30 Ağustos 2009 Pazar
ANNELİK YOLUNDA DOĞUMA HAZIRLIK KURSU
ANNELİK YOLUNDA DOĞUMA HAZIRLIK KURSU İÇERİĞİ:
1.OTURUM:
Hamilelikte beslenme ve gündelik yaşam,
Babaların doğum planı,
Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,
Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri,ağrısız doğum,
Doğuma hazırlık
Hamilelikte cinsel yaşam
Hamilelikteki psikoloji
RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ
2.OTURUM:
* Emzirme ve anne sütü,
* yenidoğan bakımı;
-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)
-bebeği tutuma ve taşıma,
-bebeği giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-babağin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,
*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER
3.OTURUM:
Lohusalık bakımı,
Lohusalık Sendromu,
Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,
Doğum sonrası beslenme,
Çalışan anne-babaların bakıcı seçerken dikkat etmeleri gerekenler,
Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı
NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ
Ayrica dogumdan sonraki ilk 2 ay icerinde ortaklasa belirlenen bir tarihte anne ve bebekleri biraraya getirdigimiz bir oturumumuz oluyor. Burada dogumu ve dogum sonrasi deneyimleri paylasiyoruz ve anne-bebegin bu surecteki ihtiyaclarina yonelik bilgi paylasimi yapiyoruz.
Normal doğum yapmak isterseniz; onunla ilgili nefes egzersizleri,ıkınma teknikleri,eşinizin size yapacağı masaj teknikleri anlatılıyor. Bebek bakımında anlatılan konular da uygulamalı anlatılmaktadır.
Kursa katılamak isterseniz eşinizle birlikte katılabilirsiniz.. Kursumuz 3 oturumdan oluşup, PAZARLARI 12:00-14:00 SAATLERİ ARASINDADIR.
Yerimiz:Yıldız posta cd. Emel apt. no:14/4 Gayrettepe ( Türk Telekoma gelmeden,1. Köprü ile Gayrettepe ayrımı üzerinde) / İSTANBUL
Merak ettiğiniz başka bir konu varsa bana e-mail atabilirsiniz, isterseniz de arayabilisiniz.İlginiz için çok teşekkür ederiz.
Sevgiler...
Eylül Ayı Hamileyiz.biz Dergisindeyiz....
28 Ağustos 2009 Cuma
İKİ GÜNDÜR ÇOK MUTLUYUM.....
Dün arkadaşımın annesi Nezahat ablanın çalıştığım hastaneye gönderdiği çicek ve özellikle de içine koyduğu not. Beni gerçekten çok ama çok mutlu yaptı..
Bugün de yine çok sevdiğim arkadaşım Funda'nın hastaneye getirdiği kurabişler..Kutusuyla , tadıyla süperdiler.Funda'nın bloğu olan http://zencefil-zencefil.blogspot.com dan zaten takip ettğim ve daha önce de taddığım, yine kısa bir zaman önce doğum günüm için hazırladığı pastayla beni çok ama çok mutlu etti..
Nezahat Ablama ve Fundacığıma gerçekten çok teşekkür ederim..
26 Ağustos 2009 Çarşamba
BEBİŞİM BİZE EL SALLADI........
13 W +2 D Oldum...Çok mutluyum. 2 düşükten sonra buraya kadar gelebilmek çok güzel bir duygu. Ama bu zamana kadar gelebilmek psikolojik açıdan çok zordu. Klinik psikolog arkadaşım Gonca gerçekten bu dönemim de bana çok destek oldu.
Dün İkili testi yaptırdım. Önümüzdeki pazartesi sonucu belli olacak. Onu da atlattık mı, ilk trimestrı atlattık.Bundan sonrası daha kolay geçecektir, benim açımdan...
Bu arada 3 aylık dönemde fazlaca mide bulantıları, halsizlik gibi sıkıntılarla geçirdim.Gerçekten hamilelikle ilgili çoğu şeyi bilsem de olay kendim olunca cahilin biri oluveriyorum. İstanbul Cerrahi Hastanesi Tüp Bebek Bölümündeki çalışma arkadaşlarım, eşim Altan,kardeşlerim Ebru ve Kadir, arkadaşım Nilüfer ve en başta tüm sıkıntılarım da beni rahatlatan Prof. Dr. Bülent Baysal'a çok teşekkür ederim.
25 Ağustos 2009 Salı
5 ÖNEMLİ NOKTA
Babalığa yeni merhaba diyenlere ufak bir 'acemi babalar rehberi' ......
1- ANLAYIŞLI OLUN: Hamilelik sonrası eşinizin hormonlarının düzelip hayatınızın normale döneceğini bekliyorsanız yanıldınız. Eşiniz daha da hassas olabilir.Biraz daha dayanmanız gerekecek.
2- RAHATLATIN: Bebeğiniz ciyak ciyak ağlıyorsa hep eşinizin ilgilenmesini beklemeyin.Bir baba olarak siz de ona ilgi gösterin. Alın bebeğinizi kucağınıza , sakinleştirmeye çalışın.Unutmayın hayat müşterek.
3- HAZIRLIKLI OLUN: Bir baba olarak evde yedek pil ve şarj aletleri bulundurmanız gerekir.Neden derseniz, onun bir sürü pilli oyuncağı var. Bir de tabii bebek telsizi için de her zaman yedek pil lazım.
4- DESTEK OLUN: Eşinize bebeğinizi emzirmesi için tüm desteğinizi verin. Emzirmek hem bebeğiniz açısından sağlıklı, sizin açınızdan da büyük bir rahatlık olacaktır. Aksi halde gündüz yeterli beslenmeyen bebeğiniz gece yarıları sık sık uyanıpemmek isteyecek..
5- ŞİKAYET ETMEYİN: Eşinize doğum sonrası dönemlerde çok yorgunum diye dert yanmayın aksi taktirde siz sinirlenebilir. Ne de olsa yeni anneler kadar yorgun ve duygusal olmayacağınız bir gerçek..
Kaynak: mother&babay dergisi ekim 2008 sayısı
BİRİNCİ ÜÇ AYLIK DÖNREMDE TARAMA TESTİ
11-14 TESTİ NASIL YAPILIR?
11-14 testi temel olarak iki ayrı incelemenin birarada değerlendirilmesi ile yapılır. Bunlar:
Bebeğin ensesinin arkasında bulunan sıvı kısmın kalınlığının ultrason ile ölçülmesi (fetal ense kalınlığı)
Anneden alınan kan örneğinde gebelik hormonu olan beta-hCG'nin serbest kısmının (free beta-hCG) ve PAPP-A (gebeliğe özgü plazma proteini-A, pregnancy associated plasma protein-A) adı verilen bir diğer proteinin ölçülmesidir
Bu ölçümler tek başlarına yapıldığında duyarlılıkları düşükken bir arada değerlendirildiklerinde başarı şansı %90'a kadar çıkmaktadır.
FETAL ENSE KALINLIĞI
Fetal ense kalınlığı, ultrasonografide bebeğin boynunun arka kısmında koyu renkli olarak görünen kısmı anlatmak için kullanılan bir terimdir. Terimin ingilizcedeki orijinal şekli "nuchal translucency"dir. Gebelik ilerleyip bebek büyüdükçe ense kalınlığı da giderek artar. Bu nedenle ölçüm 11-14. haftalar arasında yapılabilir ve büyük dikkat gerektirir. Ölçüm yapılırken yapılacak milimetrik bir hata risk oranlarında büyük değişikliğe neden olabilir.
Yapılan çok sayıda araştırmada 11 ile 14. gebelik haftaları arasındaki fetal ense kalınlığı ile Down sendromu başta olmak üzere bazı kromozom anomalileri arasında sıkı bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Değişik araştırmalarda sadece belirtilen zaman diliminde fetal ense kalınlığının ölçülmesi ile Down sendromlu bebeklerin %40-70'inin saptanabildiği ortaya konmuştur. Ancak bu bebeklerin annelerinin, ileri yaş gebelikleri ya da daha önceki gebeliklerinde kromozom anomalili bebek doğurma öyküsü nedeni ile incelemeye alınan zaten yüksek riski gebeler olduğu akılda tutulmalıdır.
Düşük risk grubundaki kadınlarda yapılan çalışmalar ise çelişkili sonuçlar vermiştir. Bu çelişkinin altında yatan neden ölçümü yapan kişiler arasında, hatta aynı kişinin ölçüm yapması durumunda bile iki ölçüm arasında ortaya çıkan farklılıklardır. Ek olarak artmış fetal kalınlığın tanımı ile ilgili de fikir birliği uzunca bir süre sağlanamamıştır. Fetal ense kalınlığı ölçülürken ultrasonun hangi kesitinin kullanılması gerektiği de uzunca bir süre tartışma konusu olmuş, farklı kesitlerin duyarlılığının daha yüksek olduğu ileri sürülmüştür.
Günümüzde yaygın olarak kabul edilen görüşe göre gebeliğin 11-14. haftaları arasında bebeğin baş-popo uzunluğunun ölçüldüğü kesitte ense kalınlığının 3 milimetreden fazla olması artmış fetal ense kalınlığı olarak kabul edilmektedir.
Fetal ense kalınlığı sadece kromozom anomalilerinde artmaz. Araştırmalarda artmış fetal ense kalınlığının diğer bazı genetik bozukluklarla birlikte temel olarak bebeğe ait kalp anomalilerinde de arttığı gösterilmiştir. Bebeğe ait kalp anomalileri ikinci trimesterda yapılan detaylı ultrasonografi ile saptanmaktadır. Kromozom bozukluğu olan bebeklerin %50-90'ında kalp ve büyük damarlarda da anomali olmaktadır. Bu nedenle kromozomal bozukluklarda meydana gelen ense kalınlığı artışının temel nedeninin aslında eşlik eden bir kalp anomalisi olduğu düşüncesi ileri sürülmüştür.
Fetal ense kalınlığının normalden fazla olabildiği durumlar şunlardır:
Kromozomal bozukluklar: Trizomi 13, trizomi 18, trizomi 21 (down sendromu), Turner sendromu (45, X0)
Kalp anomalileri
Akciğer anomalileri (diyafram hernisi)
Böbrek anomalileri
Karın duvarı anomalileri (omfalosel)
Bazı genetik hastalıklar (Arthrogryposis, Noonan sendromu, Smith-Lemli-Opitz sendromu, Stickler sendromu, Jarco-Levine sendromu ve bazı iskelet anomalileri
Fetal ense kalınlığı ölçümünün kromozomal bozuklukların erken dönemde saptanmasında tek başına kullanılmasının bazı sakıncaları vardır. Pekçok anomalili gebeliğin düşükle sonuçlandığı göz önüne alındığında hatalı pozitif test sonrası yapılacak olan koriyon villus örneklemesi normal olan bir bebekte düşük riskini arttıracaktır. Öte yandan hücrelerin bazılarının normal bazılarının da anormal olduğu mozaisizm varlığında villus örneklemesinde sadece anormal olan hücrelerin görülmesi hayatını normal olarak sürdürebilecek bir bebeğin yaşamına son verilmesine neden olacaktır. Bunlara ek olarak erken dönemde yapılan koriyon villus örneklemesi daha ileriki dönemlerde yapılan amniyosenteze göre hem daha zor hem de daha pahalı bir incelemedir. Bunlardan çok daha önemlisi öçümü yapan kişinin deneyimidir. Ölçülen değerler milimetrenin onda biri düzeyinde olduğundan yapılacak en ufak bir hata risk değerlerinde önemli değişikliklere neden olacaktır. Tüm bu nedenlerle tek başına yapılan fetal ense ölçümünün maliyet-etkinlik oranı tatminkar değildir.
POZİTİF TEST VARLIĞINDA NE YAPILMALIDIR?
İkili testin pozitif çıkması mutlaka bebekte kromozom bozukluğu olduğu anlamına gelmez. Pozitif test sadece o bebekte riskin yüksek olduğunu ve tanıya yönelik ileri tetkikler yapılması gerektiğini belirtir. İleri tetkikler ile kastedilen detaylı ultrasonografi, koriyon villus örneklemesi ve amniyosentezdir. Sizin için hangi testin uygun olacağına doktorunuzla birlikte karar vermeniz gerekir.
NEGATİF TEST NE ANLAMA GELİR?
Testte riskin düşük bulunması yani negatif olması bebekte kromozom bozukluğu olmadığını garanti etmez. Sadece genel popülasyonda aynı yaş grubundaki kadınlar ile kıyaslandığında bebekteki riskin daha fazla olmadığını gösterir. Ayrıca ikili test sadece kromozom bozuklukları açısından riski belirler. Nöral tüp defektleri açısından bir risk belirlemez. Bu riski belirlemek için 16-20. haftalarda üçlü test yapılabilir. Bununla birlikte nöral tüp defektlerinin önemli bir kısmı ultrasonografi ile saptanabildiğinden ikili test yapılan kişilerde ikinci trimesterda üçlü test yapılması yerine sadece detaylı ultrason yapılmasının yeterli olacağını öne süren görüşler de mevcuttur. Bilimsel çevrelerde bu konuda henüz bir fikir birliği oluşmamıştır.
Amerikan Obstetrisyenler ve Jinekologlar Birliği (ACOG) doğum zamanında anne yaşının 35 ya da daha ileri olması durumunda tarama testleri yerine genetik danışmanlık ile birlikte amniyosentez veya koriyon villus örneklemesi gibi tanı koydurucu testlerin yapılmasını önermektedir. Bunun nedeni tarama testlerinin sadece risk belirlemesi, durumun varlığı ya da yokluğunu kesin olarak ortaya koymamasıdır. Öte yandan ikili test ya da üçlü test sadece bir grup kromozom anomalisi açısından risk belirlemekte, bu yaş grubunda normalden daha fazla görülen diğer anomaliler hakkında fikir
11-14 testi temel olarak iki ayrı incelemenin birarada değerlendirilmesi ile yapılır. Bunlar:
Bebeğin ensesinin arkasında bulunan sıvı kısmın kalınlığının ultrason ile ölçülmesi (fetal ense kalınlığı)
Anneden alınan kan örneğinde gebelik hormonu olan beta-hCG'nin serbest kısmının (free beta-hCG) ve PAPP-A (gebeliğe özgü plazma proteini-A, pregnancy associated plasma protein-A) adı verilen bir diğer proteinin ölçülmesidir
Bu ölçümler tek başlarına yapıldığında duyarlılıkları düşükken bir arada değerlendirildiklerinde başarı şansı %90'a kadar çıkmaktadır.
FETAL ENSE KALINLIĞI
Fetal ense kalınlığı, ultrasonografide bebeğin boynunun arka kısmında koyu renkli olarak görünen kısmı anlatmak için kullanılan bir terimdir. Terimin ingilizcedeki orijinal şekli "nuchal translucency"dir. Gebelik ilerleyip bebek büyüdükçe ense kalınlığı da giderek artar. Bu nedenle ölçüm 11-14. haftalar arasında yapılabilir ve büyük dikkat gerektirir. Ölçüm yapılırken yapılacak milimetrik bir hata risk oranlarında büyük değişikliğe neden olabilir.
Yapılan çok sayıda araştırmada 11 ile 14. gebelik haftaları arasındaki fetal ense kalınlığı ile Down sendromu başta olmak üzere bazı kromozom anomalileri arasında sıkı bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Değişik araştırmalarda sadece belirtilen zaman diliminde fetal ense kalınlığının ölçülmesi ile Down sendromlu bebeklerin %40-70'inin saptanabildiği ortaya konmuştur. Ancak bu bebeklerin annelerinin, ileri yaş gebelikleri ya da daha önceki gebeliklerinde kromozom anomalili bebek doğurma öyküsü nedeni ile incelemeye alınan zaten yüksek riski gebeler olduğu akılda tutulmalıdır.
Düşük risk grubundaki kadınlarda yapılan çalışmalar ise çelişkili sonuçlar vermiştir. Bu çelişkinin altında yatan neden ölçümü yapan kişiler arasında, hatta aynı kişinin ölçüm yapması durumunda bile iki ölçüm arasında ortaya çıkan farklılıklardır. Ek olarak artmış fetal kalınlığın tanımı ile ilgili de fikir birliği uzunca bir süre sağlanamamıştır. Fetal ense kalınlığı ölçülürken ultrasonun hangi kesitinin kullanılması gerektiği de uzunca bir süre tartışma konusu olmuş, farklı kesitlerin duyarlılığının daha yüksek olduğu ileri sürülmüştür.
Günümüzde yaygın olarak kabul edilen görüşe göre gebeliğin 11-14. haftaları arasında bebeğin baş-popo uzunluğunun ölçüldüğü kesitte ense kalınlığının 3 milimetreden fazla olması artmış fetal ense kalınlığı olarak kabul edilmektedir.
Fetal ense kalınlığı sadece kromozom anomalilerinde artmaz. Araştırmalarda artmış fetal ense kalınlığının diğer bazı genetik bozukluklarla birlikte temel olarak bebeğe ait kalp anomalilerinde de arttığı gösterilmiştir. Bebeğe ait kalp anomalileri ikinci trimesterda yapılan detaylı ultrasonografi ile saptanmaktadır. Kromozom bozukluğu olan bebeklerin %50-90'ında kalp ve büyük damarlarda da anomali olmaktadır. Bu nedenle kromozomal bozukluklarda meydana gelen ense kalınlığı artışının temel nedeninin aslında eşlik eden bir kalp anomalisi olduğu düşüncesi ileri sürülmüştür.
Fetal ense kalınlığının normalden fazla olabildiği durumlar şunlardır:
Kromozomal bozukluklar: Trizomi 13, trizomi 18, trizomi 21 (down sendromu), Turner sendromu (45, X0)
Kalp anomalileri
Akciğer anomalileri (diyafram hernisi)
Böbrek anomalileri
Karın duvarı anomalileri (omfalosel)
Bazı genetik hastalıklar (Arthrogryposis, Noonan sendromu, Smith-Lemli-Opitz sendromu, Stickler sendromu, Jarco-Levine sendromu ve bazı iskelet anomalileri
Fetal ense kalınlığı ölçümünün kromozomal bozuklukların erken dönemde saptanmasında tek başına kullanılmasının bazı sakıncaları vardır. Pekçok anomalili gebeliğin düşükle sonuçlandığı göz önüne alındığında hatalı pozitif test sonrası yapılacak olan koriyon villus örneklemesi normal olan bir bebekte düşük riskini arttıracaktır. Öte yandan hücrelerin bazılarının normal bazılarının da anormal olduğu mozaisizm varlığında villus örneklemesinde sadece anormal olan hücrelerin görülmesi hayatını normal olarak sürdürebilecek bir bebeğin yaşamına son verilmesine neden olacaktır. Bunlara ek olarak erken dönemde yapılan koriyon villus örneklemesi daha ileriki dönemlerde yapılan amniyosenteze göre hem daha zor hem de daha pahalı bir incelemedir. Bunlardan çok daha önemlisi öçümü yapan kişinin deneyimidir. Ölçülen değerler milimetrenin onda biri düzeyinde olduğundan yapılacak en ufak bir hata risk değerlerinde önemli değişikliklere neden olacaktır. Tüm bu nedenlerle tek başına yapılan fetal ense ölçümünün maliyet-etkinlik oranı tatminkar değildir.
POZİTİF TEST VARLIĞINDA NE YAPILMALIDIR?
İkili testin pozitif çıkması mutlaka bebekte kromozom bozukluğu olduğu anlamına gelmez. Pozitif test sadece o bebekte riskin yüksek olduğunu ve tanıya yönelik ileri tetkikler yapılması gerektiğini belirtir. İleri tetkikler ile kastedilen detaylı ultrasonografi, koriyon villus örneklemesi ve amniyosentezdir. Sizin için hangi testin uygun olacağına doktorunuzla birlikte karar vermeniz gerekir.
NEGATİF TEST NE ANLAMA GELİR?
Testte riskin düşük bulunması yani negatif olması bebekte kromozom bozukluğu olmadığını garanti etmez. Sadece genel popülasyonda aynı yaş grubundaki kadınlar ile kıyaslandığında bebekteki riskin daha fazla olmadığını gösterir. Ayrıca ikili test sadece kromozom bozuklukları açısından riski belirler. Nöral tüp defektleri açısından bir risk belirlemez. Bu riski belirlemek için 16-20. haftalarda üçlü test yapılabilir. Bununla birlikte nöral tüp defektlerinin önemli bir kısmı ultrasonografi ile saptanabildiğinden ikili test yapılan kişilerde ikinci trimesterda üçlü test yapılması yerine sadece detaylı ultrason yapılmasının yeterli olacağını öne süren görüşler de mevcuttur. Bilimsel çevrelerde bu konuda henüz bir fikir birliği oluşmamıştır.
Amerikan Obstetrisyenler ve Jinekologlar Birliği (ACOG) doğum zamanında anne yaşının 35 ya da daha ileri olması durumunda tarama testleri yerine genetik danışmanlık ile birlikte amniyosentez veya koriyon villus örneklemesi gibi tanı koydurucu testlerin yapılmasını önermektedir. Bunun nedeni tarama testlerinin sadece risk belirlemesi, durumun varlığı ya da yokluğunu kesin olarak ortaya koymamasıdır. Öte yandan ikili test ya da üçlü test sadece bir grup kromozom anomalisi açısından risk belirlemekte, bu yaş grubunda normalden daha fazla görülen diğer anomaliler hakkında fikir
24 Ağustos 2009 Pazartesi
Gebelikte Şikayetler Ve Belirtileri
Kabızlık
Neden? Gebelikte kabızlık sık rastlanan bir belirtidir. Gebelik hormonları tüm düz kaslarda olduğu gibi sindirim sisteminin düz kaslarında da gevşemeye neden olurlar. Bu gevşeme barsak hareketlerinin yavaşlamasıyla sonuçlanır. Ayrıca gebeliğin son dönemlerine doğru iyice büyümüş olan uterusun rektuma (kalın barsağın son kısmı) baskı yapması da kabızlık gelişmesini kolaylaştırıcı bir etkendir.
Öneri: Kabızlıktan yakınıyorsanız hemen ilaç tedavisine başlamadan önce yapabileceğiniz bazı şeyler vardır: günde iki litre sıvı almanız, sebze ve meyve, yulaf ezmesi gibi lifli besinleri daha fazla ve hergün tüketmeniz ve doktorunuzun önerdiği ölçüde düzenli egzersiz yapmanız mutlaka faydalı olacaktır. Tuvalete çıkma ihtiyacı ortaya çıktığında bunu ertelememelisiniz. Bazı anne adayları sabah kahvaltısından önce içilen bir bardak ılık suyun da kendilerine yardımcı olduğunu belirtmektedir.
Hemoroid (Basur)
Neden? Gebelikte büyüyen uterusun toplardamarlara yaptığı bası rektum (kalınbarsağın son kısmı) toplardamarlarının daha belirgin hale gelmesine ve daha ileri aşamalarda anüs (makat) bölgesinde hemoroid adı verilen şişliklerin oluşmasına neden olabilir. Daha önceden hiçbir şekilde hemoroidi olmayan bir anne adayında gebeliğin ilerleyen dönemlerinde bu durum ortaya çıkabilir. Önceden hemoroidi olan anne adaylarında durum gebelikte ilerleyebilir. Özellikle kronik kabızlık ve zorlu dışkılama hemoroidlerde ağrı ya da kanamaya yolaçabilir.
Öneri: Kabızlığı önlemek için alacağınız önlemler hemoroidlere bağlı şikayetlerinizin azalmasını sağlayacaktır. Hemoroidler şiddetli ağrı ve/veya kanama yaptıklarında mutlaka doktor değerlendirmesi gerekir.
Pika (Aşerme)
Neden? "Aşerme" erken gebeliğin normal bir belirtisi olarak kabul edilir. Ancak ileri durumlarda normal gıda maddeleri dışındaki maddelerin de aşerilmesi sözkonusu olabilir. Bu maddeler kiremit tozu, kil, toprak gibi maddeler olabilir. Bazı durumlarda ise aşırı miktarlarda tuz, limontuzu, buz parçaları, un, nişasta, kabartma tozu gibi gıda maddeleri de aşerilen maddeler olabilir. Bir gıdayı aşırı miktarlarda yeme ihtiyacı hissediyorsanız ya da gıda maddesi olmayan bir şeyi yemek isteği duyuyorsanız durumu doktorunuza bildiriniz.
Aşerme bazı durumlarda kansızlık ya da beslenme bozukluğu habercisi olabilir (toprak yeme durumunda olduğu gibi).
Aşırı tükrük salgısı
Neden? Bazı anne adaylarında hormonların etkisine bağlı olarak rahatsız edici boyutlarda tükrük salgısı oluşabilir. Bu normaldışı bir duruma işaret etmez.
Öneri: Bu aşırı tükrük salgısı aldığınız nişastalı gıdaların tükrük bezlerini uyarıcı etkisinden de kaynaklanıyor olabilir. Bu gıdaların alımını kesmeniz şikayetlerin geçmesine faydalı olur. İleri durumlarda tükrük salgısını azaltmak amacıyla doktor önerisiyle çeşitli ilaçların kullanılması mümkündür.
Bulantı
Neden? Gebeliğin erken dönemlerinde gebelik hormonlarının etkisiyle özellikle sabahları bulantı şikayetleri sıklıkla meydana gelir.
Öneri: Yine bu konuda da ilaç tedavisine geçmeden önce yapabileceğiniz bazı şeyler var: Yataktan kalkmadan önce birkaç tuzlu kraker yemek, yataktan çok yavaş kalkmak, günlük yediğiniz miktarı sabit tutarak öğün sayınızı üçten beş veya daha fazlasına çıkarmak (midenizin aşırı dolmasını engellemek için), tiksindiğiniz kokulardan uzak durmak ve yine midenizin gereksiz yere dolmasını engellemek için sıvıları yemekler arasında almak gibi önlemler mutlaka faydalı olacaktır.
Akıntı
Neden? Gebelikte östrojen salgısı önemli ölçüde artar. Bu nedenle daha önceden hiç akıntı şikayetiniz olmasa bile gebelikte günlük ped kullanacak şiddette koyu kıvamlı ve açık renkli vajinal akıntı ortaya çıkabilir. Akıntınız beyaz renkli ya da renksiz ise, kötü koku içermiyorsa, beraberinde kaşıntı, idrar yaparken yanma ve ağrı gibi belirtiler yoksa bu büyük olasılıkla fizyolojik bir akıntıdır. Fizyolojik olmayan akıntıların nedeni vajinit ya da diğer genital sistem enfeksiyonları olabileceği gibi, özellikle ileri gebelik haftalarında sizin akıntı sandığınız sıvı erken membran rüptürü (suların erken gelmesi) neticesinde boşalmaya devam eden amnios sıvısı da olabilir!
Öneri: Kötü kokulu, sarı-kahverengi-kanlı-kırmızı-yeşil gibi rengi olan bir akıntınız varsa, akıntınız "su gibiyse (bacaklara kadar giden bir akıntının basit bir nedene bağlı olma olasılığı çok düşüktür)", ek şikayetleriniz varsa mutlaka doktorunuza başvurmalısınız.
Mide yanması
Neden? Mide asidinin mideden yemek borusuna geçmesi ve burayı tahriş etmesiyle meydana gelir. Gebeliğe bağlı genel düz kas gevşemesinin mide-yemek borusu arasındaki sfinkteri (kapağı) zayıflatması temel nedendir. Özellikle gebeliğin son dönemlerinde büyüyen uterusun mideye baskı yapması da yakınmaları artırır. Yatar durumda şikayetler daha belirgin hale gelir.
Öneri: İlaç tedavisine geçmeden önce sizin yapabilecekleriniz, midenizi fazla doldurmamaya özen göstermek, baharatlı ve yağlı yiyeceklerden uzak durmak, yemekten sonra en az bir saat uzanmamak ve yatar konumdayken başınızı ve göğüs kafesinizi mide seviyesinden yukarıda tutmak için ek yastık kullanmaktır.
Yorgunluk ve aşırı uyku hali
Neden? Özellikle gebeliğin ilk dört aylık döneminde anne adayları kendilerini aşırı yorgun ve uykusuz hissedebilirler. Bu konuda yapılabilecek ve yapılması gereken birşey yoktur.
Öneri: Vücudunuzun ihtiyaçlarına kulak verin ve bol bol dinlenin. Düzenli uyku, düzenli beslenme ve ne kadar yoğun çalışırsanız çalışın, her fırsatta istirahat etmeniz kaliteli bir gebelik dönemi geçirmek için çok önemlidir.
Başağrıları
Neden? Gebeliğin erken dönemlerinde başağrılarına sık rastlanır. Bazı durumlarda bu başağrısı tedavi edilmemiş sinüzit ya da görme bozukluğuna bağlı olabilir, ancak çoğu durumda nedeni bulunamamaktadır. Şiddetli başağrılarının diğer belirtilerle birlikte ya da tek başına preeklampsi habercisi olabileceğini unutmayın.
Öneri: İstirahat etmek ve açık havada yürüyüş yapmak yardımcı olabilir. Bu başağrıları genellikle gebeliğin ortalarına doğru kendiliğinden kaybolurlar.
(Müphem) karın ağrıları
Neden? Gebelikte uterus (rahim) hızla büyürken, uterusu yerinde tutan bağlar bu hıza hemen ayak uyduramazlar. Böylece bu bağlar uterus büyüyerek yukarı çıkarken gerilirler. İşte bu gerilme karında yerini tam olarak tarif edemediğiniz, bazen "bıçak saplanması" hissini veren ağrılara neden olabilir. Gebeliğin ileri dönemlerinde çatınızı oluşturan kemiklerin eklemlerinde doğuma hazırlığın bir parçası olarak ortaya çıkan gevşeme de belli belirsiz ağrı hissi uyandırabilir. Kabızlık da diğer bir "ağrı" nedenidir.
Öneri: Yatarken sol yanınıza yatmanız, ağrı duyduğunuzda pozisyon değiştirmeniz faydalı olabilir. İleri durumlarda doktor önerisine göre ağrı kesici ilaçlar kullanılabilir. Karın ağrısının bir tehlike belirtisi olduğunu unutmamalı ve bu ağrıları kendinizce bir nedene bağlamadan önce doktorunuza danışmalısınız.
Sık idrara çıkma hissi
Neden? Büyümekte olan uterus yakın komşuluğunda bulunan mesaneye bası yaparak bu organın dolma kapasitesini azaltır. Böylece mesanede az miktarda idrar biriktiğinde bile idrar yapma ihtiyacı uyanır. Özellikle ilk trimesterde ve son trimesterde sık idrara çıkma ihtiyacı hissedebilirsiniz.
Öneri: İdrar yapma ihtiyacınızı hiçbir zaman ertelemeyin. Beraberinde idrar yaparken yanma, ağrı gibi şikayetlerinizi varsa bu durumun idrar yolu enfeksiyonu habercisi olabileceğini unutmayın ve konuyu doktorunuza iletin.
21 Ağustos 2009 Cuma
LANSİNOH GÖĞÜS KREMİ
Lansinoh , ağrılı meme ucunun en yaygın sebebi olan emzirme pozisyonu ve kavrama tekniklerinin yanı sıra ağrıyan ve çatlamış meme uçlarının tedavisine yardımcı olmak için özel olarak geliştirilmiş dünyanın en saf lanolinidir.
Lansinoh Lanolin nasıl etki eder?
Lansinoh Lanolin nemle yara tedavisi prensibi ile etki eder. Yapılan çalışmalara göre nemle yara tedavisi ağrılı ve çatlamış meme ucunda rahatlama sağlayarak yara oluşmasını engelleyip iyileşmeyi hızlandırır.
Nemle yara tedavisinin bir diğer faydası da ağrıyı hızla rahatlatıp, bu rahatsızlığı yaşayan anneye acil destek sağlaması
Kullanım Kılavuzu
Temiz ellerinizle bir parça Lansinoh kremi parmaklarınızın arasında yumuşatın ve her emzirmeden sonra veya gerektikçe tüm göğüs ucu çevresine uygulayın. Lansinoh Lanolinin emzirmeden önce silinmesine gerek yoktur.
Rahatlığınız için veya hassas göğüs ucunu korumak için Lansinoh'u banyo öncesi de uygulayabilirsiniz.
Lansinoh ağrılı göğüs ucuna engel olan diğer yöntemler ile birlikte kullanılmalıdır. Bununla ilgili diğer faydalı makaleleri de okuyabilirisiniz.
Eğer ağrınız Lansinoh’u uyguladıktan sonraki 24 saat içinde hafiflemezse ve probleminiz devam ederse bir sağlık profesyoneline danışmanız gerekir.
Lansinoh Lanolin, mantar veya bakteriyel enfeksiyon sebebi ile ağrıyan meme ucunun tedavisinde tek başına yeterli değildir.
%100 saf Lansinoh lanolin çatlamış diğer cilt problemleri için de kullanılabilir. Bozulmamış cilt yapısı enfeksiyona karşı en iyi bariyeridir, lansinoh krem çatlamadan oluşan kuruluğu önleyerek, sağlıklı bir cilt sağlar, ayrıca bazı ikincil enfeksiyon riskini de önler.
KAYNAK: WWW.LANSİNOH.COM.TR
18 Ağustos 2009 Salı
ANNELİK YOLUNDA DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN İÇERİĞİ:
ANNELİK YOLUNDA DOĞUMA HAZIRLIK KURSUNUN İÇERİĞİ:
Kursumuz İstanbul Gayrettepededir. 3 oturumdan oluşmaktadır.Daha detaylı bilgi için bana e-mail atabilirsiniz. 6 Eylül 2009 da yeni sınıfımız açılacaktır. Katılmak isterseniz 1 Eylül 2009 kadar haber vermelisiniz. Kursa anne adyları eşleriyle katılabilirler.
1.OTURUM:
Hamilelikte beslenme ve gündelik yaşam,
Babaların doğum planı,
Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,
Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri,ağrısız doğum,
Doğuma hazırlık
Hamilelikte cinsel yaşam
Hamilelikteki psikoloji
( Normal doğum yapmak isteyen anne adayları için dersin sonunda ek
ders yapılarak, normal doğuma yönelik nefes egzersizleri
anlatılacaktır.)
RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ
2.OTURUM:
* Emzirme ve anne sütü,
* yenidoğan bakımı;
-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)
-bebeği tutuma ve taşıma,
-bebeği giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-babağin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,
*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER
3.OTURUM:
Lohusalık bakımı,
Lohusalık Sendromu,
Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,
Doğum sonrası beslenme
Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı
NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ
Doğumdan sonraki ilk 2 ay içerisinde dileğen anneler bebekleri ile
birlikte anne -bebek grubumuza katılabilir ve zorlandıkları konuılarda
danışmanlık hizmeti alabilirler.
Kursumuz İstanbul Gayrettepededir. 3 oturumdan oluşmaktadır.Daha detaylı bilgi için bana e-mail atabilirsiniz. 6 Eylül 2009 da yeni sınıfımız açılacaktır. Katılmak isterseniz 1 Eylül 2009 kadar haber vermelisiniz. Kursa anne adyları eşleriyle katılabilirler.
1.OTURUM:
Hamilelikte beslenme ve gündelik yaşam,
Babaların doğum planı,
Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,
Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri,ağrısız doğum,
Doğuma hazırlık
Hamilelikte cinsel yaşam
Hamilelikteki psikoloji
( Normal doğum yapmak isteyen anne adayları için dersin sonunda ek
ders yapılarak, normal doğuma yönelik nefes egzersizleri
anlatılacaktır.)
RAHATLAMA NEFES EGZERSİZLERİ
2.OTURUM:
* Emzirme ve anne sütü,
* yenidoğan bakımı;
-göbek bakımı,
-yeni doğan sarılığı,
-bebeğin altının değiştirilmesi,(babaları da uygulamaya katarak)
-bebeği tutuma ve taşıma,
-bebeği giydirme,
-yenidoğan refleksleri,
-bebeğin yıkanması,
-bebeğin gazının çıkarılması,
-bebek için rahatlatma masajı,
-babağin aşıları,
-bebeğin uyku düzeni,
-bebeğin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı,
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları,
*0-6 ay anne - bebek ilişkisinin önemi:dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
BEBEĞE YAPILACAK EGZERSİZLER
3.OTURUM:
Lohusalık bakımı,
Lohusalık Sendromu,
Yeni rolleriyle doğumdan sonra eşlerin ilişkisi,
Doğum sonrası beslenme
Çalışan annenin işe dönme: anne ve bebeğin ayrılık hazırlığı
NEFES VE RAHATLAMA EGZERSİZLERİ
Doğumdan sonraki ilk 2 ay içerisinde dileğen anneler bebekleri ile
birlikte anne -bebek grubumuza katılabilir ve zorlandıkları konuılarda
danışmanlık hizmeti alabilirler.
17 Ağustos 2009 Pazartesi
HAMİLELİK VE RAMAZAN
Oruç anne ve bebeği için risktir
Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Gebelik ve emzirme; kadının hayatında beslenmenin öneminin artığı bir dönemdir. Peki ramazan ayında oruç tutmak isteyen anne adaylarını ne gibi tehlikeler bekler ve oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerekir
Hamilelerin oruç tutmasında bir sakınca var mı?
Oruç, annenin kendi sağlığı ve taşıdıkları bebeğin sağlıklı gelişimi açısında çeşitli riskler taşır. Oruç tutmayı planlayan hamilelerin, bu riskleri göz önünde bulundurarak karar vermelerini tavsiye ediyoruz.
Hamileler oruçtan neden olumsuz etkilenir?
Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Hangi durumlarda hamilelerin hiç oruç tutmamaları gerekir?
Anne adayında şeker, gebelik şekeri veya yüksek tansiyon gibi sorunları varsa kesinlikle uzun süre aç kalmamalıdır. Bu gebelerin oruç tutması doğru değildir. Ayrıca mide ülseri olanlar, karaciğer hastaları ve ishal şikayeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır.
Bebek nasıl etkilenir?
Oruçla ilgili yapılan bir çalışmada; oruç tutan gebelerde çocuğun içinde bulunduğu amniotik sıvının azaldığı, diğer bir araştırmada ise çocuk hareketlerinde azalma olduğu yayınlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl önce yapılan bir başka çalışmada da; oruç tutan annelerden doğan bebeklerin kilolarında bir düşüklük saptanmamıştır.
Her şartta oruç tutmak isteyen hamilelere tavsiyeleriniz nelerdir?
"Hamile de olsam oruç tutmaya devam edeceğim" diyorsanız, mutlaka önce doktorunuzla bunu konuşun. Risk taşıyıp taşımadığınızı öğrenin. Eğer bir sorun yoksa, dengeli beslenme prensipleri oruç tutan anne adayları için de geçerlidir. Bu dönemde beslenme mönüsü, anne ve bebeğin ihtiyaçlarını en iyi miktarda karşılayacak şekilde düzenlenmelidir. Sağlıklı bir gebe diyeti mutlaka; tahıl grubu, meyve, sebze, et ve süt ürünlerini içermelidir.
Gebelikteki kabızlık sorunu oruç tutulmasıyla kronik bir hal alır mı?
Gebelikte kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur. Oruç döneminde bu problemle karşılaşma olasılığı artar. Özellikle bağırsakları çalıştırmak için dengeli ve kabızlığı önleyici posalı gıdaları beslenmek önerilmektedir. Oruç tutarak uzun süre aç kalan hamileler, iftarda yağlı ve posasız besinler alınca kabızlık şikayeti daha sık ortaya çıkabilir.
Susuzluk anne adaylarını nasıl etkiler?
Hamilelere sık sık ve bol su içmeleri önerilir. Ramazanda oruç tutan hamilelerin düzenli suyu da alamamaları tansiyonda düşmeye ve bayılmaya neden olabilir
Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Gebelik ve emzirme; kadının hayatında beslenmenin öneminin artığı bir dönemdir. Peki ramazan ayında oruç tutmak isteyen anne adaylarını ne gibi tehlikeler bekler ve oruç tutarken nelere dikkat etmeleri gerekir
Hamilelerin oruç tutmasında bir sakınca var mı?
Oruç, annenin kendi sağlığı ve taşıdıkları bebeğin sağlıklı gelişimi açısında çeşitli riskler taşır. Oruç tutmayı planlayan hamilelerin, bu riskleri göz önünde bulundurarak karar vermelerini tavsiye ediyoruz.
Hamileler oruçtan neden olumsuz etkilenir?
Ramazanda uzun süren açlık saatleri anne adayını olumsuz etkileyebilir. Öncelikle kan şekerinde düşmeye bağlı halsizlik, sinirlilik, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sorunlarla karşılaşabilirler.
Hangi durumlarda hamilelerin hiç oruç tutmamaları gerekir?
Anne adayında şeker, gebelik şekeri veya yüksek tansiyon gibi sorunları varsa kesinlikle uzun süre aç kalmamalıdır. Bu gebelerin oruç tutması doğru değildir. Ayrıca mide ülseri olanlar, karaciğer hastaları ve ishal şikayeti olanlar kesinlikle oruç tutmamalıdır.
Bebek nasıl etkilenir?
Oruçla ilgili yapılan bir çalışmada; oruç tutan gebelerde çocuğun içinde bulunduğu amniotik sıvının azaldığı, diğer bir araştırmada ise çocuk hareketlerinde azalma olduğu yayınlanmıştır. Yaklaşık 10 yıl önce yapılan bir başka çalışmada da; oruç tutan annelerden doğan bebeklerin kilolarında bir düşüklük saptanmamıştır.
Her şartta oruç tutmak isteyen hamilelere tavsiyeleriniz nelerdir?
"Hamile de olsam oruç tutmaya devam edeceğim" diyorsanız, mutlaka önce doktorunuzla bunu konuşun. Risk taşıyıp taşımadığınızı öğrenin. Eğer bir sorun yoksa, dengeli beslenme prensipleri oruç tutan anne adayları için de geçerlidir. Bu dönemde beslenme mönüsü, anne ve bebeğin ihtiyaçlarını en iyi miktarda karşılayacak şekilde düzenlenmelidir. Sağlıklı bir gebe diyeti mutlaka; tahıl grubu, meyve, sebze, et ve süt ürünlerini içermelidir.
Gebelikteki kabızlık sorunu oruç tutulmasıyla kronik bir hal alır mı?
Gebelikte kabızlık sıkça karşılaşılan bir sorundur. Oruç döneminde bu problemle karşılaşma olasılığı artar. Özellikle bağırsakları çalıştırmak için dengeli ve kabızlığı önleyici posalı gıdaları beslenmek önerilmektedir. Oruç tutarak uzun süre aç kalan hamileler, iftarda yağlı ve posasız besinler alınca kabızlık şikayeti daha sık ortaya çıkabilir.
Susuzluk anne adaylarını nasıl etkiler?
Hamilelere sık sık ve bol su içmeleri önerilir. Ramazanda oruç tutan hamilelerin düzenli suyu da alamamaları tansiyonda düşmeye ve bayılmaya neden olabilir
16 Ağustos 2009 Pazar
Hamilelikte İş Hayatı
Hamilelik iş hayatını bitirir mi? Bu bir kader mi, yoksa seçim mi?Hamileliğinizi patronunuzla ve iş arkadaşlarınızla paylaştınız. Artık O’nu bekliyorsunuz. İlk tanışmaya kadar, hemen hemen 9 ay sürecek bu sabırsızlık. Hangi standartlarda beklediğiniz ise bir tercih meselesi… Kendinizi dinleyerek, bebeğinizi aylar boyu evde bekleyebilir ya da iş yeriniz de dahil, bulunduğunuz her yerde O’na ev sahipliği yapabilirsiniz. Mesela patronunuzla görüşüp iş hayatınızda geçici bir değişiklik isteyebilirsiniz. Nitekim yasalara göre, anne adaylarının doğumdan önce sekiz ve doğumdan sonra sekiz hafta, yani toplam 16 hafta çalışmama hakkı var. Ama isteyen ve sağlık durumu uygun olan anneler, doktor onayıyla beraber doğumdan önceki üç haftaya kadar işyerinde çalışabilirler. Tabi öncelikler konusunda kontrolü kaybetmeden... Bu doğal süreçte asıl olan, bebeğinizin sağlığı! Hamilelik dönemini ve iş hayatını dengelemek isteyen bir anneyseniz her şeyden önce, doğru beslenme ve bilinçli hareketlerle beden sağlığınızı kontrol altına almalısınız. Stresten mümkün olduğunca uzaklaşarak, ruh sağlığınızı da korumalısınız.
İş hayatınızı sağlıklı şekilde sürdürebilmek için dikkat etmeniz gereken bazı önemli detaylar var:
Bilgisayar başında çalışırken mutlaka küçük molalar verin. Kalkın ve derin nefesler alarak, biraz yürüyün.
Masada otururken arada bir kollarınızı ve bacaklarınızı esnetin.
Kesinlikle ağır şeyler kaldırmayın!
Eğilmeniz gerekirse sırtınızı ve belinizi zorlamadan, yavaş yavaş eğilin.
Sandalyenizin yükseklik ayarını, ayaklarınız yere tamamen değecek biçimde ayarlayın. Hatta mümkünse ayaklarınızı küçük bir tabureye ya da sandalyeye uzatarak oturun.
Uzun süre ayaktaysanız, sık sık mola verin.
İşler ne kadar yoğun olsa da, yemek saatlerini atlamayın.
Elinizin altında mutlaka dolu bir şişe su bulundurun.
Sigara dumanından ve kimyasal maddelerden uzak durun.
En az iki saatte bir tuvalete gitmeye özen gösterin.
Kendinize kesinlikle yüklenmeyin. Yoğun günlerde ve yorgun hissettiğinizde eve daha erken gidin.
KAYNAK:WWW.MİLUPA.COM
10 Ağustos 2009 Pazartesi
BEBEĞİN BABA İLE OLAN ROLÜ
Kuzey bebeğin babası ile salıncak keyfi
Kuzey bebek Altan amcası ile oyun oynarken
İyi bir baba çocuğuyla nasıl iletişim kurmalı?
Babayla çocuk arasındaki sağlıklı iletişimde esas nokta; saygı, ilgi, dinleme ve anlamadır. Baba, çocuklarıyla iyi bir iletişim kurmalıdır. İletişim kurarken de bazı noktalara dikkat etmelidir. Bu noktaları şöyle sıralayabiliriz;
• Çocuğun da bir birey olduğu ve saygıyı hak ettiği unutulmamalıdır.
• Çocuğun büyümesine izin verilmelidir. Türk aile yapısında erkek çocuklara sorumluluk verilmemesi, gelecekteki yaşamlarında da sorunlara yol açar. Erkek çocuk, ailesi tatildeyken evde kalıp gitar kursuna gitmek istiyorsa faturaları yatıramayacağı, kapıyı kilitlemeyi unutacağı gerekçesiyle aile izin vermez. Çocuk da bu sorumluluğu almadığında çatışma çıkar. Baba burada çocuk evde tek kaldığında ona ne gibi sorumlulukları olacağını anlatmalı, bunları yerine getirdiği takdirde kalabileceğini belirterek izin vermelidir.
• Çocuk dinlenmeli, anlamaya çalışılmalı, ilgilenilmelidir.
• Çocuğun her konuda sorumluluğu alınmalı ve anneyle paylaşılmalıdır.
• Çocuk babadan korkmamalı, ilişkisi otorite saygı ve sevgi içermelidir. Çocuklar babadan korkusundan değil, yanlış olduğu için bazı şeyleri yapmaktan çekinmeli.
• Çocuklar babalarına bir şey söylediklerinde olumsuz karşılanacaklarından korkmamalıdır. Aksi taktirde yalan davranışı gözlenir ve pekişir.
• Çocuk, her zaman yönlendirilmeye ihtiyaç duyar. Evde mutlaka duyarlı, tutarlı kurallar olmalıdır. Bu kurallardan çok fazla taviz verilmemelidir.
• Çocuğun her istediği yapılıp, alınmamalıdır. Bu çocuğu doyumsuzluğa iter.
• Günümüz şartları biraz zorlanarak, çocukla kaliteli zaman geçirilmelidir. Özellikle erkek çocukların bu iletişime daha fazla ihtiyaçları vardır.
• Fiziksel ve duygusal cezadan uzak durulmalıdır. (Dayak, rencide edici sözler, hakaret, küfür vs.)
• Çocukla arkadaş olmak yerine ona arkadaşça davranılmalı. Ailelerin günümüzde en çok ‘çağdaş aileyiz’ tanımlamasıyla yaptıkları yanlışların başında anne baba kimliklerinden sıyrılıp arkadaşı gibi davranmaları geliyor. Özellikle genç erkeklere arkadaşı gibi davranmak yerine ona babası olduğunuzu, daima ona destek vereceğinizi hissettirerek baba olmalısınız. Çünkü onun babaya ihtiyacı vardır.
• Gelişmesine katkıda bulunun. Çocuklarınızı başka çocuklarla kıyaslamak onun kendini mutsuz ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bunun yerine babanın çocuktaki farklılıkları görüp, bu yönleri geliştirmesine yardımcı olması gerekir.
• Çocuklarla inatlaşmaktan kaçınılmalıdır. Çocuklar kendilerini ispatlamak amacıyla çatışmaya girebilirler. Bu durumlarda anne ve babalarının desteğine ihtiyaç duyan çocuklarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek inatlaşmalarına yol açar. İnatlaşmak da evden kaçma, okulu bırakma gibi olumsuz sonuçlar doğurur.
Bu sene 4 kez doğum günümü kutladım.Doğum günümü kutlayan herkese çok teşekkür ederim.
İstanbul cerrahi hastanesi tüp bebek bölümü arkadaşlarıma çok teşekkür ederim.
Eşim Altanın iş arkadaşları da beni çok şaşırdırttılar. Onlara teşekkür ederim..
Sevgili kızkardeşim Ebru ve kızı Zeynoşcuğum eşim Altan ile işbirliği yaparak bana Kemerburgaz Köy meydanında süpriz yaptılar. Bu süprizde pastamı yapan arkadaşım Funda'a da çok teşekkür ederim.
Bu gecede arkadaşım Nilüfer ve eşi Gürcan'nın da bana yaptığı süprizz için onlara da , ayrıca afacan oğulları Can 'a da çok teşekkür ederim.
Sevgili arkadaşlarımı ve Eşim Altan'ı çok seviyorum....
7 Ağustos 2009 Cuma
Hamilelikte Örnek Beslenme Programı
Hamilelik ve emzirme dönemleri, aldığınız besinlere en çok özen göstermeniz gereken dönemlerdir. Çünkü bu aylarda yiyip içeceğiniz herşey, doğrudan anne karnındaki veya süt emmekte olan bebeğinize aktarılacaktır. Bebeğinizin doğumdan önce yeterli gelişimini tamamlayabilmesi ve gelecekte sağlıklı bir birey olaraka yetişebilmesi için, hamilelik döneminde kendinize vitamin, mineral ve protein olarak zengin bir menü oluşturmalı, doktorunuzun da tavsiyeleri doğrultusunda hazırladığınız beslenme programına uygun beslenmelisiniz.
Örnek Beslenme ProgramıSabah
1 su bardağı süt
1 yumurta
1 kibrit kutusu kadar peynir (30 gr.)
5 adet zeytin
1 tatlı kaşığı bal-reçel veya pekmez
2 ince dilim ekmek (50 gr.)
Söğüş salata
Kuşluk
1 porsiyon meyve
Yarım su bardağı süt
Öğle-akşam
1.5 köfte kadar et, yağsız 45 gr. (tavuk, hindi, balık, dana eti)
1 kase çorba (mercimek, tarhana, sebze)
1 tabak zeytinyağlı sebze yemeği
2 yemek kaşığı makarna veya pilav
Yeşil salata, 1 porsiyon meyve
1 kase yoğurt, 2 ince dilim ekmek
İkindi
1 porsiyon meyve, 1 su bardağı süt veya yoğurt
Yatarken
1 su bardağı süt + peynir +1 ince dilim ekmek
kaynak: www.milupa.com
Örnek Beslenme ProgramıSabah
1 su bardağı süt
1 yumurta
1 kibrit kutusu kadar peynir (30 gr.)
5 adet zeytin
1 tatlı kaşığı bal-reçel veya pekmez
2 ince dilim ekmek (50 gr.)
Söğüş salata
Kuşluk
1 porsiyon meyve
Yarım su bardağı süt
Öğle-akşam
1.5 köfte kadar et, yağsız 45 gr. (tavuk, hindi, balık, dana eti)
1 kase çorba (mercimek, tarhana, sebze)
1 tabak zeytinyağlı sebze yemeği
2 yemek kaşığı makarna veya pilav
Yeşil salata, 1 porsiyon meyve
1 kase yoğurt, 2 ince dilim ekmek
İkindi
1 porsiyon meyve, 1 su bardağı süt veya yoğurt
Yatarken
1 su bardağı süt + peynir +1 ince dilim ekmek
kaynak: www.milupa.com
2 Ağustos 2009 Pazar
ANNELİĞE HAZIRLIK HAMİLE KURSU
Doğuma Hazırlık Kursu
Bebek bekliyorsunuz,sizi kutluyoruz.....
Keyifli ve heyecanlı bir dönemin başındasınız!!!!!!Mutlaka merak ettiğiniz ve endişelendiğiniz çok şey var. Biz bunların cevabını bulmanızda size yardım etmek ,destek olmak istiyoruz....
Bu kurs ile daha bilinçli ve keyifli bir hamilelik dönemi geçirmenize yardımcı olmak, kontrollü ve kolay bir doğum yaşamınıza yardımcı olmak ve güvenli ve sağlıklı bir doğum ve sonrasında bakımnı sağlamak için bu programı hazırladık...
Anneler kadar babalar da bu macerada heyecanlılar..Babaların da heyecanını paylaşmak,eşlerini anlamalarını sağlamak ve annelere destek olmanın yollarını bulmaları konusunda yönlendirmek ve anne-baba adaylarının arasındaki ilişkiyi güçlendirmek başlıca hedeflerimizdir......
Kursumuzun İçeriği:
*Kadının üreme organlarının anatomik yapısı,
*Gebeliğin oluşum hikayesi,
*Bebek oluşurken anne ve bababnın psikolojisi,
*Hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken hususlar,
*Hamilelikte beslenme ve günlük yaşam,
*Hamilelikte cinsel yaşam,
*Hafta-hafta hamilelik,
*Anne karnında bebeğin gelişimi,takibi,
*Gebelikte tarama testleri ve amniosentez,
*Babaların doğum planı,
*Doğum öncesi nefes, rahatlama egzersizleri,
*Hamilelik sırasında yoga ve diğer egzersizler,
*Doğum çeşitleri ve doğumun fizyolojisi,
*Doğum sırasındaki anestezi çeşitleri,ağrısız doğum,
*Doğuma hazırlık,
*Loğusalık dönemi,
-fizyoljisi
-psikolojisi
*Doğum sonrası egzersizler,
*Emzirme ve anne sütü,
*Yenidoğan bakımı,
-göbek bakımı
-yenidoğan sarılığı
-bebeğin altının değiştirilmesi
-bebeğin yıkanması
-bebeğin gazının çıkarılması
-bebek için rahatlama masajı
-bebeğin aşıları
-bebeğin uyku düzeni
-bebeklerin tırnaklarının kesilmesi ve bakımı
-bebeğin ağlaması ve onu sakinleştirmenin püf noktaları
*0-6 ay anne –bebek ilişkisinin önemi:Dünya ile ilk ilişki ve bağlanma,
*Çalışan annenin işe dönmesi,
*Doğum sonrasında Anne –bebek grubu –paylaşım toplantısı ( bebekler 8 haftalık olduğu dönem, katılımcılarla ortak karar verilecek.)
Bu kursumuz daha hamileliğinin başında olanlar için. Eğer hamileliğinizin 15-16. haftasındaysanız sizi bu kursumuza davet ediyoruz.sevgiler....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)