birlikte, bebeğinizi rahatlatmanızın en iyi yolu onu kucağınıza alarak, hafif ve yumuşak hareketlerle karnını okşamanızdır. Bazen ılık bir banyo da ağrısını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Bebeğe uygulanan bakım yöntemleri koliğe neden olmaz. İçiniz rahat olsun, kendinizi suçlamayın. Bebeğinizin aşırı ağlamasının nedeni çok gazının ya da karın ağrısının olması değildir. Gazını çıkarmak için bebeğinizi hırpalamayın ve özel biberonlara da gerek yoktur. Ağladığı sırada karnının çok fazla sert olduğunu farkederseniz paniklemeyin. Bunun nedeni ağlarken karnını kasmasıdır. Kollarını ve bacaklarını da kendine çekerek kasabilir.

ÖNERİLER

- Ağladığı zaman kucağınıza alarak onu sakinleştirmeye çalışın. Kucağınızda gezdirin ya da yavaş yavaş sallayın. Yalnız olmadığını, yanında olduğunuzu ona hissettirin.Dr. Harvey Krap'ın bu konuyla ilgili önerileri de çok işe yarar.Buradan okuyabilirsiniz:http://blogcuanne.com/tag/harvey-karp/


- Sakin ve sessiz bir yerde emzirin. Yediklerinize dikkat etmeniz gerekir. Bir görüşe göre, yediğiniz besinler örneğin; inek sütü, baharatlı gıdalar vb. bebeğinizde gaz yapabilir.

- Eğer hazır mama kullanıyorsanız doktorunuza başvurarak daha az gaz yapan bir mamayı tercih edebilirsiniz.Her markanın gazlı bebeklere özel maması var, meraklanmayın!

- Emzirirken ya da biberon ile beslerken bebeğinizin hava yutmamasına özen gösterin. Örneğin; meme ucunu olabildiğince geniş olarak bebeğinizin ağzına verin. Biberon ile besleniyorsa biberonu yatay değil, dik olarak verin.


- Stresli ortamlarda yaşayan bebeklerin gaz problemini daha çok yaşadığına dair araştırmalar var. Bebeğiniz için mümkün olduğunca sakin ortamlar yaratın, stresten uzak durmaya çalışın. Fırsat buldukça dinlenmeye çalışın. Siz ne kadar rahat ve mutluysanız, bebeğiniz de öyle olur.

- Bebeğinizi uyku düzenine alıştırmaya çalışın. Örneğin; geceleri daha çok uyumasını sağlayın. Uykusu geldiğinde kendi kendine uyumasına imkan yaratın. Gündüzleri ise çok uzun süreler uyumasına izin vermeyin.

- Açlık nedeniyle ağlamasını azaltmak üzere bebeğinizi sık aralıklarla az az besleyin.

- Emzik vermeyi de deneyebilirsiniz.
- Altının temiz olmasına dikkat edin.


Bütün bunların dışında kolikle başa çıkamadığını düşünüyorsanız, doktorunuza danışarak ilaçla tedavi yöntemini tercih edebilirsiniz. Fakat bilmelisiniz ki, koliği kesen sihirli bir ilaç yok. Ve ilaçların da yan etkileri olabilir.

Bebeklerde gaz sancısının (koliğin) genellikle mide bağırsak problemlerinden kaynaklandığı düşünülse de, yapılan bazı araştırmalara göre çıkış noktası bebeğin anneyle kurduğu ilişkidir. Anne gergin olduğunda ve emzirme deneyimi keyifle yaşanmadığında; anne bebeğini tedirgin tuıtar ve bebek de bunu hisseder. Bir an önce karnını doyurup, memeden çekilmek ister. O yüzden hızlı hızlı emer ve dolayısıyla hava da yutar ve bu gaz olarak karşımıza çıkabilir. Burada olayı başlatan ilişkidir; bebeğin annenin kucağında tedirgin durması, keyif alarak, sindire sindire emmemesidir. Örneğin; İngiltere’de yapılan bir araştırmada 5 yıl boyunca anne babası olmayan çocuklar gözlenmiş ve bu çocuklarda kolik sorununa rastlanmamış. Yani, ilişki yoksa kolik da yok denilebilir. Sonuçta, emzirmeye-ilişkiye eşlik eden süreçlerin, davranışların üzerinde durulup, düşünülmesinde büyük yarar var.
Ama bu demek değil ki; her kolik bebeğin annesiyle olan ilişkisi kötü..


Kolik bebeklerde anne - bebek teması çok önemli. bunun için de wraplar süper!! tavsiye ederim.. Bunun içinde http://www.sleepywrap2.blogspot.com/ bu steyi öneririm. Ben de kullandım. gerçekten bebğinizle bütünleşmek çok güzel..


White noise da çok işe yarıyor.http://arsiv.sabah.com.tr/cp/rop101-20070311-102.html buradan Buzuki orhan'ın neden bir cd hazırldığı ile hikayeyi de okuyabilirsiniz.

 Kolik bebekler genelde anne karnında kalmak isteyen bebekler . O nedenle annenin yakınlığına çok ihtiyaç duyuyorlar. Klasikleşmiş fakat günümüzde uzaklaşılmış olan kundaklama da işe yarıyor. Özellikle bebeğin uyutacağınız zaman kundaklarsanız, ellerini uykuda oynatırken kendini uyandırmaz, daha uzun ve huzurlu bir şekilde uyuyabiliir.

Bir de ılık duş ardından elma yağı veya bebeğine banyo sonrası kullandığın bebe yağı ile yapacağınız masaj çok etkili olabillir.Bebeklere masaj yapmanın ne özel bir tekniği ne de belli bir sırası vardır; esas sorun bunu onların küçük bedenlerine uydurabilmektedir. Bebeğin vücudu çok küçük olduğundan, en çok sıvazlamaları kullanacaksınız.

Bebeğiniz için bir rahatlama ve rahatlatma tekniği olan masajın temeli, eller yardımıyla bebeğin tüm vücudunda yumuşak dokunuşlar yaratmaktır. Masaja, bebeğinizin başından başlayarak kollarına, karnına, kol ve bacaklarına uyguladığınız hafif dokunuşlarla başlayın. Kendinizi güvende hissettikçe ve bebeğiniz alıştıkça, uyguladığınız basıncı yavaşça arttırarak masaja devam ediniz.

Masaj sırasında üzerinde çalıştığınız bölge elleriniz için fazla küçükse, parmak uçlarınızla masaj yapın. Bebeğinizin hoşuna giden hareketleri hemen keşfedeceksiniz. Tüm hareketleriniz yavaş ve dengeli olsun; kendinizi zorlamayın, stres yapmayın, bırakın elleriniz sizi yönlendirsin.

Masaj yaparken yüz de dâhil olmak üzere tüm bölgelerde badem veya zeytinyağı gibi hafif bir bitkisel yağ kullanın. Bebekler için uygun olan bu yağları kolayca bulabilirsiniz. Bebek yağı mineral esaslı bir yağdır, deri tarafından kolayca emilmez.

Bu arada kolik bir bebeğe sahip çok zordur. O nedenle arada sizin de rahatlatılmasının da önemi var. Anneniz, kardeşiniz veya size yakın olan bir arkadaşınızdan arada mutlaka size destek olmasını rica edin. Eşiniz eve geldiğinde , dışarı bir markete bile gitseniz sizi rahatlatacaktır. Siz iyi olmalısınız ki bebişiniz de iyi olsun. Siz de ara ara nefes egzersizleri de yapabilirisniz

24 Ağustos 2012 Cuma

BOBA Babywearing (Bebek Taşıma) Ürünleri " Anne Karnından Sonra En Rahat Yer


“BOBA”
Özgür Ebeveynler İçin Tasarlandı 
BOBA; bebeklerine bir nefes kadar yakın olurken özgürlüklerinden vazgeçemeyen ebeveynler için tasarlanmış ödüllü bir Bebek Taşıma Markasıdır. 

BOBA Babywearing (Bebek Taşıma) Ürünleri " Anne Karnından Sonra En Rahat Yer "dir. Babywearing, bebeğinizi kendinize giyer gibi taşıyabileceğiniz ona anne karnı hissiyatı sağlayabileceğiniz, dünyaca kabul görmüş bir taşıma sistemidir BOBA, Boba Carrier ve Boba Wrap olmak üzere iki temel ürün ve bunların aksesuarlarını üretir.BOBA tek bir ürünle tüm aile bireylerine bebek taşıma keyfi yaşatır. BOBA’lar hem iç hem de dış mekân faaliyetleri için oldukça kullanışlı olan yüksek kalite pamuk kumaştan üretilmiştir.

BOBA WRAP


Boba wrap yani bebek Taşıma Şalı, doğumdan itibaren 18 aya kadar kullanabileceğiniz ideal birbabywearing sistemidir. Boba Wrap kemer, askı veya toka içermez dolayısıyla özellikle yenidoğan için çok uygundur üstelik 15kg ya kadar taşıma imkanı sunar. Boba Carrier ise 3,5kg dan 20kg ya kadar çocuklarınızı hem sırtta hem önde hem de yanda taşıyabileceğiniz bir taşıma ürünüdür. Bebeğinizi kendinize giyer gibi taşıdığınız için yük vücudunuza eşit dağılır bu hem sizin için hem de bebeğiniz için sağlıklıdır, çünkü bebeğinizi size sarılı brir şekilde taşırken onu diğer bebek taşıma sistemlerinde olduğu gibi askıya almazsınız ve onun henüz yeni gelişmekte olan omurgasını, boyunu, kalçasını ve yumrtalıklarını korursunuz…
Babywearing “Bebek Taşıma” Bebeğiniz için yararlıdır!
Taşınan bebeklerde daha az gözyaşı, daha çok sağlık (kolik azalır anne sütü artar, emme artar, kilo alımı artar, mutluluk hormonu salgılanır...) ve daha güzel bir manzara olurken bebek arabası ile taşınan çocuklar sadece bizlerin dizi hizasında dünyayı görebilirler. Kucakta taşıma alışır inancının aksine taşınan bebekler kurulan bağ sayesinde kendilerine güvenleri artar ve daha çabuk birey olurlar! Daha iyi bir uyku uyurlar ve sakin oldukları süre arttığı için daha çok öğrenme şansına sahip olurlar. Kısacası Babywearing (bebek taşıma) hem taşıyan için hem de taşınan için faydalıdır!
http://www.bobaturkiye.com
BOBA Türkiye Distribütörü:
MinikaynamÖzgür caddesi PAN Plaza No:23 Kat:3 Kavacık Beykoz İstanbul
02165371055 info@bobaturkiye.com
Detaylı Bilgi için:
Nihan Kayalıoğlu İçten  nihan@bobaturkiye.com


22 Ağustos 2012 Çarşamba

ANNE SÜTÜNÜ SAKLAMA VE YENİDEN KULLANMA BİLGİLERİ


Anne sütünü, hijyenik ve güvenli bir ortamda saklamak önemlidir. Emziren anne, sütünü sağarak buzdolabında saklıyorsa, adını ve tarihi yazarak etiketlemesini, hijyenik bir anne sütü saklama poşetine koyarak başka bir sütle karışmadan saklamasını önermelisiniz.

Anne Sütü Saklama İlkeleri:
Anne sütü, oda sıcaklığında (19-22°C) 10 saate kadar bekletilebilir.
Buzdolabında (0-4°C) 8 güne kadar saklanabilir.
Tek kapılı buzdolabınız varsa dondurucu bölümünde, 2 hafta boyunca korunabilir (kapağın sürekli olarak açılıp kapatılması nedeniyle).
Eğer iki kapılı buzdolabınız varsa anne sütü dondurucu bölümünde 3 ay saklanabilir.
Ticari özellikli derin dondurucuda (sürekli 19°C' de) 6 ay ya da daha uzun süre tutulabilir.
Sakladığınız sütünüz hakkında herhangi bir soru ya da endişeniz varsa atınız; bebeğinizi bu sütle beslemekten kaçınınız.

Muhafaza Koşulları
Buzdolabına konulmuş ya da dondurulmuş sütün korunacağı ortamın nitelikleri:
Kapakları sıkıca kapanan, sert yüzeyli plastik ya da cam kaplar
Anne sütünün korunması amacıyla tasarlanmış, dondurucuya konabilen süt poşetleri Sıcak, akan su altında çözün ve/veya ısıtınız.Sütün sıcaklığını kaynama noktasına getirmeyiniz.
Sıcaklığını ölçmeden önce sütü YAVAŞÇA çalkalayınız. Çalkalayarak, sütteki krema görünümündeki yağ içeriğini de homojen şekilde dağıtmış olursunuz. Anne sütünde bulunan bazı canlı bileşenlere zarar verebileceği için sütü, kuvvetli bir şekilde sallamayınız.
Isıtmak için mikrodalga fırını kullanmayınız.

Çözülmüş Süt:
Dondurulmuş ve sonrasında çözülmüş anne sütü 24 saate kadar buzdolabında saklanabilir.
Yeniden dondurucuya konulmamalıdır
Bebek doyduktan sonra biberonda kalan sütün saklanarak bir sonraki öğüne bırakılmasının güvenli olup olmadığı bilinmemektedir

Dondurulmuş Sütün Bozulması:
Çok nadir de olsa, bazı anneler, büyük bir özenle sağdıkları ve sonraki kullanım için dondurdukları sütlerinin bozulduğuna üzülerek tanık olmuşlardır.

EMZİRME DE ÖNEMLİ PÜF NOKTALARI




*Sıvı alın. Her emzirmeden önce veya emzirirken içeceğiniz bir bardak süt, meyve suyu veya su yeterli miktarda süt üretiminiz için gereken ekstra sıvıları oluşturur.


*Rahat bir pozisyon bulun. İlk emzirmelerde yan tarafınıza yatmanız fayda sağlayabilir. Sonradan yatakta veya sandalyede dik oturmak faydalı olabilir. Ancak bebeğin ağzına sokmak için öne eğilmeyin; bunun yerine bebeği sallarken kolunuza destek sağlamak ve bebeği tam göğsünüzün karşısına getirmek için kucağınıza bir yastık koyun. Sizin için en rahat olan ve kolunuzu yorgun veya kaskatı hale getirmeyecek pozisyonu bulmak için denemeler yapın.

*Serbest kalan başparmak ve işaret parmağınızla göğsünüze ( başparmak yukarıda) areola ( memedeki kahverengi alan) hizasında destek sağlayın. Bu şekilde tuttuğunuz da meme ucunu bebeğin dudakları arasında aşağı yukarı dolaştırarak ağzını açmasını sağlayabilirsiniz. Ancak bebeğin yanaklarını sıkıştırarak ağzını açmasını zorlamayın, çünkü bebek nereye döneceğini kestiremez. Bebek ağzını açtığı zaman meme ucunu yavaşça bebeğin ağzının tam ortasına yerleştirin; bu şekilde bebeğin memeyi yakalaması kolaylaşır. Gerekirse bu olayları bebek memeyi ağzına alana kadar tekrarlayın, fakat zorlamayın. Sürekli şans tanıdığınızda bebeğiniz sonunda inisiyatifi ele alacaktır.

*Bebeğiniz meme ucunu olduğu kadar kahverengi olan alanı tamamen tutmasını sağlayın. Bebeğin sadece meme ucundan beslenmesi ( süt üreten bezlerin yeterince bastırılmaması nedeniyle) hem bebeğin aç kalmasına, hem de göğüslerinizin acımasına yol açar. Ayrıca bebeğin memenin başka taraflarından emmesine de dikkat edin. Yeni doğanlar hiç süt gelmediği halde hassaslaşmış meme dokusuna yapışarak hırsla emmeye devam ederler ve bu ağrılı bir çürük olabilir.

*
Bebeğinizin kendi alt dudağını veya dilini emmediğinden emin olun. Emzirirken alt dudağını aşağıya çekerek bunu önleyebilirsiniz. Bebeğin kendi dilini emmesi söz konusuysa parmağınız kullanarak emmeye ara verin, meme ucunu ağzından geri çekin ve yeniden başlamadan önce dilin aşağıda olup-olmadığını kontrol edin. Eğer bebek dudaklarını emiyorsa dudağını hafifçe kenara çekin.


*
Bebeğiniz memenizi sıkıca kavradığında nefes almasının engellememesine dikkat edin. Böyle olduğunda parmağınızla memenize bastırarak burnunun yeteri kadar hava almasına izin verin.
*Bebeğin yanağının ritmik, düzenli ve güçlü biçimde inip-kalktığını gözlemleyin. Bu durum emzirmenin iyi gittiğinin göstergesidir. Sonradan süt gelmeye başladığında bebeğin havayı yutmadığını gösteren yutma sesini (gulp sesi) yakalamaya çalışın. Süt çok hızlı gelip bebeğin ağzından taştığında emzirmeyi kesin ve sütün fazlasını pompa ile sağarak sütün fazlasını alın.

*
Emzirirken ilk gün her iki memeden de 5 er dakikadan, ikinci gün 10'ar dakikadan ve üçüncü gün 15 dakika veya fazla olmamak şartıyla süt verin. Süt geldiği zaman ilk memeden 10 dakika emzirin ve sonra bebek isterse ikinci memeye geçin; bebek ikinci memeyi bitirdikten sonra yine doymazsa birinci memeye dönün. Siz meme değiştirirken bebek uyuyakalırsa iyi bir geğirmeyle tekrar kendine gelip, daha fazla isteyebilir.
Emzirirken her seferinde diğer memeyle başlayın. Hangi memenizi emzirdiğinizi hatırlamak amacıyla sutyeninize önceden emzirdiğinizi hatırlatmak amacıyla bir çengelli iğne takın.

*
Bebekle işinizi bitirdiğinizde memenizi bir bezle silerek ve mümkünse 10–15 dakika hava almasını sağlayarak kurutun. Bu, memelerinizin sertleşmesini sağlar. Emzirme olayı tam olarak oturduğunda buna gerek kalmayacaktır.

*Sütünüz  geldiğinde bebeği sık sık emzirin, 24 saat içinde en az 8–10 kez her iki memeyi de emzirin ve her seferinde en azından birini tamamen bitirmesini sağlayın. Bebek uzun süre veya yeterli miktarda emmediğinde veya bir meme bitirilmediğinde içerde kalan sütü bir şekilde toplamak ( özellikle sütünüz azsa) iyi fikir olabilir. Toplanan süt destek besin olarak kullanılmak üzere buzdolabında  ya ada dondurucuda saklanabilir

17 Ağustos 2012 Cuma

Anne Sütüyle Beslenme ve Yeni Doğan Bebeğin Bakımına Ait İpuçları






Bebeğinize vereceğiniz en güzel hediye, onu annesinin sütü ile beslemenizdir.

Çünkü, onun yerini tutabilecek
·         Anne sütü  bebek için en mükemmel besindir, en doğal gıdadır, temizdir ve her an kullanıma hazırdır, kolay 
sindirilir.
·         Bebeklerin büyüme ve gelişmelerini en iyi şekilde sağlamanın yanında, onları başta ishal, kansızlık, allerji ve
 enfeksiyon gibi  pek çok  hastalıklardan korur.
·         Ekonomiktir, aile bütçesine yük olmaz, aynı zamanda anne ve bebek arasında psikolojik bir bağın kurulmasını
da sağlar.
·         Anne sütü alan bebekler daha erken aylarda yürürler ve zeka düzeyleri daha yüksek olur.
·         Emzirmenin anneye de bir çok yararları vardır, anneyi göğüs ve rahim kanserine karşı korur.
·         Hamilelik döneminde alınan kiloların verilmesine yardımcı olur. Doğum sonu kanamalar daha az olur ve 
ayrıca doğum kontrolüne yardımcı olur.

ANNE SÜTÜ

·         Mükemmel besin içeriği
·         Kolay hazmedilir, etkili bir şekilde kullanılır
·         Hastalıklardan korur
·         Yapay beslenmeden daha ucuza mal olur

EMZİRME

·         Anne – bebek bağının kurulmasına yardımcı olur
·         Yeni bir gebeliğin gecikmesini sağlar


Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ),  her bebeğe ilk 6 ay sadece anne sütü verilmesini ve 2 yaşına kadar 
emzirmeye devam edilmesini öneriyor.
·         Sağlıklı her anne,  bebeği  için yeterli  süt üretebilir.
·         Anne sütü ile beslenen bebeğin D vitamini dışında,  hiçbir ek sıvıya (su dahil), ek besine, vitamine gereksinimi
 yoktur.
·         Doğumdan sonra anne kendine gelir gelmez, ilk yarım saat içinde bebeğini emzirmelidir.
·         Doğumdan hemen sonra salgılanan sarı süte kolostrum denir ve bebeğin bu sütü alması çok önemlidir.
·         Bebeğiniz her istediğinde emziriniz, istediği sürece emmesine izin veriniz.
·         Bebek ne kadar emerse, süt o kadar çok gelir.

Emzirirken bebeği nasıl tutacağımızın  ve pozisyonumuzun, emzirme başarımızı belirlediğini unutmayalım! 
·          Bebeğinizi emzirirken yüzü memeye dönük, gövdesi sizin gövdenize yakın olmalı, bebeği kolunuzun iç kısmınayerleştiriniz. Aynı kol ve elle bebeği, kalça ve bacaklardan kavrayınız.
·         Elinizle göğsünüzün altından tutunuz, meme başı ile etrafındaki kahverengi kısmına dokunmayınız.
·         Memenizin başını bebeğinizin ağız kenarına dokundurunuz.
·         Bebek sadece meme ucunu değil, etrafındaki kahverengi kısmın tamamını da mümkün olduğunca ağzına alabilmelidir.
·         Çenesi göğsünüze değmeli ve burnu açık olmalıdır.
·         Bebeğiniz ağzını şapırdatıyorsa ve yanakları çöküyorsa memenizi iyi kavramıyor demektir, bu durumda
bebeğinizi yeniden yerleştiriniz.
·         Emzirme süreniz 5 dakika ile 15 dakika arasında değişebilir, iki emzirme arası 3 saati geçmemelidir.

Bebeğinizin sağlığı için bunları biliyor musunuz?
Annelerin meme temizliği nasıl yapılmalı?
Memelerin temizliğinde sabun ve karbonatlı su kullanılmamalıdır. Günde bir kez normal vücut temizliğinin yapılması 
ve her emzirme sonrası bir damla sütün sağılarak meme ucuna sürülmesi yeterlidir.,
Anne sütünün bebeğe yeterli olup olmadığını nasıl anlarsınız?
Bebeğiniz iyi tartı alıyorsa, idrarı koyu renkli ve kokulu değil, günde en az 4-5 kez idrara çıkıyorsa anne sütü yeterlidir.

Çalışan anneler süt yapımını nasıl sürdürebilir?
Bebeğinizden ayrı kaldığınızda süt yapımının devam etmesi için 3 saatte bir sütünüzü sağmanız gereklidir. Sütünüzü
 elle veya pompalarla sağabilirsiniz. Anne sütü sağılıp verildiği veya ek gıda verilmek zorunda kalındığında, mutlaka
 kaşık veya fincan kullanınız, biberon kullanmamaya gayret ediniz.

Unutmayalım; sağılan süt buzdolabında 24 saat,   dış ortamda 8 saat bekleyebilir, bozulmaz. Dolaptan çıkarılan süt,
 sıcak Su dolu kabın içerisinde ısıtılmalıdır.
·         Bebeğinizin göbeğini ilk birkaç gün % 70’lik alkol ile pansuman yapılabilir. Göbekte kızarıklık, akıntı ve kanama
 varlığında doktorunuza başvuralım.
·         Bebeğimiz 2. günden sonra yıkanabilir, yıkama sonrası göbek bakımını yapmayı unutmayalım.
·         Bebeklerimizi  kundaklamayalım ve çok gerekmedikçe emzik kullanmayalım.

Emziklilik döneminde nasıl beslenmelisiniz?
·         Bu dönemde enerji ve besin öğesi ihtiyacınız daha fazla olduğundan dengeli ve düzenli beslenmelisiniz. 
Zayıflama diyeti uygulamayın, ancak aşırı yağlı, unlu ve şekerli gıdaları çok fazla tüketmemeye dikkat edin. Günlük 
2,5–3 lt sıvı almaya özen gösterin. Emzirme döneminde ayda bir kilodan fazla tartı kaybı doğru değildir.
Sigara ve alkol kullanmamaya özen gösterin, kahveyi azaltın, mümkünse içmeyin.
·         Bebek ilk bir gün içinde idrarını (küçük çişini), ilk iki gün içinde kakasını yapmazsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurunuz.
·         Bebekler neden ağlar?
Bebeklerin tek ağlama nedeni açlık değildir. Sıcakta, altı kirliyse, gazı varsa, kucakta durmak istiyorsa ya da hastaysa
 da ağlayabilir

GÜVENLİ YAŞAM ÇOCUK





Olası bir afet durumunda göreceğimiz zararı en aza indirgemek ve bireysel olarak afetlere hazır olmak için deprem gibi afet durumlarına hazırlıklı olmak ve çocuklarımız da bu konuda bilinçlendirmemiz gerekir.Bunun için İstanbul Büyükşehir Belediyesi depremle mücadele için çok güzel bir site oluşturmuş. Bu sitede video , oyun, yazılardan oluşuyor. Ve çocuklara depremi nasıl anlatmalıyız, onu bizlere anlattığı gibi direkt olarak çocuklarımıza da hitap ediyor.Basamak basamak videolar hazırlamışlar ve çok eğlenceli kahramanlar üzerinden depremi anlatıyorlar.
Türkiye 'de yaşadığımız sürece , depremle beraber yaşamayı öğrenmeli ve kendimizi olduğu kadar çocuklarımız da bu konuda bilinçlendirmeliyiz.
İlginiz çeker ve çocuklarınız bu konu hakkında bilgilendirmek isterseniz;
http://www.guvenliyasam.org/tehlike-avi/kendini-dene  tıklamanız yeterli..

16 Ağustos 2012 Perşembe

DOĞUM PLANI NELERİ İÇERMELİDİR? NE YARARI VARDIR?



Günümüzde anne ve baba adaylarının bilinçlenmeleri ve bilgiye ulaşmak gittikçe kolaylaştı.Doğum yapacak bir anne adayı da doğum anında ve sonrasında neler yapılması , neler yapılmamasını önceden planlaması işleri daha da kolaylaştıracaktır. Bunun için de önceden hazırldığımız bir doğum planı çok işimize yarayacaktır. Özellikle doğal doğum yapmayı istiyorsanız bu planın işlevi daha da önem kazanacaktır.
Doğum yapmış ve yıllardır eğitim veren biri olarak, isteklerinizi , beklentilerinizi önceden doktorunuz ile konuşmanın çok yararlı olduğunu söyleyebilirim. Doğum yapacağınız hastaneyi belirledikten sonra , odaları önceden görmek, doktorunuz dışındaki diğer sağlık ekibiyle önceden tanışmak, doğum sırasında nasıl işleyiş bunu öğrenmek çok önemli. Bunları öğrendikten sonra kendinizin beklentileri göz önüne alarak doğum planı oluşturabilirsiniz.Planınızı oluşturduktan sonra bunu doktorunuz ve doğum yapacağınız hastanedeki hemşirelerle paylaşmanızı öneririm.

Bir doğum planın da ;

*Daha önceden bir doğuma hazırlık eğitimi alıp-almadığınızdan bahsedebilirsiniz. Başınıza neler geleceğini ve neler yapmanız gerektiğini bildiğiniz belirtin.
*Doğum esnasinde yanınızda eşiniz mi, bir doğum koçumu yada anneniz mi bulunacak?
*Doğum esnasında hastane personeli odanıza ne sıklıkla girsin?
*Odanızı nasıl düzenlemek istersiniz . Hafif müzik, loş ışık, belki kapıya ''ziyaretçi yasak'' diye bir yazı asılması..
*Suni sancı ile ilgili düşünceleriniz nedir?
*nst bağlama sıklığı nedir?damar yolu açamk yada serum vermek ne kadar gerekli?Su içebiliyor musunuz?
*Hareket özgürlüğünüzün olması, mümkün oldukça yürümek, eşinizin masaj yapması gibi durumlara izin verilmesi,
*Doğum ağrıları sırasında ağrıyı önlemek için yapılan epidural anestezi hakkındaki düşünceleriniz nedir?
*Epizyotomi hakıkındaki düşünceniz nedir?
*Bebeğiniz doğar-doğmaz sağlığı ile ilgili sorun yoksa bebeği hemen anneye verilmesi,iLk emzirmeyi hemen yapmak istediğinizi ,
*Eşinz bebeğin göbek bağını kesmek istiyorsa, bunu planınızda belirtin.
*Doğum sonrasında çocuk doktorunun muayenesi biter- bitmez bebeğin  sizin yanına getirilmesi
*Bebek odasında biberonla anne sütü dışında bir sıvı verilmemesi, emzik verilmemesi.
*Bebeğin anne ile aynı odada kalması..

Bu başlıklar altında kendinize en uygun maddelerde ekleyerek bir plan oluştıumak , hastane ve doktorunuzla bunu paylaşmak çok önemli.
Bu planınızın içine doğum fotoğrafçısı hakkında maddelerde ekleyebilirisiniz. Hastanelerin bu konu hakkında da çeşitli yaptırımları olabilir. Bu konuyu önceden konuşursanız, sonradan hayal kırıklığı yaşamazsınız.

Herhangi bir nedenle sezeryan ile bebeğinizi doğurursanız  beklentilerinizi bu plana ekleyebilirsiniz.Sezeryan olacaksanız genel ya da epidural anesteziden hangisini tercih edersiniz,sezeryan doğum esnasında eşinizi yanınızda istiyor musunuz?gibi soruların cevaplarını da  yedek plan olarak ana planınıza ek olarak hazırlayın..

15 Ağustos 2012 Çarşamba

BEBEKEŞYA KATKILARIYLA DOĞUM SONRASI BEBEK EĞİTİMİ

Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındayken merak ettiğiniz ve belki biraz endişelendiğiniz şeyler olabilir. Gebelik, doğum ve en sonunda ulaştığınız bebek.. Bunlar bir anne ve baba adayının hayatında dönüm noktalarıdır. Biz bu dönüm noktanızın en iyi şekilde olması için sizlere destek vermeye çalışıyoruz.. Bu eğitimdeki amaç, bebeğiniz dünyaya geldikten sonra evde ki düzeni kolayca kurabilmenize yardımcı olabilmektir. Doğum öncesinde nasıl doğum planı yapıyor ve ona göre hareket etmeye çalışıyorsak, evdeki ilk günler içinde bu tip bir plan yapmanın yararlı olacağını düşünüp, bu eğitim programını hazırladık.

 Bu eğitim programın da

 ***Anne sütü ve Emzirme,
 ***Bebek Bakımı
 -göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,
 -bebeği tutuma ve taşıma,
 -bebeği giydirme,
 -yenidoğan refleksleri,
 -bebeğin yıkanması,
 -bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
 -bebeğin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları
 ***Lohusalık ana başlıkları altında olacaktır.
 Bu eğitimin sonunda elinizde bir planınız oluşmuş olacak. Bebeğinizi nasıl besleyeceksiniz?, Size destek olacak ürünler nelerdir?, bebeğinizi nasıl yıkayacak, altını nasıl temizleyeceksiniz? Kimler ilk günlerde size nasıl destek verebilir? Gibi konuları netleştirmiş olacaksınız. Bunun yanı sıra bebeğiniz için gerçekten neler almalısınız? Bunu da netleştirmiş olacağız..

 Eğer sizde bu eğitimimize katılmak isterseniz; ertugrul.esra@gmail.com email atabilirsiniz.
www.bebekesya.com  hakkında detaylı bilgi için tıklamanız yeterli...
Eğitim yerimiz: Kabataş ‘dadır.
Adresi: Ömer Avni Mah. İnebolu Sok. No: 37 34427 Kabataş - Beyoğlu / İstanbul
Ücreti: 50 TL.. G

Sonbaharda Okula Dönüş Hazırlıkları H&M KIDS'le Başlar!

Sonbahar kapımızı çalarken okula dönüş hazırlıklarına başlamanın tam zamanı. Şimdi hem oyun, hem de eğlence için çok sevimli çocuk kıyafetlerimiz var.
Bu sezon H&M KIDS ekoseleri, tüvit kumaşları ve enteresan detaylarıyla İngiltere’den ilham aldı!

Bizler H&M olarak, çocuk kıyafetlerimizde standartlarımızı yüksek tutuyoruz. H&M KIDS ürünlerinin çocukların istedikleri gibi hareket etmelerine dayanıklı olması, hem de oyun saatinin daha sakin anları için yeterince yumuşak olması gerekiyor.





Kullanışlı olduğu kadar, çocuğunuzun cildine karşı nazik, çevreye karşı da duyarlı olması lazım. Bu nedenle de popüler basic ürünlerimizin çoğu organik pamuktan üretiliyor.

H&M’den çocuk kıyafeti alırken güvende hissedebilirsiniz. Ürünlerin her biri çocuklar için güvenli olduğundan emin olmak üzere bir takım testlerden geçiriliyor. Örneğin tüm dış giysilerimiz kazaları engellemek amacıyla ayrılabilir kapüşonlara ve sımsıkı tutturulmuş düğmelere sahip.

H&M KIDS’le Okula Dönüş’ü ve sonbaharın gelişini yeni bir kampanyayla kutluyoruz! 15–26 Ağustos tarihleri arasında yapacağınız her 20 TL’lik alışverişe, 27 Ağustos – 9 Eylül 2012 tarihleri arasında tüm koleksiyonlarda kullanabileceğiniz 10 TL’lik hediye kartı H&M mağazalarında sizleri bekliyor.

Hangi etkinlik için olursa olsun, yeni favorilerinizi seçmek çok kolay. H&M hem çocuklara, hem de yetişkinlere neşeli bir sonbahar diliyor!

H&M’in kampanya ve yeniliklerinden haberdar olmak için sitesini ve sosyal ağ hesaplarını takip edebilirsiniz:

http://www.hm.com/tr/
http://www.facebook.com/hm
https://twitter.com/hmturkiye
http://www.youtube.com/user/hennesandmauritz

Bir bumads advertorial içeriğidir.

14 Ağustos 2012 Salı

ANNE SÜTÜNÜN ve EMZİRMENİN ÜSTÜNLÜKLERİ



Anne sütünü hazırlamak gerekmez, ekonomik yük getirmez.
Mikropsuzudur, her zaman sterildir.
Isı derecesi idealdir.
Anne sütü sindirimi kolay olan küçük moleküllü proteinler yönünden zengindir. Sindirime yardımcı aktif enzimler (yağ sindirimi için lipaz) içerir.
Anne sütünün protein içeriği bebeğin ihtiyaç duyduğu niteliktedir.
Anne sütü büyümeyi düzenleyen faktörler (taurin) yönünden zengindir.
İnek sütünde bulunan beta - laktoglobulin anne sütünde bulunmaz. Bu nedenle anne sütü allerjenik değildir.
Anne sütü bebeğin gelişiminde ayrı bir önemi olan esansiyel yağ asitleri ve doymamış yağ asitleri yönünden zengindir.
Anne sütünün yağ içeriği bir anneden diğerine hatta aynı annede gün içerisinde farklılıklar gösterebilir.
Emzirme esnasında yağ konsantrasyonu artar ve bebekte doygunluk sağlanır.
Anne sütü laktoz açısından zengindir.
Annenin diyetindeki değişiklik ve kan şekeri düzeyleri sütteki laktoz oranını etkilemez.
Anne sütünün mineral içeriği bebeğe çok uygundur. Oysa inek sütü böbrek konsantrasyon yeteneği kısıtlı olan yenidoğan bebekler ve küçük süt çocukları için böbrek yükü oluşturur.
Beslenmesi yeterli ve dengeli olan annelerin sütünde yağda eriyen vitaminler yeterli miktarda mevcuttur.
Anne sütü immunolojik özellikleri ile enfeksiyonlara karşı koruyucudur. Enfeksiyonu önleyen İg'ler (İgA, İgG ve İgM) içerir.
Anne sütü bakteri ve virüse karşı doğal bağışıklık sağlar.
Anne sütüyle beslenen çocuklarda pişik, grip, faranjit, otit vb. enfeksiyonlara ve kabızlığa daha az rastlanır.
Solunum yolu ve gastrointestinal enfeksiyonları daha az görülür.
Orta kulak iltihabı riskini azaltır.
Bebeği çene ve diş anomalilerinden, ileri yaşlarda görülebilecek damar sertliği, tansiyon, şişmanlık gibi hastalıklardan korur.
Bazı kronik hastalıkların oluşma riskini azaltır (Tip 1 diyabet, çölyak hastalığı gibi).
Emzirmenin anne için fizyolojik yararları:
Annenin sağlığını korur: Göğüs kanseri, over kanseri, osteoporozis riski azalır. Rahim eski haline daha çabuk döner.
Emziren anneler uykusuz kalmaktan daha az yakınırlar.

13 Ağustos 2012 Pazartesi

İŞE BAŞLAYAN EMZİREN ANNEYE İP UÇLARI


Çalışan anneler için bebeği doğduktan sonra en korkulu dönem ; işe başlayacağı ilk günler. Bebeğinizi emziriyorsanız, ne yapacağınızı bilemeyebilir, endişeleriniz artırabilir. Bu durum, deneyimli bir anne bile olsanız , aynı şeyleri hissedersiniz. işe başlamadan ortalama olarak 1 ay önceden bebeğinize biberon ile beslenmeyi öğretmeniz gerekir. İlk günden it,ibaren üstlerini etiketleyerek sütünüzü sağıp, dondurmaya başlayın.Yaklaşık 1 ay kala da da minik minik ayrılma alıştırmaları yapmaya başlayın. Önce evden 15-20 dk ayrılın. Daha sonra yarım saat, 1 saat diye kademeli olarak evden ayrılın. Evde bebeğinize bakıcı yada büyük anne bakacaksa o da bebekle yalnız kalmaya yavaş yavaş alışacaktır.Bu alıştırmalar sonucunda da bebeğinizde evde ona bakan bakıcı7 büyük annesiyle yalnız kalmaya alışacaktır. İşe başladığınızda bir gün önceden günlük ihtiyacı kadar olan sütünüzü dipfrizden buzdolabın normal kısmına çözülmesi için koyun. verecek kişi de ihtiyacı kadarını benmari yöntemiyle ısıtarak bebeğinize biberonla verebilir.,Evden sabah çıkmadan önce bebeğinizi güzelce emzirin. Daha sonra işe gittiğinizde günlük rutininize uygun olmasına çalışarak 12 ve 15 gibi iki kere sütünüzü sağarsanız, bir sonraki, gün için gerekli sütünüz hazır olmuş olur.Evdekiler, siz gelmeden 3 saat önce en geç bebeğiniz beslerlerse , siz eve geldiğiniz de acıkmış olacaktır. Hem hasret giderirsiniz, hemde bebeğinizin karnını doyurursunuz. Evden çıkarken kullandığınız teninize direkt deymiş bir atlet veya kullanılmış bir göğüs pedini bebeğinizin yatağına bırakırsanız bebeğiniz tüm gün sizin kokunuzu yanında hissedecektir, bu da onu rahat uykuya geçişini sağlayacaktır. Sizde iş yerinize bebeğinizin fotoğrafını getirebilirsiniz. Sütünüzü sağarken bir yandan buyuk bir bardak su içer bir yandan da minik bebeğinizin fotoğrafını seyredebilirsiniz. BU sizin oksitosininiz daha fazla salınımını sağlayacaktır..
  İlk günlerde işinize yarayacak bazı malzemeler:

 Biberon ve süt sağmak için gerekli olan pompanın dışında bazı malzemeler hayat kurtarıcı olabiliyor.

  Termal Çanta bunlardan biri. İş yerinde sağdığınız sütü eve taşırken Termal çantalar çok işin,ize yarayacaktır. İleride de bebeğinizin dışarıya çıktığın da mamalarını ve yemeklerini bu çantayla taşıyabilirsiniz.

 Süt saklama poşetleri: Bunlarda işyerinizde sağdığınız sütleri pompadan direkt içine boşaltıp,üzerini etiketledikten sonra buzdolabına hazır şekilde eve taşımanıza yarayabilir.

Eğer direkt poşete koymak istemiyorsanız, ek gıdaya geçişinizde de çok işinize yarayacak ,sızıntı yapmayan Avent'in via cuplarını öneririm. Bu cuplarla sütünüzü işten eve taşıyabilirsiniz. Eğer pompanız Avent'se , biberon emziğinizi bu cuplara takıp bebeğinizin direkt biberon gibi kullanmasını sağlayabilirsiniz.Ek gıdaya geçtiğinizde de çorbalarınız güvenli bir şekilde taşıyabilirsiniz.

Biberona alıştırırken bazı anneler emziğe de alıştırmayı tercih edebilirler. O zaman ayına uygun emzik alabilirsiniz. Bir kaç çeşit almanızı öneririm. bebeklerin ilk günlerde yabancı bir cisim olarak algıladıkları için dilleriyle emziği iterler. Şaşırmayın, çok üstüne gitmeden tekrar tekrar deneyerek bebeğiniz emziğe alışır.

Bunların dışında çok da gerekli birşey yok.
İlk günler hem bebeğiniz hem de sizin için zor olabilir. Ama inanın zaman ile her şey yoluna girecektir. Evdeki durumun dışında iş yerinizde de düzenleme yapmalısınız. Nerede sütünüzü sağacaksınız, buzdolabı var mı? sağdığınız sütü nerede bekletebilirsiniz? gibi soruların cevapları için işe başlamadan önce iş yerinizi ziyaret edin  ve bu soruların cevaplarını kontrol edin. İlk işe başladığınız gün, bulunduğunuz duruma hazırlıklı olmuş olursunuz.
Lütfen endişelenmeyin: İşe başladığınız için sütünüz azalmaz. Siz iş yerinde bulunduğunuzda iki kere sütünüzü sağabilirseniz ve bol bol sıvı alıp, bu konuyu da çok dert etmeden kendinize inanırsanız bu süreç çok daha kolay geçecektir, inanın.
Ben oğlum 3 aylıkken işe başladım. 1 yaşına kadar sağarak anne sütü almasını sağladım. Siz neden bunu başarmayacaksınız ki...
Tüm anneler kolaylıklar diliyorum....

10 Ağustos 2012 Cuma

Siz Hiç LSV Dükkan Çikolatası Tattınız mı?

LSV Dükkan yani Lösev Dükkan’ında lösemili çocuklarımızın anneleri kendi elleriyle hazırladıkları organik kurabiyeler ve birbirinden renkli el emeği, göz nuru el işlerini sizlere sunuyor. LSV Dükkan bundan tam 12 sene önce LÖSEV Ankara’da, küçücük bir atölyede 5 anne ile başlayan bir çalışmayken bugün yüzlerce annenin ekmek parasını kazandığı meslek atölyeleri haline geldi.                                       

Beslenme ile kanser arasındaki yakın ilişkiye dikkat çekmek için kurulan bu minicik atölye, seneler içerisinde azim, sevgi ve inançla büyüdü.
Giderek büyüyen ve insanın içini ısıtan bu başarı öyküsü, LSV Dükkan markasını yaratmaya kadar uzandı.
Lösemili çocuklarımızın annelerinin umutlarını, hayallerini işlediği, sevgiyle yoğurduğu her bir LSV Dükkan ürünü sevgili çocuklarımızı hayata bağlayacak.

Tüm renkleri ve lezzetleri ile Türkiye’nin her yerinden LSV Dükkan’a www.lsvdukkan.com üzerinden ulaşabilir ve sipariş verebilirsiniz.

Lösev’i Twitter’da @losev1998 hesabından takip edebilir, #LosevHayatVerir hashtag’i ile  paylaşımlarınızla destekleyebilirsiniz.

Bir bumads sosyal sorumluluk içeriğidir.

Gebelikte Beslenme


beslenmeGebe olduğunu öğrenen bir kadının aklına gelen ilk sorulardan biri de bebeğinin sağlıklı olabilmesi için neler yemesi gerektiğidir. Bazı yanlış inanışlar ve bunun sonucunda edinilen alışkanlıklar nedeniyle gebeliklerde hatalı diyetler görmekteyiz. Öncelikle birkaç yanlış inanıştan bahsetmemiz gerekmektedir. Gebelik döneminde bebeğin gelişmeyeceği ve aç kalınacağına inanarak yapılacak aşırı beslenmenin size gereksiz ağırlık artışı olarak geri döneceği bilinmelidir. Aşerme gebeliğin uyum döneminde bazı psikolojik ve hormonal nedenlere bağlı olarak görülebilen farklı yiyecek türlerine duyulan istektir. Aşerme sonucunda istenilen yiyeceğin yenmesinin zararı olmadığı gibi sanılan aksine bir yararı da yoktur. Hatta bazı yörelerde yanlış inanışlara yol açarak istenilen yiyeceğin yenmemesi durumunda bebekte sakatlık ve cildinde lekeler olacağı söylenmektedir.
Gebelik öncesi dönemine göre gebelik döneminde almanız gereken ekstra sadece 300 kaloridir. Bu küçük bir farktır. Gebeliğin erken dönemlerinde izlenen kusmalarda işler biraz değişebilmektedir. Bu dönemdeki yoğun kusmalar bebeğin gelişiminden çok anne sağlığını tehlike altına atmaktadır. Yoğun kusma şikayeti olan gebe bebeği için aşırı kaygılanmamalıdır. Genelde “ben beslenemiyorum bebeğim aç kalacak gelişemeyecek” düşüncesi çiftlerde gereksiz bir kaygı yaratmaktadır. Bebek annenin beslenmesinden bağımsız olarak annenin mevcut depolarından gerektiği kadar besin almaktadır. Bu yüzden amacımız annenin sağlığını hızlıca düzeltmektir. Hafif bulantı kusma yaşayan kadınların beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemek yerinde olacaktır. İlk önerimiz sık sık, ama az yenen öğünlerdir. Buradaki amaç mideyi bir anda doldurmamaktır. Günde 7-8 öğün baharatsız, yağsız besinler bulantı ve kusma şikayetlerinde hafifleme sağlar. Et ve yumurta gibi proteinden zengin gıdalar midede uzun süre kaldıklarında bulantıya neden olabilmektedirler. Sebze ve meyve ağırlıklı beslenme tercih edilmelidir. Bulantılar özellikle sabahları yataktan kalkarken yoğun olarak gözlendiğinden yataktan kalkmadan yenecek bir iki adet krakerin ciddi yararı olmaktadır. Aynı şekilde leblebi, patlamış mısır gibi mide sıvısını emen besinler de bulantıyı azaltabilir. Çok ciddi bulantı ve kusması olan, kilo kaybı görülen gebelerin tedavisi hastanede yapılmalıdır.
Gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bulantı kusmalar geçeceğinden öğün sayısı günde 4-5 olacak şekilde azaltılabilir. Bu dönemde diyette bir kısıtlama yoktur. Gebeliğin son dönemlerine doğru büyüyen rahmin mideye baskısı sonucu görülen yanma ve gaz şikayetleri nedeniyle öğün sayısı arttırılabilir.
Gebelik döneminde bazı nadir hastalıklara sahip gebeler ve şeker hastaları dışında diyet önermemekteyiz. Gebelik öncesi dönemde rahatça tüketebildiğiniz besinleri yemek yeterlidir. Midenizde problem yaratacak besinleri yemeniz gerekli değildir.
Kısaca birkaç besin maddesi hakkında önerilerde bulunmakta yarar vardır. Gebelik esnasında haftada 1-2 kez balık tüketimi önemlidir. Balık omega yağ asitleri açısında zengin besin türüdür. Omega yağ asitleri bebeğinizin beyin ve sinir gelişimi için oldukça faydalıdır. Bunun dışında omega yağ asidi kullanımının çocukların okul yaşamında da etkili olduğunu bildiren çalışmalar yayınlanmıştır. Bizim tavsiyemiz mümkünse derin denizlerde yaşayan somon gibi balıkların tüketilmesidir. Bu balıklar omega yağ asitleri açısından oldukça zengindir.
Bebeğinizin kemik gelişimi açısından kalsiyum ihtiyacınızı süt, peynir ve yoğurttan karşılayabilirsiniz. Bu besin maddelerini tüketemeyen kadınlar için kalsiyum içeren ilaçlar kullanılmaktadır.
Gebelik dengeli ve düzenli beslenmek önemlidir. Bebeğin gelişimi açısından karbonhidrat ve protein alımı da gereklidir. Su içmeye önem verilmelidir. Günde 2-3 litre su içilmesi önerilmektedir. Özellikle hayvansal gıdalar yeterli miktarlarda tüketilmelidir. Beslenme programınızı doktorunuz ile gebeliğin başından konuşarak kendi beslenme alışkanlıklarınıza göre ayarlamalar yapmanız uygun olacaktır.
Gebelikte ek olarak alınması gereken vitamin ve mineraller sadece demir ve folik asittir. Bunun dışındaki hiçbir vitaminin, normal beslenen bir gebede yararı kanıtlanmamıştır. Özellikle kan yapsın diye tüketilen pekmez gibi besinler fazla kalori, dolayısı ile kilo alımından başka bir işe yaramazlar. Aynı şey kuruyemişler için de geçerlidir, gereğinden fazla tüketilen kuruyemişlerin bebeğe de, anneye de hiçbir yararı yoktur.
Gebelikte kilo alımı
Normal kilodaki bir gebenin, gebelik boyunca alması gereken ideal kilo 12-13 kg.dır. Başlangıç kilosu daha az olan gebeler bunun üzerinde, daha fazla olanlar ise bunun altında kilo almalıdır. Gebeliğin ilk 20 haftasında ayda 1 kg, gebeliğin ikinci yarısında ise ayda 2 kg kadar alınması önerilir. Bulantı ve mide şikayetleri nedeniyle ilk 3 ayda kilo alınmaması, hatta 1-2 kg kayıp normal karşılanmalıdır.