30 Ocak 2009 Cuma

hastane çantamda neler olmalı?

Hastane çantamda neler olmalı?
Kendiniz için 40 haftalık doktor kontrol bilgileriniz ve test sonuçlarınız. Kalın ve emici pedler. Yatağınızın altına sermek için yatak koruyucu. Kızınız olacaksa kırmızı, oğlunuz olacaksa mavi kurdele. Yedek atlet ve iç çamaşırlar. Lohusa sutyenleri. Deodorant. Sigorta dosyası. Göğüs pedleri. Diş fırçası. Ufak bir ayna. Diş macunu. Ağrıyan göğüs uçlarınız için rahatlatıcı jel ve kremler. Önden açılan pijamalar ve gecelikler. 1 adet lif. Bol bol çorap. El ve vücut kremi. Yelek, hırka gibi üşürseniz kullanabileceğiniz giysiler. Kitap. Cımbız. Terlikleriniz. Anı defteri. Kalem. Tırnak makası. Makyaj çantası. Kulak pamuğu Kamera. Tarak, toka ve aynanız. Misafir için çikolata sepeti. Dudak nemlendiriciniz. Bol bol kayısı suyu. (Kan yapar, süt yapar.) Çikolata. Pamuk. Törpü. Islak mendil. Fotoğraf makinesi. Temiz havlular. Sabahlık. Sabun. Mendil, kağıt havlu ve peçeteler. Atıştırmak için yağsız, baharatsız krakerler.
Bebeğiniz için
5–6 adet bütün tulum (Body) En az 3 çift minik, yumuşak çorap Başlık Eldiven Kirli iç çamaşırı torbası Bebek mendili Yelek gibi body üzerine giydireceğiniz giysi Battaniye Alt değiştirme örtüsü Üzerine yatırabileceğiniz bir iki farklı bebek çarşafı veya örtüsü Salya için omuz örtüsü Ana kucağı ya da araba koltuğu Bebek bezi Saç tarağı Biberon Yün patik Müzikli bir oyuncak Sıcak su torbası
Eşiniz için gerekenler
Pijama Terlik Diş fırçası İç çamaşırı Hırka Tıraş takımı Deodorant Çoraplar

25 Ocak 2009 Pazar

BABALARIN ROLÜ


Doğumun yaklaştığını ya da başladığını gösteren belirtilerle birlikte anne adayında bir enerji artışı olacaktır. Baba adayı eşinin bu enerjisini ev temizliği gibi şeylerle tüketmesini önlemeli, bu enerjisini doğuma saklamasını sağlayabilmelidir. Sancıları başladığında eşini sakinleştirmeli, saat tutarak sancıların kaç dakikada bir geldiğine bakmalıdır.
Birlikte nefes alma alıştırmaları yapabilir, eşinin beline masaj yapabilir.
Eşinin doğum yapmasını beklerken baba adayının da en az eşi kadar heyecanlı olacağı bilinmektedir. Eşine veya bebeğe bir zarar gelecek mi diye düşünüp korkabilir, hiçbir şey yapamadığı için çaresizlik yaşayabilir. Bu duygularla başa çıkabilmek için bir yakınıyla konuşabilir, onunla duygularını paylaşabilir. Yürümek de baba adayını rahatlatacaktır.
Baba bebeği ilk kez gördüğünde cinsiyeti beklediğinden farklı olduğu ya da küçük ve çirkin göründüğü için hayal kırıklığı yaşıyor olabilir. Bebek beklentilerden farklıysa kendisine ve ona biraz zaman tanımalıdır. Bebek başka bebeklerle karşılaştırılmamalı ve olumsuz yorumlarda bulunmamaya özen gösterilmelidir. Bu gibi yorumlarda özellikle anne kendisini suçlu hissedebilir ve suçluluk hissedebilir. Bu gibi olumsuz duygular sonucunda da annenin sütü kesilebilir. Anneyi suçlayıcı söz ve davranışlardan kaçınmak yerinde olacaktır.Baba adayları eşleriyle doğumhaneye girebilir ve bebeklerinin doğumuna tanık olabilir. Önceden doktorla konuşup doğuma girmek istediğini belirtebilir.Zaten doğumhaneler de çalışanlar babaların doğuma girmelerine alıştı.

BEBEĞİN AĞLAMA SEBEBLERİ


Bebek ağladığında hemen tepki gösterilip onun yanına gidilirse ona güven verilmiş olunur. Yaygın inanışın aksine ilk aylarda bebeğin her ağladığında ona ilgi gösterilmesi onu şımartmaz; tersine ihtiyaçları zamanında, sürekli ve yeterli olarak karşılanabilen bebeklerde güven duygusu gelişir. Bebek ihtiyacı olduğu zaman anneden yardım alabileceğini öğrenecektir, bebek kucaklandığında, okşandığında, onunla konuşulduğunda ona sevgi iletilmiş olur. Böylece bebek kendisinin kabul edildiğini, kendisine değer verildiğini anlayacak ve kendine güvenerek gelişecektir. Hatta annesini şaşırtarak sesini tanıyacak, ağlarken şarkı söylendiğinde sakinleşerek rahatlayacaktır.
Neden Ağlar? Bebek ağladığında çoğu kez niye ağladığı kestirilemez. Bebek acıkmış olabilir ya da sadece annesinin kucağında olmak istiyordur. Bazen de ne yapılırsa yapılsın bebek bir türlü susturulamayıp çaresiz kalınabilinir. Bebeği bir türlü susturulamadığı durumlarda sarsıp sert davranılmamalıdır. Bebeğin, annesini üzmek için böyle davranmadığı hatırlanmalıdır. Henüz o da dünyaya alışmaya çalışıyor ve annesini üzdüğünü anlayabilecek kadar büyük değil. Zaten anne bebeğine ne kadar sert ve sinirli davranırsa, o da o kadar çok ağlayacaktır. Bebeğe oyun mahiyetinde bile olsa sert davranmak yumuşak kemiklerinin ve iç organlarının zarar görmesine yol açabilir.
Bebeğin bulunduğu ortam, odanın sıcak ya da soğuk olması, odadaki ışık ya da gürültü de bebeği rahatsız edebilir. Bebek odası için 21 °C sıcaklık normaldir.
Bazen annesinin sinirli ve yorgun olduğunu hisseden bebek de huzursuz olabilir, annenin sakinliği ve huzuru onun için çok önemlidir. Evin çok kalabalık olması, herkesin bebeği kucağına almaya, onunla oynamaya çalışması gibi aşırı ilgi de bebeği yorup sıkabilir.

BEBEK ALIŞVERİŞİ


Bebek alışverişi, hamilelik döneminin en keyifli ve heyecan verici tarafıdır.Bebek için alınacak
giysi alışverişini çok abartmamalıdır. Hediyeler de gözönüne alınmalıdır.
Body,tulum ve giysilerin etiktleri sökülmeli veya kesilip, 30 derecede narin yıkama programında yumuşatıcısız bir şekilde yıkanmalıdır. İlk altı ay bebeğinizin çamaşırlarını ayrı ve yumuşatıcısız yıkanmalıdır.
6-8 tane body ve ev tulumu,2tane kalın dışarısı için tulum,2 tane şapka,4-5 çorap, 2 tane başlıklı havlu 0-3 ay beden ölçüsünde olmalıdır. Kıyafetlerinin boyun ve el bileğini sıkmamalıdır. Bebeğinizin çamaşırlarını giydirmeden önce mulaka yıkanmalısı gerekecektir.
Bebeğinizi yıkarken bebek küvetide gerekecektir.
Burun tıkanıklığını rahatlatmak için burun pompası gerekebilir.
Bebeğin ateşini ölçmek için termometre alınmalıdır.
Tırnaklarını kesmek için bebeklere özel üretilmiş tırnak makaslarından alabilirsiniz
.Bebeğinizin odasının havasını nemlenirmek için hava nemlendiricilerinden yararlanabilirsiniz. Bunun için ultrasonik olanını tercih edin.

SAĞLIKLI BİR BEBEK ODASININ ÖZELLİKLERİ

Öncelikle hangi odanın bebek odası olacağına karar vermeliyiz.Onun için şunlara dikkat etmeliyiz.
*Bebek odası, günışığını alan,sessiz,kontrolünü kolay yapacağınız konumdaki oda olmalıdır.
*Kuzey cephedeki oda soğuk,batı cephesindeki oda yazın sıcak olacaktır. O nedenle doğu cephesineki oda en uygunudur.Doğudan gelen sabah ışığı, rahat ve huzurludur.
* Oda rahat havalandırılabilinir olmalıdır.
* Oda sıcaklığı 20-22 derecede olmalıdır.Ayrıca odanın nem oranına da dikkat edilmelidir.
*Bebek odası için rahatlatıcı renkler seçilmelidir.
*Bebek ve Çocuk sağlığını gözönünde bulundurularak, keskin hatlara sahip olmayan mobilyalar seçilmelidir.
*Mobilyalar, estetikten öte kalite ve fonksiyonel olmasına dikkat edilmelidir.
*Bebek mobilyalarında kullanılan boyaların ve cilaların ağır metaller içermemesi ve standartlara uygun olmalıdır.

20 Ocak 2009 Salı

KUZEYİN HASTANE ODASININ SÜSLENMESİ

Kuzeyin Hastane Odasının Süslenmesi

Kuzey doğduğu zaman, İstanbul cerrahi hastanesindeki odasını çok güzel süsledik.Çok heyecanlıydık.Çünkü Kuzey zamanından yaklaşık bir hafta önce geldi.Buna rağmen Ebru doğumhaneden gelene kadar herşey çok güzel hazırlandı. Hiçbir eksik kalmadı...
Biz hastane odalarını hazırlarken ,annelere konsepti soruyoruz. Ona göre odayı düzenliyoruz....Ebru hem kelebekler hem de tavşancıklarının olmasını istedi. Ayrıca evdeki kızının odasının kapısınıda -sanki hastane odasının kapısı gibi- melek kanatlarıyla süsledik.
Konsept tavşan ve kelebekten oluşmuştu.Oda kapısını ve yatak başını kelebeklerden, çikolatalarını sevimli tavşanlardan hazırladık....
Herkes sevimli tavşanlarımızı çok beğendi.Onlara bu kuzeyden ufak bir hatıra, hediyeydi...
Ayrıca gelen misafirlerimize çok leziz lohusa şerbeti ve tavşan şeklinde kurabişlerimizden ikram ettik....
Gelen herkese anı defterine, Kuzey için notlar yazdı.. Bu Kuzey büyüdüğünde onun için gerçekten çok güzel bir anı olacak....

19 Ocak 2009 Pazartesi

HAMİLELİĞİ MUTLU GEÇİRMENİN YOLLARI

HAMİLELİĞİ MUTLU GEÇİRMENİN YOLLARI
Hamilelik bir değişim dönemidir. Anne adayının bedeni değişir, çiftin yaşam şekli değişir, evin en azından bir odası değişir, konuşulan konular değişir, öncelikler değişir. Değişim fizyolojik, psikolojik ve aile-içi iletişimi farklılaştıran türdendir.
Bazı çiftler bu tip değişimleri korku, kaygı ya da zorluklarla karşılama eğiliminde olabilirler ve bu sebeple, hamileliği sadece atlatılması gereken bir dönem gibi algılayabilirler. Hâlbuki bu dönem, anne adayının anneliğe hazırlanmasına yardımcı olan çok önemli ve kıymetli bir dönemdir. Bunu en iyi ve mutlu şekilde yaşamak, anne ve bebeğin fiziksel ve ruhsal sağlığı için çok önemlidir.

Hamileliği mutlu ve keyifli geçirmek için neler yapabilirsiniz?

Kadın olmanın, hatta doğurgan bir kadın olmanın keyfini farkına varın ve bu keyfi mümkün olduğunca yaşamaya çalışın. Unutmayın sınırsız zamanınız yok. Bu, maksimum 9 aylık bir keyif!
Tam bir aile oluşturduğunuzu fark edin. Bu, ele aldığınız bir projeyi geliştirmek ya da büyütmek demektir. Bu gelişimin keyfini çıkarın.

Vücudunuzdaki değişimlere karşı duyarlı olun. Aslında her bir değişim, yeni bir canlının dünyaya gelmesi için doğanın size verdiği destektir. Desteklendiğinizi hissedin.

Eşinizle, geleceğe ait yeni planlar yapmanın keyfini yaşayın. Aynı zamanda eşinizle en büyük ortaklığınızın keyfini yaşayın.

Doğacak bebek hakkında hayaller kurun. Hoşunuza giden bebek mağazalarını gezin, ona neler almak isteyebileceğinizi düşünün.

Bebeğinizin, büyüdüğü zamanları hayal edin. Onun, yetişkin olmasından nasıl bir haz alırsınız?

Gebelikle ilgili sıkıntılar yaşadığınızda, bu dönemin sonsuza kadar sürmeyeceğini, birkaç aydan ibaret olduğunu kendinize hatırlatın.

Aile büyüklerinden (anne, kayınvalide, abla gibi) destek alın. Talepleriniz olduğunda, bunu onlara açıkça iletin.

Hamilelik dönemi hakkında bilgi sahibi olun. Doktor kontrollerine düzenli olarak gidin. Bilgi edinmek sizi rahatlatıyorsa, gebelik kursları, internet ve diğer kaynaklardan bu dönemle ilgili bilgi sahibi olun. Bazı kişiler bir sürecin detaylarını bilmezlerse daha rahat ederler. Kendinizde böyle bir eğilim görüyorsanız, merak ettiğiniz kadarını öğrenin. Başka hamile kadınlar bu konuda daha fazla bilgi sahibi diye siz de bunu yapmak zorunda değilsiniz.

Kendinizi arkadaşlarınızdan, sosyal çevrenizden uzak tutmayın. Unutmayın siz hasta ya da yaşlı değilsiniz. Sadece hamilesiniz.

Uyku ve yeme düzeninize dikkat edin. Hamilelikte uyku düzeniniz bozulabilir. Eğer bozulursa uyumadan önce sizi rahatlatacak şeyler yapın. Duş almak, kafanızı rahatlatacak bir şeyler okumak, eşinizle konuşmak bunlardan biri olabilir.

Hayatınızda çok büyük değişiklikler yapmamaya çalışın. Bebek zaten başlı başına büyük bir değişimdir. Böyle büyük bir değişime hazırlanırken, iş değişikliği, ev değişikliği gibi konuları bir araya getirmemeniz, bebeğe adaptasyonunuzu daha kolaylaştıracaktır. Aynı zamanda değişimlerin yarattıkları stresi bir arada yaşamamış olursunuz.

Bebeğe hazırlanmak belli bir iş yükü getirir. Bunu yaparken sizin sağlığınızın öncelikli geldiğini unutmayın. Her şeyi hazır etme ve yetiştirme telaşı içinde olmayın. Siz iyi olmadığınız sürece bebeğinizin de iyi olamayacağını hatırlayın. Rahatlamak, keyif sürmek için kendinize zamanlar tanıyın. Her şeyi mükemmel yapmaya çalışmayın. Öncelikler belirleyin ve önceliği olmayan işlerin beklemesine izin verin. Böylece üzerinizde yarattığınız stres azalacaktır.
Diğer hamile ya da yeni doğum yapmış annelerle görüşün, onların deneyimlerini paylaşın ve tecrübelerinden yararlanın. Size önerebilecekleri püf noktalar olabilir. Ancak yine de herkesin hamileliğini kendi bedeni, kişiliği ve dünya algısı doğrultusunda yaşadığını unutmayın. Sizinkisi size özeldir ve başkalarınınki ile ayrıldığı yerler olabilir. Örneğin, herkes aynı kiloyu almaz, aynı duyguları hissetmez vs.
Değişen vücut imajınızı kabullenin. Bu, gebeliğin bir parçasıdır ve sizi sağlıklı doğuma ve doğum sonrasına hazırlar. Bu imajın kalıcı olmadığını kendinize hatırlatın.
Fiziksel olarak kendinize bakmaya devam edin. Belki eski bedeniniz yok ama kadınlığa ait güzelliklerden birini yaşıyorsunuz. Sizin yerinizde olmak isteyecek birçok kadın olduğunu unutmayın!
Kaygılarınız varsa bunları kendinize açıkça itiraf edin. Eşinizle ve destek alabileceğiniz diğer kişilerle bunları paylaşın.
İlahi yaradılış sürecine katkıda bulunduğunuzu kendinize hatırlatın.

Bu özel dönemi mutlu ve keyif alarak geçirmeniz dileğiyle…

Klinik Psikolog
Gonca Şensözen

HAMİLELİKTE YAŞANAN DUYGUSAL DEĞİŞİMLER

HAMİLELİKTE YAŞANAN DUYGUSAL DEĞİŞİMLER
Hamilelik kendi içinde bir değişim dönemidir. Aileye yeni katılacak olan bireye ve çiftin yeni rolüne (anne-baba) hazırlanılan bir süreçtir. Eğer çift ilk kez çocuk sahibi oluyorsa, bu dönem evli olmaktan, evli ve çocuklu olmaya atılan bir adımdır. Çiftler anne-baba olarak yeni sosyal rollerine bu süreçte hazırlanıyorlar. Tüm bu değişimlerden hem anne hem de baba adayları etkilenir. Baba adaylarından farklı olarak, anne adayları hamilelik sürecinde önemli fizyolojik değişimler yaşarlar. Bu değişimler de, onların psikolojilerini direkt olarak etkiler.
Anne Adaylarının Yaşadığı Psikolojik Değişimler Şunlardır:
1.Duygusal iniş-çıkışları: Anne adaylarının aniden parlaması, normalde ağlamadığı şeylere ağlaması, alınganlık göstermesi, bir iyi bir kötü hissetmesi gibi durumlardır. Etrafındaki insanlar tarafından bu durum kolay anlaşılamayabilir. Tüm bunlar anne adaylarının vücudundaki değişimlere hormon seviyesine, vücut ağırlığı ve şekline verdiği tepkilerdir.
2.Yeni bir beden: Hamilelikte alınan kilolarla birlikte kadının beden imajı da değişir. Normalde giydiği kıyafetleri giyemez. Gözüne pek de estetik gelmeyen birkaç hamilelik kıyafetini sıraya koyarak giyer. Normalde çok sık gideceği bir ortama çok daha içine sinmeyen bir kıyafetle ve kendini şişman hissederek gitmek zorundadır. Anne olacağı için tam bir kadındır ama görüntüsünden dolayı seksi, çekici ya da “dişi” hissetmez.
Kadının yeni bedenini, kilolarını, şişen yüzünü, elini, ayağını kabul etmesi kolay olmayabilir. Bir daha eski bedenine geri dönememe korkuları yaşayabilirler.
3.Cinsel hayatın ilişkilerdeki yeri: Kadının değişen vücut imajını kabullenmemesi cinsellikten kaçmasına yol açabilir. Kendini şişman, ya da daha az dişi bulan kadın, partnerinin, onu çekici bulmayacağı endişesi taşıyacağından cinsel hayattan uzak durmaya çalışabilir. Cinsel hayatı sekteye uğratabilecek bir diğer konu, cinsellik yaşamının bebeğe bir zarar verip vermeyeceğidir. Birçok çift bu konu sebeple cinsel aktivitelerini durdurmaya ya da azaltma yoluna giderler. Bu konuda endişelenmek yerine, jinekologlarının önerilerini dinlemek yerinde olacaktır.
4.Yaşam şekli değişir: Hamilelik kadının yaşam şeklinin de değiştiği bir dönemdir. Eskisi kadar yoğun ve yorucu şekilde çalışamaz. Hareketleri çok daha kısıtlı olacaktır. Uyurken bile istediği pozisyonda yatamaz. Bu değişiklikler kimi anne adaylarında çökkün ruh haline ve kaygıya yol açabilir. Özellikle bebek büyüdükçe, anne adayı işini istediği gibi yapamamaktan şikayetçi olacaktır.
5.Uyku düzeninin bozulması: Hamilelik, özellikle de son ayları, uyku düzeninin bozulduğu, anne adayının sık sık uyandığı, istediği pozisyonda yatamadığı bir dönemdir. Uykusunda bu sebepten yorgunluk, gerginlik, irritasyon hisleri yaşayabilirler.
6.Beni ne bekliyor? Belirsizlik....: Hamilelikte en çok kaygı yaratan konu doğacak olan bebek hakkında yaşanan belirsizliktir. Nasıl bir doğum olacak? Bebek sağlıklı olacak mı? Ben nasıl bir anne olacağım? gibi sorular anne adayının aklında döner durur. Bebek doğmadan bu tip sorular tam olarak cevaplanamadığı için hamilelik dönemi çok yoğun kaygıların ve de depresyonun yaşanılabileceği bir dönemdir. Bu durum, anne adayının kişilik yapısına göre şekil alır. Normalde kuruntulu bir kadın, hamilelik döneminde yaşanan bir takım belirsizliklerden dolayı daha da kaygılı hale gelebilir. Diğer bir önemli kaygı kaynağı daha önce yaşanan düşüklerdir. Eğer anne adayı daha önce bir düşük yaşadıysa, şimdiki bebeğin sağlığı ile ilgili yoğun kaygıları ya da yerli yersiz suçluluk duyguları taşıyabilir. Bebeğe zarar vermemek adına kendini aşırı kontrol altında tutmaya çalışıp, dönemi biraz daha zorlaştırabilir. (örneğin; “hiç merdiven çıkmamalıyım” gibi)
7.Kendini güçlü hissetmek: Anneliği deneyimlemeye hazır birçok kadının, hamileliğinin özellikle 2. trimester aşamasında yaşadığı önemli bir duygu, kendisini güçlü, kendine güvenir ve iç huzurunun yüksek şekilde hissetmesidir. 2. trimesterde vücut imajı henüz değişmemiştir ve anne adayı, dünyaya bir çocuk getirebiliyor olmanın gücünü, bütünlüğünü ve güzelliğini hisseder.
8.Konsantrasyon düşüklüğü: Anne adayının odağı bebek ve hamilelik süreci olduğunda, ilgilendiği diğer meseleler (iş, arkadaş, ilişkileri) daha ikincil düzeyde kalabilir. Çalışan anne adayı işine daha az ilgi duyabilir ve motivasyonu, yaşadığı fiziksel zorlanmalar yüzünden de, daha düşük olabilir. Bu durum da yaptığı işe konsantre olmasını güçleştirebilir.
Bu Değişikliklerle Başa Çıkmanın Yolları
- Hamilelik döneminde yaşanan fizyolojik değişimler ve bunların etkileri konusunda tıbbi bilgiler almak ve her dönemde anne adayını neyin beklediğini bilmek
- Diğer hamile ya da yeni doğum yapmış annelerle görüşmek, onlarla deneyimlerini paylaşmak
- Anne adayının kendi alie çevresinde (anne, kardeş, eş) destek alması. Kendi annesinin hamileliği nasıl geçirdiğini anlatması.
- Annenin Değişen Vücut İmajının Kabullenmesi
-Anne-baba adaylarını kendi kaygılarını açıkça konuşmaları, paylaşmaları. Kaygılar ortadan kalkmasa bile paylaşmak çiftleri rahatlatacaktır.
-Baba adayının, anne adayının yaşadığı psikolojik değişimlerinin önemli bir bölümünün fizyolojik kaynaklı olduğunu unutmaması. Duygu değişimleri ve hassasiyet konusunda eşine anlayışlı olması.
-Bebekle birlikte hayatlarının nasıl olacağının çift tarafından hayal edilmesi, konuşulması, anne-baba rollerinin belirginleştirilmesi.
-Hiçbir anne-babanın mükemmel olmadığının, her anne-baba’nın acemilik devri yaşadığının, her anne-baba’nın hata yaptığının çiftler tarafından sık sık hatırlanmaması.


Klinik Psikolog
Gonca Şensözen

17 Ocak 2009 Cumartesi

kuzey geldi













Kardeşimin oğlu,kuzey......
3 kasımda ,beklenilenden bir hafta önce geldi,sabırsız çocuk.
kardeşim ebru'nun suları aniden geldi fakat herşey hazır olduğu için biz çok fazla telaşlanmadık.hastaneye ne kadar sürede geleceğimizi yaklaşık olarak biliyorduk. doktorumuz Arzu hanımı aradık.
hastaneye geldiğimizde odamız hazırdı.odaya dr.arzu hanım ile beraber gittik,bebek kalp atışlarını izleyen makineye Ebru bağlandı. herşey yolundaydı...doğuma gerekli hazırlıkları hemşireler yaptı.
bu arada ben kardeşimin odasının süslemelerini yerleştirdim....annemse evden ebrunun bavulunu ve önceden hazırladığımız hoşğeldin bebek çikolatalarımızı getirdi...herşeyimiz hazırdı..
ebru epidural anestezi ile doğumunu yaptı...çok rahat güle oynaya doğumhaneye gittik.orada ben onun doğum koçu olarak ona destek oldum...bu arada da doğum fotoğrafçı arkadaşımız kuzeyin gelirken ki her halini fotoğrafladı.bir arkadaşımız da doğumun heranını videoya çekti....

gerçekten doğum olayı her kadının yaşaması gereken bir ola....kuzeyi ebrunun kucağına verildiği anki görüntü süperdi.......

12 Ocak 2009 Pazartesi

Hamilelik kursunun önemi

Her doğum çok özel bir durumdur ve nasıl gelişeceği önceden bilinemez. Ama doğuma çok iyi hazırlanmak mümkündür. Tavsiyemiz: bir doğum hazırlık kursuna katılınız!

Doğuma iyi hazırlanmış bir anne adayı bebeğini genelde daha kolay dünyaya getirir. Bu yüzden doğum hazırlık kurslarının sunduğu avantajlardan siz de mutlaka faydalanın. Bir doğum hazırlık kursu sizi hem bedenen hem zihnen doğuma hazırlayacaktır. Böyle bir kurs sizi yeni ‘‘mesleğinize’’, anneliğe yaklaştıracak. Bu kursda emzirmeyi ve bebek bakımını öğrenebilirsiniz; ayrıca hayatınızdaki değişiklikler de sürpriz olmaktan çıkacaktır.

HAMİLE KURSU

Hamile kursu

Hamilelik kursları gerek anne gerekse baba açısında doğuma hazırlıkta büyük yarar sağlamaktadır. Anne psikolojik ve fiziksel olarak doğuma hazırlanırken baba da onun yanında olarak kendini bu serüvene hazırlar.Hamilelik dönemi bayanların fiziksel ve psikolojik değişimler yaşadıkları zor bir dönemdir. Anne adaylarının gerek kendisi ve gerekse bebekle ilgili kaygıları,doğum ve sonrasında yetersizlik korkusu bazen hamilelik döneminin endişe ve sıkıntılarla dolu geçmesine neden olmaktadır.
Hamillelik Kursu’nun amacı,hamilelik süreci, doğum ve bebek bakımı gibi konularda katılımcıları bilinçlendirerek kaygılardan uzak mutlu bir hamilelik ve sağlıklı bir doğum dönemi geçirmelerini sağlamaktır.Hamilelik Kursu’nda hamileliğin oluşumundan, hamilelik süresince dikkat edilmesi gereken hususlara, gebelikte vücudunuzda oluşacak değişiklikler doğum sürecine ve hamilelik sonrası anne-bebek sağlığına kadar bilinmesi gereken tüm konular, uzmanlar tarafından anlatılır.Günümüzde, geleceğin anne babalarının çocuklarıyla ilişkilerine alışmasını ve yeni rollerini benimsemesini kolaylaştıracak ve destekleyecek hamilelik kurslarına talep artmaktadır. Bu tip kurslar talepleri karşılamak için içeriklerini zenginleştirerek “doğuma ve anne-baba olmaya hazırlanmak” konularında destek vermekteler. Doğuma hazırlık kursunda anne adayları istediği takdirde programa eşleri ile katılabilirler.Bu tip kurslarda hamileliğinizin birinci üç aylık döneminde bir başlangıç görüşmesi yapılır. Bir ebe veya doktor eşliğinde, durumun gözden geçirilmesi şeklinde yapılan bu görüşmede, ihtiyaçlar belirlenir ve buna uygun düzenlemeler yapılır. Doğum öncesi hazırlıklar ikinci üç aylık dönemde başlayabilir. Bireysel veya grup çalışmasını tercih etmiş olabilirsiniz. Doğumun nerede olacağı veya kimin yaptıracağı da önemli değildir. Bu tip çalışmalarda önemli olan yaratılan güven atmosferidir. Baba adayı da bu çalışmalara dahil edilebilir. Özellikle nefes alma egzersizlerinde baba adayının desteğine gerek duyulmaktadır. Her bir ders önemlidir. Derslerde çeşitli konular tartışılır: Hamilelik, vücudunuz, nefes alma egzersizleri, farklı duruşlar, vs. Uzmanımız orada bulunarak bebeğinizin günlük yaşamı ile ilgili soruları yanıtlar: Tuvalet ve beslenme vb.Ayrıca, programda rahat bir hamilelik dönemi ve sonrasında rahat bir doğum için yapılabilecek fiziksel aktiviteler (egzersiz uygulamaları) uygulamalı olarak gösterilir.

BEBEK İÇİN EN ÖNEMLİ ŞEY:ANNE SÜTÜ

ANNAE SÜTÜNÜN ÖNEMİ
Anne sütü doğanın annelere verdiği en anlamlı ve en güzel armağanlarından biridir. Bu mucizevi bileşim bebeğin ilk 6 ay tek başına tüm besin ögelerine olan gereksinimi karşılayan doğal bir besindir. Anne sütü alımı çocuğun diğer gerekli besinleri da alması şartı ile 2 yıla kadar devam edebilir
Doğumdan hemen sonra ilk beş gün içerisinde gelen ilk süt kolostrum (ağız sütü)’ dur. Rengi koyu sarıdır. Bileşimine ve özelliklerine bakıldığı zaman kolostrum (ağız sütü) bebek için büyük önem taşımaktadır.
Bu özellikler nelerdir?
Enfeksiyonlara karşı koruyucu etkisi vardır.
Protein içeriği yüksektir . arginin ve triptofan içerir.
T ve B lenfositlerden zengindir
Yağ içeriği olgun anne sütüne göre daha azdır..
Allerjilerden koruyucu etkisi vardır.
Bağırsağın olgunlaşmasını sağlar.
A , D , B12 vitaminlerini içerir.
Çinko bakımından zengindir.
Sarılığın önlenmesinde yardımcıdır.
Anne sütünün içerdiği yağların inek sütü yağlarına göre sindirimi ve emilimi daha kolaydır.Yağlı süt bebekte doygunluk sağlayacaktır, bu nedenle emme süresinin uzun olması gerekir çünkü emme süresi uzadıkça bebeğin yağlı süte ulaşması sağlanacaktır.Anne sütünün mineral içeriği annenin beslenmesi ile değişmez çünkü annenin depoları kullanılarak bu düzenleme sağlanır. Anne sütündeki kalsiyum ve demirin yoğunluğu inek sütüne karşın düşüktür fakat burada önemli bir nokta vardır ki anne sütündeki kalsiyum ve demir inek sütündekine göre daha çok emilmektedir.
Ayrıca inek sütünde bulunan bir protein alerjik etki göstermektedir anne sütünde böyle bir durum yoktur.
EMZİRMENİN YARARLARI NELERDİR?
Doğum sonrası bazı annelerde psikolojik stres oluşabilmektedir. Bebeğini reddetme durumları gözlenebilir.Emzirme ile anne ile bebek arasındaki duygusal bağ artmaktadır.
Anne sütü alan bebekler daha az ağlarlar.
Emzirme anneyi over kanseri , göğüs kanseri , osteoporoz ve anemiye karşı korumaktadır.
Kontaseptif (doğum kontrol) etkisi vardır.
Anne sütü alan bebeklerde orta kulak iltihabı riski daha azdır.
Anne sütünün steril olması ve ısı derecesi bakımından bebek için idealdir.
Anne sütü alan bebeklerde tip 1 diyabet , koroner kalp hastalığı , çölyak hastalığı görülme riski daha azdır.
Anne sütü alerjiye karşı da koruyucudur.
Bebeğin çene ve diş gelişimine yardımcı olmaktadır.

HAMİLE KURSU

BU KURSUN İÇERİĞİ:

• Hamilelikte oluşan fiziksel ve ruhsal değişiklikler ile riskli durumlar
• Bebeğin anne karnındaki gelişimi
• Hamilelikte beslenme ve gündelik yaşam
• Hamilelik süresince dikkat edilecek sağlık konuları
• Hamilelik ve sonrası anne bakımı
• Doğum türleri ve doğuma hazırlık
• Emzirme ve anne sütü
• Yeni doğan bakımı
• Lohusalık
* Nefes egzersizleri
• Hamilelik dönemi ve sonrasında anne ve babalar çocuklarının beyin gelişimi hakkında nelere dikkat etmeliler?
• Doğum sonrası depresyonu ile nasıl başedebiliriz?
• Yoga-pilates-meditayson’un hamilelik sırasında ve sonrasındaki önemi ve çalışmalar.


Bu kurs sonunda katılımcılara katılım sertifikası veriyoruz.İsterlerse doğumları esnasında doğum koçu olarak onlara destek de sağlıyoruz.